Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Can Kıraç Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

GÜNLER GEÇTİ BİLE!
07.07.2013
Okunma Sayısı : 9571
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

GÜNLER GEÇTİ BİLE!
"YARIN OLSUN, YARIN OLSUN" (*)
DİYE GÜNLER GEÇİYOR.

Un mu ün mü? Tercihinizi şimdiden yapınız.

*

Can Kıraç, Türkiye'de profesyonel yönetici tipinin oluşmasını sağlayanlardan biridir... Bugün büyük kuruluşlarda çok sayıda profesyonel yöneticiler var...

Fakat 1960'lı yıllarda profesyonel yönetici denilince sadece bir (rahmetli) Ertuğrul Soysal (Ağabeyimiz) akla gelirdi. Ertuğrul Soysal, Türkiye'nin öne çıkabilmiş tek profesyonel yöneticisi (kendi ifadesine göre manageri) idi. Derken 1970'li yıllarda Can Kıraç parladı...

*
Can Kıraç, sadece Koç Topluluğu'nda oturduğu koltuk nedeniyle öne çıkmadı...

Kalıbı, kıyafeti, kafası, konuşması ile de büyük ilgi gördü...

Gençliğinde talebe cemiyetlerinde tecrübesi, ataklığı avantajını teşkil ediyordu.

Onun için ülkenin ekonomik ve sosyal ve hatta siyasi sorunlarına ilişkin görüşleri, yazıları ve konuşmaları her çevrede, (o zaman sağ-sol arasında daha keskin çizgiler olmasına rağmen) yankı yapıyordu. (Hatta bir ara, acaba Can Kıraç, CHP'de Ecevit'e alternatif olabilir mi diye bile tartışıldı...)

UN MU, ÜN MÜ?

Dostum Prof.Dr. Erdoğan Alkin der ki, "Türkiye'de belli bir noktaya gelindiğinde tercihini yapacaksın: Un mu, ün mü?..

Un'a değer verirsen, bol paran olur, iyi yaşarsın...

Ama ideallerinden, fikirlerinden, inançlarından vazgeçmek zorunda kalırsın...

Ün'ü tercih edersen, muhtemelen aç kalırsın...

'Oh ne babayiğit adam...' diye alkışlarlar...

Başın devamlı belâya girse de aç kalsan da, kimse elinden tutmaz...

Türkiye'de un ile ün birarada olmaz..."

*

Türkiye'de profesyonel yöneticilerin sorumlulukları dışındaki konulara ilgi göstermeleri uygun görülmez.

Bu gereksiz bir meşgale olarak değerlendirilir.

Profesyonel yöneticinin sadece işine gidip geleceği, işi dışında fikir hareketleriyle, sosyal hareketlerle ilgilenmeyeceği varsayılır.

Profesyonel yönetici ne kadar birikim sahibi olur ise olsun, ülke sorunları üzerinde görüş belirtmez, fikir üretemez, tartışmaya giremez, yazı yazamaz, konuşma yapamaz.

CAN KIRAÇ'ın TERCİHİ

Can Kıraç, 1975'lere kadar "un" ile "ün" işini birlikte yürüten bir profesyonel yönetici idi.

Fakat anlaşıldığı kadarı ile 1975 yıllarında Sayın Vehbi Koç onu bir tercih yapmaya zorladı. "Ya unu seç, Koç Topluluğu'nun başına geç, ya ünü seç kendi bildiğin yolda yürü..." demişdi.

Ve de anlaşıldığı kadar Can Kıraç, "Çok sevmesine rağmen
ünü bırakıp, paranın cazibesinde una yönelmişdi.

Bu tercihin de karşılığını anlaşıldığı kadar ile aldı.

 
 
Bugün bilindiği kadarı ile Can Kıraç, Türkiye'de profesyonel yönetici olarak maddi tatminin doruğuna ulaşan bir kişidir.

