Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ayhan Bermek Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

AYHAN BERMEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı
04.04.2007
Okunma Sayısı : 11686
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 4
Popülarite : 2,41
Verdiğiniz Puan :
 

 

AYHAN BERMEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı
.

.
Değerli dostum, duayen bankacı Bülent Şenver ile gençler için güzel bir televizyon programı yaptık. Bir Cumartesi Bülent Beyin odasında onun konuğu oldum. Hoş bir sohbet yaptık. Sizlerle paylaşamak istedim.
.
.
.
.
Ayhan Bermek "Bülent Şenver'in Odası" televizyoın programını izlemek isterseniz, hızlı internet bağlantınız varsa, bilgisayarınızın sesini açıp,
lütfen yandaki ikonu tıklayın
.       tıklaın izleyin
.
.
.
.
.

AYHAN BERMEK Bülent Şenver'in Odası TV Programı Deşifresi
.
.
.
Ayhan Bermek (AB)
Bülent Şenver(BŞ)
.

.
.

BŞ: Bülent Şenver'in odasına hoşgeldiniz. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Ayhan Bermerk hoşgeldiniz Ayhan bey.

AB:Teşekkürler sayın Şenver.

BŞ: Ayhan bey sizi hem iş aleminden tanıyoruz hemde spor camiasından tanıyoruz siz futbola bayağı önemli eforunuzu , vaktinizi, enerjinizi harcadınız ama ben istiyorum ki gençlerimize öncelikle Ayhan Bermek'in hayatındaki kilometre taşları acaba nelerdi diye şöyle bir gençliğinize doğru dönün ve bu günlere gelirken bizlerle paylaşabileceğiniz kilometre taşlarının bazılarını bize söyleyebilirmisiniz?

BŞ:Teşekkür ederim, böyle bir önemli programa Türkiye'nin yarınları olan gençlere sesleniş programına beni konuk ettiğiniz için teşekkür ediyorum kendimi önemli hissettim sağolun. Evet geriye götürdünüz beni 1944 Samsun Çarşamba doğumluyum . Orman bölge şefi mühendis mavini bürokrat bir babanın ve Anadolu'da yaşayan Çarşamba'da çok şirin bir kasaba büyüdüm. İlkokulumu orada okudum . Babamın memuriyeti icabı Samsun  çevresinde okulu Kavakta bitirip Samsun lisesi mezunu oldum o zaman sizin belirttiğiniz gibi iş yaşamım son zamanlarda tabiki belli 30'lu yaşlardan sonra gündeme geldi ama spor yaşamım o zamanlarda lisenin kalecisi olarak mahalle arasında top oynamanın ötesine geçerek başladım.

BŞ:Kaleci olarak başladınız..

AB:Kaleciydim. Tabii bugünlere gelirken bu günlerin temelinide atıyoruz . Ben iş mulakatlarımda da bunun üzerinde çok durdum. Yaz tatilinde ne yaparsın, çocukken neler yaptın, deri dönüp baktığım zaman benim annem belki yaz tatillerinde sokakta oynayıp yorulmayım diye hastalanmayım diye tanıdık dostlarının dükkanlarına çırak olarak beni göndermişti.

BŞ:O tarihlerde çıraklıkla iş hayatına atılmış oldunuz.

AB: Bunu ben çok önemli görüyorum gençlerin hayatında çünkü orada geri dönüp baktığımda bir şeyler öğrendim. Büyüğe hürmeti öğrendim, onlara saygıyı düşünüyorum orada bir Anadolu'nun arastalarında yani sokaklarında arasta denilir caddeler sokaklar manifaturacıların bulunduğu yerlerde Samatya'lıların hep okuduğumuz lonca esnaf ruhu vardır terbiye kokar , gelenek kokar, bağlılık kokar, dayanışma kokar, onu çocukken farkında olmadan alıyorsunuz. Dükkanın önünü süpürmek, patrona çay söylemek, sizde ailenin ve dinin vermiş olduğu tevazuyu , hürmeti tabii olarak yaşatıyor günlük hayatınızda. Onun patronun yada ustanın , kalfanın size yahu çay söyle demesi bile iltifat haline geliyor bana söyledi ben getirdim .

BŞ:Yaptığınız işten zevk alıyorsunuz.

AB:Zevk alıyorsunuz işini sevme mevzu bu fevkalade önemli bir şey. Dolayısıyla hayatımın ilk başlarında  çocukluk yıllarımda ki bu gün geriye dönüp baktığımda çok şükürler olsun ailemde mutlu yaşantıda insanın gelişmesinde anne babanın kavgasız, iyi bir düzen içerisinde disiplinli bir hayat yaşatmalarıda insanı etkiliyor.

BŞ:Huzurlu bir aile ortamı içinde olmak önemli diyorsunuz.

AB:Çok önemli yani gençlere hitap ediyorum ama annemin bir tavuktan suyuna çorba, pilav yapması etine bir yemek yapması bir tavuktan.

BŞ:Bir tavuktan 3-4 değişik çeşit yemek

AB:Mis gibi kokan bir mutfak ve o yemeğin aile tarafından paylaşılması yani tavuk israf politikasının da olmaması ekonomist olarak, iş adamı olarak yeni ürünlere vesaireye açığız ama tasarrufun malın kıymetini bilmeninde ben önemine inanırım.

BŞ: Bunu ailedeki yaşamdan sizin içinize işlemiş bir şey bir tavuğun her yerinden faydalanarak

AB: 3 kap 4 kap yemek çıkartmak hiçbir şeye muhtaç değiliz ve çok lezzetli, çok bereketli ve mutlu bir sofra .

:Mutlulukta önemli. Sofrada mutluluk bu mutluluğuda belki pekiştiren siz tavuk deyince hatırladım eğlencesi dahi.

