Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

IŞIK Erenköy Okulu Bülent Şenver "Etik Her Zaman Kazanır"
15.02.2021
Okunma Sayısı : 2895
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Fevziye Mektepleri Vakfı IŞIK Erenköy Okulu
Bülent Şenver "Etik Her Zaman Kazanır"

.
.

Fevziye Mektepleri Vakfı IŞIK Erenköy Okulu

Bülent Şenver "Etik Her Zaman Kazanır"


Fevziye Mektepleri Vakfı IŞIK Okullarından Sayın Sevilay Eroğlu beni aradı.

"Bülent Bey, Bu yıl 9. sunu düzenlediğimiz Akademik Dürüstlük haftası etkinliklerimiz kapsamında

hazırlık, 9 ve 10. uncu sınıflara bir "Etik Sunum" yapmanızı rica ediyoruz.

Bizi kırmayıp söyleşi davetimizi kabul ederseniz çok mutlu oluruz" dedi. 

Konu "Etik" olunca hiç tereddüt etmeden daveti kabul ettim.

"Etik Sohbetimize"  yaklaşık 300 öğrenci katıldı.

Yıllar önce rahmetli Sakıp Sabancı,

"Bülent Bey sen göle yoğurt mayası çalmaya çıkmışsın. Üzülme senin mayan tutacak" demişti.

Sakıp ağam göle yoğurt mayası çalmaya devam ediyoruz.

Bu sunumdan sonra yaklaşık 300 öğrenci daha göle yoğurt mayası çalacak.

Etik her zaman kazanacak!

Bülent Şenver

.
.
.

  IŞIK Erenköy Okulu "Etik Her Zaman Kazanır" Bülent Şenver Sunumu

.
.

 dinlemek için 

.
.
.

 
Bülent Şenver "Etik Her Zaman Kazanır"

.
.
.

Fevziye Mektepleri Vakfı IŞIK Erenköy Okulu
Bülent Şenver "Etik Her Zaman Kazanır"

.
.



.



.
.
.
.



Fevziye Mektepleri Erenköy Işık Okulları Bülent Şenver ile "Akademik Dürüstlük Haftası" Sohbeti

Deşifresi

Bülent Şenver (BŞ)

SUDENAZ İBİŞ :
Sevgili Yöneticilerimiz , Değerli Öğretmenlerimiz ve Sevgili Arkadaşlarımız, Fevziye Mektepleri Vakfı , Işık Okulları temel ilkesi iyi insan yetiştirmektir.

Bu ilke ile okulumuz belirlediği vizyon ve misyon prensipleri çerçevesinde bizlere etik değerleri benimsemek, bilgiye ve emeğe saygılı olmak gibi özellikler kazandırmayı hedeflerler.

Bu sebeple okulumuzda her yıl Akademik Dürüstlük Haftası Kapsamında pek çok çalışma gerçekleştirilir.

Işık Okulları öğrencileri yaşamları boyunca Akademik Dürüstlük çerçevesinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyi öğrenir.

Sayın Konuklarımız, Akademik Dürüstlük haftası kapsamında düzenlenen Sayın Bülent Şenver, ile gerçekleştireceğimiz söyleşimize hepiniz hoş geldiniz.

Duayen Bankacı Bülent Şenver, Uluslararası Bağımsız Dış Denetim Şirketinde 11 yıl görev yaptıktan sonra bankacılık hayatına atıldı.

Türk bankacılık sistemi için Merkez Bankası tarafından yaptırılan Tek Düzen Hesap Planı, Yönetim Raporlama Sistemi, Uzaktan Gözetim Sistemi, Erken Uyarı sistemi gibi uygulamaların proje başkanlığını üstlendi.

25 Banka bağımsız dış denetiminde görev aldıktan sonra Şenver, çeşitli bankalarda sırasıyla önce Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalıştı.

Duayen Bankacı Bülent Şenver, Türk bankacılığının geliştiği yıllarda birçok yeni bankacılık uygulamasına imzasını attı.

Birçok yeni bankacılık ürün ve hizmeti yaratıp Türk halkına sunan Şenver, Capital Dergisi, Cosmopolitan Dergisi tarafından iki kez yılın Bankacısı seçildi.

Kurumsal Yönetim, Stratejik Planlama, Risk Yönetimi ve Etik Liderlik konularında şirket sahiplerine ve üst yönetimlerine Danışmanlık veren Şenver, çeşitli üniversitelerde Bankacılık ve Etik konularında dersler vermektedir.

Etik Değerle Merkezi Derneği ve Türklider'in kurucusu olan Bülent Şenver "Banka bilançoları nasıl analiz edilir?" "Kulağınıza Küpe olsun" "Gençlere Mektuplar" "Başardin" isimli kitapların yazarıdır.

Bülent Şenver, Etik Değerler Merkezi Derneği Kurucu Onursal Başkanı, Herkese Kitap Vakfı Kurucu Başkanıdır. Değerli görüşlerini dinlemek üzere sözü Sayın Bülent Şenver'e bırakıyorum.

BÜLENT ŞENVER:
Çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir tanıtım yaptınız.

Bu güzel tanıtımdan sonra benim sizlere güzel bir sunum yapmam lazım.

Ara tatil bitti, okul açılmış durumda.

Camdan dışarıya bakıyorum kar görüyorum. İlk heyecanlı bir anda heyecanlı bir konumuz var, o da etik.

Etik çok önemli bir konu. Her gelişen toplumda etik değerlere önem vermek çok önemli hale geliyor çükü gelişen toplumlar birtakım kurumları doğru oluşturamadıkları için, bir takım standartları geliştiremedikleri için, bir takım etik dışı davranışlara maruz kalıyorlar.

O nedenle özellikle gelişmekte olan ülkelerde etik kavramı daha da önemli hale geliyor.

Sizlerle etik konusunu paylaşırken Etik konusunda benim önemli gördüğüm, Etik Değerler Merkezi Derneği Başkanı olarak, önemli gördüğüm bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bizi izleyen öğrencilerimiz merak ediyorlardır. Etik nedir diye.

