Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Can Kıraç Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Kendimle dalga geçiyorum
11.04.2008
Okunma Sayısı : 11281
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Kendimle dalga geçiyorum
Can Kıraç
.
.
.

Kendimle dalga geçiyorum


Sayın Yasemin Salih benimle bir söyleşi yaptı. Para Dergisi'nde yayınlandı. Sizlerle paylaşmak istedim...
.
.
 


Siz 50’lerde düşünceleriniz nedeniyle sanık olmuştunuz. Son günlerdeki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?

CK: Ben o yıllarda Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanlığı’ndan iş hayatına geçtim. İstanbul’da İnkilap ve Gençlik  dergisinde yazı yazmamı istediler. 1951’de Demokrat Parti iktidara gelmişti. İlk icraat olarak Türkçe ezanı Arapça’ya çevirdiler, Atatürk heykellerine saldırılar olmaya başladı. Ben de bunun üzerine “Baba nesle ikaz” diye  diye bir yazı yazdım. Nasıl bu olaylara müsaade ediyorsunuz , böyle giderse yarın sizin bize emanet ettiğiniz cumhuriyet tehlikeye düşecektir? Demiştim. Ve şimdi büyük bir üzüntüyle aynı noktaya gelmiş bulunduğumuzu görüyorum.

Bugünkü olayların gidişatı nedir sizce?

CK: Çok kaygılıyım. 2008 yılında bugünlerde gelmiş olan Türkiye Cumhuriyeti, bence yarınlara daha umutla bakabilmeliydi. Ben o umudumu zaman zaman tazeliyorum, bazen çok olumlu gelişmeler oluyor. Özellikle gençlerimizin  dünya sahnesindeki başarıları beni çok heyecanlandırıyor. Fakat öbür tarafta, aynı gençler inanılmaz bir aymazlık içinde. Ben cumartesi günü Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyarete gittim. İlhan Selçuk’a, en azından bu ziyaretle görüşlerini paylaştığımı ifade etmek istedim…

Kendinizi “Değişik fikirleri uzlaştırma becerisine sahibim” diye anlatıyorsunuz. Şu anda farklı fikirlerin kutuplaşmasından doğan tehlikeye dikkat çekiliyor. Siz bu iki kutbun uzlaşmasında nasıl bir yol görüyorsunuz?

CK: Evet, kendimi öyle kabul ediyorum. Uzlaşmayı bir tarafın  ortaya çıkarması lazım. Türkiye’de siyaseti geren rahatsızlığı, çatışmayı ancak kuvvetli olan taraf sakinleştirir, uzlaşmaya götürür, Şu anda bu iktidardır. İktidarın bu uzlaşmayı sağlaması lazım. Fakat bugün iktidar  benim anlayışıma göre, bu uzlaşmanın olmaması için çaba gösteriyor. Başbakanın yaptıkları ve söyledikleri bağdaşmıyor. Eğer hükümet bu gerginliğin devam etmesinde fayda görüyorsa -ki ona da çok tepki gösteriyorum- bu çok yanlış. Her şeyi oyla ölçüyorlar Türkiye’de. Acaba bunlar oya nasıl çevrilir diye bakılıyor. 70 milyonun yarısı varsayılan kadınların yüzde 80’i okuma yazma bilmiyorsa, gençler gerekli eğitimi almamışsa, bunların hepsi gayet tabii ki oya dönüşür. Dolayısıyla aramızdaki uzlaşma ve birbirimize güvenme  duygusu, ancak iktidarın  önayak olmasıyla sağlanabilir. Ondan sonra muhalefetin de buna katkıda bulunması lazım. Fakat ortada ipi germe durumu var.

Liderlere, krizleri çözmede nasıl bir iletişim yöntemi kullanmalarını öneriyorsunuz?

