Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

İBRAHİM KEFELİ Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

İBRAHİM KEFELİ Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı
21.12.2006
Okunma Sayısı : 14688
Oy Sayısı : 12
Değerlendirme : 4
Popülarite : 4,32
Verdiğiniz Puan :
 

 

İBRAHİM KEFELİ Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı
.
.

.
Türkiye'de Resimli Kredi Kartı, Migros Kart, Taraftar Kartı, Telefon Bankacılığı gibi bir çok ilklere damgasını vuran dostum duayen bankacı Bülent Şenver ile yaptığımız zevkli bir televizyon programını sizlerle paylaşmak istedim.

.
.

İbrahim Kefeli "Bülent Şenver'in Odası" televizyon programını izlemek isterseniz, hızlı internet bağlantınız varsa, bilgisayarınızın sesini açıp,
lütfen yandaki ikonu tıklayın.  tıklayın izleyin 
.
.
.

.

İBRAHİM KEFELİ Bülent Şenver'in Odası Televizyon Programı Deşifresi

.
.
.
İbrahim Kefeli (İK)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Bülent Şenver'in odasına hoşgeldiniz.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın İbrahim Kefeli hoş geldiniz.

İK:Hoşbulduk Bülent bey.

BŞ: Biz sizi Bisse gömlek markası ile biliyoruz .Sizin bu konuda marka yaratma konusunda  Türkiye'de önemli çalışmalarınız oldu.Marka yaratmak kolay iş değil.Herkes belki merak ediyor İbrahim Kefeli Bisse gömlekleri

İK:Artık Bisse gömlekleri demiyoruz.

BŞ:Bisse markası ama içinde

İK:Her şey oldu artık.

BŞ:Her şey oldu artık dimi.

İK:Evet bir erkek için gerekli olan her şey var. Bisse standartlarında.

BŞ: Erkek için giymek gerekli için her şey var değilmi yoksa

İK:Evet giymek için çok güzel düzelttiniz.

BŞ: Gençlerimiz merak ediyordur İbrahim Kefeli iş hayatına nasıl başladı.Önüne muhakkak bir çok  zorluklar çıkmıştır, bu zorlukları nasıl yendi, nasıl üstesinden geldi,.Bize böyle kendi hayatınızda geriye doğru baktığınızda iş hayatına nasıl başladınız ilk karşılaştığınız zorluklar nelerdi bunları paylaşabilir misiniz.

İK: Şimdi ben iki şeye çok inanırım.Bir kadere inanırım ama kaderci değilimdir.Yani kaderci değilimi açmak isterim her şeyi kadercilikle bırakıyım kendi yoluna gitsin değil ama bazı olaylardan sonra buna kader diyebiliyorum, kadere çok inanıyorum.

İkincisi şans faktörü çok önemli bir konudur.Benim şu anda yapmakta olduğum icra etmekte olduğum mesleğime başlamam bir kader diye düşünüyorum ben çünkü liseden ayrılmıştım ve kendime bir iş kurma düşüncem vardı ama o işi kurmak içinde daha çok genç yaşlardaydım,bir mesleği öğrenmem gerekiyordu benim o zamanlar bana 100 tane meslek ismi düşündüğün 100 tane meslek ismi yaz deselerdi gömlekcilik mesleği gelmezdi aklıma .

Çok büyük bir tesadüf eseri böyle bir meslekle tanıştım ve bu tanışma sırasında benim yapmış olduğum oradaki bir espiri peşinden gelen olaylar bir anda benim o atölyeye atölye şefi olamam teklifini getirdi bana mesleğe girişim böyle oldu.Şimdi 16-17 yaşındaki bir gencinde sen işte buraya şef ol diye bir teklifle karşılaşması farklı bir şey yani.

BŞ:Önemli bir görev oldu.

İK: Önemli bir görev.Ama bu mesleği tam da benimsemiş değilim yalnız hiç unutmuyorum bilmiyorum hala duruyor mu?

Fitaş sineması vardı dünya sinemaları vardı fitaş sinemasında bir film izliyorum filmin bir yerinde ki o meşhur 5 dakika ara verilmişti.Filmin bir yerinde 5 dakika ara verilmişti ikinci bölümünde bir yerinde birden bire yayın durdu o zaman şöyle bir şey denilir hey makinist uyuma hatırlarsınız film durdu bir radyo yayını girdi hoparlörlerden duymaya başladık aya ayak basan ilk insanın aya ayak basışını naklen yayınlıyorlardı .

BŞ:Evet naklen yayın.

İK:Evet  NASA'dan yayınlıyorlardı onu dinlemiştim orada bir cümle beni çok etkiledi ve mesleğe daha sıkı bağlanmama sebeb oldu .

Neil Armstrong'un ve diğer astronotların üstlerindeki kıyafetlerin dizaynını filanca kişi yapmıştır kumaşlar işte Kanada'da şu firma tarafından üretilmiştir ve bunların dikiminide dikilir hale gelmesinide filanca firma sağlamıştır dediği zaman benim aklım bir anda bu giyim sektörünü önemli bir sektör olduğu şeklinde aklım bir taraflara gitti orada benimsedim.

BŞ: Radyoyu dinlerken birden bire aklınız işe gitti.

İK:Dedimki bu mesleği fazla küçümseme bu önemli benim mesleğe öyle daha sıkı sarılmamı sağladı.

BŞ: Burada ilginç şefken patron oldunuz.

İK:Tabii benim idealim belli idi hedefim belli idi.

BŞ:Başka kapılar mı açıldı sizi patron yapan

İK: Mesleğin inceliklerini öğrendim ben ve mesleğin işletmecilik yönünü öğrendim.Askerliğimi yaptım geldim bir süre daha aynı konumda devam ettim.Sonra kendi işimi kurdum 1976 yılında bu sene 30. yılımızı kutluyoruz.

BŞ:Maşallah 30 yıl bitti

İK: Çok dolu dolu bir 30 yıl bitti.Mesleğe işletmeci olarak girerken ilk atölyemi kurduğum zaman  bir idealim vardı benim.

BŞ:Evet neydi o iedal.

İK:Neydi o idealim bu ülkede yapılamayan şeyleri yapmak.Çok üst bir kaliteyi yakalamak ama benim görebildiğim fazla bir şeyler yoktu.O zamanlar yurt dışına çıkış imkanı çok zordu. Ben öncelikle Türkiye'de yapılan üretilen gömlekleri inceliyerek bunların üstüne nasıl çıkarım düşündüm.Daha sonra benim ilk yurtdışı seyahatim Paris'e dir 1978 de.