Etik her zaman kazanır benim başlığım oldu.

Ben hep bunu söylüyorum.

Ben niye bunu söylüyorum?

İnandığım için söylüyorum.

Bazıları bana diyor ki:

"Bülent Bey, ben etik oldum kaybettim" diyenleri duyuyorum.

Niye diye sorduğumda "Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar.

Bir olay olmuştu ben doğru olanı yaptım, etik davrandım. Olmadı"

Ben onlara şu öğüdü söylüyorum, uzun vadede etik her zaman kazanacaktır.

Kısa vadeli düşünmeyin.

Bugün için etik davrandınız ama istediğinizi elde edemediniz ama uzun vadeli düşündüğünüz de etik olan, doğru olan, dürüst olan her zaman kazanıyor.

Sabırlı olmak gerekiyor.

O nedenle etik her zaman kazanır ben inanıyorum.

Siz de inanın.

Etik nedir? Diye sorduklarında.

Her şeyin iyisini ve doğrusunu yapmak.

Doğru davranmak, doğru karar vermek. İyi davranmak, iyi karar vermek. Her şeyin ötesinde iyi bir insan olmak.

İyi bir insanın da tanımını yapmamız gerekiyor.

Ama siz kendi tanımınızı bu kadar basit yaparsanız, etiğe o kadar uyum sağlayabilirsiniz.

"Ben hayatta iyi bir insan olmak istiyorum.Daima doğruları, daima iyileri yapmak istiyorum."

Hepimiz insan olduğumuz için hiç yanlış yapmayacak mıyız?

Tabii ki arada yanlışlar oluyor.

Ama bunları bir şekilde yanlış olduğunu bildiğiniz zaman ileri de bunları yapmıyorsunuz.

Bu bir hayat felsefesi haline geliyor sizin için.

Daima iyi olmak, daima doğru olmak.

Beni tanıştırırken o kadar güzel tanıştırdılar ki, ben tanıtımı görmediğim için böyle bir slayt hazırlamıştım.

Öğrenciler ben kimin merak ederler diye.

Ben burada gördüğünüz okulda okudum.

Bu okul Fatih, çarşambada ki bir okuldur.

Bu bina eski binasıdır.

Benim babam ben 6 yaşımdayken vefat etti.

O nedenle Darüşşafakaya girdim ve 8 yıl okudum. 2 yıl hazırlık, üç yıl ortaokul , üç yıl lise.

Buradan mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesine girdim. Ben girdiğimde Robert Koleji Yüksek Okuldu.

İkinci sınıfta adını değiştirdiler.

Mezun olur olmaz Londra'ya gittim ve Arthur Andersen Denetim şirketine girdim.

Orada Denetçi olarak göreve başladım.

Bilanço, gelir tablosu ,mali tabloları incelemek ve şirketlere rapor yazmak.

Tesadüf beni hep banka denetimlerine gönderdiler ve banka uzmanı oldum.

Yaklaşık 25 tane bankayı denetledim ve banka uzmanlığı yaparken Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası için bir çok proje geliştirdim.

Banka Genel Müdürü oldum, Banka Yönetim Kurulu Başkanı oldum, bazı büyük şirketlerin Yönetim Kuruluna girdim.

Yönetim kurulu şirketin önemli kararlarını alan kuruldur.

Daha sonra Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanlığı yaptım. Türkiye ile Amerika arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi için Türk Amerikan İş Adamları Derneği Başkanı oldum.

O sırada Amerika da Avrupa da ki Ticaret Odalarının bir kurulunun hem icra kurulunda hem de hazine başkalığını yaptım.

Hazine Başkanı ne yapar? Parayı yönetir.

Bankacı olduğum için, bildiğim için bu görevi bana verdiler.

TÜSİAD'da da uzun yıllar görev yaptım. Benim üye olduğum zamanlarda Türk İş Adamları Derneği diyorlardı, daha sonra TÜSİAD üyelerinden kadınlar dedi ki:

"Biz adam değiliz, kadınız" dediler.

Adını değiştirdiler Derneğin İş İnsanları Derneği yaptılar.

Orada ilk iş ahlakı ilkelerinin yazılımda görev aldım.

O tarihte o isim konulmuştu, şimdi etik kodu biliniyor.

Daha sonra Türkiye Etik Değerler Merkezi Derneği'ni kurdum.

Şuan da Kurucu Onursal Genel Başkanlığını yapıyorum.

Türkiye'de kitap okumak giderek azalıyor diye, Türkiye'de kitap okumayı sevdirelim, yaygınlaştıralım ve ihtiyaç sahiplerine kitap iletelim diye Herkese Kitap Vakfı'nı kurmuş oldum.

Bu uğraşlar bana önemli ruh sağlığı kazandırdı. Kendi içimi, huzurumu, vicdanımı rahatlattı.

Sizin de ileride huzur bulacağınız şeyleri yapmanız çok çok önemli.

Kitaplarımı saydı arkadaşımız.

Kulağınıza Küpe Olsun kitabımda benim öğütlerimden başka 128 iş insanının da öğütleri var.

Son hafta onların içerisinden Tevfik Yamantürk'ün babasını kaybetmiş olduk.

Onun da öğütleri içinde var.

Daha sonra Gençlere Mektuplar kitabımı yazdım.

Benimle birlikte 75 tane iş insanının size yazdığı mektupları koydum.

Başlığı "Sevgili Gençler" diye başlıyor.

Rahmi Koç Bey Sevgili Gençler deyip size bir şeyler yazmış.

Onları bu kitabın içerisine topladım.

Son olarak da "Başardin" isimli başarı hapı.

Üzerinde bir hap işareti var.

Niye Başardin?

Başarının yollarını gösteren bir hap olsun istedim.

Hayatta başarılı olmak isteyenler nelere dikkat etsin? İstedim.

Kalıma hap adı gelsin istedim, Aspirin; Teramisin, başarının da hapı olurda Başardin olur dedim.

