Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Füsun Önal Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Kitap yazmak ciddi bir iş
01.03.2009
Okunma Sayısı : 16149
Oy Sayısı : 8
Değerlendirme : 3,5
Popülarite : 3,16
Verdiğiniz Puan :
 

 

Kitap yazmak ciddi bir iş
Füsüun Önal
.
.
Olay gazetesinde yayınlanan bir söyleşimi paylaşıyorum.

.
.

Kitap yazmak ciddi bir iş...


Yıllara meydan okuyarak çalışmalarına devam eden Füsun Önal katılacağı kitap fuarları öncesinde sorularımızı yanıtladı ve kitap yazmanın büyük sorumluluk olduğunu söyledi.

Onun enerjisi hiç bitmiyor, neşesi hiç eksilmiyor. Yüzündeki güler yüzü ile bulunduğu ortamları hep güneş gibi aydınlatıyor. Yaşadığı yılları yetenekleriyle nakış gibi işleyen Füsun Önal bu ay ki söyleşi konuğum. Onunla "yazarlık" başta olmak üzere çocukluğunu, ailesini, sevgiyi, aşkı, yaptıklarını, yapacaklarını yani kısacası hayatı konuştuk. Bakalım beğenecek misiniz?

Çocukluğumuza dair en önemli anılar hiç şüphesiz ki mesleğimizin temellerinin atıldığı yıllar. Sizin çocukluğunuz nasıl geçti? Yeteneklerinizi ne zaman keşfetmeye başladınız?

İstanbul, Kadıköy'de doğup, eğitimimin tamamını subay olan babamın tayin olduğu Ankara'da geçirdim.

Ailemin tek çocuğu olarak mutlu, eğlenceli, cici kız görünümlü ama çaktırmadan yaramaz bir çocuk olarak geçti o yıllar. Her zaman derslerimde çok başarılı oldum. Teşekkür belgeleri alarak geçtim sınıflarımı.

Ailem benim müziğe olan kabiliyetimi fark edip klasik piyano dersleri aldırttı. 11 yıl piyano dersleri, 2 yıl kadar da şan dersleri aldım. TED Ankara Koleji yıllarım böyle geçti. Çok küçük yaşlarımdan beri müthiş bir taklit yeteneğim vardı.

Tiyatrocu olmak istiyordum.

Harçlıklarımdan devamlı tiyatro oyunlarına ait kitaplar alır, sürekli onları ezberler, ayna karşısında oynardım. Zaten sonunda da annemin karşı koymasına rağmen girdiğim Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümü sınavını da kazandığım halde annem ve babam "artist" olmama karşı çıkıp, kazandığım Ankara Üniversitesi DTCF İngiliz Filolojisine gitmeme karar verdiler.

Fotoğraf, tiyatro, müzik, müzikal, kitap... Bir koltukta birkaç karpuzu taşımak nasıl bir duygu?

Sanatın bu kadar önemli dallarında başarı kazanmak, başarılı çalışmalara imza atmış olmak kolay kolay herkese nasip olacak bir şey değil.

Çok satan plaklarımdan 3 Altın Plak, 1 Altın Telefon kazandım. 1 Altın Kelebek, Altın Güvercin Yarışmasında şarkı sözü yazarı olarak ödül, Uluslar arası Malta Şarkı Yarışması'nda yorumcu olarak birincilik ödülü, çeşitli gazetelerin Yılın Sanatçısı ödülü gibi pek çok ödülün sahibiyim.

"Evita", "Hair", "Durdurun Dünyayı İnecek Var" gibi dünyaca ünlü müzikallerin, "Kelebekler Özgürdür", "Ateşli Âşıkların Sonuncusu - 3 Kadın 1 Çapkın" gibi dünyaca ünlü tiyatro oyunlarının Türkiye versiyonlarının başrollerini oynadım.

Çektiğim doğa fotoğraflarıyla "14 Fotoğraf Sergisi" açtım. Fotoğrafçılıkta ödül kazandım.

"15 yılda 15 kitap" yazdım.

Bunlar hangi sanatçıya nasip olmuştur söyleyebilir misiniz?

Bu muhteşem bir duygu. Onun için kariyerim boyunca yaptığım çalışmalarımla daima gurur duyarım.

Yetenekler doğuştan var olan bir şey mi yoksa sonradan eğitimle kazanılır mı?

Yetenek doğuştan varsa vardır. Sonradan kazanılmaz. Sonradan eğitimle ancak sağlamlaştırılır.


Genç yazarlara neler söylemek istersiniz?

