Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Tansu Yeğen Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TANSU YEĞEN Bülent Şenver'in Odası TV Programı
25.09.2006
Okunma Sayısı : 9252
Oy Sayısı : 9
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,77
Verdiğiniz Puan :
 

 

TANSU YEĞEN Bülent Şenver'in Odası TV Programı
.
.

Sevgili Gençler,

Duayen bankacı Bülent Şenver ile çok zevk aldığım bir televizyon prıgramı yaptık. Yaptığımız bu sohbeti sizlerle paylaşmak istedim.

.
.
.

 dinlemek için  

.
.
.

TANSU YEĞEN Bülent Şenver'in Odası TV Programı Deşifresi
.
 

Tansu Yeğen (TY)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ: Bülent Şenver'in odasına hoş geldiniz .Bu gün Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Apple Türkiye  genel müdürü Tansu Yeğen hoş geldiniz.

TY:Hoşbulduk.

BŞ: Tansu bey Apple diyoruz ben buraya bir elma getirmek istiyordum hem de getirirken elmayı yarısını birazını ısırıp, ısırılmış bir elma getirmek istiyordum .Apple  logosu değilmi bir elma

TY: Evet ısırılmış bir elma gibi bir kısmı olmayan

BŞ: Bunun bir anlamı varmı elmanın

TY: Steve Jobs 1976 da şirketi kurarken Orogondaki elma çiftliklerinden esinleniyor tamamen çok basit bir marka olsun logo olsun şeklinde hatta daha sonra 1984 yılında çıkan ilk mcıntosh bilgisayarda elmanın bir türü bütün mana oradan geliyor.

BŞ: Elma devam ediyor ben şimdi   merak ediyorum acaba sizin genel müdür olarak Apple genel müdürü olarak masanızda bir elma varmı?

TY:Açıkçası hem odamda değişik değişik elmalar var, özellikle gelen ziyaretçiler eşler dostlar sağolsun devamlı bir elma getiriyorlar çok değişik formlarda camdan plastik den aynı zamanda ofisin bir çok yerinde de var bir bakıma sembol bizim için.

BŞ:Ben sizin yerinizde olsam mesela bir tabağın içinde devamlı elma gelen misafirimede elma ikram ederdim.

TY: İnanın buda düşündüğümüz bir şey resepsiyona koyalım devamlı bir yer ile anlaşalım taze taze elmalar gelsin şeklinde .

BŞ: Apple den önce de siz Microsoft taydınız .Microsoft Türkiye orada da genel müdür yardımcısıydınız ve oradada bayağı pazarlama ve satış tekniklerine imzalar attınız.

TY:Yaklaşık yedi yıl kadar Microsoft da çalıştım bundan önceki görevimde 2005 yılının ortalarına kadar Microsof çalıştım ordada özellikle kobilerimize yönelik hem tosyo hem koskep hemde ticaret odası ile birlikte çalışmalar yaptım.

BŞ:Microsoft dayken  yazılım üzerine değilmi ağırlıklı çalışmalardı şimdi apple olunca daha çok donanımmı makineler.

TS:Aslında bu sorduğunuz soru çok doğru bir soru hiçbir zaman ben ekibimide o yönde yönlendirdim o sattığımız ürün değil güvenilir danışman rolüne soyunduk .Kobilerimizin sıkıntılarını anlamaya çalıştık.

Kobilerimize yardımcı olmaya çalıştık.Bunu bir çok anketlerle anlamaya çalıştık

.Bir çok toplantılar yaptık aynı zamanda bilgisayar sektörüde  topladık onun için yazılım yada donanım fark etmedi benim için şu anda da fark etmiyor kobilerimizin bilgisayarı çok verimli bir şekilde kullanabilmesi neticede amacımız bunu da en basit bir dilde nasıl kobilerimize anlatırız ama dogru bir şeyler anlatmamız lazım onların sorunlarına ilaç olması lazım

BŞ: Bu apple ilk çıktığında çok büyük bir patlama ile biliyorsunuz dünyada ön planlara çıktı.Sonra neler olduysa bir nedenden dolayı sanki geriledi gibi göründü ama ondan sonra yeni bir atılım yeni bir ürün hatta ben onlara oyuncak diyorum değil belki ama küçük küçük bir şeyler yaptılar adına ipot dediler ve gençlik birdenbire çıldırdı ve onları ellerine almaya başladı birdenbire gençlerin kulaklarında bir şeyler göremeye başladık ceplerindede ufak ufak kutucuklar nedir bu ipot.

TY: Öncelikle dediğiniz gibi 1976 kurulan apple bir yükseliş yaptı indi çıktı bütün iş hayatı bütün şirketler gibi inişli çıkışlı dönemler yaşadı ama 2001 Eylülünde  ipot dediğimiz müzik çalar ile birlikte bir anda hızlı bir yükselişe geçti ve şu an itibari ile 2001 yılının Eylülünden beri yaklaşık ellimilyon üzerinde ipot satılmış durumda ellimilyon kişi ipot kullanıyor .

BŞ: Türkiye'de ne kadar?

TY: Türkiye'dede bu rakam yaklaşık ikiyüzbinin üzerinde ülkemizdede ipot çok hızlıca  Pazar yerini buldu yani şöyle gidiyor satışlarımız geçen yıl adet bazında on katı büyüme gerçekleşti bu yılda gene kat ve kat hani o yüz büyümeler demiyoruz da kat büyümeler diyoruz.

BŞ: Acaba Türkiye'de bu  ipotların büyümesi ve gençlerin daha fazla ipot sahibi olması gençlerimizi sağlıklımı geliştiriyor, yoksa gençlerimizin yetişmesine olumsuz bir katkıdamı bulunuyor?

TY: Ben ipot un özellikle gençlerimizin gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.Bir tanesi her ipot alan bir kişi mutlaka bir bilgisayar kullanmak zorunda müzikleri yüklemek için yada yayınları yüklemek için .

Bir başka önemli  özellikle geçlerimiz potkes dediğimiz bir teknolojiyi kullanıyorlar .

Bu gün ilk potkes  çalışması Ortadoğu Teknik Üniversitesinde başladı .

BŞ:Nasıl bir teknoloji bu?

TY:Bu şöyle teknoloji genç arkadaşlar kendileri oturuyorlar yayın yapıyorlar, ve bu yayını internet üzerinden ipot kullananlara dağıtıyorlar.

