Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Muhtar Kent Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ertuğrul Özkök Amerika'da Ziyaretime Geldi
20.11.2011
Okunma Sayısı : 7555
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ertuğrul Özkök Amerika'da Ziyaretime Geldi

Muhtar Kent

Sayın Ertuğrul Özkök    Amerika'ya ziyaretime geldi. sohbet ettik. Ona bilgler verdim. Coca Cola ile ilgili bilgileri paylaştım.

Söyleşimizle ilgili Sayın Özkök Hürriyet gazetesi için bir yazı hazırlamış.

Sizlerle paylaşıyorum...

.
.
Sayın Ertuğrul Özkök'ün yazısı

Amerikan kapitalizminin kozmik odası

Coca-Cola'nın gizli formülünün taşınacağını ilk kez bana anlatan Muhtar Kent markanın 125 yıllık arşivini de gezmemi sağladı.

O dar kapıdan içeri girerken, aklıma gençlik yıllarım geldi. Emperyalizm denince aklımıza iki marka gelirdi:

Coca-Cola ve IBM.

Anlayacağınız, 'Amerikan emperyalizminin arşivine' giriyordum.

Bana göre, burası Amerikan Dışişleri arşivinden daha eğlenceli bir yer...


Şimdi yazacağım haberi, bütün dünya Hürriyet'ten öğrenecek.

Coca-Cola Yönetim Kurulu son toplantısını 18-19 Ekim günlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Atlanta şehrindeki merkezinde yaptı. Bu toplantıda Yönetim Kurulu, Başkanı Muhtar Kent'e tarihi bir yetki verdi.

Bu kararla, Coca-Cola'nın bugüne kadar sır gibi saklanan gizli formülü, halen bulunduğu saklı Sun Trust Bankası'ndaki kasasından alınıp herkesin görebileceği bir yere taşınacak.

 
Taşınacağı yer de belli oldu.

Gizli formül, Atlanta şehrindeki World of Coca-Cola denilen Coca-Cola'nın eğlence parkının içine yaptırılacak bir kasaya nakledilecek.

Böylece her yıl orayı ziyaret eden 1 milyona yakın insan, bütün dünyanın merak ettiği bu formülün bulunduğu kasayı da görebilecek.

Coca-Cola'nın bu tarihi kararını, Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent, Atlanta'daki ofisinde bana açıkladı.

BUGÜNE KADAR BU ARŞİVE BAŞKA GAZETECİ GİRDİ Mİ


Muhtar Kent bana bir başka güzellik daha yaptı.

Coca-Cola'nın 125 yıllık arşivini açtı.

Orada üç saat kadar bir zaman geçirdim.

"Bugüne kadar bu arşive başka hiçbir gazeteci girdi mi" diye sordum.

Hem o hem de arşivin sorumlusu harika insan Phil Mooney "Hatırladığımız kadarıyla girmedi" cevabını verdi.

şirketin 125 yıllık arşivi genel merkezin birinci binasının alt katlarından birinde bulunuyor.

Bu yıl başlarında, Coca-Cola'nın internet sitesinde bu arşivin tanıtımı yapıldı.

Bir şirket arşivinde ne gibi ilginç bir şey olabilir diye sorabilirsiniz.

Coca-Cola'nın arşivi Amerikan pop kültürünün de tarihi.

AMAN ALLAHIM! EMPERYALİZMİN GİZLİ ARŞİVİNE GİRİYORUM


O dar kapıdan içeri girerken, aklıma gençlik yıllarım geliyor.

Emperyalizm denince aklımıza iki marka gelirdi. Coca-Cola ve IBM.

Anlayacağınız, 'Amerikan emperyalizminin arşivine' giriyordum.

Che Guevara   fotoğrafı görünce hâlâ heyecanlanan eski bir devrimci olarak, bu arşivde, üzerinde 'Turkey' yazan bir kutu görürseniz, heyecanlanmaz mısınız?

Tabii ki o kutuyu açtırdım ve içine baktım.

Ne mi gördüm?

Biraz sonra anlatacağım.

Ama önce girişten başlayalım.

Küçük kapıdan içeri girince karşınıza bir oda çıkıyor.

Etraf kırmızı Coca-Cola eşyalarıyla dolu.

Küçük oyuncaklar, plaketler, hediye dağıtılan eşyalar.

Sol taraftaysa uzun bir koridor uzanıyor.

Koridorun bir tarafındaki duvar, eşyalarla dolu.

Öteki taraftaysa onu dik kesen koridor şeklinde bölmeler var.

Bunlar elektronik bir sistem sayesinde açılıp kapanıyor.

KORİDORDA ANDY WARHOL'UN AYAK SESLERİNİ İŞİTİYORUM

 

Birinci koridorda, 1930'lu yıllara ait o çok sevdiğim kadınlı, çiçekli posterler, billboardlar, takvimler var.

Norman Rockwell'in   çizgileri modern Amerikan sanatının doğuşunu anlatan olağanüstü güzel tablolara dönüşmüş.

Bunların orijinalleri çekmecelerde ve saydam tabakalar arasında saklanıyor.

Bir tanesi, Muhtar Kent'in ofisinin duvarına asılmış.

Bir başka bölümde, 1930'lu ve 1940'lı yıllarda tüketicilere dağıtılan promosyon malzemeleri var.

Bunlar arasında özellikle tepsiler dikkatimi çekiyor.