Bana "Yazar olmak istiyorum. Ne yapayım?" diye soran mailler geliyor. E - kolay'ın "Kadın" sayfasında yazdığım yazılardan birinin başlığı "Kitap Yazmak Mektup Yazmaya Benzemez" di.
Bilmem anlatabiliyor muyum?

Aslında mektup yazmak bile kolay değildir ya...

Nerede kalmış kitap yazmak! Yazılan satırlarla, bulunan konu ile okuyucu kitlelerini sürüklemek o kadar kolay mı? Ama günümüzde küçük şeyler yapıp büyük şeyler yapıyor havasına girenler o kadar çok ki.

Her önüne gelenin şarkıcı olmaya kalkışması gibi, şimdi de herkes kitap yazıyor.

Kitapçı rafları tek kitapla çıkıp, sonrasını getiremeyen yazarcıklarla dolu.

Kaset dünyası mahvoldu.

Şimdi sıra yazı dünyasında!

Yazık!

Bir romanda aranan en önemli özellikler nelerdir?

"Kurgu" çok önemli. Neyin arkasından neyin geleceği...

Olayları akıcı bir dille bağlamak...

Kolay okunur bir dille, yani konuşur gibi yazmak...

Fotoğraf, tiyatro, müzik, müzikal, kitap... En çok hangisini keyifle yapıyorsunuz?

Hepsiyle aram çok iyi. Bu saydıklarınızla ben, çok eşli birliktelik yaşar gibi mutlu ve heyecanlı bir yaşam sürdürüyoruz.

Kitaplarınızda kendi hayatınızdan örnekler veriyor musunuz?

Tabii bunu her yazar yapar.

Aziz Nesin'le sabahlara kadar yaptığımız sohbetlerde bu soruyu ben de ona sormuştum.

"Her yazar bunu yapar ama yerine göre inkâr edip o karakter ben değilim der" demişti.

Doğru. Benim anı kitaplarım "Hayatı Denedim" ile "Deja Vu Sendromu ve Anılarıma Yolculuk"ta, tabii ki kendi hayatımdan kesitler var. Romanlarımın bazı yerlerinde de benden alıntılar var ama neyi nereye kadar yazdığımı ben bilirim. Yani gizli.



Bir solukta okuduğum kitabınız "Ay Işığında Yıkanan Vücutlar" da bir ailenin dört kuşağının yaşadığı olayları anlatıyorsunuz. Kitap konularınızı ve karakterlerinizi nasıl belirliyorsunuz?

Yazmayı düşündüğüm konuyu saptarım önce. Zaten yazmadığım zamanlarda bile kafamda tilkiler dolaşır. Konular gezinir durur. Sonra, bu düşünceler sabitlenir. Konuya kesin kararımı veririm. O zaman da beynimdeki bilgisayarımda bir dosya açarım. Başlarım oraya yaratmayı düşündüğüm karakterleri atmaya... Sonra bilgisayarımın başına geçip, bunları satırlara dökerim.

Yazarken de yan karakterler, mekânlar kendiliğinden doğar. "Ay Işığında Yıkanan Vücutlar" , "Aslında Hüzündü Hepsinin Yaşadığı" gibi kitaplarımda tarihi olaylarla ilgili araştırmalar yapıp, o konuları yakın olarak bilen kişilerle konuşup, bilgiler alıp, tercümeler yapıp seçtiğim konunun içine oturturum. Konuyu o tarihi gerçeklere göre kurgularım.

Kitaplarınız hakkında aldığınız en güzel eleştiri nedir?

Bir dünya yazarı olan Aziz Nesin'in bir kitabımın önsözünde yazdığı "Benim ilk kitaplarım Füsun'un ilk kitapları gibi başarılı değildi. Onun başarı nedenini, yetenek ve tutkularından başka, çok içtenlikli, açık yürekli anlatımında buluyorum.

Her anlamda yapmacıksız, süssüz, dolambaçsız, yazacağını evirip çevirmeden yazması başarısını sağlıyor. Üstelik yazar olarak yürekli, korkusuz ve kendine güveniyor. Bu nitelikleri ona yazma kolaylığı sağlıyor" dediği satırlardır. Bir yazar olarak, benim için bundan daha gurur verici ne olabilir ki?

Kitaplarınızın yanında haftalık olarak www.e-kolay/kadin ve www.e-kolay/tatil sitesinde yazılar yazıyorsunuz. Hiç haftalık yazı yazma stresine giriyor musunuz?

