Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

SEFA SİRMEN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

SEFA SİRMEN Kulağınıza Küpe Olsun TV Programı
17.07.2007
Okunma Sayısı : 8541
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 4,43
Popülarite : 3,74
Verdiğiniz Puan :
 

 

SEFA SİRMEN Kulağınıza Küpe Olsun TV Programı
.
.
Yaratıcı duayen bankacı Bülent Şenver beyi ben belediye başkanı iken tanımıştım. Türk bankacılığına bir çok ilki ve yeniliği kazandırmıştır. Onun üniversite öğrencileri ile hoş bir televizyon programı yaptık. Paylaşıyorumn.
.
.

   SEFA SİRMEN Kulağınıza Küpe Olsun TV Programı

.
.

SEFA SİRMEN Kulağınıza Küpe Olsun TV Programı
Deşifresi
.
.
Sefa Sirmen (SS)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Kulağınıza küpe olsun programına hoşgeldiniz.  Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var. Her konuda her alanda genç lider  yetiştirmeliyiz. Genç lider yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu. Gençlere imkanlar sağlamalıyız. Gençlerin önünü açmalıyız. Gençlere el vermeliyiz. Gençlerle tecrübelerimizi birikimlerimizi paylaşmalıyız. İşte kulağınıza küpe olsun isimli bu kitabı bu maksatla yazdım. Kulağınıza küpe olsun kitabının  içerisinde 152 iş adamımızın ve liderin öğütleri, başarı sırları, hoşlarına giden güzel sözler, fıkraları ve anıları var. Her hafta kulağınıza küpe olsun kitabında yer alan bir iş adamımızı davet edeceğiz misafirimiz olucak gençlerimizle tecrübelerini birikimlerini paylaşacak. Bu haftaki misafirimiz sayın Sefa Sirmen. Hoşgeldiniz Sefa bey.

SS:Hoşbulduk Bülent bey.

BŞ:Sefa bey hem bu kitabın içine öğütlerinizi yazdığınız için hemde bu programa katıldığınız için size çok teşekkür ediyorum.

SS:Ben teşekkür ederim.

BŞ: Ayrıca kitabımızın içinde yer alan 152 iş adamımıza da buradan teşekkürlerimi göndermek istiyorum. Hayatta olmayanlara da Tanrı'dan rahmet diliyorum. Sefa bey burada sizinle iyi şeyleri, güzel şeyleri, hoş olan şeyleri paylaşmak istiyoruz. Stüdyomuzda gördüğünüz gibi gençlerimiz var. Onlar size soru sormak istiyorlar. Güzel cevapları vereceğinize emin ve hepside hazır bir şekilde. Bununla yetinmeyeceğiz  yalnız bu programda . Programımızın bazı süprizleri olacak size. Programımızda misafirin misafiri diye bir bölüm gelecek sizden buraya bir misafir davet etmenizi isteyeceğiz, bakalım bize kimi davet edeceksiniz. Yine programın ilerleyen dakikalarında ilk defa açıklıyorum bölümü geldiğinde ilk defa burada bize bir açıklama yapmanızı isteyeceğiz. Açıklamanızı hep birlikte paylaşacağız. Sizden bir sürpriz kaset hazırlamanızı istedik gençlere mesaj vermek için kasediniz var o kasedinizi sizden alacağız yayına sokucağız, bakalım ne hazırladınız kasedinizin içinde neler var. Bununlada bitmiyor bizim bir yarışma bölümümüz var. 120 saniye Microsoft soru yağmuru bölümü diye bir bölüm var bu bölüm geldiğinde ben size 120 saniye içerisinde sorabildiğim kadar çok soru sormaya çalışacağım. Ve ne kadar çok soruya soruya cevap verirseniz o kadar çok sayıda çocuğumuz eğitim gönüllüleri kampanyasından bir milyon çocuk kampanyasına da katılmaya hak kazanacaklar. Şu ana kadar 67 çocuğumuz bundan önceki programlar nedeniyle buna hak kazandılar. Bakalım bu sayıyı bu programda sizinle birlikte kaça çıkartıcağız. Ve programın yine ilerleyen dakikalarında bir hayalim var bölümü geldiğinde Sefa bey'in hayalini soracağız. Biz bütün bunları yaparken programımızı çok değerli bir kişi izleyecek sayın Kamil Çakmak hem bizi izleyecek hem de program için bize güzel karikatür yapacak. Onun karikatürünüde size bir hatıra olarak bir anı hatıra olarak  takdim edeceğiz. Her misafire bir şey ikram edilir. Bizde burada size çay ikram edeceğiz ama bizim çayımız çok özel bir çay. Semaverde demlenmiş bir çay. İlk çayı ben kendi ellerimle size koymak doldurmak istiyorum. Ben çayınızı doldururken de gençlerimiz kendilerini size tanıtacaklar. Buyrun.

AYŞEGÜL TUNCER: Ben Ayşegül Tuncer 1980 İstanbul doğumluyum. 1998 de Robert Kolej'den mezun oldum. Önümüzdeki Temmuz ayında da Boğaziçi üniversitesi işletme bölümünü bitiriyorum.  Tüm okul hayatım boyunca çeşitli korolarda ve amatör müzik gruplarında şarkı söyledim, müzikallerde rol aldım. Şu anda bir üçüncü sektör kuruluşunda genç iletişim platformunda yönetim kurulundayım. Bunun dışında boş vakitlerimde tenis oynamayı seviyorum. Uluslar arası ilişkiler konulu makaleler ve kitaplar okumaktan hoşlanıyorum. Okul hayatım bitti bundan sonraki dönemde de en büyük hedeflerimden bir tanesi Türkiye'nin stabil Avrupa'ya entegre ve tüm ekonomik ve siyasi sorunlarını çözmüş bir ülke haline gelişinde üstüme düşen görevleri en iyi şekilde yapmak.

