Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Belgin Alagöz Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SAPANCA DOĞA PARK ÇİFTLİĞİNDE YENİ BİR SANAT EKOLÜ OLUŞMAKTA
24.01.2012
Belgin Alagöz
Okunma Sayısı : 7575
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,23
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

  SAPANCA DOĞA PARK ÇİFTLİĞİNDE YENİ BİR SANAT EKOLÜ OLUŞMAKTA


RH + ART Magazine (İstanbul) Haziran-Ağustos 2011

SAPANCA DOĞA PARK ÇİFTLİĞİNDE YENİ BİR SANAT EKOLÜ OLUŞMAKTA
III. ULUSLAR ARASI PORTAKAL ÇİÇEĞİ PLASTİK SANATLAR KOLONİSİ
Uzun yıllarınız Akdeniz Bölgesinde geçtiyse eğer, siz de ''Uluslararası Portakalçiçeği Plastik Sanatlar Kolonisi'' gibi bir cümleyi duyar/okurken burnunuza mis gibi kokular gelir. Aslında oluşturulmuş olan Portakalçiçeği Plastik Sanatlar Kolonisinden de tam anlamıyla yeni açan çiçeklerin ve doğa içinde gerçekleşen yaratımların güzel, yapıcı kokuları yayılmakta Türkiye ve Uluslararası Sanat ortamlarına.
Kalemlerin, fırçaların, ellerin, düşüncelerin kısacası yaratı ve emeğin, yüreklerin coştuğu günler yaşanmakta Haziran başından bu yana.
Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen ve dördüncüsü planlanmaya başlayan Portakalçiçeği Kolonisine katılan ülkeler; Makedonya, Almanya, Azerbaycan, İtalya, İngiltere, K.K.TC., Rusya, İspanya, Danimarka, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye.

Konuya derinlemesine girmeden önce Ahmet Şahin'in yaşam felsefesiyle örtüştürdüğüm bir bakış açısıyla başlamak istiyorum. Büyük İskender ölmeden önce vasiyetinde üç istekte bulunmuştur;
1- Tabutu dönemin en iyi doktorlarınca taşınmalı,
2- Elde ettiği tüm zenginliğin (altın-gümüş-değerli taşlar) tabutu mezara gidene kadar serpiştirilmeli,
3- Elleri, herkesin görebileceği şekilde tabutun dışına sarkmalı.

Bu vasiyetin açıklaması ise;
1- En iyi doktor dahi ölüme çare bulamamıştır.
2- Kazandığın her servet dünyada kalır, paylaşmayı esirgeme.
3- ''Zaman'', elimizdeki en büyük zenginliktir; çünkü sınırlıdır. Para kazanabiliriz ama daha fazla para kazanamayız. Dolayısıyla birine zaman ayırdığımızda, bir daha asla geri alamayacağımız zamanımızdan ayırmış oluruz. Zaman, hayatımızdır ve çok değerli bir hediyedir. Bu hediyeyi ne zaman ve kime ayıracağını iyi hesapla, sana zaman ayıranın da sana ne denli değer verdiğini bil. Birinci vasiyet, her canlının ortak kabullendiği bir düşüncedir. Ancak, ikinci ve üçüncü vasiyeti yaşarken gerçekleştirebilen çok azdır. Portakalçiçeği gelişimini okudukça İskender'in ikinci ve üçüncü vasiyetini kendi doğal yapısıyla yaşarken yaşama katmış bir insanla karşılaşacaksınız.

