Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

KEMAL ŞAHİN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

KEMAL ŞAHİN Bülent Şenver'in Odası TV Programı
27.09.2007
Okunma Sayısı : 9506
Oy Sayısı : 8
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,52
Verdiğiniz Puan :
 

 

KEMAL ŞAHİN Bülent Şenver'in Odası TV Programı
.
.
.

Usta bankacı Bülent Şenver ile hoş bir televizyon programı yaptık.

Bana ilginç sorular sordu.

Bana oyunlar oynattı.

Verimli ve güzel bir program oldu. 

Sizlerle paylaşıyorum.
.
.

KEMAL ŞAHİN Bülent Şenver'in Odası TV Programı  Bu programı seyretmek isterseniz lütfen tıklayın.    
.
.
.
 


KEMAL ŞAHİN Bülent Şenver'in Odası TV Programı

Deşifresi
.
.
Kemal Şahin (KŞ)
Bülent Şenver (BŞ)
.
.

BŞ: Bülent Şenver'in odasına hoşgeldiniz.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin. Hoşgeldiniz.

KŞ: Sağolun Bülent Bey.

BŞ: Kemal Bey ben görüyorum ki siz böyle çok güzel bir  şekilde kalıcı olsun diye tecrübelerinizi, hayatınızın bir şekilde kilometre taşlarını zenginlikleri böyle bir kitap içinde toplamışsınız.

Ne mutlu size.

Ve kitabının adına bakıyorum oda çok ilginç "Zirvedeki Şahin"  bu zirvedeki Şahin size söylendiği zaman nasıl karşıladınız bu başlığı.

Zirvedeki Şahinsiniz.

KŞ: Tabii Zirvedeki Şahin'in birkaç anlamı var.

Birincisi ben bir dağ köyünde doğdum. Büyüdüm.

Zorluklar içinde büyüdüm. Ama güzel bir köydü halen gidiyorum. 

Taşlıpınar köyü.

Torosların yüksek zirvelerinde bir köy , bir orman köyü.

Bir oradan geliyor şahin , kuş, soyadımız şahin  oradan geliyor. Birde tekstilde de kısa zamanda bayağı başarılı işler yaptık.

Dünyada 18. tekstil kuruluşu olduk.

BŞ: Siz Almanya'ya nasıl gittiniz? İşçi olarak mı?

KŞ: Almanya'ya okumak için gittim.

Okudum, üniversiteye gittim. 18 yaşımda gittim. Ve orada serbest çalışmaya başladım.

2500 Dolarla öyle diyelim ve hakikaten kısa zamanda çok başarılı olduk iki ülke arasında .

Şimdi dünya çapında bir grup oluşturduk.

Bir zirvede onu da diyebiliriz.

Gençlere örnek olması için sizin programınız gibi .

Ben birde Almanca yazdım. O da Almanya'da bayağı tanındı, bayağı okundu.

BŞ: Nedir ismi onun?

KŞ: "Gurbetteki Şahin" dedim onun ismine. O da ona uyan bir isim oldu. Tatlı şiirlerde var kitabın içinde.

BŞ: Sizin yazdığınız şiirler.

KŞ: Şiirde yazıyorum. İleride vaktim olursa bir şiir kitabıda çıkaracağım.

BŞ: Sevda şiirleri mi ? Her konuda var mı?

KŞ: Değişik konularda şiirlerde var.

: Dokuzuncu bölümün başında diyor ki ; "Ne başarı, ne de başarısızlık tesadüfi değildir.

Başarılı olmak için bir şeyleri doğru, başarısız olmak içinde bir şeyleri yanlış yapıyor olmanız gerekir."

KŞ: Evet . Başarıda tesadüf değil, başarısızlıkta tesadüf değil.

BŞ: Peki şansın etkisi nedir? Şansa inanıyormusunuz?

: Şans kalıcı başarıyı getirmez.

Kalıcı başarı dediğim gibi sizin o elde ettiğiniz bir fırsatı kurumsallaştırıp başarıya doğru yuvarlamanız lazım bu şey gibi kartopu gibi. O şans değildir.

Tabiki bulunduğunuz yer, konum, bir işle karşılaşmanız, bir çevreyle karşılaşmanız, bir şans getirebilir.

Bir fırsatlar şeridi vardır önümüzden geçen . Orada bazı iyi fırsatlar geçer .

Ona şans diyebiliriz.

Başlangıç noktasında şans vardır

.
BŞ: Yakalamak lazım değil mi?

KŞ: Onu yakalamak , sezgi, o an karar vermek, cesur olmak, ama kalıcı başarı kesinlikle şans değildir.

BŞ: Kemal Bey ben duygu diye bir şiir buldum buradan.

Şöyle yapalım mı?

Bunun bir kıtasını siz okuyun bir kıtasını ben okuyum.

Ben başlayabilir miyim?

Bu sizin şiiriniz, Kim bilir bunun hatırası nedir sizde ama duygu diye.

Duygu bir bayanın ismimi?

KŞ: Okuyun siz.

BŞ: Duygu diye başlıyor Kemal Şahin'in şiiri ve şöyle devam ediyor.

Yine çıktın karşıma bir şiir için
Bırakmadın peşimi bunca yıllar niçin?
Bazen bir dert küpü gibi sırılsıklam için
Ağlarsın gözlerimde neden hep için için.

Bir kır çiçeği gibi nadir ve cılızsın bazen
Bazen kürkrersin nisan yağmuru gibi neden?
Hep düşmansın derken dost olursun birden
Girersin ruhuma rüya gibi hep niçin?

KŞ: Vallahi çok güzel okudunuz.

İlk okuyorsunuz çok güzel okuyorsunuz .

Ben sizin kadar iyi okuyamazsam şaşırmayın çünkü ben kısa şeyleri artık okuyamıyorum.

Gözlükle okuyorum ama bir kısmınıda bildiğim için herhalde okuyabilirirm.

Bir sarışın güzel kızın sevdası
İri gözlü esmer kızın edası
Bir bebeğin, bir çocuğun nidası
Sensin bunun öz mimarı hep niçin?

Kardeşmisin gerçek acı hayatla
Dolaşırsın bozkırları kıratla
Dost olursun bazen karabulutla
Bu kara gün , bu hırçınlık hep niçin?

BŞ: Ne kadar hoş. Bir çok kıtası var ama en sonuyla bitirmek istiyorum müsaade ederseniz.

Kemal der ki çok çok şeyler yaşadım
Ne sevgiler, meşakatler başardım
Koca ömrü bir bohçada taşıdım
Tek senmişsin taşıdığım hey duygu.

Kemal Şahin 26 Şubat 1998 .

Ağzınıza sağlık diyorum. Çok duygusal bir şiir olmuş.

