Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BAŞKENT POSTASI TV Bülent Şenver ile Sohbet
05.06.2021
Okunma Sayısı : 1916
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

BAŞKENT POSTASI TV Bülent Şenver ile Sohbet

.
.


.

BAŞKENT POSTASI TV Bülent Şenver ile Sohbet

.
.

  BAŞKENT POSTASI TV Bülent Şenver ile Sohbet 

.
.
.

 dinlemek için 

.
.
.

BALKENT POSTASI TV TV Bülent Şenver ile Sohbet

.
.



.
.

Başkent Postası TV Bülent Şenver ile Sohbeti

Deşifresi

Bülent Şenver (BŞ)

Mehmet Saim Bilge (MSB)

 

 

MEHMET SAİM BİLGE: Bugün çok önemli ,değerli bir konuğumuz var.

Bülent Şenver Hocamız ile beraberiz. Kendisi uzun süre finans dünyasında bayağı önemli görevlerde bulundu.

Pamukbank Genel Müdürlüğü, TÜSİAD Üst Düzey Yöneticiliği, 5 sene Türk Amerikan İş Adamları Derneğinde Başkanlık, Üniversitelerde Öğretim Görevlisi .

Bankacılıkta özellikle ilklerin de yapımcısı diyelim. Türkiye'ye ilk resimli kredi kartının getirilmesinden , telefon bankacılığı ve taraftar kartı.

Yazarlık ve emekli olduktan sonra gençlerin kitap okumadığını fark ediyor ve Herkese Kitap Vakfını kuruyor.

Hocam ben kısaca bahsettim ama bir de sizden dinleyelim. Öncelikle hoş geldiniz yayınımıza ve bizi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyoruz.

BÜLENT ŞENVER:
Hoş bulduk. Gayet güzel özetledin. Ben üniversiteyi bitirir bitirmez iş hayatına başladım.

Londra'da Arthur Andersen diye bir denetim şirketinde işe başladım.

İstanbul'da bir ofis açında banka denetimleri bana verilmeye başlandı. Hep banka denetimleri bana verilince ben banka denetim üstadı oldum.

Daha sonra bir banka genel müdürü:

"Bülent Bey, siz bu işleri çok iyi biliyorsunuz. Beni gösterip masanın bu tarafından, kendisini gösterip masanın bu tarafına geçip bu işleri düzeltmek ister misiniz?" dedi.

Bu bir iş teklifiydi.

O sırada Arthur Andersen'da ortak oluyordum. Ortak olmak çok önemli.

Ona rağmen böyle bir görev teklif gelmiş oldu. Eşime sordum.

"Bülentçiğim , sen hep doğru karar verdin mesleğin ile ilgili. Sen ne karar verirsen ver ben hep senin arkandayım" dedi.

Kararımı verdim. Ayrıldım ve banka genel müdür yardımcısı oldum.

İki yıl banka genel müdür yardımcılığı yaptıktan sonra Banka genel müdürü beni aradı:

"Seni yarın Mehmet Emin Karamehmet istiyor. Gidermisin?" dedi.

"Tabii giderim" dedim. Kapıyı çaldım , içeri girdim.

O çok fazla konuşmaz.

"Bülent Bey yarın bankanın yönetim kurulunu yapıyoruz, siz de gelirseniz ben sizi yeni genel müdür olarak önermek istiyorum" dedi.

Ben hemen "Tamam geliyorum" dedim.

Ertesi gün gittim, Mehmet Emin Karamehmet Bey'i n yanına oturdum.

"Bülent Bey'i yeni genel müdür olarak öneriyorum,onaylayanlar " dedi.

Hepsi el kaldırdı.

O tarihte hatırlarsanız 1987'de ben banka genel müdürü oldum. Henüz bireysel bankacılık başlamamıştı.

Konut kredisi verilmiyordu, tüketici kredisi verilmiyordu, kredi kartları yok, ATM'ler yok.

O dönemlerin genel müdürü olarak bir yerde şanslıydım.

Hiçbir şey olmayınca bireysel bankacılıkta çok önemli yaratıcılıklar yaptık.

Resimli kredi kartlarını yaptık.