Böyle bir değerli birliktelikte ben bir mesaj vermek istedim. Etik ile birlikte hayatta başarılı olmalarını sağlayacak bir mesaj olsun. Sevgili öğrenciler 3 -3- 3 hiç unutmayın.

Bu benim hayatımdaki başarı tecrübemin formülü oldu.

Sevgili Gençler, Hayatta 3 şeyinizi geliştirin başarılı olabilmeniz için.

K İ M geliştirin.

K: Kendinizi geliştirin.

K:
Ben hayatta başarılı olabilmek için önce kendimi geliştirdim.

İnsanın kendisini geliştirmesi çok önemlidir.

Her yaşta, her zaman her insanın geliştirmesi gereken şey muhakkak var.

Ben bile bu yaşta kendim ile ilgili geliştirmem gereken şeyleri buluyorum, kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Siz de başlardan başlayarak hep düşünün.

Zaman çabuk geçiyor.

Zamanı en iyi değerlendirmem lazım, kendimi nasıl geliştirebilirim? Kendimi geliştirmem için hep ders çalışacağım demeyin.

Tabii ki ders çalışacaksınız ama kendinizi geliştirmek sadece ders çalışmak değil.

İnsan olarak, ruh olarak, vücut olarak, becerileriniz olarak bazı hobileriniz olabilir.

Bazı beceriler kazanmak isteyebilirsiniz.

Bunlarla beraber ben ne yapmak istiyorum? Hangi konularda eksiklerim var?

Bunları nasıl geliştirebilirim?

Düşünmemiz lazım.

Bazı gençler spora meraklı, bazıları müziğe meraklı. Hayat içerisinde geliştireceğiniz şeyler hep farklılaşıyor.

Bu yaşta geliştireceğiniz şeyler ile, daha ileriki yaşarda geliştireceğiniz şeyler çok farklı hale gelebiliyor.

Şu an da benim kendim ile geliştirmek istediğim ne var?

Çok basit şeyler de olabilir.

Çok basit şeyler de olabilir.

İngilizcenizi geliştirmek istiyorsunuz.

Arkadaşlarımla olan ilişkilerimde daha pozitif olmak, sosyalleşmek istiyorum diyebilirsiniz.

İ:
İlişkilerinizi geliştirin.

Kendinizi geliştirdiniz, ilişkilerinizi geliştirmediğiniz sürece başarı size hemen gelmiyor.

Çok iyi bankacı oluyorsunuz, öğretmen oluyorsunuz, kendinizi geliştirdiniz, lisanınız var, hobileriniz var, ama ilişkileriniz yok. İlişkileriniz çok önemli oluyor.

Şimdiden başlayın ilişki geliştirmeye.

Bu ilişki geliştirmede ön planda menfaati düşünmeyin.

İnsan olarak bir ilişki geliştirmeye çalışın.

Geliştirmek istediğiniz ilişkiler sizlerin yapmak istediği şeyler ile ilişkili olacaktır.

Okul çevrenizdeki ilişkilerden başlıyorsunuz, iş hayatına atılıyorsunuz, sosyal ilişkileriniz. İlişkileriniz geliştiği zaman görüyorsunuz ki daha faydalı, daha verimli olmaya başlıyorsunuz.

Önünüze şans kapıları açılmaya başlıyor.

Beni bankanın genel müdürü neden yaptılar?

Mehmet Emin Karamehmet bankanın sahibiydi, onunla benim ilişkim olmasaydı, beni tanımasaydı, nasıl genel müdür yapacaktı.

Bir ilişkim vardı, bankanın sahibiydi, bir genel müdür ihtiyacı olduğunda aklına ben geldim.

O ilişki sayesinde ben bir yerlere geldim.

Ama bunu sakın liyakatsiz diye algılamayın.

Yani hak etmeden gelmek.

Hak etmeden bir yerlere gelirseniz çok çabuk foyanız meydana çıkar.

Orada başarılı olamazsınız.

O nedenle hak ettiğiniz bir yere gelmeniz lazım.

M:
Mesleğinizi geliştirin.

Ne yapıyorsanız en iyisini yapmaya çalışın.

Ayakkabı boyacısı olacaksınız, en iyi ben boyayacağım deyin.

Bunun için hep çalışın.

Bir avukat olacaksınız, en iyi avukat ben olacağım diyerek kendinizi hazırlamanız lazım.

Ben mesleğimde iyi bir bankacı olmasaydım bu mevkilere gelemezdim.

Özel sektör tanıdık biri ile insanları belirli bir yerlere getirmiyor.

Bu üç şeyi geliştirin.

K: Kendinizi geliştirin.

İ: İlişkilerinizi geliştirin.

M: Mesleğinizi geliştirin.


Bunu yaptığım zaman bazı önemli görevler bana verilmeye başladı.

Kariyerimde ilerlemeye başladım.

Bir yere geldim bu üç şey bana yetmedi.

Bir başka üç gerekti bana.

Bu üç şeyi de korumanız gerekiyor.

V A R


Sağlık o kadar önemli ki.

Şu anda farkında değilsiniz belki ama ilerde vücudunuzda belirli aksaklıklar ortaya çıkınca bunun ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz.

Rahmetli Vehbi Koç ile bir gün sohbet ediyorduk

"Ben sağlığı çocuklarıma şöyle anlattım; büyük bir sayı yazdım.

Oku dedim, okudu bir milyon.

Bu sıfır seni iyi bir ilkokul da okuttuğum için, bu sıfır seni iyi bir lise de okuttuğum için.

Şimdi baştaki bir rakamını sil.

Oku bakalım, Sıfır .

İşte öndeki bir senin sağlığındır.

Ben seni istediğim kadar her yerde okutayım, sağlığın olmadığı zaman hiçbir şeyin anlamı kalmayacak" Şimdiden sağlığınızı korumaya başlayın.

V:Vücut Sağlığı.


