Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

RADYO VİVA Ebru Yaşar ile Bülent Şenver Söyleşisi
16.12.2018
Okunma Sayısı : 10356
Oy Sayısı : 9
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,77
Verdiğiniz Puan :
 

 

RADYO VİVA Ebru Yaşar ile Bülent Şenver Söyleşisi

.
.

 Ebru Yaşar ile Bülent Şenver Söyleşisi dinlemek için  

.
.

RADYO VİVA Ebru Yaşar ile Bülent Şenver Söyleşisi

.



.



.

RADYO VİVA Ebru Yaşar ile Bülent Şenver Herkese Kitap Vakfı Söyleşisi

Deşifresi

 

RADYO VİVA EBRU YAŞAR: Merhabalar . Türkçe müziğin keyfi Radyo Viva da Ebru Yaşar ile yaşam programından herkese tekrar tekrar merhaba diyorum.

Hoş geldiniz yayınımıza.

Hepimizi yakından ilgilendiren bir konu ile sizlerleyiz bugün.

En son hangi kitabı okudunuz? Evliyseniz eşiniz ile birlikte kitap okur musunuz?

Çocuğunuz varsa ona kitap okumayı nasıl teşvik edersiniz?

Hem kendimize, hem çevremize, kitap okumanın önemini , kitap hediye etmenin değerini anlatan bir vakıf var.

Biraz uzun bir giriş oldu ama başka türlü nasıl açıklayabilirdim bunu?

Herkese kitap Vakfı. Herkese Kitap Vakfı Kurucusu, Genel Başkanı Sayın Bülent Şenver Bey bizimle.

Çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz.

Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.

Yayında sizinle olmak çok güzel.

Bize çok kıymetli bilgiler vereceksiniz bugün.

BŞ:
Hoşbulduk.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Türkiye'ye kredi kartını getiren ilk insansınız öyle mi?

BŞ:
Resimli kredi kartları vardı belki hatırlarsanız. Türkiye'de resimli kredi kartlarını Türkiye'de ilk defa gerçekleştiren.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Telefon bankacılığı uygulamasını getiren. Ben sizin geçmişinizi okuduğumda inanılmaz şeyler var. Sayfalarca var. Şaşırdım, takdir ettim, inanılmaz, çok güzel işlere imzalar atmışsınız.

Asıl işiniz bankacılık.

Kendi bankanızı açmaya kadar, Kıbrıs'ta götürmüşüsünüz.

Sonra da "ben emekli oldum, yan gelip yatayım" yerine bir vakıf kurmuşsunuz.

Neden böyle bir şeyin ihtiyacı içine girdiniz?

BŞ:
Şunu ben hep kabullendim hayatım boyunca.

Hayat insanlara çok şeyler veriyor. Hayat insana çok şey verirken önce ailesi veriyor , toplum vermeye başlıyor.

Biz hep diyoruz ki vatanımızın milletimizin imkanlarını kullanıyoruz, bir şeyler elde ediyoruz, sonuçta bunları paylaşmamız lazım bizim.

Bir şeyler alırken alması güzel, verirken vermesi zor denilir hep.

Ama sadece alıcı olmamak lazım.

Bir dönem geliyor insan hayatında vermeye yönelik daha fazla çalışmalar yapmanız gerekiyor.

Bu vermeye yönelik çalışmalar içerisinde de sivil toplum kuruluşlarına görev yapmak, topluma sivil toplum hareketi ile katkıda bulunmak bence önemli hale geliyor.

Sebebi de şu; tabii ki insan kendi vicdanı için bireysel bir şeyler yapabilir.

Yapması da doğal. Biz buna hayırlı işler diyoruz.

Fakat bunlar kurumsallaşmadığı sürece sürdürülebilirliği olmuyor.

Birkaç kez yapıyorsunuz bitiyor. Halbuki kurumsallaştığınız zaman, bir dernek kurarak, bir vakıf kurarak, o zaman sizin yaptığınız bu iyi şeyler, hayırlı şeyler, sizden sonra da devam etmek imkanı daha da artıyor, daha da çoğalıyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kitaplar sizin için hep önemlimiydi? Özellikle bu yola girmenizde kitap sevginizin etkisi var mı? Yoksa Ben emekli oldum.

Bir şeyler de yapayım gidip tatil yapmanın yanı sıra bir oyunun içinde olayım duygusu muydu?

Yoksa kitapları çok sevmeniz mi?

Gençlerinde, yeni neslin de , belki kitaplarla çok arası olmayan insanlarında aynı duygularda buluşmasını mı istediniz?