Dünyada ilk defa 4 büyük futbol takımlarına taraftar kart yaptık.

Benim iş hayatına başladıktan sonra üniversite de yarı zamanlı ders vermeye hep devam ettim.

Gençlerle birlikte olmayı sevdim.

Tecrübelerimi onlarla paylaşmaya başladım.

Gençlerin etik anlayışı yavaş yavaş değişiyor, Türkiye'nin etik anlayışı yavaş yavaş değişiyor. İş ahlakı ilkelerini geliştirmek, etik anlayışı bilincini geliştirmek için Etik Değerler Merkezi Derneği'ni kurdum. Şuan da Onursal Kurucu Başkanıyım.

Yaklaşık 10 tane üniversite de etik sertifikası verebilmek için özel bir 8 haftalık bir program öğrencilere gerçekleştiriyoruz. Bir diploma veriliyor.

Bunları yaparken gördüm ki gençler kitap okumamaya başlamış.

Kitap okumayan istatistikleri karıştırmaya başladım, üzücü rakamlar.

Düzenli kitap okuyan yok Türkiye'de. Yüzde 4. 100 kişide 4 kişi kitap okuyor.

Hiç kitap okumadım diyenlerin oranı yüzde 58. "Hiç okumuyorum" diyor.

Bir cümle oku. O kitap orada durur, birer cümle okursun, 10 senede bitirirsin kitabı , birisi sana sorduğunda "Okuyor musun?" "Okuyorum" dersin.

Okullarımızın yüzde 70'in de kütüphane yok.

Türkiye'de "İhtiyaç maddelerini sıralar mısınız?" diye sormuşlar.

Kitap 235. Sırada yer almış.

Öğretmenlerimiz bile her 3 öğretmenden sadece 1 tanesinde düzenli okuma gerçekleştirebiliyor.

Türkiye'de Yılda 1 milyon 300 bin bebek doğuyor.

1 milyon bebeğe anneleri 0-5 yaş arasında hiç kitap okumuyormuş.

Çocukların zihinsel gelişimi 0-5 yaş arasında oluyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
Benim 2 yaşında torunum var. Sürekli kitap okuyorlar. Çocuk harfleri gördüğünde tanıyor. Hakikaten dediğiniz doğru.

BÜLENT ŞENVER:
0-5 yaş arasında ebeveynleri kitap okumazsa zihinsel gelişimleri daha az oluyor. Düşündüm de niye böyleyiz biz?

MEHMET SAİM BİLGE:
: Bundan bende şikayetçiyim. Program için kitap deyince tam bana göre bir program olacak dedim. Çünkü ben kitap okumayı çok seviyorum.

Eğitim Doktrin Komutanlığında 150'den fazla Albay vardı, 500-600 Subay, Astsubay vardı. Orada kütüphanemiz vardı.

Ben hep ilk sıradaydım kitap okuyanlarda. Hatta Kara Kuvvetleri Komutanı oldu Erdal Ceylanoğlu komutanımız,

Kara Kuvvetleri Komutanı olduğu zaman ben emekli olmuştum, bana 5-6 tane kitap gönderdi, kitap okuyorum diye. Ben kitap okudukça okumayanlara üzülerek bakıyorum.

Niye okunmuyor ben de bu konuda çok muzdaribim.

BÜLENT ŞENVER:
Ben sizin gibi çok düşündüm, düşündükçe aklıma gelen şeylerden bir tanesi şu oldu; 0-5 yaşındaki çocuklara kitap okunması ile başlıyor.

Çocuklar ne görürlerse onu taklit ediyorlar.

Çocuğa onu yap, bunu yap demek yeterli olmuyor.

Çocuk ailesinde bunu görmesi lazım. Ne oluyor? Ebeveynlere iş düşüyor.

Bir anne bana "Ben nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorum?" vizyon sahibi, modern görüşlü, saygılı, insanlara karşı olan anlayışı, iyi insan.

Bana soruyorlar "Kitap okuyunca ne oluyor?"

Kitap okumanın faydaları literatürde yazıyor, ben size bir sürü liste veririm, ama ben bunların hepsini bir şeyde birleştirdim.

"Kitap okuyan iyi bir insan olur" İ

yi bir insan olmanın en temel özelliği çok okuyacaksınız.