GÖKHAN DİZAMAN: Ben Gökhan Dizaman 1979 Manisa doğumluyum. Ortaokul ve lise öğrenimimi Manisa'da tamamladım. Bende temmuz ayı itibariyle Boğaziçi üniversitesi işletme bölümünden mezun olmuş olacağım. Şu sıralar bütün arkadaşlarımızın yaşadığı gibi aynı stresi bende yaşamaktayım. Neticede mezun oluyoruz iş hayatına atılacağız ve belirli beklentilerimiz var. Benim kariyer hedeflerim ileride finans sektöründe başarılı bir yönetici olabilmek. Gerçekten sizin ve Bülent hocam gibi kendi alanlarında başarılı iki yönetici ile burada birlikte bulunmak benim için gurur verici.

YUSUF BAŞAR:Benim ismim Yusuf Başar 20 Mart 1980 Ordu doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ordu'da okudum. Bende diğer arkadaşlarım gibi Temmuz ayında Boğaziçi üniversitesi işletme bölümü 2002 mezunu olacağım. Boş zamanlarımda spor yaparak geçirmeye çalışıyorum. Ayrıca okul takımlarında basketbol ve futbol oynadım profesyonel olarak. Ayrıca tarih politika ve ekonomiye yakın ilgi duyuyorum. Bu alanda makaleler kitaplar ve yazıları yakından takip etmeye çalışıyorum. Ve Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu zorlukları ve belirsizlikleri geçmişten bu güne yansımalar olduğunu görüyorum. Bu anlamda bütün gençlerin ve herkesin daha yakından Türkiye'nin yakın siyasi ve ekonomik tarihiyle ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar kısa dönem içerisinde Türkiye'nin sorunlarının çözüleceğine inanmasamda uzun vadede biz gençlerin enerjisi ve potansiyeli ile sizin gibi tecrübeli insanların bize öğütlerinin birleşmesi sonucunda bu zorlukların Türkiye'nin üstesinden geleceğine inanıyorum.

BENGİ GÜLSÜM ÇİÇEK:Ben Bengi Gülsüm Çiçek 1979 Ankara doğumluyum. Boğaziçi üniversitesi işletme bölümünden ben de bu sene mezun olacağım insallah. Bir yandan kariyer hedeflerime gelince bir yandan krizlerden kurtulmaya çalışan, bir yandan Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan Türkiye'nin çalışkan bir genç nesile ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu neslin üyesi olarak da başarılı bir yönetici olmayı hedefliyorum.

BŞ: Sefa bey  nasıl canavar gibi gençler yetişiyor.

SS: Müthiş evet.

BŞ:Bizler ümitle geleceğimizi onlara emanet edeceğiz. Onlara iyi şeyler emanet etmekte bizim görevimiz.

SS:Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk zaten gençlere güvenmiş hem Cumhuriyeti hem demokrasiyi hem laikliği o nedenle gençlere emanet etmiş. Gençlerimizde zıpkın gibi geliyor. Onlarla gurur duyuyoruz.

BŞ: Biz gençlerimizi tanıdık şimdi Şermin Kahraman'ın sizi tanıtmak için hazırladığı bir kasedi var hep birlikte bu kasedi izleyelim. Sefa bey gençlerimiz soru sormak için hepsi gözlerimin içine bakıyorlar ama onlar sorularına başlamadan önce ilk soruyu size ben sormak istiyorum. Kulağınıza Küpe Olsun kitabında 413. sayfada güzel bir anınız var. Herkezle paylaştığınız bir anınız. Benimde çok hoşuma gitti çok anlamlı bir anı. Ben bu anıyı okumak istiyorum anınızın başlığı tüp bitti. 1977 yılının başlarıydı. Politikanın içindeydim. Cumhuriyet Halk Partisi'nin aktif bir üyesi aynı zamanda Gölcük Belediye Meclisi üyesiydim. Kendi işimde de hırslıydım. İpragaz bayiliğini aldığımızda günde 70 tüp satan dükkanı kısa sürede günde 400 tüp satar hale getirmiştim. Gölcük'ün ve İzmit'in tamamına hizmet veriyordum. Sabah işe ilk gelen ben olurdum. O gün yine erken gelmiştim telefon çaldı başımı gazeteden kaldırdım uzanıp telefonu açtım. Buyrun Sefa Ticaret telefonun öbür ucundaki kadın sesi ağlamaklıydı. Evladım çocuğum okula gidecek kahvaltı için çayın altını yaktım tüp bitti ne olur bana hemen tüp yolla. Dükkanda çalışan elemanların daha gelmesine yarım saat kadar bir süre vardı. Eğer onları  beklersen telefondaki kadın çocuğunu kahvaltı ettirmeden okula göndermek zorunda kalacaktı. Gazeteyi bıraktım temiz bir tüp kamyonetin kasasına attım çırağıda yanıma alıp kapıyı kilitledim ufak komyenet Dodge'un gazına bastım. Uçarak gidiyordum yaklaşık 15 dakika sonra verilen adresteydim. Kapıyı açan kadın sabahın bu saatinde bu kadar kısa sürede tüp geldiği için şaşkınlık içindeydi. Yüzündeki mutluluk izleri bana kendimi kahraman gibi hissettirmişti. Evin hanımı sabahın erken saatlerinde henüz çocuğu okula gitmeden tüp'e kavuştuğu için oldukça mutluydu. Hele kendisine bu saatte tüpü getiren kişinin dükkan sahibi olduğunu da öğrenince sevincine küçük bir şaşkınlık da eklenmişti. İşte o zaman karar verdim. Dünyadaki en büyük saadet aslında insanları mutlu etmekti. Henüz 25 yaşında bir gençtim ve öyle sanıyordum ki politikada ki büyük hedefleri o sabah tüpü bırakıp dükkana dönerken kamyonetin direksiyonunda ilk kez aklımdan geçirdim. Ve o hizmet etme heyecanını 3. dönem Belediye Başkanlığına seçilmemden sonra bile ilk gün gibi halen duymaktayım ve hiç kaybetmedim. Sefa bey bu çok duygusal bir anı ve gençlere çok önemli mesajlar verebilecek bir anı. Bu anıyı okurken ben bile heyecanlandım. Sizin o günlerinizi yaşar gibi oldum. Eminim ben okurken sizde o günlerinizi hatırladınız. Ve nereden nerelere ama nereden nerelere derken o gelişmeyi yapmak herhalde burada bahsetmiş olduğunuz bir takım ilkeler insanlara duyduğunuz sevgi, onarla duyduğunuz saygı, müşteri diyorsunuz ama bence siz o gün o kadını müşteri diye değil bir insan olarak gördünüz  ve bir insana yapılan bir yardım, insana yapılan bir hizmet diye gördünüz. Ve sizin bu hizmet anlayışınız  25 yaşında ipragaz tüpünü o gün o bayana verip o çocuğun kahvaltı ederek okula gitmesiyle başladı. Ve ondan sonra da devam edip bu günlere ulaştı. Sefa bey bu çok güzel kendi kendini anlatan bir anı. Çok büyük mesajlar veren bir anı ama birde sizin ağzınızdan gençlere vermek istediğiniz mesajları sizin ağzınızdan alabilirmiyiz.