Üniversitede neler oluyor neler bitiyor bütün bu bilgiler gençlerin ipot larına yükleniyor.Sadece bu kadarla kalmadı bugün bir çok değerli televizyon kanalıda artık yayınlarının tamamını  internet ortamında potkes dediğimiz teknoloji ile yayınlıyorlar bu sayede herhangi bir haber programını yada programı kaçırmak gibi bir derdiniz olmuyor .İstediğiniz zaman o programı ipotunuza yükleyip seyredebiliyorsunuz.

.İyi o zaman  burda sizden bir söz alabilirmiyiz bu programımızı ipot üstünden yayınlayabilirmiyiz.

TY:Muhakkak yapmalıyız bunun sözünüde verelim.

BŞ:Söz mü?

TY:Söz anlaştık.

BŞ:Tamam bunun sözünüde almış olalım. Peki ben sizden şimdi Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Tansu Yeğen olarak size üç tane keşke sorucam.Şöyle bir düşünün bakalım Türkiye için keşke ne diyebilirsiniz.Keşke

TY:Benim keşkeler konusundaki yaklaşımım hayatta hiçbir zaman geri dönüp keşke diye bakmamak lazım ama tabii ister istemez insan bazen keşkeleride düşünüyor.

Türkiye için keşke Avrupa Birliği konusunda çok daha yetmişli yıllarda o başlayan çalışmalar o zaman sonuçlanmalıydı.Sırtımızı dönmememiz lazımdı.

BŞ:Peki iş hayatı ile ilgili bir keşke düşünebilirmisiniz?

TY: İş hayatı ile ilgili kendimle ilgili galiba değilmi? İş hayatı ile ilgili keşke benim için çok zor bir soru hemen cevabını veremedim bunun iş hayatı ile keşke biraz daha teknik konulara da odaklanıp sadece satış ve pazarlama değil teknik konularada vakit bulup öyle oraya da detaylı hakim olmayı çok isterdim .Satış ve pazarlama yüzünden o teknik konulara işte programlamaydı vesaire onları kaçırdım bazen onların eksikliğini hissediyorum.

BŞ.Özel hayat sosyal hayatla ilgili keşke .

TY:Özel hayat ve sosyal hayatla ilgili gerçekten keşkem yok çok  mutluyum özel hayatımda sosyal hayatımda geriye dönüpte keşke diyebileceğim hiçbir şey yok.

BŞ:Küçük bir oyunumuz var bu oyunda bir göster bin işit.

TY:Tamam

BŞ: Ben şimdi size bir göster bin işit kutumuz var burada .Bir gösterde bin işit dediğimiz şeyden korkmayın yani çok basit.

TY:İçinden ne çıkıcak.

BŞ: Bu kutunun içine ben bir alet koydum ve şunu istedim

.Bu alete siz beş saniye  bakın ve bu alet ile ilgili gençlerimizin ileride kulağına küpe olacak birkaç cümle söyleyin istedim.Tabii benim için kolay olmadı  size nasıl bir obje seçiyim diye ama bir tane seçtim içine koydum açın bakalım kutumuzu şurdan ben tutuyum içinden nasıl bir obje çıkıcak.

TY:Ne çıkıcak?

BŞ: Sürpriz bakalım buna nedir bu ?

TY: Bu tıpta kullanılan doktorlarımızın kullandığı bir dinleme aleti vucudumuzun  değişik yerlerini fakat siz burda bir orjinallik var oda

BŞ:Bir özellik var.

TY: Bura bir network yada ağ ortamına bağlama için gerekli donanım var .

BŞ:Evet evet değişik bir şey.

TY:Çok değişik bir şey.

BŞ:Bunu böyle bir ağ ortamına bağlayıp değilmi sonra kalbinizi dinleyip, acaba bununla ilgili düşünüp gençlerimize onlarada faydalı olabilecek neler söyleyebilirsiniz?

TY:Evet bu ilk başta baktığımda bana crm hatırlatıyor yani crm müşteri ilişkileri yönetimi artık çağımız tamamen  müşterilerin ihtiyaçlarını  yi anlamak müşterilerin geri bildirimlerini doğru şekilde iş statejilerinize koymak ,müşterilerden gelen geri bildirimlerle alıcağınız aksiyonlarla işinizi büyütmek ve müşteri memnuniyetini sağlamak üzere kurulu, bunun içinde açıkçası yapılan en önemli  şey teknoloji kullanaraktan bütün müşterilerinizin bilgilerini toparlamak onları dinlemek ve bunları hızca analiz edip onun üzerine yabir kampanya yapmak, ya bir statejinizi değiştirmek ben bunu biraz o şekilde yorumladım Kullanıcılarımızın , müşterilerimizin bizlere söylemek istediklerini dinleyecek ortamı sağlayacak ortamı sağlamak için gerekli kolaylıkları sağlamak buda bir internet sitesi olabilir hatta yapacağınız bir çalışma olabilir kurucağınız bir web sitesi olabilir gibi şey yapıyorum tavsiye ediyorum.

BŞ:Yani bilgi toplamak diyorsunuz.

TY:Bilgi toplamak ve analiz etmek.

BŞ:Ve ondan bir sonuca ulaşıp bir aksiyon alabilmek.

TY:Ve bunu çok hızlı yapmak.

BŞ:O yüzden de şöyle mi diyorsunuz bu bilgi almayıda teknoloji ile yapmak.

TY:Teknoloji ile yapmak çünkü buraya koymuş olduğunuz bilgisayar ortamına erişim için gerekli araçlar yüzünden böyle bir saydan sonuca varıyorum . Sahiden çok hoş bir sembol hatta izin veririseniz bu sembolü şirkettede arkadaşlarıma göstermek istiyorum.

BŞ:Tabii. Tabii.

TY:Çünkü ben hatırlıyorum iş hayatında 1991 yıllarda başladığında Dijital Ekipmut diye bir şirkette başlamıştım o zaman hiç unutmam müşteri memnuniyeti  bir numaralı sıradaydı.

Fakat daha sonraki şirketlerde müşteri memnuniyetini bir numarada göremedim  ama bunun nedeni artık müşteri memnuniyeti artık olmazsa olmaz olduğu için herhangi bir yerde yazmıyordu bu herhangi bir şirketin hedefleri arasında olmaması lazım sahiden bende bütün çalıştığım şirketlerde müşterimizin önemi onu dinlememizin önemi onlara yardımcı olmanın önemi ki bir doktor gibi müşteriyi dinliyceksinizki onun sıkıntısına sorununa bir çare bulabilin sahiden çok  hoş bir sembol.