KŞ. Teşekkür ederim.

BŞ: Aslında bu tür duyguları taşıyan bir iş adamına muhakkak bu duygular işine onun yansıyordur değil mi?

KŞ: Kesinlikle

BŞ: Bu duyguları işe yansıttığınız takdirde daha fazla verim, iyi ilişkiler, başarı geliyordur. Duygususz bir insan hayatında pek başarılı herhalde olamaz.

KŞ: Belki birkaç cümle ile özetleyebiliriz başarıyı yada başarıya giden yolu.

Birincisi biz insanlar ne kadar başarılı olursak olalım, hatta ne kadar yaşlı ve genç olursak olalım , cinsiyetimiz ne olursa olsun insanız.

Ve bizim duygularımızda vardır. Sezgilerimiz vardır, ilişkilerimiz vardır.

Bunların hepsi bir bütündür. İşte duygularınıda bir şekilde yaşayabilen, insanları sevebilen, insanlarla yaşayabilen insanlara devamlı pozitif enerji verirler.

Dolayısıyla lider olmaya bu insanlar daha çok yakındır. Olumlu etkilersiniz.

Girdiğiniz yerde parlarsınız.

Ve bu tür insanların etrafında çalışan insanlarda mutlu olur aslında. Ve mutlu insan ordusuyla savaşları kazanmak çok daha kolay.

Onun için benim bir yerde mümkün olduğu kadar prensibim insana insan olduğu kadar muamele etmek, mümkün olduğu kadar insanca kalmak.

İşte gördüğünüz gibi duygu şiirinde hayatta kalan tek duygular başka bir şey kalmıyor. Yaşadığımız duygular , yakın duygular.

Aşk duyguları, insanlarla yaşadığımız ilişkiler, baba  anne sevgisi, çocuk sevgisi, dediğim gibi beraber paylaşılan güzel şeyler .

Bunların hepsi kafamızda kalıyor.

Büyük bir ihtimal ölmeden önce arkamıza dönüp baktığımızda aklımızda kalan birkaç güzel duygu yaşadığımız  başka bir şey değil. Şiirde onu anlatmaya çalıştım.

BŞ: Ne kadar güzel ağzınıza sağlık.

Ben şimdi size gençler için onlara üç tane gençler muhakkak hayatta yapın.

Üç tanede gençler hayatta sakın yapmayın diyeceğiniz birkaç tane aklınıza ilk gelen öğütleri sizden almak istiyorum.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Kemal Şahin ile birlikteyiz. Şimdi üç yap üç  yapma.

KŞ: Üç yaptan bir tanesi bence dürüst, açık, şeffaf , insanları  anlayabilen ama önce kendinizi anlayan birisi olun.

Kendiniz için, kariyeriniz için, hemde özel hayatınız için çok önemli.

İkinci yaplardan birtanesi çalışın.

Lafla peynir gemisi yürümez.

Bilgiyi toplamanız için okumanız lazım.

Okullarda okumanız lazım.

Çok türlü işlere girmeniz lazım.

Sosyal ilişkilerde işlere girmeniz lazım ki kendinizi geliştiresiniz.

Bunları yapmazsanız hem hayatta zor başarılı olursunuz hemde özel hayatta.

Üçüncüsü insanlarla elde ettiğiniz  ilişkileri gitgide geliştirerek , çevrenizdeki network u gitgide değiştirerek mümkün olduğu kadar bilgi alacağınız bir network oluşturmanız lazım.

Bu network' u iyi çalıştırabilirseniz bu sizi otomatikman başarıya doğru götürecektir.

BŞ: O bilgi iletişim ağınızı geniş tutun diyorsunuz değil mi? Bilgi alış veriş ağınızı genişletin.

KŞ: Tabii. Çevre edinin. Geniş çevre özellikle size bilgi veren insanlarla bir araya gelin.

Birde alışkanlıklarınızı olumsuzluktan  hep olumlu alışkanlıklara çevirin.

Mesela sigara alışkanlığını bırakın spor yapmaya gidin.

Tavla oynamak yerine mesela o da iyidir ama kitap okumayı alışkanlık haline getirin.

BŞ: Bu arada yapmaları sayıyorsunuz siz.

 KŞ. Alışkanlıklarınız , Stephen Kavi'nin  bir kitabı var hatta birkaç kitabı var.

Aslında başarılı insanların  7-8 tane özelliği varmış, ortak özellikleri .

Bu özellikler elde ettiğimiz alışkanlıklar.

Siz iyi alışkanlıkları elde ederseniz ki bunları birkaçtanesini sayabiliriz.

Gençler için önemli.

Her şeyden önce gençler için vizyon oluşturacak kadar olgunlaşın.

Olgunlaşmayı da insanın özgür düşünmesi olarak görüyor.

Bunun için kendinin gelişmesi lazım. Gelişmesinin arkasından  gelişmiş  insanlarla iş kurması lazım .

Böylelikle vizyonunuz olsun. Vizyonu oluşturacak noktaya gelin.

İkincisi management diyor yani firsting  first .

En önemli işe odaklanın. Önemsizlerle uğraşmayın, vaktinizi geçirmeyin. 

Arkasından sinerji diyor. 2 ile 2 leri toplayınca hep 6 lar 7 ler bulmaya çalışmanız z lazım.

Daha sonra ilişkilerinizde her tarafın  kazanacağı şeyler  olması lazım. Sonunda önemli bir şey kendinize bakın diyor.

Kendinze iyi bakın. Sporunuzu yapın.

Düzgün beslenin. Düzgün yatın.

Çünkü siz bilgileri kullanacak taşıyacak kişilersiniz.  

Onun için kendinize iyi bakmanız lazım.

Ancak bu tür insanlar daha başarılı olmuş ve olabilir diyor.

BŞ: Gençlerimizin merak ettiği bir çok soru var  sizinle ilgili ama onlar içerisinde  en çok merak ettikleri şey sizin hayatınızdaki bu kilometre taşlarından nasıl oldu da 2500 dolar , bu kadar milyon dolar haline geldi.

Böyle bir kırılma noktası gibi bir şey varmıydı acaba?

Şu olmasaydı ben bu şekilde olmazdım.

Veya  baktığınız zaman  benim hayatımda bu en önemli nokta idi .

Şunu  şöyle olduğu için bir yerde zıplayabildim diyebileceğiniz tespit ettiğiniz böyle bir kritik.

KŞ. Bana göre kendi tanımıma göre birincisi 18 yaşımda Ortadoğu Teknik üniversitesine kayıt yaptırmıştım.

Babam benim  paşa olmamı istiyordu.

Orduy ayolluyordu beni.

Orduya  gitmedim. Ama babama yalan söyledim.

Ortadoğuya kaydımı yaptırdım. O

kumak zordu , babamla aram açıldı.