SS: Teşekkür ederim ben efendim bir kere o tarihlerde hem ticareti hem siyaseti birlikte yürütüyordum. 77'de Belediye meclis üyesiydim söylediğiniz gibi. Tabii onun öncesi 71'den 76'nın sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisi gençlik kolu başkanıydım. Tabiki toplumla iç içeydim. Onarla hizmet etmek, onları mutlu etmek, onların  bir sorununu çözmek, benim için çok önemliydi bana ayrı bir mutluluk veriyordu. Her yaptığım işi severek yaptım. Siyaseti de severek yaptım, ticaretide severek yaptım. Ticarette de başarılı oldum, siyasettede başarılı oldum. Gerçekten yaptığım işi hep sevdim, heyecan duydum. Tabiki o özel bir gündü. Zaman zaman o tür şeylerle karşılaştık. Ve hakkatten o anda o hanımefendinin yüz hatları çok farklı oldu hiç beklemediği bir hizmetle karşılaştı. O da beni son derece mutlu etti. O gün akşama kadar o etkiyle çok daha moralli çalıştım. Çok daha motivasyonlu çalıştım. Ve bu tabiki işiminde iyi gitmesini sağlıyordu. Başarılıydım yani iş hayatımda da başarılıydım.

BŞ:Gençlerimize de diyorsunuz ki ne yaparsa yapsın gençlerimiz severek yapsınlar.

SS: Severek ve heyecan duyarak.

BŞ:Heyecan duymak çok önemli. O heyecanı kaybetmemek gerekiyor.

SS: Gerçekten çok değişik alanlarda değişik mesleklerde ticaret yaptım inşaat müteahhitliği yaptım, insanları ev sahibi yapıyorsun. Mobilya mağazam vardı mobilya satıyordum. İşte bu beyaz eşya ipragaz bayiliği yani çok değişik alanlarda ticaret yaptım. Hiç zarar etmedim her yaptığım işte başarılı oldum. Az kazandım öz kazandım ama itimat telkin ettim güven verdim ve de onun karşılığını aldım.

BŞ: Evet Bengi size şimdi bir soru sormak istiyor, onun sorusunu dinleyelim.

BENGİ GÜLSÜM ÇİÇEK:Sefa bey sizin tecrübelerinizden yararlanmak istiyoruz tabiki . Sizin yaptığınız hataları biz yapmak istemiyoruz yada yapmak isteyipte yapamadığınız şeyleri biz  başarmak istiyoruz. Şimdiye kadar ben yapamadım mutlaka siz yapın yada ben yaptım ama sakın siz yapmayın diyebileceğiniz neler var.

SS:Tabii yaşam çok boyutlu bir kalıba sığdıramazsınız yaşamı. Tabi hatalar da her zaman da yapılabiliyor. Devamlı hata yapacağım derseniz zamanınız yetmez. Ama yaptığınız hatalardan yada başkalarının yaptığı hatalardan ders alırsanız daha hedefe ulaşabilirsiniz. Ben yapamadım mesela birkaç lisan öğrenemedim. Siz öğrenin. Sağlığa zararlı olmasına rağmen ben sigara içiyorum siz içmeyin. Bunları öğütlüyorum. 

GÖKHAN DİZAMAN: Benim kitapdan bir sorum olucaktı Sefa bey. Gerçekten verdiğiniz bir öğüt çok dikkatimi çekti orada benim hemen okumak istiyorum. Hayatta en önemli şey  kazançlarımızdan yararlanmak değildir. Bunu her insan yapabilir. Asıl önemli olan kayıplarınızdan kazanç sağlamaktır demişsiniz. Peki biz ileride kayıplarımızdan kazanç sağlamak için  neler yapmalıyız Sefa bey. 

SS: Tabii kazançlarınız sizin kazançlarınız ondan harcama yaptığınız zaman o bir kayıptır. Kayıplarınızı kazanca dönüştürmek en önemlisi odur. Tabii bu hem geçmişte yapılan hataları yapmamak onlardan ders çıkarmak eksi hanesine yazdırmamak, hemde başkalarının enerjisini iyi kullanmak zamanı iyi kullanmak bu kayıpları kazanca dönüştürecektir, oda bir artı getirecektir.

AYŞEGÜL TUNCER: Benimde kitaptan bir sorum olucak. Hocamızın kulağınıza küpe olsun kitabında söz söylemek ile ilgili iki tane benim dikkatimi çeken önemli tesbitiniz var. Ben buradan aynen okumak istiyorum. Birincisi "İlerlemek ve başarılı olmak için düşünceli ve ciddi olmaktan daha karlı bir meziyet güzel söz söylemektir" ikinciside "Bir söz söylemek ihtiyacı hissetmedikçe sakın söz söylemeye teşebbüs etmeyin.Söyleyeceğiniz sözleri iyice tasarladıktan sonra onu söyleyin. Sözünüzü bitirdikten sonra oturun" Söz söylemek ile ilgili bu iki noktayı bize biraz daha ayrıntılı açıklarmısınız?

SS:Aslında bunlarla ilgili çok güzel atasözlerimiz var. "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" "söz  gümüşse sükut  altındır" Şimdi tabii söz söylenir, tabii yerine getirilemeyen söz hem güvenden uzaklaştırır hem de itimatsız bir hale sokar. Dolayısıyla verdiğin sözün sahibi olabilmek için söz verirken dikkat ediceksin. Güzel sözler söyleyerek de karşındakini ikna edeceksin. İkna etme kabiliyetinin temeli güzel sözlerle olur. O deyimler onun için kullanılmıştır.

