Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

VISA 30. Yıl "Türkiye'nin İlk Resimli Kredi Kartı"
10.01.2020
Okunma Sayısı : 6475
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

VISA 30. Yıl "Türkiye'nin İlk Resimli Kredi Kartı"

.
.


VISA Genel Müdürü Merve Tezel ve Yöneticileri ile Bülent Şenver

.
.



.



.



.



.


VISA Genel Müdürü Merve Tezel ve Yöneticileri ile Bülent Şenver

.

.



VISA 30. Yıl "Türkiye'de İlk Resimli Kredi Kartı"


.
.

"ilk  fotoğraflı kredi kartını  Visa ile birlikte çıkardık"

Sizin yönetici  olduğunuz 1980'li yıllarda bankacılık sektörünün , ödeme sistemlerinin durumu nasıldı?

BŞ: O dönem  Türk bankacılık sisteminde risk alma yani bilinmeyen yeni ürünleri çıkarma, yeni alanlarda bankacılık yapmaya dönemiydi.

Hepimiz risk alıyorduk çünkü çıkardığımız ürünlerin sonucunun ne olacağını  bilmiyorduk.

Bankaların  yönetim kurullarında bile iki türlü görüş vardı.

Bazıları "Bizim halkımız plastik kartlarla para çekmez, kullanmaz" diyordu.

Bazıları ise bunların geleceğin  ürünleri olduğunu söylüyor ve geleceğe yatırım yaptığımızı düşünüyordu.

Bu ürünlere inanan benim gibi yöneticiler de yönetim  kurullarını, patronları ikna etmeye çabalıyordu.

O dönemlerde de rekabet bu kadar sert miydi?

BŞ:
Evet, çok fazlaydı. Bir örnek vereyim. Yıl 1989.

İş Bankası Bankamatik markasıyla ilk ATM'yi Türkiye'ye getirmişti.

Yapı Kredi de Tele 24 ile ATM yatırımlarına başlamıştı. Bankaların  yönetim kurullarını ziyaret ettim ve "Gelin ayrı ayrı ATM satın almayalım, bu alana birlikte yatırım yapalım, müşterek bir ağ kuralık dedim  ama ikna edemedim.

Biz de ATM almaya karar verince bir yönetim kurulu üyemiz "Bülent Bey bu  makinelerin fiyatı ne kadar" diye sordu.

20-25 bin dolar arasında değiştiğini söyleyince "Ne işe yarıyor bunlar" dedi. Ben de şubeye girmeden para çekmeye yaradığını anlattım.

Bunun üzerine şöyle devam etti. "Ya bu işi  veznedarlarımız zaten yapıyor.

Biz o parayla veznedarı kaç yıl  çalıştırırız, ne gerek  var bu makineye…"

Sizce o dönemlerle bugünkü bankacılık anlayışı arasında ne gibi farklar var?

BŞ:
Bizim dönemimizde bankalarda farklı bir anlayış vardı.

Bu işe ilk yatırımı siz yaptıysanız ve başka bankalar da ilgi göstermediyse onun menfaatini sadece siz almak istiyordunuz.

Yani kimse diğerleriyle paylaşmak istemiyordu.

Durum böyle olunca diğer bankaların size yetişmesi en az 1 yıl zaman alıyordu. Şimdi ise artık doymuş bir piyasa var.

Büyük bankaların  birbirlerinden pek bir farkı  kalmadı. 

Bu yüzden  aynı makine beş bankaya birden hizmet verebilir.

Nasıl  ortak POS'la aynı cihaz farklı  banka kartları  için  kullanılabiliyorsa, Tek ATM de olabilir.

Bunlar Türkiye'nin yararına işlerdir. Ben o dönemde bireysel  bankacılığın  geleceğine,  bu işten  para kazanılacağına inanıyordum.

O dönemde muhakkak bu alana yatırım yapmamız gerektiğine inanıyordum.

O dönemde bireysel bankacılığın  en önemli ürünleri de ATM'lerde plastik kartlardı.


Bu süreçte Visa ile nasıl bir ilişki içerisinde oldunuz?


BŞ:
O tarihlerde plastik kartlar konusunda Visa'nın çok önemli bir yeri  vardı.

Zaten bu pazara da MasterCard'dan önce girmişti.

Biz de kart işine mecburen bu konuda öncü ve en iyi olma hedefini belirlemiştik.

En iyi olabilmek için de mecburen  farklı ve yaratıcı  olmamız gerekiyordu.

Bu farklılığın  müşterinin lehine olması gerektiğinin  farkındaydım.

Ben o dönemlerde hep "Biz nasıl  farklı olabiliriz" diye düşünüyordum.


Pamukbank olarak  bu konuda neler yaptınız?


BŞ:
Öncelikle bizden önce  En fazla şikayet edilen konu  kartın müşteriye ulaşma süresiydi.

Kredi  kartı başvuru  tarihinden 40-45 gün sonra tüketicinin  eline geçiyordu. 

Çünkü o tarihlerde kartlar yurtdışında basılıyordu. 1989 ve 1990 yıllarında bireysel  bankacılıktan  sorumlu genel müdürü yardımcımızı çağırıp  "Biz kredi kartlarını anında vermeliyiz" dedim.

Hemen "İmkansız, üzerine müşterinin kimlik bilgilerini, hesap numarasını nasıl yazacağız" dedi.

Ben de bunun üzerine "İsimsiz olarak yurtdışında bastıralım, anında geçici olarak verelim, sonra aslı gelince değiştiririz" dedim.

Teftiş kurulu başkanı da kredi kartlarının bir hesaba bağlı olduğunu ve hesap açmadan  kart çıkarılamayacağını söyledi.

