Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Can Kıraç Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BAŞKANLIK TUTKUM !?
14.08.2021
Okunma Sayısı : 977
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

BAŞKANLIK TUTKUM !?

CanKıraç

*

Siyaset hayatımız, BAŞKANLIK KONUSUNA kilitlenmiş buluyor!

Heryerde "Başkanlar" birbirleriyle çarpışıyor !

Hayatımın bir döneminde BAŞKANLIK TUTKUSU'na ben de yakalanmış olduğum için, öykümü, hoşgörünüze sığınarak

bu konuya ayırmış bulunuyorum.

*

Koç'tan niçin emekli olduğumu merak eden ve beni sorgu yağmuruna tutan bir çok arkadaşıma değişik sebepler anlattığımı hâlâ hatırlıyorum.

Özgür yaşamak, hayatı başka yönleriyle tanımak, kendime vakit ayırmak, şiir yazmak, resim yapmak!

Bunlar gibi bir yığın sebep, bir çok mazeret.

Bu sebeplerin herbirinde, biraz abartı, biraz masumiyet, ama muhakkak bir gerçek payı bulunduğunu itiraf etmek isterim....

Bu sebepler içinde Vehbi Koç Bey'in en hoşuna gideni benim Başkanlık tutkum'la ilgili olanıdır....

Vehbi Bey

31 Aralık 1991 günü Nakkaştepe'de yeni yılı karşılama toplatısında yapmış olduğum konuşmadan sonra ;

"Ben senin içinde politikacılığın yaşadığını 1952 yılında yazdığın yazıdan mahkemeye düştüğün zaman anlamıştım.

Hata etmişiz! Senin o gün siyasete girmen lâzımmış.

Memleket büyük bir lider kaybetmiş!" diyerek, kendine has uslûbu ile beni alay'a almıştı!

Ben de;

"O takdirde Koç Topluluğu bu başarıları nasıl elde ederdi?" gibi tirajikomik bir soru ile Vehbi Bey'i bir hayli güldürmüştüm.

*

1949-1950 yıllarında Türkiye Millî Talebe Federasyonu Başkanlığı ile başlamış olan bu tutku, bugün bile bütün gücüyle içimde yaşamaktadır!

1950 yılında Koç'a girişim, irticaya karşı yazdığım bir yazıdan dolayı 1952 yılında mahkemeye verilmem, beraat ettikten sonra Vehbi Bey'in politikaya girme teklifi yapması,

"Ben başkanlığı Koç'ta istiyorum, politikacı olmıyacağım!" diyerek bu teklifi geri çevirmem unutamadığım anılarımdır.

*

Koç'taki Başkanlık macerama gelince !

Bana, Koç Holding Otomotiv Gurubu Başkanlığını teklif ettiklerinde çok memnun olmuş, kendi kendime ;

'Can görüyorsun, beklediğin Başkanlık nihayet karşına çıktı' demiştim.

Otomotiv Gurubu Başkanı olarak arkadaşlarımla yapacağım ilk toplantıya patronum Bernar Nahum Bey'i de davet etmiş ve konuşmama şöyle başlamıştım:

"Başkanınız olarak...." dememe kalmamış, Bernar Bey konuşmamı hemen durdurmuştu:

"Sen Başkanlığı benim olmadığım zaman yaparsın.

Ben varken benden başka kimse Başkanlık yapamaz!" demişti.

Ben de boynumu bükmüş, talihime küserek yeni bir başkanlık fırsatını beklemeye devam etmiştim.

Sıra Koç Holding İdare Komitesi Başkanlığına gelmişti.

1987 yılı Ocak ayında İdare Komitesi Başkanlığına getirildiğim bildirilmişti.

Böyle bir görevin verilmiş olmasından büyük gurur duymuştum.

Bu heyecanla arkadaşlarımı toplamış, Rahmi Koç'u da toplantıya davet etmiştim.

Söze başlarken ;

"Başkanınız olarak sizleri selâmlıyorum" dememle Rahmi Bey'in uyarısı ile karşılaşmıştım;

"Benim bulunduğum yerde benden başka kimse Başkanlık yapamaz!"

Böylece Koç Topluluğunda başkan olma hayâlimin gerçekleşmeyeceğini anlamış oluyordum.

*

Yıllar ilerlemiş ve 1991 yılının Ekim ayına gelinmişti !

20 Ekim Milletvekili Seçimlerinden önce, birgün beni Süleyman Demirel aramıştı.

"Partinin vitrinini güzelleştiriyorum, Tansu Çiller Hanım aramıza katıldı, seni de bekliyorum ve sana Başkanlık teklif ediyorum" demişti!

Bu teklif karşısında nasıl şaşırdığımı ve sevindiğimi tahmin edemezsiniz.

Şaşkınlığımı belli etmeden Süleyman Bey'e benim için ne biçim bir 'Başkanlık' düşündüğünü sorma cesareti bile göstermiştim!

O da bana;

"Can Bey Kardaşım!

Seni ya Meclis Başkanı ya da Cumhurbaşkanı yapmayı düşünüyorum!" diyerek şaşkınlığımı bir kat daha arttırmıştı.

Heyecandan neredeyse küçük dilimi yutacaktım!

Bu teklifin altında ne var acaba diye düşünürken, Süleyman Demirel konuşmasını şöyle sürdürmüştü:

"Meclis Başkanı olmak için milletvekili seçimini kazanmak gereklidir.

Cumhurbaşkanlığı için Meclis dışından da seçilmek mümkündür!

Kararı sana bırakıyorum ve iyi şanslar diliyorum!