BŞ:
Aslında çok ilginç oldu böyle bir karar vermem, Herkese Her Yerde Kitap Vakfı'nı kurma kararı. Önce Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanlığı da yaptım.

Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanlığı yaparken bir gün bir Amerikalı geldi, sisinle konuşmak istiyorum diye "Hangi Konuda" dedim.

Ben Türkiye'de İş adamlarının, iş aleminin etik değerlere bakışını ve iş ahlakı konusunda araştırmalar yapıyorum dedi.

Çok ilgimi çekti, Amerikalı geliyor Türk işadamlarının iş ahlakı ile ilgili bana birkaç soru sorabilir miyim dedi: Tabii ama bir şartla sorabilirisiniz hazırlayacağınız rapordan bir kopya istiyorum dedim.

Sorular sordu bana , 4-5 hafta sonra rapor bana geldi. Raporda okuduğum şeyler beni şaşırtmadı, bildiğim şeylerdi ama bir Amerikalı'nın yazıp kağıda dökmesi birazcık beni üzdü.

Çünkü her okuduğum sayfada bildiğim ama Türk İş Hayatında etik değerlere çok fazla önem verilmediği , kısa sürede köşe dönmek, yasaların etrafından dolaşmak, sadece şirketin menfaatlerini düşünmek.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
: Etik Değerler nedir tam olarak?

BŞ:
Kısa bir tanımını yapmış olursak iyi ve doğru davranışlar diyebiliriz.

Bir şirket, çok paydaşları olan bir kurum. Şirketin müşterileri ile ilişkileri var, tedarikçileri ile ilişkileri var, personel ile ilişkileri var, bankalar ile ilişkileri var, kamu kurumları ile ilişkileri var.

Bu ilişkileri sürdürürken aldıkları kararları , yaptıkları davranışları, yaptıkları uygulamaları hep doğru ve iyi olması.

Buna etik davranmak diyoruz.

Bunun tam tersi de yanlış ve kötü davranış.

Öyle dediğimiz zaman Türkiye'de bir sorun ortaya çıkıyor o sorunda şudur; kimin doğrusu kimin yanlışı.

Aynı olayı anlattığımız zaman birisi diyor ki bana göre bu olayda doğru davranış şu şekilde hareket etmektir, diğeri ise bunun tam tersi öyle değil, bu şekilde diyebiliyor.

O zaman da şunu sorgulamamız lazım; biz neyin iyi, neyin doğru olduğunu kafamızda oluştururken kendi değerlerimizi ve kendi değer yargılarımızı , o güne kadar içimizde biriktirdiğimiz kültürel, vicdan, yetiştirme tarzımız, örf, adet, görgü, görenek.

Her şeyi aslında beynimizin içinde otomatik bir makine çalışıyor ve doğru şunu yapmaktır diyoruz birden bire.

Değerler konusunda eğer bir mutabakata varmazsak, herkes için adalet önemli olmalı, herkes için dürüstlük önemli olmalı, herkes için şeffaflık önemli olmalı.

Bunların tanımları da önemli olmalı.

Bir olay oluyor, biz diyoruz ki hiç adil davranmadın, karşıdaki diyor ki hayır çok adil davrandım. Bunun da tanımını iyi yapmak lazım.

Ülkemizde bunlar kuzey ve güney kadar o kadar zıt ki.

Sizin kuzey dediğiniz yere ben güney diyorum kavga başlıyor.

Bu etiği yerleştirmek için baktım ki o raporun içerisinde en sonda bütün o Türkiye'deki uygulamaları bir şekilde kınamış, kötülemiş Amerikalı, sonunda da öneriler diye bir sayfa yazmış.

Öneriler diye yazdığı sayfada bir öneri bu konuda bir sivil toplum hareketi başlatılmasını öneriyorum diye.

Ben de Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanlığım sona erdiği zaman ben bir tane Etik Değerler Merkezi Derneği kurayım, gençlerin etik anlayışı bilincinin oluşturulması için bu çalışmaları yapayım.

Bunu kurdum, baktım ki gençlerle uğraşırken gençler kitap okumuyor.

Kitap okumayan gençlere biz nasıl etik değerleri anlatacağız, öğreteceğiz.

Ahlaklı olmayı, sorgulamayı, araştırma yapmayı bu mümkün değil.

O zaman bir vakıfa daha ihtiyaç var Herkese Her Yerde Kitap Vakfı'nı kurdum.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Siz o Amerikalı beyefendiyi haklı buldunuz mu?

BŞ:
Sadece tespit yaptığı için evet.

Tespiti doğruydu.

