|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
AKMED VE SUNA İNAN KIRAC MÜZESİ
25.09.2009 |
|
Okunma Sayısı : |
5840 |
|
|
Oy Sayısı : |
5 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
3,49 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
AKMED VE SUNA –İNAN KIRAC MÜZESİ Suna Kıraç . .
Suna Kıraç için belki de en çarpıcı tanımı Hasan Subaşı yaptı. "Vehbi Koç'un dışa dönük, çok yönlü haliydi."
Vehbi Koç'un sade, mütevazı evcimen ve iş dışında başka şeylere çok da meraklı olmadığı yaşam tarzına karşılık Suna Kıraç yaşamdan keyif almayı da amaçlayan bir anlayışa sahipti.
Robert Kolej'den itibaren faal yaşamı seçmişti. Kültür, sanat, edebiyat ve müzik hiç vazgeçemediği değerler olarak bir yaşama biçimine dönüşmüştü. Aile içinde Sevgi Gönül 'le birlikte sanata ve müziğe en düşkün isimdi.
Bu tutkusunu sadece Türkiye'de değil, yurtdışındaki bütün gezilerinde de gösteriyor.
Seyahat öncesinde rezervasyonlar yaptırarak gittiği kentlerin kültür ve sanat etkinliklerine katılmaya özen gösteriyordu.
Suna Kıraç , babasıyla arasındaki en önemli farkı da bu noktada görüyordu.
Kendisiyle yapılan söyleşide bu ayrımı şöyle tarif ediyordu: "Babamın bütün hayatı iştir. Oysa benim değişik meraklarım, iş dışında hoşuma giden başka şeyler de var".
Bu meraklarını ablası Semahat Arsel "bohem" yalamını unsurları olarak görüyordu. Semahat Arsel, kardeşi Suna Kıraç'ı şöyle tanımlıyordu:
Gayet otorier falan ama içi fevkalade yumuşaktır, fevkalade eğlencelidir. Sanata merakı var. Güzel şeyleri fevkalade düşkündür. Okul yıllarından arkadaşlarıyla bir grup kurmuştu. Kitapları, gittikleri filmler, tiyatrolar, konuşmalar bayağı bohemdi.
Bu "bohemliği" Koç Üniversitesi'nin kuruluş sürecinde öngördüğü gerçekçi rakamlar nedeniyle Vehbi Koç'un " bu şair hiç dayak yememiş" diye kızdığı Talat Halman çok farklı bir açıdan değerlendiriyordu.
Kendisiyle ve dünyayla alay edilebilmesi en hoş tarafıdır. Bir yandan da hem iktisadı, maliyeyi, ticaret alemini çok iyi izler ve bilirdi. Büyük bir tiyatro merakı vardı. Piyesleri izlerdi. Tiyatrocularla yakın ilişkileri arkadaşlıkları olmuştu. Çok iyi bilirdi dünya tiyatrosunu, New York'a ne zaman gitse - sık sık gidiyordu- mutlaka piyeslere müzikhollere gider ve hepsini çok iyi tahlil ederdi.
Suna Kıraç'ın "artık değiştirmekten vazgeçtiği" İnan Kıraç sadece eşi için değil, Türkiye sanat ve kültür yaşamı için çok anlamlı bir hediyeyi Suna Kıraç'ın doğum gününe saklamıştı. O hediye, Kıraç Ailesi'ne, çok yeni ama hiç kapanmayacak bir kapıyı aralıyordu.
Suna Kıraç'ın 50. doğum günüydü.
Ülkenin bu en zengin kadınlarından birine ya da sanata, kültüre, iş hayatındaki rollere yani maddi yaşama böylesine doygun bir eşe acaba en kritik ne hediye edilebilirdi?
İna Kıraç da aynı kaygıları hissetmiş ve Suna Kıraç'ı çok şaşırtacak ve Türkiye'de yepyeni bir hizmetin öncüsü olacak o ilk adımı atmıştı.
İnan Kıraç eşine verdiği hediyeyi kendi el yazısıyla şöyle anlatmıştı
Sevgil Sunacığım,
Bugün 3 Haziran 1991….50 yaşına bastığın gün. Bu süre içinde 24 yılı benimle geçti. Seni sevdim, en güzel anılarım, bütün mutluluklarımı seninle paylaştım.
Bu sene mali imkanların bana verdiği durumu değerlendirerek, Antalya'da Barbaros Mahallesi'nde tarihi bir kiliseyi senin için alma fırsatını buldum.
Sevgili anneciğinin ismi bugün Sadber Hanım Müzesi ile yaşamakta. Kültür varlığımızın pek çok eseri de bu çatı altında korunabilmekte. Sizler, çocukları olarak, bu eserin yaşayabilmesi için elinizden geleni yapmaktasınız.
