Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Figen Mete Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Çoğu Yıldırım Tuna'dan olmak üzere, en güzel fıkralar..
05.04.2011
Figen METE
Okunma Sayısı : 11393
Oy Sayısı : 14
Değerlendirme : 4,71
Popülarite : 5,4
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

______##########______________
_____#############____________
____##############____________
___#######______###___________
___######________##__##_______
___######____________###______
___#####_____________######___
___#####____________#######___
___#####___________#######____
___#####____________######____
___#####_____________######___
___######____________###_##___
____######_______#___##_______
____#######____###____________
_____############_____________
______##########______________
________######________________

Kondüktör Temel, koridorda dert yanıyormuş;
"-Biri imdat kolunu çekmiş. Tren ani fren yapınca vagonun biri raydan çıkmış. Şimdi saatlerce bekleriz burda..."
Bir başka yolcu kompartmanından fırlamış;
"-Ne dediniz? ... Öğleden sonra nikahım var... Yetişmek zorundayım..." Temel yolcuya kuşkulu kuşkulu bakıp, "Ula" demiş;
"-Yoksa imdat kolunu sen mi çektin? ..."

-
-
-

Patron:
-Biz temizlige cok onem veririz.. Kapidan girerken ayakkabilarinizi paspasa sildiniz mi?.
Yeni Personel:
-Evet... Evet efendim sildim..
Patron:
-Bizde yalan soylememek daha da önemlidir... Girişte paspas maspas yok, yaylan bakalım!...
-
-
-

İngilizce sorun olunca (YILDIRIM AKTUNA FIKRALARINDAN)
İngiltere ziyareti sırasında Yıldırım Akbulut'un makam aracı Thatcher'ın aracına arkadan çarpmış.
Yıldırım bey hemen aşağı inip Thatcher'dan özür dilemiş
- "I'm sorry!.." Makam aracınına bakan Thatcher mırıldanmış
- "I'm sorry too..." İngilizcesi biraz sorunlu olan Yıldırım bey hemen yanıtlamış
- "I'm sorry three!.."
-
-
-
Gösteri (YILDIRIM AKTUNA FIKRALARINDAN)
Eşi Yıldırım Akbulut'a;
- Bu akşam Kuğu Gölü var. Gidelim mi?
- Tabi karıcığım... Mayoları alayım, hemen geliyorum!..
-
-
-
Evrak (YILDIRIM AKTUNA FIKRALARINDAN)
Yıldırım Akbulut hal müdürlüğü yaparken, yardımcısı gelir ve bir sürü matbu evrak biriktiğini, artık koyacak yer kalmadığını söyler.
- ''Sayın müdürüm, isterseniz bir kısmını imha edelim.'' diye de teklif getirir.
 Akbulut bir süre düşünür ve cevap verir:
-''Tamam imha edin ama, bunlar resmi evraktır. Birer fotokopisini çekin de sonra imha edin!..''
-
-
-
Tahlil
Solomon'un idrar tahlili temiz çıkınca hemen evi aramış ve müjdeyi karısına vermiş
- "Müjdeler olsun Rebecca... Tüm sülalede hiçbir hastalık yok!.."
-
-
-
Pazarlık
İzhak sürekli edebiyat dersinden kötü not almaktadır. Sonunda babası onu motive etmek için yeni bir yol bulur ve İzhak'a:
- "Bundan sonra alacağın her iyi not için sana 100 dolar vereceğim." der. Ertesi gün İzhak gider ve edebiyat ögretmenine:
-"Yazılı başına 50 dolar kazanmak hoşunuza gider mi?.."
-
-
-
Ahlak
Küçük Solomon, okuldan iki gözü iki çeşme dönmüştü. Babası, niye ağladığını sorunca hıçkıra hıçkıra cevap verdi:
- "Öğretmen 'ahlak nedir?' diye sordu, bilemediğim için bana sıfır verdi."
Babası;
-"İyi etmiş. Öğreneydin. Gel sana anlatayım, dinle. Mesela, bir müşteri geldi dükkana, mal aldı. Giderken de içi para dolu cüzdanını unuttu. İşte ahlak burada başlar. Bu cüzdanı ne yapacağım? Yalnız kendime mi saklayacağım, yoksa ortağımla mı paylaşacağım?.."
-
-
-
Uçakta...
Dört motorlu yolcu uçağı havada ilerlerken aniden bir sarsıntı olmuş... Uçak hafifçe irtifa kaybetmiş. O anda pilotun anonsu duyulmuş:
-"Sayın yolcular, motorlarımızdan biri arızalanmış bulunuyor. Ancak endişe edecek birşey yoktur. Uçağımız üç motoruyla yola devam etmektedir..."
Biraz sonra bir sarsıntı daha... Pilotun anonsu yeniden duyulmuş:
-"Sayın yolcularımız bir motorumuz daha arızalandı. Ancak endişe edecek birşey yok. Uçağımız iki motoruyla yoluna devam etmektedir..." Bir süre sonra pilot üçüncü motorun da arızalandığını bildirmiş. Yolculara endişe edecek birşey olmadığını bildirmiş. O arada yolcular hostes ve pilotların dolaplardan çıkardıkları paraşütleri sırtlarına taktıklarını farketmişler. Yolculara sukunet tavsiye eden pilotlar da paraşütleri takarken hafif endişeli görünüyorlarmış. Yolculardan biri sormuş:
- Bu sırtınızdaki paraşüt değil mi?
- Evet...
- Peki nereye gidiyorsunuz?
- Yardım getirmeye...
-
-
-
Rötar
Amerikalı İstanbul'dan Frankfurt'a uçacak. Havaalanına gelmiş. Bankodaki görevli:
- "Efendim uçağınız 24 saat rötarlı..." demez mi? Canı sıkılmış Amerikalı'nın. Öfkelenmiş, tam patlayacak; bankodaki görevli gülümseyerek:
- "Size dünkü uçaktan bir yer vereyim..." demiş, "... o daha kalkmadı!.."
-
-
-

İnekler
Otobüsle kırsal alanda yolculuk eden bir kentli, tarlada sırt üstü yatan inekleri görünce muavini çağırıp nedenini sormuş. Muavin
-"Haa... Önemli değil... Demiryolları grevde, onlar da THY'nı seyrediyorlar!.."

