|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
Türkiye'nin organ mafyasını ortaya çıkardı
03.02.2011 |
|
Okunma Sayısı : |
14881 |
|
|
Oy Sayısı : |
3 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
2,39 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Türkiye'nin organ mafyasını ortaya çıkardı Uğur Dündar
İşte Hayatım - Nedim Şener
Yine bu dönemde, Yusuf Elçin Sönmez adlı cerrahın İstanbul'un varoşlarında satılık böbrek aradığı ihbarı geldi.
İhbarı yapan kişi , böbreğini satmak üzere olduğunu söyler. Borç içinde kıvrandığını anlatan muhbirle görüşen "Arena" ekibinde Mehmet Ali Önel , ona "Böbreğini satma, biz seni borç sarmalından kurtarmak için elimizden geleni yaparız. Böylece hem böbreğini satmamış olursu, hem de organ mafyasını yakalatmış oluruz! Ama sen onlarla temasını kesme!" der. Adam kabul eder. "Arena" ekibi ve Mehmet Ali Önel de ona verdiği maddi yardım sözünü fazlasıyla yerine getirir.
Kameraman Metin Karaaslan, böbreğini satacak kişiyle birlikte Dr. Sönmez'le görüşmelere başlar. Bir kahvehanede işin pazarlığı yapılır. Dr. Sönmez böbrek karşılığında 3000 dolar vereceğini ve ödemeyi bizzat kendisinin yapacağını söyler. Muayeneler, kan ve doku tahlilleri derken, ameliyat günü gelip çatar. Böbreğini satacağı düşünülen kişi ameliyat önlükleri giydirilerek, bodrum kattaki amelitathaneye indirilir. Artık her şey hazırdır. 3 000 dolar karşılığında alınan böbrek, 150 bin dolara İsrailli zengin bir hastaya nakledilecektir.
İşte o dakikalarda Uğur Dündar ve mali polis hastaneye girerek baskını gerçekleştirir. Dr. Sönmez neye uğradığını şaşırmıştır. Ameliyathane galoşlarıyla kaçmaya çalışırken Uğur Dündar yaklaşır ve hafızalara yerleşen o unutulmaz sorusunu sorar:
"Efendim bugün sizi kaç bin dolardan ettik!"
Ancak operasyon yargı aşamasında sekteye uğrar ve Dr. Sönmez ceza almadan yakayı sıyırmayı başarır. Dr. Sönmez bundan aldığı cesaretle organ nakli işini, uluslararası boyuta taşır. Bu kez hedefinde Türkiye'nin Kuzey komşuları vardır. Eski sosyalist blok ülkelerinde yoksul insanların üç beş bin dolara alınan böbreklerini , İsrailli zenginlere 150 – 200 bin dolar karşılığında nakletmeye başlayan organ mafyası, bu ülkelerin dışişleri bakanlıklarını harekete geçirir. Uluslararası baskı sonucunda yine suçüstü yakalar.
Dr. Yusuf Elçin Sönmez'in para hareketlerini inceleyen polis, böbrek nakil paralarını İsrail'den banka yoluyla Türkiye'deki Escort Computer bilgisayar şirketinin sahibi İbrahim Özer adına havale edildiğini belirler.
Mali Suçlar Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan kara para aklama raporu , hangi hastanın kaç para gönderdiğini gözler önüne serer. Dr. Yusuf Elçin Sönmez yönetimindeki organ mafyasının İsrail ayağını Dr. Zaki Shapiro adlı cerrahın oluşturduğu ortaya çıkar. Son operasyon , daha önce devlet memurluğundan atılarak Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki görevine son verilen Dr. Yusuf Elçin Sönmez'in mahkumiyetiyle sonuçlanır.
Uğur Dündar ve ekip arkadaşları, bu haberle Türk televizyonculuk tarihinde bir ilke imza atarlar ve uluslararası alanda ödüller kazanırlar. "Satılık Böbrek" başlıklı haber, The New York Festivals'da finalist ödülünü alır. Daha sonra da Washington'danki dünyaca saygın Soruşturmacı Gazetecilik Birliği "ICIJ" Uğur Dündar, Haluk Şahin ve Mehmet Ali Önel'i ödüle layık bulur.