BŞ:Yani yapamayacağımız iş için söz vermemiz lazım ve her zaman söz verdiğimizden daha iyisini yapmamız lazım.

SS:Söz verdikten sonra düşüneceğimize sözü söylemeden önce düşünüceksiniz çünkü verdikten sonra o sözü yerine getirmek zorundasınız onun için önemli.

BŞ:Sefa bey bu  meslekler arasında bu söylediğinizi en fazla yapamayan meslek türü sizce hangisi acaba ? Bu dediğinizi yapamayan yani yapamayacağın için söz verme ama bazı mesleklerde çok söz vermek yada çok şey söyleme ihtiyacı oluyor.

SS:Tabii meslek olarak biraz avukatlarda bu şey olur onun dışında bu olaylarla  karşılaşıyoruz bir de siyasette özellikle.

BŞ:Belki diyeceksiniz ki siyaset meslek olmaması gereken bir konudur belki bizde meslek.

SS:Meslek halinde evet. Siyasette de bu güne kadar verilen sözler pek yerine gelmedi. Ve nitekim de onun için siyasette güvenilirlik azaldı ve başarı azaldı.  Halbuki söz verip yerine getirenler siyasette de ticarette de başarıları devam ediyor.

BŞ:Peki Sefa bey siz siyasetin de içindesiniz ve hem iş adamı hem siyaset çapkınıza baktığınızda acaba siyasi kişiler bazı sözler verirken iyi niyetli olayları bilmeden mi söz veriyorlar yoksa yani bilmemezlik değilde olmayacağını bile bile mi söz veriyorlar. Çoğunluk hangisi belki hakikaten bilmeden ne olacağını onu yaparım, bunu yaparım, şöyle derim, mevzuya tam hakim olmadan güzel sözleri söylüyorlar yoksa biliyorlar da onların olmayacağını da bile bilemi bu yapılamayacak  şeyleri söylüyorlar.

SS:İki türlü olan da var yani bilerek olmayacağını bilerek ben bu şeçimi geçiriyim, kazanıyım nasıl kazanırsam kazanıyım anlayışında olan siyasetçiler var. Bir kısmıda hakkatten mesuliyet sahibi olduktan sonra şartlar düşündüğü gibi çıkmıyor vermiş olduğu söz yerine gelemiyor. İyi niyetli verilmiş sözler de var. Ama ben özellikle Belediye Başkanlığı döneminde İzmitli'lere daha başından ne söz verdiysem şimdi hepsini yerine getirdim. Ben bu sözü verirken mesela o zamanlarda 89'da İzmit  Belediyesi maaş ödeyemeyen bir belediyeydi. Düşünün maaş ödeyemeyen bir belediye belediye imkanlarıyla biz baraj yapacağız diyoruz, işte doğalgaz getireceğiz diyoruz, efendim ite sahilde marina yapacağız, düzenleme yapacağız bir sürü proje vaad ediyoruz. Başlangıçta belki siyasi rakiplerede çok enteresan geldi. Ama İzmit halkı güvendi inandı bana 89'da destek verdi ilk kez beni İzmit Belediye Başkanı seçti. Ve inanın o kitapçıkta bir el kitapçığı dağıttım 5 yıl bunu saklayın dedim burada verdiğim sözleri yerine getirmezsem bir daha seçmezsiniz dedim. Ve o kitapçıkta söz veripte yapamadığım hiçbir proje yok. Belki artı ilave projeler oldu. Onun için ben buna çok özen gösteriyorum. Yapamayacağım bir sözü vermem. Verdiğim sözünde arkasında dururum. Tabiki şu anda yapılmamış işlerim var mı Belediye'de söz veripte mutlaka var. Biraz tabii hükümetle ilgili proje örneğin metro söz verdik henüz daha planlamadan çıkartamadık. O tamamen bizim yetkimizde olan bir şey değil. Onada uğraşıyoruz.

BŞ:Buradan gençlerimiz bence güzel bir küpe almış oldular. Söz vermeden önce sizin söz vermiş olduğunuz işin ne olduğunu anlamanız lazım. Söz verdiğiniz iş sadece size bağlı yapılacak iş mi? Yoksa söz verdiğiniz işi sizden başka birileri mi yapmak durumunda. Söz verdiğiniz işi yapabilmeniz için bir mali kaynak mı gerekiyor, veya bir başka aletlerin kullanılması mı gerekiyor. Çünkü siz iyi niyetli bir söz verirsiniz ama bakarsınız ki o sözü verdikten sonra sizin elinizde olamayan nedenlerden dolayı o söz verdiğiniz iş yapılamayabilir. Dönüpte onu diyemezsinizki valla bende olsaydı bütün imkanlar bunu ben yapıcaktım ama şu anda bütün yetki ve imkanlar bende değil ben onun için bunu yapamıyorum diyemezsiniz. Demeniz lazım ki ben her zaman verdiğim sözü tutarım. O nedenle de kendi imkanlarınızı bilmeniz lazım. Niçin söz verdiğinizi bilmeniz lazım. Söz verdiğiniz şeyin yapılabilmesi için ne gerekiyor bu bilgileri elde edip ondan sonra söz vermeniz lazım. Zaman zaman da bir şey sizden istendiğinde bir süre isteyin hemen evet yada hemen hayır deme gibi bir zorunluluğunuz yok deyinki bu konuda bir araştırma yapmam gerekiyor ben hiçbir zaman sözümü verdiğim zaman tutmamazlık etmem. Araştırayım imkanlarıma bakayım ona göre  size olup olmayacağını sözünü veririm diye bir davranış içerisine girin. Yusuf senin bir sorun vardı.

YUSUF BAŞAR: Kulağınıza küpe olsun adlı kitapta düşmanlarımızı dostumuz halien getirmekle ilgili bize şöyle bir öğüt vermişsiniz aynen okuyorum. "Her zaman her yerde hasımlarınızla karşılaşabilirsiniz. Şunu asla unutmayın ki düşmanlarınızı dostunuz haline getirerek etkisiz hale getirebilirsiniz" Sefa bey düşmanlarımızı dostumuz haline getirmek için sizce neler yapmalıyız? Bize ne tarz öğütler veririsiniz?