BŞ:Evet evet peki çok teşekkür ediyorum ağzınıza sağlık güzel bir mesaj verdiniz gençlerimize.

Gençlerimiz hep  sizler gibi tecrübeli insanlardan merak edip hep sorarlar yukarıya doğru çıkan insanlar yöneticilikte basamakları hızlı hızlı atlayıp yukarıya doğru erişen insanlar acaba bunlarda ne özellikler var ki bunlarla benim farkım nedir ki ben onlar gibi nasıl olabilirim, nasıl onlar gibi yukarı çabuk çabuk çıkıpta bende bir gün gelip apple Türkiye'nin genel müdürü olabilirmiyim?

Hep bunları kendilerine sorarlar o nedenlede hep beklerler sizlerden bizlerden onlara bazı ipuçları aktarmamızı .

Tabiki böyle bir sihirli anahtar deyip sihirli bir hap yok onlara verebileceğimiz ama yinede tecrübelerinize dayanarak onlara başarının sırrı diyebileceğiniz neler var ?

TY: Başarının sırrı her lider için ayrı, her pozisyona gelmek için eminim sizin bu güzel programınıza katılan diğer değerli arkadaşlarda değişik önerilerde bulunmuştur onun için benim önerilerim tamamen kendim buraya nasıl geldim üzerine kurulu olucak .Ben lise yaşamımdan itibaren iki tane şey kendime benimsedim , bir tanesi ne yaparsan yap çok kaliteli yap muhakkak kaliteden ödün verme ikinciside herhangi bir işe başlamadan önce bütün verileri toparla sana kimler yardımcı olabilir burada geçmiş ile ilgili neler var şunu birazda şöyle örnek  verebilirim apple başladığım ilk gün yapmaya çalıştığım ilk şey bütün kullanıcıları gruplarını toparlamak, bayileri toparlamak hatta onu bırakın ikinci haftada apple de çalışmış eski genel müdürler ile konuşmuştum .Daha sonraki dönemlerde apple de işten ayrılan arkadaşlarla bile konuşup hepsinden bir geçmişi anlamaya çalıştım çünkü geçmişi bilemezseniz halen hazırda doneleri bilemezseniz ileriye bakamazsınız ondan sonra üçüncü tavsiye edebileceğim şey muhakkak gözlemlemek etrafı yani bu şirketin hangi süreçlerine ben destek olabilirim neler yapabilirim bir dördüncüsüde sahiden iş kitabı okumak yada sizin programınızı izlemek iş kitabı okumak derkende başarılı yöneticilerin geçmişini okumayı kastediyorum.Satış teknikleri falan bunları öğreniyorsunuz ama özellikle başarılı insanlardan kendi kişiliğinize adapte edebileceğiniz şeyleri öğrenip bunları birde uygulamaya soktuğunuz zaman sahiden başarı sizin ile birlikte oluyor ve bir başka şey ülkemizde gençlerin yaptığı şey, başarılı yaptıkları şeyleri muhakkak yöneticileri ile paylaşmaları duyurmaları yaptıklarını tabii çok fazla abartmadan  dozunda bir şekilde  başarıyı muhakak paylaşılması.

Aynı zamanda hatalarında kötü giden şeylerinde çok hızlı bir şekilde yöneticilere aktarılması bir altıncı şey daha ekliyeceğim bilmediğiniz konuda da ben bunu bilmiyorum bunun üzerinde size daha sonra size bilgi veriyim diye yaklaşımda da olmaları tahiminimce bu altısının çevresine oturdu benim başarımın sırrı.
 

BŞ: Dünyada sizin özel bir gücünüz olsa ve bazı şeyleri değiştirebilseniz dünyada neleri değiştirmek isterdiniz?

TY:Dünyada sahiden özellikle şu anda baktığımda canımı sıkan birçok konu var işte İranda ki bu nükleer konular dünyadaki ekonomik sıkıntılar, açlıklar yine yaz dönemi geliyor birçok çocuk Afrikada aç ve susuzluğa mahkum ülkemizde eğitimin kalitesi, bütün dünyada eğitimin kalitesi toparla baktığımda bir barışın olmasına iki bütün dünyada eşdeğer eğitim şansına eğitim kalitesi şansına sahip olmasını sağlıyacak ortamın sağlanmasını isterdim çünkü bunun la beraber ülkeler artık eşdeğer bir şekilde rekabate başlıyacaktır.

BŞ:Evet Türkiye'de ise değişklik olara ne?

TY:Bir numaralı olarak eğitim.

BŞ:Eğitim.

TY: Kesinlikle bütün eğitim sistemimizde bütün yirmi milyona yakın öğrencimizin her birine bir tane bilgisayar öğretmenlerimizin yaşam standarlarını sağlıyacakları bir gelir ve onların o bilgileri erişip o bilgileri gençlerimize aktarabilcekleri bir gelecek çünkü sahiden bakıyorum özellikle Rusya, Ukrayna,Moldovya o tarz yerden gelen ülkemize birçok kişi eğitim seviyeleri o kadar yükseki sizinle her konuda tartışabiliyorlar ve bizim elimizde şuan bana yine dün yurtdışından geldim yabancıların söylediği bir şey var Türkiye'de yaşamak ve bu zamanda Türk olmak bu gerçekten sizin en büyük  şansınız ileride bütün Avrupa bir Türkiye'ye birde Rusya'ya çalışacak şeklinde bir demeç veriyorlarki buna bende sahiden çok inanan birisiyim ülkemiz 73 milyon nufusuyla Avrupa Birliğine ilerlerken 450 milyon nufus Avrupa Birliğine ilerlerken çok büyük bir güç gençliğimizin potansiyeli çok büyük ilgi biz yeterki bu gençliğimiz doğru eğitelim gençlerimiz ve doğru yönlendirelim ondan sonra bizim ülkemizi kimsenin tutamıyacağına inanıyorum.

BŞ:Avrupa Türkiye ve Rusya için çalışıcak diye bir görüş var diyorsunuz bu çalışma Avrupa üretici olucak Türkiye tüketici olucak anlamındamı?

