Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Belgin Alagöz Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
MODERN ÇAĞDA SANAT ANLAYIŞI HAKKINDA KÜÇÜK BİR İRDELEME
07.02.2017
Belgin Alagöz
Okunma Sayısı : 13743
Oy Sayısı : 31
Değerlendirme : 5
Popülarite : 7,46
Verdiğiniz Puan :
 

 

 




Teknoloji Çağı ve aydınlanma felsefesinin toplumları etkilemesi ve kabul görmesi bir hayli zaman almıştır. Alışılmış sanat ve eski eserlerin estetiği, somut görüntülerde direnme; eskiye bağlılık, yeniliği kabul etmeyen insanlarca korunmaya çalışılmıştır.

Modern Sanata sıcak bakmayan ülkeler Hitler Almanyası, Sovyet Rusya ve denetiminde tuttuğu Doğu Bloku ülkeleridir. Buralarda yaşayan sanatçılar ya ülkelerinden atılmışlar ya da sanatsal etkinliklerine yasaklar konulmuştur. Bu rejimler için sanat, devlet için propaganda yapan bir unsur özelliği taşır. Asla sanatçıların düşünsel ve içsel ifadeleri olamaz.

Modern Sanata yakıştırılan tanımlamalar ise; dini devletten uzaklaştırarak laik anlayıştan dinsizliğe geçiş, anlaşılmaz, manasız, çirkin, tahrip edici, barbarca, karmaşık, formsuz ve bununla birlikte biçimci, çocukça, hasta sıkıcı, hümanizma karşıtı gibi söylemlerdir.
Jugendstil, Kübizm ve Mondrian Neo-Plastisizmi Mimarlık ve İç Mimarlıkta etkin bir yapı yaratmışlardır. 20. Yüzyıl dünya toplumlarının insansal, kavramsal tüm değerlerini yeniden biçimlendirmiştir.

Endüstriyel gelişim dünya görüşünün, insan yaşamının, dünya politikasının değişimini sağlamıştır. Tüm bu birbirine paralel gelişen dönüşmüş veya yeni oluşumlar sanatçıların çalışmalarına da yansımıştır. Bilim Dünyasında Atomu parçalanma problemi yaşanırken Plastik Sanatlarda da sanatçılar objeyi parçalama eğilimi süreci içine girmişlerdir.

Bu Çağda sanatçının toplumsal olgulardan etkilenmesini, yüzyılın ekonomik savaşları, krizler, sosyal sarsıntılar ve bunların sonucunda Materyalizme olan güven duygusunun azalması olarak görmek ortak bir kanı olsa gerek! Bu hızlı değişim ve dönüşümlerin yarattığı atmosfer, insanları, iç huzursuzluğuna sürüklediği gibi kişilikleri tehdit eden bir durum da ortaya çıkmıştır.

Materyalizmin neden olduğu huzursuzluk ve endişe duygusu, belirsizleşen yaşam dizgesi sanatçıların tepkiselliği ile bütünleşip sanat ürünlerine yansımıştır. Objeler resim düzleminde parçalanıp yok edilmiştir. Bozulmamış doğa ve endüstrinin bozamadığı insanı arayan Gaugin, Tahiti'ye gidip resim yapmıştır. Kübistler ve Empresyonistler objenin gerçek formunu reddeden soyutlamaları ile Materyalizme olan tepkilerini kendi oluşturdukları sanat dili ile ifade etmişlerdir.

Endüstri Çağı köklü bir gelişim ve değişimi sağlarken ümitsiz yarınları, gereksinimlere uygun biçimlendirilmiş kentleri ve otomat yapıdaki insanları da yaşamın içine katmıştır. Bundandır ki, Endüstri Çağı insanı yılgın ve yorgundur. Ve bu düzende kişilikten yoksunlaşmış, birbirinin benzeri insanlar yapılandırılmıştır. Bu çağ, tüm sanat üretimlerini sosyolojik yapıya zıtlaşım içinde oluşturmuştur. Endüstriyel üretilen eşyalar ne kadar parlak ve kusursuz ise sanatçının eseri ilkel, kaba, insan elinin izlerini taşır. Karışık kent yaşamına karşılık Mimari sade, ayrıntısız, huzur vericidir. Karışıklık içinde yaşayan insanın dekorasyonu ise gürültüyü, kafa karmaşasını dinlendiren özelliklere sahip sade, pastel renklerde dekore edilerek biçimlendirilir.

İnsanlar artık tatillerinde uygarlıktan uzak, ilkel yörelerin keşfine koşarlar. Artık kişisel zevkler ve seçimlerin kalmadığı bu çağda, aynı anda tüm insanlar bir olguya takılıp, kabullenip aynı anda ondan uzaklaşan bir yapı içine girmişlerdir. Ortak görüşlerin ortak edinimlerin bu kadar hızlı kabul görüp ret edilişi hiçbir çağda görülmemiştir.

Sanatçı duyarlılığı bu oluşuma tepkilidir ve kendi içinde oluşturduğu kendi dünyasında yaşamaktadır artık. Gerçekliği ve gerçek rengi terk etmesi, kendine ait biçim ve renk dünyasını araması bu belirsizleşen ve kayganlaşan zeminle denk gidiştedir. Ancak bu çağ sanatı, tüm oluşum ve değerleri hızla tüketen insanlara ve onların sıkça yaşamak istedikleri farklı heyecanlara cevap verir niteliktedir.