Şu anda kime sorsanız Türkiye'de ki iş aleminde iş adamları veya şirketler çok etik davranır mı? Diye hemen hemen herkesin etik dışı davranmak ile ilgili bir sıkıntısı, bir şikayeti olmuştur.

O senedini ödemedi.

O verdiği sözü tutmadı, beni kandırdı, "ürününün üstünde bir etiket vardı bembeyaz yıkar, olmuyor ki öyle." Herkesin bu konuda olumsuz bir tecrübesi olmuştur.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Ben kısa bir ara verip etik konusunda sizinle sohbet etmek istiyorum.

Ben Ebru Yaşar, tekrar sizlerle beraberiz. Bülent Şenver konuğumuz.

Kendisinin kurmuş olduğu, başkanlık etmiş olduğu Herkese Kitap Vakfı üzerine konuşuyoruz.

Kitap Vakfı'nın kuruluş hikayesi Amerika'dan gelen Beyefendinin sizi böyle beyninizde bir ampül yanmasıyla oluştu. Sonra nasıl gelişti?

BŞ:
Böyle bir vakıf kuralım dediğimiz zaman Türkiye'de vakıf kurmak çok kolay değil.

Çeşitli formaliteleri var, bürokrasisi var, dolayısıyla yaklaşık 1 yıla yakın bir süre bunun için uğraştık.

Hem Ankara'dan izin alabilmek için, vakıf kurabilmek için mütevelli heyeti ve vakfedenler gerekiyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kaç kişilik bir heyet olması gerekiyor.

BŞ:
Bizim yaklaşık 15 kişilik vakfedenler mütevelli heyetimiz var. İzin aldıktan sonra çalışmalarımıza başladık.

Üç yıl önce.

Çalışmalarımıza başladığımız zaman amacımızı çok basitçe koyduk.

Dedik ki; Herkese Her Yerde Kitap Vakfı'nın üç tane amacı var.

Türkiye'de kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak, ihtiyaç sahiplerine kitap iletmek.

Üç tane basit amacımızı koyduğumuz için de yapmış olduğumuz çalışmalar çok etkili olmaya başladı. Sevdirmek için bazı projeler, yaygınlaştırmak için bazı projeler, iletmek için bazı projeler geliştirdik.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Ülke olarak bir araştırma yapılmış, kitap okumaya ayırdığımız süre araştırılması yapılmış.

Neredeyse en sondayız hocam.

İngiltere ve Fransa'da yüzde 21 ki bence çok düşük değil mi kitap okumak için.

BŞ:
Düzenli kitap okumak.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Düzenli olarak ayda bir kitabı bitirmek. Arada dergi karıştırmakla bunu bir tutmayacağız.

İngiltere ve Fransa'da yüzde 21, Japonya da yüzde 14'ü , İspanya2nın yüzde 9'u düzenli kitap okurken Türkiye'de 10 bin de 1 kişi kitap okuyor.

Türk halkı kitap okumayı sevmiyor mu? Bu kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılır?

BŞ:
Bu istatistiklerin bir kısmı doğru.

Tam o oran olmasa bile ona yakın bir orandır.

Bu istatistiklere başka istatistiklerde ilave etmek mümkün.

Ben birkaç tane not ettim.

Okuma yeterliliği konusunda 65 ülke analiz edilmiş Türkiye sonlara doğru 42. Sırada.

Bir de beceri bakılmış, 35 ülkeye bakmışlar, biz sonlarda 28. Ülkeyiz.

Biraz önce siz dediniz ki, kitap okumuyoruz, yüzdelerini söylediniz.

Kitap okumaya ne kadar zaman ayrılıyor bakılmış.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Hep diyoruz vaktim yok.

Günde 10 dakika nasıl yemek, içmek, uyumak, bir ihtiyaçsa 15 dakikayı da kitap okumaya ayırmak mı lazım?

BŞ:
Çok doğru. Kitap okumaya zamanım yok, diyenlere aynen şunu söylüyorum; zamanın olmasa bile önce sen okuyacak bir kitap temin et.

Eline al, tutu. Zamanım yok diyorsun ama günde 1 sayfa okumaya da mı zamanın yok?

Yok derse bir paragraf okumaya da mı zamanın yok?

Yok derse 1 cümle ye demi yok? Diyorum o zaman yok diyemiyor.

Günde 1 cümle okumak sayılır mı?

Bu bir başlangıç.

Bu sana alışkanlığının devamını sağlayacaktır.

Halbuki zamanım yok diye eline kitap almazsan, yatağının başına kitap koymazsan

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Doğru kitabı da bulmak önemli galiba.

Bir kitap alıyoruz, birkaç sayfa okuyoruz, bizi cezp etmiyor, diğer kitaplarda da aynı hisse kapılacağımızı zannediyoruz.