Koç Topluluğu'nda 41 yıllık hizmetten sonra "emekli olan" Can Kıraç, şimdi, "yarın olsun, yarın olsun" diye ertelediği özlemlerini gerçekleştirme arayışındadır. Resim yapıştırmakta, yazı yazmakta, boncuk yapmakta, konuşmaktadır...

AMA HERŞEYİN BİR ZAMANI VAR...

Fakat "Ahhh... Gözü körolası zaman!..." Zaman o kadar önemli ki...

Herşeyin bir zamanı var... "Yarın olsun, yarın olsun derseniz" günler geçer..." Hiçbir şeyin tadı eskisi gibi olmaz.

Can Kıraç, 23 Ekim 1992 tarihinde Koç Topluluğu'nun üst yönetiminin hazır bulunduğu bir toplantıda ilginç bir konuşma yapmıştı.

Bu konuşmanın hoşuma giden bir bölümünü aktaracağım. "Can Kıraç anlatıyor:" Sene 1988 Fıdıklı'dan Nakkaştepe'ye geldik.

Eşim İnci, "Vehbi Bey hep tavsiye eder, öğlenleri uyuyun diye. Sen de artık belli bir seviyeye geldin, kendine dikkat etmen gerek, öğlenleri istirahat et" diyerek bana çarşaf-pike-yastık falan verdi...

Bir gün ben de sekreterim Aylin'e bir deneyeceğim bu işi, bakalım nasıl oluyor dedim. Biz kapıları kilitledik, yattık.

Biraz sonra heyecanla kapıya vuruldu.

Ben de Rahmi Beyden öğrenmişim. Hep "soyunarak yatacaksınız" der.

Biz de soyunarak yatmışız.

Aylin dedi ki "Suna Hanım geldi!"

Pekiyi dedim "Ne yapayım?"

"Suna Hanıma söyledim yatıyor diye. Niye yatıyor diye sordu"

Aylin de çok aklı evvel olduğu için demiş ki; "Vehbi Bey kitabında yazıyor."

Suna Hanım da demiş ki; "Vehbi Bey'in 90 tane daha başka söylediği şey var. Onları yapsın ama yatmasın!"

Ben bu olayı İnci'ye anlattım.

İnci dedi ki "Kısmet değilmiş, ser getir o yastığı-pikeleri."

Biz de götürdük.

Emekli olduktan sonra İnci "Haydi artık, Suna Kıraç da yok, rahat rahat yatacaksın" dedi.

Yattık, ama uyku tutmuyor.

İnsan 41 yıl uyumamışsa 41 yıldan sonra da uyuyamıyor.

Kıssadan hisse:

Eğer emekli olduktan sonra öğlenleri uyumak isti-yorsanız şimdiden uyumaya başlayın."

ÇOK GEÇ OLMADAN CANA KIRAÇ HATIRALARINI
YAZMALIDIR

Bu ne güzel anlatım...

İfadenin güzelliği, konunun mizahi bir gözlükle ortaya konuşu ne hoş...

Ufacık bir hikâyeden çıkacak ne çok ders var...

Ben Can Kıraç'ın bu anlatım gücünü beğeniyorum.

Hikâyeden çok şeyler öğrendim.

Çok dersler çıkardım...

Can Kıraç'ı telefonla aradım...

Profesyonel bir yönetici olarak 41 yıllık deneyimlerini hikâye anlatımındaki bu ifade, uslûp ile kitap haline getirmesini tavsiye ettim...

"Bir süre sonra böyle birşey yapmayı düşünebileceğini" söyledi.

Üzüldüm...

Çünkü anladığım kadarı ile "yarın olsun, yarın olsun" diye gene günler geçecek.

Ve de aynen hikâyede olduğu gibi "uyku tutmayacak...

İnsan 41 yıl uyumamışsa, 41 yıl sonra da uyuyamıyor..."

Güngön Uras
(*) Bu yazı 16 Kasım 1992 tarihinde Dünya gazetesinde "Olayların İçinden" köşesinde yayımlanmıştır.
*

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org