Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

NURİ M. ÇOLAKOĞLU Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Açıkçası düz duvara tırmanmayı seviyorum
31.08.2007
Okunma Sayısı : 4533
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 4
Popülarite : 2,41
Verdiğiniz Puan :
 

 

Açıkçası düz duvara tırmanmayı seviyorum
Nuri Çolakoğlu
.
.
.

Sayın Tuğçe Tatari'nin, benimle yaptığı ve Vatan Gazetesinde yayınlanan söyleşisini sizlerle paylaşıyorum.

.
.

Açıkçası düz duvara tırmanmayı seviyorum

Sizin hayatınızda yaptığınız en belirleyici seçim hangisiydi?

NÇ: Hayatımdaki en kritik seçim, benim yaptığım seçimden çok annem ve babamın ki oldu. O da beni Robert Kolej’e göndermek. Robert Kolej’in verdiği eğitim, sadece bir şey öğretmek değil hayata hazırlamak üzerineydi. Dünyanın dersten ibaret olmadığı, onun dışında koskoca bir dünya olduğu ve yol alabilmek için sürekli seçim yapmak zorunda olduğunu, doğru seçim yaparsan doğru yönde gidebileceğini öğrettiler.

Gazeteciliğe de bu yıllarda başlıyorsunuz değil mi?

NÇ: Ben gazeteciliğe 11 yaşında başladım. Okuldaki çoğaltma makinesinin kolunu çevirerek ve ortaokul gazetesinin üretim takımında  yer alarak. Sonra editörlüğe kadar yükseldim. Liseye geçtiğimde ise bir gazede yarattım. Hayatımın ikinci önemli dönüm noktası ise okul hayatım devam ederken dünyadaki gelişmlere ilgi duymaya başlamam. Diplomat olmaya karar  verdim. Siyasi bilgiler fakültesine gittim.  Fakat burada okurken mezun olan arkadaşlarımın yaşadığı olayların ışığında, diplomatlığın özgürlüğü kısıtlayıcı bir iş olduğuna karar verdim. Ruhumun özgür kalması gerektiğini düşündüğüm için gazeteciliği seçtim. 12 Eylül’de askeri yönetim kapatınca, ‘Ne yapabilirim’ diye düşündüm. O sırada zaten Alman radyosu ve İsveç televizyonunda çalışıyordum. BBC bir seçenek olarak çıktı, teklif aldım ve gittim.

Sizi farklı kılan neydi?

NÇ: Diğer insanlarla aramdaki en önemli fark şudur; insanlara bir şeyi söylediğinizde ilk tepki “Neden” diye sormak olur. Benim hayata bakış açım “Neden olmasın?” Her  şey olabilir. O yüzden olmayacak gibi, hayal gibi görünen her iş bana ihale edilir.

Gerçekleştirilmesi zor olduğu için mi bu tekliflere “evet” diyorsunuz?

NÇ: Karım bana hep “Çocukken sana teşhis konsaymış tedavi olabilirmişsin” der. Hayatta hep yeni, değişik ve olmadık işlerle uğraşmayı seviyorum. İlkokul müsameresinde İspanyol dansı yapacak erkek arıyorlardı. Çıkıp  “Ben yaparım” dedim. 36 kızın arasında tek erkek olarak, milletin hayret dolu bakışları arasında dans etmiştim. Kimsenin yapmadığı şeyler bana cazip geliyor.

İmkansız iş yoktur o zaman size göre…

NÇ : Akıl süzgecinden geçirip olurunu görmeye bakıyorum. Projede bir hedef var, bir de fikir. İkisinin arasını düzgün kademelere böldüğün, o kademeleri birbiriyle doğru ilişkilendirdiğin ve iyi bir takım kurudğun takdirde her şey yapılabilir diye düşünüyorum.

İşler tıkır tıkır yürümeye başladığında siz binayı terk eden adam oluyorsunuz o zaman…

NÇ: Evet. Heyecan kaçıyor. Ve heyecan kaçınca da o işten uzaklaşıyorum. Benim için bir işin  zorlayıcı tarafında çalışmak cazip. Açıkçası düz duvara tırmanmayı seviyorum. Benim sürekli adrenalin salgılamam lazım, öyle gidiyor hayatım. Şu anda benim yaşıtlarımın çoğu güzel şekilde  paralarla, boş bir emekliliğe doğru yelken açmış torun seviyorlar. Ben hala sokaklarda koşturarak yaşamaya çalışıyorum.

Mesleğiniz sorulduğunda ne cevap veriyorsunuz?

NÇ : Ben hala kendimi gazeteci olarak görüyorum. Merak, tatmin etme arzusu, heyecan,hareket, dinamizim ve yenilik var. Değişken ve seni diri tutan bir meslek.

Aşık olduğunuz iş gazetecilikse, neden televizyona ve yöneticiliğe yöneldiniz?