Ve o seyahatte bende marka bilincide doğmuştur.Ve dolayısıyla da 80 yılından itibaren biz kendi markamızla üretim yapmak yoluna gittik.Şimdi kadere inanmamdan bahsettim bir mesleğe girişim bir tesadüftür kaderdir.Burada idealler koyup işin peşinden gitmek o herhalde  yetenek kısmınamı giriyor artık bilemiyorum kapasite kısmınamı giriyor.

BŞ:Birde görüş herhalde değil mi .Başkası bu bahsettimiş olduğunuz radyo naklen yayını aya inme Armstrong yayınını dinlerken herhalde başka şeyler düşünerek dinlemiştir.Ama siz oradan bir şey kaptınız iş ile ilgili

İK:Bir anda başka yerlere gittim ben.İki şeyden bahsetmiştim bir şans faktörü ikincisi kader demiştim.Şans faktörü önemlidir bakın ben bir şeyleri hep üçüncüsünde yakalamışımdır.Birinci hamle, ikinci hamle değil hep üçüncü hamle

BŞ:Birinci hamlede başarısız olabildiniz,ikinci hamlede

İK: Ulaşamadığım olmuştur.

BŞ:Ulaşamadınız.Üçüncüde ulaştınız.

İK: Mesela ben 72 yılında 73 yılında düşündüm iş kurmayı 73 yılında Kıbrıs harekatı oldu Kıbrıs harekatından sonra bir takım sıkıntılar yaşandı Türkiye'de ambargolar, amborgalar dönemi yaşandı.Bu arada terör çok üst düzeydeydi, anarji şehirde o zaman ki tabiriyle kol geziyordu.İstediğim ortamı bulmaya çalışıyordum  ve 1974 de  ikinci denememdede  bir takım olumsuzluklar yaşandı.Artık üçüncü denememde 1976 da dedimki tamamdır ben buna atlıyorum.

BŞ:Bu Bisse markayı nasıl buldunuz.

İK: Bisse markası oraya gelicem müsade ederseniz.1976 da ben işimi kurduğum zaman 1972 yada 1974 de harekete geçmiştim bir sermaye sahibi değildim.Ama çok güzel bir şey yakalamıştım ben o zaman makine satıcıları vardı .Makinalar konfeksiyon için gerekli olan alet edavat satan firmalar vardı onlar bana şunu söylüyorlardı sen atölye kurucağın zaman gel ne lazımsa al götür .

BŞ.Bize para ödeme makineleri al götür.

İK:Al götür.Böyle bir kredi sağlamıştım 76 yılında ani bir kararla artık geç kalıyorum diye adeta kendimi aşağıya attım köprüden .Makinacı bir firma vardı ona gittiğim zaman bana şunu söyledi ne gerekiyorsa al götür zaman içerisinde değiştirebilirsin , zaman içinde ilave yapabilirsin.

BŞ:Ve kazandıkçamı ödersin dedi.

İK: Evet peki nasıl öderiz dediğim zaman senetleri nasıl yaparız dediğim zaman bana söyledikleri şuydu hayır senede falan gerek yok sen personelinin haftalığını dağıtırsın sonra kalan paradan bize de pay çıkarırısın.

BŞ:Gönlünden ne kopuyorsa dedi.

İK:Gibi aşağı yukarı.

BŞ:Şimdi öyle makine satıcıları var mı acaba?

İK:Onsan sonra bilemiyorum yoktur herhalde.Bunun yanında diğer malzemeler vardır işte gömlek üretiminde kullanılan bunlar hepsi sermaye gerektiren şeyler .

BŞ:Kumaş değil mi kumaş alıcaksınız.

İK:O zaman fason çalışıyorum ben kumaş yokta tela lazım düğme lazım iplik lazım toplu iğne birebir şeydir lazım .

Herkes aynı şeyi söyledi bana hatta o zaman yaka astarı yaka telası satan bir firma vardı o kendisi firmanın sahibi ki o güne kadar tanımamıştım geldi bana ziyarete geldi hayırlı olsun dedi bana birde ufak hediye getirdi ve bana şunu söyledi biz sizi biliyoruz siz başarılı olucak bir insansınız parasal sıkıntınız olursa bana açın .Tabii bunlar insana çok moral veren şeyler.

BŞ:Çevreden gelen bir destek.

İK:İnanılmaz bir destek inanılmaz bir moral.

BŞ:Şunu fark ettiniz herhalde herkeze o  dönemde çevrenizdeki diğerlerine bu desteği vermiyo olabilirler .Demekki size güvendiler, size inandılar, ve sizde bir istikbal gördüler.

İK:Ben demekki burada etrafıma fevkalade bir güven telkin etmişim, artı bu çocuk bu işi başarır diye herkes  inanmış.

Ve ben atölyemi açtığım zaman bir yerlerde beni tanıyan benim mahiyetimde çalışmış fakat son çalıştığım yerde değil başka bir yerlerde çalışan insanlar duydular ve baktım ki geldi burada başlıyacağım işe dediler hepsi.

BŞ:Sizi bildikleri için.

İK: Bir anda baktım herkes bana iş yaptırmak istiyor.

BŞ:Helva yapmak için hemen hemen her şey etrafınızda varmış.

İK:Un kendiliğinden ortaya kondu yağ kondu tabii bunlar gökten inmedi ama geçmişteki yaratmış olduğumuz bir şey var demekki dediğim gibi bir itibar bir kredi şeker var un var yağ var birileri kepçeyide verdi elime tavayıda verdi elime helva yap diye başıma durdu diyebilirim.

BŞ:Herhalde o dönemlerde çok çalışmışsınızdır değil mi? Mesela gün 8 saat dir ama siz hiç 8 saat çalışmadınız.

İK: Şimdi benim şöyle bir şeyim vardı saat menfumun dışında ben çok özverili çalışırdım Bakın benim o zamanki çalıştığım atölyenin sahipleri Rum kökenli iki arkadaş olmuştuk sonra tabii  bekardım evlilerdi eğlenceye giderdik beni evlerine götürürlerdi şeyden sonra şimdi Yunanistan da lar o kişiler.

Hiç unutmuyorum bu gençlere bir örnektir örnek olsun bir gün bir arkadaşım ban dedi ki sen dedi niye kendini paralıyorsun bu elin keferesini zengin etmeye çalışıyorsun

BŞ:Çok ilginç

İK:Dediği zaman ben kendisine çok sert tepki gösterdim tabii .Şimdi çok enteresan bir şey söyliyeceğim benim iş hayatıma atılırken o kişilerin çok büyük katkısı oldu bana

BŞ:Sizi desteklediler mi?

İK: Fevkalade desteklediler artı benim gelişmemi sağladılar.

