|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Kamera Arkası UĞUR DÜNDAR
17.09.2009 |
|
Okunma Sayısı : |
7618 |
|
|
Oy Sayısı : |
11 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
5,21 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Kamera Arkas UĞUR DÜNDAR Uğur Dündar . .
izlemek için . .
Kamera Arkası UĞUR DÜNDAR
Uğur Dündar (UD) Bülent Şenver (BŞ)
Deşifresi
BŞ: Ben size sorularla ilgili bilgi vereyim. Gencimizin bir tanesi diyecek ki; "Dünya süratli değişiyor, Türkiye'de bu değişime ayak uydurmak zorunda kalıyor ama bazı kurumların vizyonunun değişmesi yeterli mi?
"Körler sağarlar birbirini ağırlar" diye bir şey söyleyecek size. Bunu nasıl düzeltebiliriz, gençler bunu değiştirmek için ne yapmalı diye bir fikir. İkinciside Türkiye'nin birçok sorunu var, bu sorunlardan size göre halledilmesi gereken üç sorun.
Meslek ile ilgili bir soru. Bir genç "Ben gazeteci olmak istiyorum" derse neler yapmalı.
Birde mesleki etik vaka diye bir olay söyleyeceğim size, bunun espiriside bu olayı okuduktan sonra Türklider Uğur Dündar, siz Mustafa Bey'in yerinde siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız ? diye soracağım.
Olayın geneli şu; Mustafa genç bir araştırmacı , bir olay yakalıyor, araştırıyor, doğruluğuna inanıyor , hazırlıyor ama o şirketin genel müdürü arıyor, yemeğe çıkalım mı diyor.
Yemeğe çıkıyorlar birlikte. Genel müdür diyor ki benim sorunum değil, biz bağımsız denetim firmasından araştırmamızı yaptırdık , ve şirketimizin ticaret müdürü Kemal Bey bu konudaki sorumlu.
O anda Mustafa Bey'in başından sıcak sular dökülüyor, çünkü Kemal Bey kayınbiraderidir. Şimdi genel müdür şöyle devam ediyor, diyor ki: "Kemal Bey çok çalışkan, çok sadık personelimizdir, bu ay kendisini genel müdür yardımcılığına terfi ettireceğiz, maaşınıda ik katına çıkaracağız.
Onun böyle şeylerle yıpranmasını istemiyoruz. Yapmamıştır zaten böyle bir şey, bu olayın üstüne gitmemenizi rica ediyorum" diyor.
Gazeteye dönüyor Mustafa bey, kara kara düşünürken genel yayın yönetmeni arıyor, " Şirket genel müdürü bizi aradı , bir yıl boyunca bize büyük bir reklam verecekler ama sen yinede bilki ne istersen yapabilirsin" diyor ve telefonu kapatıyor. Böyle bir vaka.
UD: Sabah Selçuk üniveristesinden bir grup gıda mühendisi sekiz kişi bana geldiler. Ben zannetm ki İstanbul'a geldiler, bana da uğradılar. Dün sadece benimle görüşebilmek için oradan kalkmışlar ve bana gelmişler.
Çok hoşuma gitti.
Uzun bir söyleşi yaptık onlarla. Onlarda çok memnun oldular.
Ben özellikle gençlerin bu tür konuşma taleplerini, konferans taleplerini geri çevirmemeye gayret ediyorum. En ağır fatura bence gençlerimize çıktı. İş bulma olanakları çok kısıtlı, hadi buldular diyelim eskisi gibi değil.
ÖĞRENCİ: Uğur Bey , ben bir şey sormak istiyorum size, ismim Hakan Yılmaz. Teknik Üniversitesi ,1 sınıf öğrencisiyim. Az önce dediniz ki konferansları geri çevirmiyorum diye bu bize inanılmaz bir fırsat verdi.
UD: Tamam , banada iletin, gelirim.
UD: İkisinide, iki olasılığıda abartmamak lazım. Kaldı ki müzakaere tarihi verilmemesi gibi bir olayı düşünemem.
BŞ: Yapmamız gereken bazı işler var, programdan önce halledelim istiyorum.