CK: İletişimde benim yaşayarak öğrendiğim bazı temel araçlar var. Bu konuşmaktır, yazmaktır. Birbirimizle ulaşmamız önemli. Ve muhakeme yeteneğinin olması lazım. Bu genelde liderlerin hepsinde var. Fakat bunu belirli bir amaca kullanma iradesini göstermek lazım. O irade de kara vermektir. Burada karizma da önemli. Ama hereks karizmatik değildir. Olmadığı durumlarda liderlerin vizyonunu değişik iletişim yöntemleriyle göstermeleri lazım. Ben buna hep dikkat ettim. O kadar dikkat ettim ki, Koç’ta yöneticiliğim döneminde başka bir şirkete telefon açarken, hiç sekreterimi araya koymadım. Hep kendim telefon ederdim. Karşıma sekreter çıkıyordu ve ondan  genel müdürü rica ediyordum. Bu elbette duygusal bir yaklaşım . Ama böyle. Ben şimdi şirket telefonlarını çevirdiğimde, karşıma çıkan otomatik  sesi de sevmiyorum. Buna müthiş tepki gösteriyorum.

Kızımın şirketi Kaynak Sigorta, oğlumun da araba kiralama şirketinde aynı sistem vardı. Onlar da aynı şekilde otomatik bant koymuşlardı. Hemen söktürdüm. “Hele sizin gibi hizmet sunan  bir işyerinde, size yaklaşmak isteyen müşteriye sesinizle cevap vereceksiniz” dedim. Onlar da ikna oldu ve hemen kaldırdılar.

Liderler, farklı fikirlerden doğru kararı nasıl çıkarmalı?

CK: Liderler, takım koçları gibi çalışmalı. Kendi fikrinizi arkadaşlarınıza onların fikri gibi kabul ettireceksiniz ki, onlarla beraber başarıya yol alın. Bazı olaylar vardır; ben buna böyle karar verdim  demeniz gerekebilir. Yoksa olay çok dağılır. Takım tartışmalarında o kadar çok fikir dağılır ki, kimse neyi nasıl toparlayacağını bilmez. Böyle tartışmalı konularda yönetim kurulunda Vehbi Bey kenarda otururdu. O artık şeref başkanı, Rahmi Bey de yönetim kurulu başkanıydı. Biz tartışırız, fakat öyle bir noktaya geliriz ki yönetim kurulu içinde bir müşterek fikir oluşamaz. O noktada hakiki lider ortaya çıkıyordu. Vehbi Koç, önüme bir kağıt koyar ve “Oku Can Kıraç? Derdi. Sözlü değil, notla. O toplantıya katılacak liderin dersini çalışması lazım. Vehbi Koç, o notu sonunu bildiği için  öyle bir hazırlıyor ki, ben  okuduğum  zaman yönetim  kurulu üyeleri, “tamam” diyordu. İşte bu liderlik yeteneğidir. Ben bu anlamda, bilge kişilikler konusunu öne çıkarıyorum. Türkiye’de her alanda bilge kişilerimiz var ama onları dikkate almıyoruz. O diğer bir zayıf noktamız.

Çocuklarınız da kendi işinin patronu, birer lider. Onlara ne gibi öğütler verdiniz?

CK: Ben kızımın gazeteci olmasını istedim. Bunun için araştırdım, bu işin eğitimini veren en iyi okullarda okudu. Beni kırmadı ve sonra Doğan Grubun’da işe girdi. Freelance (serbest) gazetecilik yapmasını çok istiyordum. Ama bir süre çalıştıktan sonra “Baba ben bu mesleği yapamayacağım” dedi. Oğluma gelince, ben ziraat eğitimi aldım ama bunu icra edemedim. Oğluma da sen dedenin  mesleğini sürdür dedim. O da beni kırmadı, bunun için en iyi eğitimi aldı. Koç Grubu’nda işe girdi. Ama bir süre sonra o da başka bir işle uğraşmak istediğini söyledi. Ben de onlara “Madem öyle, kimsenin yanında çalışmayın  kendi işiniz kurun, çünkü ben  bunu aile adına fazlasıyla gerçekleştirdim. 41 yıl profesyonellik yaptım. Bu kadar yeter” dedim.