Vücudunuz da o kadar çok makine ve alet var ki, pankreas, dalak, tiroid bezi.

Ben size sorsam tiroid beziniz için ne yaptınız?

Dalağına bir iyilik yaptın mı?

Ciğerlerine desem bileceksiniz.

Onu kaybettiğiniz anda her şey yok oluyor.

Vücut sağlığını kaybettiğiniz zaman her şey yok oluyor.

A: Akıl sağlığı.


Vücudun çok sağlam ama akıl sağlığınız yerinde değil. Hiçbir işe yaramıyor.

Akıl sağlığınızı da koruyun.

Çevrenizde akıl sağlığı bozulanlara bir bakın ve bir insanın akıl sağlığı nasıl bozulur?

Onları düşünün.

O sağlığınız nasıl koruyabilirsiniz diye çaba sarf edin.

R:Ruh sağlığı.


Vücudunuz sağlam, aklınız sağlam ruhsal olarak çökmüşsünüz.

Bana sordukları zaman ruh sağlığı ne demek diye soruya soruyla cevap veriyorum.

"Ruhunu bana gösterir misiniz?" diyorum.

Çoğu insan kalbini gösteriyor. Beyin ve kalbi birlikte düşünüyoruz.

Ruh sağlığı kendini iyi hissetmek.

İç huzuru. Kendinizi iyi hissedecek şeyler yapın, iyi hissetmeyecek şeylerden uzak durun.

Ben bunun kolayını şöyle buldum; beş duyumu çalıştırıyorum.

Ses, müzik dinlemeye çalışıyorum.

Görsel olarak resim çizmeye çalışıyorum.

Dokunmak.

En son zaman bir kediyi sevmiştiniz?

Ne zaman bir köpeği okşamıştınız?

En son ne zaman toprağı elinize alıp toprağı hissetmiştiniz.

Belki bir çoğunuz hissetmedi toprağı.

Karı hissedin, eliniz soğusun, kar topu atın.

Beş duyunuzu çalıştırın.

Bazen istemediğimiz şeyleri duyuyoruz.

Korna sesi duyuyoruz.

Kendi isteğimiz doğrultusunda beş duyunuzu çalıştırın.

Ben bugün ne duymak istiyorum.

Ben bugün ne yapmak istiyorum?

V A R üç sağlığımı korudum.

Bunlar bana çok yaradı, daha da başarılı insan oldum.

Zaman zaman bunların dağıldığını gördüm.

K İ M dağılıyor, V A R dağılıyor.

Yapıştırmam lazım.

Bunları 3 şey ile yapıştırmam gerekiyor.

S E S ile yapıştırmam gerekiyor.


S: Sevgi ile yapıştırmam gerekiyor.

Hayatınızda sevgi yoksa, o yaratmış olduğunuz bütün değerler yerini bulamıyor, kayboluyor.

Sevgi her zaman sizin içinizde olsun.

Her şeye sevgi ile bakın.

Sevgi çok genel ve kapsamlı bir kelime. Sadece kendini, aileni, okulunu sevmek değil, her şey ile kavramı geniş olan bir şey sevgi.

Hep sevgi ile yaklaştım, baktım bana iyi geliyor.

S: Saygı ile yapıştırın.

İkinci yapıştırmam gereken şey saygı oldu.

Türkiye'de saygı maalesef az bulunan bir şey.

Çevreye saygı göstermek, insana saygı göstermek, hayvanlara saygı göstermek, bilgiye, ilime sanata saygı göstermek, saygıyla yaklaşmak.

Sevgi ve saygı sizlerin bildiği bir şey ama ben unutmayasınız aklınızda kalsın diye formüle etmeye çalıştım sizler için .

E: Etik ile yapıştırın.


Etik ile her zaman doğruyu , iyiyi yapacak şekilde her şeye olumlu bir yaklaşım göstererek, ben iyi ahlkalı etik davranan bir insan, olacağım dediğiniz zaman başarısız olmanız mümkün olmuyor.

3 3 3 .


1.Kendini geliştir,

2.ilişkilerini geliştir,

3.mesleğini geliştir.

İkinci 3 bu geliştirdiğimiz şeyleri korumak ile ilgili

1.vücut sağlığı,

2.akıl sağlığımı koruyacağım,

3.ruh sağlığımı koruyacağım.

Bunlar dağılmasın diye

1.sevgi,

2.saygı

3.etik

ile yapıştıracağım.

Bu benim hayattaki başarı formülümdür.

Umarım siz de bu 3 3 3 hayatınızda uygularsınız.

Bizi 300 öğrenci izliyor, görüyorum ekrandan.

Mademki etik konuşuyoruz.

Ben istedim ki hayatta keşke bir pusula olsa.

Nasıl bir pusula olsa? E

tik pusulası olsa. Bu etik pusulası ile her zaman doğruyu bulabilsek.

Pusula bize her zaman Kuzeyi gösteriyor.

Kaybolduğumuz zaman pusulaya bakıyoruz ve yolumuzu buluyoruz.

Bizim pusula yol gösteriyor diye düşünürsek etik pusulası bize neyi gösteriyor?

Neyi yaparsam doğru, neyi yaparsam yanlış olur?

Neyi yaparsam iyi olur? Neyi yaparsam kötü olur?

Bunu bizim hayatta kendi içimizde vicdanımızda bir pusula olacak.

Bu pusulaya her zaman soracağız?

Bu yapacağım iş etik mi vicdanımın etik pusulası?

Bu yapacağım iş doğru mu vicdanımın pusulası.

Bu konuda bize yardımcı olacak şeyler var hayatta.

Her zaman her şeyi biz bilemiyoruz.

Bazen benim vicdanım da şaşırıyor.

Belki iyi ama kötü de olabilir diyoruz.

Bilenlere danışmamız gerekiyor.

Bazen etik kurallarını okuyup doğrular nedir?

İyiler nedir?

Oradan bakmak gerekiyor.

Hayatımızda her zaman beynimizin içinde bu sorular olacak.