-
-
-
Pasaport
Altı yamyam, bir de beyaz gümrüğe gelirler. Memur pasaportlarını ister. Altı pasaport uzatılır. Memur sorar:
- Pasaportun biri nerede?
- Ne pasaportu?
- Beyazın pasaportu?
- Tuhaf sey? Yanımızda getirdiğimiz yiyecek için pasaport olur mu?"
-
-
-
Akıllı Avukat
Bir uçağın pilotu personelini çağırır ve şöyle der:
- "Motorda bir bozukluk var. Acil iniş yapmak zorundayız. Gidip yolculara bunu açıklayın ve kemerlerini bağlamalarını, yerlerini terk etmemelerini söyleyin."
Bir süre sonra personel tekrar pilotun yanına gelir. Pilot sorar:
- "Evet, her şey yolunda mı?"
 Personel;
- "Evet, herkes kemerlerini bağladı. Sadece bir avukat olan bir yolcu içeride herkese kartvizitini dağıtmakla meşgul!.."
-
-
-
Memur'a Bahşiş..
Düğün salonuna gelen nikah memuruna
- "Bize özel olarak geldiniz, yol masraflarınız falan da oldu, size ne kadar ödeme yapılır bilemedim, söyler misiniz?"
diye sordum nazikçe.
-"Ağanın eli tutulmaz.. Şu evlendiğin kıza bak.. Şimdi eşin oldu, sence bu olay nelere değiyorsa onu ver.." diye cevap verdi memur gülümseyerek, ben de çıkartıp kendisine 50 lira uzattım
nikah memuru endişe ile dönüp eşime baktı, baktı ve bana dönüp 45 lira geri verdi..
-
-
-
Kendini "Uçak" sanan adam..
Kadın telaşla psikiyatrın muayenesine dalmış
-"Kocam kendisini uçak sanıyor." demiş.
- "Önemli değil hanımefendi " demiş doktor gözlüğünü düzelterek, "Yarın sabah kendisini getirin, görüşelim"
 Kadın
-"İmkansız doktor" diye cevap vermiş sıkılarak, "Kendisine yarın sabah uzak doğuya bir sefer yazmışlar, ne kadar sürer bilemem ama 3-4 gün buralarda yok yani.. "
-
-
-
Paganini..
Delikanlı yeni çıkmaya başladığı kızı etkilemek için müzikli bir İtalyan restoranına götürmüş, yemekler ısmarlanıp şaraptan ilk yudumlar alındıktan sonra yanlarına gelen garson
- "Paganini sever misiniz?" demiş keman triosunu masalarına doğru davet ederken,
- "Hayır" diye cevap vermiş delikanlı, "Biz Spagetti söylemiştik! "

-
-
-
Karides Kokteyl..
Adam gittiği restoranda garsonu çağırıp
-"Evladım 'karides kokteylde bir tane bile karides yoktu" diye şikâyet etmiş .
-"Herhalde" diye cevap vermiş garson sinirlenerek, "Bülbül yuvası tatlısında bülbül mü var amca?.. Vezir parmağı isteseniz tabakta parmak mı arayacaksınız?..Tövbe tövbe!.."
-
-
-
Parti Başkanı..
Parti Genel Başkanı gittiği restoranda yemeğe başladıktan bir süre sonra garsonu çağırıp
-"Bu ne biçim köfte?" diye sormuş sinirle, "İkisini yedim, üçüncüsünü kesemedim bile!.."
 Garson
-"Kesememeniz normal efendim" demiş garson, "O mikrofon da!.."
-
-
-
-Şu muhteşem güzel hemşire deli mi ne?..
- Niye?.. Ne oldu ki?..
- Gözlerini gözlerime dikip elimi bir dakika süreyle avucunun içinde tutuyor, ondan sonra da tansiyonumun normal olmasını bekliyor..
-
-
-
- Annemle eşimin ortak bir taraflarını keşfettim.
- Hadi ya?.. Neymiş o?..
- Annem beni dünyaya ağlar vaziyette getirmiş, sevgili karım bu düzenin ölene kadar bozulmaması için elinden geleni yapıyor sağ olsun..!
-
-
-
Arabaya Konan Mesaj
AdaM arabasını park ettiği yere döndüğünde arabasının sağ tarafının hurdaya döndüğünü görmüş, sileceğin altına da sıkıştırılmış bir not bulmuş, notta şunlar yazıyormuş,
 " Arabanıza istemeden çok sert bir şekilde çarptım, resmen rendeledim yani.. Gördüğünüz gibi hayli ciddi bir hasar var, olayı gören kızgın kalabalık etrafımı sardı, bu kağıda adımı adresimi falan yazdığımı zannediyorlar, başka türlü buradan sıvışabilmem mümkün görünmediği için yüzümde ciddi birifade ile bunları yazıp bırakıyorum, baayyyy..!"

-
-
-

Japonya'da hırsız yakalayan bir robot icat etmişler
Amerika'da  5 dakikada 118 hırsız yakalamış,
İngiltere'de  5 dakikada 80 hırsız yakalamış,
İtalya'da      5 dakikada 50 hırsız yakalamış,
Türkiye'de    5 dakikada robotu çalmışlar....

-
-
-

Adam yeni aldigi bilgisayarin Teknik Danisma Servisini aramis,
-"Parolami yazarken rakamlara basiyorum, ekranda 'Yildiz' cikiyor.. " diye,
-"O program tamamen sizin emniyetiniz icin" demis telefondaki yetkili, "Arkanizda Duran birisi varsa yazdiginiz parolayi gormesin diye tasarlanmis bir program.."
Adam
-"Hah.. Tamam DA" demis alayli bir ses tonuyla, "Kardesim arkamda biri yokken de o zimbirti cikiyor.. Bu NE is simdi?.."

