Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Can Ataklı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bozulan kavramlar dolandırılan zihinler
20.06.2009
Okunma Sayısı : 2648
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bozulan kavramlar dolandırılan zihinler
Can Ataklı
.
.

Türkiye görülmemiş bir propaganda bombardımanı altında.

Kavramlar karmakarışık edildi. Bilgi yoksunu gençlerin beynine anlamını bile bilmedikleri tanımlar yükleniyor.

Yüz binlerce kişi farkına varmadan çok büyük bir oyunun parçası olarak adeta piyon durumunda.

Anlamsız kavramlar

Son yıllarda ciklet gibi çiğnenerek kullanılan bazı kavramlar var. Sevgi, hoşgörü, kutuplaşma, oteki, birlikte yaşamayı öğrenme hemen ilk akla gelenler. 12 Eylül'ün cahil, bilgisiz, ilgisiz neslinin aklını alıp giden bu kavramlar, aynı zamanda beyin yıkama operasyonunun da önemli halkaları aslında.

Büyük sahtekârlık

Örneğin sevgi ve hoşgörü kavramları o kadar ayaklar altına alınıyor ki, Türkiye'nin en sevgisiz insanları neredeyse "kutsal" mertebelere taşınacak. Hele hoşgörü; kendisini egemen sayan güçlerin, karşısındakini ezmek için kullandığı bu kelime neredeyse günümüzün sihirli anahtarı. Din siyaseti güden ve Türkiye'yi bir İslam devleti yapmak isteyenler büyük bir sahtekârlıkla bu kavramın arkasına sığınıyor.

Kime hoşgörü?

Altı doldurulmadığı için hoşgörü sözcüğü toplumun çeşitli kesimlerinde ilgi de görüyor. Cahil ve bilinçsiz kitleler, kendilerini kandıran akıllıların oyununa gelerek hoşgörüyü farklı görüşlerin bir arada yaşaması olarak tanımlıyor beyninde. Çünkü öyle anlatılıyor. Oysa hoşgörü karşılıklı değildir, güçlü olanın zayıf olana tahammülüdür.

Öteki'nden başlıyor

"Hoşgörü sahtekârlığı" aslında "öteki" kavramından yaratıldı. Birileri Türkiye'ye adeta hançer vurarak "öteki" diye bir kavram icat etti. Öteki kavramını yaratanlar bunu "cahil, bilgisiz, görgüsüz" kitleler için kullanıyordu. Bir tarafta eğitim görmüş, kentte yaşayan, parası olanlar. Diğer tarafta ise bu cahiller ordusu.

Öteki'nin yeni sahipleri

Bu kavramı icat edenler, "ötekilerin" güçsüz olduğu için ezik ve sinik kaldığını, diğerlerinin de bundan yararlanarak canlarının istediği gibi davrandığını ileri sürüyordu. Ama bir gün "öteki" kavramını Türkiye'de bir İslam Cumhuriyeti kurmak isteyen, Atatürk ve Cumhuriyet ilkeleriyle kavgalı, laikliği varlığı için tehlike olarak gören çevreler sahiplendi.

Beyaz Türkler'e karşı

Kendilerine "Beyaz Türk" diyenlerin yarattığı "Öteki" kavramı bu dinci kesimin elinde "dinine inanan, bu nedenle Cumhuriyet'in ağır baskısına maruz kalmış, itilmiş, kakılmış, yoksul bırakılmış" halkın adı haline getirildi. Bu zihniyete göre dine inananlar Atatürk devrimleri altında ezilmişler, hep bir kenarda tutulup sadece hizmet işinde kullanılmışlardı.

AKP'nin ortaya çıkışı

İşte AKP bu "öteki" kavramını çok iyi kullandı. Seçimi kazanmasını ülkenin itilmiş, kakılmış, ezilmiş kesiminin baş kaldırışı gibi sundu. Kavramlar iç içe sokulup, anlamları değiştirilerek, düşünmeyi pek sevmeyen sözde okumuş yazmış kesimin de aklı karıştırıldı.

Din ve demokrasi

Buradaki en büyük saptırma, inançlarla demokrasi aynı kefeye konarak yapıldı. Bilgisiz, cahil ya da yarı cahil kesimlere inançlarla fikirler aynı şeymiş gibi empoze edildi, inançların savunulması ve uygulanması da demokrasinin gereği gibi anlatıldı. Bu konularda hiç bilgisi olmayan yüz binlerce insan dini bir kuralın aslında demokrasi olduğunu zannetmeye başladı.