SS: Şimdi tabii burada temel dayanak hoşgörü sevgi ve diyalog . Bu üçü mutlaka olması gerekir. Şimdi ona düşmanda demeyelim rakip diyelim daha yumuşatalım. Mutlaka yaşam içinde iş rakibiniz olucak, siyasi rakibiniz olucak. Farklı nedenlerle size iyilik düşünmeyen insanlar olabilir. Bunların varlığı sizide rahatsız edecek. Halbuki onlarla iyi bir diyalogla sevgiyle hoşgörüyle onlarla bir diyaloğa girdiğinizde mutlaka o kızgınlık veya kırgınlık biraz yumuşayacaktır oda sizi mutlu edecektir. Dolayısıyla daha fazla motive olup daha fazla verim alacaksınız. Onun için mutlaka sizi yanlış tanıyanlara daha iyi veyahutta sizin yanlış tanıdığınız tanıdıklarınıza daha iyi yaklaşarak daha iyi tanıtmak hem daha iyi tanımak konusunda gayretli olmak.

BŞ:Evet Sefa bey şimdi önemli bir bölüme geldik. Bu bölüm 120 saniye Microsoft soru yağmuru bölümü. Programın başında da söylediğim gibi 120 saniye içerisinde size sorabildiğim kadar çok soru soracağım. Ve sizden bütün sorulara cevap vermenizi, kısa kısa cevaplar vermenizi isteyeceğim. Bundan önceki kulağınıza küpe olsun programlarımızda tam 67 çocuğumuz 67 cevapla Eğitim Gönüllüleri vakfının  bir milyon çocuk kampanyasına katılmaya hak kazandılar. Şimdi bunun üzerine bir ilave yapıcağız sizlerin katkısıyla . Sayın Sefa Sirmen 120 saniye Microsoft  soru yağmuru bölümünde sorulara süratli ve hızlı cevaplar vermeye hazırmısınız.

SS:Hazırım.

BŞ: Sorularınızı soruyorum. Başarılı bir iş adamının unutmaması gereken üç şeyi söylermisiniz?

SS: Planlama, verimli çalışma, değerlendirme.

BŞ: Siyaset hayatına atılıp ileride Başbakan olmak isteyen  bir üniversite öğrencisine sonu ol veya sonu olma kelimeleriyle biten iki öğüt verirmisiniz?

SS: Cesur ol, kavgacı olma.

BŞ: Nefret ettiğiniz insan davranışlarının üç tanesini söylermisiniz?

SS: Yalan söylemek , tembellik etmek, çevreyi kirletmek.

BŞ: Dünyada bir şeyleri değiştirmek için size özel bir güç verilseydi hangi üç şeyi değiştirmek isterdiniz?

SS: İşsizlik, yolsuzluk, kirlilik.

BŞ: Türkiye etik değerler merkezi kurucu üyesi Bülent Şenver size gelip Türkiye'de iş ahlakı bilincini geliştirmek istiyoruz yapmamız gereken en önemli üç şey ne olmalı diye sorsa öncelikle hangi şeyleri değiştirmesini isterdiniz?

SS: Başarının tanıtımı, erdemli çalışmanın ödüllendirilmesi.

BŞ: Hayatta çok para kazanılması için bir insanda bulunması gereken en önemli üç vasıf sizce nedir?

SS: İyi bir eğitim, çalışmak, cesur olmak.

BŞ: İleride Belediye Başkanı olacak bir gence başkan olduğu zaman başkanlık döneminde hangi üç şeyden sakınmasını öğütlerdiniz?

SS: Eleştirileri değerlendirmemek, yapılmayacak şeylerin sözünü vermek, bilim ve teknolojiden ödün vermemek.

BŞ: Bir iş anlaşması yaparken en fazla dikkat ettiğiniz ve önem verdiğiniz üç husus nedir?

SS: Uygulanabilirlik, verimlilik, yararlılık.

BŞ: Sekreterinizde bulunmamasını istediğiniz en önemli üç vasfı sayarmısınız?

SS: Unutkanlık, tembellik, bakımsızlık.

BŞ: Sevdiklerinizden beklediğiniz üç şeyin ismini söylermisiniz?

SS: Sevgi, hoşgörü, başarı.

BŞ:İş hayatında gördüğünüz etik değerler ve iş ahlakına uymayan davranışlar biçiminden en sık karşılaştığınız davranış biçimini açıklarmısınız?

SS: Verdiği sözü yerine getirememe, işini önemsememe.

BŞ: Evet süremiz bitti bende sürenin bittiğini ekrandan gördüğüm için son soruyu çok süratli okudum. 11 adet soru cevaplamış olduk. Ve 11 çocuğumuz eğitim gönüllüleri vakfının bir milyon çocuk kampanyasına katılmaya hak kazandılar. Ben hem size hem Microsof'ta çok teşekkür ediyorum. Sefa bey biz size bir kaset hazırlamanızı istemiştik. Sürpriz kasediniz hazır görüyorum masanın üzerine getirmişsiniz.  Onu sizden alabilirmiyim?  Biz sizin kasedinizi yayına hazırlarken hep birlikte reklamları izleyelim.

BŞ:Kulağınıza küpe olsun programında sayın Sefa Sirmen ile birlikteyiz. Sefa bey kasedinizi unutmadık, kasediniz yayına hazırlanıyor ancak şimdi misafirin misafiri bölümündeyiz. Size bir misafir davet etmenizi istedik ve bize bir misafir davet ettiniz. Misafirinizi bize tanıtırmısınız?

SS: Sayın Ali Topuz benim 70'li yıllarda 71'lerde gençlik kolu başkanlığım dönemimde parti büyüğümdü daha sonra imar iskan bakanı, ondan sonra köy işleri ve kooperatiflik bakanı, çok değer verdiğim bir siyasetçi. Ve o dönemlerde uzun zaman bakanlık yapmış olmasına rağmen en ufak bir şahibesi olmamış, lekesi olmamış tertemiz ve çokta devrin niteliğinde bakanlıklarıyla ilgili çalışmaları olmuştur. Onun için takdir ettiğim bir siyasetçi ve takdir ettiğim bir büyüğümdür.