Benim en sevdiğim bölüm 1950'li yıllara ait, rock kültürünün doğduğu yıllardaki kola reklamları. Marilyn Monroe'yu andıran harika güzel kadın çizimleri, pembe, göğüsleri fırlatan, göbeği açık bırakacak şekilde bağlanan gömlekler, dolgun kalçaları bonkörce teşhir eden kısa şortlar, uzun beyaz bacaklar, yüksek topuklu ayakkabılarla, West Side Story cinselliğini açan olağanüstü çizimler.

Tahmin edeceğiniz gibi o bölümde epey zaman geçirdim.

Bu bölümleri gezerken sanki Andy Warhol'un ayak seslerini işittim.

NAZİ ALMANYASI'NDAKİ COLA STRATEJİSİ NEYDİ ONU ARADIM


En çok dikkatimi çeken bölümlerden biri 2. Dünya Savaşı yıllarının Coca-Cola reklamları oldu.

Bol bol Coca-Cola içen Amerikan askerini gösteren bu reklam çizimleri, şirketin, milli duyguları pazarlama dinamizmine çevirme dehasını da anlatıyordu.

Tabii konu savaş yıllarına gelince, arşivde Nazi Almanyası'na ait bir şeyler var mı diye merak ettim.

 
Coca-Cola, Alman pazarına 1930'lu yıllarda girmiş.

Bu demek ki, ıkinci Dünya Savaşı sırasında orada Coca-Cola markası varmış.

Acaba o yıllarda Almanya'daki reklam stratejileri ne olmuş?

Arşivde bu konuda bir belge veya obje yok.

Savaş yıllarında kola ekstresi gönderilemediği için üretim aksamış olabilir.

Coca-Cola tarihinin önemli yıllarından biri, günde 6 milyon şişe kolanın satıldığı yılmış.

Bunun için özel bir billboard hazırlanmış.

John Pemberton   kolanın formülünü bulduğu ilk yıl, günde sadece dokuz şişe satıyormuş.

Bugün bütün dünyada, her gün 1.7 milyar şişe Coca-Cola satıldığını düşünürseniz, küçük bir Amerikan şehrinin eczanesinde başlayan serüvenin bugün nereye geldiğini anlarsınız.

RAFTAKİ FENDER GİTAR KILIFI ERIC CLAPTON'IN MI 


Koridorun birinin sonundaki rafların en üstünde bir gitar kılıfı görüyorum.

"Bu bir Fender kılıfı olmalı" diyorum. 

Phil Mooney  şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıyor.

Merdivenle çıkıp kılıfı indiriyoruz.

Gerçekten bir Fender gitar kılıfı. Merakla açıyoruz... ıçi boş.

"Niye burada" diye soruyorum.

Orada bulunan 100 binden fazla objeyi tek tek bilen Mooney biraz düşünüyor ve şu cevabı veriyor:

"Kesin bilmiyorum. Ama Coca-Cola bir ara Eric Clapton'la çalışmıştı. Muhtemelen onun gitarının kılıfı olabilir."

Clapton arkadaşlarına gitar hediye etmeyi seven bir gitarist.

Onun gitarı olabilir.

Kılıfı orada ama gitar nerede bilmiyorum.

Müzikten açılmışken, raflardan birinde gördüğüm küçük bir 45'lik pikabı da anlatmalıyım.

Pikabın yanında 6-7 tane 45'lik plak vardı.

 
Cihaz hâlâ çalışıyordu. The Supremes'in kola için yaptığı bir cingılı keyifle dinliyoruz.

Ray Charles  da kola için bir plak yapmış.

GELİYORUZ TÜRKİYE KUTUSUNDAN ÇIKAN İKİ İLGİNÇ FOTOĞRAFA


Arşivin bir bölümü ülkelere ayrılmış.

Üzerinde 'Turkey' yazan kutuyu merakla açıyoruz. İçinden bazı fotoğraflar ve iki fotoğraf albümü çıkıyor.

Fotoğraflar, Türkiye'nin 1950'li yıllardaki halini gösteren fotoğraflar.

Mesela kalenin üst tarafındaki sırtlardan çekilmiş bir Bodrum fotoğrafı dikkatimi çekiyor.

O sırtlar bomboş.

Kutudan bizi şaşırtan iki fotoğraf çıkıyor. Atatürk'ün iki fotoğrafı.

Biri Duatepe'de çekilmiş. Öteki portre.

Albümlerin biri Coca-Cola'nın istanbul'daki fabrikasının açılışında çekilmiş.

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel eşi Nazmiye Hanım'la fabrikayı geziyor.

Yöneticiler bundan bir kopya yaptırıp Demirel'e göndermeye karar veriyor.

ABD DIŞİŞLERİ ARŞİVİNDEN DAHA İLGİNÇ


Arşivi gezerken Coca-Cola'nın pazarlama dehasını ve modernizmini görüyorsunuz.

Toplumun her kesimine seslenebilmek için müthiş yaygın bir profille çalışmışlar.

Mesela 'Mavi formalı polisler de Coca-Cola içer' diye reklamları var.

Burada bulunan 100 bin objeye baktığınız zaman açıkça görüyorsunuz ki, Coca-Cola Amerikan pop kültürünün hem büyük bir parçası hem de o kültürü yönlendiren objesi.

Arşivden ayrılırken şunu düşünüyorum.

Amerikalı sosyologlar bu arşivde niye bir çalışma yapmamış. insan orada üç ay geçirse olağanüstü bir kitap yazabilir.

Mesela bana göre, burası Amerikan Dışişleri arşivinden daha eğlenceli bir yer...

Umarım birilerinin aklına gelir ve çalışır.

.


Muhtar Kent

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org