Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

MURAT DEDEMAN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Beterin Beteri Var
11.12.2007
Okunma Sayısı : 13567
Oy Sayısı : 8
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,52
Verdiğiniz Puan :
 

 

Beterin Beteri Var
Murat Dedeman

.
.
Rahmetli Babam Mehmet Kemal Dedeman’ın bir hikayesini sizlerle paylaşmak istedim.

.
.

MEHMET KEMAL DEDEMAN
KISA BİR HİKAYE

Eskilerde kalmış günlerden biriydi. Her kavşakta bir telefon kulübesi ya da her cepte bir telefon yoktu. Adım başı benzin istasyonu, önünde eski bir traktör lastiği asılmış lastik tamircileri de yoktu. Zaten bunlara ihtiyaç ta yoktu. Anadolu’nun  yollarında tozun krallığı henüz bitmemiş, asfaltlar şoselerin yerini almamıştı. Atlı arabaların yanından hayvanları ürküterek hızla geçen otomobillere pek seyrek rastlanıyordu.

Bir arabada iki kişiydiler: Mehmet Kemal Bey , yani patron ve bir de mühendis. Yolculukları bir madende bitecekti. Mehmet Kemal Bey’in programı, her zamanki gibi sıkışıktı. Madene gidilecek, not ettiği ne varsa yapılacak, geri dönülecek… Tozu dumana katarak ilerliyorlardı ki, otomobil yalpalamaya başladı. Mühendis indi, baktı. Lastik patlamıştı. Yedek lastik arandılar. Yoktu. Bari bir pompa olsaydı… O da yoktu. Mühendis sertliğiyle tanınan patronuna ürkek gözlerle baktı. Mehmet Kemal Bey sakindi, ne yapılacağını soruyordu. Beş kilometre ötedeki bir köye gidecekti mühendis. Bir traktör pompası alıp gelecekti. Ya o köyde pompa yok sa? Mühendis boynunu büktü. Beş kilometre daha yürür, öteki köye sorardı.. O da olmazsa, başka bir köye. Ne yapacak, ne decek, patronunu madene ulaştıracaktı, ama nasıl, ne zaman? Allah bilir. Mühendis attı kendini şoseye, koşar adım köye doğru yürümeye koyuldu.

Mehmet Kemal Bey tek başına kalınca çevresine bakındı. Bozkır görüntüsü hakimdi her köşeye; görünürde ne bir ev vardı, ne  de bir  dam altı… Yol kıyısındaki tarlalardan birinde yalnız başına genç bir ağaç, küçücük gölgesiyle bekleşip duruyordu. Mehmet Kemal Bey arabanın içine yöneldi. Yerel deyimle birkaç ‘cıngıl’ yani bir salkımdan  da az üzüm  buldu bir köşede. Bir de şişenin dibinde kalmış birkaç yudum rakı. Üzümlerle rakıyı alıp o küçük ağacın gölgesine gitti. Serdi ceketini yere, oturdu, sırtını da ağacın gövdesine dayadı. Rakı şişesinin kapağını kadeh yapıp, bir üzüm tanesi attı ağzına, bir damla rakı değdirdi dudağına. Böylece, kimbilir ne kadar zaman geçti. Sonra bir de baktı ki, üzüm taneleri hızla azalıyor. Cebinden çakısını çıkardı, üzüm tanelerini ikiye böldü. Bu kez yarım üzüm tanesi , yarım damla rakı… Böylece de  kimbilir ne kadar zaman geçti. Derken bir de baktı ki, yarım üzüm  taneleride hızla azalıyor. Yine çıkradı çakısını, yarım taneleri de yarıya böldü. Dörtte bir üzüm tanesi, yanında da dibi görünen rakının kokusu…

Mühendis birkaç köy dolaşıp geldiğinde patronunu, sırtı ağaca dayalı, bakışları bozkırın kimbilir hangi köşesinde, dalmış gitmiş buldu. Çeyrek üzüm taneleride bitmişti.