Portakal Çiçeği Kolonisi ile Tanışma Güzel bir davet aldım ve bir Pazar günü nazik ev sahibimizin yolladığı minibüs ile evlerimizden alınarak yola çıktık. Konuk yazarlar, Gazeteciler, Sanat Fakültelerinden hocalar ve Sanatçılardan oluşan grubumuzla keyifli, sıcak bir yolculuk yaptık. Yolda sohbet sürerken elbette ki sanat ortamına ait konular konuştuk. Ama odak nokta, Sanat Eleştirmenlerinle ilgili idi, söylemleri ve anlaşılmaz yazıları bir hayli espri konusu oldu. Çitliğe vardığımızda kafes hayvanlarının yer aldığı bölümü geçerek konukların ağırlandığı, sanatçıların dinlendiği-yemek yediği mekâna oturduk. Hangarın içinde bitmiş ve duvarlara asılmış resimleriyle mini bir sergi karşıladı bizi. Ahmet Bey bizi karşıladıktan sonra, elinde çekiç-çivi ile bir sanatçısının resmini duvara yerleştirmek için yanımızdan ayrıldı. Sanatçıların çalışmalarına böyle katılıyor olmasından ve aynı heyecanı yaşıyor olmasına tanık olunca gerçekten bir sanatsever, idealist iş adamıyla karşılaştığımı baştan kabul ettim. Kısa çay molasından sonra merakla çiftliği gezmeye çıktım. Çiftlik kamelyalarında, ocak başlarında, doğa alanlarının her köşesinde keyifle üretim yapan sanatçılar konuçlanmış. Gezintim sırasında çok sevdiğim arkadaşım Heykeltıraş Serap Gümüşoğlu ile karşılaşmak benim kadar onun için de tatlı bir sürpriz oldu. Yine çok iyi tanıdığım ve saydığım Adnan Turani, Mersin'den tanıdığım Ahmet Yeşil işleri bittiği için gittiklerinden dolayı çiftlikten ayrılmışlardı. Çiftlikte zaman geçirdiğimiz sürece Ahmet Şahin'in dostları ve civar köy-kasaba-şehirlerden aileler çocukları ile ziyaret yaptıklarına tanık olduk.


Sakarya Valisi Sn. Mustafa Büyük Bey ve Sapanca Kaymakamı Sn. Osman Sarı Bey de davetliler arasına katıldı akşamüstü. İlgi ve övgü ile sanatçıların yapıtlarını incelediler, sohbetler yaptılar, eserlerle ve sanatçılarla fotoğraflar çekildiler. Sn. Vali Mustafa Büyük duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti Sanat Kolonisi ile ilgili olarak:

Sakarya için yeni ve çok güzel bir gelişim, bizi mutlu ediyor. Şehrimizde bir Sanat Merkezi olması konusunu çok heyecan verici buluyorum. Sizlerle de birlikte hem Türkiye hem Sakarya ve Sapanca'ya Sanat adına güzel gelişmeler sağlayacağımıza inanıyorum. Ahmet Şahin Bey'e ve Emeği olan herkese teşekkür ediyorum.
Sn. Kaymakam Osman Sarı Bey ise sohbetimiz sırasında; - Özel Sektörde çalışan İş Adamlarımızın Sanat Alanına böyle idealist katılımlarını görmekten mutlu oluyorum. Ulusal ve Uluslararası Sanatçıları biraraya getirerek Sanat Etkinliği düzenlemek, sanatçıları tanıştırmak, kaynaştırmak gerçekten çok yapıcı bir davranış. Sanatçılar Doğa Park'ta yalnızca sanat üretmiyorlar, geceleri yemek sonrasında sanat sohbetleri de yapıyorlar. Bu sohbetleri ''Sanat Tarihine not düşmeler'' olarak değerlendiriyorum ve kitaplaşması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, Sakarya ve Sapanca'ya kazandırılan anlamlı ve değerli Sanat Etkinliğini takdire şayan buluyor Ahmet Şahin ve Ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.


