Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

HAYRETTİN KARACA Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

HAYRETTİN KARACA Türklider Televizyon Programı
29.11.2006
Okunma Sayısı : 16333
Oy Sayısı : 15
Değerlendirme : 4,27
Popülarite : 5,02
Verdiğiniz Puan :
 

 

HAYRETTİN KARACA Türklider Televizyon Programı

.

.
.
Türkiye Etik Değerler Merkezi kurucusu duayen bankacı Bülent Şenver ile gençlere yönelik güzel bir televizyon programında birlikte olduk. Bu hoş programı sizlerle paylaşmak istedim.
.
.
.
.

 Hayrettin Karaca Turklider TV Programı

.
.

  dinlemek için 

.
.



.
.


soldan Hayrettin Karaca ile Bülent Şenver

.
.

HAYRETTİN KARACA Türklider Televizyon Programı Deşifresi
.
.
Hayrettin Karaca (HK)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.
.

BŞ: Türklider programına hoşgeldiniz.Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var. Her alanda her konuda genç lider yetiştirmeliyiz.

Genç liderleri yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu. Gençlerin önünü açmalıyız, gençlere imkan vermeliyiz, gençlerle tecrübelerimizi birikimlerimizi paylaşmalıyız.

Bu programda gençlere örnek olmuş gençlere liderlik yapmış bir Türklider konuğumuz olucak.

Çevreyi korumak, ormanların yok olmasını engellemek, toprak erezyonunu  azaltmak için, toprağı ağaçlandırmak için, yaptığı önemli ve başarılı çalışmaları ve TEMA Vakfına verdiği büyük emekler nedeniyle sayın Hayrettin Karaca Türklider seçildi.Bu haftaki konuğumuz sayın Hayrettin Karaca .Hoşgeldiniz efendim.

HK:Hoşbulduk.

BŞ: Hayrettin bey biz sizi Türklider seçtik. Söylediğim nedenlerden dolayı.Türkiye'de her alanda lider yetiştirmemiz gerekiyor.Türkiye'de liderler sadece siyasi liderler diye  biliniyor ama , her meslekte lider olunabilir.Bu konuda tecrübelerinizi paylaşmak için bizlerle birliktesiniz.

Sizi anlatabilmek için kısa bir kaset hazırladık.Hep birlikte bu kasedi izleyelim.

Türklider Hayrettin karaca siz bir çok ilke imza atmış kişisiniz, sizin özgeçmişinize baktığımda sizin ilk ilklerden bir tanesini Türkiye'nin sanayi ürünü ihracatı beş dış ülkeye ilk defa Türkiye sanayi ürünü ihracatı yaptığını.

HK: Beş kıtaya.

BŞ:Beş kıtaya . Bu ilki bize kısaca anlatır mısınız? Nasıl oldu bu ihracat.

HK: 1950 yıllarda Türkiye bir ekonomik krize girmişti. Hammadde değil yedek parça bile bulamıyorduk.O halde dövizi tasavvuf etmek değilde dövizi kazanmak lazımdı.

O vakit Türkiye'yi ekonomik olarak idare edenler bir sanayi müessesesi açılışında kurdeleyi keserken şu müessese şu kadar dolar tasavvuf edecektir diyordu.Tasavvuf etmek değil kazanmak lazım diyorum.

O halde ben Türk ekonomisini sanayi mamülü ihrac edecektir diye bir fikirle ortaya çıktım.Gençtim o vakitler şimdi de gençim ya.

BŞ:Yine sizin bir ilkiniz var oda ağaç müzesi .İlk defa bir ağaç müzesi kurmuşsunuz.bu müze nasıl bir müze.

HK:Ama ona gelmeden evvel şu eğer izin veririseniz şu beş kıta ihracatı anlatmak istiyorum size.1961 yılında ilk Türk trikosunu ihraca muhaffak oldum.Ama o gümrük muamelesi yapmak için gümrükten bir fiyat uyumu belgesi istemişlerdi.O uzun bir hikaye.

BŞ:Fiyat uygunluk belgesi.

HK: Onunla mücadele etmiştim ama başarımdan sonra anladım ki artık bir moda imtiyazı bütün dünyaya saplanmış.Ve beş kıtada malımı ihraç ediceğim   diye inat ettim.1965 de bunu yakalamıştım.