Aslında biraz emek vermek gerekiyor.

O olmadıysa başka bir kitabı elimize almak, zaman içerisinde insan ne okumak istediğini aşağı yukarı anlıyorsun.

BŞ:
Zaman olarak da şuanda televizyona ve elimizdeki aletlere vakit ayrılıyor.

Ortalama günde beş saati Türk insanı televizyona ve o aletlere ayırıyormuş.

Kitap okumaya ise sadece günde 59 saniye kalıyor.

Okuyanların oranları okumayanlara bölününce öyle çıkıyor.

Günde 1 dakika bile ayırmıyoruz.

Kitap okumak aslında bir vakit ayırmak işi.

Şöyle düşünürseniz Allah bize kitap okuyalım diye hangi aletleri vermiş?

İki tane göz.

İki tane göz dakika da kaç kelimeyi okuyabilir? 500 kelime.

10 bin kelime okuyabilir mi? Hayır, öyle bir göz vermemiş Allah.

Bir de şöyle düşünün Allah'ın verdiği beyin çok ileri bilgisayarlardan daha ileri çalışmıyor mu?

Çalışıyor.

10 bin kelimeyi 1 dakika da işleyebilecek kapasite var mı?

Var. Niye Allah bize 10 bin kelimeyi o beynin içine sokacak alet yapmamış da sadece 500'ünü yapmış.

Bir bildiği var.

Biz o zamanı bir şekilde ayırıp o kitaba harcamıyoruz.

Biraz da kolaya kaçıyoruz.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kolaya kaçmak dediğiniz zaman, telefonlara kitaplar yüklenebiliyor. Kitapları okumaya gerek kalmadan dinleyebiliyorsunuz bile.

Bu da güzel.

Hiç okumamaktansa.

Aynı etkiyi verir mi? Dinlemek ile okumak.

BŞ:
Vermez. Kulakla dinlemek de güzel ama göz ile bir şeyi okuduğunuz zaman daha farklı algılıyorsunuz, dinlediğiniz zaman daha farklı.

Dinlemek de duyularımızdan bir tanesi ama göz ile okuduğunuz zaman o kelimelerin beyninizin içinde yarattığı hayaller, fotoğraflar bambaşka oluyor.

Birisi size kuş sesi diye kulağınıza bir şey söylese o kuş sesini farklı yaparsınız ama gözünüz ile baktığınızda "Dalgalar denize çarpıyordu"

Onu hayal ediyorsunuz, beyniniz öyle bir başlıyor ki çalışmaya ve bu insan için gerekli.

Beyniniz ne kadar çok çalışırsa, o kadar daha iyi çalışmaya başlıyor.

O nedenle bence okumanın yerini tutmaz ama hiç yoktan daha iyidir.

Araba kullanırken sesli olarak kitap dinlemenizde fayda var.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Herkese Kitap Vakfı'nda sizlere nasıl destek olunuyor?

Dışarıdan nasıl bir destek alıyorsunuz?

Nasıl bir desteğe ihtiyaç duyuyorsunuz?

Biz size kitap göndermeli miyiz?

Para mı göndermeliyiz?

Nasıl oluyor?

BŞ:
Amacımız sevdirmek, yaygınlaştırmak , kitap iletmek dedim. İletmek konusunda aslında çok fazla halkımızın yapabileceği destekler var.

O desteklerde ihtiyaç sahipleri dediğimiz çok sayıda okul var, çok sayıda cezaevi var.

Şuana kadar 45 cezaevine kitap gönderdik.

Türkiye'de mevcut 9 kadın cezaevinin hepsine kitap gönderdik.

Yaklaşık 40 bine yakın 9 kadın kadın cezaevlerine kitap gitti.

Çok ihtiyaçları var.

Diyorum ki ben "Her kitap bir pencere açar" Yüzlerce pencere açılıyor onlar için.

Dolayısıyla kitap hemen hemen herkesin evinde var.

Hiç olmayan bir şey değil bu.

Bu kitaplar bazen öyle duruyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Duruyor ve koyacak yer bulamıyoruz.

Okuyorsunuz, duruyor ve bir daha çevirmiyorsanız bir anlamı da kalmıyor.

Ben tekrar gözden geçirme taraftarıyım ama hepimizin öyle bir kütüphanesi yok evinde.

BŞ:
Biz kitapcan kitap bağış kumbaraları diye çok güzel kumbaralar yaptık.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kitapcanın başlığına bayıldım ama kısa bir ara verelim sonra Kitapcanlara dönelim.