Sapanca Doğa Çiftliği ve Portakal Çiçeği Uluslararası Sanat Kolonisi

Öncelikle kısaca Sapanca Doğa Park Çiftliğinden sözetmek istiyorum; Doğa Park adından da anlaşılacağı gibi Sapanca Gölü kıyısında, orman içinde bir çiftlik. Hani diyebilirim ki; bir sürprizle karşınıza çıkan cennet. Tüm doğa içiçe geçmiş, hayvanlar, ağaçlar-bitkiler, göl ve gölet/havuzlar iç içe. Ve tabi heykeller.. Atmosfere uyum içinde şirin bir yaşam yuvası, hayvan barınakları, koca bir uçak hangarı, heykel atölyesi, ressamların iklim koşullarına göre düşünülmüş yarı kapalı atölyeleri, ve sanatçıların kuşların, kazların dolaştığı bahçe alanında çalışma tercihleri için koca şemsiyeler.. Göl kenarındaki sazlıklar çiftlik sahibi tarafından korumaya alınmış. Son yıllarda göl kıyılarına kurulan restoran ve kafeleri düşününce doğaya bu denli saygı ve sevgi duyan insana hayranlık duymamak mümkün değil. Çünkü doğanın ilkel halini bozmadan bir yapı kuran insan sayısı kalmadı gibi.. Bir uçak hangarı ve içinde gerçekten de bir uçak var. Uçak, hareket etmeye hazır gibi. Sanki siz otururken tepenizden uçup gidecek. Hangarın odak dekoru olan bu uçak, Zirai Donanım Kurumunun havadan ilaçlama uçağı imiş bir zamanlar. Ancak havadan ilaçlama yasaklanınca uçaklar da satışa sunulmuş ve uçaklara, uçuşa gençliğinden beri sevdalı olan Sivil Pilot olan Ahmet Bey satın almış. Yemek sırasında hoş bir müzik ziyafeti ile daha bir keyiflendik. Hangarda yer alan piyano, Angelus (USA) marka ve 1977 yılına ait. Çok sevdiği ama kaybettiği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasında müzisyen olan arkadaşı Şahin Yüzak Bey ile seçmişler. Eski filmlerde izlediğimiz yan koltuklu motor ise 1930 yılı yapımı İngiliz Norton Marka.

Çok eskilerden kalma koca bir kantar da yerini almış dekorlar içinde. Sanırım Ahmet Şahin'in kocaman sevgi yüreğini ancak bu kantar tartabilir. Eski bir şömine kış aylarının keyfini sürmek için elzem olmuş mekânda. Kanada yapımı kano da dekor içine girmiş ve eskiden deri tüccarlarının deri topladıkları bir kano olduğunu öğrendim sohbette. Evinde ise cam yemek masasının altına yerleştirilmiş maun ve meşe kaplama yarış kiki. İki tane ağaçtan sütun tavanın yapı (konstrüksiyon) elemanı ve eski Anadolu evlerinden kalma. Eski dönemlere ait kalaslar, tarihi-manevi değer olarak onun koruması altına girmiş. Evinin verandasında geyiklerin yaşam süreçlerinde attıkları boynuzlardan bir heykel tasarlanmış. Avcılığa da merakı olan Şahin'in çok eski zamanlara ait av silahları koleksiyonu da var hem çiftlik evinde hem de Kuzguncuktaki yalısında. Böylesine çok çeşitli sanatsal ve tarihsel objenin estetik bir şıklık ve özenle dekore edilmesi, keyifle yaşanası bir alana dönüştürmüş tüm mekânlarını. Çiftliğinde, ofisinde ve yalısında sevdiği, yaptığı her şey'e tanıklık etmeniz mümkün. Müzik, Avcılık, Denizcilik, Doğa, Plastik Sanatlar, Uçak ve uçuş tutkusuna ait biriktirdiği çok zengin bir koleksiyona sahip.

Ahmet Şahin'i Tanıyalım
Ahmet Şahin, Elazığ'lı bir iş adamı, neredeyse tüm yaşamı boyunca doğa, insan, hayvan, sanat sevgisini yüreğinde harmanlamış. Evli, iki çocuğu, torunları ile hep aynı ortamlarda aynı duygularla sevgi üretiyorlar. Babası rahmetli olmuş ama eğitime çok önem veren hayırsever vatandaşlarımızdan. Sanat Kolonisinin kurucusu Ahmet Şahin Bey; yüreği insan, sanat, doğa, hayvan, antika eşyalar ve dünya kültürleri sevgisi ile dolu bir dünya insanı. On sekiz yaşından bu yana eski eserler ve sanat eserleri biriktirmeye başlamış. Doğa sporları, motosiklet merakının yanı sıra sivil pilot. Doğa, spor, sanat, edebiyat, kendi ülkesi ve yabancı ülkelerin kültürlerine karşı ilgisi onun bilinçli ve çok değerli koleksiyona sahip olmasını sağlamış. Ve çok uzun yıllara dayanan sağlam dostluklar. Sapanca Doğa çiftliği ve Kuzguncuk'taki yalısı, resim, müzik aletleri, eski ve özel gemilerden alınmış kamara pencereleri, telefonlar, dümen teşkilatı, dürbünler, radarlar, arkaik dönemlere ait seramikler, çalışma/toplantı masaları, Yurtdışı ve Türkiye de geçmişte varolan şirketlerin tabelaları, eski dolaplar, kütüphaneler ve bir dolu kitabı sayabilirim.