Çok okudukça düşünceniz değişiyor, bakış açınız değişiyor, olaylara karşı reaksiyonunuz başka olmaya başlıyor, insanlara başka göz ile bakıyorsunuz, çevreye başka göz ile bakıyorsunuz.

Öyle olunca dönüyor dolaşıyor bizim ebeveynlere geliyor sorumluluk. Türkiye'de bir araştırma yapılmış, cahil ülkeler , en cahil 10. Ülkeyiz.

MEHMET SAİM BİLGE:
Japonya'da metrolarda ayakta kitap okuyorlar. Ayakta kitap okumanın bir tanımı bile var. Bizde oturarak kitap okuyan yok ki, ayakta kitap okuyan olsun.

BÜLENT ŞENVER:
Bizde bir de soruyorlar "Boş zamanlarında ne yaparsın?" "Kitap okurum" diyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
İlkokuldan beri bunu bizim kafamıza soktular. Yanlış. Okulda tatilden dönünce Öğretmen sorar : "Boş zamanlarınızda ne yaptınız?"

Biz de "Müzik dinledik, kitap okuduk" derdik. Kimse kitap okumuyordu, kimse de müzik dinlemiyordu. Bir de kitap boş zamanda mı okunur? Bu da yanlış.

BÜLENT ŞENVER:
Boş zaman değil, hususi zaman ayırmanız gerekiyor.

Bir tek ümidimiz ne? İlkokullardan başlayarak, eğitimiz sistemimizde hiç değilse , belki çocuklarımıza kitap okumayı sevdirebilirsek diye o nedenle Herkese Her Yerde Kitap Vakfı'nı kurduk.

Vakfımızın üç tane amacı var; birincisi kitap okumayı sevdirelim, ikincisi kitap okumayı yaygınlaştıralım, üçüncüsü ihtiyaç sahiplerine kitap iletelim diye kurduk.

Bu maksatla çalışmalar yapmaya başladık.

Şuana kadar yarım milyon kitabı geçti, Anadolu'da ki okullara, cezaevlerine gönderdiğimiz kitaplar, hala da göndermeye devam ediyoruz.

Sevdirmek için çeşitli aktiviteler, faaliyetler düzenliyoruz. Dedik ki; kitabı ulaştırmak için Türkiye büyük bir ülke, sadece bizim vakfımız bütün Türkiye'ye kitap iletemez.

Bu kadar kaynağımız, imkanımız yok.

Biz köylerden başlasak iyi olur dedik.

Bunun da en önemli nedeni köy öğretmenleri öğrencileri ile çok iç içe, çok samimi, onları takip ediyor. Büyük şehirlerdeki gibi değil.

Kitapla köy öğretmenlerini ve köy öğrencilerini kolay bir araya getirebiliyorlar.

"Elele Her Köy okuluna bir Kütüphane" diye bir proje başlattık.

Şu ana kadar 62 köye mobilyaları ve 1000 adet kitap gönderiyoruz.

Niye Elele dedik?

Böyle bir köye kütüphane kurmak için bir kitap dostu bize yardımcı olabilir mi? Diyoruz.

Bazı kişiler bize "Rahmetli annem için onun adına bir köye kütüphane kurmak istiyorum" Hangi ilde? Trabzon.

Trabzon'un bir köyünden bir okul bulduk . Tabela da hazırlanıyor.

O tabela kütüphanenin kapısına asılıyor.

"Bu kütüphane rahmetli Firuzan Topal adına yaptırılmıştır" yazıyor.

Bu proje büyümeye başladı. Bazıları rahmetli annesi, babası , dedesine yaptırıyor.

Bazıları da yaş günü hediyesi vermeye başladılar.

Toplu olarak arkadaşları çiçek alacağımıza , bir şey alacağımıza onun adına bir köy okulu kütüphanesi yaptıralım" dediler.

Tabelaya da " Bu kütüphane Ayşe Can'ın şu tarihli yaş günü hediyesi olarak aşağıdaki arkadaşları tarafından yaptırılmıştır." Yazılıyor.

Gayet güzel bir proje oldu.

Öğretmenler sahiplendi.