En büyük kötülük

Dinci kesim kendisini legal göstermek ve üste çıkmak için "öteki" kavramını ısrarla söyleyerek bunu toplum üzerinde bir baskı aracı olarak kullanıyor. Oysa yapılan çok açık ve nettir. Öteki adı altında Türkiye iki kutba ayrılmaktadır. Dinci kesim bunu inananlar inanmayanlar olarak uygulamaktadır. Bu Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Farklılık hep vardı

Kimse yanılmasın, Türkiye var olduğundan bu yana farklılıklar hep vardı. Ve biz binlerce yıldır bu farklılıklarla birlikte yaşıyoruz. Bugünün "ötekicileri" büyük bir sahtekârlıkla Atatürk ve cumhuriyet ilkelerine inananların kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımamamak istedikleri yalanını yayıyorlar.

Tek görüş isteyenler

Oysa, kendilerinden başka hiç kimseye hayat hakkı tanımak istemeyenler bizzat bu "öteki" kavramına yapışan ve bunu büyük bir sahtekârlıkla savunanlar. İktidara geldiklerinden bu yana "kendilerinden olmayan" bir kişiyi bile işbaşına getirmediler. Liyakat, başarı, bilgi birikimi, deneyim bir kenara bırakıldı. Tek kriter olarak "bizden" olmasına bakıldı. Aksini söyleyebilen bir kişi çıksın eğer bu doğru değilse.

Vicdan ve ahlak

Burada çok önemli noktalardan biri de şu: Böyle bir büyük bir kadrolaşma ile aslında geride kalan herkes dışlanıyor. Bu bir tür "cihat" anlayışı. Böyle olunca kendilerinden olmayanlara karşı vicdani ve ahlaki sorumluluk da duymuyorlar. "Cihat"ta sizden olmayan küffardır. Küffara karşı yapılanların da ahlaki veya vicdani olması diye bir şey söz konusu olmaz zaten.

Cumhuriyet'le hesaplaşma

Türkiye çok tehlikeli biçimde bölünüyor. İnsanları "inananlar, inanmayanlar" olarak bölmeye çalışanların temel amacı Cumhuriyet ve laik ilkeleriyle hesaplaşmaktır. Bu hesaplaşmayı yapabilmek için öncelikle gücün artırılması ve toplumun önemli bir bölümünü pasifize edilmesi gerekir. Şu anda yapılan budur.

Çok başarılı olundu

Tabii hakkı da teslim etmek gerekir. Cumhuriyet'le hesaplaşmak için uzun yıllardır sinsice örgütlenen, her yere sızıp bekleyen dinci kesim bunda çok başarılı oldu. Birer robot gibi çalışan, teknolojiyi iyi kullanan, kurnazlıkla her türlü oyunu oynayan ve ahlaki-vicdani hiçbir değeri olmadığı için her türlü sahtekârlığı yapabilenler halkın önemli bir bölümünün de beynini yıkamayı başardı.

Hep böyle gitmez

Ama unutulan bir şey var; cahil ve beyni yıkanmış kitleler iki tarafı keskin bıçak gibidir. Bilinçsizce davrandığı için şu anda bir tarafı alkışlayan bu kesimler, zoru gördüklerinde, başları sıkıştığında, aç kaldığında bir anda ters tarafa geçer. O kandırdığınızı zannettiğiniz kitleler bir anda öyle bir silkinir ki neye uğradığınızı şaşırırsınız.

Biraz düşünce ile

Türkiye'de oynanan oyunu görmek için çok akıllı olmaya gerek yok. Biraz izan, biraz sağduyu, biraz bilgi ile herkes oynanan oyunları çözebilir. Sadece söylenen her şeye inanmak veya umursamamak yerine biraz düşünmek yeterli. Biraz düşününce, biraz uyanık olunca her şeyi görüyorsunuz. Türkiye'nin gerçek sağduyulu halkı, üzerinde oynanan oyunları mutlaka bozacaktır.

Asil kanda mevcut

Büyük önder Atatürk hiçbir konuşmasını boşa yapmamış. Bundan 80 yıl önce bile bugün olabilecekleri düşünmüş, ona göre yol göstermeye çalışmış. "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" derken ne olursa olsun Cumhuriyet'in gerici ellere teslim olmayacağını söylemişti zaten.

.
.
.

Tüm Yazıları

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org