BŞ:Evet misafirimizin misafiri bizimde misafirimizdir. hoş geldiniz Ali bey.

ALİ TOPUZ: Hoşbulduk efendim. Teşekkür ederim.

BŞ: Biz  burada Sefa bey'den çok güzel öğütler aldık. Gençlerimiz ona sorular sordular ve hakiketen her söylediği hepsinin kulağına küpe oldu. Eminim sizinde gençlerimize söyleyeceğiniz bir çok sözünüz var, bir çok mesajınız olabilir, onlar içerisinden toparlayıp gençlerimize neler söylemek istersiniz?

ALİ TOPUZ: Teşekkür ederim böyle bir fırsatı bana verdiğiniz için öncelikle sayın Sefa Sirmen bey'le ilgili küçük bir şey söylemek istiyorum. Gerçekten gençlerimizin Sefa Sirmeni gerçekten daha da yakından tanıyabilmeleri çok yararlı olacaktır. Çünkü o gençlik yıllarından bu yana sürekli herkesin sevgisini saygısını üzerinde toplayabilmiş, aldığı her görevi başarıyla yerine getirebilmiş, herkese örnek olabilmiş, etrafına faydası dokunmuş, değerli bir siyaset adamı bir kamu yöneticisidir. İzmit'te çok büyük işler yapmıştır çok başarılı işler yapmıştır. Bu tip başarılı insanları izlemek ve sadece böyle bir ortamda söyledikleriyle değil yaptıklarınıda görerek onlardan yararlanmak ve kendi yapacaklarına onları kaynak haline getirmek gençlerimiz için çok doğru bir davranış olur ve böylece bazı öğütler müsaade ederseniz. Şimdi bir kere gençler her şeyden önce bir insanın başarılı ve saygın bir konuma gelebilmesi  onun ne kadar şeffaf olduğuyla çok ilgilidir. Şeffaf olmalısınız. Sizi dışarıdan izleyen herhangi birisi baktığı zaman ne düşündüğünüzü anlayabilmelidir.  Sizinle ilgili bir süprizle karşılaşacağı izlenimini vermemelisiniz.Hangi olayda hangi reaksiyonu verebileceğinizi etrafınız sizi  izleyenler görebilmelidir. İçiniz ne ise dışınız o olmalıdır.Bu hayatta başarının hangi alanı seçerseniz seçin hayatta başarı'nın temel unsurlarından birisidir diyorum bunu unutmamalısınız. Bu kulağınıza küpe olsun diyorum birincisi bu. İkincisi sonradan pişman olacağınız bir iş yapmamaya çalışın. Bunu nasıl yaparız kolay bir iş değildir diyebilirsiniz. Bunun tılsımı her yaptığınız işi birkaç kere düşünerek yapmaktır. Düşüneceğim diyede çok vakit kaybetmemek lazım. Kararlarıda ivedi vermek lazım fakat ileride pişman olmayacağın dikkati içinde olursanız sonradan zor durumlarda kalmazsınız. Bir çok siyaset adamı vardır bir gün söylediği söz daha sonra önüne bir dezavantaj olarak çıkartılmıştır. Siyaset dünyasına bakınız çok az insan sonradan pişmanlık duyacak bir iş yapmamıştır, İsmet Paşa mesela pişmanlık duyacağı bir iş yapmamıştır. Her şeyi düşünerek yapmıştır. Bu da çok önemli bir şeydir. Üçüncüsü bilmediğiniz bir konuda çok iddia sahibi olmayın. Öğrenmediğiniz bir şeyin üzerinde konuşmayın. Çünkü bir süre sonra konuşmaya başladıktan bir süre sonra bir takım yanlışlıklara düşersiniz ve güvenilmez insan haline gelirsiniz. O nedenle bildiğiniz konuda iddianızı yerine koymalısınız. Bir iddia yerine koyabilmek için onu öğrenmelisiniz. Konfüçyüs'un  çok güzel bir sözü vardır bunu hiç unutmayın. "Bilgi tamamlanmadıkça iyi niyet teşekkül etmez" diyor  Konfücyüs bilgi eksikse hiçbir şey iyi niyetli olamaz, kamil olgun bir şekilde olamaz o nedenle bilmeden bir işe girilmez. Bir başka şey herhangi bir iş herhangi bir meslek herhangi bir faaliyet alanı kendinize seçmiş olabilirisiniz. Hatta birden fazla alanda seçmiş olabilirsiniz fakat bunlardan bir tanesini mutlaka  en iyi şekilde yapabilmek için kendinizi sürekli eğitime tabii tutmanız lazım. Çünkü herhangi bir kimsenin herhangi bir konuda kimliğini ortaya koyabilecek bir başarı söz konusu değilse onun başka alanlarda yapacağı şeylerede çok  faza inanmaz  o nedenle işinizi evvela iyi yapmalısınız. Şunu unutmayın hayat sürekli bir eğitimdir. Her yaşta her konumda insanın öğreneceği bir şey vardır. Bir şey öğrenmekten korkmayın ve öğrenmeyi kendinize mutlaka bir  amaç olarak seçin. Tabiki ben 52 yıldan beri siyaset yapan birisi üniversiteye girdiğim yıldan beri siyasetin içinde olan birisi olarak siyasetlede ilgili olarak size tavsiyelerde bulunamam gerekir. Öncelikle şunu söyleyeyim. Bir kere mutlaka siyasetin içinde olmalısınız. Yalnız bu sözüm yanlış anlaşılmasın bugün siyaset diye anılan veya algılanan olguyu size siyaset olarak size önermiyorum. Bugün siyaset olarak görünen şey gerçek siyaset olarak algılanmamalıdır. Bugün siyaset kendi oturduğu temellerden uzaklaşmıştır. Şunu unutmayın siyaset bir meslek değildir. Siyaset toplum için bir görevdir. Toplum için toplumun refahı için insanların özveri göstererek yaptıkları bir faaliyettir. Böyle bir faaliyetin kendi amaçlarınıza, kişisel çıkarlarınıza dönük olması kesinlikle söz konusu olmamalıdır. Kendi çıkarınızı toplumun çıkarı içinde eğer görebiliyorsanız o anlayış içerisinde siyaset yapın. Bugünkü siyaset bu niteliklerinden epeyice uzaklaşmış gibi görünüyor. Eğer sizin gibi genç ve iyi yetişmiş çağdaş eğitimin bütün olanaklarından yararlanmış hele interaktif ortamda her şeyi izleyebilir hale gelmiş olan gençler mutlaka siyasetle öyle veya böyle ilgilenmelidir. Bu mutlaka bir siyasi parti'nin içine girerek olmak mecburiyeti getirmez size. O yapıda bugün gördüğünüz olumsuz yapının içine girmeden de siyasi konularda etkin olma şansı vardır. Nedir bunun yolu kendi aranızda örgütlenirsiniz. Dört tane genç var burada şimdi bu dört tane genç arkadaşımız belli siyasi konularda eğer aynı görüşleri paylaştıklarını tesbit ediyorlarsa o görüşü yaymak o görüşü temsil ettiğini iddia eden siyasi partilere öneri göndermek, eleştiri göndermek , onları izlemek, yanlışlarını söylemek, gerekiyorsa o partilerin içine girerek onların sorunlarıylada  diyalog kurarak onlarla mücadele edebilirsiniz. Daha çok çoğalırsınız hep beraber gidelim şu partinin içine girelim üye olalım. Buradaki olumsuzluklara karşı biz mücadele edelim.Atatürk'ün gençliğe hitabesi boşuna yazılmış değil. Hangi koşullarda olursanız olun  ülkenin geleceği konusunda büyük sorumluluğunuz var gençlerin. O büyük sorumluluğun gereği siyaseti de etkilemektir. İçine girerek veya başka yöntemlerle. Bundan uzaklaşmamalısınız. Efendim siyaset çok kötü yönetiliyor, siyasi kadrolar çok güvenilmez kadrolar, siyasi yapılar çok yozlaşmış yapılar, benim ne işim var orada bunu demek sorumlulukdan kaçmaktır. Bunu yapmayın çünkü siz bunu yaptığınız zaman siyaset mekanizması'nın düzelme  şansını sonsuza kadar ortadan kaldırmış oluyorsunuz. Oysa yaşamınız siyasetin yönlendirdiği, siyasetin etkilediği bir yaşam. Sizin çocuklarınızın, torunlarınızın yaşamanı etkiliyor. Siz bu kötü ellerdedir  ben onların arasına niye gireyim diyerek kenarda kaldığınız sürece o kötü eller burada daha etkin olurlar. O nedenle cesaretle girin kendiniz için bir şey talep etmeyin. Zaten siz belli bir mücadeleyi verdiğiniz zaman  siz istemesenizde siz o talep ettiğiniz yere geliniz. Sayın Sefa Sirmen içinde bir takım hedefler seçmiş bile olsa o hiçbir zaman kendisi ben şu olacağım ben bu olacağım ben şunun için buradayım diye bir mücadele vermemiştir. Yakından izlediğim genç ve yetenekli bir arkadaşımız olarak. Ama o her yere gelmiştir, gelebilmiştir, daha daha önemli yerlere gelme potansiyelini taşımaktadır. Ne ile yaptı bunu bakın suratındaki gülümseme hiç eksik olmuyor. Eğer insanın içi gülmeye müsait değilse yüzündeki gülücük hemen sahte bir gülücük olarak  anlaşılır. O nedenle insanlara baktığınız zaman gülüşünden de onun karakteri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bakın ne kadar rahat gülüyor. Neden çünkü o bazı şeyler olmak istedi fakat hiçbir şeyin ihtirasını ortaya koymadı. Bana bir eski partilimiz ben genç yaşımda bana demiştiki yavrum sen ilerde bu partide önemli yerlere gelebilirsin fakat sakın illa ben şu olacağım diye olmak istediğin bir şeyi açıklama bunun iki mahsuru vardır. Bir sen bir kere yozlaşırısın ben şu olacağım dediğin zaman içinde sen oraya gelebilmek için makevelist Yöntemlere başvurusun kendin eğrilirsin büğrülürsün. İki sen oraya gelmeyesin diye insanlar sana çelme takar. Halbuki sen toplum için bir şey yaparsan toplum seni bir yere taşır. Siyasette böyledir. Siyasette kısa vadede haksızlık olur. Ama orta vadede haksızlıklar olmaz. Uzun vadede haksızlık hiç olmaz. O nedenle siyaseti yapın. Son olarak gençliğinizi devam ettirmenin çaresini bulun. Çünkü gençlik kaybedildikten sonra geri kazanılamıyor. Genç kalmanın yolları vardır. Genç kalmanın yolu stresi atmaktır, iyi niyetli olmaktır, dürüst olmaktır, çalışkan olmaktır, insanları sevmektir. Bunları yaparsanız genç kalırısınız.