Hangisi doğru? Hangisi yanlış?

Bütün size vermek istediğimiz beceri böyle bir durumla karşılaştığınız zaman doğru yolu bulabilmek. İster etik pusulanızı kullanın, vicdanınızı kullanın, isterseniz etik kuralları okuyun.

Burada bir sorun ile karşılaşıyoruz, o sorun da kimin doğrusu?

Burada 300 öğrenci bizi izliyor ama ben bir olay anlatsam bu olayda ne yapmak doğru desem, biriniz başka bir şey, biriniz başka bir şey söyleyebilir ve bunlar birbirine ters olabilir.

Onun için kimin doğrusu bu bir yerde önemli oluyor.

Senin etik puslan başka bir yöne doğru, benim pusulamın doğrusu başka bir yeri gösteriyor.

Hangisini uygulayacağız burada.

Herkes etik pusulasını doğru diye başka bir şeyi kabul ederse biz ne yapacağız burada?

Şirketler bu konuları önlemek için, şirket olarak bizim doğru ve yanlışlarımızı yazılı hale getiririz, çalışanlar ile paylaşırız, o zaman sizin kendi kafanıza göre bir karar almanız gerekmez. Bunu buradaki kurallara göre alacaksınız.

Okulunuzun da bir etik kodu olur, doğru davranışlar nelerdir? Yanlış davranışlar nelerdir? Bunlar yazılır.

Bu okulda öğrenciyseniz bu etik kurallarına göre davranacaksınız derler.

O nedenle senin pusulan, benim pusulam karmaşası önlenmiş oluyor.

Benim hayatta bir felsefem var Bülent Şenver olarak. Bu resme bakarsanız

Burada kibrit oldum. Hangi kibrit benim?

Aşağıya doğru çekilmiş olan.

Diğer kibritler yanmış, yanmış etik dışı davranmış, yanlış davranmış, yalan söylemiş, haksız kazanç sağlamış, ihaleye fesat katmış, çeşitli şeyler yapmış, sıra bana gelmiş, ben demişim ki:

"Bu toplum içerisinde eğer ben burada durursam ben de yanacağım, bunlara benzeyeceğim, ben de yanarım."

Kendimi dışarıya çekmişim.

Sadece kendimi kurtarmamışım, benden sonra gelecek onları da yanmaktan kurtarmışım.

Siz de böyle etik dışı olayların olduğu, etik dışı davranılan yerlerde bazen bulunmak zorunda kalıyorsunuz.

Ya çalıştığınız yer, ya bulunduğunuz topluluk o hale geliyor.

Öyle bir yerdeyseniz siz de etik dışı davrananlara katılmayın.

Onlardan birisi olmayın. Kendinizi yakmayın.

Sizden sonra gelecekleri yakmayın.

Buradan kendinizi dışarıya doğru çekin.

Bu bazen o şirketten istifa etmek olabilir.

Departman değiştirmek gerek olabilir. Olaya göre bu kararlar değişebiliyor, o kararı siz verin.

Ben etik felsefemi yazılı hale getirdim ve dedim ki:

"Ey Bülent Şenver, etik dışı davranarak başarıya ulaşacağına sen her zaman etik davran başarısız olmayı tercih et."

Bazıları diyor ki: "Olur mu başarısız oluyorsun"

Diyorum ki: "Hayat uzun, hayat bir maraton, bu olayda benim başarısız olmam bütün hayatımı etkilemiyor ki. Daha sonra başarılı olurum.

Ama ben bir kere başarılı olacağım diye etik dışı davranırsam ve bu kibritler gibi yanmış hale gelirsem. Bir şey soruyorum

Değerli Öğrenciler; ben bu kibrit gibi yansaydım, bir daha sahadaki kibritler gibi olabilir miydim? Yandıktan sonra eski halime gelebilir miydim?

Hayır.

Kendinizi etik dışı davranarak yakınca, yalan işler yaptınız, hak etmediğiniz kazanç elde ettiniz, birilerini dolandırdınız, yalan dolan ile iş yaptınız.

Bir daha şunu diyebilir misiniz?

"Ben itibarlı bir iş insanı olacağım?"

Artık damgalandınız.

Nereye gitseniz artık sizin yüzünüze bunu söylemeseler bile arkanızdan söyleyecekler.

Biliyor musun, 5 sene önce böyle yapmıştı, Işık Okullarında okurken böyle yapmıştı. Sizin ile ilgili olumsuz kanaat hayat boyu devam edecek.

Onun için bu işte başarısız da olsam ileride başarılı olacağım.

Felsefem bu, siz de tavsiye ediyorum.

Benim işime yaradı , uzun vadede bana kazandırdı.

Size sorsam,

Değerli Öğrencilerim böyle bir insan olmak ister misiniz?

Şunu desinler mi size:

"Bırakın onu üç kağıtçının biri.

Bir dediği bir değini tutmaz,

Sözünün eri değildir.

İşi gücü yalan dolan.

Hep yanlış işler yapar.

Güvenilir bir insan değildir.

Hiç düşünceli davranmıyor ki,

Kendisini kimse sevmez bizim çevrede,

Kendisinden uzak durun,

Her işi yüzüne gözüne bulaştırır."

Tam tersi şeyler söylensin istiyoruz biz.

Onun için etiğe önem veriyoruz.

İyi huylu olmak, kendimizi iyi hissetmek için istiyoruz.

Şöyle diyenleriniz aranızda varsa onu bilmiyorum.

"Bunlar ne güzel tanımlar, keşke herkes benimle ilgili böyle söylese."diyorsan senin etik pusulan başka yeri doğru gösteriyor demektir.

Böyle insanlar olabiliyor.

Mafya liderleri var, biz böyle tanınmalıyız diyorlar.

Topuktan vurur, acımasızdır.

Bu da mafyanın etik kodu.

Ama biz iyi insanız, bizimle ilgili böyle şeyler söylenmesin.

Bana soruyorlar hep:

"Bülent Bey, etik değerlere sahip çıkmazsak Türkiye batar mı?"