AB:Ladesi

BŞ:Evet şöyle bir şey vardır ladesim lades olsun oradan dahi bir eğlence çıkarabiliyorduk.

AB:Burada o aile mutluluğu zamanında herkesin sofraya gelmeside çok önemliydi .

BŞ:Birlikte yemek

AB:Birlikte yemek yemek adabı. Tabii bunlar aile terbiyesi dediğimiz daha sonra ilkokulunda içine katıldığı hocalarımız önemini, okulun önemini, eğitimin önemini,hayatımın her devresinde hissettim ve iş hayatında da hep bunları anlatmaya çalıştım.

BŞ:Ve siz Koç Grubunda da yöneticilik yaptınız değil mi?

AB:Evet yaptım.

BŞ:O Koç Grubuna girişinizi hatırlıyormusunuz?

AB: Tabii Bülent bey çocukluktan tekrar liselere üniversitelere tekrar dönüp anetnotlar çıkarabiliriz ama geri dönüp baktığımda iş hayatımın temellerinde, iş hayatı felsefemde iki önemli insanın beni etkilediğini gördüm. Bir tanesi çalıştığım 7 yıl ortasevk idareden başlayıp genel müdür yardımcısı olarak ayrıldığım Koç grubuydu çok şey öğrendim.

BŞ:Vehbi Koç.

AB:Vehbi Koç'un ruhunu ve felsefesini hissetmek çok önemliydi. Bana göre Türk iş aleminin yanlış anlaşılmasın yönü kıblesi diyeceğim onun felsefesidir. Benim için çok önemli. İkinciside iş hayatımın gelişmesinde bu günlere gelmesinde en önemli etken .Japon Matsuşita firmasıyla olan iş ilişkimdir. Onun kurucusuda  Konaseki Matsuşita'nın  felsefesidir. 22 yaşında söyleme başlamıştır. Baktığım zaman felsefesine.

BŞ:Nedir o felsefe?

AB: Dürüstlük ve adaletle başlayan hakikaten gençlere belki bu programda bir kere daha aklıma geldi ulaşabilecek yerlere kitaplarını yayınlarını göndermek isterim.

BŞ: Çok güzel.

AB:Dürüstlük ve adalet , kendini geliştirmek, uyum sağlama yeteneği, tevazu ve nezaket.

BŞ:Ne kadar güzel kelimeler bunlar.

AB: Size çok enteresan bir şey söylüyeyim. Batı dillerinde İngilizcede direk karşılığını bulamadığın minnettarlık, topluma katkı, bunlar altın zincirlerdir hatta o kadar ileriye götürürki bunu Konaseki Matsuşita . Çok iyi bir fabrika kurabilirsin en son modern eğer kurumsal kimliğin bunları yansıtmıyorsa kurduğun %30 dur. Bunlar daha büyük

BŞ:Bu felsefeler önemli.

AB: Önemli bireysel olarak gençlere iyi aklıma geldi bu doğaçlamayla beni bir yere getirdiniz çok altını çizdiğim bir nokta . Üniversiteyi bitirebilirsiniz doktora yapabilirsiniz, birkaç lisanınızda olabilir, ama bunlardan yoksunsanız bilinki o değerler %30.

BŞ: Bu değerleri bir kere daha sizin ağzınızdan alabilirmiyiz?

AB: Şöyle söylüyeyim burası çok önemli. Allahımıma şükürler olsun dinimizinde felsefesinde öğretiminde demin konuştuğumuz aile öğretimizde benim çocukluğumdaki lonca edebiyatında ilkokulumda hep bunlar var aslında bunları onun hissetmeside beni etkiledi.

BŞ:Bir hayat felsefemiz olmalıdır bunlar.

AB:Dürüstlük ve adalet.

BŞ: Ben bugün dürüstlük ve adaletle ilgili neler yaptım bundan şaştımmı şaşmadım mı insan

AB:Genel çizgi. Yani sen ilkokulda, lisede, iş hayatında, askerliğinde neysen o yani böyle omurga sağlam olacak. Topluma katkı

BŞ:Ben bugün toplum için ne yaptım?

AB: İnsan çok şey yapabilir yanındakine otobüste giderken bile bir bilgi aktarabilir dostu, selam verebilir, bilgisini aktarabilir,yetişmesine katkıda bulunabilir, eğer imkanları çoğaldıysa toplumun ihtiyacı olan kültür ,eğitim, sanat gibi konularda sağlık gibi konularda destek verebilir. Kendi gücü yetmiyorsa bu sevaba iştirak edebiliyor. Dolayısıyla topluma katkı bizim hayatımızda hayrat dediğimiz çeşme yapımında çok güzel görünür.

BŞ:Hayrat hayır için bir çeşme.

AB: Daha sonra imkanları arttıysa okul yaptırmaya, cami yaptırmaya, kadar bunlar değişik şekilde ama bunun esas görünen kısmı ülkenin gelişmesinde eğitime, ülkenin dünyaya entegre olmasında sanat ve kültürüne hizmette kullanılır.

BŞ:Birkaç tane daha değer söylemiştiniz nezaket gibi.

AB: Kendini geliştirme, uyum sağlama yani sen eğer mekanizmanın dişli'nin bir parçasıysan ben diyemezsin çalıştığın yerde, toplumda uyum sağlaman gerekirki senin o bilgin senin o görgün katkı sağlasın tabiki nezaket ve tevazu eğer verebilmek istiyorsan ana lisan bu konuştuğumuz dil bunun nezaket ve tevazu içinde sunulması bulunduğun ortamda beraber olduğun insanlara katkıda bulunman ve minnettarlık. Şimdi minnettarlık tabasbus  riya değil minnettarlık duyulur, gözlerden hissedilir, bunu bizim tabiri amiyaneyle birine kelimeleri gençlerle konuşurken dikkatli seçiyorum tabasbus riyadan nezaket yani yağcılık anlamında değil.