BŞ:Size işi öğrettiler.

İK: Çok şey öğrettiler.Bana çok şey öğrettiler bir kere işin etiğini biliyorlar, etiğine sahipti onlar.

BŞ:Biraz onu açıklarmısınız İbrahim bey işin etiği ne demek?

İK: Şimdi burada biraz fazla uzatmış olduk fakat.

BŞ: Ama önemli mesajlar veriyorsunuz bence çok önemli şeyler söylüyorsunuz.İşin etiği.

İK:Bir şey söyliyeceğim bu belki bazı kişilere çok sert gelebilir ama bana o gün o şeyi söyleyen kişi  ki benden birkaç yaş 2-3 yaş da büyüktü .

Geçenlerde fabrikaya gittim bir kişi dikkatimi çekerdi bana sanki bir yerden tanıdık gelirdi bana hatırımı sordu kişi ben hatırlamadınız değil mi dedi dedim hatırlamadım ben filancayım dedi .

Bana  o zaman o lafı söyleyen kişi ben o zaman ona şunu söylemiştim sen işini gerektiği gibi yap ben işimi gerektiği gibi yaparım. Onu da ben kazanacağım.

BŞ:O zaman o siz gördüğünde sizin patronlarınıza karşı saygılı çok çalıştığınızı ve o şirkete emek verdiğinizi maaşlı bir insan olarak emek verdiğinizi gördüğü zaman şaşırmıştı demiştiki niye bu insanlara bu kadar kendinizi veriyorsunuz demişti.Sizde ona demiştiniz ki sen kendi işine bak ben kendi işime bakıyım çünkü.

İK:Hayır sen kendi işine bak da demedim kendini işine vereceksin işini en iyi şekilde yap
Sana döner demiştim.

BŞ:Uzun vadede sana döner .

İK:Evet 21, 22 yaşımda falan söylemişimdir bunu . Bu kişi benim o sözü hemen aklıma geldi tabii bir şey demedim ama kendisi söyledi bana .

BŞ: Ve o gördüğünüz zaman aradan yıllar geçtikten sonra o bir şirkette hala maaşlı olarak çalışan bir kişimiydi.

İK:Evet ve dedimki ne kadar zamandır bizle çalıştığını sorduğum zaman 6 senedir çalışıyorum dedimki 6 senedir seni birine benzetiyorum ama çıkaramadım sen hiç benimle göz göze gelmemeye çalıştın dediki ben dedi bir zamanlar böyle demiştim size sizde bana nasihat etmiştiniz öğüt vermiştiniz dedi.

BŞ:Ne kadar güzel.

İK:Bu çok önemlidir.Gençlere benim her zaman söyliyeceğim bir şey vardır.İşiniz ne olursa olsun en iyi şekilde yapmaya çalışın.Benimsemediğiniz bir iş olabilir belki daha sonra değiştireceksiniz ama o işi yaptığınız sürece onu en iyi şekilde yapın.Dünyanın en kötü mesleklerinde bile işini benimseyerek bir yere gelen insanlar vardır.Yani toplum içinde hakir görülen meslekler vardır .

BŞ:İşinizi önemseyin küçük iş basit iş diye bir şey yok.

İK:Önemsemediğiniz işi gençlere şunu söylemek istiyorum .Önemsemediğiniz işi yapmayın veyahutta yapmak zorunda olduğunuz işi önemseyerek yapın ki kendinizde önemli olun.

BŞ:Birde biraz önce bir şeyden bahsettiniz onu tam açıklamadık.Bu dediniz iş etiği diye bir kelime sarf ettik hani işin etiğini biliyordu sizin patronlarınız .

BŞ:Şimdi ben her zaman için iş etiğini ön planda tuttum.Şu anda ben yalnız gençlere öğütlemiyorum .Benim firmamda iş etiğine ters düşücek hiçbir eylemin ortaya konmasına imkan vermem.Bence etik önemlidir.

BŞ:Bir de onu iş etiğinden ne anlıyoruz yani herkes başka bir şey anlıyor iş etiği iş etiği ne anlamak gerekir .

İK:İş etiğini daha net şöyle anlatıyım.Ben şunu şöyle tanımlarım.Ben bir işten bir menfaat sağlıyacaksam  tabiki bir ticari kuruluşun amacı öncelikle karlılık elde etmektir.

Hatta rekabet ortamında rakiplerini geride bırakmak çabasıdır.Ama başkasına zarar vererek veya başkasının menfaatini ele alarak menfaatini ortadan kaldırarak kendine menfaat sağlıyorsan o etik değildir.Hep zannedilirki ben bu kişinin omuzlarına basarsam ben yükselirim.

Sen o kişinin omuzlarına bastığın zaman sen o kişinin üstünde duruyorsun o eğildiği zaman sen yere düşersin.Sen onun omuzlarına basmadan başka yollardan onun daha üst seviyesine çıkmaya çalış.Bu çok önemlidir ama maalesef Türkiye'de iş etiği dediğimiz zaman epeyi bir zaaf var. Bu çok uzun bir konu.

BŞ:Bir de ben size şunu sormak istiyorum sizin rahmetliyi analım hep birlikte Türkiye'nin hakketten sevdiği beğendiği başarılı olmuş gayet mütevazi , insanlara her zaman iyi davranmış olan rahmetli Sakıp Sabancı .

Sakıp Sabancı ilede sizin çok özel bir  ilişkiniz vardı ben hatta hatırlarım Sakıp Sabancı bey gazete reklamlarında sizin gömleğinizi giyip Bisse diye altında yazardı ve bende merak ederdim Sakıp bey kimse'ye böyle bir şey yapmaz derdim nasıl oldu İbrahim Kefeli bey'e bunu yaptı .

İK:Şimdi o benim yaşamımdaki çok önemli bir kilometre taşıdır.Hangi açıdan diyecek olursanız bir kere Sakıp Sabancı'yı anlatmak isterim ben  biraz ama ban göstermiş olduğu bu ilgi alaka teveccü beni son derece morallendirmiş ve mutlu etmiştir.

Dediğiniz gibi kendi firmaları dahil hiçbir firmanın reklamında görülmemiştir.Ve bilirmisiniz kendisi vesile olmuştur böyle  bir şeye .

BŞ:Öylemi o mu söyledi size.