-
-
-

Fakir Kadın ve Para
Fakir ve yaşlı kadın kaldırıma oturmuş ağlarken yanına yaklaştım ve
-"Ne oldu teyze? Neden ağlıyorsun?" diye sordum.
-"Sorma oğlum, cebimde 50 lira vardı düşürdüm, bulamıyorum.. " dedi ağlamasını sürdürerek.
Size ne kadar üzüldüğümü anlatamam, hemen cebimden çaktırmadan 50 lira çıkarıp
-"Al teyzeciğim bu senin paran.. " diye uzattım.
-"Yuh ama..!" dedi birden sinirlenip parayı elimden çekip alarak, "Sabahtan beri bu yaşımda beni köşe bucak deli gibi arattırıp duruyorsun.. Terbiyesiz manyak..! "
-
-
-
"Yok " Deme..
Tezgahtar müşterinin birine tam
-"Yok hanımefendi, ben bu mağazaya girdiğim günden beri de asla rastlamadım, olacağını da zannetmiyorum "
derken mağaza müdürü tezgahtarın söylediklerini duymuş, duyar duymaz da kapıdan çıkmakta olan müşteriye koşup yetişerek,
-"Elemanımın söyledikleri tam olarak doğru değil, aldırmayın ona hanımefendi" demiş, "Her zaman bulunur, olmazsa biz bir yerlerden mutlaka getirtiriz.. Böyle bir yerde olmayacak ta nerede olacak?.. Yarın bir uğrayabilirseniz sanırım kesin birkaç tane görürsünüz ."
Hemen içeri dönüp tezgahtara da
-"Sakın, ama sakın bir daha müşteriye 'Yok' dediğini duymayacağım" demiş sinirlenerek, "Haftaya gelecek de, yolda falan de… Öff..! Neydi sorduğu?."
Tezgahtar
-"Şeeeyy efendim" diye cevap vermiş "Park yerinizde kapkaççı veya soyguncu falan var mı? diye sormuştu..! "
-
-
-
Tahsildar aranıyor..
Adamın biri gazetede gördüğü, "Şirketimizin alacaklarını tahsil edecek muhasebeci aranıyor" ilanını aramış,
telefonu açan kişinin bir hafta önce görüştüğü firma yetkilisi olduğunu anlayınca
- "Daha geçen hafta ben sizi aramıştım, siz de bir tane aldığınızı söylemiştiniz ya? O arkadaş tahsilatlarınızı yapmadı mı?"
diye sormuş.
-"Yaptı..Yaptı..! " diye cevap vermiş telefondaki adam dişlerini sıkarak, "İşte şimdi biz de o şerefsizi arıyoruz..! "
-
-
-
Yaşlılık..
100 yaşında bir kadına sormuşlar
-"Bu yaşa gelmenin güzel bir tarafı var mı? " diye,
- "Var tabii" demiş yaşlı kadın, "Ebeveyn ve arkadaş baskısı kalmıyor..! "
-
-
-
Kiralık Ev..
Arkadaşlarla kiralık ev ararken komisyoncu küçücük eve anormal bir rakam söyleyince
-" Off, neden kirası bu kadar yüksek?.." diye sordum,
" Kuğulu Park'a ve Bulvara bakıyor.."
cevabını verdi adam,
" Pekii.." diye atıldı arkadaşım, " Perdeleri hiç açmayacağımıza söz versek inerler mi?.."
-
-
-
Trafik Soruları..* 4 araba aynı anda aynı kavşağa girerlerse 'Geçiş Üstünlüğü' hangisine aittir?

* Ön tamponu bükülmüş kalın kromajlı boruyla güçlendirilmiş, kaputunda 2 çelik boynuz olan yan kapılarında 'Silah öldürmez ben silerim..!' yazan siyah kamyonete..

***

* Görme özürlü yaya karşıdan karşıya geçerken yavaşlar mısınız?

* Neden yavaşlayayım ki? Nasılsa plakamı alamaz..

***
* Kazayı asgariye indirebilmek için ne tedbir alınmalıdır?

* Arabanızın anahtarını bulamayacak kadar için..

***
* Siste araba kullanmak zorunda kalsanız ne kullanırsınız?..

* Sizin arabanızı..

***
* Ağır trafiği nasıl açabiliriz?..

* Ancak ağır silahlarla..

***
* Trafik polisi olmanın en zor yanı nedir?..

* Bütün gün boyunca 'Hissizi', ' Aldırmaz 'ı oynamak, etrafa sanki her şey çok normalmiş gibi bakabilmek..
-
-
-
Buz Dansı ve Temel..
Olimpiyatlarda 'Buz Pateni Jürisi'ndeki Temel piste her çıkan çift'e en yüksek puan olan 6.0 veriyormuş.. En son çıkan performansı hayli düşük yarışmacıya da 6.0 puan verince bu sefer sormuşlar
- " Bu rezalete nasıl tam puan verdin?.." diye
" Biraz insaf.. Bu yapabildiklerine bile şükür arkadaşlar.." demiş Temel," Görmüyor musunuz dans ettikleri pist ne biçim kayıyor?.."
-
-
-
Leylek..
 Minik leylek yavrusu annesine
-" Ben nasıl oldum anne?.." diye sormuş,
-" Seni ben bir leylekten aldım yavrum…" diye cevap vermiş annesi,
-" Pes…" diye homurdanmış Büyükanne leylek, " Yeni nesil işte… Her şeyi açık açık anlatıyorlar şimdi..!"
-
-
-
İyi satıcı
Girdiğim bir hangarda üst üste dizilmiş çuval çuval cam kırıklarını görünce hayli şaşırdım,
- " Çok ilginç bir şey satıp para kazanıyorsunuz.." dedim hangarın ortasındaki masada tek başına oturan adama , " Bu saçma sapan şeyi satıp geçinebilmeniz kolay değil.. Çok iyi bir satıcı olmalısınız…"
-" Benden çok daha iyi bir satıcı var.." dedi ağlamamak için dudağını ısırırken,
-" Kim ki o?.." diye sordum hayretle,
-" Bana bütün bu gördüğün şeyleri sattıktan sonra ortadan kaybolan şerefsiz..!"
-
-
-
Köpekbalıkları ve Subaylar..
 Muharebede batan savaş gemilerinin arasında dolaşan iki köpekbalığından biri
-" Dün bir Amerikan subayını yedim, sanırım viski içmiş başım felaket dönüyor.." demiş,
- " Sen yine iyisin.." demiş diğer köpekbalığı, " Ben bir Rus Amirali yedim, içtiği votkadan feleğim şaştı üstelik dünden beri sürekli madalya mıçıyorum.. mıçım resmen perişan oldu..!"

-
-
-
Aslan ve Kuzu
Hayvanat bahçesini gezerken Aslan kafesinin içinde simsiyah burunlu çok güzel bir kuzu gördüm
- " Aa?.." dedim kafesin başındaki yetkiliye hayretle, " Bunu nasıl başardınız?.."
-" Çok zor bir şey değil…" dedi adam ciddileşerek," Yedikçe yerine yeni bir kuzu koyuyoruz..!"