Artık, benim, seçim sonuçlarını beklemekten başka çarem kalmamıştı.

*

Bu tarihî görüşmeden sonra Rahmi Bey benimle son bir toplantı yapmış ve hiç olmassa biryıl daha Koç Holding'te göreve devam etmemi istemişti.

"Beni Nakkaştepe'de kurda kuşa bırakma" diyerek en hassas noktama değinmişti!

Rahmi Koç'un bu samimi itirafından çok etkilenmiştim.

İçimden bir ses benden Rahmi Bey'e destek vermemi istiyordu.

Ancak, Süleyman Demirel'in vaatlerini unutamıyordum.

Nihayet gerçek bir "Başkan'" olacaktım!

Rahmi Bey'den anlayış göstermesini ve Koç'tan ayrılma kararımı kabul etmesini dilemiştim.

*

Seçimler yapılmış, Süleyman Demirel Erdal İnönü ile "Olağanüstü Koalisyonu" kurmuş ben de Ankara'dan haber beklemeye başlamıştım...

Ses sedâ çıkmayınca Demirel'i aramıştım.

Süleyman Bey, mahçup bir edâ içinde şunları söylemişti;

"Biliyorsun biz tekbaşımıza iktidar olamadık.

Binanaleyh, senin başkanlığın için bir süre daha beklememiz gerekecektir.

Dün dündür, bugün bugündür! Sabırlı olmanı diiiliyorum ."

Bu durumda bazı ayrıntıları Süleyman Bey'e aktarmam gerektiğini anlamıştım... "Beyefendi! Erdal İnönü ile de yakınlığım vardır!

Ziraat Fakültesinde okurken

Erdal Bey Fen Fakültesinde öğrenciydi.

O dönemde Fakülteler arası münazaralar yapılırdı.

Bir defasında İnönü ile ülkemizin kalkınma sorunlarını tartışmıştık!"...

Süleyman Bey cümlemi bitirmeme fırsat bırakmadan konuya şu açıklamayı getirmişti;

"Bütün bunları biliyorum!

Durumu Sayın İnönü ile görüşürken bana şöyle bir açıklama yaptı;

"Can Kıraç hâlâ ülkemizin tarımla kalkınacağını savunuyor, biz ise kalkınmanın sanayi ile gerçekleşeceğini iddia ediyoruz.

Bu açık görüş ayrılığı varken, Sayın Kıraç'ın Cumhurbaşkanlığını parti teşkilâtıma kabul ettiremem!"

Erdal İnönü'nün bu haklı itirazı karşısında köşeme çekilmekten başka çarem kalmıyordu.

Hikâye bu ya, olayları içime sindirmeye çalışırken, Star Televizyonu'nun patronu Cem Uzan beni arıyordu;

"Can Amca! Biliyorsun bizde bazı kasetler var! Bunlardan birisi seni ilgilendiriyor, muhakkak seyretmelisin!"

Haberden pek heyecanlanmamıştım!

Bu yaştan sonra, emeklilik dönemimde benim korkacağım bir kaset olabilir miydi?

Bunun için de Cem'e sükûnetle;

"Yanlışlıkla beni başkaları ile karıştırıp birşeyler yakalamışlarsa kaseti eşim İnci'ye göndermeni rica ederim.

Hiç olmassa ona iftihar edeceğim bir armağan sunmuş olursun!" demiştim...

Cem, bütün itirazlarıma rağmen kaseti göndereceğini ve muhakkak seyretmemi istemişti.

Kaset gizli kamera ile çekilmişti ve ünlü Güniz Sokağın girişinde başlıyordu!

Devetüyü paltosunun yakası kalkık, şapkalı uzun boylu bir adam hızla

Demirel 'in evine yaklaşıyordu.

Sonra Demirel ve uzun boylu adam kucaklaşıyorlar ve ekrandan bir ses yükseliyordu:

'Kurtar beni Baba!'

Kurtarılmasını isteyen devetüyü paltolu uzun boylu adam kardeşim İnan Kıraç'tan başkası değildi!

Böylece bilmece çözülmüş oluyordu.

İnan, Demirel "Babasına" giderek;

"Ne olur bana yardım edin, ağabeyimi Koç Holding'ten ayıramazsak benim Koç Holding İdare Komitesine Başkan olmam gerçekleşmeyecek" demiş ve senaryo benim 'Başkanlık Tutkum' üzerine bina edilmiş oluyordu.

Ve birdefa daha başkanlık hayâllerim uçup gidiyordu.!

*

Ancak, bir atasözüne göre

"Can çıkmadan huy çıkmaz!" inancı yaygındır.

Ben de bu inanca güvenerek size şunu duyurmak istiyorum:

Benim Çamlıca'ya muhtar olduğumu görürseniz şaşırmayınız!

Çünkü, birgün Başkan olma tutkumu muhakkak gerçekleştireceğim.

Ve belki , Sayın Cumhurbaşkanı'mızın daveti ile Saray'da muhtarlar toplantısına da katılırım!

*

Şair diyor ki ;

"Zamanı durdurmak ister hayâl,

Dolmayanı doldurmak ister hayâl,

Olmayanı tasvir etmek ister hayâl,

Doğmayanı doğurmaktır hayâl."

*

CanKıraç


BAŞKANLIK TUTKUM !?

.
.


Vehbi Koç

.
.


Rahmi Koç

.
.


soldan (Erdal İnönü ve Süleyman Demirel)

.
.


Bernar Nahum

.
.


Tansu Çiller

.
.

.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org