Fakat o arada Etibank'ın Almanya bursunu kazandım.

O benim için kırılma noktası oldu. Almanya'ya gittim.

Yüksek mühendis oldum.

Ondan sonra Almanya'da biraz çalışmak istedim.

Onlar bana çalışma izni vermediler mühendis olarak.

BŞ: Niçin?

KŞ: Yabancısınız, okudunuz , gideceksiniz.

Onların kendilerine göre kuralları vardı.  Bende bir yolunu buldum.

Kendi başına serbest çalışmaya başlarsan  müsaade edebiliyorlarmış.

Bende 2500 bir stajda kazandığım para 2500 dolarla başladım.

Küçük dükkanla baktım ki hayat üniversitesi bir daha girmişiz. T

icaret küçük bir dükkanla insanları tanıdım.

BŞ: Sizde mark var.

KŞ: Evet 5 bin markla başladım.

O da benim için kırılma noktası oldu .

Yani mühendis olarak farkli bir kulvara girdim.

İki sene sonra baktım dükkanda bayağı iş var. O bir kırılma noktasıydı.

BŞ: Bu alma satma ne ile ilgiliydi?

KŞ: İlk önce hediyelik eşyalar alıp satıyordum.

Daha sonra toptana döndüm ve tekstile başladım. 

Türkiye'den tişört ithal ediyordum.

Orada satıyordum.

Baktım iyi bir pazar yakaladım.  Baktım muhazzam bir talep var. 

 Fakat Türkiye'yide organize etmek gerkiyordu.

Buradaki üreticiler 1984 leri konuşuyoruz. 

O zaman daha Türkiye ihracatı bilmiyordu.

BŞ: Çok sayıda siz sipariş verince onu yapacak kimseyi bulamıyordunuz.

KŞ: Zamanında  mal gemiyordu, kalite gelmiyordu.

En sonunda bodrumda bir küçük atölye ile başladım.  

Zeytinburnu ilk sanayicilik 1984 de. Buda bir kırılma noktası oldu.

BŞ: İmalata başlamanız.

: İmalata başladım. Daha sonra bu iki ülke çoğaldı.

Dizaynlar aldık.

Almanya'da perakendeye girdik.

Şu anda artık tekstilin bütün entegrasyonunu yaptık.

İplikten başlayan son tüketiciye kadar 300 dükkan olan, dünyanın 14 ülkesinde teşkilatı olan, 12 bin kişi çalışanı olan bir Şahinler Holding haline geldik.

İşte bu ilk kırılma noktaları zannediyorum beni bu noktaya getirdiki 1,4 milyar dolar civasrında ciro yapıyoruz.

İşte bu noktalar benim için önemliydi.

KŞ: Hızlı büyümeler sırasında hiç eyvah galiba gidiyoruz böyle bir kuşku yaşadığınız oldu mu?

KŞ: Oldu . Çok oldu.  

İşin ilginç yönü endişe duyulmayacak noktalarda başlangıçta daha çok oldu.

İlk genç yaşlarda.

İnsan oyunun sonunu tanımadığım için genç yaşlarda daha çok panik yapıyordum.

Zaman zaman daha çok korkularım vardı.

Sonunda o korkulu noktaları hep aştıkça , engelleri aştıkça özgüven gücüm yükseldi.

Şimdi öyle bir noktaya geldim ki hiçbir şeyden korkmuyorum.

Ne kadar sorun olursa olsun yatıp uyuyorum.

Çünkü biliyorum ki bir çözümü var.

Bugün bulmazsam yarın var. Yarın olmazsa öbür gün var.

Mutlaka ararsanız  her sorunun bir çözümü var ve aşıyorsunuz.

BŞ: Buradan gençlerin kulağına küpe olacak diyebiliyorsunuz ki gençler sakın karşılaştığınız bir zorlukta hemen havlu atmayın.  

Moralinizi bozmayın. Sakin olursanız, sabırlı olursanız  muhakkak bir çözüm yolu bulabilirsiniz.

KŞ: Ben çözeceğim derseniz ararsanız .

Genelde ben hepsinde buldum. Hepsinde çözüm yolu vardır.

Belki etrafınızdaki insanlarla konuşacaksınız , danışacaksınız.

Bilenlere soracaksınız. Arayacaksınız.

Bir daha evirip çevirip okuyacaksınız.

Bir daha inceleyeceksiniz.

Tabii olmayanda olabilir ama çoğunda bir çözüm vardır.

Çözümü bulamayız belki .

Çözüm vardır da bazıları bulamaz.

Bunu söylemek lazım.

BŞ: Şu anda ben sizinle küçük bir oyun oynamak istiyorum.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Şimdi bir kelime bir cümle oyunu.

Bir kelime bir cümle oyunumuza hazır mısınız? 

Ben size bir kelime söyleyeceğim .

Sizden de bu kelime ile ilgil bir cümle söylemenizi istiyorum. Kelime gurbet cümle

KŞ: Doğduğun yerden, anneden babadan uzak bir yer.

Yalnızlık vardır , duygular vardır. Ama fırsatlar vardır.

Ufuklar vardır. Dünyaya açılan kapılar vardır. İkisinin arasında bir yer.

BŞ: Kelime para cümle

KŞ: Para kullanmasını bilirsen, taşımasını bilirsen çok yararlı bir emtadır.

Sizi yüceltir, yararlı şeyler yaparsınız.

İnsanlara faydalı olursunuz, yatırım yaparsınız. Vakıflar kurarsınız.

Çok güzel bir şeydir. Kullanamazsan başınıza bela olur.

Çoğu insanın başına Allah para vermesin daha mutlu olur.

Aynı zamanda tehlikedir.  Allah kullanana versin, kullanamayandan uzak tutsun.

BŞ: Kelime itibar cümle.

KŞ: Kendi emeğinizle, kendi çalışmalarınızla,  kendi bilgilerinizle kendinizi ahlakınızla davranışınızla bilginizle bir yerlere koyup onu kazandıysanız gurur duyabilirsiniz. 

Hakkınızdır mutlu olabilirsiniz.

Ama kendiniz bunun için çalışmadan bunun yollarını bilmeden koşarsanız  hep peşinden koşarsınız bir türlü yakalayamazsınız.

Parayla hiç yakalayamazsınız.

BŞ: Kelime dürüstlük cümle.

KŞ: Dürüstlükte zannediyorum hem özel hayatınızda, hem mutluluk çizginizde, hem iş dünyanızda çok güzel sarmanlar yapabilirsiniz.

Yapacağınız her işte onu bir sokarsanız , her yerde saygı duyarsınız .

İnsanlar elinizi tutar, güvenecek bir liman olursunuz.