Çocuklar kitapları okumaya başladılar.

Bu uzun soluklu bir uğraş. Hedefimiz 18 bin köy okuluna mobilyaları kütüphane yaptırmak.

Kitap temini için de bir projemiz var.

Türkiye'de ki D&R Mağazalarına kitapcan kitap bağış kumbaramızı koyduk.

Kitapcan bizim maskotumuz. Çok sevimli bir maskot.

Bir yazarımız , çocuk kitabı yazarımız Filiz Özdem Hanım , çizer Buket Topakoğlu Hanım "Kitapcan Kanat Çırpıyor" bir çocuk hikayesi yazdılar ve yayınlandı.

Yapı Kredi Yayınlarından.

O hikayenin içinde bir gün kitapcan uçamamaya başlıyor.

Herhangi bir yerde, herhangi bir çocuk kitap okumayı bıraktığı zaman kitapcanın kanatları çalışmamaya başlıyor.

Kitapcan üzülüyor.

Bir çocuk daha kitap okumuyor, nasıl gitsem ikna etsem?

Dışarıdan kuşlar geliyor, kitapcanı biz o çocuğa götürebiliriz diyorlar.

Kitapcan küçülüyor, kuşlar kitapcanı çocuğa götürüyorlar, pencereden giriyor, kitap okumanın faydalarını anlatıyor, çocuk kitap okuyor.

Gitme kal diyor kitapcana , kitapcan benim başka görevlerim var, sen kitap okumana devam et diyor. Uça uça gidiyor.

Böyle güzel bir hikayesi var.

MEHMET SAİM BİLGE:
Bu kumbaralara herkes kitap koyabilir değil mi?

BÜLENT ŞENVER:
Sizin semtinizde D&R mağazası varsa, girdiğinizde göreceksiniz,içine kitap atılabilen bir kumbara, yaş grubu önemli değil, her yaş olabilir.

Benim okuduğum kitap faydalı olsun, başkası da okusun diyorsanız o kutunun içine bırakıyorsunuz, D&R Mağazaları onları bir yerde topluyor, ayda bir kere vakfımıza sevkiyat gerçekleşiyor.

Biz o kitapları ayrıştırıyoruz.

Bize Bakanlıktan verilen listeler var, sakıncalı kitaplar, sakıncalı yayınevleri gibi. Yaş gruplarına ayırıyoruz ve sevkiyatlar gerçekleşiyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
Kolay bir iş değil Hocam. Bunları toplayacaksınız, ayrıştıracaksınız, paketleyeceksiniz, büyük bir ekip ister.

BÜLENT ŞENVER:
Büyük bir iş. Bize soruyorlar, bunu gerçekleştirmenin sırrı nedir?

Gönüllülük sırrı. Bizim bir çok gönüllümüz var.

Bu gönüllülerimiz sosyal sorumluluk için zaman ayırıyorlar bize. Bir bankanın insan kaynakları bizi arıyor, size yardımcı olabilir miyiz? Diyor.

Bir organizasyon yapıyoruz, bir hafta sonu bizim ofisimize geliyorlar, bizim liderlerimiz ile birlikte kitapları ayırıyorlar, paketliyorlar.

Herkes kendine düşen görevi elinden geldiği ölçüde sosyal sorumluluk projesi olarak Herkese Kitap Vakfı'na vermiş oluyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
D&R Mağazaları kumbaraları dışında size kitap göndermek isteyenler ne yapacaklar?

BÜLENT ŞENVER:
herkesekitapvakfi@gmail.com bizim irtibat mail adresimiz. Buradan bize soruyorlar.

Çok az miktardaysa bir ara D&R mağazalarına, alış veriş merkezine gittiğinizde bırakırsanız memnun oluruz diyoruz.

Bazen şunu söylüyorlar:

"Benim babam rahmetli oldu, 1000 adet kitabı var" onu özel bir şekilde organizasyon gerçekleştirebiliyoruz.

Bazı kurumlar bize sıfır kitap alınsın diye bize bağışta bulunuyorlar.

Rotary Suadiye Kulübü 2000 kitap aldı ve 10 köy okuluna 200'er kitap gönderdi.