BŞ:Evet çok teşekkür ediyoruz çok teşekkürler. Gençlerimize önemli küpeler verdiniz. Sağolun eksik olmayın. Sefa bey kasediniz sürpriz kasediniz yayına hazırlanmış şimdi hep birlikte bu kasedinizi izleyelim. Kasedinizi izledik burada yapılmış şeyler var barajlar gibi ben hep orada sizin yaptığınız şeyleri gördüm hizmetlerinizin hepsini gördüm de yalnız merak ettim gençlere bunlarla ne mesaj vericeksiniz ben ancak bukadarını yaptım siz bunun on katını yapın mı nedir üç dakika da onlara ne mesaj vericeksiniz.

SS:Şimdi tabii başlangıçta olimpik buz pateni vardı. Şimdi bir çok Avrupa şehrine de gidersiniz salon sporları bir başka spor tesislerini bulabilirsiniz ama buz pateni salonunu bulamazsınız. Burada hedef şuydu yani çıtayı hep yüksek tutmak, standartı yükseltmek ve büyük düşünmek

BŞ:Ne yaparsalar yapsınlar gençler çıtayı hep yüksek düşünsünler.

SS: Standartı yüksek olsun. Spor tesisleri Kocaeli spor tesislerini gösterdik. Orada alt yapı çok önemli. Hem her alanda alt yapı önemli. Eğitim açısından, spor açısından o nedenle alt yapıya önem vermelerini.

