Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Rauf Denktas Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Rauf Denktaş Röportajı
04.06.2011
Okunma Sayısı : 7807
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 


Rauf Denktaş Röportajı




Sayın Rauf DENKTAŞ ile Yeşim Demir TURAN'ın  Gerçekleştirmiş Olduğu Çok Özel Söyleşi.

RÖPORTAJ ÖZET METNİ:

Kıbrıs'ın önemini, özellikle genç okurlarımızın ve izleyicilerimizin daha iyi anlayabilmesi açısından, kısaca bir giriş anlatımı yapabilir misiniz?


Türk Gençliği şunu bilirse konuyu zannedersem daha iyi anlayacaktır. Rahmetli Cumhurbaşkanı Korutürk Kıbrıs meselesini şöyle özetlemiştir. Türkiye Kıbrıs'tan elini, ayağını çekerse denizlere açık bir ülke olmaktan çıkar. On üçüncü Yunan adası olarak sizin güney sahilleriniz, Yunanistan tarafından kapatılmış olur. İskenderun'dan çıkan bir gemi İstanbul'a gitmek için Yunan sularından geçmek zorunda kalır. Atatürk askerlerine, 1938'de bir harp okulunda Türkiye yeniden bir işgal altında olsa, çıkış yollarımız, ikmal yollarımız nelerdir? Sorusunu sorar. Genç askerler Suriye üzerinden der ve Atatürk'te haritayı yanına alarak derki; Beyler dikkat ediniz! Kıbrıs düşman elindeyse sizin ikmal yollarınız tıkanmıştır.

Sayın Talat'ın sizin için marjinal milliyetçi, çözüme ulaşılacak noktada Sayın Denktaş çözümsüzlük getiriyor şeklinde bir takım söylemleri var. Diğer yandan Rumların, Kıbrıs Kıbrıslılarındır, Türkiye işgalcidir söylemleriyle, yıllarca egemenlik, bağımsızlık mücadelesi vermiş bir Milletin Cumhurbaşkanı da aynı söylemlerde ve politikada olabiliyor. Bütün bunları toparladığımız zaman gelecek için stratejik hatalar mıdır? Siz bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?


Stratejik hata en baştan başladı. Hristofyas masadan kaçmasın diye tek halk, tek egemenlik ilkelerini kabul etti. Denktaş'ın marjinal milliyetçiliği; Büyük Millet Meclisindeki karar, Denktaş'ın takip ettiği siyasettir. Müşterek Milli bir davada, Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle alınmış olan karar eğer Denktaş'ın marjinal siyasetiyse söylediği ayıptır. Bu Türk Milleti'nin Kıbrıs Milli kararıdır. Devlet istemediğini, ayrı egemenlik istemediğini söylediği sürece tabiatıyla kendisine kimse ayrı devlet ol demez. Var olan devleti yıkıyor ve bunun farkında değil.

Başka en büyük stratejik hatası Annan Planı'nda aynen yapılmıştır. Türkiye bu nedenle Annan Planı'na nasıl evet dedi ben anlayamadım. Neydi hata? 60 Anlaşmaları Türk-Yunan dengesi, Lozan dengesi üzerine kurulmuştur. Lozan'da Kıbrıs İngiltere'ye bırakılmıştır. Yunanistan alamaz, Türkiye'de almak istemez Lozan bozulmasın diye. Yunanistan almaya kalkınca Türkiye karşısına dikildi. Büyük mücadeleler sonrasında 1959'da eşit şartlara bağımsızlık verelim ve garantileyelim. Ve garantiliğin etkin olduğunu göstermek için askerde kullanalım diye bizi rahatlatan bir anlaşma yapıldı.