Endüstri Çağının Sanat ürünlerine bir göz atmamız gerekirse Empresyonizm, Ekspresyonizm, Kübizm, Orfizm, Nabiler, Fütüristler, Sürrealistler?

Hızla gelişen ve değişen bu sanatsal süreçte sanatçıları bir gruba aitleştirmek mümkün değildir. Çünkü bu dönemin değişim gösteren tüm sanatçıları bir anlayıştan diğerine geçebiliyorlar veya da birkaç anlayışı bir arada yürütebiliyorlardı. Örneğin Picasso, Ekspresyonizm, Kübizm, Neo realizm, Sürrealizm gibi birçok dönemler yaşamıştır.

Bu sanatsal hareketlilik, çağın hızlı değişiminden etkilenen sanatçının kendine bir yol saptama çabası olarak görülebilir. Ya da geçiş sürecinde tüm toplumsal verilerin, sanatçının imgesinden sosyolojik, psikolojik, felsefi etkilemelerinin yaşantısında ortaya çıkardığı dışavurum çözülmesi olarak görülebilir.

Denilebilir ki, Sanatta Modernleşme serüvenlerle doludur. Ve Modernleşme sürecini başlatan ve sürdüren sanatçıların birçoğu doğal olarak Toplumsal Hayatın Siyasi/Sosyolojik/Felsefi ve Ekonomik yapısı ile iç içe yaşamıştır. Bu sanatçılar; Jean (Hans) Arp, Picasso, Braque, Matisse, Leger, Mondrian? , uzun yaşamları ile süregiden etkinlikleri ile sanata açılımlar sunmuşlardır. Bu sanatçılar toplumsal tepkilere boyun eğmeyen cesur sanatçılardır. Bilinçaltının karanlık dünyasını açan Yves Tangu, Max Ernts, Dali, de Chirico resimlerini psikanaliz yaklaşımlarla, gerilim içinde yaşayan modern dünya insanının yaşadığı bunalımları yansıtıcı bir yapıda odaklamışlardır.

Mondrian'ın en belirgin sanat dili oran ve denge üzerine kurulmuştur. Bu anlayış içeriksiz ve salt biçimsel denemeler olarak algılanmamalıdır. Sanatçı özgün yapıda, kendi kimliğine özdeş bir konstrüksiyonu resimlerinde dener. Renk ve biçimle kurduğu denge, düşünsel ve etik değerlerle özdeşleşen bir ifadeyle tuvallerine yansır ve aralarında kurulan uyum yaratma çabası ile birleşir. Buradaki arayışlar barış, güven, açıklık ve sadeliğin istemidir ve evrensel hümanizmanın da istemidir aynı zamanda! Burada amaçlanan insanı kendi dar dünyasından uzaklaştırmak, korku ve kader ögelerini aşkın bir yapıda evrensele ulaştırmaktır.

Görüldüğü gibi Süprematizm (Yaratıcılık Çağı: Kazimir Maleviç; Soyut Geometricilik, 1913) Çağı, nesnelerden uzaklaşan -Hiçlik- bir anlayışla kalıplardan da uzaklaşarak özgürleşmeye ulaşmayı amaçlamaktadır. Evrene ve evrensele açılma, bağımsızlaşma, kendini kendi varlığınınla belirleme dönemidir. Bu dönemin sanatçılarının da XX. Yüzyılın bitimine kadar süregelen anlayışlarının 21. Yüzyılda nasıl bir tanımlamayla Sanat Tarihine geçeceği uzun dönemler sonunda belirlenecektir.

Her bir insana ait tek bir olgunun bile uzun süreçleri etkileyen bir yapıdan kaynaklandığını görmekteyiz. Yaşamı bir bütün olarak değerlendirmek gerekirse, bir insan yaşamındaki tüm olguları, oluşumları çözebilmek net bağlantılar ve sonuçlar oluşturabilmek olanaklı görülmüyor.

Bu bağlamda düşünecek olursak bir insanın, bir sanatçının, bir toplumun, dünya toplumlarının tümünün sanatlarına dair yapılan açıklamaları, değerlendirmeleri, tanımlanmışlıkların gerçekliği ve geçerliliği hakkında gerçeklerin yazılacağına ilişkin derin şüpheler duymaktayım. Dünya Tarihi ve Sanat Tarihinin bugüne ait kurgulamaları ve düne ait tanımlamalarının ne kadar hakiki olabileceğinden emin değilim. Zira binlerce yıl önce var olmuş medeniyetlerin eserleri ve kalıntıları kendi ülkelerinden alınarak çoğu kez bilinmeyen ülkelere habersizce götürülüyor ve kendilerine mal ediliyorken Sanat Tarihinin nerede ve nasıl seyretmiş olduğu da meçhul olacak gibi görünüyor. Hele ki tüm bunları yazanlar Emperyalizmin kol gezdiği ülkelerin sanatı, sanatçısı hakkında projeler yazan ve oluşturan insanlarsa!

Belgin Balanoğlu Alagöz 07.02.2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org