İK:Bizim gecelerimizde bizim devamlı sunuculuğumuzu Halit Kıvanç bey yapar onu bir şekilde sahneye çıkarırdı podyuma çıkarırdı bir jest olurdu bizim için bir açılış sırasında Sakıp bey ile yan yana dururken ki çok iyi bir dialog gelişmişti aramızda bir gazeteci genç İbrahim bey Sakıp bey'i reklamlara ne zaman çıkarıcaksınız dedi

Sakıp bey dönüp baktı bana anlamlı bir şekilde ve o akşam bir telefon görüşmesi yaptık bana dediki o çocuğun sözü dedi sende bir şey yaratımı dedi dedimki çok şey yarattı o zaman yapalım bir şey dedi .Sakıp bey ile benim aramdaki dioloğun bu kadar iyi olmasının sebebi farklı bir dialog vardı bizim aramızda biz iş konuşmazdık fazla onunla.

BŞ:Birlikte tatillerede giderdiniz değil mi?

İK:Onu şöyle bir kaba taslak hesap ettim net 22 tane tatil çıkarttım ve en son rahmetlinin en son tatilini yine beraber yapmıştık fazla da insan yoktu .

Türkiye'nin çok büyük medya firmasının sahibi , gene çok yakın müşterek dostumuz olan çok değerli bir iş adamı, bir dost daha vardı Antalya'da tatil yapmıştık 3 günlük bir tatil yapmıştık çok güzel bir tatil olmuştu.

Sakıp bey  iş adamıydı başarılı bir iş adamı Sakıp bey bir nederler dervişti diyelim veyahutta bir halk adamıydı ama hepsinin ötesinde ben Sakıp bey'in insanlık tarafını ortaya koymak istiyorum hani evliya derler ya evliya'nın tanımını onda buluyordum ben bir laf vardır Türkiye'de kendim için bir şey istiyorsam namerttim diye ben bunu kimse ile ölçüştüremedim ama Sakıp bey ile birebir ölçüştü.

BŞ:Çok doğru çok doğru.

İK: Sakıp bey Türkiye ve Türk insanı için her şeyini verebilecek bir insandı.Ve Sakıp bey için para kazanmak amaçtı.Pardon para kazanmak araçtı.

Özür dilerim değiştiriyorum.Amaç ise bir şeyler vermekti bu topluma Türk toplumuna, Türk insanına,

Türkiye Cumhuriyetine insanlığa bir şey vermekti, bir şeyler başarmaktı,.

Zaten bizim frekansımızın çatışmasının birleşmesinin nedeni de bir gün sohbetimiz sırasında bana şöyle bir şey söyledi amacın dedi ne kadar para kazanmak dedi  yani dedi amacın nedir  o zaman ben şöyle bir şey söyledim dedim ki efendim para kazanmak benim için amaç değil dedim para kazanmak yapmak istediğim şeyleri yapmak için bir araçtır.İşte bu kadar dedi arkadaşım dedi.

Hayat görüşümüz üst üste örtüşüyordu .Şu anda Türkiye bir iş adamını kaybetmedi Türk halkı sözcüsünü kaybetti .

BŞ:Çok doğru söylüyorsunuz bende lafa hep şundan girmek istiyorum.Hem rahmetli ile ilişkili bende onu sizin gibi tanıdım ve Tüsiad toplantılarında çok konuştuk kendisi ile ve hakkatten bir çok konuda da bana moral verdi bana destek olmuştu.Üçümüzü ilgilendiren bir konu var rahmetlinin anısına.

İK:Ben müsaade edersen onu anlatıyım mı?Şimdi benim aklıma geldi aslında.

BŞ:Ama benim kısmımı anlatıyım sizin kısmınızı size geçiyim çünkü benim evde olan bir şeyler vardı o benim evde neler olduğunu anlatıyım.

Bir gün telefon çaldı baktım gece akşam karanlık ve bana anlattınız Amerika'ya gidiyorum dediniz Amerika'da dediniz Sakıp bey'i hastanesinde ziyaret ediceğim bayağı bir sohbet yaptık biz sohbetten sonra telefonu iyi geceler deyip ben size hayırlı yolculuklar diledikten sonra baktım benim sokak kapı evimizin sokak kapısı kapandı .

Dedim bu saatte ne oldu baktım benim kızım küçük kızım Nil sen bu saatte nereye çıktın baktım elinde bir avuç toprak odaya geldi baba dedi ben telefon konuşmanızı duydum dedi İbrahim amca gidiyormuş dedi

Sakıp amcaya ben gazetede okumuştum dedi Türk toprağını özledim diye bir şey okumuştum dedi acaba dedi bu bahçeden aldığım toprağı İbrahim amcaya götürüp verirsen o Amerika da ki hastaneye götürüp Sakıp bey'e verebilir mi dedi ve ondan sonra ben sizi telefonla tekrar aradım ondan sonra siz buyrun devam edin.

İK: Tabi şimdi gittim Amerika'ya yanına ameliyatından sonra su böreği çok severdi kendisine sorduğum zaman ne getiriyim size bana gazete getirin demişti ben son gün ne kadar gazete çıkıyorsa onları aldım birkaç günlük gazeteleride biriktirdim bayağı bir gazete şeyi paketi yaptım,

valizi doldurdum epeyi bir şeyle su böreği götürdüm Türkiye'den  orada bir dostum vardı Amerika'da ailesi ile yaşıyordu onun sevdiği yemekleri oradan getirtmiştim yani gittiğim zaman kendi hediyelerimi götürdüm su böreği götürmüştüm ve dedim Bülent Şenver bey'in size bir hediyesi var.Buyrun dedim baktı bir anlam veremedi buyrun açın dedim

BŞ:Mektupta ben içine yazdırtmıştım.

İK: Biraz böyle elleride pek hakim değildi ağır bir ameliyat geçirmişti.

BŞ.Çünkü o şeffaz bir naylon  torbanın içinde zımbalanmış bir şekildeydi.

İK:Ve kokladı o toprağı eline aldı elinde ovuşturdu tekrar koydu ban şöyle döndü ve şunu söyledi hiç unutmuyorum işte dedi adamlar vardır dedi derindir dedi arkadaşımız dedi bana vatan toprağı gönderiyor dedi ve sonra sizi telefonla aradı değil mi?

BŞ:Aradı evet bir mektupta yazdı teşekkür etti.Ben onun anısına burada ben size açıklamış oluyum ve o zaman ona demiştim ki Sakıp bey döndüğünüzde ben bir kitap hazırlıyorum kitabımın adı gençlere mektup olucak sizinde bir mektubunuzu oraya gençlere koymak isterim banada mektubunda tabii yaparım demişti gayet sevecen ve yardımsever davranışıyla ama takdir edersiniz dedi şu an müsait değilim hastanedeyim bu dönüşümde müsait bir zamanımda bunu yapalım demişti ve gençlere hitaben gençlere mektup isimli kitabımda ben onun anısına olsun istedim

İK:İşte maalesef ben o kitaba giremedim ama kabahat bende .Şimdi rahmetli bir rahmetle analım Türkiye'de bir Sakıp Sabancı ne zaman gelir bilemiyorum ama keşke bir tane daha Sakıp Sabancı gelse çünkü dediğim gibi halk için halkın bir sözcüsüydü şu anda halkın bir sözcüsü yok.