-
-
-
Mermercinin Karısının Mezarı..
Mermercinin karısı ölmüş, ona yaptığı mezar taşındaki yazı..
-" Burada Değerli Eşim jane Morgan yatmaktadır.. Bu tipin aynısı bir mezar size 1500 dolara mal olmaktadır, itina ile ve taksitle yapılır.. Böyle siyah yazılısını iki haftada teslim ediyoruz.. Tel: ***** "
-
-
-
Kleptomani..
Psikiyatr hastasına
-" Bu son gelişiniz…" demiş, " İyileştiniz, kleptomaninizi kontrol altına alıp 2 yıldır en ufak bir şey çalmadınız…"
-" Harika bir şey bu doktor…" diye cevap vermiş adam, " İlişkimiz tamamen profesyonel kurallar içinde olmasına rağmen hayatımı kurtardığınızdan sizin için özel bir şey yapmak istiyorum…"
-" Ücretimi ödediniz, başka bir şeye gerek yok…"
-" Biliyorum ama mutlaka kişisel bir şey yapmalıyım size…"
-" Şeyy, nasıl söylesem…" diye başlamış doktor, " Madem öyle, tekrar kleptomani nöbetine tutulursanız oğlum şu köşedeki mağazada taşınabilir harika bir renkli televizyon görmüş, ona acayip sevinecektir..!"
-
-
-

Dövdük de niye dövdük?..
Hakim sanığa
-" Davacının 3 aylık maaşını çalmışsınız, bununla da kalmayıp adamcağızı bir güzel dövmüşsünüz..!" diye çıkışmış,
" Tamam da hakim bey…" demiş sanık, " Ben cüzdanını alıp kaçarken öyle terbiyesiz küfürler etti ki duymalıydınız..!"
-
-
-
Mantar Yemeği..
Restorandaki adam yemeğe henüz başlamış ki garson hesabı getirmiş,
-" Neden?.." diye şaşırmış adam, " Daha yemeğimi bitirmedim ki?.."
" Özür dileriz efendim…" diye cevap vermiş garson nazikçe, " Müşteri mantar yemeği isteyince patron hesabı bu şekilde almamızı sıkı sıkıya tembih ediyor..!
-
-
-
Çölde Yol Tarifi..
Adam uçsuz bucaksız çölde arazi taşıtı ile bir vahayı ararken deveyle karşıdan gelen bir bedevinin yanında durmuş; aradığı vahayı bedeviye sorup yolu tarif etmesini rica etmiş,
-"Hiç durmadan ve direksiyonu kırmadan dümdüz gidin.." demiş bedevi, "çarşamba günü de sola sapın..!"
-
-
-
Sokak Çalgıcısı..
Sokak çalgıcısı sanatını icra ettikten sonra şapkasını çıkartıp kalabalığın arasında gezdirmiş, bir müddet sonra kaldırımda arkadaşının yanına çöküp şapkasının içini göstererek
- "Şuna bak" demiş, "Beş kuruş bile atmamışlar…"
Arkadaşı
-"Millet aç oğlum" diye cevap vermiş "Sen şapkanı kurtardığına şükret!.."
-
-
-
Piknik Yeri..
Adam karısıyla gittiği piknikte yemeği yedikten sonra halının üzerine sırt üstü uzanmış
-"Ooohhh..!" demiş göbeğini sıvazlayarak, "Burası gelinebilecek en güzel piknik yeri…"
Karısı
- "Haklısın" demiş sinir içinde bulaşıkları, çöpleri naylon torbalara doldurmaya çalışırken "Yüzlerce sinek, arı ve karınca asla yanılmış olamaz!.."
-
-
-
Kel Ayı..!
Yılbaşı partisinde delikanlı tavlamak istediği kızın yanına sokulmuş, onu etkilemek için çeşitli konulara girmiş, bir ara
- "Bendeki şansa bak, şuradaki kel ayıyı görüyor musun?" demiş, "O ayıya gidip 'şu koca memeli obez kadın kim?' diye sordum, meğer onun karısı değil miymiş?"
Kız
-"Hadi ya?" demiş "Peki babam size ne cevap verdi?.."
-
-
-
Stad Açılışı..
Stadın açılış maçında ilk devre sonunda kulüp başkanı telaşla soyunma odasına inmiş,
- "Arkadaşlar Başbakanımız açılışa şimdi gelebildi" demiş, "Benim de hükümetle olan iş ilişkilerim malumunuz… İlk yarıyı yeniden oynayabilir miyiz?.."
-
-
-
Sekreter ve Telefon..
Patron yeni işe aldığı sekreterine
-"Yahu tam yarım saattir senin telefonunu çaldırıyorum, neden açmıyorsun?" diye bağırmış,
- "Çok affedersiniz efendim" demiş sekreter, "Daha önce elektrik arıza servisinde telefonlara bakan sekreter olarak çalışıyordum da!"
-
-
-
Tarık Akan
Sarışın kız müthiş süratli araba kullanırken radara girmiş, ileride onu durduran ekipteki polisi etkileyip ceza yememek için
- "Aa?" demiş, "Ne kadar da Tarık Akan'a benziyorsunuz?.."
Polis
-"Teşekkür ederim" demiş bir yandan da ceza makbuzunu doldururken ve sormuş "Sinemayla yakından ilgilisiniz anlaşılan?"
Sarışın kıkırdayarak
-"Evet" demiş. "O zaman çok şanslı sayılırsınız" diye cevap vermiş polis makbuza son imzasını atarken, "Siz de göreceksiniz, biraz sonra çıkacağınız suçüstü mahkemesinin hâkimi aynen ama aynen Kadir İnanır!.."
-
-
-
Papağan..