MEHMET SAİM BİLGE:
Size sadece kitap mı veriliyor, yoksa maddi yardım da yapılabiliniyor mu?

BÜLENT ŞENVER:
Yapılıyor. O da www.herkesekitapvakfi.org web sitemiz de bir bağış bölümümüz var.

Orada miktar soruyor ve çok kolaylıkla cep telefonundan bile kredi kartı ile bağış gerçekleştirebiliyorsunuz.

Bağış yaptığınızda biz kitap satın alabiliyoruz veya siz kitaplarınızı bize bağışlayabiliyorsunuz.

Bunu ne kadar artırabilirsek o kadar fazla okul ve çocuk kitaba kavuşabilecek.

Şu anda yaklaşık 1350 okula kitap göndermişiz.

Bütün Anadolu'da ve Türkiye'de.

Ben yarım milyon kitabı geçtik, 1300 okula kitap gönderdik dediğim de "Ne kadar çok " diyorlar.

Çok demeyin bize web sitemizden başvuran ve sırada kitap bekleyen kaç okul var biliyor musunuz?

18 bin okul.

Bize başvurmuş öğretmenler, müdürler.

Kitap istiyorlar ve sırada bekliyorlar.

Bizim ne kadar çok kitap bulmaya ihtiyacımız var.

O nedenle yeni projeler üretip daha çok kitabı nasıl temin ederiz? Bu konuda çalışmalar yapmamız gerekiyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
Bu okuma işini halledebilirsek, memleketin en önemli sorunu bence okumak. Okuyan kişiden zarar gelmez.

Okuduğu zaman her şeyin farklı olduğunu görecek. Bunu siz daha iyi biliyorsunuz, işin içindesiniz. Ben de okuyan birisi olarak fikrimi söyleyeyim dedim.

BÜLENT ŞENVER:
Çok doğru söylüyorsunuz.

Bana hep neden kitap okumuyorsunuz diye sorduğumda, vaktim yok diyorlar.

Vaktim yok diyenlere şunu söylüyorum;

Türkiye'de bir araştırma yapılmış, televizyon ve telefona ortalama beş saat harcanıyormuş.

Kitap okuyanların 81 milyona oranı bakılınca kitap okumaya 59 saniye düşüyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
Hocam onların hepsi bahane.

Atatürk'ün 30 yılını savaş alanlarında geçmiş. Okuduğu kitap sayısı 4 bin.

Savaş meydanında , Çanakkale'de komite merkezi kütüphaneymiş. Şehitler bulunuyor Çanakkale'de ayağında postalın içinde topçu talimnamesiyle.

Okumak istedikten sonra bahane yok.

BÜLENT ŞENVER:
Öyle bahane söyleyenlere diyorum ki, bir kitap alın, ben bu kitabı okuyacağım deyin.

Evinizde, ofisinizde bir kitap olsun. Her gün içinden ne kadar okuyabiliyorsanız, o kadarını okumaya disiplinli hale getirin.

Bir cümle dahi de okumaya vaktiniz yok mu?

Bir kelime okuyun.

Niye bunu size söylüyorum; bir alışkanlık haline gelmesi için.

MEHMET SAİM BİLGE:
Bir taksi şoförü arabasında bir müşteri Suç ve Ceza kitabını unutuyor. Alıyor onu okuyor. Onunla beraber taksici kitap müptelası oluyor. Yeter ki bir kitap okusun.

Ben çizim yapıyorum, bir de o kadar okuyacak kitap var ki ömrüm yetmeyecek ona üzülüyorum.

Ne zaman Kızılay'a gitsem, elimde bir kitap ile geliyorum.

BÜLENT ŞENVER:
İşadamımız Can Kıraç Bey var. Emekli oldu.

Onunla konuşurken şöyle demişti:

"Her gittiğim yerden kitap alıyorsun. Eşim bana kızıyordu ne zaman okuyacaksın bu kadar kitabı diye. Emekli olunca okuyacağım diyordum.

Bir gün geldi emekli oldum.

Ben şimdi kitapları okuyacağım diye odama girdim, kitaplara baktım, kabaca saymaya başladım, bir çarpma bölme yaptım.

Anladım ki benim ömrüm bu kitapları okumaya yetmeyecek.