BŞ:Gösteriş anlamında değil.

AB:Anaya babaya minnet duyulur bu tartışmasız., yetiştirmesinde ilkokul hocanı gördüğün zaman eli öpülür bunlar minnet duygusudur. Şükür edilecek topluma katkısı olan insanlar. Kendi hayatını değiştiren bazı önemli katkıları olan insanlara duyulur. O insan zaten senden bir şey beklemez. Senin başarını görmek ister, ama sen içinde saklı tutacaksın ki güzel insan olacaksın.

BŞ:Ne kadar güzel konuşuyorsunuz .Tam bunları söylediğin zaman benim üç yap üç yapma diye bir sorum var müsaade ederseniz hemen o soruyu soruyum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in  konuğu sayın Ayhan Bermek ile birlikteyiz şimdi üç yap üç yapma. Ayhan bey gençlerimiz için üç tane yap, muhakkak gençlerimiz şu üç şeyi yapın birde sakın bu üç şeyi yapmayın diyebileceğiniz aklınıza gelen şeylerden isterseniz önce yaplarla başlayalım. Gençler muhakkak şunu yapın şunu yapın diyebileceğiniz hemen aklınıza neler geliyor?

AB: Zaten yalpa yapma opposite . Bunları yap bunların karşılığı olarakta yapma.

BŞ:Onun için altı tane şey almak için ben sizden öyle sordum.

AB:Hayatın boyunca adaletten dürüstlükten ayrılma ve yalan söyleme. Çünkü yalan yalanla devam eder.  İkincisi Cenabı Rabbim kimseyi insan sevgisinden mahrum etmesin. Kendini hep çek et yetiştiğin inançların doğrultusunda insanı gerçekten seviyormusun?  Empati yap her hareketinde kendini onun yerine koy, sana yapılanı ona katiyen yapma.  Hayatın boyunca kendini geliştirmeye ve onları elde ettiklerini ailene ve topluma vermeye çalış. Yapma diyeceğim şeylerde bunların karşılığı katiyen yapma. Katiyen yalan söyleme, katiyen adaletten ayrılma, katiyen bu bana yeter deme, çünkü zaten mutlu olmazsın. Eğer huzursuzsa bunlarda bir eksik var demektir.

BŞ:Böyle bir oramın içindeyse gencimiz ne yapsın? Yalan söylenen, adaletsiz davranılan bir ortam  içindeyse o gence ne öneriyorsunuz?

AB: Bir değer temelsiz elde edilemez, emeksiz elde edilemez, emek çalışma vesairenin yanında senin demin söylediğimiz değerleri bünyende yaşatmaktır. İtibar dediğimiz olayı kimse parayla satın alamaz, İtibarsızda bir şey değerli değildir.

BŞ:Çok güzel itibar parayla satın alınamaz.

AB:İtibarsız bir başarıda hiçbir zaman uzun ömürlü kalıcı olamaz.

BŞ: Bunun içinde gençlerimizin muhakkak para kazanıyorlarsa dahi bunu etik ve ahlaklı kazanmak sorumluluğu var.

AB:Yüzde yüz, yüzde yüz. Para kazanılır ama o paranın mutluluğu hissedilmez çünkü insan kendine ne yaptığını biliyor, dengeleri muhakkak bozuktur.

BŞ: Keşkeyle başlayan bizim hayatımızda sık sık bazan diyelim keşke dediğimiz anlar olmuştur. Dünya için bütün dünya için  başlayan keşke bir şey söyleyebilirmisiniz? Dünya keşke böyle olmasaydı, keşke böyle olsaydı gibi.

AB: Kişisel yaşantımda keşkenin yeri yok çünkü çok şükürler olsun Rabbime ki mutlu yaşıyorum şunu yapmasaydım daha mutlu olurdum diye bir derdim yok. Geriye gittiğim aman memur çocuğuyum dedim çok mutlu yaşadığımı hatta bugünkünden daha çok mutluluklar elde ettiğimi biliyorum. Mutluluğun parayla bir korelasyonu yok. Bunu bir kere kesin olarak söylüyeyim. Dünyada gördüğüm olaylarda böyle keşkeler olmasaydı çok zaten insanların, gençlerin en önemli görevi bugün dünydaki keşke olsaydıları ortadan kaldırma görevi ki mutluluğa dünya barışına büyük önder Atatürk'ün belirttiği gibi ülkende sulh dünyada sulh kurma çabası çünkü herkesin miras bırakacağı çocuğuna veya torununa daha güzel bir ortam.

BŞ:Dünya'da keşkeler herhalde tükenmiyor. Savaşlar olmasa keşke, yolsuzluk olmasa keşke,