Adam pet – shop'ta satın almak istediği papağanın 6000 dolar olduğunu öğrenince
-" Olur mu yahu..!" demiş tezgahtara " Bin dolar vereyim yeter…"
-" O fiyata size vereceğime denize atarım daha iyi…" demiş tezgahtar sinirlenerek,
" Öfff, aranızda anlaşın…" diye araya girmiş papağan, " Yüzme falan bilmiyoruz işte… Saçmalamayın..!"
-
-
-
Atının koşmamasından şikayetçi adam hocanın birine gider ....
 Hoca, bir kağıda bir şeyler yazar ve bunu atın boynuna iliştirmesi ister..
Adam, hocanın dediğini yapar...
At koşmaya başlar..
Adam merak eder,atın boynuna asılı kağıdı açar kağıdı okur.
Ne yazsın? "Deh dıgıdık dıgıdık,deh!"........
-
-
-

Sınıflama..
Oto galeri sahibi, düşünceli düşünceli başını sallayıp, karısına yakındı:
- Anlayamadım yahu! Üç ay önce yeni evli bir çifte, kelepir bir otomobil satmıştım. Aradan bunca zaman geçti, metelik göndermediler daha!!. Acaba başlarına bir şey mi geldi? Çok da dürüst ve sevimli insanlardı.
Bunun üzerine bir mektup daha yazıp, durumu hatırlatmaya karar verdiler. Ve üç gün sonra şu yanıtı aldılar:
- Sayın bayım... Evliliğimizin ilk gününde, oturup alacaklılarımızı üç gruba ayırdık:
1) En münasip zamanda alacakları ödenecek olanlar
2) Er geç alacakları bir gün ödenecek olanlar
3) Alacakları hiç bir zaman ödenmeyecek olanlar…
Gösterdiğiniz olağanüstü nezaket karşısında sizi üçüncü gruptan ikinci grup alacaklılar sınıfına geçirdiğimizi bildirir, saygılarımızı sunarız.
-
-
-
Mantık...
Yeni öğretim yılına başlayan öğrenciler, haftalık ders programlarına yeni giren mantık dersini görürler. Çok geçmez bu derse yaşlı bir profesörün de gireceğini öğrenirler.
Sonuçta merakla bekledikleri ilk mantık dersi başlar. Meraklı öğrencilerden biri söz ister:
— Sayın Profesör, mantık bize ne öğretir? Lütfen her şeyden önce bize bunu anlatır mısınız?
Profesör; kendine, derse, merak ve şüpheyle bakan öğrencilerine:
— Mantık dersinin insan düşüncesine yaptığı etkiyi açıklamak biraz güçtür. Onun için bunu sizlere bir örnekle açıklamak istiyorum. Farz edin ki, maden ocağından iki insan çıkıyor, birisinin üzeri tertemiz, diğerininki ise kömür karası içinde. Bunlardan hangisinin yıkanması gerekir?
Öğrenciler, hiç tereddüt etmez:
— Elbette ki, kirlisi yıkanmalıdır! diye bağırır.
Profesör, gülümseyerek konuşmasını sürdürür:
— İşte evlatlarım, mantık bu soruya yanıt vermeden önce şu soruyu sorar: Nasıl olur da bir maden ocağından çıkan iki kişiden birinin üzeri tertemiz iken diğerinin ki kirli olabiliyor?
-
-
-
Kimdir?!
Yahudi asıllı bir Rus; İsrail'e göçme iznini alır. Çıkışta, Ruslar bagajını denetlerken elbiselerin arasındaki Lenin'in büstünü bulurlar:
— Bu nedir?
Yahudi:
— Bu nedir? sorusu yanlisdir yoldaş!! Bu kimdir? demeniz gerekirdi!!. Bu Lenin'dir, sosyalizmin temellerini atan, Rus halkına iyilikler getirendir. Bende bunu bereketli günlerin anısı diye yanıma aldım.
—Tamam, geçebilirsiniz!
Tel Aviv havaalanında gümrük memuru büstü görür ve sorar:
— Bu nedir?
Yahudi:
—Bu nedir? sorusu yanlisdir pasam!! Bu kimdir? demeniz gerekirdi! Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım! Yanıma aldım ki her gün ona bakıp bakıp lanet okuyayım!
—Tamam, geçebilirsiniz!.
Adam evine gelir, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi nedeniyle de akrabalarına davet verir. Yeğenlerden biri sorar:
—Bu kimdir?
Yahudi:
— Bu kimdir? sorusu yanlisdir kuzum! Bu nedir? demen gerekirdi!..Bu; on kilogram, yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, üstelik KDV'siz!!!
-
-
-
Ebeveyn:)))
Büyükanne ve Dedenin evindeki telesekreter:
— Günaydın!!! Şu anda evde değiliz, lütfen mesajınızı bip sesinden sonra bırakınız.
— Biiiiiiiiyyyp!!
— Eğer çocuklarımızdan biri iseniz, "1" e basınız. Daha sonra 1 ila 5 arasında dünyaya geliş sırasına göre kim olduğunuzu belirtiniz.
— Eğer çocuklarla kalmamızı istiyorsanız "2"ye basınız.
— Eğer arabayı ödünç almak istiyorsanız "3" e basınız.
— Bizlerden yıkama ve ütü yapmamızı istiyorsanız "4"e basınız .
— Çocuklarınızın bu gece bizde kalmasını istiyorsanız "5"e basınız.
— Okuldan torunlarımızı almamızı istiyorsanız "6"ya basınız.
— Pazar günü için yemek hazırlamamızı istiyorsanız ya da eve servis edilmesini tercih ediyorsanız "7"ye basınız.
— Bize yemeğe gelmek istiyorsanız "8"e basınız.
— Sorun para ise "9"a basınız.
— Bizi yemeğe davet edecekseniz ya da bizi tiyatroya götürmeyi arzu ediyorsanız, hemen konuşmaya başlayın, DİNLİYORUZ...
-
-
-
Zannediyor!!
Adam cennetin kapısına gelir, kapıdaki melek sorar:
— Din?
— Hıristiyan, der adam.
Melek elindeki listeye bakar:
— 28 numaralı oda, yalnız 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.
Bir başka adam gelir.
— Din?
— Budist
— 18 numara. Yalnız 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.
Bir adam daha gelir.
— Din?
— Musevi
— 11 numaraya git. Yalnız 8 numaranın önünden geçerken sessiz ol.
— Farklı dinler için farklı odaların bulunmasını anlıyorum ama neden 8 numaranın önünden sessizce geçecek mişim?
Melek:
— 8 numarada Müslüman var. Müslümanlar, kendilerinden başkası buraya gelemiyor zannediyorlar.
-
-
-
Buluş(ma)!!
Romantik davranışları, dillere düşmüş aşklarıyla geçmişte ilişkilerinden epey söz ettirmiş nine ile dede, bir gün oturup eski günlerini yad eder. Sohbetin sonralarında iyice coşan nine, sırf nostalji olsun diye:
- Hadi yine o eski günlerde olduğu gibi sinemanın önünde buluşup, felekten bir gün çalalım! Var mısın efendi?!!
Öneriden etkilenen dede:
- Tamam hanım!!! der ve ertesi gün anlaştıkları gibi dede önceden sinemanın önüne gider ve başlar beklemeye… Ancak nine gözükmez. Beklemekten bir süre sonra sıkılan dede, sinirli bir şekilde söylenerek eve gelir. Bakar, hanım evde oturmuş ağlıyor.
- Ya hanım!! Seni o kadar bekledim, niye gelmedin!?!
İki gözü iki çeşme nine, hıçkıra hıçkıra:
- Annem izin vermediiiii!!!
-
-
-
Döv-dürt(me)!!
Türk, Kürt ve kıyafetinden papaz olduğu anlaşılan Ermeni üç Anadolu insanı, sıcak bir yaz günü seyahat ederken yanlarındaki suları biter. Bakınırlar, çevrede bir damla su yok ama vakit bağ zamanı, altın gibi sararmış üzümler yol kenarında ve kendilerine adeta el sallayıp, göz kırpmaktadır, bağı tarayan, arayan gözler, sahibini bulamayınca, dayanamaz dalarlar içeri:
— Aman canım!! Kaç paraysa veririz! İki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın!!Göremedikleri bağın sahibi, üzüm yiyenlerin üzerine gelir. Fena bozulur lakin üç kişiyle de başa çıkamayacağını bilir. Bakar kıyafetlerine, biri Ermeni hem de papaz, konuşmalarından,giysilerinden diğerlerini de hemen anlar. Döner Ermeni'ye:
— Bak bu adam Türk, yesin malımı. Benim kanımdandır. Helali hoş olsun. Bu da Kürt'tür ama din kardeşimdir. Sana ne oluyor? Nasıl yersin benim üzümleri be adam!!
Derken papazı bir güzel döver. Bağ sahibinin söylediklerinden hoşlanan Türk ve Kürt olan-bitenlere seyirci kalır, hatta keyflenirler..Papaz da kıpırdayacak hal bırakmayan bağ sahibi biraz sonra Kürt'e döner:
— Müslümansın da niye sahipsiz bağa giriyorsun be adam! Haydi bu adam benim kanımdan yediyse afiyet olsun, Çünkü o Türk, kardeşim, ama sana ne oluyor?!! der ve bir güzel onu da döver, yere serer. Bu durum da Türk'ün hoşuna gider, keyfi katlanır. Biraz sonra soluklanıp dinlenen bağ sahibi bu kez Türk'e döner:
— Tamam anladık!! Kardeşimsin, Türk'sün, aynı kandanız, aynı dindeniz ama sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?" der veTürk'e de başlar vurmaya.. Yediği yumruklarla imanı gevreyen, yere yuvarlanan Türk; Kürt'e döner ve acıyla bağırır:
