Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TGRT HABER "Kazandığımızdan Çok Harcıyoruz. Ürettiğimizden Çok Tüketiyoruz"
23.05.2018
Okunma Sayısı : 12697
Oy Sayısı : 9
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,77
Verdiğiniz Puan :
 

 

TGRT HABER "Kazandığımızdan Çok Harcıyoruz. Ürettiğimizden Çok Tüketiyoruz"

Bülent Şenver

.
.

 izlemek için  

.
.

 dinlemek için 

.
.

TGRT HABER EKONOMİNİN DİLİ Programı

"Kazandığımızdan Çok Harcıyoruz. Ürettiğimizden Çok Tüketiyoruz"

Deşifresi

Bülent Şenver

Meltem Acet



TGRT HABER "Kazandığımızdan Çok Harcıyoruz. Ürettiğimizden Çok Tüketiyoruz"

Bülent Şenver

TGRT HABER: Evet Sevgili izleyenler bugün gerçekten rekor üzerine rekor kırıldı. Dolarda, borsa da, gram altın da. Bugün stüdyo konuğumuz Bülent Şenver.

Genel durumu kendisi ile değerlendireceğiz. Bülent Bey hoş geldiniz efendim yayınımıza.

BŞ:
Hoş bulduk.

TGRT HABER
: Haftanın başından beri rekorlar ile seyreden bir trend izliyoruz Borsa da, Dolar da ve Euro da.

Dün akşam da en son Fitch'ten ve S&P'den gelen açıklamalarla doların yükselişinin hız kazandığını izliyoruz.

Asya piyasalarında da bununla ilgili birkaç hareket oldu.

Dilerseniz sizden dinleyelim neden bu kadar hızlandı? P Fitch'ten ve S&P'den gelen yorumlar geçen haftalarda da gelmişti.

Nedir bu son yükselişin temel sebebi?

BŞ:
Aslında öyle bir dönemden geçiyoruz ki, biz ekonomistler ve bu iş ile uğraşanlar yavaş yavaş bildikleri genel kuralın dışında piyasalarda bir takım hareketlerin olmaya başladığını izliyorlar.

Zaman zaman bizler dahi şaşırıyoruz, neden oldu?

Niye oldu diye.

Ama bence şöyle bir genel değerlendirme yapıldığında bütün bu hareketlerin temel sebebini daha iyi anlamamız mümkün olacaktır.

Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?

Aslında biz ekonomik açısından düşündüğümüz zaman tüketimi çok, üretimi az, ürettiğimizden çok tüketen bir ülkeyiz.

TGRT HABER
: Büyüme modeli tüketime dayalı.

BŞ:
Birince özelliğimiz bu.

Ürettiğimizden çok tüketiyoruz.

İkinci özelliğimiz ne?

İkinci özelliğimiz de şu;

Kazandığımızdan çok harcıyoruz.

Böyle bir ülkede yaşıyorsanız, siz kazandığınızdan çok harcama yapıyorsanız siz açık veriyorsunuz.

Ülkemizin en önemli üç açığı var.

Bir, bütçe açığı.

Devletin gelirleri ve giderleri açık veriyor.

İkinci önemli açığımız; dış ticaret açığı.

İthalat, ihracat, dış ticaret açığı veriyor.

Üçüncü önemli açık; cari açık.

Döviz girdilerimiz, döviz çıktılarımız.

Biz bu açıklarla nasıl varlığımızı ülke olarak, ekonomik varlığımızı, büyümemizi sürdürebiliyoruz?

Başkasının parasıyla. Borçlanarak.

Dolayısıyla bizim yurtdışından gelen kaynaklara ihtiyacımız var.

Bugün itibari ile baktığımızda özel sektörün yurtdışına olan borçları yaklaşık 246 milyar dolara ulaşmış.

Önümüzdeki dönem yani önümüzdeki yıl bizim ödememiz gereken, biz buna bankacılıkta vadesi gelen borçlarımız diyoruz, 186 milyar doların vadesi geliyor.

TGRT HABER
: Kısa vadeli borçları 186 milyar dolar.

BŞ:
Kısa vade artı orta vadeden kısa vadeye ikisini dönüşmüş kısmı ile ikisini birleştirdiğiniz zaman tabii ki biz bunun hepsini ödeyemeyiz.

Ne yapacağız?

Eski borcu yeni borç ile döndürmeye çalışacağız.

Döndürebilmek için bu borç veren mali kuruluşları, borç veren yurt dışı yatırımcıları ikna etmemiz lazım.

Nasıl ikna edebiliriz?

Bize güvenin. Bize borç verilebilir, bize güvenin.

Yabancı yatırımcının sevmediği en önemli bir şey var; belirsizlik.