Tekrar yayındayız ve çok güzel bir konu ile ilgili konuşuyoruz.

Kitaplar hakkında konuşuyoruz.

Bir kitapcan hikayesi var. İsmini çok sevdim. İsim babası sizsiniz herhalde.

BŞ:
Biz bu konuları gönüllüler ile yapıyoruz.

Herkes elinden gelen desteği bize sağlıyor.

Böyle bir marka ve isim çalışma yapmak denilince akla hemen yaratıcı ajanslar geliyor .

Bu konu ile ilgili yaratıcı ajansa gittim, orada tanıdığım kişiler Serdar Erener ve Uğurcan Ataoğlu var.

Hikayemizi anlattım, ne istediğimizi anlattım, onlar da hem kitapcan logo çalışması var, güzel bir logo.

Sırtında kitap var.

Kitabı kanat diye kullanıyor.

Çocukların çok hoşuna giden bir kitapcanımız oluştu.

Bizim yasal adımız Herkese Kitap Vakfı olmasına rağmen biz bu kitapcanı da kumbaralarımız üzerinde kullanıyoruz.

Bizlere destek olan her gönüllünün adına kitapcan gönüllüsü diyoruz.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Belli bir limiti var mıdır sizlere kitap göndermek istiyorsak?

BŞ:
Kitapcan kitap bağış kumbaralarını 20 adede yakın alışveriş merkezine yerleştirdik.

Tepe Nautilus, İstinye Park, Akasya .

Bir tane bile olsa o bir tanesini onun içerisine atıyorsunuz, onlar bize ulaşıyor.

Onların içerisinden biz ayırım yapıyoruz, hangi yaş gurubuna hangi kitaplar olur diye .

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
: Bu saydığınız yerler İstanbul'da.

Anadolu'nun bir çok yerinde kitap okuyan meraklılar da var. Doğu ilerinde daha da meraklılar var.

Doğu illerindeki çocuklar, gençler aslında daha kitap okumayı seviyorlar, şartları zor olmasına rağmen .

Belki daha zor yakaladıkları için, daha zor buldukları için onlar için daha kıymetli oluyor ama sonuçta okuyorlar, bitiyor.

Onlar nereye göndersinler, sizlere nasıl ulaşabilirler?

BŞ:
Bir iki tane kitap ise özel bir organizasyon yerine bize PTT ile gönderebilirler.

PTT lojistik hizmetleri de veriyor.

Çok sayıda kitabım var. Babam vefat etti, kütüphanesi kaldı diyorlarsa onları koliliyorlar.

PTT yüzde 50 indirim yapıyor kitaplara.

İki koli yaklaşık 20 TL'ye geliyor.

Çok büyük bir rakam almıyorlar. Bu şekilde gönderilebiliniyor.

Biz kitapcan kitap bağış kumbaralarımızı D&R mağazalarına da koyduğumuz için D&R'da yavaş yavaş Anadolu'ya açılıyor.

Geçenler de Trabzon da şube açtılar. Onlar da yayıldıkça bizim kumbaralarımız da diğer illere yayılacaktır.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Gönüllü sayısı istediğiniz düzeye geldi mi?

BŞ:
Bence hızla artıyor.

Önemli olan orada her gönüllünün yapabileceği projeleri geliştiriyor olabilmemiz gerekiyor.

Bizim web sitemizde www.herkesekitapvakfi.org orada gönüllü olmak istiyorum diye bir form var.

O formu dolduruyorlar. O formun sonunda bazı şıklar var onları işaretlemek zorunda.

Bir tanesi diyor ki; maddi katkı sağlayabilirim, veya projelerde görev alabilirim, sadece gönülden destekleyebilirim, en sonunda da hepsini yapabilirim var.

Hangisi onlara uyuyorsa onları tıklıyorlar. Bizim proje liderlerimiz başvurulara bakıp nerelerde bize faydalı olabilirler onları değerlendiriyorlar.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Türkiye'nin dört bir yanından kitap geliyor, hala kitaba ihtiyacınız var mı?

BŞ:
Var. Şuana kadar yaklaşık 360 bin geçti gönderdiğimiz kitap sayısı. Ben bunu söylediğimde ne kadar çok diyorlar.

Ben de diyorum ki aaa demeyin, ben size bize başvuruda bulunmuş kitap bekleyen okul sayısını söyleyeyim diyorum, yaklaşık 8600'ü buldu ve hemen her gün 5-10 yeni okul başvurusu geliyor.

Her okula yaklaşık 300 kitap göndersek, 8 bin okul düşünün 2 milyon 400 bin kitaba ihtiyacımız var. Sizin iki kitabınız, başka birinin 3 kitabı 2milyon 400 bin kitaba ulaşmamız gerekiyor.