Yılbaşından bu yana piyasalar ciddi sıkıntı yaşıyor. Bu dönemde yöneticilere ne söylemek istersiniz?

CK: Şunu itiraf ediyorum ki, benim yöneticilik  yaptığım dönemdeki şartlar daha kolaydı. Ekonomi, hem kamuda hem de özel sektörde daha az faktörle yönetiliyordu. Şimdi o kadar çok ki,aralarından doğru olanını seçmek çok zor. Bunu bir CEO tek başına yapamaz. Ama şu anda benim gözlemlediğim gerek, kamuda gerekse özel sektördeki yöneticiler Türkiye standartlarında iyi.

Türkiye standartlarında bölümünü özellikle vurguladınız…

CK: Evet çünkü, Türkiye’de dünya standardında kurumsallaşmış şirket yok. Yöneticiler yurtdışında okumuş olsalar bile, durum böyle. Ne yaparsanız yapın, belli onayları  verecek insanlarla özel ilişkiler kurulması gerekiyor.

“Kendimle dalga geçiyorum”

Can Kıraçla konuşurken, konuşmasının  akıcılığından ve zihninin berraklığından etkileniyorsunuz. Kıraç çok mutlu şekilde bunu şöyle açıklıyor:

“Bunu hep söylüyorlar. Bence bunun nedenlerinin başında, kendimi daima bulunduğum ortamda mutlu hissetmem geliyor. Hiç geçmişe  özlemle bakmıyorum. Bence en büyük neden bu. Yoksa öyleciddi bir sporla uğraşmıyorum. . Öyle çok   ciddi bir hastalığım yok. Doktorum diyor ki, her gün yürüyeceksin. Ama ben yürümüyorum. Bir başka neden de, ben kendimle alay ediyor,  dalga geçiyorum. Bu  beni fikren  gençleştiriyor. Kendimi çok serbest hisediyorum. Bir mağazada gördüğüm bayanın yanına gidip ‘Ne kadar güzelsiniz’ diyorum. Yaşımdan dolayı benim art niyet taşımadığımı biliyor. Kendimi antika otomobillere benzetiyorum. Boya, nikelaj, vernik kokusu, deri hepsi yerinde. Ama motor tekliyor.”

“Adnan Polat’ın okullu olmaması handikap değil”

Ben bir dönem Galatasaray Klübü’nün başkanlığına aday gösterilmek istendim. Önce aklım yattı. Sonra baktım ki bu da bilgi işidir. Bilgi olmadan, itibar sahibi olursunuz ama hiçbir şey başaramazsınız. Adnan Polat bu konuda bilgi sahibi. Okullu olmaması bana göre handikap değil. Çok arzulu biri. Ondan başarı bekliyoruz. Abdurrahim Albayrak konusu beni düşündürdü. Ona bu sözler verilmişse, hoş olmamış. Çünkü o da camiaya çok önemli katkılar yapmıştır. Karizmatik biri bence; GS gol yediğinde ağlaması, tribünde coşması… Bunlar onu karimzatik yapıyor.

“Hisse senedi portföyümü tasfiye ettim”

Borsanın yüzde 70’in üzerinde bir oranda yabancıların elinde olması ve ekonomide dış onaylara bağlı kalınması beni endişelendirdi. Bu yüzden hisse senedi portföyümü tasfiye ettim. Kendimi daha serbest hissetmek için borsa dışında kalmayı tercih ediyorum.

Borsa yerine fonları kullanmak istiyorum. Bence gayrimenkul bir tutku meselesi; alacaksınız, satacaksınız. Benim böyle bir düşüncem yok. Seçimlerden  sonra ekonominin kırılgan olduğunu düşünüyorum. Cari açığının devamlı  yükselmesi, yan sanayicilerin artık ithalatçı olması, memleketein sanayileşmesi açısından doğru politikalar değil. Bunların bir gün önemli bir arızaya sebep olması mukadder, Onun için Türkiye’de tasarruf sahiplerinin  uyanık olması lazım. 

.
.


.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org