TY:Yok hayır tam aksine muhakkak tüketicide olucak tabiki çok büyük potansiyel ama ülkemizde çok önemli kaynaklar var, bir tanesi gençlerimizi çok hızlı yazılım sektörüne yönlendirilmesi, turizm sektörünün çok ciddi bir şekilde ayağa kalkması ve ülkemize çok ciddi gelir kaynağı sağlaması ve önümüzdeki beş on yıl içinde ikiyüzmilyon Çinlinin busıness class ta dünyayı ziyaret etmesi bekleniyor.

Şu anda Çinli turisti çekecek bir çalışma içinde değiliz.Tekstil sektörümüz gerçekten aldı başını gidiyor .

Otomotiv sektörümüz çok iyi gidiyor bazı düzenlemelerin yapılması lazım sadece ülkemizin yeterki Avrupa Birliği yada dünyada net bir köşeleri kapması lazım şu anda buda çok belirgin ben bu şekilde dünya lideri olucağım şeklindeki statejiyi koyması lazım .

BŞ:Peki siz o zaman apple Türkiye'yi ileriye yönelik on yıl sonrasını nasıl görüyorsunuz ne olucak

TY:Ben inanın çok pozitif görüyorum çünkü ülkemizde bilgisayar kullanımı hala %10 civarında bunun dünya ortalaması %30 , % 35 ler civarında Avrupada %75 lere Amerikda % 100 lere varan oranladan konuşuyoruz şimdi birde öbür taraflardan baktığınızda demekki %90 nufusumuz bilgisayar kullanıcak demek buda çok büyük potansiyel  oluşturuyor biz daha bilgisayarı iş süreçlerimize adapte edemedik.Yani biz bugün eskiden muhasebe defterinde tuttuğumuz şeyleri bugün bilgisayarda tutuyoruz ama bakıyorsunuz yurt dışındaki görüşmelerde söyledikleri şey genelde kobilerinizin niçin elektronik posta adresi yok yada niçin kobileriniz bize katalok taşıyor niçin web onun yerine web adresini vermiyorlar  yada web adresi olanlarda kobilerimizin içerikleri yabancıların görmek istedikleri kadar değil.

BŞ:Peki bu bilgisayar konusunda gelişicek diyorsunuz peki Türkiye burda bilgisayar konusunda biz sadece hard  world  dediğimiz donanım kısmını satın alan onun içinde software dediğimiz yazılım kısmını satın alan ve sonra oturup onu bir takım bilgileri paylaşmak ve birtakım bilgileri gönderip almakta kullanmanın ötesinde ekonomiye katkısı olacak Türkiye'ye gelir yaratabilecek şekilde bunu nasıl kullanabiliriz.Hep benim endişem bu beklentiler  söylediğiniz şeyler devamlı Türkiye'yi  fazla bilgisayar al, yazılım al, donanım al,ondan sonra eşe dosta onunla email gönder mektup gönder  webin içine gir ordan ordan bir şeyler öğren, hani bunun Türkiye'ye geliri bununla ben Türkiye'ye bir gelir yaratabiliyormuyum , ihracat yaratıyormuyum, benim yaşam standartlarımı arttırıyormuyum, acaba bilgisayar teknolojisi ile ülke gelirleri nasıl artabilir, gayri safi milli hasıla bu konuda nasıl artabilir ne yapmamız lazım.

TY: Aslında iki üç tane cevabı var bu sorunun bir tanesi bilgisayar üretimi diyelim ülkemiz bilgisayar üretimi için doğru bir yermi diye hep soruldu halbuki bizim ülkemiz bugün Avrupada birinci ikinci üçüncü sıralarda televizyon üreticilerine sahip yani Thomson dan Toshıba  ya kadar televizyonlar Türkiye'de üretiliyor dün Vestel resmi olarak dan nootbook üretimine başladığını açıkladı ülkemizde bu bir  ilk .

Bunun dışında da ülkemizde sahiden teknoloji üretiliyor bunun dışında da bilgisayarın ülkemiz için bir gelir kaynağı olacağına %100 inanıyorum .

Bir tane örnek  veriyim belediyelerimizin sınırları içinde çok ciddi kültür hazineleri duruyor ve biz bunları bir çoğunu bilmiyoruz bir örgütlenme ile bütün ülkemizin bütün hazinelerini kaç dilde bir web ortamında sunabilsek bu bile bizim için ciddi turist akımı demek .

Biz doğru servisleri bilgisayar teknolojisi kullanarak vermemiz lazım.Bilgisayar hiçbir bakıma sizin belirttiğiniz gibi  ülkemizin gelirlerini arttırmıycak ama bir araç olucak onu arttırmak için .

BŞ:Onu kullanarak biz başka gelirlerimizi biz arttırabiliriz.

TY:Kesinlikle kesinlikle .

BŞ:Yine Bülent Şenver'in odasındasınız.Bülent Şenver'in odasında olduğunuzu unutmayın.

TY:Yeni süprizlermi var?

BŞ: Benim odamda olduğunuzu unutmayın diye ben size bir soru yağmuru hazırladım .

Yağmur niye diyorum sorular ile sizi ıslatmak için her soru bir yağmur damlası olucak ve her soruyu sorduğumda o ıslaklığı üstünüzde hissediceksiniz.

Soru yağmuruna hazırmısınız?

TY:Hazırım.

BŞ:Soru yağmurunda bakalım ben size hangi yağmur damlalarını hazırladım. En son yanaklarından kimim öptünüz?

TY: Bu sabah evden çıkarken eşimi ve çocuklarımı öptüm.

BŞ: Hiç aklımdan çıkmıyorki aklınızdan çıkmayan şey nedir?

TY: Microsoft başkanı Bill Gates in  bir yarışmada birinci olduğumuza dair  yapmış olduğu bir açıklama benim ve ekibimin.

BŞ:Peki neyi unutmak istersiniz?

TY:Bana yalan söyleyip çok samimi dostluğumuzu bozan arkadaşımı unutmak isterim.

BŞ: Her zaman benimle birlikte olsun.Sizinle her zaman birlikte ne olsun?

TY: Aslında çok şey olsun ailem olsun mutluluk olsun sağlık olsun .

BŞ:Sizi üzen bir olay nedir?

TY: Beni üzen bir olay arkamdan konuşulması.Bir çok iyi şey yapmış olmama rağmen

BŞ: Hiçbir zaman unutamadım derseniz unutamadığınız şey ne olurdu?

TY: Üniversitedeki başarım.Üniversitede çok iyi bir bölüme girmiş olmam.