Katılımcı gençlerin burada bilgi formu var, sizlerin isim soyadı, telefon ve e-mail'lerinizi doldurabilirseniz. Diğer görevlerimizden bir tanesi bizim bir şeref defterimiz var.
Bu sizin sayfanız oluyor, iki sayfa olmasının nedeni şu; birinci sayfaya siz bugünün anısına bir şeyler yazacaksınız, ikinci sayfaya da katılımcı gençlerimizin isim- soyadı ve imzadan oluşan bir anı sayfamız oluşacak.
Ben Türklider Uğur Dündar'ın altında yazan cümleyi okumak istiyorum.
"Sağlık ve ahlak konularında topluma zarar veren konuları ortaya çıkartıp, aydınlarmak ve bilinçlendirmek için yaptığı programlar ve sosyal sorumluluk duyarlılığı nedeni ile Sayın Uğur Dündar, televizyon programcılığı konusunda Türklider seçilmiştir. Hayırlı , uğurlu olsun.
BŞ. Programımızın sonunda Türklider gazetesi hazırlanıyor.
Türklider Uğur Dündar ile yaptığımız söyleşinin sonunda , gazetede üç tane önemli bölüm var özetlememiz gereken. Onun üstünede üç tane resim koymuşlar.
Ben neden çok önem veriyorum fotoğraflara ?
Oraya konulacak bir fotoğraf aranıyor, bir tanesinde Uğur Bey'in sol gözü kapalı çıkmış, diğerinde benim , bir tane doğru yok mu diyorum.
UD: Ben okuyayım mı şeref defterine yazdıklarımı izin verirseniz.
BŞ: Buyrun.
UD: Yaklaşık 35 yıldır meslek yaşamımda aralarında uluslararası ödüllerinde bulunduğu sayısız başarı ödülüne layık görüldüm.
Türklider seçilmek bunların arasında en anlamlı olanıdır.
Layık olmaya çalışacağım.
Türklider'e emeği geçen başta Sayın Bülent Şenver olmak üzere tüm ekip çalışanlarına ve katılımcı gençlere sevgiler ve saygılar.
Ben de bir televizyon programcısı olduğum için bu çalışmaların ne denli zor olduğunu ve ekibin önemini çok iyi bilirim.
BŞ: Amatör ruhla, severek yapılınca hoş oluyor.
UD: Profesyonellik tek başına bir anlam kazanmıyor .
Amatör çalışma isteği ve arzusunu hiçbir zaman kaybetmeyeceksiniz.
Ben yarın sabah beş'te kalkacağım, uzun meşakatli bir yola çıkacapım , haber için.
BŞ: Hemen iş bölümünü yapabilir miyiz?
Kolaylık olsun diye Uğur Bey'e soracağınız soruları hazırladım .
Birinci soru şöyle; Dünya süratle değişiyor, Türkiye'de bu değişime yaka uydurmak zorunda, ancak değişim konusunda çok hızlı yol alamıyoruz. Bazı kurumlarımızın başında olan insanların vizyonu değişim için yetersiz kalıyor, bizim bir atasözümüz vardır "Körler , sağırlar birbirini ağırlar" diye. Biz gençler oluşmuş köhne yapıların yerine girip değişiklikler yapacak imkanı bulamıyoruz. Bizi içlerine almıyorlar, alsalarda etkisiz hale getiriyorlar. Biz görmedik, biz duymadık diyenlerin birbirilerini ağırlamalarına nasıl engel olabiliriz?
İkinci sorumuz; Sayın Uğur Dündar, Türkiye'nin halletmesi gereken birçok sorun var. Bu sorunları halletmedikçe biz gençler her geçen gün, daha fazla mutsuz oluyoruz. Size göre şuan Türkiye'nin çözmesi gereken en önemli üç sorunu nedir?
Üçüncü soru; Gazeteci olmak isteyen bir genç size gelip , başarılı bir gazeteci olmak için yapması ve yapmaması gereken davranışları sorsa sizden başarı için ipuçları vermenizi istese, ona hap gibi kulağına küpe olabilecek neler söylerdiniz?