: İkisi çok benzeşiyor. Televizyon, yapılan işin bir üst düzeyi gibi geliyor bana.

En büyük başarınız nedir?

NÇ: Kurulmasına katkıda bulunduğum, hala çok başarılı bir yayın çizgisi izleyen kanallar ve birlikte çalıştığum, hatta yayıncılığa bile birlikte başladığımız genç arkadaşlarımızın bugün önemli yerlerde bulunması.

Peki tüm bu yolculuk esnasında size  ne oldu? Eğo sahibi bir adam oldunuz mu?

NÇ : Egom var tabii, ama onu kabul etmeye yanaşmıyorum. Kilom arttı. Yaşadığım hayat gece dört saat uyumayı, günde 15-16 saat çalışmayı gerektiriyor. Bu arada yemek, uyumak vs. biraz düzensizleşiyor tabii. Tabii insanın hayata bakışının da değişmemesine imkan yok. Hayat, dünya, çevren değişiyor, sen nasıl değişmezsin?

Adınızın her geçtiği ortamda mutlaka solculuk yıllarınızın konusu açılıyor.

NÇ: Bilmez miyim? Eskiden solcuydu, şimdi sağcı oldu. Hatta TÜSİAD’a girdiğimde “TÜSİAD yönetim kurulunda bir Mao’cu” diye gürültü çıkmıştı. Ben o gün de, bugünde hala aynı noktadayım. Türkiye’deki ve dünyadaki tüm sıkıntıların temelinde bölgeler ve katmanlar arasındaki gelir dağılımındaki dengesizliğin bulunduğuna inanıyorum. Toplumun alt kesimlerinde yaşayan insanların hayata umutla bakmasını sağlayacak birtakım değişiklikler yaratmıyorsan, o zaman bu insanı çok rahat canlı bomba da Kürt-Türk ayrımcısı da, aşırı milliyetçide, sol militanda yaparsın…

Tek sebep bu olmasa gerek…

NÇ: Tabii ki değil. Bu, temelde umutsuzluğu yaratıyor sadece. İnsanı hayatta ve ayakta tutan şey umuttur.

Siz o yaşlarda umutsuz gençlerden biri değildiniz. Köklü bir aşleniz vardı ve muhtemelen parlak geleceğiniz de hazırdı…

NÇ: Toplumda, etrafımdaki insanlarla bir huzursuzluk, mutsuzluk varsa kalkıp “Ben
kurtarılmış bir adayım, dalgama bakarım” diyemem.

Belki en çok eleştirilebileceğiniz konu geçmişte savunduğunuz fikirlerinizin tam tersi bir hayat yaşıyor olmanız…

NÇ: Bir insan daima dönüşür. İnsanların ortamının düşüncelerimi etkilediğimi düşünüyorum. Hayata başka türlü bakış imkanının olduğunu düşünüyorum. Zaten o evrim süreci olmasa dünyada hiçbir şey değişmezdi.

O dönemde hapse girdiniz, işkence gördünüz. Nedir bıraktığı izler?

NÇ: Hayatımda temel ve köklü değişklikler yaptığını düşünüyorum. Sadece zaman zaman bana çok doğru yolda olduğumu hatırlattı. Şiddete başvurmadım, kimseyi silahla vurmadım, hep aynı fikirleri savundum. İllegal bildiri basmak, bunları dağıtmak suçlarından yargılandım. Bugün muhtemelen 301’e dahi girmeyecek laflardı.

Şimdi İstiklal Caddesi’nde yürürken geçmişte sizin savunduğunuz ideolojiye bağlı gazete veya broşür dağıtan gençleri görmek size ne hissettiriyor?

NÇ: Sevecen gözlerle bakıyorum, ilgiyle izliyorum.

Konuşma imkanı bulsaydınız onlara ne tavsiye ederdiniz?

NÇ : Doğru bildiklerini ve inandıklarını yapmaya devam etmelerini, ama bu arada hayatın siyahla beyazdan ibaret olmadığını, griyi ve grinin tonlarını tanımaya çalışmalarını… Eğer aklınızı  kullanabilirseniz, her yaşadığınızı eleştirel değerlendirip bundan gerekli dersleri çıkarırsınız. Onun için geçmişteki hatalarım, yaşadığım olayların olumsuz yanları beni derin  pişmanlıklara ya da ruhumu kasan karamsarlıklara sürüklemiyor.

Şimdi siyasi görüşünüz nedir?

NÇ: Hala Türkiye’de dengelerin oturması, ekonominin düzelmesi, dış ilişkilerin ilerlemesi gerektiğini düşünüyorum. Demokratikleşme veya ekonomik devrimi ancak AB veya IMF’in zoruyla yapabildiğimizi görüyorum. Türkiye’nin sıkıntısı şu; yanlış adamlar doğru şeyleri, doğru adamlar yanlış şeyleri savunuyor.




Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org