BŞ: En çok sevdiğiniz ses.

TY: En çok sevdiğim ses doğanın sesi o dinlendirici sesi.

BŞ: Sizi en çabuk kızdıran şey nedir?

TY: Kesinlikle yalan söylenmesi.

BŞ: En son ne zaman ağlamıştınız?

TY: En son kızımın başarılı bir performansını izlerken bir piyano resitalinde sahiden çok duygulandım.

BŞ:Allah bağışlasın .Sakla samanı gelir zamanı derler siz burada ki  saman mı olmak istersiniz zaman mı olmak isterdiniz?

TY: Ben zaman olmak isterdim galiba.

BŞ:Niçin?

TY: Çünkü ben zamanı en iyi şekilde kullananların muhakkak  başarılı olucağını düşünüyorum.

Eğer zamanı iyi kullanırsak o saman küçücük bir yere saklamış bile olsak büyük bir değer vericektir bize.

BŞ:Peki insanlarda bulunması sakıncalı olan şey nedir?

TY: Samimiyetsizlik, dürüstsüzlük diyelim.

BŞ: Hayatta bu güne kadar gördüğünüz çok sıkça rastladığınız iş hayatında iş etiği dışındaki davranış biçimi nedir?

TY: Tamamen şirket politikalarını daha doğrusu politik bir şekilde kariyerini yönetmeye çalışan insanlar.

Yapmış olduğu iş yerinen kapı arkalarında tamamen lobi olaraktan yükselmeye çalışan ve kimi zaman sizin ayağınıza basmaya çalışan insanlar.

BŞ:Size karşı dürüst davranmayana karşı ne yaparsınız?

TY: Bana karşı dürüst davranmayanla bu konuda uyarır bu konudan işittiğim duyduğum rahatsızlığı iletir ve kesinlikle kendisi ile olan kombikasyonumu keserim.

BŞ: Peki sizi en son kim kızdırmıştı?

TY: Beni en son çalışan arkadaşlarımdan bir tanesi kızdırmıştı.

BŞ:Ne yaparak?

TY:Tamamen bu bahsettiğim konularla .

BŞ:Ayakta alkışlarım.Tansu Yeğen ayakta neyi alkışlar?

TY: Kesinlikle gençlerimizin tüm dünya çapında yapabilecekleri her türlü başarıyı düşünmeden ayakta alkışlarım.

BŞ:Hayatımın dönüm noktası ,Tansu Yeğen'in hayatının dönüm noktası.

TY: Hayatımın dönüm noktası ilk girdiğim şirkette Dijitıl dı birbuçuk sene sonra bir şirket toplantısında satış müdürü ben teknik olarak çalışırken satış müdürünün gelecek satış ve pazarlamada deyip bütün ekibinin tatile yollamasıydı ben o gün istifamı basıp satış ve pazarlamaya başlamıştım.

BŞ: Peki çok güzel Allah hepimize vericek ama gecinden versin diyelim  bu dünyadan ayrılırken geride ne bırakmak isterdiniz?

TY: Geride benimle birlikte anılabilecek bazı değerleri bırakmak isterdim güzel değerler .

Bu değerler benim ağzımdan çıkan bazı lafların hatırlanmasını çok isterdim, yada yaptıklarımın.

BŞ:Peki sevmediğiniz insanlar olabilir onlara ne vermek istersiniz?

TY: Onlara gerçekten dürüstlük ve ahlak vermek isterim.

BŞ: Peki sevdiğiniz insanlarla neleri paylaşmak istersiniz?

TY: Sevdiğim insanlarla sahiden yapım öyle her şeyimi paylaşıyorum bütün gönlümü açıyorum beni a dan z ye şeffaf bir şekilde tanıyorlar .

BŞ: Tanrım sorularım var şimdi yağmur soruları devam ediyor.

TY:Evet çok sıkı gidiyoruz.

BŞ: Tanrım sorularının birincisi oda şöyle Tanrım beni üç şeyden koru hangi üç şeyden Tanrı sizi korusun?

TY: Sağlıklı olma konusunda beni sağlıklı yapsın her zaman başıma bir şey gelmesin çünkü bu sayede devam edebilirim.

İkincisi beni benimle samimi olmayan ve dürüst olmayan insanlardan korusun.

Üçüncüsü de ülkemizin başına gelebilecek doğal yada doğal olmayan her türlü sıkıntıdan korusun.

BŞ:Peki Tanrım beni üç şeyden mahrum etme.

TY: Galiba cevabım yine aynı olucak ailem , mutluluk ve sağlık.

BŞ: Peki Tanrı deseki sizin beş duyunuzdan bir tanesini almak zorundayım sizden Tanrı'ya hangi beş  duyunuzun bir tanesini verirdiniz?

TY:   Evet oldukça çok zor bir soru herhalde koku alma duyusunu verirdim.

BŞ:Birde cin sorum var benim Aladdinin sihirli lambasından cin çıktı ve size sordu dediki bu sorduğum sorunun cevabını yapıcam ver dostuma ver , dostunuza cin ne versin?

TY: Yani bu duyular la ilgili olan .

BŞ: Yok herhangi bir şey.Cin çıktı dediki üç tane bir şey vericem dostuma ver de nedersen onu götürüp dostuna vericem .

TY: Ona da sağlık versin.

BŞ:Onada sağlık versin peki aynı şeyi cin dediki düşmanıma ver götürüp vericem düşmanına ne veriyim düşmanına.

TY:Onada barışın ne kadar önemli olduğunu versin .

BŞ: Birde çocuklarınıza ne versin.

TY:Çocuklarıma onlara da mutluluk ve başarı versin.

BŞ: Ben sizi epeyi ıslattım soru yağmuru ile şimdi istiyorum ki bu ıslaklığı birazcık kurutalım ve kuruma arası verelim.

Yağmurdan sonra kuruma arası verelim.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Tansu Yeğen bir kuruma arası verip ondan sonra tekrar birlikte olucağız.

BŞ:Bülent Şenverin odasında Bülent Şenver'in konuğu Tansu Yeğen ile birlikteyiz şu anda yağmurdan sonra soru yağmurundan sonra biz kurulandık ve ikinci bölüme değilmi Tansu bey.

TY:Hazırız.

BŞ: Kuru olarak.

TY:Kuru olarak hazırız.