Onu kullanamazsanız, yoksa hep ilk başta başarılı gibi görünürsünüz ama hep bir yerde duvarlara çarparsınız.

Onun için iyi bir silahtır. Bazen zordur onunla yürümek ama hep iyi bir silahtır, silah olarak kalır. Bence o silahı bütün gençlerin ceplerine koymaları lazım.

BŞ: Kelime aşk cümle

KŞ: İnsanın hayatta yaşayacağı en güzel duygulardan biridir.

Hatta en  güzelidir. İki insan arasında muazzam bir köprü .

O köprüleri kurmak, o köprülerden geçmek, hayatımıza en çok anlam veren şeydir.

BŞ: Kelime aile cümle.

KŞ: Hayatta özellikle gençlerin hedefi mutlaka aile kurmaktır.

Aile iki insanın gönüllü, severek beraber yaşam , beraber kaderi paylaşma yoludur.

Bu yolu paylaşırken çocuklarınız olur.

Onlarda ayrı bir anlam verir.

Dünyaya iyi yetişen çoocuklarla başka eserler  bırakırsınız.

O kapıdan giren ve onu iyi götürenlere ne mutlu.

Götüremeyenlerde bir daha denesinler.

BŞ: Kelime vatan cümle.

KŞ: Doğduğunuz yerdir. Çocukluk dugularınız orada oluşmuştur.

En güzel duygulardır. Onun içinde sevginin en güzeli doğduğunuz yerdir.

Ondan ne kadar uzaklaşırsanız o sevgi büyür.

Ve onun mıknatıs gibi çekiciliği artar .

Uzaklaştıkça daha çok özlersiniz. Ondan hiç kurtulamazsınız.

Kurtulmak için uğraşmayın.

BŞ: Kelime ölüm cümle

KŞ: Doğumun tersidir.

Doğduysak ölümde vardır.

Ama bu iki şeyi biz kendimiz tayin etmediğimiz için  kafa yormamak lazım.

Hayatın çok doğal bir parçasıdır.

BŞ: Kelime Kemal Şahin cümle

KŞ: Şu anda Bülent Şenver ile gençlere yönelik güzel bir programın içinde mutlu.

Gençlere bir şeyler verebilmenin mutluluğunu yaşıyor.

Küçük bir yerde, küçük bir dağ köyünde doğdu.

Zor şartlarda büyüdü ama koştu, koştu hayattan zevk aldı. Koşarken her kademede mutlu oldu.

Bilgi topladı, para topladı, para kazandı, dostluklar kazandı.

Ve bunları paylaşmaya çalışıyor.

Çünkü paylaştıkça da onun mutluluğunu paylaşmaya çalışıyor.

BŞ: Çok teşekkür ediyorum. Şimdi soru yağmuru başlayacak . Sizi sorularla ıslatmaya çalışacağım. Kısa kısa cevaplar isteyeceğim.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Şimdi soru yağmuru.

Yağmur damlaları başlıyor. Her işin bir püf noktası vardır derler.

Başarılı bir iş adamı olmanın püf noktası nedir?

KŞ: Dürüst ve çalışkan olması.

BŞ: Bir Türk ailesi ile bir Alman ailesi arasındaki en önemli fark nedir?

KŞ: Türk ailesinde ilişkiler çok yoğundur.

Dostluklar, dayanışma sonsuza kadar gider.

Alman ailesinde ilişkiler hesaplı kitaplıdır.

Çocuklar , insanlar tek başına yürümeyi öğrenirler.

Mesafe vardır.

Dayanışma vardır ama belki sevgi ve ilişki  yoğunluğu  Türkler arasındaki kadar yoktur.

BŞ: "Ben onsuz yapamam" siz nesiz yapamazsınız?

KŞ: Ben işsiz, ailemsiz, çocuklarımsız, sevdiğim insanlarsız yapamam.

BŞ: Yokluğunu göstermesin. Tanrı neyin yokluğunu size göstermesin?

KŞ: Allah dostların sevdiklerinizin yokluğunu göstermesin.

BŞ: Hayatta en çok kızdığınız insan davranışı nedir?

KŞ: İnsanlara tepeden bakmak. İnsanları hiç dinlememek.

BŞ: Allah korusun Allah hepimize verecek ama gecinden versin hayatınızın son bir haftası kaldığını öğrenseniz son bir haftada ne yapardınız?

KŞ: Geçmişte yaptıklarımın ve yapmadıklarımın bir muhasebesini yapardım.

Belki yaptığım hataların ve yapmayı düşündüğüm şeyleri insanlarla paylaşırdım.

Ve aradaki açığı belki o anda yaşamaya çalışırdım.

Başkada çok bir şey yapmazdım.

: "Böyle gelmiş böyle gitmemeli" Türkiyede böyle gitmemesi gereken ne var?

KŞ: Mesela bir Cumhurbaşkanlığı seçimi böyle gitmemeliydi.

Bugün onu tartışıyoruz.

Politikacılar da önemli konularda , bence çok önemli konularda kozens yapmak lazım.

Böyle gitmemeli.

Önemli konularda aileler üstü , insanlar üstü, duygular üstü,düşünebilmek lazım.

Onun dışında Türkiye'de kurallar zor işliyor, böyle gitmemeli.

Askeri ölçüde kurallar koymamız lazım.

Belirli bir noktaya kadar.

Onun dışında Türkiye'de belki insanların okuması, bilgi toplaması, belki interneti kullanması, çok az.

Böyle gitmemesi lazım. Daha çok bilgi toplamamız lazım.

: Bir şirket niçin batar?

KŞ: Bir şirket kötü yönetildiği için batar.

BŞ: Para dışında sizce en önemli zenginlik nedir?

KŞ: Para dışında en büyük zenginlik zannediyorum yaşamınızda insanlarla düzgün iletişim kurabilmeniz .

Yaşamınızda belirli bir hedef koyup, bu özel hayat olabilir, hobileriniz olabilir, hayatın peşinde o hedefin peşinde koşmanız adım adım bir şeyler yapmanız, bir şeyler üretmeniz, bir şeyler vermeniz ve gelişen olgun bilgili ama doyumlu yaşayan ve insanlara enerji veren bir insan olmanız zannediyorum önemli bir zenginlik.

BŞ: İyiki yapmışım dediğiniz bir şey?

KŞ: İyiki yapmışım birincisi iş adamı olduğum için mutluyum.

Çünkü iş adamı olmak yüzlerce, binlerce insanı tanıyorsunuz .

Bizde 12 bin kişi çalışıyor. Bir sürü insana iş veriyorsunuz.

İyiki yapmışım dediğim belki iyi bir yöneticiyim ve yöneticiliğimin olumlu yönleriyle insaları kucaklayan bir yönetim anlayışım var.