— Biz! Papazı dövdürmeyecektik!!
-
-
-
Ördek..
Anaokulunda öğretmen çocuklara boya kitabını açtırmış ve elinde şemsiye tutan ördeğin bulunduğu sayfayı buldurup:
— Hadi çocuklar!! Şimdi ördeği sarıya, şemsiyeyi yeşile boyayacaksınız!
Sıraların arasında gezerken Alihan'ın ördeği itfaiye arabası gibi kıpkırmızı boyadığını görür , Hafif kızarak:
— Alihan! Sen kaç kere kırmızı ördek gördün bakayım? Ha?!
Ayağa kalkan Alihan:
— Öğretmenim! Siz elinde şemsiye ile gezen ördeği kaç kere gördüyseniz o kadar!
-
-
-
Nikah Tazminatı
Adam rahibe gidip
-" Bir insan diğer bir insanın hatasından, yanlış karar vermesinden ötürü para kazanması caiz midir?.." diye sormuş,
" Kesinlikle değildir…" diye cevap vermiş rahip,
" Emin misiniz?.." diye yinelemiş sorusunu,
" Tabii oğlum, kesinlikle…" demiş rahip
" Bu durumda, geçen sene nikahım için size ödediğim 250 doları bana geri verecek misiniz?.."
-
-
-
Mumya ve Temel..
Temel karısı ile Mısır'a gitmişler.
Meşhur Kahire Müzesi'ni gezerlerken bir mumyanın önünde durmuşlar, karısı sormuş:
-"Temel bu sargılar içinde yatanın önünde yazan M.Ö 2830 ne anlama geliyor?.."
Temel
- "Valla bilemedim" demiş "Ona çarpıp kaçan arabanın plakası olabilir.."
-
-
-
Bire Yirmi..
Ziraat mühendisi bilgi vermek için gittiği köyün birinde
-"Sizin toprağınızı tahlil ettirdim" demiş, "O kadar verimli toprağınız var ki ne ekseniz bire yirmi verir.."
 Köylülerden biri
- "Aman deme mühendis bey" diye ayağa fırlamış "Geçen hafta bizim kayınvalideyi gömdük de..!"
-
-
-
Karım ve Tasarruf..
Karım tasarruf yapmam gerektiğini söyledi…
Her yere popoma yapışmış gibi arabam ile gidiyormuşum ve çok masraflı oluyormuş, ben de yıllardır isteyip de yapamadığım bir şey yaptım bu gün eve otobüsle gittim ve salimen evime de ulaştım…
İnanır mısınız bu kadar yıldır hiç otobüs kullanmamıştım…
-
-
-
Golf..
Golf oynayan adam topunun başında, atış yapacağı deliğe 200 metre mesafede sopasını kaldırıp indirerek topa nişan alıyor, vuruş yapmadan tekrar heyecanla omuzlarını titreterek aynı hazırlığı tekrarlıyormuş,
-"Yahu amma uzattın?.. Vur artık şuna…" demiş arkadaşı.
-"Karım kulübün balkonunda buraya bakıyor…" demiş adam, "O nedenle çok iyi bir vuruş yapmam lazım.."
-" Saçmalama..!" diye atılmış arkadaşı heyecanla, "Tam bu mesafeden ona isabet ettirebilme şansın neredeyse sıfır.. Deneme bile..!"
-
-
-
Abrakadabra..
Karım yıllarca ünlü bir sihirbazın yardımcısı olarak çalıştı..
 Tabii ki bunca yıl boyunca bazı numaralar öğrenmiş..
Bu gün işten erken döndüm, karım yatak odasındaydı, beni görünce birden
"Abrakadabra..!" diye bağırdı, en iyi arkadaşım Dave gardroptan  çıktı ve sokak kapısını açıp gitti..
Zavallı Dave, sanırım hâlâ neler olduğunu anlamaya çalışıyordur..!
-
-
-
Kedim Pati…
Alışveriş merkezinin kalabalık otoparkına park ettim, arka koltuğa uzanmış yatan kedim 'Pati' hava alsın diye arka camları ikişer parmak indirdim, arabada huysuzlanıp orayı burayı tırmalamasın diye kapıları kapattıktan sonra sert bir üslupla işaret parmağımı arabaya doğru sallayarak
-" Bir yere kımıldama… Duydun mu beni..!" diye bağırdım…
Tam yanımdaki boşluğa arabasını park eden adam şaşkınlıkla bana baktı,
-" Arkadaşım…" dedi beni deli zannettiği kesin, tedirgin bir şekilde, " Sadece motoru durdurduktan sonra arabayı viteste bırakıp el frenini çekeceksiniz.. O siz gelene kadar ööle durur..!"
-
-
-
Papağan..
Adam pet – shop'ta satın almak istediği papağanın 6000 dolar olduğunu öğrenince
-" Olur mu yahu..!" demiş tezgahtara " Bin dolar vereyim yeter…"
-" O fiyata size vereceğime denize atarım daha iyi…" demiş tezgahtar sinirlenerek,
-" Öfff, aranızda anlaşın…" diye araya girmiş papağan, " Yüzme falan bilmiyoruz işte… Saçmalamayın..!"
-
-
-
Fransızca Menü..
İki iş adamı lüks restoranın menüsüne bakıp daha ilk yemeğin adını okuyunca şoke olmuşlar..
" Damarlı Koyun Gerdanı "..
Baş garsonu çağırıp
-" Bu ne iğrenç bir yemek.. İştahımız kesildi.." diyerek restoranı terk etmişler.
Baş garson hemen menüye bakmış canı sıkılarak içeri doğru seslenmiş,
-" Yahu.." demiş, " Şu menüyü Fransızcaya çevirmeden masalara koymayın diyoruz, anlamıyorsunuz.. Müşterilerle papaz oluyoruz canım..!"
-
-
-
Kapkaççı..
Kapkaççıya bir otomobil çarpıp kaçmış, etraftakiler anında yanına gelip onu yerden kaldırmışlar. Hastane yolunda polisler sormuşlar
- "Sana çarpan arabanın markasını, plakasını, rengini aldın mı?" diye.
-"Yok" demiş kapkaççı inleyerek, "Ama arabayı kullananın cüzdanını, saatini ve kalemini aldım..!"
-
-
-
Ucuza Cenaze Töreni
Adam gezmek için gittiği Venedik'te eşi ölünce cenaze işleri ile ilgilenen büroya gitmiş,
-"Pek fazla param da kalmadı " demiş, "Bu şehirde cenaze işini en ucuz nasıl halledebilirim?"
Memur
- "Kolay" diye cevap vermiş "Tabutu bir gondola koyarız, cemaat de arkadan yüzerek takip eder..!
-
-
-
İflas Eden İş Adamı ve Falcı
İflas edip her yere borçlanan iş adamı falcıya gitmiş, önündeki kristal küreye bakan  yaşlı kadın
- "Tam üç yıl sonra rahatlayacaksın" demiş adama.
- "Yani üç yıl sonra çok mu para kazanacağım? " diye sormuş adam heyecanlanarak.
- "Yok" demiş falcı kadın, "Üç yıl sonra böyle sefil bir şekilde kaçak yaşamaya alışacaksın."
-
-
-
Şovalye ve Karısı
Şövalye yıllar sürecek sefere giderken hamile karısını en yakın arkadaşına emanet etmiş.
-"Sakın merak etmeyin şövalyem" demiş arkadaşı "Eşinizi aynen bu gün bıraktığınız gibi bulacaksınız"
 Şövalye
-"Nasıl yani?" demiş "Hamile mi..?"
-
-
-
Gözlük..
-Genç delikanlının biri boğaz köprüsünün tam ortasında durmuş aşağı bakıp bir şeyler ararken " Ne yapıyorsunuz?.." diye sormuş polis,
-" Gözlüğümü düşürdüm.."diye cevap vermiş delikanlı,
-" Denize mi düştü?.."
-" Gözlüklerimi kaybettiğimi söylüyorum ya size.." diye cevap vermiş delikanlı sinirlenerek,
-" Ne bileyim nereye düştü?.."
-
-
-
Taksi parası..
Adamın biri iş için Hindistan'a gitmiş, Delhi Havaalanı'na inip otele gitmek için taksiye binmiş.
Müthiş kalabalık bir trafik, uzunca bir yolculuk sonrası otele varmışlar. Otel müdürü onu kapıda karşılamış. Taksi şoförü makul sayılacak 8 dolar karşılığı bir para istemiş. Adam parayı uzatır uzatmaz otel müdürü birden araya girip şoförün elini yakalamış,
-"Seni değersiz parazit.. Seni pislik!" demiş şoföre, "Böyle kazıklar atarak ülkemizin adını kirletiyorsunuz.. Aşağılık mahluklar!" diye çıkışmış.
Müdür paranın yarısını alıp adama iade etmiş. Şoförün ensesine bir tokat patlatarak "Defol!" diye bağırmış, "Defol ve bir daha seni buralarda görmeyeyim!"
Şoför inanılmaz yoğun trafiğin içinde sinirle kaybolurken müdür
- "Özür dilerim efendim.." demiş adama dönerek, "Nasılız?.."
Adam
-"Valla.." demiş şaşkınlığını atlatamayarak "Taksinin bagajında kalan bavulumu bu 14 milyonluk şehirde buldurabilirseniz sanırım daha iyi olacağız!"
-
-
-
Anneler Günü..
İki küçük çocuk Pazar sabahı annelerinin yatağına gelmişler,
-" Bu gün Anneler Günü, sen lütfen kalkma, yat, sana bir sürprizimiz var.." demişler, anne yatağına kahvaltı beklerken mutfaktan mis gibi kızarmış ekmek ve yumurtalı sucuk kokuları gelmeye başlamış, hayli uzun bir süre sonra başka bir hareket olmayınca 'Neler olduğunu' merak eden anne öğrenmek için aşağı inmiş, çocukların ikisinin de pişirdikleri yumurtalı sucuğu yediklerini görmüş..
-" Sürprizzz…" diye bağırmaya başlamış onu gören iki çocuk aynı anda, " Bu gün Anneler günü ve biz kendi kahvaltımızı kendimiz pişirdiiikk!"
-
-
-