BŞ:Ben size yine bir dakika etik diyorum ve bir dakika etik bölümümüzde size bir vaka hazırladım buna ben etik vakası diyorum bu etik vakasını size okuyacağım ve ondan sonra size sorucağım siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız diye ve o konuda konuşucağız hazırladığım vaka şöyle bir vaka bu benim tamamen düşüncem ile ürettiğim bir vaka o şekilde yorumlamanızı istiyorum.Şahan bey diye birisi var bu Şahan bey bir ilaç şirketinin genel müdürü ve bu Türkiye'deki ilaç şirketi dünyacada tanınmış bir ilaç şirketinin buradaki kuruluşu oluyor ve büyük kar hedefleri büyük kar hacimleri kendisine veriliyor, düşünüyor nasıl kar etsem ne yapsam yine bir gün düşünürken Şahan bey'in yanına pazarlama müdürü geliyor efendim diyor buldum diyor çok güzel bir satış yapıcağız diyor , bu satışla biz karımızı arttırıcağız hayrola diyor ne buldun diyor .

Bir devlet hastanesi ile görüştüm diyor, başhekimide ikna ettim diyor bizim bir ilacımız varya işte o ilacımızı diyor kutusu 3 YTL den almayı kabul ettiler diyor o zaman hedeflerimizde tutucak diyor birden genel müdür seviniyor , çok güzel diyor ama aklına bir şey geliyor bir an tereddüd ediyor ve pazarlama müdürüne aynen şunu soruyor diyorki hani diyor biz bu ilacın aynısını bir kutusu 1 YTL den daha geçen ay başka bir devlet hastanesine satmamışmıydık ? evet efendim satmıştık diyor  peki bir sakınca olmazmı diyor üç katı fiyatla aynı ilacı başka bir devlet hastanesine aynı ilacı satmak satmak ? pazarlama müdürünün görüşü aynen şöyle kendisine diyorki efendim diyor serbest piyasa ekonomisi var alan razı satan razı biz zorla alın demiyoruzki onlar fiyatı söylüyor bizde peki diyoruz satıyoruz yapalım bu satışı boşverin düşünmeyin diyor genel müdür Şahan bey odasında  düşünüyor acaba bu durumda ne yapsam diye Tansu Yeğen bu genel müdürün yerinde siz olsaydınız bu durumda siz  ne yapardınız?

TY: Evet oldukça zor bir vaka hazırlamışsınız.Ben bu anlatmış olduğunuz vakadaki pazarlamacı arkadaşın yada satış pozisyonundaki arkadaşın olaya çok kısa dönemli baktığını düşünüyorum evet bugün o karı alabilirsiniz ama arkasından çıkıcak ciddi müşteri memnunuyetsizliği belki  bundan sonra bütün devlete ilaç satmanızı kapayabilir yani bugün sanki üç tane hastaneye satmış gibi bir gelir elde edebilirsiniz ben büyük bir ihtimal ile iki şey yapardım bir tanesi hayır derdim bunu 1 YTL den vericeğiz , 1 YTL den 3 olmaz kendisine diyiceğim ondan sonra ikincisi eğer hastanenin bütçesi üç birimse yani 3 YTL ise demekki bunu verebiliyorlar  acaba bizim kendilerine  verebileceğimiz başka bir ürün olabilirmi?

Bu konuda da doğru çalıştımı nasıl olsa böyle bir bütçe ayrılmışken bütçe öyle yada böyle rakip şirketlere harcanıcak acaba bizim karşılayabileceğimiz başka bir ilacıda bu bütçe alıp gene o sayede kardan alıcağınız küçük bir marjla bu satıştan olan kar marjımızı arttırabilirmiyiz diye sorguladım  ve neticede kara verirdim .

BŞ.Hani demezdinizki serbest piyasa ekonomisi , alan razı satan razı mademki bu fiyatı söylüyorsa bende satıyorum demezdiniz.

TY:Kesinlikle hayır hatta gidip arkadaşa başka bir devlet hastanesine bu 1 Liradan satıldı bunun üzerinde satmamız mümkün değildir mesajını da vermesini  özellikle isterdim ki biz müşterilerimizi uzun vadeli bakmak zorundayız ve bunlar hepsi birbirleri ile konuşan müşteriler böyle kısa vadeli işler olduğu zaman iş hayatında başarılı olmanız o kar marjını o gün için yüksek tutucaksınız ama ertesi gün %99.99 bir daha alamıycaksınız uzun vadeli bakardım olaya .

BŞ: Peki o zaman gençlerimize sadece bu konu değil ama genel hayat içerisinde onlara üç yap üçtane de yapma diyebileceğiniz, üç tane yaptan isterseniz başlayalım .

Gençler ne yapsınlar üç tane yap birinci yap .

TY:Birinci yap muhakkak aynen bu vakada olduğu gibi  hemen sıcağı sıcağına müşterilerinin her zaman yanında olsunlar .

BŞ:Müşterinin yanında olsunlar.

TY:Kendilerini müşterinin yerine koysunlar .

İkincisi sabretsinler ve çok çalışsınlar ve kaliteye önem versinler bunu yaparken konuşmamızın bir önceki bölümünde bahsettiğim şekilde üçüncüsüde dürüst olsunlar samimi olsunlar özellikle ülkemizdeki  iş yapmanın en önemli formülü ciddi ama samimi dir samimiyet sınırları fazla aşılmamalı ciddiyet sınırlarıda daha aşağıya doğru çekilmemeli ama hep her ikisinin balansını kurabilen geçlerimiz de ileride  çok başarılı olacaktır biraz bizde Akdeniz kanı var ve gerçekten bu samimiyetlik ve ciddiyetlik bir arada olduğu zaman bir çok iş kapıları çok iyi bir şekilde açılıyor.

Yapmayın dediğimiz şey , yapmayın diyebileceğimiz şey kesinlikle yapamıyacakları şeylerin altına girmesinler taahhüt etmesinler müşteriye hiçbir zaman yalan söylemesinler, kandırmasınlar her zaman için uzun vadeli baksınlar üçüncüsüde iş hayatında yükselebilmek için tek bence bir formül var sizin yükselmenize  karar verildiği anda bunlar sorgulanıyor bu kişinin altındaki kişiler bu arkadaşın yükselmesini desteklerlermi?

İkincisi bu arkadaşla birlikte çalışan arkadaşların bu arkadaş bir bakıma üzerine gelicek birlikte çalıştığı arkadaşlar desteklerlermi ?