Ben de o zaman "Sıfır bakiyeli hesap açarız" deyip bütün itirazları  çürüttüm ve Pamukbank olarak  böyle yüz binlerce kart bastırdık.İtiraz eden herkesi ikna ettikten sonra her an kullanıma hazır isimsiz, numaralı geçici kartlar yaptık; isteyen  müşterinin adresine gönderdik, isteyene bankada verdik.

Rakip bankalar "Şifreyle kart aynı yere konur mu, böyle bir risk alınır mı" diye bizi şikayet ettiler.

Oysa hesaplar sıfır bakiyeli olduğu için ortada çekilecek bir para yoktu.

Müşteri kartını aldıktan sonra hesabına bağlanıyor, şifresini de yeniden kendisi belirliyordu.

Fotoğraflı kredi kartı  nereden aklınıza geldi?

BŞ:
O zaman kredi kartlarında chip &PIN uygulaması yoktu.

Müşterinin kimlik kontrolü yapılıp imzası alınıyordu.

"Kasiyer kimliğin neresine bakıyor" diye sorduğumda "Sadece resmine bakıyor, benziyorsa onaylıyor" dediler.

Bazı kart sahipleri ise kimlik kontrolüne kızıyordu.

Biz de o zaman kimlikteki fotoğrafı kartlarına koyalım dedik. O zaman Türkiye'de böyle bir teknoloji yoktu.

Olsa bile Visa'nın  onayı gerekiyordu.

Bu yüzden  gidip İsviçre'de bu şekilde baskı yapabilecek  makine üreticileriyle görüştüm  ve kredi kartına fotoğraf yerleştirecek bir makine geliştirmelerini  istedim.

Tabii bir yandan  da bu yenilik için Visa'yı ikna etmem gerekiyor.

Sağ olsunlar o dönemde burunlarından kıl aldırmıyorlardı.

Konu güvenlik olduğu için haklı olarak titizlerdi.

Ama biz o uygulama için Visa'dan izin almayı başardık.

Fotoğraflı kredi kartını  çıkardık  ama yine de satışlarımız hedeflerimiz doğrultusunda artmıyordu.

Nedenini araştırdığımızda müşterinin  fotoğraf  çektirmeye üşendiğini, yanında fotoğraf bulundurmadığını öğrendim.

Bunun üzerine bütün şubelere Polaroid fotoğraf makinesi aldırdım.

Baktım bazı müdürler "Biz fotoğrafçı mıyız? Müşteri  gözünde itibarımız düşüyor" diye şikayetçi  olmuş.

Bunun üzerine gidip bizzat  şubede kendim müşterinin fotoğrafını çektim ve onları motive edip çekinilecek bir durum olmadığını gösterdim.

Ondan sonra fotoğraflı kartlara ilgi inanılmaz şekilde arttı.

Peki taraftar kartları projesi nasıl doğdu?

BŞ:
1990 yılında futbol kulüplerinin taraftarları için "Gönül Üyesi" kartları fikrini  geliştirdik.

Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor kulüplerinin  başkanlarını ziyaret ettim. Hep kulüpler hem de taraftarlar için  sunacağı  fırsatları  görünce kabul ettiler.

Gönül Üyesi  kartlarını şimdiki parayla 20 lira gibi bir ücret karşılığı vermeye başladık. Bu paranın  yarısını kulübe yarısı ise bankaya gidiyordu.

Daha sonra üniversite öğrencileri için ODTÜ Kart, Migros Kartı, Shell Kart gibi ilklere imza attık.

Visa'nın  ödeme sistemlerindeki yerini ve önemini anlatır mısınız? Visa deyince aklınıza ne geliyor?

BŞ:
Visa deyince , dünya çapında ödeme sistemlerine öncülük ve liderlik yapan güçlü, güvenilir, itibarlı bir kurum akla geliyor.

Tüm dünyada kabullenilmiş ve kullanılan , iyi bir altyapısı olan bir ödeme sistemi merkezi olarak algılanıyor.

Tabii ödeme sistemlerinin geleceğini kestirmek giderek zorlaşıyor.

Bu yüzden Visa, MasterCard gibi ödeme sistemleri altapısı sunan şirketlerin de bu geleceği iyi öngörüp ona yeni sistemler, daha yüksek güvenlik altyapıları , yeni standartlar geliştirmesi gerekiyor.

Visa, başta bankalar olmak üzere ödeme sistemlerinin aktörleri için sürekli  yeni çözümler üretiyor, değişen  ve gelişen  ihtiyaçları  karşılamaya çalışıyorlar.

Bunu yapmak  zorundalar çünkü Visa'ya verilmiş çok büyük miras.

Tabii bu miras aynı şekilde torunlara aktarılmayabilir.

Mirası  ya korursun, ya çoğaltırsın ya yok edersin.

Visa ve rakiplerinin yeni teknolojileri, yeni iş  modellerini çok iyi okuması gerekiyor.

Visa'nın  bu doğrultuda Apple ile Apple Pay konusunda yaptığı işbirliğimi önemli bir adım olarak görüyorum. 

Bu konuda ilk adımı Apple mı yoksa Visa mı attı bilmiyorum ama teknolojiyi  geliştirmenin , bu konuda öncülük yapmanın  önemi giderek artıyor.

Çünkü  teknolojiyi geliştiren, yenilikleri yapanlar bir yerde sizi devreden  çıkarabilir.

Bu yüzden Visa'nın  ödeme sistemlerinde gündem yaratacak yenilikler yapmasını önemli buluyorum.

.
.

.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org