Bu da şu demektir; daha fazla el ele vermemiz gerekiyor, kampanyaları geliştirmemiz gerekiyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kitapları yakanlar var.

Isınmak için, yer kaplıyor diye çöpe atılıyor. Hem de maddi külfet.

O kitaplar sonuçta hepsi kağıt.

Bilinçlenmek, bilinçlendirme, bu konular hakkında daha fazla konuşmak, sizler gibi bu işlere gönül vermiş insanların daha fazla insana ulaşmaya çalışması.

Bizlerin öyle elimizden geldiği kadar bilinçlendirmeye çalışması.

Artık iletişim çok kolay. Bizim şu programı dinleyen insanlar kütüphanesine bir bakacaktır.

BŞ:
Şunu yapmalarında da fayda var, artık o kadar sosyal medyada gelişti ki.

Vakfımızın instagram hesabı var, herkese kitap vakfı diye ararsa instagram da görecek you tube de görecek, facebook görecek, oradan bize rahatlıkla mesaj gönderebiliyorlar, "Evimde kitaplar var ne yapabilirim?" diye o tip mesajlara cevap veriliyor, bir organizasyon yapılıyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Manevi olarak kendilerinin rahatladığını da görecekler.

O kitapları çöpe atmak yerine bir okula gönderiyor olmak, ihtiyacı olana gönderiyor olmak, onun manevi huzuru da bence tartışmasız.

BŞ:
Biz yaklaşık iki hafta önce çok yeni bir proje başlattık.

Projenin adı "El ele" her köy okuluna bir kütüphane projesi. İstiyoruz ki Türkiye'de her köy okulunun bir kütüphanesi olsun.

Yapılan araştırmalarda görülmüş ki Türkiye'de ki okullarımızın yaklaşık yüzde 70'in de kütüphane yok. Çok büyük bir rakam. Bunu bize müracaat eden okullardan da anlıyoruz.

Her köy okuluna bir kütüphane kuralım.

Niye köy okulu diye başladık?

Köy okulları hem kişi sayısı hem de oradaki öğrenciler bakımından daha ihtiyaç olan yerler.

Oradaki öğretmenler kitaba çok daha sahip çıkıyorlar.

Çocuklar ile birlikte çok daha faydalı kitaplar ile ilgili çalışmalar yapıyorlar.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Bir de ağaç yaşken eğilir deriz ya o çok doğru.

Okuma alışkanlığını çocuklara küçük yaşta aşılamak lazım.

BŞ:
Köylerde genelde ilkokul oluyor.

Dolayısıyla genç yaşta çocuklar kitaplar ile tanışsın istiyoruz.

Gerçekleştirmek için de şunu söylüyoruz; sizde bu konuda bir katkıda bulunmayı arzu ederseniz, bizim g mail adresimiz herkesekitapvakfi@gmail.com

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Google bile herkese kitap vakfı yazsalar yönlendiriyor.

İnşallah programımızın böyle bir etkisi olur.

Biraz daha büyür, biz de katkı sağlarız.

Ben de instgram sayfamdan paylaşacağım.

Çünkü çok güzel bir vakıf.

Çok anlamlı bir vakıf.

Benim de çok hassas olduğum , çok sevdiğim bir konu .

O nedenle ayrı bir desteklemek istiyorum.

Bir kısa aramız daha var, ondan sonra programımızın son bölümüne geçeceğiz.

Merhaba.

Tekrar beraberiz.

Bülent Şenver, Herkese Kitap vakfı kurucusu, Genel Başkanı ile çok keyifli bir sohbet içerisindeyiz.

Hemen eve gidip bir kitap okuyasım var.

Biraz önce söyledim ya bizi dinleyenler kitaplığını yoklayacaktır, bakacaktır.

Belki bir kitapçıya uğrayacaktır.

Ben böyle umut ediyorum. Bizim dinleyicimize de bunu yapmak yakışır.

Her yıl Nisan ayında kitap hediye günü yapıyorsunuz.

Şahane bir şey.

BŞ:
İnşallah 365 günün her günü insanlar birbirine kitap hediye eder ama hiç değilse dedik yılda bir gün herkes birine ir kitap hediye etmek sorumluluğunu hissetsin.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Belirli bir günü var mı bunun?

BŞ:
Var. Nisan ayının üçüncü pazarı. Bu yıl 21 Nisan 2019 Pazar günü oluyor.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Nerede toplanılıyor?

BŞ:
Herkese Kitap Vakfı olarak sabah Miniatürk de Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte bir açılış gerçekleştiriyoruz.