Aradan yıllar geçti. Dr. Yusuf Elçin Sönmez hem Türkiye'de hem de dünyanın başka ülkelerinde organ mafyası faaliyetlerine devam etti. Son olarak izine, Kosova dolaylarında rastlandı.
Erzincan'da define hayali
"Arena", hep dolandırıcıları kovaladı, hep halkın dolandırılmasını önlemek için çalıştı. Peki, kendisi hiç dolandırılmadı mı? Dolandırılmaz olur mu? Hem de birkaç kez!... İşte bunlardan biri:
"Arena"yı arayan kişi, Erzincan kırsalında çiftçi olduğunu söyleyip, tarlasında meydana gelen göcük sonunda bir mağaranın ortaya çıktığını ve içinde define bulunduğunu söyler. Vatanını sevdiğini belirten şahıs, bu defineyi Uğur Dündar aracılığıyla devlete vermek istediğini anlatır. Göz kamaştıran definede birçok pırlantalı haç, çarmıh, kazanlarla altın, kolyeler ve altın zincirler vardır. Olayı arkadaşlarından dinleyen Uğur Dündar, "Doğru söylediğinden emin misiniz?" diye sorar. İstihbarat Servisi, getirdiği haberden emindir. "O halde yarın Erzincan 'a gidiyoruz" der.
Ulvi Yanardağ ve Ercüment Alanı'da "Bu gece arkadaşı ağırlayın, bir yere kaçmasın !Ayrıca biraz daha konuşturup kesinlikle doğru söylediğine emin olun " diye tembihler.
Ekip, muhburin kod adını da "Çekirge" koyar. Zıplayıp kaçmaması için büyük özen gösterirler. Ulvi Yanardağ, Ercüment Alan ve muhabir Ümit Görker , "Çekirge" yi Kumkapı'da rakı balığa götürür.
"Çekirge" rakıyı içtikçe açılır, açıldıkça devletin bu defineye sahip olmakla neler kazanacağını anlatır. İddiasına göre, define Türkiye'nin dış borcunun önemli bir bölümünü karşılayacak, ülke ekonomisi rahatlayacaktır!... Bunun şerefi de Uğur Dündar ve "Arena" ekibine ait olacaktır!..
Gelsin rakılar, gelsin lüferler, mezeler…Derken, Ercüment Alan kuşkulanmaya başlar. Ulvi Yanardağ'a "Abi bir de bu adamın anlattıkları yalan çıkarsa yandık" der. Yanardağ olayı çözmüştür. "Bu adam atıyor, sahtekar" diye karşılık verir. Herkes anlamıştır ama yine de "Ya doğru çıkarsa!.. Ya 'Arena'dan sonra birine giderde işi onlar bitirirse!..." şüphesinden kendilerini kurtaramazlar!
Ertesi sabah bütün ekip uçakla Erzincan'a gider. Uğur Dündar, yola çıkamdan önce Erzincan 'ın efsane valisi merhum Recep Yazıcıoğlu'nu arar ve durumu anlatır. Vali Yazıcıoğlu da olayı kaçırmak istemez! Uğur Dündar geldiğine göre, iş büyüktür!..
Bir polis eskortuyla havaalanından alınan "Arena" ekibi, Valilik binasına getirilir. Ekip valinin huzurundadır. Vali "Çekirge" ye bakıp şöyle der: "Bana bak sözünü ettiğim yerde o define çıkmasın, vallahi seni oraya gömerim!.."Adam, "Olur mu efendim!" karşılığını verir.
Vali, jandarma da vererek ekibi yolcu eder. Bir süre araçla giden ekip, daha sonra otomobillerden inerek tarladaki mağaraya doğru yürümeye başlar.
Heyecanın doruğa çıktığı, herkesin nefesini tutmaya başladığı o an "Çekirge" ayakkabılarını çıkarıp tüm gücüyle kaçmaya başlar. Şaşıran ekip olduğu yerde donakalmıştır. Sadece muhabir Ümit Görker, bir yandan kovalamakta , diğer yandan da "Duuuur kaçma, nüfus kağıdın bendee.." diye bağrımaktadır.
Ama sıçrama uzmanı "Çekirge" çoktan ormana dalmış ve izini kaybettirmeyi başarmıştır!..
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|