Belirsizliği hiçbir zaman sevmiyor ve şuan da ülkemizin içinde bulunduğu durumda o kadar çok belirsizlikler var ki.

Dolar ne olacak? Diye soruyorlar.

Bilmem?

Cevap vermek o kadar zor ki.

Faizler ne olacak?

Artacak herhalde ama ne kadar bilmem?

O kadar çok belirsizlikler var ki, bu belirsizlikler sadece ekonomik göstergeler de değil, her yerde böyle. Politikada da böyle.

Ülkeniz nasıl bir yönetime kavuşacak?

Bilmem?

Bazıları başkanlık diyor, bazıları parlamenter sistem diyor.

Henüz daha bir karar yok mu?

Seçimler olsun, bakalım kim kazanacak?

Her yerdeki bu belirsizlik yabancı yatırımcıları tedirgin ediyor.

Ürkütüyor.

İkinci istemediği şey yabancı yatırımcının; istikrarsızlık.

Ben istikrarı severim diyor.

Bu ilke istikrarlı mı?

Dün yaptığı, bugün yaptığı, bundan sonra yapacağı hep aynı şey mi?

Bir bakıyorsunuz dün başka yapmışız, bugün başka yapıyoruz, yarın başka yapabiliriz diyoruz.

O zaman ben bu ülkede nasıl iş yapacağım.

Bütün bu belirsizlikler ve istikrarsızlıkların sonucu da güvensizliği yaratıyor.

O zaman bekle ve gör politikası izliyorlar.

Bekleyelim görelim.

Böyle durumlarda minicik serçe kuş kadar ürkek oluyorlar.

Türkiye'de ki Türk dalına konmuşlar, herhangi bir yerden ufacık bir şey duysalar, hemen uçup kaçmaya çalışıyorlar.

Hemen bir reaksiyon gösteriyorlar.

Çünkü dünyada o kadar çok ülke var ki paralarını yatırabilecekleri.

Türkiye tek bir ülke değil.

Görüyoruz dünyada da bir takım sıkıntılar var.

Sadece Türkiye sıkıntı çekmiyor. Başka gelişmekte olan ülkelerde sıkıntı çekiyor.

Özellikle Amerika FED'in faiz artırımları, önemli bir paranın Amerika'ya doğru kayması, Amerikan Hazine Bonolarının daha cazip hale gelmesi bir şekilde bizim fon almamızı da olumsuz şekilde etkiliyor.

Ama şöyle düşünün; siz bir şirket olsanız, sizin 1 Dolar borcunuz olsa, dün 3.5 Lira borcum var diyorsunuz , bugün 4,76 Liraya çıktı diyorsunuz.

Ben ilave 1 Lira nereden kazanacağım?

Hangi ürünümün fiyatına ne kadar zam yapmam gerekiyor?

Bunları düşündükçe karamsarlığa kapılıyorsunuz.

TGRT HABER
: İş dünyasını da çok etkileyen bir noktadayız, doların geldiği noktada.

Üretim durabilir, dediğiniz gibi yatırımcılar ürkebilir.

Elinde başka tasarruflar olanlar açısından da değerlendirmek lazım.

Dolar borcu olan ne yapsın Hocam? Size onu soralım.

BŞ:
Onlara bir öğüt vermek lazım; başa gelen çekilir.

Siz bir kere dolar ile borçlanmışsınız.

Biz hep dolar ile borçlananlara şu öğüdü veriyorduk.

"Dolar kazancınız yoksa, dolar geliriniz yoksa sakın dolar ile borçlanmayın." diyorduk.

Eğer siz dolar ile satış yapmıyorsanız, ihracatınız yoksa, döviz kazandırıcı işleminiz yoksa, döviz ile borçlandıysanız, maalesef Türk Lirası ile satacaksınız, o Türk lirasını dövize dönmek zorunda kalacaksınız. İşiniz hakikaten çok zor.

O nedenle diyorum ki; eğer dövizle borçlananların borç miktarı yönetebilecekleri kadarsa, yani sermayeleri ve şirketin büyüklüğü ile yönetilebilecek kadar bir döviz borcu söz konusu ise, birtakım varlıklarınızdan vazgeçerek, onları satarak, gayrimenkul olabilir, hisse senedi olabilir, bir an evvel bu borçlarınızı daha aşağı seviyelere çekin.

Kapatamıyorsanız bile, sıfırlayamıyorsanız, miktarı azaltın.

Biz buna borç öz kaynak oranı diyoruz.

Bankacılıkta kaldıraç diyoruz.

Ne kadar sermayeniz var, ne kadar borcunuz var?