Neler olur Türkiye'ye ben size birer birer anlatayım.

Toplum kirlenir.

Siz bizim Türk toplumu kirlensin istiyor musunuz? Hayır istemezsiniz.

Niye toplum kirlensin? Tertemiz toplum olalım.

Ülkede yolsuzluklar artar.

Bunu kim ister? Yolsuzluk yapacak ister. Biz istemiyoruz. Onlar azınlıktır.

Haksız rekabet artar.

İşini doğru düzgün yapan, yasalara göre yapanlar var, bir de yapmayanlar var.

Fatura kesmiyor, çocuk işçi çalıştırıyor, sosyal sigortalara para ödemeden işçi çalıştırıyor, sattığı malın gramajını az gösteriyor.

Haksız rekabet. İstemiyoruz.

Türkiye'nin kaynakları verimsiz kullanılıyor.

İstemiyoruz, çünkü kaynaklar sınırlı.

Bütün kaynaklar bizim vergilerimiz ile elde ediliyor.

Doğru yere kullanılsın.

Yatırımlar daha pahalı oluyor.

Ülkenin yatırımları niye daha pahalı olsun.

Giderler gereksiz yere artıyor, gereksiz masraflar olmaya başlıyor.

Bunu da istemiyoruz.

Etik değerlere sahip çıkmazsak ülkemizin başına bunlar gelir.

Maliyetler artıyor.

1 dolarlık işi 10 dolara yaptırıyoruz.

Kimin cebinden? Annenizin, babanızın vergileri ile yaptırıyoruz.

Düzgün yabancı sermaye kaçmaya başlıyor.

Bu ülkede işler etik dışı dönüyor, ben bu ülkede iş yapmak istemiyorum diyor.

Bize de yabancı sermaye lazım.

Dışarıdan paralar ülkeye gelmesi lazım.

Ülkenin büyümesi yavaşlıyor. Yüzde 2 büyüyoruz.

Aslında Türkiye yüzde 6-7 büyümeli.

Ülkede işsizlik artıyor.

Biz niye diyelim ki Türkiye de dört gençten biri işsiz.

Hepimiz iş bulalım.

Gelir dağılımımız bozuluyor.

Yani fakirler daha fakirleşiyor, zenginler daha zenginleşiyor, gelir dağılımı bozluyor.

O ülkenin genel ekonomik performansı düşüyor.

Bütün bu 12 şeyi saydıktan sonra, biraz önce ne saymıştım?

Sizinle ilgili ister misiniz saydığım şeyler vardı. İster misiniz? Demiştim.

İstemeyiz demiştiniz.

Şimdi de ülke ile ilgili , ülkenin başına bu 12 şey gelsin ister misiniz?

Hayır. Kimse istemiyor.

Ülkesini seven kim varsa istemez böyle işler.

O zaman etiğe önem vermemiz lazım.

Biz Etik Değerler Merkezi Derneği olarak bir çalışma yapmıştık ve gençlere sormuştuk.

Türkiye'de etik ile ilgili sizin gözünüzde etik olmayan neler gördünüz?

Birinci "Ayrımcılık" dediler.

Ne kadar doğru tespit yapmışlar.

Bu büyük bir kelime.

Ama her konuda.

İşe alırken ayrımcılık, tefli ettirirken ayrımcılık, insanlar ile ilişki kurarken ayrımcılık. Ayrımcılık yapmamak lazım diyor gençler.

Başka nedir diyoruz gördüğünüz etik sorun?

"Haksız Kazanç var" diyorlar.

Bazıları hak etmediği kazancı elde ediyorlar.

Biz alın teri döküyoruz, ama hak ettiğimiz şeyi alamıyoruz.

Asgari ücret hak etmiyoruz biz, daha yüksek maaş hak ediyoruz.

"Aldatıcı reklam ve ürün tanıtımı " demişler.

Ürünleri tanıtırken doğru şeyler söylensin istiyorlar. Dördüncü önem verdikleri şey,

"Ülkede yolsuzluk" diyorlar.

Hak etmeyenlerin hak etmedikleri kazançları elde etmeleri için yaptığı işlere yolsuzluk diyoruz.

Bunu istemiyorlar ve bunların var olduğunu söylüyorlar.

Gençlerin algısı böyle. Belki duyuyorlar, okuyorlar.

"Rüşvet" demişler.

Kendisi bu yaşta rüşvet vermediler ama görüyor, duyuyor.

Gençler böyle düşünüyor ama yöneticiler ne düşünüyor dedik ve genel müdür, genel müdür yardımcılarına sorduk.

Onlar da Türkiye'de en önemli sorun "Adaletsiz Yönetim" demişler.

İşe alım ve teflilerde adaletli davranmıyoruz diyorlar.

Ayrımcılık yapıyoruz şirketlerde, emek sömürüyoruz, haksız rekabet yapıyoruz, kurum kaynaklarını sömürüyoruz diyorlar.

Etik olmayan şeyler hem gençlerin gözünde hem de yöneticilerin gözünden bu davranışları düzeltmemiz gerekiyor.

Etik gözlüğünüz olsun.

Etik gözlüğünün manası, her olaya etik gözlüğünüzü takıp bir etik açıdan bakın bakalım.

Bir karar alacaksınız, yazmışlar getirmişler, okuyun kararı, sonra etik gözlüğünüzü takın "Etik açıdan ben bunu yaparsam ne olur?

Değerlerime uyar mı benim? Vicdanıma uyar mı?" önce bakın, sonra karar verin.

Ben size bir tane örnek fotoğraf paylaşayım.

Bu etik mi diye size sorayım? Bu eşeğe bu yükü taşıtan bir sahibi var.

Bu yükü taşıtan bir şirket vardır.

Etik mesaj çıkarabilirsiniz.

Hiç kimseye taşıyamayacağı bir yük yüklememek.

Öğrenciler de dahil.

Öğrencilere yapamayacağı bir ödevi verirsek o da bir yük oluyor.