İyiki yaptım dediğim, mümkün olduğu kadar tatillerimi yaparım.

Almanya'da bir Alman kadar tatil yaparım, çalışanlar kadar. Türkiye'de yaparım.

BŞ: İyiki tatil yapmışım.

KŞ:İyiki tatil yapmışım.

Birde Türkçe'nin dışında üç tane daha lisan öğrendim, konuşuyorum.

İyiki lisan öğrenmişim.

Buda benim hayatıma bir zenginlik katıyor.

BŞ: Ben sizi ıslattım isterseniz biraz kurulanalım.

Sonra hoş sohbetimize devam edelim.  

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Kısa bir aradan sonra sohbetimize devam edeceğiz.

BŞ: Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Kurulandık ama hoş sohbetimiz devam edecek sizinle.

Ben size bir vaka hazırladım.

Ben buna etik vakası diyorum.

Bunu size okuyacağım bu gerçek bir vaka değil .

Ondan osnra soracağım siz olsaydınız ne yapardınız diye.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz şimdi siz olsaydınız ne yapardınız?

Dilaver Bey Koalisyon hükümetinde tarım bakanlığına getirilmiş saygın bir millet vekilidir.

Bütün amacı ülkesinin tarım politiklarını belirleyip başarılı uygulamalar yaparak üretimi artırmak, ,ihracatı artırmak, işsizliği düşürmek ve kişi başı milli geliri artırarak vatandaşlarının yaşam kalitesini yükseltmektir.

Bakanlığı döneminde Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde meclisten geçirilmesi gereken bir dizi yeni kanun vardır. Bakan Dilaver Bey bu kanunların geçirilmesi içinde gece gündüz demeden çalışır.

Bir gün Bakanlıkta odasına müsteşarı gelir şöyle der; Sayın Bakanım Avrupa Birliği uyum yasası çerçevesinde şeker kanunu çıkarmamız gerekiyor.

Bu kanun ile ülkemizdeki şeker üretimine kota koymamız lazım.

Mevcut şeker fabrikalarının haklarını koruyarak bu kanundan sonra yeni şeker fabrikası açılmasını yasaklamamız gerekiyor.

Bakan Dilaver bey  sen bir hazırlık yap sonra bir görüşelim der.

Akşam eve damadı geleceği için bakanlıktan erken ayrılır.

Evde o akşam damadı ve kızıyla neşeli bir yemek yerler.

Yemekten hemen sonra Dilaver Bey'in damadı kendisine bir soru sorar.

Babacığım Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevsinde bazı tarım ürünlerinin üretimine kota gelecekmiş.

Kota ile ilgili yasa çıkmadan fabrika kurmak için izin belgesi  alabilsek yasa çıktıktan sonra bu izin belgesini çok güzel bir fiyatla bir meraklısına satabiliriz.

Çokta para kazanırız.

Risk almadan kısa sürede çok para kazanmış oluruz.

Babacığım Bakanlıktan şeker fabrikası izni almak için başvuruda bulunsam bana yardımcı olur musun?

Bakan Dilaver Bey'in yüzü kızarır ne olurum der, ne olmam der .

Bakalım oğlum kısmet ne gösterecek deyip odasına çekilir.

Akşam başını yastığa koyduğu zaman uykusu kaçar.

Damadının isteğini düşünür, bakanlık görevini düşünür, müsteşarını düşünür ve ne yapacağım diye uykusu kaçar.

Sayın Kemal Şahin siz bu baknın yerinde olsaydınız bu durumda siz ne yapardınız?

KŞ: Ben kesinlikle öyle bir işe girmezdim.

Ve damadıma veya oğluma şöyle derdim.

Eğer para kazanacaksan serbest rekabet kurallarının olması lazım.

Eğer lisans verilecekse herkesin açması lazım belirli zamanda o da girebilir ama tek bakanın tercihli bir kişiye onu yapması  her şeyden önc bir haksız rekabet yaratıyor.

İkincisi kendi imajı içinde çok kötü olacak.

Partisi için kötü olacak.

Birde kötü örnek olcak politikacılara.

Netice itibariyle ülkenin yönetilmesine, ülkenin yönlendirmesine çok zor olacak.

Yani ülkeye bu çok ciddi darbe olabilir.

Bu darbenin vebalini asla alamazdım.

Hayır derdim ve hayır dediğimi her yerde anlatırdım.

BŞ: Anlatırdınız.

KŞ: Anlatırdım bakın benim böyle bir şeyim var.

Damat olarak demezdim ama benden böyle bir talep oldu bakın hayır dedim.

Ben belki buradan şu kadar para kazanırdım ama yapmadım.

Bakın benim aldığım param şudur.

Buradan bir menfaat için gelmiyorum.

Ülkeme hizmet için varım.

Eğer burada vereceğim bir şey varsa herkese vereceğim.

Tek kişiye değil.

İnsan kayırmam.

Ve böylece başbakan olma fırsatınıda yakalardım aynı zamanda.

Ülkeye hizmet  özellikle gençlere ileride iyi politikacı olmaları için iyi örnek olurdum.

Ülkemin geleceğinide garantiye alırdım.

BŞ: Peki sizce şu anda içinde yaşadığımız toplumda böyle çevresine bir takım yeni işler veya  çevresine bir takım yeni fırsatlar yaratan siyasetçilermi daha çok el üstünde tutuluyor.

Yoksa tam tersi çevresine bu tür ilişkileri dürüstlük anlamında, etik anlamda vermekten kaçınanlar mı?

KŞ: Şimdi bunun bir marketing yönü var.

Bir paketleme yönü var.

Olay buradaki gibi bariz anlatılırsa toplum bunu asla kabul etmez.

Bunu yapan politikacılar yani damadına çevresine imkan sağlayan politikacılar seçmenden büyük darbe alır ama bazen tabii bu bilinmiyor, bazen de insanlar bunu öyle başka türlü anlatıyorlar ki toplum bilemiyor.

Toplumun kafası karışık.  Ama bu politikacılar puan getirmez.

BŞ: Politikacılara kendi tabanından böyle istekler geliyor mudur?

KŞ: Tabanında gelebilir. Müfredat olmadığı kaydıyla ve tabiki seçmenin istediği bir şeyler vardır. Verilen sözler vardır .

Tabii bu genelde tarım diyelim bütün çiftçilere bir şey vereceksiniz.

Doğrumu yanlışmı ayrı mesele ama bütün çiftçilere verirseniz , hak eden bütün çiftçilere verirseniz o doğal bir şey.

Verdiği bir sözdür yerine getirir. Ya da hiç kimseye bir şey vermeyeceksiniz.

Bu da bir şeydir. Bak ben kimseyi kayırmayacağım, serbest rekabet teşkil edeceğim .

Tek tek dağıtmak hep imaj kaybıdır.