Genç milyonerin biri kafeterya da oturken yanına yaşlı bir adam yaklaşır.
Yaşlı adam cebinden altın kaplamalı çakmağını çıkartıp gösterip
-"Bu çakmağı, servetiniz karşılığında satın almanızı teklif ediyorum" der.
Zengin
-"Bu basit çakmağın karşılığında servetimimi istiyorsun !! Çıldırdın mı sen!!! ???
Yaşlı adam
-Bu tahmin ettiğiniz gibi basit çakmak değil, der
Ve çakmağı çakar.. Çakmaktan bir cin çıkar ve sorar
-"Buyrun bayım, benden ne istersiniz?" diye sorar
Yaşlı adam
-"Bana bir çay getir" der
Saniyede masaya sıcacık nefis kokusu ile çay peyda oluşuverir.
Zengin bu durumdan şaşkına döner ve sevinir.
Cebinden kalem kağıt çıkartıp bütün sevetini yaşlı adama bu çakmak karşılığına, vermeyi kabul ettiğini yazıp imzalar.
Zengin acele ile evin yolunu tutar.
Eve geldiğinde çakmağı denemek ister ve çakar
çakmaktan cin çıkar ve sorar
-"Buyrun bayım, benden ne istersiniz?" diye sorar
Zengin büyük bir heyecan ve kıs bir gülümseme ile
-"Bana o yaşlı adama verdiğim bütün servetimi geri getirmeni,
ayrıca özel bir uçak ve çok güzel bir yat istiyorum.
Tabii bir de içinde, çok güzel mavi gözlü beni bekleyen sarışın bir afet de olsun."
Cin:
-"Özür dilerim bayım.. Ben yalnız çay ve kahve yapmasını bilirim."
-
-
-
Nasreddin Hoca tarlasında çalışırken oradan geçmekte olan birisi sormuş:
-"Bey Amca! Falan köye kaç saatte gidebilirim?" Hoca, bu soruya herhangi bir cevap vermemiş. Adam aynı soruyu üç kere tekrarlamış; AMA herhangi bir cevap alamayınca yoluna devam etmiş. Biraz yürüdükten sonra arkadan Hocanın:
-"Evlat, gel!" dediğini işitmiş. Adam gelince de Hoca soruyu şu şekilde cevaplandırmış:
-"Sen tam üç saatte oraya varırsın," demiş. Adam sinirli bir şekilde
-"Be bey amca! Madem biliyordun, şunu baştan söylesene," deyince, Nasreddin Hoca şöyle savunmuş kendisini:
-"İyi de, ben senin nasıl yürüdüğünü nereden bilebilirim ki."