Miniatürk'e çok çocuk geliyor.

Cıvıl cıvıl oluyor orası. Orada bir ağacın üstünü kitaplar ile süslüyoruz.

Meyveler gibi kitaplar ağaçtan sarkıyor.

Balık tutma misinaları ile asılıyor. Nasıl duruyor ağaçta diye bakıyorlar.

Oradan çocuklar bu kitapları alıyorlar.

Biz paketlemiş olduğumuz kitaplardan da onlara dağıtıyoruz.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Oraya ellerinde kitaplar ile gelen oluyor mu?

BŞ:
O anda olmuyor, çünkü oraya o maksatla ziyarete gelmiyorlar.

Biz şunu dedik; O gün Herkese Kitap Vakfı olarak bize değil de birine siz verin.

O başka bir duygu.

O gün bize bağışlayıp okullara gönderelim değil, bize diğer günler bağışlayın ama o gün geldiğinde ister tanıdığınız, ister tanımadığınız birine bir kitap hediye edin.

Bu yıl ki sloganımız "Benden sana kitap en güzel hediye" Tanımadığınız birine, kitabınızı elinize alın, sokağa çıkın, ona yaklaşın, durdurun, "Benden sana kitap en güzel hediye" deyin.

O da şaşırsın.

Bu şekilde bu zinciri yapalım.

Biz bunu yayabilmek için önce ünlüler ile yapıyoruz.

Bir ünlü sokağa çıkıyor, önce onun videosu çekiliyor, sosyal medyada paylaşılıyor, benden sana kitap en güzel hediye deyip verecek.

Bu yıl kitap hediye gününde çok çeşitli aktiviteler olacak.

Kitapevlerinde indirimler o hafta boyunca olacak. Yapmak istediğimiz şey, her insanın o gün bu sorumluluğu hissetmesi.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Anneler günü, sevgililer günü yaparız ya, sonra da deriz ki anneler günü her gün olsun, bir gün ile kısıtlanmasın.

O gün kitap hediye günü ama onun haricinde kitapları her zaman sevelim, her zaman okuyalım, okutalım. En yakın arkadaşlarımız olsun.

Bazen bir arkadaşının sana veremeyeceği, ya da dostun yoktur, arkadaşın yoktur ama bir fikri, bir duyguyu kitaplardan edinebiliriz aslında. Kitabı keşfetmek lazım.

BŞ:
Şu da bence önemli; bir insana ne verirseniz verin hediye olarak, hediye güzel bir şey.

Alanı da mutlu ediyor, vereni de mutlu ediyor.

Bugüne kadar düşünün birinin yaş günü, siz deseniz ki ona bir kitap hediye etsene, "ayıp olur, basit kalır" diyor. Halbuki en değerli hediye. Niye basit olsun.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Geçenlerde bir arkadaşım ile buluştuk.

Bana iki tane kitap almış.

Çok mutlu oldum. Bu başka bir ince düşünce diye düşünüyorum ben.

BŞ:
Hele hele şöyle yaparsa; sizi biraz tanımaya vakit ayırırı, emek verir, sizin hangi konulara merakınız var, yapma çiçek mi yapıyorsunuz, tarihe mi merak sardınız, o kitabı gidip bulup, onunla ilgili bir kitabı size getirirse çok daha makbule geçebilir.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Başta çok basit kalabilir ama insanları bizde şekillendirebiliriz değil mi hocam.

O insanla samimiyetimizi basit gibi görse , sizi tanıdığında o kitabı verdiğinde aslında ne kadar anlamlı bir şey yaptığınızı anlayacaktır.

Belki o da başkasına kitap hediye edecektir.

Ya da özel bir gün de o da bana kitap alacaktır. Bulaşıcı gibi.

BŞ:
Kitap Hediye Günü bu bulaşıcılığı yaratacaktır. Bu yıl 21 Nisan Pazar günü.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
O gün herkes birbirine kitap hediye etsin.

BŞ:
Nisanın üçüncü pazarı yapıyoruz.

Bu yıl da 21 Nisana rastladı. Hediye konusunda da bir istatistik yapılmış Türkiye yine sonlarda. Çocuklarına kitap hediye eden ülkeler araştırılmış.

Bunu 180 ülkede araştırılmış.

Türkiye sonlardan 140. Sıradayız.

Çocuklarımıza kitap hediye etmiyoruz.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Sonrada diyoruz ki çocuklarımız niye derslerinde başarısız?

Niye sosyal ilişkileri gelişmiyor? Neden hırçın?