BŞ:1965

HK:1965

BŞ:Beş kıtaya ihracat.

HK: Beş kıtaya satan ilk  mamülün  Karaca Örmeleri olduğunu biliyorum, inanıyorum ve iddia ediyorum.36 ülkeye satmışım.

BŞ:5 kıta 36 ülke.

HK: 1800 den fazla konşimento var. Hepsi bunlar rekor.

BŞ:Peki sizin rakamlar çok yüksek böyle müzede kaç ağaç var ilk defa müze diyorsunuz.

HK:Müze canlı ağaç müzesinde bugün 7.000 den fazla odunsu bitki var ama otsular izomlar soğanlar ile beraber 12.000 falan gelebilir.15.000 idi bu ama yavaş yavaş o yıllıklar üzerindeki faaliyetlerimizi sürdüremedik.Çünkü o çok özel bir .

BŞ:Bu müze Yalova da değil mi? Herkes ziyaret edebiliyor mu?

HK:Hem de nasıl .Çünkü artık benim değil orası vakıf yaptım.

BŞ: TEMA Vakfı.

HK:Hayır TEMA değil Karaca Albrotum vakfı .Hepimizin vakfı artık orası.Pazar günleri halka açığız ama hafta ortası önceden haber vermek süreti ile herkese açığız bilhassa ilkokullara .

BŞ:Ben tavsiye ediyorum muhakkak herkes gitsin.Sizler de gençler gitmediyseniz sizler de gidin.Bana o kadar çok Türklider Hayrettin Karaca'ya sorulmak üzere soru göndermişsiniz ki ben hiç birini birbirinden ayırt edemedim ama zamanımız sınırlı olduğu için onlar içerisinden bazılarını seçmek zorunda kaldım.Şimdi görüyorum burada Barış Dik bir sorusu var.Bunu muhakkak sorsun istiyorum çünkü Türklider Hayrettin Karaca'nın şu anda üstünde uğraştığı konunun niçinini  merak ediyor.evet soruyu sorabilirsin Barış.

BARIŞ DİK: Sayın Karaca biz sizi iki farklı şapkayla tanıdık birincisi Karaca Tekstilin sahibi işadamı Hayrettin Karaca ikincisi ise Türkiyede'ki erezyonla mücadele çalışmalarına önderlik eden bununla ilgili olarak haklı olarak toprak baba lakabını almış Hayrettin Karaca .

Türkiye'de erezyonla mücadele konusunda pek çok milyonlarca ağaç diktirttiniz  çevrenin korunması yeşillenmesi ile ilgili pek çok çalışmaya önderlik ettiniz, bunun önemi ve bunu sizin bu olayı ne kadar önemsediğinizle ilgili bize ne anlatmak istersiniz?

HK: Şimdi kendime bir sual sormakla başlıyorum.Geleceğin en tehlikeli silahı nedir dediğim vakit de buğday dır.

Buğday nereden gelir topraktan.Giydiğin şu pamuklu topraktan , giydiğin bu kösele topraktan, topraksız hiçbir şey yok.Atmosfer ile litosfer arasında mağma tabaka arasında kalan viosel dediğimiz incecik bir tabaka var.

Faona Flora hayvanlar ve bitkiler insan dahil hepimiz onun üzerindeyiz.

O da toprağın işi o yoksa hiçbir şey yok. Hiçbir şey yok onun için topraksız yaşamak mümkün değil.toprak yaşamın temeli .

Bütün canlılar onun üzerinde hatta gözle görmediğiniz topraklarda onun üstünde üst toprak var ya humuslu organik toprak canlı onun içinde neler var sayıyım.1 gramında 600 milyon bakteri var.

Kim sığdırmış git ona sor. 400.000 migro organizma kök mantarları var, onlar olmazsa gıdayı alamıyor.Ve yüz binde alt var bir  desimetre küp toprakta bu bitkisel yapısıydı 1.550.000.00 tek hücreli protezyolu hayvancıklar var.

Peki 120 metreye kadar çıkan ağaç var ne demek o her metrede bir ne diyorlar ona atmosfer değilmi bir atmosfer, üç atmosfer 120 metreye kadar su basıyor gıda  basıyor kim basıyor gözlen göremediğin kadar incecik kılsal kökler gönderiyor ona kimin o canlılarla beraber  işte o.