O maddenin içersine şu var; Türkiye'nin olmadığı bir yere Kıbrıs giremez! Niye? Yunanistan varken Türkiye yoksa Lozan dengesi bozulur onun için. Rumlarında AB'ye girmesi bu dengeyi ortadan kaldırmak içindi. Annan Planı sanki bu denge yokmuş bu şart yokmuş gibi bizi Rum'la birleştiriyor, AB'ye götürüyor. Türkiye'nin ise AB'ye ne zaman gireceği belli değil. Bunu bizim yapmaya hakkımız yok çünkü Türkiye'nin en büyük pazarlık unsurunu ortadan kaldırmış oluruz. Türkiye'nin şu pozisyonda; AB'ye siz Kıbrıs'ı aldınız yanlış yaptınız, aldığınız Kıbrıs değil sadece Rum idaresidir. Kıbrıs'ı bir bütün olarak alamazsınız çünkü ben henüz üye değilim. Kuzeyi de istiyorsanız o zaman evvela beni üye yapacaksınız! Demeli ve Türkiye bize bunu söyletmeliydi! Yüksek sesle Türkiye'den önce Türkiyesiz asla girmeyiz dememiz lazımdı! Bu sebeple Sayın Talat'ın en büyük hatası Annan Planı'na destek vermesidir.

Annan Planı demişken yapılan referanduma Türklerin büyük bir kısmı evet demişlerdi. Fakat son dönemde yapılan anketler gösteriyor ki bu düşünceden vazgeçilmiş ve %70'e yakını Tam bağımsızlık ve egemenlikten yana oy kullanmışlar. Bu fikir değişkenliğinin sebebi nedir? Acaba Annan Planı ile ilgili referandumda başka etkenler mi girdi devreye?


Annan Planı'nda ABD 30 milyon dolardan fazla para harcamıştır ve bütün büyükelçilik ekipleriyle köylere gitmiştir Cumhuriyetçi Türk Meclisiyle birlikte! Efendim bunu kabul ederseniz daha neler neler verilecektir, havuzlu villalar yapılacak yer değiştireceksiniz ama merak etmeyin denmiştir insanlara. En büyük faktör ise Türkiye'nin kabul edin demesidir. Ve AK Parti'den heyetler olmuştur Türkiye'den gelip yerleşen vatandaşlarımıza, kardeşlerimizin köylerine. Türkiye böyle istiyor hayır derseniz büyük felaket olur Türkiye için aman evet diyin diye baskı yapılmıştır.

Bu %65'in içersinde %30 Türkiye'den gelenlerdir! Neticede oylamanın sonucu evet olmuştur. Daha sonra Türkiye aldatıldığını söyledi, Sayın Talat aldatıldığını söyledi, ABD'de aldatıldık, Rumlar bize evet diyeceklerini söylemişlerdi dedi. Bunlar çıktı ortaya. İnsanlar aldatıldı.

Kıbrıs bugüne kadar ki Türkiye hükümetleri için Milli bir davaydı her şeyden önce ve stratejik öneminin yanı sıra. Ancak son dönemde baktığınız zaman biraz farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Bunun AB süreciyle ve Türkiye'nin uluslar arası ilişkileriyle de ilgisi var muhakkak. Milli dava olan Kıbrıs'ta verilen bütün bu tavizleri nasıl değerlendiriyorsunuz?


Şimdi ki hükümette milli dava diyor. Şimdi ki Hükümetin temsilcileri KKTC'ye geldiklerinde devletin varlığından ve milli birliğinden bahsediyorlar ondan sonra dediğiniz gibi dış etkenler nedeniyle başka türlü konuşuyorlar. Türkiye'nin AB'ye; Benim elimde 1960 Uluslar arası anlaşmalar var ve bu anlaşmalara göre benim tanımakla mükellef olduğum hükümet karma hükümettir! Sizin hükümet olarak kabul ettiğiniz Rum kanadı bu karma hükümeti ortadan kaldırmıştır. Kıbrıs Türklerini toplu mezarlara çoluk çocuk demeden gömmüştür. Ayrıca demokrasi var ve ayrı ayrı seçimler yapıldı. Rum'un seçtiği adamları siz bütün Kıbrıs Türklerinin hükümeti adlediyorsunuz ve bendende bunu kabul etmemi istiyorsunuz! Kabul etmiyorum ve etmeyeceğim kardeşim! Hatalısınız demesi lazımdır. Türkiye'nin en güçlü ve en haklı davasıdır. Bunu böyle bilmek lazımdır!

Sizce Türkiye AB'ye girebilecek mi?