Etik gözlüğü ile bakmasanız, bir eşek var havaya kalmış diye gülebilirsiniz bile.

Etik gözlüğü ile bakın, ne yapın ne yapmayın karar verin.

Bu etik mi? Futbol sahası. Nasıl bir futbol sahası? Baş aşağı. Burada futbol oynanır mı?

Top aşağı doğru kaçar, yukarı doğru kaçar.

Böyle bir sahada futbol oynatmak etik mi? Tabii ki değil.

Doğrusu ne? Bundan çıkaracağımız mesaj şu olabilir; her şeyi zemini uygun hale getirerek her işi yaptırmak lazım.

Burası ameliyathane deyip cerrahı içeriye sokarsanız, ne doğru dürüst ışık var, ne doğru dürüst oksijen tüpü var, nasıl ameliyat yapacak adam orada?

Burası okul, burada ders yapacaksınız diyorsunuz.

Burası nasıl sınıf, çocuk oturursa nefes alamaz. Ne yaparsanız yapın , bazı şeylere etik gözü ile bakarsanız bazı şeyleri doğru yapmak olanağına kavuşursunuz.

Bu yaptığım şey etik mi? Diye bana soruyorsunuz.

Ben nasıl karar vereyim? Ben de diyorum ki:

"Ben sana şöyle bir resim göstereyim. Bu ne takımı? Futbol takımı.

Niye bu futbol takımını size koydum?

Bu yaptığım iş etik mi diye sorduğunuzda aklınıza bu futbol takımı geldin.

Sahaya tek takım 11 kişiden çıkıyor.

Bu birlikteliğimizde 3 3 3 unutmayın, bir de bu 11'i unutmayın.

Etik pusulasını bulamadınız, kendi vicdanınız ile ilişkili karar vermeniz gerekiyor.

Öyle mi yapsam, böyle mi yapsam diye.

Kendinize 11 soruyu sorun.


Cevaplarını verdiğiniz takdirde tatmin oluyorsanız yapın, tatmin olmuyorsanız yapmayın.

11 Soru:

1-. Gün ışığı testi yapın.


Ne demek? Yapacağım işi herkes bilsin ister miyim?

İngilizce dersinde kopya çekeceğim.

Benim kopya çektiğimi bütün sınıf, okul , ailem ister miyim? İstemem diyorsan yapma.

Demek ki etik değil.

Soru basit, cevap basit, yapma.

2-Sonuç testi yapın.


Şu soruyu sorun. Ben bu işi yaparsam sonucu ne olur?

Arkadaşım bir ödev yapmış, verecek öğretmene, en iyi ödevi hep o yapıyor.

Halbuki ben birinci olmak istiyorum.

Teneffüse çıktığında onun dolabından ödevini alayım, yırtayım, çöpe atayım, ödevini bulamasın.

Ödevi veremesin.

Ben birinci olayım.

Yaparsam sonunda ne olur? düşünün.

Bir şeyin sonunu düşündüğünüz zaman diyorsunuz ki ben böyle olsun istemem ki.

Sonunu düşününce yapmıyorsunuz öyle bir şey.

Sonunda annem ağlar, babam üzülür.

Bazen diyorsunuz ki ben sonunu öyle düşünmüyordum. Yapmayayım. Sonunu düşün, öyle karar ver.

3-Adillik testi.


Çok basit.

Bunu yaparsam adaletli davranmış olur muyum?

Yoksa birinin hakkını mı çiğnemiş olurum?

Eşit davranmamış mı olurum?

Yaptığım iş adaletli mi?

Bu soruya cevap ver.

Doğruyu bulacaksın.

4-Değerlerim testi.


Herkesin bir değeri var.

Şahsi olarak değerlerinizi sorsam hemen söyleyeceksiniz birkaç değer.

Dürüst olmak, adil olmak, yalan söylememek, namus, erdemli olmak.

Bu değerlerinize uyuyor mu bu yaptığınız iş?

"Benim ailem hep dürüstlüğe önem verir?" peki bu yapacağın şey, senin ailene uyuyor mu?

Uymuyor.

O zaman yapma.

5-Evrensellik testi.


Kendinize şu soruyu sorun,

Ben bunu Türkiye'de yapıyorum ama Fransa da,

Almanya'da yapmış olsaydım modern toplumlarda kabul görür müydü bu yaptığım şey.

Bazı töreler var, örf adetler var.

Namus meselesi diyorlar, abisine tabanca veriyorlar, kardeşini öldürüyor, namusumuzu temizledik diyor.

Modern toplumlarda bu iş kabul görüyor mu?

Buna da biz evrensellik testi diyoruz.

6-Vicdan testi.


Kendi içinize sorun.

Ben bunu yaptıktan sonra kendimi iyi hissedebilir miyim?

En ufak kendimi kötü hissederim diyorsanız yapma.

Kendini kötü hissedeceğin bir şeyi neden yapasın ki.

7-Empati testi.


Bana aynısı yapılsa ben ne hissederim.

Kendisi o kişi yerine koyun, bana yapılsaydı böyle bir şey ben nasıl hissederdim? Diye düşünün. Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi, karşınızdakine yapmayın.

Buna da biz empati testi diyoruz.

8-Zarar testi.


Bu soru da çok basit. Yapacağım iş başkasına zarar veriyor mu?

Burada da dikkat ettiğimiz şey; çevreme zarar vermemem lazım, insanlara zarar vermemem lazım, tabiata zarar vermemem lazım, hayvanlara zarar vermemem lazım.

Zarar vermek iyi bir şey değil. Her doğan insan iyi insandır.

Bebek düşünün, kötü bir bebek olabilir mi?

Biz hayat içinde yavaş yavaş kötüleşiyoruz.

Bazıları bunu davranış haline getiriyor.

Bazıları da alışkanlık haline getiriyor.

Bu soruyu sorun, zarar veriyorsa yapma.

9-Danışma testi.