Ahmet Şahin'in tarihsel değerleri olan eski eşya, eski eser, Sanat Eseri ve çeşitli aletlerden oluşan koleksiyon dizinini bu sayfalarda anlatmak pek olanaklı görülmüyor. Koleksiyoner ve doğa-sanatsever Ahmet Şahin için sanırım ayrıca bir inceleme yapmak ve yazmak gerek. Çünkü her şey o kadar estetik, ince bir zevkle seçilmiş ve bir araya getirilmiş ki.. Doğa Park ziyaretimden sonra Kuzguncuk'taki Yalısındaki söyleşimizde sanat ve antikaya ilgisinin onsekiz yaşlarında başladığını öğrendim. Babasından gördüğü antika merakını daha bir varsıllaştırarak yola çıkmış. Ressam ve müzisyen, şair, edebiyatçı dostları ile sanatla içiçe yaşamış ve yaşamaya devam etmekte. Sanata ve antikaya merakını yurtdışı ve yurtiçi seyahatlerinde özel olarak kendisi araştırıp edinmiş. Doğa sevgisi, evlerinde kuş balık beslerken çok küçük yaşta başlamış ve artarak devam etmiş. Çalıştığı tüm alanlara bu sevgiyi taşımış. Beslediği hayvan sayısı üreyerek artınca hem Ankara'da hem de Marmaris-Köyceğiz arası edindiği çiftliğinde çeşitli cinslerde beslediği tüm hayvanlara ait oldukları yuvayı kurmuş ve şimdilerde sıkça yaşadığı Sapanca Doğa Park çiftliği projesini gerçekleştirmiş.

Portakal Çiçeği Kolonisinin yapılanma öyküsünü Ahmet Şahin'in anlatılarından aktarmak istiyorum.


-Genç yaşlardan bu yana edindiğim sanatçı dostlarım ile sık sık buluşup sohbetler yaparken düşündüğüm bu projeyi paylaşırdım. Koloni kurma düşüncesi öteden beri oluşmuştu bende. Portakal Çiçeği Şirketimi Sanat Kolonisi oluşumuna destekleyici (sponsor) yapıp yola çıktım. Sanatçıların bu oluşumdan nasıl haberi olduğunu sorduğumda; -web sitesinden ulaşıyorlar ve yurtdışında arkadaşlarımın olduğu birçok Üniversiteden hocalar da yönlendiriyor, gönderiyorlar. Sanat fakültelerinde okuyan son sınıf öğrencilerine de bu projede yer veriyoruz. Sürekli yazışmalar içindeyiz. Yurtiçi ve Yurtdışından talepler çok fazla ve ben ve ekibim Portakal Çiçeğinin giderek genişlemesi, sürekliliği için çalışıyoruz. Bu yıl engelli sanatçılarımız için davet yaptık, bu davetlerimizi sürdüreceğiz. Yakın bir zamanda ilkokul öğrencileri için de yeni bir proje düşünüyorum. Sanatçı ailemizin genişlemesini, katılımcı ressamların ve eserlerin de gelişerek daha da iyi eserler üreteceklerine inanıyorum, dedi.
Ne kadar umut, keyif, onur verici sözler dinledim sanat ve insanlık adına? Sanki bana geleceğin kendine ait anlayışlarıyla oluşacak ve farklı bir ekol de gelişecek Sanat Fakültesini, Müzesinin temellerin atıldığı bir tarihe tanıklık ediyormuşum gibi geldi.

