Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Yılmaz Ulusoy Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

OKUMAK
20.07.2007
Okunma Sayısı : 6514
Oy Sayısı : 8
Değerlendirme : 3,5
Popülarite : 3,16
Verdiğiniz Puan :
 

 

OKUMAK
Yılmaz Ulusoy

Uzman değilim ama gözlemlerimden birtakım sonuçlar çıkarabiliyorum. Bunlardan biri okuma meselesidir. Bana göre zihinsel tembelliğimizin ana sebeplerinden biri, belki de en önemlisi, okuma alışkanlığımızın olmamasıdır. Okul bitiren çocuklarımıza bile okuma alışkanlığı aşılamıyoruz ve zihinler tembel kalıyor.

Neden kitap okumayı sevdiremiyoruz? Halbuki hepimiz, öğretenlerimiz tarafından bu yöne teşvik ediliyoruz. Aileler de teşvik ediyor. Evde, sokakta, yolda her yerde kitap okumak için çocuklara bir şeyler söylüyoruz.  Neden etkili olamıyoruz? Çünkü tavsiye edenler okumuyor ki. Çocuk daha küçük yaştan okumanın çarpıcı bir değişime yol açtığını anlayacak gözlemlere sahip olamıyor. Dolayısıyla özenemiyor. Okumayı seven çocuk istisna oluyor.

Tabii okumayı sevmeyen nesiller içinde de birey olma oranı hayli düşük kalıyor. Birey olma oranı düştükçe, üstün sanatçıların zuhur etme ihtimali azalıyor. Birey olmayan kişi sanatçı da olamaz. Birey ise özgür insan demektir. Thomas Jefferson der ki: 'Özgür insan, okuyan insandır. Çünkü bilgisizliği, kör inançları ve saplantılarının her türlüsünü yenen güç, okumaktır.

Gelişmiş toplumlarda, bireyin kendi uğraş alanında ilerlemesi, önemli görevlere yükselmesi bilinçli bir okuma yetisi sayesinde kazandığı bilgi ve birikimin sonucudur. Oysa bizim insanımız okumayı sevmez. Allah'ın kitabında ilk emir 'ikra=oku' olmasına rağmen!

Hiç şüphesiz ki harf inkılabından sonra başlayan okuma yazma seferberliği, topluma sadece yazıları söktürmekle kalmasaydı, kitap sevgisine uzanabilseydi, şimdi Türkiye bulunduğu yerin çok daha ilerisinde yer alırdı. 

Batıda insanlar nerede olursa olsunlar okuyorlar. Niye? Boş vaktinde zihnini boş boş tutamıyor da ondan. Zihin, tembelliğe alışmış değil. Ne yapacak? Tatilde, seyahatte, evde, işte metroda, otobüste, otursun oturmasın kitap okuyacak hatta  caddede yürürken bile okuyacak. Çarpacak, özür dileyecek. Dünya okumanın tadına varmış ve önemini anlamış. Bizim ülkemizde, kaba işler için gelip de kaçak olarak çalışan eski demirperde ülkesi vatandaşlarına bir bakın. Büyük bir bölümü zaten yüksek öğrenim görmüş lise mezunu olmayanı yoktur. Daha doğrusu bir meslek okulu bitirmeyeni yoktur. Hepsi de aynen batılı gelişmiş ülke insanları gibi her fırsatta kitap okumaya devam eder. Demek ki, mesele sadece gelişmişlik-azgelişmişlik meselesi değil. Yoksul demirperde ülkelerinde de insanlar kitap okuma alışkanlığı edinebilmiş, zengin Batı ülkelerinde de.

Biz başaramadık. Çok yazık… Ama bir toplumun bunu öğrenmesi kolay da değil. Böyle bir iddiam yok. Okumayı öğretebilmek, bu alışkanlığı kazandırabilmek çok ciddi bir iş, önemli bir uğraştır. Ünlü Alman yazar Goethe der ki: 'Okumayı öğrenmek sanatların en güçlü olanıdır. Ben bu  işe hayatımın seksen yılını verdim. Yine de tam olarak öğrendiğimi söyleyemem!'