Pozitif her şeyi destekleyen bir insandı bakın kendisinin bir siyasete bakış açısı vardı ama ona ters gelen felsefesedeki siyasi partide iktidara geldiği zaman çıkardı derdiki milletimiz bunları seçmiştir arkalarında durucağız destekliyeceğiz.

Çok benimsediği ile benimsemediğine de aynı desteği verirdi aynı eleştiriyi yapardı Allah rahmet eylesin.

BŞ:Allah rahmet eylesin diyorum herkes keşke onun gibi olsa.

İK:Allah bir Sakıp Sabancı daha nasip etsin bu ülkeye.

BŞ:Amin

İK:Biz tekrar rahmetliyi andıktan sonra kendi şeyimize dönersek başta bir soru sordunuz veya cümle sarfettiniz marka yaratmak.

BŞ:Markanız ve Bisse

İK:Marka hep bana sorarlar marka önemlimi efendim.Ben derim marka önemli tüketici için önemli ülke için de önemli.marka niye önemli marka yaratmak çok zor bir şey .

BŞ:Tabii marka yaratmak sadece bir logo değil değil mi?

İK: Şans faktörünüz iyi çalışıcak, yetenekli olucaksınız, sabırlı olucaksınız, azimli olucaksınız ve çok fedakarlık yapıcaksınız  kazancınızdan çok şey vericeksiniz .Bazı dönemleri kazanmadan hatta içeri girerek zarar ederek geçirmeyi göze alıcaksınız.

BŞ:Uzun vadeli yatırımlar.

İK:Fevkalade bir strateji belirliyceksiniz ve hiç sapmıycaksınız prensiplerinizden hiç ödün vermiyceksiniz marka böyle olunur.Ama markayı kaybetmek kolaydır.Yani iki hatayla üç hatayla marka imajını kaybedebilir.

BŞ: Türkiye'de yaratmış durumdasınız.

İK:Ben o konuda çok çaba sarfettim burada tevazuya gerek yok ben Türkiye'de çok önemli şeyler başardığımı o bağlamda başardığımı düşünüyorum.Ş

imdi bir ideal uğruna çıkıyorsunuz yola ben Türkiye'de en iyiyi yaratmak en iyiyi üretmek prensibi ile çıktım sonra bir marka yaratıyım.Marka nedir bunu ben Paris'de anladım.Nasıl anladım çok zor imkanlarla Paris'e gitmiştim.

Tek başıma gitmiştim okuldan çat pat Fransızçam vardı İngilizcem çat pat dı Şanzelize diye bir yere götürdüler beni Şanzelizenin arka sokaklarında bir yerde indirdi taxi orada mağazalar vardı şöyle bir baktım mağazalara işte 15 Frank'a 13 Frank'a en fazla 20 Frank'a gömlekler satılıyordu o zaman medeni cesaretimizde fazla değil içeri girip şöyle bakıyordum ama üstümüze bir geldiği zaman dışarı çıkıyorduk.

Bir şeyi fark etmiştim ben bunlardan çok iyiyim diyordum.

BŞ:Ama niye onlar gibi marka omluyum.

İK: Sonra şey yaparken meşhur Şanzelize burasımı diye şey yaparken küçümsemiştim orasını bana çok abartmışlardı sonra bir pasajın kapısına geldim pasajı gezdim pasajda farklı şeyler vardı sonra pasajdan öbür tarafa çıktığım zaman esas Şanzelizeye o zaman çıktım.

BŞ:Ve pahalı pahalı dükkanlar.

İK:Evet sonra baktım orada belli isimler var orada 10 euroya 15 frank'a satılan.

BŞ:Evet bunun 20 katımı 30 katımı oluyor  birden bire.

İK: 10 katı oluyor.Orada 150 Frank

BŞ:Ve hep derlerki İbrahim bey ürün başka bir şeydir ürün başkadır marka başka bir şeydir.Ürün kullanılır derler yani ürün kullanmak içindir ama marka kullanmak için değil yaşamak içindir derler .Markayla yaşarsın.

İK:Yaşamak için ve yaşatmak için.Şimdi müsaade edermisiniz bunu bir tamamlıyım.

Orada çok pahalı ürünleri görünce baktım aynı isimler , aralarındaki kalite farkı belki o kadar da değil , o aradaki fiat farkı kadar değil o zaman dedimki burada bilinen 3 tane Fransız markası var zaten Türkiye'de başka marka bilinmiyor.

Onlar o arada çok pahalı dedimki  bu marka oğlum İbrahim sen bu yolu takip et.Bunun için ne yapmak lazım.

BŞ.Ve Bisse de oradan.

İK:Bakın Bisse'nin çıkışıda farklıdır.1980 yılının sonunda ikinci yarısında Kefeli markasıyla çıktık ortaya fakat bir vatandaşımız geldi soyadı Kefeli olan bir vatandaşımız  oda bizim sektörde iş yapıyor tuhafiye konfeksiyon  mağazası var Kefeli mağazasının ismi soyadı kefeli

çünkü  ve tescil ettirmiş bize kullandırtmadı biz de o zaman birazda aceleye getirerek işte yabancı olmasın taklit olmasın derken isimlerin baş harflerinden bir şey çıkarttık biz .S

onra o kişi bize Hasan Kefeliydi ismi o bey'in geldi dediki biz yanlış yaptık nereden bilelim siz bu kadar başarılı olucaksınız alın kullanın dedi.

Kefeli ismi bizde ama koyamadık önüne koyamadım ama dedim idealimdir Allah ömür verirse sağlık verirse işlerimi yoluna koyduktan rutine döndükten sonra Kefeli ile egolarımı tatmin ediceğim .

BŞ:Evet bir başka marka ikinci marka.

İK:Yeni hedef  koyucağım.

BŞ:Yeni bir marka yeni bir hedef.

İK: Şimdi marka tüketici için endir.Marka tüketici için kefildir.

Ürünün kefaletidir.Niye bir kravat aldığınız zaman bir ceket aldığınız zaman o ürünün arkasında bir kefalet var bir marka var. B

en bu üründe bir hatam varsa ben bunu geri almalıyım ve vatandaştan özür dileyerek almalıyım.

Niye bu ceketin değeri benim markama gelecek ufak bir çizik ten çiziğin yanında hiçbir şey değil.