BŞ: Hangi  işi yapıyorsanız yapın sağlam temelin üzerine çıkın.

SS: Barajı koyduk şu anda Türkiye'de içilebilir suyu 24 saat musluklardan akıtabiliyoruz. Bu insana verilen saygıdır, değerdir onun için her zaman önce insan densin.

BŞ:Her zaman insana saygı gösterin.

SS: Orada Türkiye'de yine ilk kez çöp fabrikası var onu gördük. Ve orada bir eylem var  Green peaces' ciler orada bir eylem yapıyorlar gençler. Şimdi burası ruhsat almış ve Avrupa'da standartı aynı değerde olan bir fabrika. Şimdi o arkadaşlar burada bir eylem yaptılar. Niçin yaptılar?  konuyu iyi bilmeden kavramadan, anlamadan, bilimsel olarak değerlendirmeden bir eylem yaptılar. Bu fabrika buraya zararlı diye eylem yaptılar halbuki Türkiyedeki bütün bilim kurumları burasını inceledi buranın herhangi bir çevreye zarar vermediğini ki çevre için yapılan bir proje olduğu için burası ruhsat aldı. Gençlerimize buradan tam inanmadığınız, tam bilmediğiniz, sayın Bakanımızda söyledi o konularda yorum yapmayın veya eylem yapmayın. Onun dışında çevreyle ilgili sahil düzenlemesiyle ilgili görüntüler vardı. Çevreye sahip çıksınlar. Yeşile önem versinler.

BŞ:Herkes çevreye sahip çıkmalı. Siz başka bir açıdan sahip çıkıyorsunuz ama gençlerimizde oraları kirletmeyerek değil mi oralara katkıda bulunarak sahip çıkabilir.

SS:Korumakta sahip çıkmaktır. Yeşil alanları her yıl binlerce hektar orman yanıyor bu dikkatsizlikten ve onun değerini bilmemekten.

BŞ:Şimdi ilk defa açıklıyorum bölümümüz var. Bende merakla bekliyorum sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama bizle birlikte ilk defa açıklıyorum deyince ne paylaşmak istersiniz.

BŞ: Son şeyi söylüyüm ben Kore'ye gittim Milli takımın maçını izlemek için belkide ilk maç öncesi Brezilya maçı öncesi Milli takımımızı ziyaret eden tek kulüp başkanıydım ve orada futbolcularla görüştüm, Şenol hocayla görüştüm, federasyon başkanımızla görüştüm, orada bir şey söyledim dedimki bu maç bizim için sonucu kötüde olabilir, ama hiçbir zaman ümidinizi yitirmeyin bu turdan iki takım çıkacak biri Brezilya biri Türkiye dedim ve gerçektende öyle oldu. Yeterli değilse bir şey daha söyleyeyim.

BŞ:Buyrun, buyrun.

SS: Tabii ben çok genç yaşlarda siyasete atıldım ve hep de bu yaşıma kadar hedefim ve ideallerim vardı. O zamanlardan bile İzmit Belediye Başkanlığı'nı hedeflemiştim. O dönemlerde başarılı bir Belediye Başkanı vardı Erol Köse Türkiye'nin tanıdığı bir Belediye Başkanıydı ondan dolayı bende siyasetin içindeydim o zamandan hedeflemiştim hedefime ulaştım burada da ilk defa açıklıyorum.

BŞ:Evet bundan sonra gençlerimizde belki bundan sonra akıllarına böyle bir hedef koyabilirler. Koymalarıda şart.

SS: İddiaları oldun, hedefleri olsun

BŞ:Sefa bey şimdi hep geçmişle ilgili bazı şeyler konuştuk ama insanların birde ileriye yönelik hayalleri vardır. Bir hayalim var bölümümüze geldik. Sizin hayaliniz nedir?

SS:Benim hayalim hayallerimi yitirmemek. Her insanın hayali vardır, hayalleri yitirdiği zaman her şey bitmektedir. Onun için benim tek hayalim hayallerimi yitirmemek.

BŞ:Buda güzel bir hayal. Çok teşekkür ediyoruz. Bu programda bizi izleyipte karikatür yapan sayın Kamil Çakmak  orada bize çok güzel şeyler yaptı. Ama bununla yetinmedi dediki ben 55 dakikada yaptığım karikatür dışında daha uzun günler çalışıp  Sefa bey'e hediye edilmek üzere yağlı boya olarak bir resim yapmak istiyorum. Şimdi önce ben bunu kameraya göstermek istiyorum. Çok güzel bir eser ortaya çıkmış biraz sonra size de vereceğim sizde  göreceksiniz . Körfezi görüyoruz bakın burada bir mavilik var, baraj olduğunu anlıyorum. Şurada bir stad var futbol sağasını görüyorum, arkada yenilenmiş ve çok düzgün bir hale gelmiş Kocaelini görüyorum ve her şeyden önemlisi arkada bir güneş var ve güneşin önünde de siz varsınız. Körfeze bir güneş doğuyor gibi siz doğuyorsunuz. Ve elinizde de kulağınıza küpe olsun isimli bir kitap var. Ve yanındada Kamil bey beni koymuş stadın üzerinde Kocaelispor'un  formasıyla birlikte bilmiyorum yani ben nasıl bir futbolcu olurum ama hatıra olarak bunu kabul etmenizi istiyorum.

SS: Çok teşekkür ediyorum. Görebilirmiyim?

BŞ: Tabii bakabilirsiniz.

SS: Kamil bey çok teşekkür ediyorum.

BŞ:Bir hatıra olarak bu programın böyle bir eser kalıcağı içinde Kamil bey'e çok teşekkür ediyorum. Sayın Sefa bey bizi onurlandırdınız. Ben hem Sefa bey'e hem Ali bey'e gençlerle tecrübelerini bugün gençlerle paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum. Ayrıca gençlerimizede sorular sordukları için ve yapımda, yayında emeği geçen  herkese bu programa hayat verdikleri için teşekkür etmek istiyorum. Gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz. Gençlerimize sahip çıkalım. Haftaya kulağınıza küpe olsun programının misafiri  sayın Nihat Böytüzün. Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın. Hoşçakalın.

.
.

.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org