10 günde bir değiştiriyorum yazılarımı. Gezi yazıları daha uzun kalıyor. Zaten arşivimi tıklayanlar diğer yazılarıma da ulaşabiliyorlar. Konu sıkıntısı çekmiyorum. Çekmediğim için de strese girmiyorum. İyi bir gözlemci olduğum ve olayları iyi izlediğim için konu bulmakta zorlanmıyorum. Sadece kafamın içindeki konulardan hangisini yazmaya karar vereceğim konusunda zorlanıyorum. Hatta bazen iki konunun birden o hafta girmesi iyi olur diye düşünüyorum ama tabii birini seçmek zorunda olduğumdan, o anda biraz stres yapıyorum.

"Milliyet Gazetesi"nde yazarken, yarım sayfam vardı ve her hafta beş konuyu yazıyordum. Bu da bana biraz daha özgürlük veriyordu. Kısacası yazı yazmak beni mutlu ediyor. Bilgisayarımın başında geçirdiğim anlar, bana falanca ünlü barın onca kalabalığında geçireceğim zamanlardan daha çok keyif veriyor.

Yeteneklerimiz bize sunulan en önemli hediye ise, sizin en sevdiğiniz hediyeniz hangisi?

Müzik, tiyatro, müzikaller, fotoğrafçılık, kitap yazmak... Bunların hepsi bana Tanrı'nın verdiği hediyeler. Ama benim için çok önemli iki Tanrı hediyesi daha var: Enerjim ve cildim... Lütfen bu satırları okuyan herkes tahtaya vurup maşallah desin. Ben dedim bile...

Kitaplarınızı hangi ortamda ve zamanlarda yazmaktan hoşlanıyorsunuz?

Kitaplarımı günün her saatinde yazabilirim ama en verimli olduğum ve hızlandığım saatler gece ve gece yarısından sabaha kadar olan saatlerdir. Zaten geceleri severim. Gecenin sakinliği, hele ılık yaz gecelerinde yazarken, bir yandan çayımı içip, bir yandan bahçemdeki ışığın aydınlattığı ağaçlarımı, çiçeklerimi seyretmek, bana huzur verir. Motive eder.

Herkes işe gitmek için kalktığında, ben de yatağıma girerim. 5-6 saat uyku bana iyi gelir. Çok uyursam başım ağrır, o zaman da yazma konusunda verimli olamam.

Aşkı bulan şanslı insanlardan biri olarak "AŞK" için neler söyleyeceksiniz?

Bence "SEVMEK", aşktan da üstündür. Aşkta var olan kusurları göz görmez. Aşk saman alevi gibidir. Ateş bir anda yükselir ama kısa sürede söner. Ama sevmek muhteşem bir şey.

Sevdiğini her şeyiyle, kusurlarıyla bile sevmek demektir.

Sevgi ömür boyu sürer.

Tabii sevdiğimiz için "ben ona hâlâ aşığım" deriz. Ama bu bence ağız alışkanlığıdır. Aşk diye adlandırdığımız şey, aslında "sevgidir".

Hiç mi âşık olmayız?

Tabii ki oluruz.

İlk başta... İlk aylarda...

Sonra arada gerçek ve sağlam bir birliktelik varsa, işte o zaman aşk sevgiye dönüşür. Bu da bence iki kişinin yaşadığı birliktelikte olabilecek ennnn güzel şeydir.

Aşk her şeyi affeder mi?

Aşk dönemi kısa sürdüğü için ve o süreç içinde dediğim gibi, gözler hiçbir kusuru görmediği için, evet...

Aşk o zaman her şeyi affeder. Ama sevgi sağlam zemin ister. Çatlaklar oluşursa, sevgi erimeye, af edilmeyen şeyler de birikmeye başlar. Ve sonunda "af bardağı dolup taşar", kişi affetmez olur.

"Çukur Çeneliniz"e buradan neler söylemek istersiniz?

Ah canım benim...

O zaten ona taaa tıfıl bir Kolejli kızken aşık olduğumu, yılların içinde onu en güzel duygularımla sevdiğimi, sevmekte olduğumu biliyor. Hani "Samanyolu" şarkısının sözlerindeki gibi "ömür boyu sürecek" galiba...

Yine hepinizden bir MAAŞALLAH daha rica edeyim... Mersiii.

Roman, hikâye, şiir... Hangisini daha fazla seviyorsunuz?

Roman ve bir de anı... Şiirlerle pek başım hoş değildir.

Kitap fuarlarında hayranlarınızla buluşmalar olacak mı?