Ama doğru kuralları koyup şeffaf bir şekilde dağıtılması gerkiyorsa , teşvik edilmesi grekiyorsa teşvik etmek doğal bir politika  olayıdır.

Burada puanda toplayabilirsiniz.

Kaynakları doğru yere dağıtırsanız.

Doğru yere , doğru kitlelere.

Ya da ülkenin kalkınma piramitini ateşleyecek ve ülkenin hızlı kalkacak yerlere parayı enjekte ederseniz ki bunu şahıslara yapmanı lazım , firmalara yapmanız lazım.

Şeffaf kurallar içinde . Bu size çok puan getirebilir. 

Parayı yanlış yerlere harcarsanız oda sizin geleceğinizi karartabilir.

Ekonomik krize girer sizin geleceğinizde yok olur.

Bunun örnekleri çok Türkiyede.

BŞ: Şimdi yeniden masamıza dönüp burada bir kutu oyunumuz var. Onu oynayalım sizinle birlikte.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Şimdi bir göster bin işit.

Bu kutunun içinde bir obje getirdim size.

KŞ: Kara kutu diyecektim ki kara da değil. Lacivert kutu.

BŞ: Bunun içindeki objeye bakalım.

Bununla ilgili gençlere öğüt verelim.

Bakalım objemiz ne?

Bununla ilgili ne verebiliriz?

Ne çıktı içinden bir kağıt çıktı.

Kağıdı ben açayım bakayım içinde ne yazıyor.

Diplomaya benziyor ama değil maalesef diploma.

Bomboş bir kağıt.

Şimdi bu boş kağıda bakıp bununla ilgili gençlere kulaklarına küpe olacak ne söylemek istersiniz?

KŞ: Bu boş kağıdı dikkat çekici lacivert kutuyu açtınız.

Böyle kadife içide parlak çok güzel. Yapılmış.

Tabii beni beklentiye soktunuz.

Buda çok güzel renkli, çok güzel hediye gibi.

İçinden çok büyük bir ferman, bana göre çok büyük bir onur belgesi, çok güzel bir söz gibi bir şey beklerdim.

Boş bir kağıt çıktı. Buda güzel bir hediye.

Neden güzel bir hediye ?

Bu kağıda çok güzel şeyler yazabilirsiniz.

Boş kağıt kalemle çok şey üretebilirsiniz. Çok parada kazanabilirsiniz.

Şiirler yazabilirisniz, aşk şiirleri yazabilirsiniz.

Bu güzel bir hediye. Bu hediyeyi siz doldurabilirsiniz.

Aslında bu kağıt üzerine fikriniz varsa, düşünebilirseniz, gençliğe olabilir, çok güzel şeyler yazabilirsiniz.

Nedir güzel hediye?

Beni üretmeye teşvik edebilir. Çok güzel şeyler üretebilirim.

Bakarsın bu kağıtta ürettiğim, yazıp çizdiğim şeyler burdan çıkacak her ne tür hediye olursa olsun en güzel altın, en güzel pırlanta olsa bile ondan çok çok daha değerli, yararlı şeyler olabilr. 

Beni güzel şeyler düşünemeye teşvik ediyor.

BŞ: Gençlerede onu söylüyorsunuz. Yaratıcı olun.

Bir şeyler yaratın. Her zaman yaratabilme özelliğini Tanrı size vermiş.

Her insan yaratıcıdır. Maalesef kullanmıyoruz.

O tarafımızı ihmal ediyoruz.

KŞ: Onu söyleyelim, birde bunu söyleyelim isterseniz.

Bülent Bey aslında hayat bizim önümüze böyle çiçekler sermiyor.

Gittiğimiz yerlerde altınlar, çiçekler o masallardaki hayat yok.

Bakıyorsunuz dağa çıkıyorsunuz, bayıra çıkıyorsunuz yollar kıraç, çöllerden geçiyorsunuz.

Ama Allah bize iyi bir beyin vermiş.

Biz bu beynimizle gittiğimiz yeri çiçekler haline getirebiliyoruz.

Yollardan çöllerden altınlar çıkarabiliyoruz.

Fabrikalar kurabiliyoruz.

Onun için hep birilerinden bir şeyler beklemek değilde biz kendimizden bekleyerek yola gidersek hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramayız.

Bu boş kağıdı siz bana hediye etmiş olsanız  mutsuz olmayacağım.

Bir dakika düşündükten sonra boş kağıdın dolu bir kağıttan faydalı olabileceğini farkettim.

Dolayısıyla önümüzde fırsatlar serili aslında bu fırsatları biz kendimiz yaratırız.

Gençlerin hep öyle olması lazım.

Gittiğiniz yerdeki tabloya hiç aldanmayın. Sizin önünüze altından halılarda serseler inanmayın.

Bomboş halılar, tozlu topraklı yollarda olsa aldanmayın.

Siz kendi geleceğinizi yaratabilirsiniz.

O açıdan zannediyorum gençler için  fırsatlar her yerde dolu.

Ayaklarının altında dolu.

Önüne çıkan negatif şeylerden olumsuz etkilenmesinler.

Hep pozitif düşünsüner, pozitif yaklaşsınlar.

Bu size hep kazandırır.

Birde sağınıza solunuza pozitif enerji saçarsınız.

Etrafınızı harekete geçirirsiniz.

BŞ: Gençler merak ediyordur siz çok para kazandıktan sonra yaşantınız değiştimi? Başka bir Kemal Şahin mi oldu?

KŞ: Şimdi en iyisi ben milyon dolar kazandığımda daha altımda bir mersedes yoktu. Kiralık yerlerde oturuyordum.

Mütevazi yerlerde yemek yiyordum.

Bugün halen öğle yemeklerini aynı yerlerde yiyorum.

Benim için öğlen ayak üstü yiyeceğim hafif bir şeyler yiyerek geçiriyorum.

Tabiki bir ailemiz var, evimiz  var lüks.

Lüks derken çok lüks içinde değil ama .

BŞ: İsraf yok.

KŞ: Yok israf yok. Çocuklarımada onu öğretmiyorum asla.

İlginç olan kocaman evin küçücük odasını kullanıyorum.

En çok orada kalıyorum.

Bazen diyorum kocaman ev bahçeyi ne yapacağım.

Lambanın biri bozulur, bir çay kahve alacaksın bir sürü yol gidiyorsun, yatakodası üst katta falan.

Gardoraba bakıyorsun 30 tane takım 100 tane kravat.

O bile stres yapıyor.

Dolayısıyla parayla elde ettiğimiz şeylerle daha mutlu olacak şey bulamıyorsunuz.

Hayatta paranız varsa makul bir şekilde kullanmanız lazım.

Bu iyi bir güç. 