BŞ:
Çocuklara kitabı sevdirmek zor bir şey değil, kolay bir şey ama yöntemini bilmiyoruz.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Ne yapmak lazım hocam?

BŞ:
Çok özel Ali Sunal'a bir film yaptırdık ve televizyonlara gönderdik.

Onlar inşallah kamu spotu olarak yayınlayacaklar.

Beş tane önemli öneri.

Çok öneriler olabilir ama ben öncelikle şunu diyorum

Çocuklar sizi görsün. Sizi örnek alıyorlar ya. Annesini babasını örnek alıyor. Annesi babası bir kitap okuyor veya okuyor gibi görünsün. Okuyamıyorum dese de eline al boş boş bak ama o çocuk seni görsün, bakarken de hafif gülümse. Bu zevkli bir şeymiş, annemi güldürüyor desin.

Evinizin çeşitli yerlerinde kitaplar bulundurun. Çocuk mutfağa girdiğinde masanın üzerinde kitap görsün. Yatağının başında kitap görsün. Annesinin yatağının başında kitap görsün.

Anne veya baba yatağa yatırdığınız zaman ona kitap okuyun. Hoşuna da gidiyor çocukların. O vakti onlara harcayın. En değerli hazinemiz bizim çocuklarımız. Niye harcamayalım o vakti. Doğru harcamamız gerekiyor.

Onlarla o kitabı okurken kitaptaki bazı karakterleri canlandırın. Bir canavar geldi sayfada canavar sesi çıkarın, çocuğa sen de yap deyin. Senin ki daha güzel oldu deyin. Kitabı okurken eğlenceli hale getirin.

Kitabı okurken bir an susun. Bakalım ne diyecek çocuk? Merak edecek çocuk. O ne ? Bu ne? diye soracak. Sabırlı olun ve ona anlatmaya çalışın.

Kitap hediye etmeye başlayın çocuğunuza. Kendi kütüphanesini oluştursun.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Bir gün işten geldiniz her sefer bir oyuncak, bir şey getirmek yerine , bir kitap getirdim demek.

BŞ:
Bu akşam okuyacağız demek.

Onu eğlenceli hale getirmek.

Eğlenceli hale getirmeye başladığınızda onu zorunluluk diye görmeyecek.

Bir ceza gibi görmeyecek. Keyif alacak.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
İleride derslerine de yansır. Verilen ödevleri yapmak, verilen kitaplar ona ağır gelmez, zor gelmez.

Son olarak sormak istediğim; "Kitapcan benim ilk kitabım" diye vakfınızın bir kitabı çıkıyormuş.

BŞ:
Biz çok heyecanlıyız şuanda.

Sebebi de şu; İstedik ki öyle bir kitap hazırlatalım ki biz, her anne babanın çocuğuna okuduğu ilk kitap olsun.

Unutulmasın çocuğu tarafından. Bunun da adına "Kitapcan benim ilk kitabım" adını koyduk.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Kaç sayfa?

BŞ:
Yaklaşık 35 sayfa. İçinde çok görseli olan bir kitap.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Ben sabırsızlıkla bekliyorum. Benim bebeklerimle de artık akşamları kitapların resimlerine bakıyoruz. Ne zaman çıkacak?

BŞ:
Bu ay sonunda çıkıyor.

Diyoruz ki bir çok çocuk kitabını çocuklar büyüdüğü zaman başkalarına veriyorsunuz.

Çocuk büyüyünce büyük kitapları oluyor.

Ama "Kitapcan benim ilk kitabım" çocuk 30-40 yaşına gelse dahi kütüphanesinde duran bir kitap olsun.

Onu alıp çocuklarına desin ki "Bu benim ilk kitabımdı. Rahmetli babaannen bana bunu okurdu.

Ben de sana okuyayım mı?" desin.

O kitabı ona okusun.

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Sizi tebrik ediyorum.

İnşallah bu yolunuzda her şey istediğiniz gibi olsun.

İnşallah daha kolaylıkla her şeyi yapıyor olun ve Türkiye'nin dört bir yanının aydınlanmasında sizlerin görevi yerini bulsun.

Bizim de elimizden ne geliyorsa her zaman seve seve gerek buradan, gerek sosyal medya ağlarından seve seve yapmaya hazırız.

Çok teşekkür ediyorum.

Tekrar bekleriz.

BŞ:
Ben de son söz olarak şöyle söyleyeyim.

"Gelin hep birlikte el ele verelim. Herkese Her Yerde Kitap Okutalım."

RADYO VİVA EBRU YAŞAR:
Çok teşekkür ederim.

Sevgiyle kalın.

 

 

 

 

.



.



.



.



.



.



.



.



.



.

   .  

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org