Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Rauf Denktas Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Annan planına Türkiye'nin evet demesi beni yaraladı
08.09.2011
Okunma Sayısı : 5526
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Annan  planına Türkiye'nin evet demesi beni yaraladı
Rauf Denktaş

.
.

izlemek için 

.
.

Annan  planına Türkiye'nin evet demesi beni yaraladı
Deşifresi
Rauf Denktaş (RD)
KKTC Ada Televizyonu (ADA TV)

RD: Kıbrıs olarak girmiştir. Bunu her gün ve her  saat bizim ve Türkiye'nin protesto etmesi lazım. Yoksa Kıbrıs üye oldu aman bizde şundan aldık diye elimizi ovuşturursak hapı yutmuş oluruz.

Avrupa Birliği kafi derecede garantiymiş. Peki Yunanistan Avrupa Birliğinde değil mi? Yunanistan'da ki Türk azınlığının hali ne? Adamlar çini söker gibi en küçük haklarını almak için uğraş vermektedirler.

Üçüncüsü Türkiye'nin  Kıbrıs üzerinde Türkiye'nin güvenliği ile hakkı vardır. Anlaşmaları ile bu güvenlik hakkını tescil ettirmiştir. Bundan Türkiye vazgeçemez. Dolaysıyla  Kıbrıs'ın Türkiye'nin de üye olduğu bir yere girmesini tasvip etmemesi lazım Türkiye'nin.

Buna rağmen Türkiyesiz bizi birleştirip Avrupa Birliği'ne sokacak olan Annan  planına Türkiye'nin evet demesi beni yaraladı. Beni hayretlere düşürdü. En önemli hakkından feragat ediyor gibi geldi. Öylemiydi ?  Değilmiy di?

Şimdi anlıyoruz ki öyle değil herhalde ki Sayın Toptan, Sayın Çiçek, Sayın Gül bu 25. Yıl dönemi nedeni ile yaptıkları açıklamalarda ne demişlerdir: "Annan planından önceki Büyük Millet Meclisinde oy birliği ile kabul edilmiş milli çizgiyi planlandırmışlardır.

Kıbrıs'ın gerçekleri vardır. Bu gerçekleri iki eşit egemen halktır. Bunların ayrı demokrasileridir, ayrı devletleridir. Türkiye'nin garantörlüğüdür. Bunları içermeyen bir hal çaresi kabul edilemez. " demişlerdir.

Bu yüreğimizi su serpti .  Ama aynı zamanda bunu söyleyen makamlar bunları içermeyen iki ayrı devlet yerine tek devlet.

İki halk yerine tek halk. İki egemenlik yerine tek egemenlik ve garantileri de soru işaretinde tutan bir süreci sonuna kadar desteklediklerini ve Sayın Talat'a güvendiklerini söylüyorlar. Şimdi ya o, ya o. Birisi ikili, birisi tekli. Hangisine inanacağız, biz ikisinin arasında kaldık.

Türkiye diyor ki milli çizgi, bizim meclisimizde de var oy birliği ile iki halk, iki devlet,  iki egemenlik. Hangisine inanacağız?

ADA TV: İletişim eksikliğimi var?

RD: Hiç iletişim eksikliği değil. Sayın Talat Ankara'ya gitti bugün veyahut yarın gidiyor, inşallah bu ikilemi ortadan kaldırır. Ne yapacağını bilerek geri gelir.

ADA TV: Yuvarlak masa toplantısı var Ankara'da . Türkiye'den farklı, Kıbrıs'tan farklı sesler çıkıyor. Bu noktada müşterek zemin beklide bu toplantıdan sonra yaparlar.
Sayın Talat'ın Birleşmiş Milletlere baskısı olabilir mi? Az önce dediniz ki Sayın Talat Birleşmiş Milletlere şunu söylemeli , Hristofyas dünyayı geziyor, mesela Moskova'ya gidiyor.

Sayın Talat' da orada desin ki birleşmiş milletlere "Madem böyle oluyor, bende bir hafta sonra randevu istiyorum, bende gideceğim. Siz bu randevuyu ayarlayın. Müzakereler sekteye uğrayacak. "  Bunu söylediğinde bir baskı unsuru olabilir mi?

RD: En büyük baskı müzakerelerin sona ereceğidir. Cevap alıncaya kadar ben müzakerelere gelmiyorum diyeceksin. Sözde bırakmayacaksın. Tabii o ikinci yoldur, birinci yol Hristofyas'a.

ADA TV: Bu resmi görüşmede mi, baş başa görüşmede mi söylenmeli?

RD: Söylesin de nerede söylerse söylesin. Ama söylediğini  ve Hristofyas'ın cevabını halkın bilmesi lazım.

ADA TV: Halkın ilgisi azaldı mı sizce de?

RD: Halk bunalmıştır ve bu ikilem arasında kalmıştır. Ben televizyonlarda konuşan Kıbrıs uzmanlarını dinliyorum. "Bizi hiç tanımayacaklarına göre, niye ısrar ediyoruz?"  diyorlar. Seni tanımanın bir zamanı yok ki. Hiç tanımayacaklar diye seni karar vermende mümkün değil, çünkü sen bugüne kadar tanınma istemedin.

Görüşmelerde tanınma istememe şartı ile başlatılmıştır.

Tanınma istiyorsam Rum ile birleşme görüşmelerini  durdurursun, sebeplerini açıklarsın, dünyaya Rum'un sana yaptıklarını hepsini anlatırsın, buna rağmen Rum uzlaşma istemedi ispat edersin ve dersin ki "Ben yine uzlaşmaya hazırım ama Çek ve İslovaklar gibi iki ayrı devlet esasında Avrupa Birliğinin damı altında Türkiye'de üye olduğunda birleşmeye hazırım." Bizi kurtaracak esas formül budur.

Çek , İslovak misali iki ayrı devlet kabul edilir . Böylelikle biz Rum'un yeniden bir anlaşmayı yırtıp atıp "Bütün Kıbrıs'ın hükümeti benim." Diyemeyeceğini  garanti altına almış oluruz ve Avrupa Birliği damı altında birleşiriz. O zaman konuşacağımız ne kalır? Avrupa Birliğine ve Birleşmiş Milletlerle temsiliyet konusunda bulacağımız bir formül için bir görüşme kalır.

Mal mülk meselesini de global bir şekilde halledersin. Tazminatlar  veya takasla halledersin. Tek Kıbrıslı halk yoktur, iki halk olduğuna göre Kuzeye gelip yerleşecek  yabancıların bir kotaya bağlanmasını sağlarsın ve bunun içinde Avrupa Birliğinden bir derogasyon  istersin. Derogasyon  ne demektir? Sizin yasalarınıza göre Avrupalılar serbesttir, istedikleri yere giderler, yerleşirler herkes serbesttir amma benim güvenliğim açısından ve benim kendi idaremi devam ettirebilmem açısından özel bir şeye ihtiyacım vardır. Ben bunu bir kotaya bağlayacağım dersin ve Avrupa Birliğine kabul ettirirsin.

Biz bunu Annan Planı zamanında istediğimizde reddedildi. Şimdi Rum diyor ki : "Asla derogasyon asla.  Çünkü halk tek Kıbrıslı diye kabul etmişsin." Senin o noktadan  fire vermeye başladığını görmen lazım. Orada iletmen lazım . Kota koymamız gerekiyor, her Rum gelip yerleşmeyecek, her Rum gelip  her şeyi almayacak. Neticede bizi topraksız bırakacaklar.
ADA TV: O yüzden de derogasyonlara karşı çıkıyorlar herhalde.
RD: Tabii.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org