AB:Sayın Şenver gençliğime döndüğüm zaman zamanımız müsaitse söylememe müsaade edin. Sizinle sohbet gerçekten güzel konumuzda gençler olduğu zaman çok önyargısız ben zaten iltica ilen konuşan bir insanım. 62, 63 yıllarında sevgili gençler üniversiteye girdiğimde ufak ufak gazetelerde çevre sorunu gündenmdeydi. Size samimi söylüyorum yalan söylemeyeceğimi sizlere nasihat ettim 62, 63 te merkezi sistem yoktu. Üniversitede tek tek girip kazandıklarımızı tercih  ettiklerimiz olunca gidiyorduk. Liseyi bitirmiş o zaman Türkiye'nin nüfusu entelektüel bir çevreye dahil lise menzunu yani üniversite mezunu böyle yok.  Çevre kirliliği, deniz kirlenmesi gazetelerde geziyor. Size samimi söylüyorum İstanbul'a da yeni gelmişim Anadolu'dan şöyle bakıyorum deniz kirlenir mi ya? Bak vallahi size doğru söylüyorum benim kafamdan bu geçti. Daha sonra elim para gördü Büyükada'da epeyi kaldım ailemle beraber denize giremedim deniz kirlenmişti yani 60'lı yıllardan 90'lı yıllara  30 yılda deniz kirlenmişti girilmiyordu.  Şimdi çevre kirliliğinin öneminin altını çizmek istiyorum. Şu suali sormamız gerekiyor  özeleştiriyi 68 kuşağıyım iyi biliyorum. 68 kuşağı deyince bir vesile size aktarmak isterim neydi ikide bir duyuyoruz 68 kuşağı nedir? O zamanlarsa sarsan kuşak, özeleştiri yapmasını bilen kuşaktı. Özeleştirimizi yaparsak bugün dahi o keşkelerin bana anlattırdığı bir vaka kim kirletti suali soracağız ve herkes ben diyecek.  Çünkü belediye pis su atığını saldı, fabrikam atıklarını salarak zehirledi, yatınla yada tekneyle taşıt yapan şilepler sintine boşalttı , yatta keyif yapanlar ,  halk olarak pikniğe gidenler pet şişelerini attılar. Dolayısıyla deniz ne kadar isyan ederse etsin Cenabı hakkın verdiği kendini yenileme mekanizması olursa olsun o hayin tecavüz karşısında zaman içerisinde çaresiz  kaldı ve kirlendi o zaman ne yapacağız soralım

BŞ:Keşkeler bitmez diyorsunuz.

AB: Keşke değil şu anda ne yapacağız. O zaman atasözleri herkes evinin önünü temizlerse, ben kirlettim derse o pet şişesini atmayacak, belediye pis suyu boşaltmayacak, fabrikalar sıkı denetlenecek, tekneler sintine boşaltmayacak, çünkü hepimiz o  bir Atatürk arıyoruz.  Sanki sen bir şey yapmayacaksın başkası bizi kurtaracakmış .

BŞ:Biz görevimizi yapmalıyız sorumluluğumuzu

AB:Keşkeleri kaldırmak için herkes topluma görevini yapacak önce kendine sonra topluma.

BŞ: Ben şimdi size soru yağmuru diye yağmuru üzerinize yağdırmak istiyorum. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek şimdi soru yağmuru. Size soru yağmurunda kısa cevaplar verilmek üzere bazı sorular sormak istiyorum birinci sorum şöyle ; İşinizi bugünkü boyutlara siz getirirken karşılaştığınız en önemli sorunlar nelerdi?

AB: Keyifli çalıştım ama  gençlere belki şaşıracaklar ama en önemli engelin profösyoneller olduğunu söyleyebilirim.

BŞ:Yani size hizmeti sizin şirketinizi yönetecek profösyoneller bulmakta sıkıntı mı çektiniz?

AB: Hayır çalışırken onların profösyonelliğin gereğini iş sevgisinden yoksun olduklarını çok gördüm. Bu da bizim kendi işimiz onlara bunu daha iyi nasıl yapılır, işini nasıl sevdirilir, eksiklik bendemi, onların ruhunu ateşlemek için en büyük eforu sarfettim ama bunlar çok keyifle yaptığım , eğitim çok keyifle yapılacak olan bir iş .

BŞ:Aile şirketlerini yönetirken karşılaşabilecek en önemli iki sorun sizce ne olabilir?

AB: Can damarıma bastınız. Birinci sualle bu çok ilgili o zaman gençler bunu daha iyi anlayacaklar. Benim Tekofaks adıyla anılan şirketler grubun 25.yılını bu yıl kutladık ve son 3-4 senedir tamamen kurumsal yapıyı kurmakla ilgili çünkü benimle kaim olmayan düzeni kurmak istiyorum. Ailemle, sermayenin sahipleriyle ilgileri olmayan 25 yıllar daha yaşayacak firmayı kurmak istiyorum. Mahsusdan radikal konuşuyorum onları şevklendirmek için konuşuyorum. Gelin alın bunu omuzlara 25 yıl 50 yıl  da sizin çocuklarınız götürsün diyorum. Mesuliyetten kaçmayın risk alın ki selahiyetler tamamen size göçerilsin.  Ben göçerdim beni bırakında gençlerle yüzyüze yaşıyayım, Bülent beyle sohbet yapıyım bundan sonra bizim yapacağımız en önemli iş tecrübe varsa ve istifade edilebilir cinsindense onu sizlere aktarmak şirketime aktarmak  ve topluma aktarmak diyorum. En önemli sorun bunlarda görüyorum. Birinci soru istemek kurumsal yapıyı hepimiz isteyeceğiz. Çünkü bu şirketler bu fabrikalar benim değil bu ülkenin topraklarında ve bizim. Bugün benim olur yarın başkasının olur ama bunlar çalışacak istihdam yaratacak, ihracat yapacak bu ihracat çok önemli, fevkalade önemli Türkiye açısından ve devam edecek.  Kalıcı ve sürekli olmayan hiçbir başarı bana göre başarı değildir. Aile şirketlerinin de muhakkak kurumsal yapıya dönmesi gerekir.

BŞ: Çok parası olan bir insanın muhakkak düşünmesi gereken şey nedir?

AB: Bu paranın kendisine ait olmadığını evvela düşünecek. Çünkü paranın çokluğu miras yolu ile değilse belli bir yaştan sonra olur , kemale ermiştir , sıhhatime şükürler olsun bu parayı doğru ülkeme topluma nasıl katkıda bulundururum çünkü yiyeceğin belli işte .

BŞ:Ben olsaydım yapmazdım diyebileceğiniz bir hatırladığınız bir olay . Ben olsaydım yapmazdım.

AB: Bunu herhangi bir işe değil, herhangi bir kişiyi hedef alarak değil, ister siyasette ister sporda, ister bir üst kademe yönetimde, ister sivil toplum örgütü lideri olarak her kimi etrafımda görüp aktüel olarak gazeteden , basından, yakından takip ettiysem demin saydığımız değerlere aksi hareket eden her şey beni rahatsız eder bunu yapmasaydı çok iyi olurdu derim.