-
-
-
-

Polis ve Çek Turist
Hız limiti 50 km. olan caddede polis sürücüyü durdurmuş. "
-Hızlı gitmeniz bir yana yanlış yerde araba solladınız, farlarınızdan biri yanmıyor, lastikleriniz tamamen aşınmış.. Size hayli kabarık bir ceza yazmak zorundayım" demiş. "Adınız nedir?"
-"Schtarthewisizeski Vocgefastrlongchinic" demiş yabancı sürücü..
-"Şeyy.." demiş polis, "Bu sefer geçin ama lütfen bir daha dikkatli olun!"
-
-
-
Cips..
Bodrumdaki yazlığımıza giderken yolda alışveriş merkezinde durup evin genel temizliği için süpürge, faraş, kova, fırça, bir sürü temizlik malzemesi aldım ve iş yaparken yemek için kocaman bir torba da cips..
Kasadaki kız elimdekileri torbalara yerleştirirken
-"Hayret, ilk defa şahit oluyorum" dedi, "Anlaşılan cips yerken etrafı acayip batırıyorsunuz!.."
-
-
-
Namık Kemal..
Öğretmen öğrencisine
-"Zil çaldıktan sonra sınıftan çıkma, seninle beş dakika görüşmek istiyorum" demiş.
İkisi yalnız kaldıklarında öğrencinin ödev kâğıdını eline almış,
-"Bu şiiri kendin mi yazdın?.." diye sormuş.
-" Evet öğretmenim, ben yazdım , bütün mısraları tek tek bana aittir" diye cevap vermiş öğrencisi.
- "Ooo, o zaman sayın Namık Kemal Bey, sizinle tanışmak benim için inanılmaz bir onur" demiş öğretmen saygıyla ayağa kalkıp telaşla ceketini iliklemeye çalışırken, "Türk edebiyatseverleri sizin uzun yıllar önce öldüğünüz gibi saçma sapan bir düşünceye kapılıp büyük bir üzüntü içerisindeydiler efendim."
-
-
-

Gençlikte ve Şimdi Semptomlar ve tanılar..Gençliğinizi düşünün. Yaşam ne kolaydı değil mi? Doktora gidip sıkıntınızı anlatıyorsunuz, sizi dinliyor. Belirtiler aynı ama tanı siz gençken başkaydı, şimdi ise bambaşka.
Elleriniz ve ayaklarınız titriyor.
Gençken: Âşıksınız..
Şimdi: Maalesef parkinsonsunuz.

Sürekli gülümsüyorsunuz.
Gençken: Âşıksınız..
Şimdi: Efendim yüz felci geçirmektesiniz.

Unutkanlık ve herhangi bir işe konsantre olamıyorsunuz.
Gençken: Âşıksınız..
Şimdi: Üzülerek ifade etmek isterim ki alzheimer hastalığına tutulmuşsunuz.

Sadece onu düşünüyor, o yokken sanki o varmış gibi onun kokusunu, sesini duyuyorsunuz.
Gençken: Âşıksınız..
Şimdi: Kesin şizofreni.

Uykusuzluk çekiyorsunuz.
Gençken: Âşıksınız..
Şimdi: Erkekseniz prostat, kadınsanız idrar zorlaması.

-
-
-

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org