Tam üye zor yaparlar zaten bunu açıkça söylüyorlar ve önümüzde daha 15-20 yıl var diyorlar. Ama peşinen sizden Kıbrıs'ı istiyorlar. Başka ne istiyorlar? Atatürk ilkelerinden vazgeçin diyorlar! Ben AB Temsilcilerine sordum. Nedir ihtiyacınız Kıbrıs, Kıbrıs diye tutturdunuz? Stratejik açıdan ihtiyacımız var! Ne diye? Petroller var ve petrollerin etrafında kökten dinci idareler var. Kıbrıs'a askeri üs kuracağız ve kontrol edeceğiz! Peki Türkiye sizin NATO müttefikiniz, 1960 anlaşmasıyla hakları da tescil edilmiş! Türkiye'yi niye aradan çıkartmaya uğraşıyorsunuz? Dediğimde cevap; Türkiye'de 15-20 yıl içersinde kökten dinci bir idareye dönüşebilir! Türkiye'yi de kontrol edeceğiz! Yani Hristiyan adası yapacaksınız ve İslam alemini kontrol edeceksiniz? Hayır diyorlar öyle demedik! Hayır hayır öyle demek istiyorsunuz ikincisi; Türkiye'nin kökten dinci bir idareye dönüşmesini engelleyen nedir? Atatürk ilkeleridir! Siz Atatürk ilkelerinden vazgeçiniz diyorsunuz, ABD'de kimsenin aklının almadığı Ilımlı İslam yolunu gösteriyor! Demek ki siz Türkiye'nin parçalanmasını kökten dinci İslam ülkesi olmasını istiyorsunuz! Dediğimde başlarını eğip, çıkıp giderlerdi! Dolayısıyla karşımızda bunlar var.

Türkiye üzerinde oynanan çok çirkin oyunlar var. O oyunların neticesinde Türkiye'de bugün herkes telefonla konuşmaktan korkar hale geldi! Daha ne yapacaklar!
Rauf Bey siz bütün hayatı boyunca büyük fedakârlıklar yaparak, yalnızca milleti ve davasını düşünen nadir devlet adamlarından birisiniz. Geriye dönüp baktığınızda, hatta şuana baktığınızda bu büyük ve onurlu mücadelenin karşılığını görüyor musunuz?
Yirmi altı yaşında evladımı görüyorum. KKTC! Bir devletin doğuşu, bir ananın çocuk doğurmasına benzer. Dokuz ay taşır karnında, sancılar ve çığlıklar içersinde doğurur ondan sonra iki gözü gibi bakar aman bir şey olmasın diye. Bu devletin doğuşu benim kahraman halkımın Türkiye gelinceye kadar, on bir yıl aç kalarak, acı çekerek, çığlıklar atarak, toplu mezarlara girerek ama Türkiye'nin davasıdır diyerek, direnişinden sonra doğmuş bir evlat gibidir! Ben Yirmi bir yaşında bunu Sayın Talat'a devrettiğimde yemin etmişti! Yüceltecek, Koruyacak diye! Kalkıp da devlet yoktur, ayrı devlet istemem diyerek bu durumları yaratacağını bilemezdim. Onun için ayakta duruyorum, gerektiğinde gerekli ikazları yapmayı görev biliyorum. Göz göre göre kalkıp bu kadar fedakarlıktan sonra ve Türkiye'nin de Milli davasıdır diyerek yaptığı fedakarlıklar sonucu meydana gelen bir devletin yok edilmemesi için koşturuyorum.

Bütün bunların dışında özel bir soru sormak istiyorum izninizle. Bir fotoğrafçılık tutkunuz olduğunu biliyoruz, televizyon programınız var, köşe yazıları yazıyorsunuz ve özellikle pek çok panel, eğitim seminerleri de verdiğinizi biliyoruz. Allah uzun ömürler versin, sağlığınız daim olsun bu enerjinizi neye borçlusunuz?