BŞ:Ben olsaydım yapmazdım demişinizdir.

AB:Tabii ben olsaydım değil kimsenin yapmamsı lazım. Bülent bey otokontrol bizde çok eksik. Sorularınız içinde var mı? yok mu? Bilmiyorum ama bunun çağrıştırdığı bende bu.

BŞ:Otokontrol

AB:Evet ben olsaydım yapmazdımın beni çağrıştırdığı otokontrol. Özür dileyerek şunu söylüyeyim yani sokağa tüküren bir insan sizin yanınızda ikaz edilmeli ki tükürememe çok belki miğde bulandırıcı bir misal verdim ama belki çok net anlattım.  Toplumda herkes topluma rahatsızlık verecek olayın üzerine gitmeli.  Önce o işten sorumlu insanlar, polisi, hakimi, savcısı, öğretim görevlisi, siyasetçisi, belediyesi, ondan sonra sıra herkes bir armoni içinde bu aykırı hareketlere keşke bunu yere atmasaydı, çöpü bırakmasaydı, AB standartları bu zaten çöpü yere atmak ne demek . Atmamaya başladığın zaman köklü bir terbiyenin şeyi olur, attığın zamanda yanindaki bunun yanlış olduğunu  ricayla ikazla söyler ve yaptırırsa iyi olur.

BŞ:Ayhan Bermek spordan sorumlu devlet bakanı olsa idi ilk yapacağı iş sporla ilgili ne olurdu?

AB: Çok zor bir sual şu andaki bakanda çok takdir ettiğim hukukçu ve çok aydın bir insan çok geniş kapsamlı bir sual. Bütün bu değerleri olimpizmin ruhu olan bir spordan bahsedebilmemiz için fair'i  oturtturmamız lazım yani bu voleybolsa , futbolsa.

BŞ:Bunu bir açıklarmısınız bu fair nedir?

AB:Şöyle söylüyeyim yabancı özelliklede Fransızca'da centilmenlik İngilizce gentle (centil) denen olay  her yerde oturmasını, kalkmasını, davranmasını, karşısındakini rahatsız etmeyen, hak yemeyen, bu hangi spor olursa olsun boksa, güreşse, gözüne parmağını sokup yani sporun kaidelerine hareket etmeyi içine sindirmiş, hilesi hulası olmadan, şikesi olmadan bunun ruhu bunun kelimesi uzun uzun konuşulacak olayın  fair play .

BŞ:Bunu Türkçesini bulsak ne güzel değil mi?

AB:Centilmenlik, sporcu ruhu, bunun karşılığı bütün stadlarda büyük önder Atatürk'ün dediği ben sporcunun çevik zeki ve ahlaklısını severim yani ahlakı olmayan, dopingi yapan, şikeye tevessül eden rakibini kasti sakatlayan, kazanmak için kaide dışı hareket eden yani ahlak dediğimiz etik dediğimiz olaylarla önce bunların ruhuna sindirecek idarecisi, yöneticisi, sporcusu, hakemi, seyircisi ondan sonra spor yani spor sahadaki olayın çok öncesi bunlar olmazsa sahada seyrettiğimiz spor olmaktan çıkar. Bokssada, güreşsede, futbolsada.

BŞ: Türk futbolunda şu anda içinize sinmeyen ne var?

AB: Yönetim ve irade zafiyeti.

BŞ:Bu kulüplerin yönetimi mi?

AB: Hepsinde bütün camiada federasyon dahil çünkü futbol'un özünde adalet yatar, hukuk yatar, eğitim yatar. Eğitimin öncelik taşımadığı adaletin buram buram hukuk'un üstünlüğü hissedilmediği ortamda kaos doğar.

BŞ:Futbol yönetiminde şu anda sizin içinize sinmeyen bir yönetim tarzı mı var?

AB: Genelde var o tereke boşluğu çıkıyor eğer hukukun oturturulmadığını hissedip şeffaf yönetim ile bunu kamuya anlatabilirseniz eğitimin ön planda olduğunu gösterebilirseniz futbolun kültürü dediğimiz olay oluşur. Futbol kültürümüz aşağılarda bunu güçlendirmek gerekir. Buda bu konularda ciddi irade göstermek gerek federasyonlarda, gerek kulüplerde, gerek absında el birliği ile doğacak bir sinerjinin sonucu olur.

BŞ:İnsallah bunu ilerde gerçekleştirme yetkilerine kavuşursunuz veyahutta bu konuda destek verecek imkanları bir şekilde bulursunuz ve Türk futbolumuzuda yüceltirsiniz.

AB: Ben bu konuda sayın Şenver gerçekten mutluyum. Çünkü aday oldum seçimi 4 oyla kaybettim ama fikirlerim asılı duruyor gençlerde.

BŞ:Futbol federasyonu başkanlığı için aday oldunuz tan 4 oy mu? O kadar az bir oy.

AB:Çünkü  başkanlık seçimine fikirlerimle oraya futbolun patronluğuna gelmek  istedim diyet ödeyerek değil demin söylediğim fikirlerimin futbola yansıyan tarafını anlattım fevkalade mutluyum gençler bunu çok iyi anladı, üniversiteliler bunu çok iyi anladı, hukukçular bunu çok iyi anladı, basın bunu iyi anladı ama zaman kısalığından katiye itham etmiyorum bunu kulüplerimize oy sahiplerimize tam anlatamadım. İnanıyorum bir gün anlarlarsa belki sizin temenninizde hayırlısıysa olur diyelim.