Benim de tek arzum, bu allahı2ın ebvinin bundan böyle senin adını taşıyan bir müze haline dönüştürülmesidir. Binanın restorasyonu ile beraber bu müsaadeyi alabilmek için gereken çalışmaları yağpacağımdan emin olabilirsin.
Sunacığım, bu mektubuma ek olarak kızımı zİpek'e de bir mektup yazıyorum. O da sizler gibi, annesine layık bir çocuk olur ve ve senin adına yapılacak olan bu kuruma sahip çıkar ve onu mükemmelleştirerek kendi çocuklarına bırakır.
Sunacığım, yeni yalını kutluyor , hep birlikte nice mutlu seneler diliyorum.
Seni çok öpüyorum, canım benim.
İnan Kıraç
3 Haziran 1991
Suna ve İnan Kıraç'ın çabaları meyvesini verdi ve bugün koleksiyonda 350 civarında Çanakkale Seramiği bulunuyor.
Kütahya seramiklerinde ise 253 parçayı bulan seçme bir koleksiyon ortaya çıktı.
Bu koleksiyonlar aslında ailenin topluma dönük müzecilik hizmeti için çok önemli bir başlangıçtı.
Dikdörtgen planlı, tek hacimli, üzeri tonoz örtülü kilise genel görünümüyle Akdeniz mimarisinin tipik özelliklerini taşıyordu ve yapının içi ve cenneti simgeleyen tavanı mavinin değişik tonlarında kalem işi bezemelerle süslüydü. Kilise 1993-1995 yılları arasında Mimar Dr. M Sinan Genim tarafından aslına uygun olarak restore edildi.
Kilisenin bitişiğindeki Kaleçi'ne özgü klasik mimarisiyle Anltalya evi Aydın Doğan'a aitti.
Aydın Doğan'dan devraldıkları evi aslına uygun restore ettiren Kıraçlar, daha sonra burada Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü'nü açtı .
Müzenin hemen yanı başındaki yeni restore edilen bir başka tarihi yapı "Antalya Evi" olarak ziyaretçilere açtı.
Evdeki odalar, Antalya halkının geleneksel ve yaşam tarzını yansıtan bölümlere ayrıldı. Kaleiçi'nin tarihi evleri ses ve objelerle bu evde yaşatılıyor.
Antalya, sahip olduğu benzersiz kültürel mirasla Akdeniz medeniyetlerinin beşiğiydi.
Bir enstitü kurma fikrini Antalya'da kazı yapılan önemli merkezleri gezerek arkeologlar , tarihçiler ve bilim insanlarıyla tartışan Suna Kıraç , sonunda "yerel değil evrensel" şiarıyla Antalya yerine Akdeniz'e seslenmeyi amaçlayan ve bu nedenle adını bu şiardan alan Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü'nün (AKMED) kurulmasına karar verdi.
18 Mayıs 1996'da AKMED görkemli bir törenle hizmete girdi. Açılış günü, kütüphanesinde birkaç yüz kitap vardı.
Mevcut binaların ihtiyacı karşılayamaz hale gelmesi üzerine bir yandan da ek bina onarım ve restorasyon çalışmalarına devam edildi.
Ek binalar da hizmete sokulduğunda artık AKMED, dört bölümden oluşan zengin kütüphanesi, donanımlı bir konferans salonu, sergi salonu, ofislerden oluşan yeni binasına taşınmıştı.
Eski bina ve Aya yorgi Kilisesi ise kısa bir düzenleme çalışması ardından "Suna –İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi" adıyla 2000 yılında enstitü bünyesindeki özel müze statüsüyle kapılarını ziyaretçilere açtı. Müzenin açılışı sırasında Suna Kıraç'ın yol arkadaşı Sevgi gönül'dü. Müzenin düzenlenmesi ve objelerin seçimini birlikte yapmışlardı.
Bugün enstitünün 13 bin kitaplık ihtisas kütüphanesinden yüzlerce araştırmacı yararlanıyor; lisans, yüksek lisans ve doktora burslarıyla genç araştırmacılar teşvik ediliyor, yöredeki büyük kazı, araştırma, onarım projeleri destekleniyor.
Enstitü yayınları arkeoloji dünyasında tanınıyıor, aranıyor. Süreli yayın ADALYA, alanında ülkemizden yabancı indekslere giren ilk dergi oldu.
15 yıl aradan sonra Uluslararası Likya Sempozyumu başarıyla düzenlendi. Kıraçlar, AKMED aracılığıyla bölgede gerçekleştirilen kazı çalışmalarının sponsorluğunu da yapıyor.
Bugün AKMED 10 yıllık bir geçmişe sahip.
Bu 10 yılda enstitüde 65 konferans, 11 seminer, 6 panel, 1 yaz okulu, 3 uluslararası arkeoloji belgeselleri festivali, 55 film gösterimi, 4 konser, 30 sergi düzenlendi.
Ayrıca 75 kadar da lisans, yüksek lisans, doktora ve araştırma bursu verildi.
. . .
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|