1990 yılından beri Kitap Fuarı'na katılıyorum. Bu yıl da okurlarımla buluştuk, inşallah buluşmaya devam edeceğiz.

Her şeyden sıkıldığınız ve bırakıp gitmek istediğiniz zamanlar oluyor mu?

Ohooo... Ne demezsin. Olmaz olur mu? Özellikle de TV'lerde ve medyada "AYAKLARIN BAŞ OLDUĞUNU" gördükçe şeytan diyor çek git bu diyardan yaban diyarlara!!! Ama tabii bu duygu kısa sürüyor. Çünkü ben burada doğdum. Burada seyirci beni sevdi, yüceltti.

Ailem, arkadaşlarım, dinleyicilerim, okurlarım ve tabii "Çukur Çenelim" hep burada... Hiç birini bırakıp gidemem doğrusu. Tanrı ayırmasın.

Hayata dair yeni projeleriniz var mı?

Geçen haftalar içinde Most Production'un Açık Hava Tiyatrosunda sergilediği "Dünden Bugüne" projesi içinde konserde yer aldım. "Evita" Müzikalinden sonra yeniden aynı sahnede seyircimle buluşmak, onların coşkusunu görmek harikaydı.

Ben bu ülkede ÇILGIN SOLO konserler veren ilk kadın şarkıcıyım.

Enerjim çok şükür yerinde olduğuna, fiziğim de Tanrı hediyesi olduğuna göre yeniden SOLO KONSERLER vermek en büyük arzum.

Bir de bir TV kanalında, yapılanlara benzemeyen, kendime özgü bir program yapmayı çok istiyorum. 90'lı yıllarda "Show TV"de 450 kez "Evcilik Oyunu" adlı yarışmayı sunmuştum. Bunu yeniden akıl etmeyenlere hayret ediyorum.

Benim bilgi birikimimde, benim konuşma rahatlığındaki eğlenceli birinden neden yararlanmazlar acaba?! Millet bıktı artık mankenlerin iç çamaşırlarından, dışarı fırlayan memelerinden, onun bunun silikonlarından, botoxlarından!!!

Kendi kitaplarınız arasından sizi en etkileyen hangisi?

"Aziz Nesin'in adını koyduğu "ASLINDA HÜZÜNDÜ HEPSİNİN YAŞADIĞI" ve "UTANMAZ KİTAP" ile "AY IŞIĞINDA YIKANAN VÜCUTLAR"... Bu kitapları yazarken çok etkilenmiştim. Aslında "SİNİRLİ VATANDAŞ" da yazarken etkilendiğim, "MATRAK SULTAN" da yazarken eğlendiğim kitaplarımdır.

Bursa'ya geldiğinizde Muhterem Kuaföre mutlaka uğruyorsunuz. Sizinle ilk orada tanışmıştık. Bursa sizin için ifade ediyor?

Turnelerim sırasında Bursa'da pek çok konserler verdim, tiyatro oyunları oynadım, fotoğraf sergisi açtım, pek çok kereler kitap imza günlerine geldim.

En son geçen yıl Bursa'nın en güzel yerlerinden birindeki harika bir mekân olan "KİTAPEVİ"nde okurlarımla söyleşi yaptım, kitaplarımı imzaladım.

Ayrıca, çeşitli Bursa okullarında 6 yıldır sürdürdüğüm "Müzikli Söyleşi ve Kitap İmza" aktivitemi tekrarladım. Bursa benim için özeldir. Ama Bursa eski yıllarda daha yeşildi.

Yeşilin azalması beni üzerken, her zaman eskiye karşı sevgim ve ilgim olduğundan eski evlerin restore edilmesi de beni mutlu etti.

Bu arada "Kuaför Muhterem"in sahibi Muhterem beye ve "KİTAPEVİ" çalışanlarıyla sahibi Dilek hanıma sizin aracılığınızla selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum.

Röportajımızın sonunda okurlara neler söylemek istersiniz?

3 kitabımın "ASLINDA HÜZÜNDÜ HEPSİNİN YAŞADIĞI" (2.baskı), "UTANMAZ KİTAP" (5.baskı) ve "VALLA KIZ DEĞİLİM"in (3.baskı) yeni baskıları çıktı.

Genç arkadaşlar için bu kitaplar yeni sayılır. Çünkü bu kitaplar çıktığında daha küçüktüler.

Şimdi bu kitaplar tam onlara göre...

Okumamış olanlara öneriyorum.

Hepinize öpücükler.

.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org