BŞ:İnsallah olur ben sizi soru yağmurunda bayağı ıslattım isterseniz birazcık kurulanalım sonra tekrer devam edelim . Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek kısa bir aramızdan sonra hoş sohbetimize devam edeceğiz.

BŞ:Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek şimdi kurulandık yeniden sohbetimize devam etmeye hazırız.

AB:Çok keyifle geçiyor teşekkür ediyorum.

BŞ: Ayhan bey ben size bir hayali vaka hazırladım. Bu gerçek bir vaka değil ben kendim oturdum hayalimden  bir vaka hazırladım. Bu vakayı size müsaade ederseniz okumak istiyorum sonunda da diyeceğim ki siz olsaydınız bu durumda siz ne yapardınız diyeceğim hayali vakamız şöyle; Fuat bey futbol federasyonu'nun onur kurulunda görev yapmaktadır. Onur kurulu ise spor etiğine uymayan sporcular ve spor adamları hakkında değerledirme yapmak görüş  vermek ve karar almak için kurulmuş bir kuruldur. Onur kurulu 5 kişiden oluşmaktadır. Onur kurulu üyelerinden olan Burak bey bir gün gazetesini açtığında gözlerine inanamaz Gazatede kurul üyelerinden Fuat bey'in tuttuğu takım için şike yaptığı iddialarını okur.  Tuttuğu takım şampiyon olsun diye rakip takıma teşvik pirimi verilmesi için aracılık yaptığı iddiaları tüm gazetelerin spor sayfalarında mevcuttur. Gazete haberinden sonra tam 20 gün geçmiştir, ona rağmen onur kurulu bu konu hakkında hiçbir aksiyon almamıştır. Üye Burak bey başkanı arayıp bu konuda muhakkak bir araştırma yapılmasının gerekli olduğunu söyler başkanda üyeleri özel bir toplantıya çağırır toplantıda da şike  yaptığı kişiye sorarlar yaptın mı böyle bir şey derler tabii Fuat bey de derki hayır hepsi yalan bana iftira atıyorlar ben böyle bir şey yapmadım der başkan ve diğer üyeler derlerki biz Fuat bey'in dediklerine inanıyoruz , Fuat bey'e güveniyoruz açıklamalarından tatmin olduk başka bir araştırma yapmamıza gerek yoktur der halbuki Burak bey ise bunu içine sindiremez arkadaşlar olayı tek taraflı dinledik bizim arkadaşımıza inansak güvensek dahi bu kadar gazetede bu olay yazıldığına göre bizimde daha araştırma yapmamız lazım birazcık daha ciddi davranmamız gerekir der . Başkan ise buna gerek yok biz Fuat bey'i dinledik tatmin olduk öyle değil mi ? arkadaşlar diye sorar arkadaşları da evet efendim bizde tatmin olduk sayın başkan derler. Başkan da Burak bey'e dönüp der işte der görmüyormusun?  Hepimiz tatmin olduk sanada eğer dışarıda basın mensupları bu olayla ilgili bir şey sorarsa sende deki biz dinledik araştırdık , tatmin olduk bu olayda etik dışı davranış yoktur diye beyanat ver derler. Burak bey'in başından kaynar sular dökülmüş gibi olur ne yapsam diye Burak bey düşünmeye başlar . Sayın Ayhan Bermek siz Burak bey'in yerinde olsaydınız bu surumda siz ne yapardınız?

AB: Bir defa bu senaryo çocukluğumuzda, gençliğimizde üşütüp ateşli bir hastalık ağır gripal enfeksiyonda ateşinde etkisiyle geceleyin gördüğü bir kabus . O kabustan insan nasıl uyanırsa terler içinde kabus. Zaman zaman bunları basında gördüğümüz için sizde benim spor yönümüde taşıyan önemli bir noktaya temas ettiniz. Gelişimim gençliğe mesaj vermem açısından müsaade ederseniz şu açıklamayı yapıyım. Etik , ahlak ve erdem, konusunu konuştuk. Erdem gerçekten çok özel kelimeler günlük hayatta bazan bakıyoruz sevgili gençlere bunu anlatabilmek için sonunda söylüyeceğim lafı baştan söylüyeyim. Erdemsizliği legal hale getirme çabasında toplumun hiçbir ferdi olmamalı. Gelin bunu futbol dışı anlatalım günlük sohbette duyduklarınızla erkek erkeğe oturuluyor toplumda ailelerde böyle gitgide yozlaşan haberler çıkıyor basınımızda gece hayatında şu şunu aldattı karısı kocası falan filan erkekler konuşuyor erkek işte yapar sen yapmadın mı? Sohbet başlıyor eğer bayanların arasındaki konuşmalarda başlıyor erkektir yapar diyenler var, senin eşin hiç aldatmadı mı? diyenler var, veyahutta aldatsın ama ben duymayayım diyenler var, şimdi aldatmayı konuşuyoruz eğer bir aile yapısında bu bir erdemsizlikse sevgili gençler bunu legalize edemeyiz . Şimdi burada konuşulan kabus dediğim senaryo bir otorite boşluğundan futbol dünyasının ve federasyonların ancak boşluğundan doğabilir orada bulunan insan eğer erdemli dayanacaksa beyanatını verir istifa eder.  Gücü yetene kadar bunun mücadelesini yaptıktan sonra ben burada artık kalamam der ama kamuyada bunun savaşını açar çünkü şike dediğimiz bir olay  gerçek anlamda tedavisi zor kanser gibi bir vakadır. Futbolda yeri hiç olmayacak bir olaydır. Şikeyi hatır diye bilmem ne diye legalize edemezsiniz.

BŞ:Erdemsizlik legalize edilmemelidir.