Mehmet Kemal Bey hiç sıkılmamıştı. Onca sıkışık zamanı boşa harcandı diye öfkeli de değildi. Boş geçen bir zaman diliminde gittikçe küçülen üzüm taneleriyle kurduğu sofra ona iyi gelmişti. Doğa ile kurduğu o sıcacık  ilişki, kendi dünyasına dönmesine sebep olunca, bozkırın bir parçası haline gelmiş, bozkır kadar sessiz durmuş, kendini dinlemişti. Hayatı, hayatın yaradılışındaki yüce kudreti, o kudret karşısında insanın böbürlenemeyeck kadar küçük kaldığını, doğanın ihtişamını, insan aklının ermediği birçok şeyin Yaradan’ın eseri olduğunu, bütün bunlara şükretmenin gereğini ve bunun gibi daha kimbilir neler  geçiyordu içinden. Her zaman yaptığı gibi Tanrı’ya sığınmıştı ve beklenmedik olaylar karşısında her zaman yaptığı gibi “Beterin beteri var” diyor, haline şükrediyordu.

Mehmet Kemal Bey, mütevekkil , mütevazı ve kanaatkar Anadolu insanının yüzyıllardır benimsediği geleneklerle yetişmişti.

.

Murat Dedeman ve Mehmet Kemal Dedeman

.
Mehmet Kemal Dedeman
Özgeçmişi

 Hacı Nazire Hanım'la, Hacı Rıfat Şükrü Bey'in oğlu olan Mehmet Kemal Dedeman, 1903'te Kayseri'de doğdu.

Babasının vefati ile öğrenimini bırakmak zorunda kalan Mehmet Kemal Dedeman, kendi ticarethanesinde genç yaşta is hayatına başladı.

1924 yılına kadar süren bu çalısmalar; ticarethanenin tasfiyesi, Mehmet Kemal Dedeman ' ın Izmir'e gitme kararı ve ardından askerlik görevi nedeniyle Kahramanmaraş'a gitmesiyle noktalandı.

Askerlik görevi dönüşünde Mehmet Kemal Dedeman Kayseri Adliyesi'nde Zabit Kâtibi olarak göreve başladı. 1931 yılında görevinden ayrılarak, yeniden ticaret hayatına atıldı.

Bir dönüm noktası da sayabileceğimiz bu tarih kurumsal anlamda " Dedeman "ın kuruluşu    sayılabilir.

1934'te Ankara'ya giderek gıda    ve taahhüt işleriyle uğraşan Mehmet Kemal   Dedeman, ilerleyen yıllarda Istanbul    Yeşilköy, Ankara Etimesgut ve Kütahya Askeri    Havaalanları ile Kayseri Tayyare    Fabrikası gibi insaatlarda müteahhitlik yaptı.

1945    yılında, zamanın hükümetince    başlatılan Yıldırım Yolları Projesi kapsamında, Kayseri,    Kırşehir, Sivas arasındaki yol    inşaatlarının yapımını üstlendi ve gerçekleştirdi. 

Dedeman Topluluğu, çalışmalarına 1947 yılında madencilikle başladı. Krom, çinko,   kurşun ve manyezit madenlerinin işletmesi ve ihracatı bu alanda gerçeklestirilen ilk    çalısmalar oldu.

Mehmet Kemal Dedeman ' ın turizm sektöründeki ilk girişimi, 1966 yılında    Otel Dedeman Ankara'nın açılması ile başladı. Bu tarihten itibaren bşsta oteller olmak   üzere, eğlence ve hizmete yönelik işletmelerle yeni yatırımlar birbirini izledi.

Yıllar önce,    içindeki ülke sevgisi ve inancıyla yola çıkan Mehmet Kemal Dedeman, gerçekleştirdiği    yatırımların yanı sıra eğitim-sağlık kurumları inşası ve iç donanımlarına yaptığı bağışlarla    ülkesine hizmet vermeye devam etti ve "Devlet Üstün Hizmet Madalyası”na layik görüldü.    

12 Şubat 1998 günü, 95 yaşında vefat eden Mehmet Kemal Dedeman, Dedeman Topluluğu    Yönetim Kurulu Onur Başkani idi.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org