Üçüncüsüde bu arkadaşın yükselmesinde biz yöneticiler destekliyormuyuz o zaman kişiler altlarını paralellerini ve üstlerini çok iyi şekilde yönetmek ve doğru izlenimi bırakmak zorundalar bunuda yaptıkları şeyler ile mümkün ve buna dikkat etsinler.

BŞ: Evet birde bizim burada bir sürü kutularımız var görüyorsunuz.

TY: Evet yine kutular.

BŞ.Evet yine kutularımıza geldik şurda kulağınıza küpe olsun yazan kutumuz var .Bu kutunun özelliğide şu isminden de görüldüğü gibi, bunun içinden çıkıcak şey gençlerimizin kulağına küpe olsun istiyoruz, bunun içinden de ne çıkıcak diye bakın ben sallıyorum .

TY:İçi dolu bayağı .

BŞ:İçi dolu .İçinde çubuklar var bunun ve her çubuğunda üzerinde de güzel söz yazıyor.

Bu çubuklardan bir tanesini ben seçmenizi istiyorum bakalım hangi çubuk çıkıcak size ve o çubuğunda üstünde yazanı okumanızı istiyorum bakalım ne yazıyor.

TY: 'Gereken her şeyi vermek gerekir' yazıyor.

BŞ:Gereken her şeyi vermek nedir acaba bunun birinci tarafıda var galiba.

TY:Birinci tarafıda mı var pardon. 'Ecel verileni almadan önce , verilmesi gereken  şeyi vermek gerekir

BŞ:Ecel her şeyi  almadan önce verilmesi gereken her şeyi vermek gerekir.Büyük bir söz.

TY: Çok büyük bir söz .Sizin programınızlada çok fazla iniltili bence çünkü hepimiz için o ecel kaçınılmaz , hepimizin başına bir gün gelicek.

Ben bunu biraz bizim şirketimizin apple nin kurucusunun Steve Jobs un ecel ile ilgili bir ön  görüşü var her sabah kalkıyor aynaya bakıyor ve kendisine diyor ki ölüm benim için kaçınılmaz acaba bugün benim son günüm olsaydı bunları yaparmıydım diye kendini devamlı sorgulayıp hayat statüsünü ona göre değiştiriyor tabii buradaki manasında ben şöyle anlıyorum hepimizin üzerine öğrendiklerimizi paylaşmak, bir örnek olmak o bilgiyi kendimizde tutmamak, ne iş hayatında nede özel hayatımızda verilmesi ve gereken her şeyi ver dediğinde sadece tecrübe değil  galiba biraz çevremize sevgiyi ve barışıda vermek çok net bir şekilde kastediliyor gibi geliyor bana bu cümleler içinde .

BŞ.Yani siz onu okurken bir anda tüylerim ürperdi şundan 'ecel her şeyi almadan önce' yani şu mesajı veriyor .Ecel her şeyi alacak her şeyimizi alacak.

TY:Muhakak hiç kaçarı yok . Hiç kaçar bir yolumuz yok o yüzden sahiden arkamızda güzel bir iz bırakabilmek  ve herkesin bizi güzel hatırlaması için sevgi de dahil olmak üzere öğrendiğimiz her şeyi eşlerimize, dostlarımıza, gençlere, çocuklarımıza vermemiz lazım.

BŞ:Çok güzel ifade ettiniz bir tanede çocuklarınız için çekermisiniz.

TY: Tabiki. Gene bir iki varmı diye bakıyım.'Düşmekten değil, ayağa kalkamamaktan korkun'

BŞ:Düşmekten değil , ayağa kalkamamaktan korkun .

TY:Buda sahiden çok güzel şimdi.

BŞ:Bunu çocuklarınıza anlatıyor gibi anlatın .

TY: Bunu aslında şöyle anlatabilirim herhalde her zaman için ileriyi düşünün ve muhakkak  bir b planınız olsun başınıza kötü şeyler gelebilir, öncelikle kötü şeyler neler olabilir bunları gelin birlikte analiz edelim, birlikte yorumlayalım, ve biz bunlardan nasıl kurtulucağız neler yapıcağız başımıza bunlar geldiğinde onların üzerindede  beyin fırtınası yapalım derdim .

Ve iş hayatı ile de ilgili her zaman için bir ek planınız olsun çünkü muhakkak düşüceğiz ilerleyen bu yollarda ama nasıl ayağa kalkabileceğimizi  bilmemiz lazım bugünü bugün den yapacaklarımız ileride bize ayağa  nasıl kalkmamıza destek olması lazım , bugün yapacağımız yatırımlar .

BŞ. Gençlerimiz yani bir düşerse başarısızlıkla  karşılaşırsa hemen morallari bozulmasın.

TY:Kesinlikle öyle hiçbir zaman yılmamaları lazım.Sonuna kadar denemeleri lazım gene ben Steve Jobs dan örnek  vericem  Steve Jobs 1985 yılında 1976 yılında kurmuş olduğu hayallerini kurduğu apple den işten kovuluyor

BŞ: Kovuluyor.

TY:İşten kovuluyor yönetim kurulu karar ile 1997 de ne yapıp ne edip tekrar geri dönüyor , ve büyük bir apple 'ı  tam işletim sistemini çıkartmak üzere iken ve ne çıkaracağını bilmezken kendi işletim sistemini satarak dan ve apple yi bu güne  getiriyor.

Bu gün Steve Jobs en önemli kişilerden biri iş hayatında sahiden çok güzel bir örnek.

BŞ:Peki ağzınıza sağlık diyorum bizler ile aklınıza gelebilecek hoş bir anınız varmı paylaşabileceğiniz.

TY:Var aslında birçok anı var o kadar dolu dolu geçtiki benim iş hayatımdaki dönemim herhalde Microsoft a işe başladığım dönemi  bahsetmem lazım .Microsoft da işe başladığım ikinci haftası Amerika dayız , ve Microsoft un Bill Gates den sonra ikinci kiş bugün Microsoft un başında olan ikinci kişi Steven Barner ile kendisi ile New orleans da bir yerde karşılaştık ve benim yanıma geldi senin adın Tansu dimi dedi evet dedim bak dedi biz seni Hewlett Packard dan son büyük hedefler ile transfer ettik dedi .

Nasıl gidiyor iş hayatı dedi biraz bir şeyler söyledim ya bu  arada dedi müşterilerinin bazılarının isimlerini bizzat verdi bana şimdi bahsetmiyim o zaman ki ve bu müşterilerde dedi şu konuda dedi bir konuda desteğe ihtiyacın olursa dedi lütfen aramam için dedi bana email at dedi.