Bu iyi bir sermaye, iyi bir iletişim aracı, iyi bir yardım aracı .

Bununla çok şey yapabilirsiniz.

Onu baştanda söyledim.

Ama parayla her şeyi yapıpta mutlu kalmakta mümkün değil.

Parayla mutluluk elde edilmez.

Mutluluk bir yerde orta yolu bularak kendinizi tamin edecek bir yoldan gitmenizle olur.

Bazı yönlerim değişti.

Bazı yönlerim değişmedi.

Bazı yönlerim hakikaten bir Mevlana ruhu , bir Konya ruhu .

Ben Konyalıyım biraz o kültürün altında yürüdüm.

Zengin  bir insan olduk.

Küçük oğlumuz, onu dedim bugün sen kimsin dedi bir arkadaşım.

Ben zengin Kemal Şahin'in oğluyum.

Babam fakir Osman Çavuş'un oğlu.

Aslında onu söylemem o daha az çalışıyor, ben daha fazla çalışmak zorunda kaldım.

Aradaki fark o.

Ama insanların insan olarak kalması ve kendine orta yol bularak yürümesi  hayatta en doğru felsefe diyorum.

Yüzde elli bağlı kaldım değerlere , yüzde elli hem para hemde mevki ilişkileriyle farklı bir insan oldum.

BŞ: Hayatta keşke dediğiniz, keşke çok kullanılan bir kelime insanlar söylüyor.

Geçmişe baktığınız zaman keşke dediğiniz şeyler oluyor.

Dünya için keşke diyebileceğiniz ne var?

Dünyada  keşke.

KŞ: Dünyada keşke bu servet, varlık, zenginlik veya bilgi bunlar hepsi birbirine paralel şeyler. Biraz daha eşit dağıtılsaydı.

Afrika'da bir yerde insanlar açlıktan ölüyor bir taraftan çocuklar tabaklarında bıraktıkları yemeklerden dört tane çocuğun hayatını kurtarırsınız.

Çöplere atılan yemeklerle on tane aileyi beslersiniz.

Keşke böyle olmasa.

Mutlaka çok çalışan çok kazansa ama az kazananlarda makul bir seviyede serveti ve yaşamda belli bir onurlu yaşamı yaşayabilse.

Keşke doğayı çok tahrip etmesek. Tüketmeden yola devam edebilsek.

BŞ: Türkiye için keşke

KŞ: Türkiye için keşke özellikle Anadolu'da fakir yörelerde çocuklarımızın daha çok okul imkanını sağlayarak  en az onların geleceğindeki bu doğuştaki uğradıkları haksız rekabeti yok edecek fırsatlar yaratabilsek.

Keşke kız çocuklarımızıda da doğunun ücra köşelerine kadar okutabilsek.

Keşke hepsi İstanbul Üniversitelerine, İzmir üniversitelerinde okuyup memleketlerine gidip, oraya ışık bilgi saçsalarda şu töre cinayetleri, zorunlu evlilikler buna benzer negatif şeyleri hiç duymasak.

Onlar hepsi kahraman olarak annelerini aydınlatsalar.

Keşke Türkiye'de herkes okur yazar olsa.

Keşke Türkiye'de herekse bir iş verebilsek.

Çünkü insaları en çok geliştirecek olan iş. İnsanlar fabrikalara girerse gelişir.

Demokrasiyi öğrenir.

İnsan haklarından, özgürlüklerden, demokrasiden ve Türkiye'nin varlıklarından, zenginliklerinden herkes nasibini alabilse.

Keşke daha az gergin, daha barışık, daha hoşgörülü, daha anlayışlı bir toplum olsak. Bundan hepimiz Türkiye'de yaşamaktan daha çok zevk alsak.

BŞ: Kendiniz için keşke.

KŞ: Keşke biraz öncede söyledim biraz daha vakit bulabilseydim.

İki kitap projem var. Onu yazamıyorum vakit darlığından.

Bir şiir kitabı mesela.

Keşke onu yazabilseydim.

BŞ: Şiirleriniz var ama kitaplaştırmak üzere. Ne kadar güzel. Şimdi  turklider.org sitesinde sizin için bir oda açılıyor.

O özel açılmış odanıza herbir şiirinizi birinci şiir olarak duyguyu ben koyacağım .

Başlığı duygu olacak ve duygu şiirinizi koyacağım. Ve ondan sonra birer birer şiirlerinizi odanızda gençlerle paylaşacağız.

KŞ: Gençlerle paylaşalım. Keşke onu yapabilsem.

Keşke biraz daha fazla vakit bulabilsem bir dünya turu mesela yapmayı istiyorum. İnsallah ileride bulurum diye ümit ediyorum.

Başka kendim için keşke dediğim genelde yüzde 80 ben kendi kaderimi kendim çizdiğim için birazda hem özel hayatımda hemde iş hayatımda  çok arzu ettiğim şeyi yapıyorum.

Bunu kendime tavsiye diyorum, gençlerede tavsiye ediyorum.

Çok arzu ettiğiniz bir şeyler varsa yapın.

Mutlak onu tadın değilse hızlı dönün.

Ama içinizde ukde olarak kalmasın.

Keşke diyeceğiniz çok şey  olmasın.

Ama dediğim gibi bir şeyle karşı karşıyayım bunu fark ettim.

Ben öğrenciyken Türkiye'ye gelirdim tam bir aylığına ikibin, üçbine aldığım arabalarla gelirdim .

Ve zamanım vardı 10 gün , 20 gün, 30 gün gezerdim.

Kasaba kasaba Çanakkale'den başlardım Antalya'ya giderdim.

Ama otellerde kalacak param yoktu çadırlarda kalırdım.

Şimdi paramız var gidip oralarda o hayatı yaşamaya vaktimiz yok .

En lüks otellerde kalıyoruz vaktimiz yok.

Hem paramız olsa hem vaktimiz olsa. Galiba böyle bir şey yok.

BŞ: Şimdi ben sizinle yine masanın üstündeki başka bir kutuyla ilgili bir oyun  oynamak istiyorum.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Şimdi kulağınıza küpe olsun çubuk oyunumuz.

Kutunun içinde çubuklar var bakın sallıyorum.

Şimdi bunun içinden bir çubuk şansınıza seçmenizi isteyeceğim.

Bakalım o çubuğun üzerinde ne yazıyor?

Yazanı hep birlikte okuyacağız.

Bir çubuk seçtik üstünde bakalım ne yazmış.

İki taraflı bir cümle bu.

"Nefis üç köşeli dikendir. Ne tarafa koysan o tarafa batar."

Ne demek acaba bu?_

KŞ: İnsanın arzuladığı çok şeyler vardır.