BŞ:İsminiz önemli.

İK:İsim önemlidir.Gençlere buradan maksadımız buradan gençlere bir şey yapmaksa herhalde bir hisse kapıyorlardır buradan.

BŞ:Muhakkak.

İK: Etik değerlere önem vermek.

BŞ:O da bir marka gibi bir şey.

İK: Marka yaratmak için etik olmanız lazım.Bakın marka yaratmak için etik olmanız lazım, marka için tutarlı olmanız lazım zik zak çizmemeniz lazım,.

Şimdi Türkiye'de herkes bir şeyler yapıyor müteşebbis bir ruha sahip bir ülkeyiz ama Türkiye'de eksik olan bir şeyler var. Ve ben bunun yıllardır mücadelesini veriyorum.

BŞ:Nedir eksik olan?

İK:Nedir eksik olan  fizibilite anlayışı yok.Bakın çok önemli devletin ise yani halkımızın fizibilite anlayışı yok ve devlette bu konuda en ufak bir yol göstericilik yapmıyor.

BŞ:Bu fizibiliteciliği biraz açıklar mısınız? Fizibilite anlayışını yani bir iş yapılır mı? yapılmaz mı?

İK: Bu binayı bu oteli yapıcaksınız, yapıcağın zaman bunun maliyetini hesap ediceksiniz.

Bütçem buna müsait sonra diyeceksiniz ki burası belli bir süre iş yapmayabilir, bunu ben karşılayabilecek miyim?

BŞ:Sermayem var mı?,işletme sermayem var mı?

İK: Ve ondan sonrası buraya gelecek olan müşteri hazır mı?

Müşteri bulabilecek miyim?

Potansiyel var mı?

Ben şimdi şöyle yaparım İstanbul'da bu ölçekte kaç tane otel var.

Peki Türkiye'de 5 yıldızlı otel müşterisi yani Türkiye'ye gelen 5 yıldızlı otel müşterisi ne orandadır bana ne kadar pay düşüyor bunu araştırırım.

BŞ: Yani hesap kitap yapıp bir işe girmek lazım diyorsunuz.

İK:Onun için fizibilite anlayışı yok hatta benim Türkiye'de yıllardır her yetkili ve etkili kişiye ısrarla söylediğim bir şey var ama peki söylüyorum ne oluyor havada kalıyor diyorum ki biz bir sanayi envanteri yapmamız lazım bakın Türkiye'nin sanayi envanteri yoktur.

Nedir envanter bu oteli ele alırsak burada kaç tane masa var kaç tane koltuk var, kaç tane spot var lamba var ampul var bunları bilmemiz lazım.Şimdi Türkiye'deki gerçek nedir Türkiyede'ki gerçek şu Türkiye'de bir sürü atıl kapasite var .

O kadar çok sanayide atıl kapasite var ki bu atıl kapasiteler böyle çürümeye sevk edilmişken biz habire dışarıdan makina teknoloji satın alıyoruz.Dövizimizi gönderiyoruz onun için dış ticaret açığımız her zaman vardır.

BŞ: Onun için diyorsunuz fizibilite çok önemli.

İK: Bu arada verimlilik kriterimizde yok.Verimlilik nerede.Fizibilite ile bağlantılı olarak

BŞ:Fizibilite ile bağlantılı olarak verimliliğide koyuyorsunuz .İbrahim bey müsaade ederseniz bu verimlilik dediğiniz anda biz de programın sürüşü ile ilgili verimliliğimizi uygun kullanabilmek için birinci bölümümüze kısa bir soluklanalım ikinci bölümümüze bu kaldığımız yerden sizinle birlikte devam edelim.Sevgili gençler Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu İbrahim kefeli ile kısa bir aradan sonra sorularımız cevaplarımızla birlikte olucağız.

BŞ.Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu İbrahim kefeli.İbrahim bey biraz dinlendik soluklandık ama şimdi ikinci bölümümüzde ben size birazcık oyunlar oynatmak istiyorum.

Benimle oyun oynamaya hazırmısınız.Birinci oyunumuzu oynatıyım size bir torba oyunumuz var .Bakın bu torbanın içerisinde tombala değil bu bunun içerisinde harfler var bu harflerden bir tanesini çekmenizi istiyorum bakalım size hangi harf şansınıza hangi harf çıkıcak .

İK:Ve peşinden acaba nasıl bir oyun gelicek.

BŞ:Ne harfi çıktı size

İK:B harfi çıktı.

BŞ: Şimdi size şöyle bir şey sorucam diyicemki başı b ile başlayan gençlerimiz için bir iyi davranış bir doğru davranış söyleye bilir misiniz? B ile başlayan .

İK: B ile aklıma benim B harifni çektiğim zaman ilk şu geldi başarı b harfiyle yada türetelim bir şeyler becerikli olmak diyelim .

Başarılı olmak la becerikli olmak birbiri ile paralel şey.

Beceriniz olursa başarı sağlarsınız.Beceriniz olursa başarı sağlarsınız ama sadece beceride yeterli değil burada tecrübe önemli veya tecrübeden istifade etmek önemlidir burada çok önemli bir şey.

Tecrübeden azami şekilde istifade etmek ve tecrübe kazanmak.

BŞ.Her genç herhalde kendisine sorması lazım benim becerilerim nedir?

İK:Kendini çok iyi test etmesi lazım.

Bakın bir insan başarılı olması için kendini iyi test etmesi lazım hangi alanda başarılı olacak.

Kişi vardır ki edebiyat alanında başarılı olacaktır ticareti düşünmektedir ama edebi yönü kuvvetlidir.Bence edebi yönünü ortaya koyması lazım oradan da ticaret edinilebilir.

BŞ:Şimdi bir tane daha şimdi kötü bir davranış yanlış bir davranış için bir harf çekin .Nedir harfiniz?

İK: S

BŞ:S ile kötü bir davranış veya yanlış bir davranış.

İK:S ile kötü bir davranış veyahutta yanlış bir davranış zor bir harf çektik galiba.

BŞ.İsterseniz değiştirebiliriz.

İK:Hayır yoğunlaşalım biz biraz s ile ne olabilir mesela .

BŞ.Var çok yapıyorlar onu s nin yanına a geliyor sonrada h geliyor.

İK:Sahtekarlık  oluyor.Çok güzel kopya verdiniz biraz aleni oldu ama .

Bakın çok önemli bir konu etikten bahsettik dimi etik olmaktan bahsettik.Sahtekarlık dünyanın en kötü şeyi .Bakın bir kişi sahtekarlık yaparak belki kendisine bir menfaat bir bir kazanç sağlamış olabilir ama sonu yoktur.