Dördüncü soru da; Hep ciddi sorular sorduk size, ben sizin aile hayatınızı çok merak ediyorum. Biz sizi hem ciddi Uğur Dündar olarak tanıdık . Uğur Dündar bir baba, Uğur Dündar bir koca. Size aile reisi Uğur Dündar'ın bize eşiyle ve çocuklarıyla olan ilişkilerini anlatabilir misiniz? Diye soracaklar. Ben bu soruları size isminizle hitap ederek sorduracağım.
Ben değerler sorusunda size soracağım , 34 değer içerisinden sizin için önemli olan ilk ilk 6'yı daha sonra en önemli 3'e çevirdik. Diyeceğim ki Türklider Uğur Dündar 6 değerden birinci dürüstlük Niçim dürüstlük? Bunların birbirlerinle uyumu nedeniyle mi?
Bizim iki tane kutumuz var bunlardan bir tanesi proje kutusu.
Bir tanesi değişim kutusu.
İstiyoruz ki Türklider programının proje kutusunda projeler biriksin, değişim kutusunda değişimler biriksin. İlerde biz bunları takip edelim.
Diyelim ki proje kutumuzda Türkliderlerimizden hangi projeler var.
Bu projeler nasıl gidiyor, tamamlandımı .
Her liderin kutusunda çeşitli projeler vardır, yapması gereken, bitirmesi gereken,.
Şuanda bizimle paylaşabileceğiniz bir projeniz diyeceğim.
Yine zamanı geldiğinde değişim kutusu gelecek. Değişim konusunda muhakkak sizde değişim ile ilgli bir şey vardır.
Bir başka ilginç bir şeyimiz var, o da bir göster bin işit kutumuz var.
Ben size bir obje göstereceğim ve bunu gösterdikten sonra beş saniye bakacajsınız ve beş saniyede bu obje ile ilgili gençlerimize mesaj vermenizi isteyeceğiz.
Size göstereceğim şey bir fare kapanı. Siz bu kapana bakıp , gençlere mesaj.
Bu ikinci bölüm daha hareketli bir bölüm. Birde bir harf seçme hakkınız var.
Ben size Sayın Uğur Dündar önünüzde bir kutu var, merak ettiniz mi acana nedir diye?
Bunun içinde harfler var, bu torbayı alın içinde bir harf seçin ve bulduğunuz harf ile doğru danranış söylemenizi isteyeceğim.
Bir tane deneyelim "R"
Aklınıza gelmediyse bir tane daha çekelim,
UD: Mesela daha çocuklukta resim becerisinin insanın yeteneklerini geliştireceğine ve hayata güzel bakmasını sağlayacaktır.
Kötü olarak da "ria" İçten pazarlıklı ve gerçek dışı davranışlar.
ÖĞRENCİ: Ben çok küçüklükten hatırlıyorum TRT 'de açık oturum vardı, o siz miydiniz?
Çok hayal meyal hatırlıyorum da. Birde bir programınızda leblebilerin üzerinde yatan kedileri hiç unutmuyorum , gıda programları vardı, mesela organ mafyası , daha sonra yine sağlık söktörüne dönüş oldu .
Bu nasıl oldu?
UD: Toplumdan gelen rüzgarlara göre.
ÖĞRENCİ. Çocuk işçilerin çalıştırılması, benim aklımda en fazla o yer aklmıştı.
UD: Benimde şuana kadar el atmadığım bir konu olduğunu zannetmiyorum.
Hatta Arena'ya başladığımızda 92 yılının Ekim ayı, bu sırada Show TV 'de de yapıyoruz programları .
Günveri Civaoğlu bizim genel müdürümüz . Ben gümrüklerdeki rüşvet ile ilgili bir program yapıyorum , o sırada Show TV'nin bazı malzemeleri gümrükten çekiliyormuş, acaba bu programdan sonra malzemelerin çekilmesi zorlaşır mı diye bir kaygıya kapıldık. Ben ona rağmen programın yayınlanması gerektiğini savundum.
Güneri bey baktı ki ben taviz vermiyorum, ama bir abi gibi konuşuyor, genel müdür , çalışan ilişkisi yok aramızda.