AB: Edilmemeli laflarla çünkü orada da görüyoruz konuşmanızda vahim bir trajik bir durum ortaya koymuşsunuz senaryonuzda yani başkanlar buna katılmaz bazı futbolcular yapar , sahada olur bunlar işte hatır yok şike şikedir futbolun kanseridir.  Üzerine herkes gidecektir  orada Burak bey'in de burada kanaati varsa inanıyorsa görevinin aslı olan bunu ortaya çıkarmak için uğraşır mücadele eder hukiki yönlerden ama istifasınıda verir, ben böyle bir kurumda çalışamam der o kurumuda öyle bitirir.

BŞ:Çok teşekkür ederim çok güzel bir söz bize gençlerimize emanet etmiş oldunuz etik dışı siz ona erdemsiz dediniz erdemsiz  etik dışı ahlak dışı hiçbir davranış ve tutumu legalize edecek yani hoş gösterecek, kabul edilir gösterecek, veya üstünü örtecek, hiçbir ilişki içerisinde olmayın, böyle bir şeye kesinlikle alet olmayın diyorsunuz.

AB:Aklınızdan bile geçirmeyin.

BŞ:Çok teşekkür ediyorum şimdi size bir oyun oynatmak istiyorum kulağınıza küpe olsun oyunu Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek ile birlikteyiz şimdi kulağınıza küpe olsun çubuk oyunu oynayacağız. Burada bir kutumuz var görüyorsunuz bu kutunun içerisinde çubuklarımız var bu çubuklardan  bir tane çubuk seçmenizi istiyorum bakalım şansınıza ne çıktı. İsterseniz ben yardımcı oluyum . Bu iki tarafında da yazıyor uzun bir sözmüş bu, bu sözü okuyalım bakalım "Dostlarınızı sıkça ziyaret edin, çünkü üzerinde yürünmeyen yollar diken ve çalılarla kaplanır" sözünü gençler için açıklarmısınız?

AB: İnsanın hayata  bağları dostlarınla kaindir. Dost kelimesinin anlamı büyük. Dost her derde devadır bu dosttan yüzünü görürsün, çok mutlu olursun sohbetinden hoşlanırsın, bilgisinden istifade edersin, bu dostluk okuldan kalmadır, askerden kalmadır, iş hayatında ilişkin vardır, spor hayatında ziyaretlerde dostlukları gerçekten pekiştirir çünkü gene bu anlattığımız değerlerin paylaşımla birleşen paylaşım kelimesininde çok önemli bir lezzeti vardır. Değerler paylaşılarak tatlanır. Paylaşılmayan değerler hatıralarda seni mutlu eder, ama onu ellemek lazım denilen doğru bu ziyaretleri büyük küçük demeden dost bildiğin yerlere yapmak lazım. Ben şahsen dinleyen olursa burada eksiklerim varsa özür dilerim dostlarımdan bunun da mazareti yoktur çünkü dünya gelişiyor yolu katedemezsen telefonla ulaş özrünü dile hakikaten dostlukların üzerine gönül kırıklığı düşmemesi lazım ama düşebilir oradaki söz çok doğru. Yollarda dikenler oluşabilir. Bunlara fırsat vermemek lazım.

BŞ:Müsaade ederseniz sizin şansınıza birde ben çekiyim mi? Size veriyim bakıyım bir tanede benim çektiğim sizin için oda yine  iki taraflı galiba birinci tarafı yine ne diyor?

AB: "Öğrenmek akıntıya karşı yüzmeye benzer, ilerlemediğiniz takdirde gerilersiniz"

BŞ:İlerlemediğiniz takdirde gerilersiniz.

AB:Çünkü akıntı var sizi geriye götürür.

:Yani ne mesajı veriyor bu söz?

AB: Öğrenmek için muhakkak bir çaba göstermek lazım. Bu bilgiye veyahutta öğrenmek istediğiniz bir şeye ulaşmak için bir gayret sarfetmeniz gerekir. Kendi kendine öğrenilmiyor oturduğunuz yerde. Yürüyeceksin, gideceksin bugünkü çağda interneti açacaksın, hocan olacak, tecrübeli biri olacak, bunları bulacaksınız tembellikle bir şey olmaz buda bir gayret ister.

BŞ:Emek istiyor.

AB:Emek ister. Emek vermeden tembellikle benim paramda var derseniz öğrenmediğiniz takdirde, gayret sarfetmediğiniz takdirde, akıntı siz götürür. Zaten sayın Şenver bununla ilgili şu mesajı gençlere vermeme müsaade edin. Şu anda dilimden düşmüyor 2000 li yıllarda milenyum dedik büyüttük ağzımızı doldura doldura ve ondan sonra hayatımıza damgasını vurdu bir değişim kelimesi değişim. Herkesin çağdaki ilerlemelere gelişmelere ayak uydurması gerek . Çünkü sanayi devriminin kapandığı bilişim çağının açıldığı bir yolda ilerliyoruz. Ülkeler, fabrikalar, bireyler buna ayak uydurmak zorunda. Ayak uyduramayan geri gidecek. Ama değişim içinde şu anda o kadar büyük rekabet ve marjinallerde rekabet geldiki o zaman inavasyon dediğimiz inavatör davranışlar dediğimiz olay karşımıza çıktı. Bunun Türkçesi dışarıdan böyle yerine otursun diye ithal kelimeleri Türkçeleştirmemiz lazım geliyor değer yaratmak, farklı kılmak, eğer ben ihracatla uğraşıyorsam eğer iç piyasada bir mal üretiyorsa diğerinden farklılık olacak.

BŞ:Ve bir değer yaratmak gerek.