Bazı arzuladığınız şeyleri yaşarsanız , kendinize yada başkalarına zarar verebilirsiniz. Herhalde onu kastediyor.

İnsanın bir yerde kendini frenlemesi kazım.

Kendisine hakim olması lazım. Bazen çok kızarsınız .

Kızdığınız anda olaylara farklı bakarsınız. Çok tahribat yaparsınız.

Ya aşırı seversiniz. Aşırı sevgininde getireceği olumsuz  şeyler olabilir.

Bir yerde nefsimize hakim olmamız lazım.

Ne demişler "İnsan söylediği sözün değil , söylemediği sözün hakimidir.

"Dolayısıyla nefsinizede hakim olursanız zannediyorum daha dengeli bir süreçten hayatınızı geçirebilirsiniz.

BŞ: Müsadenizle sizin şansınıza bir tanede ben çekiyim mi?

Bakalım ne çıkacak sizin şansınıza bir tane daha çekiyorum.

Benim çektiğimde "Aç doymam , tok acıkmam sanır"

Bu ne demek istiyor?

KŞ: Doğru, doğru. Birincisi bu bir realite.

Karnınız açsa gidip kocaman tabaklar  alırsınız, doldurusunuz iki üç tane.

Ben kendi otelimde de var oradan da görüyorum.

Bazen de toksunuz yarım saat sonra acıkacaksınız ama hiç acıkmayacak gibi yemek ikram etseler yemezsiniz.

Bir saat sonra gerçek noktaya gelirsiniz.

Gerçek yönü bu ama hayatta bunun başka bir yönü daha var .

"Tok açın halinden anlamaz"

Yani varlıklı insanlar fakirlerin halinden anlamaz.

Veya durumu iyi olanlar durumu kötü olandan anlamaz.

Derdi olmayan insanlar derdi olanlardan anlamaz. Aslında böyle bir şeyimiz var.

Duygularımızın, dürtülerimizin etkisiyle karşı tarafı anlayamama durumumuz var. Onu kastediyor aslında.

BŞ: Çok doğru. Ben müsaade ederseniz masanın üzerinde son kalan bir şey var. Onu size hiç göstermemiştim. Onu göstereyim.

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteyiz.

Şimdi torba oyunumuz.

Torbanın içinde harfler var.

Bir tane harf çekin şansınıza hangi harf çıkacak.

Ne çıktı? "K"

Kemal Bey'in baş harfi çıktı. 

Bu K ile başlayan bir iyi davranış,  bir doğru davranış aklınıza geliyor mu?

İyi bir davranış olabilir, doğru bir davranış olabilir.

KŞ: Kemale ermek

BŞ: Bunu açıklayabilirmiyiz ne demek Kemale ermek?

KŞ: Olgunlaşmak, olgun düşünmek, olgun davranmak.

Kemale ermek  daha olgun insan olmak.

: Nasıl olgunlaşır bir genç ne yaparak?

Oturduğun yerde bekleye bekleye olgunlaşma olur mu? Hani bu meyvamı ağaçta bekle bekle olgunlaşsın.

KŞ:  Bu biraz yaşla ve tecrübeyle ilgili.

Birazda genetik yönü var.

Bazı insan diyelim 25-30 yaşında olgunlaşır. Bazıları 50 yaşında.

Bazıları hiç olgunlaşmaz.

Büyük çapta tecrübeyle ilgili bir olay.

Ne kadar olay yaşarsanız dağın arkasını görmeye başlarsınız. Gördüğünüz içinde olaylara bakış açınız değişir.

BŞ: Ne kadar çok tecrübe yaşarsanız o kadar kısa sürede olgunlaşırsınız .

KŞ: Birde şu var. Gençlerde onu görüyorum ben.

Kendi çocuklarımdada görüyorum.

Gençler ne kadar az bilirlerse ki doğal olarak çocuklar en az bilir.

O kadar çok bildiklerini zannederler.

Az bir şey öğrenirler onu zannederler her şeyi bliyor.

Fakat öğrenme çoğaldıkça bilmedikleri sahanın daha çok olduğunu görüyorlar. Bu dağa tırmanmaya benzer .

Dağa tırmanmadan bakıyorsun dağ var başka bir şey yok.

Dağa tırmanmaya başladığında dağın yanında başka dağları görüyorsun .

O zamanda diyorsun ki çok dağ var galiba her taraf dağ.

Demek ki benim görmediğim çok şey var diyebiliyorsunuz.

Bu tecrübeyle olan bir şey.

Tecrübeyle yaşayıp bilgiyi aldıkça alamadığınız tecrübeler içinde size ipucu vermey başlıyor.

Olgunluk böyle bir şey.

BŞ: Bu torbadan da son bir harfi  yanlış bir davranış veya kötü bir davranış için  çekelim bakalım.

Hangi harf baş harfi?  "A" ile başlayan kötü bir davranış , yanlış bir davranış söyleyebilirmisiniz.

KŞ: A ile başlayan iyi bir davranış çok ama

BŞ: Yanlış bir davranış olsun. Var aslında.

KŞ: Ahlaksızlık.

BŞ: Kısa da bir tanımını yapın. Ahlaksızlık ne demek?

KŞ: Şimdi bu biraz manikuli olan bir kavram.

Herkes diyor ahlaksız davrandı.

Meselea ticarettede kullanılıyor.

Bu subjektifte yorumlanabiliyor ama genelde tanımladığımız ahlaksızlık nedir?

Toplumun kurallarına göre, etik kurallarına göre , insanlık kurallarına göre yada dinimizin kurallarına göre ters davranan.

Başka insanlara kötülük yapan.

Veya kemeraltı dediğimiz  bir takım insanların yapmaması gereken davranış.

Aşırı küfürler, bunları yapan insanlar için yapılan tanım.

Buda bazen espiri olacak küfürler olabiliyor ama  stund up ta yapılıyor.

Stund up ta da ahlaksızlık çizgisinde  epeyi stund up yapılıyor.

İnsanlar buna gülüyor ama onu belki espiri olarak gördüğümüz yerlerde onu biraz soft bir değer olarak görürüz ama  bazı yerlerde başka insanların miğdesini bulandırır. Rahatsız ediyoruz davranışlarımızla herhalde  bu davranışlarımıza ahlaksızlık diyebiliriz.

BŞ: Çok teşekkür ediyorum.

Gençlerimizle tecrübelerinizi, birikimlerinizi paylaştınız. Sağolun.

Eksik olmayın.

Ve bunları paylaşmaya bence devam edin.

Ağzınıza sağlık diyorum 

Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu sayın Kemal Şahin ile birlikteydik.

Gençlerle tecrübelerini, birikimlerini paylaştı.

Unutmayalım gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz.

Gençlerimize sahip çıkalım.

Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle.

Hoşça kalın.

.
.

.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org