Şimdi Steve Barner sahiden dünyanın en zengin üçüncü adamı ve kendisinin beni tanıması benim geçmişimi bilmesi, Tansu demesi , ülkemizdeki müşterilerin isimlerini sayabilmesi beni o kadar çok etkilediki sahiden benim kulağıma küpe olmuştur.

Bütün çalışanlarımın ailelerini tanımak, önemli günlerini bilmek onlara sadece iş hayatında değil özel hayatlarında da destek verebilecek bilgiye sahip olmayı hep çalışmışımdır.

BŞ:Evet ne kadar hoş Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Tansu Yeğen yine bir oyunumuz var torba oyunu.

TY:Peki ala.

BŞ:Masanın üstünde bakın kullanmadığımız bir şey kalmıyor .

Masamızın üstünde bir tane torbamız var, bu torbamızın içinde tombalaya benziyor ama harfler var .

Şimdi ben  sizden rica edicem bir harf çekin diyicem , ve çektiğiniz harf ile ilgili size bir soru sorucam bakalım hangi harf önce çıkıcak size bir harf.

TY:Bayağı bir harf var burada .

BŞ:Ne harfidir bu. Şimdi diyicemki R harfi başı R harfi ile başlayan bir iyi davranış bir doğru davranış bize söyleyebilirmisiniz.

TY: Tabii. İyi davranış veya doğru davranış.İyi davranış doğru davranış  R ile başlayan bunu past geçiyorum.

BŞ: İsterseniz ikinciyi alalım yine iyi bir davranış doğru bir davranış olarak .

TY: İyi bir davranış liderlik .Bunun ile ilgili bir iki şey söyleyebilirim .

Tabi liderik derken doğru bir manada.Ben liderliği şöyle görüyorum .

Bir lider, her lider sanatçıdır.

BŞ: Her lider bir sanatçımıdır?

TY:Ve yarattıkları organizasyon onların eseridir.Sahiden geriye dönüp bu lider bakıp o lider organizasyonundan kendisine gelen güzel bir geri bildirim varsa, herkes onun yarattığı organizasyonu beğeniyorsa, müşteriler doğru şeyler söylüyorsa, basın doğru şeyler yazıyorsa, o zaman o da geriye dönüp bak ben iyi bir sanatçıyım doğru bir organizasyon yarattım diyebilir.

BŞ: Evet ne kadar güzel şimdide bunun tam tersi olan kötü bir davranış için .

TY:Oldukça zor bir bölüm burası Bülent bey.

BŞ.Yanlış bir davranış veya kötü veya yanlış bir davranış olsun.Nedir harfimiz?

TY: Harfimiz E .E ile kötü bir davranış yanlış bir davranış, ben eziyet etmek diyiyim buna .

BŞ:Eziyet etmek.

TY:Evet sahiden de arada sırada kullandığım bir laf özellikle müşterilerimize eziyet ediyorsunuz diye işin dozunu biraz abartırım aslında arkadaşların yaptığı bu kadar radikal yada kötü bir şey değildir ama bu yaptığınız şey eziyet etmek ile aynıdır mesela telefonda müşteriyi  tutulmaz yada müşteri mağazaya girdiğinde hızlı servis verilmemesi , bu eziyetten nasıl kurtarıcağız müşterimizi hadi gelin hep birlikte bunu düşünelim buradaki süreçleri düzeltelim diye kullandığım ve müşteri memnuniyetini çok da önem verdiğim bir kelimedir.

BŞ.Evet ne kadar güzel hayatta kimseye eziyet etmeyelim.

TY:Evet kesinlikle.

BŞ: Evet çok teşekkür ediyorum.

TY:Bende teşekkür ediyorum .

BŞ: Birde sizden varsa böyle hoş bir fıkra hani not almak istiyorum.

TY: Epey bir şey var Anetnot siz söyleyince aklıma geldi aslında konuşmamızın en başındaki konu ile de ilgili şöyle bir marangoz artık emeklilik zamanı gelmiş patronunun yanına gidiyor artık patronundan duymak istediği son şey onun emeklilik parasının yatırılıp şirketle ilişkisini kesmesi .

Patronu diyorki biliyorum artık ayrılmak istiyorsun bu şirketten ama senden son bir şey rica ediceğim diyor , bir harita açıyor bak şurada 500 metre kare bir arazi var diyor, bunu üzerine şu plandaki  görülen evi yapmanı rica ediyorum diyor.

Sahiden çok sıkıştık ve senin tecrübene ihtiyacımız var .

Ama efendim diyor benim emeklilik vaktim geldi yapmayın bana işte torunlar bekliyor hanım bekliyor falan .

Benim için çok  önemli bu kadar yıl hatırına yap bunu bana diyor marangoz sıkıla sıkıla söylene söylene gidiyor ve bu evi yapmaya başlıyor açıkçası tabiri caizse biraz da uyduruk yapıyor hani maldan kaçarak bitsin bu iş bende buradan kurtulayım diye .

Ondan sonra tekrar patronun karşısına çıkıyor , patron diyorki yaptın mı evi diyor.

Evet yaptım diyor .

Patron bu sefer çekmeceden bir anahtar çıkarıyor bak diyor bu anahtar diyor bu evin anahtarı ve ben bunu sana hediye etmek istiyorum diyor göstermiş olduğun başarılı çalışmalardan dolayı .

Sahiden söylemek istediğim şey hayatımızın sonuna kadar gençler lütfen ama lütfen hep kaliteli iş yapın.

Yani her şeyinize bu  yansısın, sizler ile birlikte bu kalite anılsın, o zaman patronlarınız iş verenleriniz size çok daha fazla güvenecektir .

Sizi yükseltmek konusunda çok daha istekli olucaklar .

BŞ:Çok teşekkür ediyorum Bülent Şenver'in odasında zenginlikleriniz bizler ile paylaştığınız için ağzınıza sağlık diyorum çok teşekkür ediyorum.

TY:Ben teşekkür ediyorum.

BŞ: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Tansu Yeğen bizler ile tecrübelerini , zenginliklerini paylaştılar bir başka programda birlikte olmak dileği ile tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.Hoşçakalın.

 .


.
.
.

Bülent Şenver, Tansu Yeğen
.
.
 


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org