Tümüyle idealist duygularla ve sağlam bir organizasyonla başlattığı Portakalçiçeği Sanat Kolonisi oluşumunda kendisiyle birlikte bu özverili çalışmayı üstlenmiş olan kişilerden de söz etmek isterim. Elbette ki Başkan Ahmet Şahin Bey ve ailesi, Genel Koordinatör; Hakan Köpri, Sanat Kolonisi Başkanı; Gazanfer Bayram (Makedonya), Koordinatör Yardımcısı; Deniz Algıer ve sanatçıların ve konukların tüm gereksinimlerini sağlayan birçok emekçiyi de söylemeden geçemeyeceğim. Ve tabii en büyük sorumluluk Ahmet Şahin sevgili eşi, çocukları ve torunlarının da yer aldığı küçük, şirin, sanat enerjisi yayan bir köy Doğa Park Çiftliği gelip-giden konuklarıyla.
Biz sohbet ederken sanatsal etkinliklerini bitirip ülkelerine dönmek için İstanbul'a gelen sanatçı dostları geldiler yalıya. Gazanfer Bayram (Mozaik Sanatçısı-Makedonya), Marat Bekeyev (Ressam-Kazakistan), Zarko Jakimovski (Ressam-Makedonya) sohbetimize katıldılar. Bu sohbette Ahmet Şahin'in İtalya da ''Mozaik Oggi Derneği''nin Başkanı Fernanda Tollemetto' nun ''BRACANO'' ödülünü vermek için davet edildiğini ve 29 Mart'ta bu ödül törenine katıldığını ve sanatçıya ödülü verdiğini bu güzel sohbetin devamında öğrendim.

Koloni Başkanı Gazanfer Bayram Makedonyalı Mozaik sanatçısı ve Şahin ile yirmi yılı aşan dostlukları var. Bayram, Uluslararası Mozaik Derneği Başkanlığını yürütmekte ve Mozaikçiler Birliğinin saygın bir üyesi. Üsküp'te Balkanlar'da yaşayan tüm Türk kökenli insanlar gibi yaşadıkları metaforları taşların o eşsiz renkleri ışığı, enerjisi ve sessizliği içinde insan duygu ve yaşamsal kırılmalarıyla özdeşleştiriyor. Luan Starova; Bayram'a ait kitabında şöyle der sanatçının sorunsalı için; Belki de başka hiçbir sanat dalı, mozaik kadar insanlığın bütünlüğünü, kırılmalarını ve çarpışmalarını sentezleyememiştir. Makedonya gibi hem Balkan hem Akdenizli olan bir ülkede, yerin altında ve üstünde büyük uygarlıkların ruhu, insanlığın büyük MİT'leri yaratılmış, Greko-Romen antik ögeler ve İslami Medeniyetlerin alakasız parçaları bile iç içe geçmiş ve mozaik uyum arayışında tam anlamıyla bir adanma derecesinde güçlü, yaratıcı bir hayat için adeta birikmişlerdir. Gerçekten de çok değerli bir çalışmasına tanık oldum çiftlikte. Bu değerli sanatçının sanatsal geçmişini incelemenizi öneririm;
Portakal Çiçeği Plastik Sanatlar Kolonisi 'ne bu yıl katılan sanatçılar; Türkiye'den
Adnan Turani, Ahmet Yeşil, Berice Nevin Berberoğlu, Çağla Göksu, Çağla Nehoş, Dilara Şahin, Mehmet Aydın Avcı, Mehmet Özer, Meral Pekün, Necdet Can, Neslihan Özgenç, Neslihan Öztürk, Berica Nevin Berberoğlu, Serap Gümüşoğlu, Şermin Ciddi.

Yabancı ülke sanatçıları ise: Azerbaycan'da:
Anar Eyni, Soltan Gara, Yaşar Guliyev, İtalya'dan:
Claudia Chıanuccı, Guiseppe Nıstıco, Jaime Carvalho, Roberto Dragonı, İngiltere'den: David Cregeen, Meksika'dan: Elizabeth Ross, Makedonya'dan: Gazanfer Bayram, Orhan Osmani, Yakup Hayro, Zarko Jakimovski, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden: Feridun Işıman, Danimarka'dan:
Lone Seeberg, Kazakistan'dan: Marat Bekeyev, Almanya'dan:
Ramon Noel Tetkov, Rusya'dan:
Vladimir Fomichev, Zoya Norina.