BŞ.Bir de sahtekarlığı tanımlar mısınız ne demek sahtekarlık.

İK:Ben en başta olduğu gibi görünmeyen insana ben sahtekar derim.

BŞ:Olduğu gibi görünmek görünmeyen sahtekardır.

İK:İkincisi menfaat temin etmek üzere yalan söyleyen bir şeyleri değiştirmek .

BŞ:Olduğundan farklı göstermek mi?

İK: Olduğundan farklı göstermek değiştirmek ben bu s harfini tutarım altına bir şey koyarım belki bunu ş diye gösterebilirim.

:İşte o zaman sahtekarlık yapmış oluyorsunuz.

İK:Sahtekarlık olabilir.

BŞ.İnsanları yanıltmak.

İK:Onun için sahtekarlık olumsuzluğu anlatırken etik dışı davranışı anlatırken sahtekarlık bunun önde gelen takım kaptanı kopyanız için de teşekkür ederim.

BŞ: Ama mademki böyle etik den başladık sahtekarlık dedik ben size bir etik vakası hazırladım müsaade ederseniz o etik vakasını okuyacağım size ve sonra diyeceğim ki siz olsaydınız bu durumda siz ne yapardınız diye size sorucağım.Sizin için hazırladığım etik vakası şöyle Burak bey var

Burak bey üniversitelerin yılda bir kez bir araya gelecekleri ulusal fuar organizasyonu yapmak istiyor.

Bu sayede gençler ve velileri tüm üniversitelerin özelliklerini eğitim şartlarını fuara gelerek orada görebilsinler istiyor.Bu organizasyonda da katılım sağlamak için önce en büyük üniversitenin rektörü Mehmet bey'e gidiyor fuar projesini ona anlatıyor,

Mehmet bey'de onu dinliyor rektör Mehmet bey de diyor ki çok güzel bir proje bu biraz ben bunu inceliyim sonra size geri dönerim diyor.

Burak bey seviniyor ümitli bir şekilde dışarı çıkıyor ve bu büyük üniversiteden olumlu bir cevap gelmeden diğer üniversitelerle konuşmak istemiyor bekliyor aradan 2 ay geçiyor

Burak bey bir gün gazeteleri karıştırırken orada bir haber görüyor haberi okuyunca gözleri fal taşı gibi alçılıyor .

Haber aynen şöyle diyor Türkiye'de ilk kez tüm üniversitelerin bir araya geldiği bir üniversite fuarı düzenleniyor.Allah Allah biraz daha bakıyor ve daha fazla araştırmaya başlıyor bu olayı ve bazı şeyler duyuyor araştırdıktan sonra ve şaşırıp kalıyor öğrendiği şeyler şu oluyor

Burak bey'in daha önce ziyaret edip gittiği fuar projesini anlattığı rektör Mehmet bey'in eşi Mübeccel hanım ile arkadaşı bir ortak şirket kurup üniversite fuarı düzenlemek için 10 tane üniversite ile anlaşmışlar ve yola çıkmışlar.

Sayın İbrahim Kefeli bu Burak beyimiz yerinde siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?

İK: Şimdi işte burada sahtekarlık var , burada hilekarlık var burada hırsızlık var , bir fikrin çalınması var gasp edilmesi var.

Şimdi Burak bey'in yerine kendimi koyduğum zaman birincisi ben bu konuyu  rektör Mehmet bey'e götürdüğüm zaman oradan sağlam bir tahahüt almadan işimi sağlama bağlamadan oradan ayrılmazım

ikincisi her gün başında dururdum bu konunun geriye bırakmazdım ve mutlaka başka alternatif yerlerlede görüşürdüm, görüşme yapardım bu iş son noktasına geldikten sonra ne yapılabilir hiçbir şey yapılamaz ondan sonra sadece kendisini yıpratır insan artık onun üstüne su içip bunu tecrübe hanesine yazması lazım.Alınacak çok önemli ders olarak bundan istifade etmesi lazım.

Demesi lazım ki ben böyle bir şey kaybettim üzümlüyüm tecrübe kazandım demekki daima ipini sağlam kazığa bağlıyacaksın.

BŞ.Evet şimdi birde bizim çubuk oyunumuz var.

Müsaade ederseniz bu kutumuzun içinde çubuklar var.Bu çubukların üstünde de bazı sözler yazıyor bakalım sizin şansınıza gençlerin kulağına küpe olacak şöyle bir sürü çubuk var bakalım hangi çubuğu çekiceksiniz bir tanesin üstünde e yazdığını okuyabilirsek ben yardımcı oluyum başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol demiş .

İK:Evet çok güzel.

BŞ.Bunu biraz açıklar mısınız?

İK:Bu şu demektir ki çok önemli bir konu .Başkalarının kusuru ile kendine avantaj sağlama, başkalarının kusuruna sevinme.

Gece gibi olunma manası karanlıkla ört üstünü ört şu demektir.

Sen ona ışık tutupda herekse bak Bülent Şenver bey bu hatayı yaptı dediğin zaman sen aslında bir şey kazanmıyorsun ama Bülent Şenver bey'e zarar veriyorsun kendin bir şey kazanmıyorsun.

Peki onun üstünü örtersen ne olur Bülent bey'e bir iyilik yapmış olursun.

Bir de bu madalyonun ters tarafı var.Bülent Şenver'in yaptığı hata acaba insanlığa, çevreye, ülkeye, kendi ailesine 

Bülent bey'in kendi ailesine menfaat alanına bir zarar söz konusumu burada o zaman gidiceksin Bülent bey'in yakasına yapışıcaksın sen bu hatayı nasıl yaptın diye ilan edeceksin.

Ama Bülent bey çevreye ve kendinden başkasına zarar vermiyecek bir hata yaptığı zaman onu şey yaparsan Bülent bey bunu bilir Bülent bey dost olarak yanında olur her zaman için hatta ve hatta o hatasını telafi etmeye yardımcı olur.

Başka bir şey daha çıkarıyım buradan Bülent bey hata yapmak üzere iken Bülent bey'i yapılacak hatayı fark ettinse insani görevdir bu ve vatandaşlık görevidir etik olma görevidir

Bülent bey'i uyarıcaksın.Bülent bey'i o hatadan vazgeçireceksin.

Eğer hata yapılmadan önce biliyorsan da uyarmıyorsan ve engel olmuyorsan o zaman o hatada Bülent bey'den fazla seninde payın vardır.

BŞ: Gençlerimizin kulağına küpe olucak güzel sözler bu çubuğumuzdaki sözcükten sözlerden türetmiş olduk.