Türkiye'de sermaye çok az olduğu için birçok KOBİ hep borç ile dönemeye çalışıyor.

Türk halkı da borç ile dönemeye çalışıyor.

O nedenle borçlulukları çok.

Bireysel insanlarımızın şöyle bir güvencesi var; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu demişti ki;

"Bankalar bireylere döviz kredisi veremez."

İyi ki demiş.

TGRT HABER
: Bugünlerde bunun faydasını görüyoruz.

BŞ:
Bakın ne kadar önemli ve ne kadar doğru bir karar.

Bir konut kredisi almış olsaydı o kişi, 100 bin dolar konut kredisi almış olsaydı, 350 Bin Lira borcum var derken, şuanda 476 bin Lira borcum var demek zorunda olacaktı.

Ve maaşı hep aynı. 2500-3000 Lira maaş alıyor olacaktı.

Demek ki ülke olarak zaman zaman doğru kararlar alabiliyoruz.

Şirketler böyle değil tabii ki.

Şirketler iş yapmak zorunda. İş yapabilmek için bazen dışarıdan ithalat yaparken dış satıcıdan borç para alıyor.

"90 gün vade ile, 120 gün vade ile ödeyeyim sana " diyor.

Daha büyük kuruluşlar, holdingler ise;

Dış bankalardan kredi temin edebiliyorlar.

Bizim arzumuz şu; bir an evvel seçimleri yaptıktan sonra kim kazanırsa kazansın, ülkenin yeniden güvenilir bir ülke, istikrarlı bir ülke, her şeyin belli olduğu bir ülke olduğunu ispatlayacak hem programlarında, hem sözlerinde, hem de davranışlarında kısa sürede bulunmasını sağlamak ve belirli bir süre içerisinde ülkenin 10-15 yıl önceki güvenilir ülke, iyi zamanlarındaki ülke durumuna gelmemizi sağlamamız lazım.

Eğer biz dünyanın bu sistemi içerisinde bizi değerlendiren bu dış yatırımcıların değerlendirme yöntemlerine itiraz ederek Fitch not veriyor,

"Fitch de kimmiş?"

Dünyanın kullandığı sistemlerin dışında bazı sistemleri kullanmaya çalışırsak çok zarar görürüz.

O zaman bizim görevimiz, dünya ne kullanıyor ise onun kullandığı yöntemlere göre biz iyi olmak zorundayız.

TGRT HABER
: Ayak uydurmak.

BŞ:
Ayak uydurmak ve onlara göre. Ben bunu tıpkı şeye benzetiyorum; Bir öğretmen not vermiş, öğrenci diyor ki:

"Bu öğretmen çok kötü. Ben bu öğretmeni hiç beğenmiyorum" veya

"Bu öğretmenin öğrettiği şeyler doğru şeyler değil. Başka şeyler çalışacağım."

Bunu demek lüksümüz yok.

Dünya içinde önemli bir ülkeyiz.

Ülke olarak önemliyiz.

Ekonomi olarak önemliyiz.

Bu kadar gencimiz hep bizden ekmek bekliyor, aş bekliyor, iş bekliyor.

Biz bunu başarabilecek güçteyiz.

Alt yapımız var, bu tecrübemiz var, bu geçmişimiz var.

Yeter ki birlikte el ele verelim.

Birbirimizi zedelemeyelim, ayrıcalıklar yaratmayalım.

Hukukumuza güvenelim, adaletimize güvenelim.

Biz, biz olalım.

Biz, biz olmaktan uzaklaşıyoruz.
,
Biz kimiz?

Biz Türk halkıydık. İyiydik, güzeldik. Niye yolumuzdan sapıyoruz? Tekrar doğru yolumuza geri dönelim.

TGRT HABER
: Hocam, öyle güzel açıkladınız ki en başından beri, Türkiye'nin en başta gelen problemi tüketim odaklı olması, üretim odaklı olmaması dediniz.

Tasarruf sıkıntısı olması dediniz. İnsanlar tasarruf yapmıyor dediniz.

Belki uzun vadede aslında bu sorunların çözülebilir olması hem üretimi artırır hem bizim bütçe açığı olsun, ticari açığımız olsun hepsine olumlu olarak katkıda bulunur diye düşünüyorum.

Ağzınıza sağlık.

Bu önemli günde bizi stüdyo da yalnız bırakmadınız.

Yrumlarınız ile destek oldunuz teşekkür ediyoruz size.

BŞ:
Her şey çok daha iyi olacak.

TGRT HABER
: İnşallah. Teşekkürler Hocam.

Sevgili Seyirciler Bülent Şenver, bugün stüdyo konuğumuzdu.

.
.



.


Meltem Acet

.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org