Goethe böyle diyorsa, bizdeki kitap okuma oranını hangi rakamlarda ifade etmemiz gerektiğini kestiremiyorum. Bizim gencimiz ders kitabına çalışmayı da okuma sayıyor. Okumasını bilen ama hiç okumayan biriyle, okumasını bilmediği için okuyamayan biri arasında ne fark vardır? Okumayı bir alışkanlık ve kendi gündelik hayatının bir parçası yapan kişi , sözcüklerin taşıdığı bilgiyi hiçbir zaman olduğu gibi benimsemez. Okudukları üzerinde düşünür, değerlendirme yapar ve kendi bilgi süzgecinden geçirerek bağımsız fikrini oluşturur.

Okumanın , davranış ve düşünce gücümüzü beslediğini bizler iş hayatında çok yakından gözledik. Bir işyerine yeni gelip de kısa sürede dikkati çekecek kadar sivrilen birine rastladığımızda onun mutlaka okuma alışkanlığına sahip olduğunu öğreniriz.

Okumanın insanda meydana getirdiği hızlı ve olumlu değişim; sanırım odaklanmayla, belirli bir iletişim biçimine kendimizi yoğunlaştırmayla ilgisi olsa gerek. Bu yoğunluk tabii ki okuduğumuz eserin türüyle orantılı olarak değişkenlik gösterebilir. Bir denemeyle bir öyküyü aynı şekilde okumayız. Ama hangi tür eser olursa olsun, çok özel bir iş yaptığımız duygusuyla kitabı okuduğumuz için farklı ve çok besleyici bir iletişim kurarız.

Bacon bir denemesinde şöyle diyor: "Öğrenim bizler için kıvanç, ruh güzelliği , yetenek kaynağıdır. Ruha kattığı güzellik konuşmada belli olur, kazandırdığı yetenekler ise yargılar vermemizde, işlerimizi düzeltmemizde yardımcı olur.

Belli alanlarda uzmanlaşmış kişiler tek tek işleri yürütebilir, belki bunlarla ilgili yargıları ileri sürebilir, ama bir sorunu kavrayarak her yönüyle öğütler vermek, işleri tasarlamak, düzenlemek öğrenimli kimselerin konusudur. Öğrenim, insan kişiliğini bütünler, ama öğrenimin kendisi de kişiliğin deneyleriyle bütünlenir. Çünkü insan yaradılışındaki özellikler, öğrenimle budanması gereken yaban bitkileri gibidir. Kitap okuyorsan, ne karşındakileri susturmak ve bilgiçlik taslamak için, ne de konuşmalarına konu almak için oku. Okuyorsan, incelemek ve düşünmek için oku. Bacon'un çizdiği bu çerçeve bize esas olanın, düşündürecek bir okuma biçimi olduğunu gösteriyor. Eğer okuma alışkanlığı insanı düşünmeye yönlendirmiyorsa bunun herhangi bir meraktan ileri anlamı olmasa gerektir.

Bilgilendirip düşündürücü ve geliştirici kitaplar kadar, insanın mizah yanını veya duygusal yönünü renklendirecek, belki bazı eski heyecanlarını  çağrıştıracak, çocukluğunda veya geçmişinde kalmış hatıralarla karşılaşma yapmasına yol açacak eserleri de okumak lazım. Bazen mütevazı bir magazin röportajı bile okunması gereken önemli bir ürün olabilir. Bilimsel kitaptan şiire, mizahtan trajik öykülere kadar, hayatın her boyutunu yansıtan eserlerle insan, kendisini çok yönlü bakabilen bir gönül gözüne sahip kılamıyorsa, okuduğu kitaplardan hiçbir yarar sağlayamamış, sadece Bacon'un işaret ettiği bilgiçlik malzemesini edinmiş olur.