En son dediki bana "Size bir tavsiyem var, en azından dört kişinin üzerine gitmeyin kenara ayırın ki öldüğünüzde tabutunuzu taşısınlar" dedi.
Onun üzerine biz 11 yıl daha Arena yaptık. Bir kenara ayırdığımız dört kişi hiç olmadı.
ÖĞRENCİ: Tehdit almışsınızdır mutlaka.
UD: Çok kez, hayatımızın vazgeçilmez parçaları
ÖĞRENCİ: Fenerbahçe için ne diyorsunuz?
UD: Derbi sonrasınımı değerlendiriyorsunuz, sonucumu?
Bir şey olmazsa bir şampiyon oluruz. Beni sahalardaki terör ilgilendiriyor açıkçası.
Ben futbola bir eğlence bir şenlik olarak bakıyorum.
Onu terörize edenlerinde yapılarını çok merak ediyorum.
Nasıl bir show terör haline dönüştürülüyor, kafam almıyor.
ÖĞRENCİ: Aslında bu konuyu en iyi bilenlerden biri siz değilmisiniz, yöneticilik yaptınız yıllarca. .
UD: Ben bu tür ilişkiler içine girmedim. Bana koy on kişi'yi bu duvarın önüne , içlerinde tirübün liderleride olsun, teşhis et deseniz edemem.
BŞ: Bedava bilet doğru mu?
UD. Maalesef doğru.
ÖĞRENCİ: Fenerbahçe stadı'nın yarısı boş oynuyor.
UD: Sadece bunu Fenerbahçeye mal edersek gerçeği görmekten uzaklaştırır seni.
ÖĞRENCİ: Bedava biletler trübün liderleri için büyük bir rant kapısı çünkü karaborsa stıyorlar o biletleri alıp
UD: Bu rantı bir zincirin halkası olarak kubul edin. Bir zincirin halkası olarak o halkanın yukarıya gittiğinde büyüdüğünü kabul edin.
Bana göre türübün liderlerin ve gurupların bedava biletlerden elde ettikleri rant , futbol piyasasındaki rant'ın en küçük halkasını oluşturur.
Yöneticilerin ve başkanların elde ettiği rantlar çok daha üzerinde durulması gereken rantlar.
BŞ: Ne sağlıyor? bir isim mi?
UD: Bakın Bülent bey, ben gazeteci olarak adalet bakanı müsteşarına bazen ulaşamayabilirim, Uğur Dündar olarak da ulaşamayabilirim ama eğer Adalet Bakanı Müsteşarı eğer siz onun tuttuğu takımın yöneticisi iseniz bir gün hiç beklemediğiniz telefonu devre arasında gelir ve Uğur Bey ne olacak bu maç ? Niye bizimkiler bu kadar kötü oynuyor diyebilir size.
BŞ: İlişkilerde kapı açıcı olabiliyor.
UD: Gayet tabii. Mesela ben adliyeye tanık olarak gittim, tanık olarak verdiğim ifadenin alınması beş dakika sürdü, ondan sonra birçok savcılar, hakimler odaya doluştu, bir saat futbol konuştuk yönetici olduğum tarihlerde ve benden maç bileti istediler şeref türübününden.
Çok normal bunlar bizim ülkemizde, olumsuz anlamda söylemiyorum.
BŞ: Birde öyle insanlar var ki böyle bir talepte bulunma imkanı olmayıp, sadece yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyor.
UD: Bizler istisnai kişileriz. Ben yönetici olmasaydım eğer benim Fenerbahçeli olduğumu Galatasaraylı, Beşiktaş'lı, Trabzonlu kulüplerin fanatik taraftarları hiçbir zaman bilmeyeceklerdi.
Onlar bana belki içten içe kızmayacaklardı.
Ben bunu göze aldım.
Ben bunu gözze aldım yani kendi seyircimi kaybetmeyi göze alarak sadece sporun dostluk, barış, kardeşlik , arkadailık gibi çok anlamlı mesajlar sunduğunu anlatmak için bu görevi ele aldım.
ÖĞRENCİ: Peki bundan şunu çıkarabilirmiyiz? Sizin gibi yöneticilerin bu tarz yerlerde pek tutulmamalarını
UD: Ben de durma yanlısı değildim.