AB:Değer yaratacağım ki onu beğendireceğim. Çünkü herkes artık maksimumlarda . Küçülen dünyada haberleşmenin artık karşı karşıya burada konuştuğumuz gibi ülkeler arası konuşup iş yaptığımız bir dünyada inavatif davranışlarda inavasyon  değişim kazanıyor. Değişimin artık bu kaymağı haline geliyor. Gençlerinde dünyadaki gençlerden ileriye gitmeleri için kendilerinde bulunan üstün zeka kabiliyeti ki ben buna inanıyorum Türk'ün davranışlarında bunu bir şövenist davranış olarak katiyen algılanmasın ama ben insanımıza ve gençlerimize ciddi anlamda güveniyorum . Onların sevimli davranışları demin konuştuğumuz nezaket ve tevazu aile ve din terbiyelerinin verdiği onurla zekasını çok güzel birleştirip dünya rekabetine çıkacaklarına inanıyorum. Ama inavasyonu değer yaratmayı unutmasınlar. Artık değer yaratmak zorundayız. Spor adamı olarak şunu söylüyeyim eğer futbolda ben İngiltere'yi, Fransa'yı, İtalya'yı rahat yenecek duruma geleceksem  üst düzeyde olan futbolumu daha üst düzeye eğitimle, tıpla, bilgiyle, çok çalışmayla, disipline olmayla, farklılık yaratarak önlerine geçmek .

BŞ:Çok güzel izah ettiniz bakın kutular bitmiyor masamızın üzerinde.

AB: Çok keyifli

BŞ:Bir başka kutumuz var. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek ile birlikteyiz şimdi bir göster bin işit. Bir göster bin işit şöyle bir şey ben size bir obje getirdim o objemide bu kutunun içerisine koydum bu kutuyu sizden açmanızı ve içindeki objeye bir bakmanızı istiyorum ve objeye bakıp gençlerimize bir mesaj vermenizi istiyorum ki o mesajıda gençlerimiz hatırlasın onlara o bir öğüt olsun bakalım bir göster bin işit kutumuzda hangi obje sizin için ben seçtim açalım bakalım hangi objemiz çıkacak .

AB:Düşünme payım var mı?

BŞ:Var tabii beş saniye. Ne çıktı size obje olarak?

AB:Bir başarı ödülü olan father of the year .

BŞ:Bir de ayrı bir mesajıda var

AB:Çok nazik çok ince bir mesaj ama başarılarının sonucunda muhakkak bir ödül vardır. Günlük hayatımızda da sevgili gençler birbirlerinizi hep ödüllendirin. Marifet, başarı ödüllendirilmek içindir. Eğer konuşmalarımın başında söylediğim gibi insan sevginiz varsa egolarınızdan arınmış insanlar topluma hizmet eder, diğer arkadaşınızın başarısını bu spordadır, bu okuldadır, bu iş hayatındadır, alkışlayın, tebrik edin, kutlayın, inanın bunlar çok değerli bir yerlere koyarsınız ama o gönülden yaptığınız hayat boyu unutulmaz hep arkadaşınız tarafından hatırlanır ve değerlidir.

BŞ:Evet çok güzel söylediniz bizim Türk toplumunda ödüllendirmek yerine değil mi? biz hep kıskanıp başarılı olanlar hakkında belki değil mi? onlara aşağı çekici, onlara çelme takıcı, hareketlerde bulunmayı  daha ön plana çıkarıyoruz halbuki diyorsunuz ki bunu yapmayın, tam tersini yapın. Bir kişi bir yerde bir başarı elde ediyorsa lütfen onu alkışlayın, başarısını görün, başarısını takdir edin, ve başarısını da kamu oyuyla paylaşmaya etrafıyla o başarıyı paylaşınki  o bir örnek olsun hem o kişiye örnek olsun daha iyi şeyler yapmak için motive olsun, koştursun hemde çevresine örnek olsun çevresindekilerde desinki bende bir başarı elde ediyim ve o zaman toplumda başarı elde etmek isteyen kişiler sayısı ne kadar çok çoğalırsa bu ülke o kadar daha süratli ileriye gider.

AB:Duyumu çok önemli çünkü okul,eğitim,din hep bunu öğütler başarıyı alkışlamasını birde negatif duygu üretmenin tamamen rakibi ilerlemek için pozitif duygular için vesile.

BŞ:Olur diyorsunuz. Bakın buda son oyunumuz torba oyunumuz.  Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermek ile şimdi torba oyunu oynayacağız. Bu torbanın içerisinde harflerimiz var bir harf bakalım çekin şansınıza hangi harf çıkıcak hangi harfimiz çıktı? O başı o ile başlayan acaba bir yanlış davranış bir kötü davranış hatırınıza gelir mi?

AB:O ile başlayan olay kelimesi gelir. Her olay aslında bir yeninin doğuşudur. Her olayda engel olamazsınız doğuşuna ama karlı çıkabilirsiniz biz iş hayatında karşılıklı hep krizler yeni ilerlerin fırsatıdır demezmiyiz .

BŞ:Doğru doğru.

AB: Olay kötüde olabilir, iyide olabilir. Ama kendi eğitim ve tecrübenizle onların üzerinden gelme yeteneği olur. Dolayısıyla kötü olayları da hatırlasak güzel hale getirmişizdir 91'de hep beraber yaşadık Türkiyem'de krizi , Kıbrıs'ı hepsini iyi hale getirmemiz lazım. Ben öyle düşünüyorum.

BŞ: Ben çok teşekkür ediyorum sizde muhakkak daha çok paylaşılacak şeyler var ama kısa süre içerisine ancak biz bunları sizlerle paylaşabildik. İstiyorum ki bütün  gençlerimiz ilerde siz ve sizin gibi tecrübeli insanların tecrübelerini paylaşacak zeminler bulsunlar . Ağzınıza sağlık, dilinize sağlık, çok teşekkür ediyorum.

AB:Çok teşekkür ediyorum. Kutluyorum sizi , fırsat verdiniz.

BŞ: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Ayhan Bermekti. Gençlerle tecrübelerini, birikimlerini, zenginliklerini paylaştı. Unutmayalım gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz. Gençlerimize sahip çıkalım. Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın. Hoşçakalın.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org