Karar veremediğiniz zamanlarda, bu 8 soruyu kendinize soruyor ve karara varamıyorsanız danışın.

Güvendiğiniz kim varsa danışın.

Böyle bir şey yapmak istiyorum, karar veremedim, size danışayım istedim, ne yapsam acaba?

Muhakkak onlar size doğru yolu gösterecektir.

10. Pişmanlık testi.


Kendinize şu soruyu sorun, bunu yaparsam sonradan pişman olur muyum?

Bu soruyu sorduğunuz ve düşünmeye başladığınız da diyorsunuz ki evet ben pişman olurum.

Keşke yapmasaydım demeye başlarsınız.

Keşke böyle davranmasaydım.

Keşke diyeceğiniz bir şey olacaksa bırakın yapmayın.

Demek ki o iş etik değil.

11-Gazete manşet testi.


Yapacağım iş gazeteye manşet olsaydı ne hissederdim? Bir iş yaptınız, ertesi gün gazeteyi aldınız, sizin resminiz , yukarıya da koskoca manşet atmışlar, Ayşegül'ün yaptıkları.

Ayşegül ne yaptı biliyor musunuz?

Böyle bir duruma düştüğünüz, okuduğunuz anda ne hissedersiniz?

Gazetenin başka haber i mi yok ki, benim yaptığım işi manşet yapacak.

Varsayın ki yaptı.

Öyle bir şey olsun ister misiniz? İstemiyorsanız da , bunu yapmayın.

Bizim 11 tane etik testi dediğimiz, bu iş etik mi? Diye size karar vermekte yardımcı olacak sorularımız.

Bu 11'i de hiçbir zaman unutmayın.

Konuşmamın sonuna yaklaşırken Nasrettin Hoca'yı göstermeden edemedim.

Nasrettin Hoca hepimizin sevdiği , hepimizin güldüren, fıkraları olan birisi. Göle yoğurt mayası çalmış diye bir fıkrası vardı. Hatırlayanınız olacaktır.

Bir gün Nasrettin hoca göle gitmiş, göle yoğurt mayası çalıyor. Gelenler sormuşlar hoca ne yapıyorsun?

Göle yoğurt mayası çalıyorum demiş.

Gelenler gülmüş Hoca göl hiç yoğurt mayası tutar mı?demişler. Hocanın cevabı şöyle olmuş, ya tutarsa demiş.

Bunu size niye anlattım?

Yıllar önce Etik Değerler Merkezi'ni kurarken Rahmetli Sakıp Sabancı'ya gitmiştim.

Çok değerli bir insandı.

Bütün Sabancı Topluluğunu kuran değerli bir iş insanıydı.

Beni karşıladı, odasına gittik.

Ona anlattım.

Etik Değerler Merkezi kurmak istediğimi, gençlere etik anlayışı bilincinin oluşturulması ve geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapmak istiyoruz dedim.

Çok hoşuna gitti. "Bülent Bey, bu güzel şeyleri nereden buluyorsun" dedi.

10 saniye sonra öyle bir şey söyledi ki yüzüm asılmış.

"Bülent Bey sen göle yoğurt mayası tutmaya çıkmışsın" dedi.

Herhalde o kadar çok yüzüm asılmış, üzülmüşüm ki, o babacan tavrı ile yanımda otururken sırtımı sıvazladı, arkama tek elinle vurdu.

"Üzülme Bülent Bey, senin mayan tutacaakkk, tutacaaaak" dedi.


Ondan ayrılırken, asansörde inerken düşündüm, bana nasıl bir mesaj verdi Sakıp Sabancı, iki tane önemli mesaj verdi. Birincisi bu etik olma işi çok kolay bir iş değil, çok zor bir iş. Neye benzetti?

Bir göle yoğurt mayası çalma işine benzetti.

Ama benim üzüldüğümü görünce de, senin mayan tutacak diyerek, demek ki ne kadar çok insana bu göle etik mayası çaldırırsak, o zaman tutar.

Bir kaşık etik, iki kaşık etik ile olmaz bu iş.

55 milyon, 80 milyon kaşık etik ile bu göl etik mayası tutar.

O konuda çalışmalar yapmaya başladık.

Siz etik olmaya devam edin.

Eminim siz böyle devam ettiğiniz sürece sizin etik mayanız tutacak.

Etik mayamız tuttuğunda eminim Rahmetli Sakıp Sabancı'ya bir şekilde bu bilgi ulaşacaktır.

Onun bize vasiyeti diye düşünüyorum ben.

Merak etme Sakıp Ağam, bu gençler etik olacak ve bizim etik mayamız tutacak.


O nedenle hiçbir zaman unutmayın, etik her zaman kazanır, siz her zaman kazanacaksınız.

Etik yolunuz hepinizin açık olsun.


Hoşçakalın.

SUDENAZ İBİŞ :
Bülent Bey çok teşekkür ediyoruz verdiğiniz bilgiler için.

Evet o göl maya tutacak, biz buna inanıyoruz Işık Okulları olarak.

Bizim için çok önemli dürüst olmak, etik olmak.

11 futbolcuyu da hiç unutmayacağız her yaptığımız davranışımızda.

Keşke dememek için, pişman olmamak için ve bize yapılmasını istemediğimiz şeyleri yapmak için.

Çok teşekkür ediyorum katılımınız için.

Şimdi sözü Okul Müdürümüz Sevilay Eroğlu'na veriyorum.

SEVİLAY EROĞLU:
Hak yemeyelim, adalet, etik gibi kavramlar mutlaka ve mutlaka gözümüzün önünden geçmeli ve uykuya huzurlu dalmalıyız diye düşünüyorum.

Umuyorum ki, hepimizin hayatında keşkeklere yer olmadan güzel bir gelecek olur hepimiz için.

Çok teşekkür ediyorum katılımınız için.

Ağzınıza sağlık, yüreğinize sağlık Bülent bey.

BÜLENT ŞENVER:
Teşekkür ediyorum. Sağolun.

.
.
.
.



.



.



.



.



.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org