Sizlerle paylaştığım Portakalçiçeği Kolonisinin yapılandırılmasındaki önemli bir farkı vurgulamak isterim. Bu idealist sanat yapılanması, sanat eserlerinin sergilenme prensibinden yola çıkmıyor. Sanatçıların üretim yapmasına olanak tanıyan mekân oluşturmayla başlıyor. Sanatçının konuk olduğu sürece sanatsal gereksinimleri, sorumluluğu Şahin ve Ailesinin varsıl yüreğinde taşınıyor.
Ahmet Şahin'in kurduğu ''Portakalçiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi'' tam da bu gelişime çok büyük destek veren nitelikte. Hatta sunduğu atmosfer ve kuruluş felsefesiyle birlikte çok daha farklı bir oluşum. ''Sanat var mı yok mu? , Sanat nereye gidiyor?'' gibi sorgulamalara bir cevap verir gibi karşımıza çıkıyor. Popüler Kültürün; Globalleşme, Küreselleşme başlığı altında az gelişmiş ülkelere dayattığı Kültürel bozuntuya 'DUR' demekte, belki de!. Modern Dünya düzeninde; teknolojinin gelişmesiyle, iletişim ve bilgi aynı anda Dünya'ya yayılırken, zaman ve mekân kavramı da aynılaştırılmaya çalışılmakta küresel güç odakları tarafından. Dayatmacı kültür ve değer fırtınası estirilmekte. Oysaki yadsınamayacak bir durum vardır ki; sanatçı öz kültürü ile beslenirken ülkesi ve dünya gidişine bakarak, yaşamı ve dünyayı sorgular. Aynılaşan dünya düzeninde sorunların da aynılaşması sanatçının söylem dilini de aynılaştırır, düşüncesindeyim. Farklı görüşler ve farkındalıklar yok olur.

Doğa Park'ta gözlemlediğim, birbirinden farklı ülkelerden gelen sanatçıların, kendi ülke sorunlarından tepkiledikleri, modasal olmayan sanat dilleri ile sanatlarını ifade etmeleri. Bugünün sanatında, yeni arayışlar içinde olan birçok sanatçının çalışmalarında yer alan, bana göre sanatsal gelecek göstermeyen denemelere rastlanmıyor. Bu noktada belirtmem gerekir ki, zaman kavramı, bugünün birçok sanat akımını ya da dilini, Sanat Tarihi geçmişinde yaşanan; Pop-art, Op-art, Kich gibi sanat tepkilerinin yer aldığı dönemler olarak kalacaktır. Çünkü aslolan sanat yaratımı, yüzyıllardır farklı dillerin gelişimine rağmen ayakta durmaktadır.

İşte tam da bu noktada ''Portakalçiçeği Sanat Kolonisi'' , ''Sanatta süreklilik'' ilkesiyle örtüşen bir yapı kurmuştur. Bugüne değin gerçekleşen sanatsal oluşum biçimlerinden farklı bir anlayışla yapılanmış. Kesinlikle geleceğe göre tasarımlanmış. Ve hatta bu yıl Portakalçiçeği Kolonisinin dernek çalışmalarının da başladığını öğrendim Ahmet Şahin ile yaptığımız söyleşide. Gelenekselleşmeye başlayan Portakalçiçeği Kolonisinde gerçekleştirilen sanat eserleri, İstanbul ve Ankara da sergilenmekte ve sonrasında şu an Ankara da inşaatı süren Portakalçiçeği Rezidansa monte edilecek ve yerleştirilerek sürekli sergi olanağı yaratılacak sanatçıların eserlerine. Ahmet Şahin'in inşaat şirketi tarafından Ankara 'Portakal Çiçeği Vadisi'nde şehrin en yüksek binası (165m.) olarak yapımı devam ediyor. Rezidanssın özelliği yalnızca yüksekliği ve akıllı bina donanımlı olması değil. Tümü ile doğal tabiat yaşamına saygı ve sevgi duygusu ile imar edilmekte. Yerleşim alanlarından daha büyük yeşil alana sahip olan Rezidans bu anlamda belki de Türkiye'de bir ilk. Sanatsever Ahmet Şahin'in, Doğa alanları ile kuşatılmış Rezidansında daimi bir sergi salonu da yeralmakta.