Bir kutu daha var merak ediyorsunuzdur.

Burada ikinci kutu bu kutu nedir diye Bu da bir göster bin işit kutumuz .

Bu kutunun içinde bir obje var ben bu kutuyu açmanızı ve bu kutunun içinde bulunan objeye beş saniye bakmanızı rica ediyorum birlikte yardımcı oluyum ben size ve bu obje ile ilgili gençlerimize birkaç söz söylemenizi istiyorum.

Burada bakın size ne çıktı para .

Şimdi buna bakıp bununla ilgi gençlerimize ne söyleyebilirsiniz para ile ilgili .

İK: İlk başta şunu söyliyeceğim bu çok şeydir ama her şey değildir.Tekrar ediyorum çok şeydir ama her şey değildir.

BŞ: Çok şeydir ama her şey değildir.

İK: Para benim bir sözüm var müsaade ederseniz çok dile getirdim yıllardır.Cahil insanın para kazanmışıyla serseri ruhlu insanın okumuşundan ben korkarım derim.

BŞ: Cahil insanın para kazanmışı ile

İK:Serseri ruhlu insanın okumuşundan ben rahatsızlık duyarım her zaman için

BŞ:Korkarsınız.

İK:Korkarım bu parayı paraya sahip olduğun zaman bunu değerlendirmen lazım.

BŞ:Doğru kullanmanız mı lazım.

İK: Doğru kullanmanız  lazım.Bunu arttırmanız lazım.Verim sağlamanız lazım para parayı üstüne oturduğunuz bir nesne değil kendinize kanat yapabiliyorsanız veya  paten yapabiliyorsanız işte o zaman  iyidir ama doğru istikamete doğru.

BŞ:Para ile iyi şeyler yapmak

İK:Şimdi ünlü bir kişinin sözü var.Kişiyi hatırlayamıycağım ama paraya bakarken aklıma geldi para diyor gübre gibidir yığarsanız bir yere istif ederseniz kötü kokular  yayar ama yayarsanız verimli olabilecek araziye yayarsanız bereket ve verimlilik sağlar.

BŞ:Ne kadar hoş değilmi bu gelir dağılımı ile ilgilide bir mesaj oluyor değil mi?

İK:Parayı iyi değerlendirmek lazım.

BŞ:Ve paylaşabilmek azlım.

İK:Paylaşmak lazım

BŞ: İbrahim bey çok güzel şeyler söylüyorsunuz bir gösterdik biz size hakkatten bin işittik değil mi?

Gençlerimize çok hoş kulaklarına küpe olucak .Başka kutumuz yok şimdi programda öyle güzel şeyler siz bizimle paylaştınız ki bu programı tatlı bağlayalım diye sizden bir fıkra rica ediyorum.Gençlerimiz ile paylaşabileceğiniz bir fıkra.

İK: Bir şey vardır biliyor musunuz fıkra anlat denildiği zaman fıkra düşünmek ama bakın başka bir şey ben fıkra yerine bir  kıssa anlatmak istiyorum müsadeniz olursa.

BŞ.Tabii buyrun.

İK: Bir arkadaşım var benim aslında fıkra seven bir insanım ben .Bir arkadaşım var beni aradığı zaman fıkran yoksa beni arama derim karşılıklı fıkra alış verişinde bulunuruz.Geçenlerde beni aradı çok güzel bir fıkram var dedi

BŞ:Telefonda fıkra anlattı.

İK:Telefonda fıkra anlattı.Ama ben dedimki fu fıkra değil bu çok güzel bir kıssa.

Kıssa şöyle efendim bir köy varmış o köyde erkekler balıkçılık yaparmış hanımlar ev işleri bahçe işleri geçimlerini sürdürürlermiş.

Bir Süleyman varmış o köyde balıkçı köyünde Süleyman herkes gidermiş bir kova balık tutarmış Süleyman üç kova tutarmış, herkes eli boş dönermiş

Süleyman yine bir kova balıkla dönermiş ve artık herkesin Süleyman'ın şansıda kısmetinden bahseder olmuş .

İşe Allah sana Süleyman şansı versin kavede oyun oynarken devamlı kazanana sendede Süleyman kısmeti var Süleyman şansı var gibi

Süleyman şansı anlatan bir simge isim olmuş .

Yıllar geçmiş aradan yıllar geçmiş bu Süleyman efendi ölmüş vefat etmiş her fani gibi , ailesinde kimse kalmamış geriye evinde işte defnettikten sonra merhumu evinde işte Kuran okunuyor Mevlüt okunuyor ve komşuları arkadaşları diyorlar ki evine bir bakalım nesi var nesi yok bunları nereye değerlendirelim diye şey yaparken evin bodrum katı olduğunu fark ediyorlar.

Bodrum kata iniyorlar indikleri zaman o bodrum katın bir uctan bir uca dopdolu bir kütüphane olduğunu görüyorlar .

Allah Allah diyorlar Süleyman ne kadar çok kitap almış acaba bunları okudu mu? Sonra baktıkları zaman okitapların  hepsinin balıkçılık üzerine olduğunu görmüşler.

BŞ:Balıkçılık üzerine kitaplar toplamış.Onun için demek öyle

İK: Yani şans değil kısmet değil adam işi baştan ne dedik yapıcağınız işi en iyi şekilde yapın.Benimseyin ve en iyi şekilde yapın. 

Süleyman efendi hayatı boyunca balıkçılık üzerine kitaplar okumuş ilmini öğrenmiş bu işin onun için herkesten 3 kat 4 kat 5 kat daha fazla balık tutuyor.

BŞ:Evet ne kadar güzel ben ağzınıza sağlık gençlerle güzel tecrübelerinizi paylaştığınız için zenginliklerinizi.

İK:Gençler için bir şey söyleyebiliyorsam gençlere bir şeyler verebiliyorsam benim için en büyük mutluluk budur.Sizde buna vesile oluyorsunuz öteden beri sizi bu konuda kutluyorum efendim.

BŞ:Çok teşekkür ederim ağzınıza sağlık diyorum.İnsallah ileride tekrar görüşelim tekrar sohbet yapalım.

İK:İnsallah .

BŞ: Sevgili gençler Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu İbrahim Kefeliydi bizle zenginliklerini paylaştı.Bir başka programda birlikte olmak dileği ile tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.

Hoşçakalın.
.
.
.
.

İbrahim Kefeli, Bülent Şenver
.
.

İbrahim Kefeli, Bülent Şenver
.

İbrahim Kefeli, Bülent Şenver
.

Soldan, Abbas Güçlü, İbrahim Kefeli, Bülent Şenver
.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org