Doktor Küçük ve ben, liderlik sınıfı olarak Türkiye'ye inandık! Milli dava dedik! Rahmetli Menderes'ten başlamak üzere İnönü ondan sonra ihtilal hükümetleri ondan sonra Korutürk ondan sonra Ecevit ondan sonra Demirel sırasıyla Özal ve hepsi ilen çalışarak Milli davadır dedik! Bir kere bunun milli bir dava olmadığını biz kabul edemeyiz! O halde nedir bizi ayakta tutan? Yetmiş milyon insanın Milli davasında bizim yetkimiz yoktur; Bir hükümet manevra yapıyor, şöyle böyle yapıyor diye, seçtiğimiz bir Cumhurbaşkanı devlet yoktur, egemenlik yoktur diyor diye inancımızdan vazgeçemeyiz! Büyük Millet Meclisinde o kadar olduğu sürece! O kararı hükümetler değiştirirse Türk halkı azınlıktır derlerse o zaman herkes başının çaresine bakar! Sizin ve bizim şehitlerimiz orada kucak kucağa yatacak, hem de biz Rum'a teslim olacağız! Bunu yapamayız! Nedir benim enerjim? İşte bu kamçıdır! Bu kamçıyı ben yedikçe koşarım!

Son olarak; bizim oldukça genç okurumuz var. Üniversitede ve Lisede okuyan gençlerimiz var. Türk gençliğine vermek istediğiniz bir mesaj var mı?


Şunu söylüyorum ben kendi gençliğime; Atatürk'ün Nutuk'unu okuyunuz! Okumamış olanlara okutunuz! Bir defa okumakla kalmayınız tekrar tekrar okuyunuz! Çılgın Türkleri okuyunuz! İstiklal Savaşı ile ilgili benzeri romanları ve kitapları okuyunuz! Bu ülke nasıl meydana gelmiştir? Emperyalizm'in oyunları nelerdir? Atatürk bunları nasıl yendi? Egemenlik her şeyin temeledir! Eşitlik istiyorsanız egemen olmalısınız! Egemen değilseniz hiçbir şeyiniz yok demektir! Kıbrıs'ta da aynı şeyi söylüyorum. Dolayısıyla birbirinizi seviniz! Atatürk Ne Mutlu Türk'üm Diyene demişse, Ne Mutlu Türk'üm Olana dememiştir! Ne Mutlu Türk'üm Diyene demiştir! ABD'de yetmiş iki millet vardır. Sorunuz! Nesiniz dediğinizde göğsünü gererek Amerikan'ım der çünkü ABD vatandaşıdır da onun için!

Kökenin nedir dediğinde o zaman söyler sana Rum'um, Yunan'ım, Türk'üm ama ABD'de yaşadığı için devlete saygılıdır ve Amerikan'ım demektedir! Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkeste Ne Mutlu Türk'üm diyene vecizesi altında Türk'tür! Türk Bayrağı altındadır! Kökenin nedir? Kürdüm, Lazım şuyum buyum! Kullan o haklarını! Serbestsin, hürsün öyle olması lazım! Ama gel hep beraber Atatürk'le birlikte yaptığın o büyük mücadele gibi omuz omuza bu güzel ülkeyi daha güzel yapmak için uğraşalım. Atatürk dinsizmiş? Sen Atatürk'ün manevi hayatını okudun mu? Bugün Anadolu'nun birçok yerinde eğer Atatürk olmasaydı çanların çalacağını sen bilmiyor musun?

Gençler Kuran-ı Kerim'i okusun güzel tefsirler var. Atatürkçü din adamlarının yazmış olduğu güzel tefsirler, kitaplar var. Gençler bunları okumalı! Atatürk'ü Cumhuriyet'i emanet ettiği gençler Türkiye üzerinde kimlerin gözü var ve hangi oyunlarla parçalamak istiyor, küçültmek istiyor bunları bilecek! Dinini bilecek! Atatürk ile Din; Gönder ile Bayrak gibidir! Biri diğeri olmaksızın olamaz! Yani sen insanları dindar yapacağım diye Atatürk'e düşman yaparsan, memleketi parçalarsın! Biri Gönderdir, diğeri Bayrak! Bir arada ikisini de seveceğiz, ikisinin de güzelini, doğrusunu bileceğiz!

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org