Gerçek okuma böyle bir sonuç doğurabilir mi?  Gerçek okuma dünyamızın sınırlarını genişletir. Yaşamadığımızı yaşar, görmediğimizi görürüz.

Fransız yazar Antoine Alalat der ki: 'Okuma tutkuların en soylusudur. Ekmek nasıl bedeni beslerse oda ruhu besler.' Evet, ana gıda ekmek, kitaptır. Öteki uğraşlar, okumanın yanında, ekmeğin yanındaki katıklar gibidir.

Montesqieu da çok iddialı bir hüküm biçer: 'Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği keder yoktur.' Montesgieu haklıdır ama hayatta kitap okuma alışkanlığı olmayan birine bunu anlatamazsınız. Hatta kederli bir anında al kitap oku dersiniz. 'Hiçbir işe yaramadı' cevabını alırsınız. Yine Fransız bir yazar Alphonse Doudet, yas içindeki ahbabına: 'Güzel kitaplar okuyun' diye yazar.

Okumak kuşaklar arasında kurulan bir köprüdür. Kitaplar sayesinde kendisini yüzlerce yıl ömür sürmüş gibi hisseder insan. Kitaplar sayesinde değişik zamanların, farklı uygarlıkların, çeşitli kültürlerin arasında gezip dolaşıyorum. Her birinden bir parça yaşamış gibi oluyorum. Malum her çağ kendi değer yargılarını oluşturur. Her kuşağın kendine özgü bir hayat felsefesi vardır. Kitap okumazsanız kendi çağınızda yapayalnızsınız.

Oysa insan çağlar üstü bir varlık. Birden çok çağlardan, her birimizde bir şeyler var. Bunları tazelemek için kitap köprüsünü kullanmaktan başka geçit yok. Eski kuşakların hayatlarını bilmek, insanın temel arzularından biri olsa gerek. Ama bu arzunuzu o devirlere dönüp insanların yaşantılarını izlemeden tam olarak tatmin edemezsiniz. Belki pek çoğumuz o devirleri baştan sona hayal etmişizdir. Şimdilik böyle bir teknolojimiz yok ama kitap, çağları çağlara bağlayarak bize aktarabilen araç olarak en temel açlığımız olan geçmişe yönelik merakımızı büyük ölçüde giderebiliyor.

Onun için okudukça ufkumuzun genişlediğini, zihnimizin daha berraklaştığını hissediyoruz. Üstelik bu genişlemenin, bu berraklaşmanın sonu yok. Okudukça üstüne koyuyorsunuz.. Amerikalı eğitimci Horace Mann der ki: 'Her gün tek bir cümle bile olsa birazcık okuyarak ilerleyin. Eğer her gün on beş dakikanızı verirseniz, yılın sonunda bunun etkisini hissedersiniz.

Ben de kendi kendime haftada bir kitap bitireceğime ilişkin taahhütte bulunuyorum. Bakıyorum da bir yılda  tam elli kitap okumuşum. Dostlarıma ve çocuklarıma da sürekli okumanın vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu söylüyorum. Sevdiğim kitapları okumaları amacıyla sevdiğim insanlarada gönderiyorum.

Okumakla ilgili birkaç söz daha ilave edebilirim:

Victor Hugo: 'Bilge kişiler hayatın dertlerine çareyi kitaplardan bulurlar.'

Willim Ellery Channing: 'Kitapların en iyilerinde, büyük adamlar bizimle konuşurlar; bize en değerli fikirlerini aktarır ve ruhlarını ruhlarımıza katarlar.'

Lord Byron: 'bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir.'

Jonathan Swift: 'ister bilgece ister aptalca görünsün, bir kitabı okurken , o bana sanki yaşıyormuş ve benimle konuşuyormuş gibi gelir.'

Will Rogers: 'bir insan sadece ili şey vasıtasıyla bir şeyler öğrenir.: Biri okumak, diğer, akıllı insanlarla birlikte olmak."

  

.


.
.

Yılmaz Ulusoy Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları Yılmaz Ulusoy Odası Lider Arama

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org