O zaman çok üzüldüm" dedi.

MEHMET SAİM BİLGE:
Biz dağ da bayır da dolaşmaktan, talimnameler okumaktan kitap okumaya pek fırsat bulamadık. Emekli olunca daha çok okudum ben.Eğitim Doktrin Komutanlığın da imkanım vardı.

Masa başıydı orası. Kütüphane de yakındı, kütüphane bana çalışıyordu. Günde bir kitap okuduğum zaman azdı.

Çünkü vaktim vardı. Denetlemeciydim, formlar hazır, belirli günlerde gidiyor.

Orada açığı kapatmaya çalıştım.

Bir kitap okuyan kendini alim zannedermiş, iki kitap okuyan eh dermiş, üç kitaptan fazla okuyan hiçbir şey olmadığını anlarmış.

BÜLENT ŞENVER:
Bu söylediğinizden bana şunu hatırlattı, biz Herkese Kitap Vakfı olarak "Okuduğum Defterler kitabı" diye bir özel defter yaptık.

Bu defterler D&R mağazalarında satışa sunuldu.

Bu defterler istedik ki çocuklar, gençler, yetişkinler, okuduğu kitapları bu deftere kaydetsinler. Son sayfasında kitabın adı, kitabın yazarı, kaç sayfa.

Bazı sorular var orada, diyor ki:

"Kitap da en çok hoşunuza giden cümle neydi?"

"Bu kitabı kime tavsiye edersiniz?"

Kitap için 10 üzerinden bir değerlendirme var.

Kitabın dilinin akıcılığı, kitabın kapağının ne kadar ilgi çektiği. Sağ tarafı da boş bıraktık.

Bunlar çok ilgi gördü.

Her yaş için ilgi gördü. 20 kitap okuduğunuz zaman

"Aferin, şimdi kitap sever oldun" diyor.

40 kitap okuduğunuz zaman bir sayfa çıkıyor önünüze

"Bravo şimdi kitap kolik oldunuz" diyor.

60 kitap okuduğunuzda bir sayfa çıkıyor

"Kutlarız. Şimdi kitapcan oldunuz" diyor.

MEHMET SAİM BİLGE:
Ben okuduğum kitapların listesini yaptım ama dediğiniz gibi bir cümle bile yazsaydım dikkat çeken, arada göz atsaydım iyi olurdu.

Bazı kitaplar tek atımlık, bir kere okudunuz mu yeter.

Bazı kitaplar başucu kitabı, dönüp dönüp bakmak gerekir.

Hocam son dakikalara girdik ama sizinle daha çok konuşacağımız şeyler var.

Bankacılık ile ilgili konuşacağımız şeyler de var.

Pardon faizi var onu konuşmadık. Balıkçı neye bakar? Bir sonraki programda bankacılık tecrübelerinizi konuşuruz.

Sizin de müsait olduğunuz bir zaman da bir program daha yaparız inşallah.

BÜLENT ŞENVER :
İnşallah. Kitap okumak herkese, her yaşta yarayan bir uğraş.

Gençlerimize örnek olmalıyız. Kitap okumayı onlara gösterelim.

Bizim bir sloganımız var.

"Okuyan Türkiye için herkese her yerde kitap" diyoruz.

Hep birlikte el ele verelim, Herkese Kitap vakfı ile birlikte herkese her yerde kitap okutmak için , herkes elinden gelen çabayı sarf etsin.

Bizim www.herkesekitapvakfi.org sitemize girsinler. Bizim kitapcan gönüllümüz olsunlar.

MEHMET SAİM BİLGE:
Burada bir gönüllü kazandınız Hocam.

Çok teşekkür ediyoruz. Sizi yakından tanıma fırsatı bulduk. Kitap Vakfı çok önemliydi.

Türkiye'nin, hatta dünyanın en büyük sorunu da bizim daha da büyük sorunumuz.

Bunu bir halletsek, bütün sorunlar buna bağlı.

Hoşçakalın. Çok teşekkürler.

 

 

 

 

 

 

.
.



.
.

 

.
.

Başkent Postası TV sayfasından yapılan yayını izlemek için tıklayın

.
.



.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org