Çünkü durduğunuz zaman o profesyonel iş anlamına geliyor.
Ben sadece o misyonla o görevi yaptım, tamamlandığı anda ayrıldım.
Bir daha da hiçbir şekilde yönetici olmayı düşünmem açıkçası.
Vefa Kulübünün yöneticisi olurum, yazlığımızın olduğu Çanakkale Dardanel lige çıkarsa oarada yönetici olurum.
HŞ: Ben şunu anlıyorum, bu terörün önüne geçilmesi için yapılması gereken şey; siz ve sizin gibi düşünen yöneticilerin futbolda daha çok görev alması. Şuanda bulunan insanlar değilde.
UD: Mesela maçtan sonra "Bunun karşılığı var, bizim de stadyuma da gelinecek, bizde orada bağırtacağız, gibi açıklamaları" doğrusu ben çok üzücü buluyorum. Bunun arkasında yatan mesaj futbol terörü devam edecektir demektir.
Bence savcıların bugibi durumlarda el koymaları gerekir.
BŞ: Ben size bir şey verebilir miyim?
Oğlum bir Amerikan firma ile ortak promosyon eşyaları üretiyorlar Fenerbahçe'nin rozetlerini yaptılar.
UD: Ben Vefa Lisesi mezunuyum ve Vefa Lisesi ile gerçekten yoğun ilişki içindeyim. Depremden sonra yoğun hasar gördü ve müdürümüz yana yakına beni aradı "Uğur Bey bu böyle giderse biz artık eğitim yapamayacağız" dedi.
Ben hemen devletteki yetkililere ulaşmaya çalıştım ama baktım ki yetersiz.
O zaman küçük bir hamle başlattık.
Sınıf yaptırdık ve şuanda okulumuz enkaz olmaktan çıktı ve İstanbul'un parmakla gösterilecek lise'si haline geldi.
BŞ: Fenerbahçe'nin kravat iğnesi ve kol düğmeleri size hediye ediliyor.
UD: Çok teşekkür ediyorum. Oğlunuz Kaan'a çok teşekkür ederim, bende bunları oğluma miras olarak bırakacağım.
BŞ: Uğur Bey sizi makyaja alabilir miyiz?
UD: Bizim programımız dün akşam 21.05'de CNN'de yayınlanıyor, sonra tekrar anlamında Kanal D de yayınlanıyor.
Çok büyük bir izlenme oranı yakalamışız dün akşam Kanal D'de.
BŞ: Konu neydi?
UD: Kırmızı biber de afrotoksin. Maalesef çok şeyler keşfettik orada.
Türkiye'de üretilen Kırmızı biber'in yüzde 99'unda hemde yüksek oranda aflatoksin var.
Diyelim ki yüzde 5 olması gereken oran yüzde 30, yüzde 50 . bir fabrika var, onun ürünleri sıfır aflatoksin'e fakat maliyet biraz yüksek olduğu için piyasada pek fazla değer bulmuyor.
İşin tuhaf tarafı ünlü firmalar var , baharat firmaları , bunlar Kahramanmaraş'tan alıyorlar aflatoksinli biberleri , kendileri son derece modern tesislerde, hijyenik ortamlarda ambalajlayıp satıyorlar.
Ama içindeki aflatoksin kalıyıor.
BŞ: Onlar sadece ambalaj yapıyorlar. İnsan bir şey alıp yemeğe korkuyor.
UD: En güzel şey evinizde yenir. Ben balık seviyoru ama biliyoruz ki denizlerimiz kirlendi. Hele Marmara Denizi.
O kirlenmenin balıklara ne kadar yansıdığını bilemiyoruz.
Sağlıklı yaşayalım derken hiç hesapta olmayan br sağlık tehlikesinin için atıyoruz.
Bülent Ecevit Bey ile hiç televizyon programı yaptınıı mı?
BŞ:Hayır.
UD: Hep evinden makyajlı olarak gelir, hanımı yaparmış makyajını
. . .
Uğur Dündar, Bülent Şenver
. . .
.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|