Zaten, Sapanca Doğa Park'ta kurulan Portakalçiçeği Kolonisi, ismini Doğa içinde yapılanmakta olan Rezidans 'tan almış. Sanatçılara sunulan doğal tabiat ortamı, şehirlerde yuvalanmak zorunda olan sanatçılar için, doğayla içiçe, tabiatın kokusu, görsel zenginliği, şehrin trafik keşmekeşinden, yaşam kargaşasından uzak huzur içinde ve keyifle yaşanan bir sanat atmosferine dönüşmekte. Sanatçılar eminim ki, bu görsel şölenden aldıkları ruhsal coşkuyla, kendi sanat söylemlerinin de en coşkununu yaratmakta. Eş zamanlı olarak, çağın sorunlarından biri olan 'yalnızlık/yabancılaşma' gibi kavramların, sanatçının, paylaşımcı/spontane/çocuksu yüreğinde açtığı acıtma-incinme duyguları, bu muhteşem atmosferde kısa süreliğine de olsa önemini yitirmiş durumda. Duygular, kişisel çatışmaların izi, boşluklar, mutsuzluklar, umutsuzluklar bile onarılmakta/yeniden düzenlenmekte. Yeni bir coşkuyla yaşama bıraktığı yerden yeniden başlamakta sanatçılar belki de!. Yüzyıllardır sanatçının sorunu olan 'meta' da önemini yitirmiş durumda, zira Ahmet Şahin, sanatçıları tüm yüreği ile kucaklıyor, konuk ediyor ve sanatta dönem dönem yaşanılan bir sanat kardeşliği, dostluğu, paylaşımı kısacası birleşimi kuruyor.

Pek çok çağ gibi, Sanat Yapıtı ve Sanatçı Kimliğini kuşatan onca sorunla boğuşan sanatçının, yaratma edinimini kaybetme tehlikesiyle ile karşı karşıya kalma olasılığı yüksek görülüyor. Modernleşen dünyada, hızlı değişimlerin yarattığı; Değerlerin: değişim/dönüşüm süreçleri yaşanmadan hızla dönüştürülmesinin beraberinde getirdiği birçok algı farklılıkları ve davranış biçimleri, sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yapıyı etkilerken herşey'e duyarlı olan sanatçı, oluşan bu çatışkılarla da boğuşmak zorunda kalmakta. Modernleşen dünyada Bireyselleşmenin, yön değiştirerek veya bozuntuya uğrayarak bencilik/ego-ben duygusu ile yer değiştirmesi, paylaşım duygusunun merkezi olan 'sevgi' duygusunun da sınırlanmasını beraberinde getirmekte.
Sanayi Devrimi ile başlayan ve Modernite ile hız kazanan kültürel ve ekonomik boyuttaki sosyolojik değişimler; küreselleşme/global dünya düzeni gibi dayatmacı sistemlerin, sanatçı yaşamında, yaratımları ve kendini varetmesinde zor koşulları da beraberinde getirmekte eş zamanlı olarak. Sanatçıyı ve sanat olgusunu en olumsuz etkileyen unsur eminim ki bireysel iletişimlerle sanat yolunu varetmeye çalışması. Portakalçiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi bu anlamlarda da sanatçıların gereksinimleri olan ve sanatçının kendi doğasıyla örtüşen yeni ve farklı bir yol açıyor, gibi gözükmekte. Sanatçı kimlik taşıyan sanat yaratıcıları Doğa Park'ta değişim gereksiniminin yaydığı gerginlikten uzak, mekân ve zaman telaşından uzak sanat dillerini mutluluk içinde yapılandırmaktalar. Sanatçılar, toplumdaki sorunlar ve durumları en hızlı görür-hisseder ve tepkiler. Çağımızda özellikle iletişim çağının yarattığı hız ve dünyanın dörtbir köşesinden haberdar olan sanatçının elektik duygularını sentezlemeye gereksinimi var, diye düşünüyorum ve bu sanat etkinliği ve sağladığı atmosfer, sanatçıların üretimlerinde faydalı bir kaçma noktasına dönüşebilir düşüncesindeyim. Düşünün ki, resim, heykel, mozaik, seramik gibi sanat disiplinlerine yönelik eserlerin tavus kuşları, flamingolar, turnalar, sülünler, yaban kazları, yaban koyunları, minyatür keçiler, poni atları, ceylanlar, kediler, köpekler, at'lar ve tüm bu hayvanların doğal yaşam koşullarının sağlandığı binbir çeşit orman bitkileri, göl ve ağaçların ortasında ağaçlardan yapılmış kulübelerin, yaşam alanların olduğu bir atmosferde Sapanca Doğa Park Çifliğinde sanat üretmek kim istemez ki?
Ahmet Şahin ve ailesine kendi sanat anlayışım, dostluk, sevgi, paylaşım anlayışım adına teşekkürlerimi yolluyorum.
Belgin Balanoğlu Alagöz

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org