Yoksa sen de yoksun ben de yokum hayat yok hiçbir şey yok.

BŞ: Atıf Sofoğlu'nun çok güzel bir sorusu var bakıyorum bilgisayarıma gelmiş bu soru burada o sizin anılarınızı merak ediyor ve geriye yönelik size bir soru sormak istiyor evet sorunu alalım.

ATIF SOFOĞLU: Türklider Hayrettin karaca her liderin hayatında neşeli ve kederli günleri olmuştur bunlardan bizlerle birer tanesini paylaşabilirmisiniz?

BŞ:Neşeli veya kederli bir gün.

HK:Neşeli veya kederli gün.O kadar neşeli o kadar kederli günlerim oldu ki .Tabii evlatlarımı kaybettim ama anacığımı kaybettim anamı çok özlüyorum.Doyamamıştım zaten ama bir ana kaybetmek .

Neşeli günlerim de oldu ama hangisini anlatıyım hadi bir ilkokul çocuklarına yavru TEMA cılar var onlarla olan bir olay hayret ettim öyle bir sorularla karşılaştım ki onlarla veyahut öyle bir taleple karşılaştım ki  bayıldım bayıldım.

İşte geliyorlar, geliyorlar dedim Samsundayım geziyoruz günlük temsilcilerimiz  ile beraber dedilerki çok yoruldun ama gezen yorulur mu şuna bak çok yorulmuşum ben çok yoruldun ama ofiste yavru TEMA cılar  seni bekliyorlar beş dakika uğrayalım ne olur ne olur  e gidelim dedik yorgun argın gitmişim gençler yorulur mu bak şunlara neyse bir birifik hazırlamışlar altı aylık faaliyetlerini bana anlattılar bir abla var bir abi var azıcık böyle serpmiş olanlar .

Böyle bir kağıt açıldı erezyon dede hoş geldin, ikici sayfa açıldı 6 aylık faaliyetlerimiz hakkında bilgi arz ediyoruz biri bitirdi, biri bitirdi olağanüstü bir şey olağanüstü bir çalışma şu o kadar bunları yapmışlar.

Seviyorum onları saçlarını okşuyorum, biz dediler senden bir şey istiyoruz herhalde dedim çikolata istiycekler nedir dedim istediğiniz  yavru Temacılar kurultayını kurucaksın.Kurultay nedir biliyormusunuz biliyoruz dediler nedir?

Türkiye'nin sorununu tartışıcağız  onu bildiri olarak yayınlıycağız.Dört köşe oldum.Buraya varmışım ben .İşte mutlu anların birtanesi.Bir tane daha var anlatıyım mı?

BŞ: Şimdi şeyi sorucam hemen ben size bu erezyonla ilgili gelen soruların içerisinde erezyon dan bahsedip onu başka bir erezyonla birleştirip size güzel bir soru soruyor.O soruyu da size Tolga Baytap sorucak.Hangi erezyondan bakalım sizi hangi erezyona getiricek.

TOLGA BAYTAP: Sayın Hayrettin Karaca sizi toprak erezyonunla mücaedele ve toprak erezyonu mücadelede tanıdık.Siz tanıttınız bize erezyonu .Yalnız biz şu an erezyonla kurtulmanın çaresini biliyoruz, oda toprağa  ağaç dikmemiz Yalnız Türkiye mizde ne yazık ki etik ve ahlak olarak da erezyonlar yaşıyoruz.Bu konuda biz gençlere ne tavsiye ediceksiniz yine bir çareniz var mı? Ağaç dikmek gibi

BŞ:Çok güzel bir soru değil mi ? Özel bir ağaç var mı etik erezyonunu etkileyecek bir ağaç .

HK:Bakın şimdi bu ağaç dikmekle bir kere erezyon önlenmez.Ağacı her diktiğin yerde beklide bir ekostiğini bozabilirsin.

Tarımı ağaç dikerek yapamazsın ki mesela tarım alanları gidiyor, ama bu tabii ki bir ahlak erezyonu  var bir kültürel erezyon var bana göre bu ötekinden hiç farkı yok.Ahlaksız bir dünya var, utanmayan bir dünya var, biribiri hakkına saygı göstermeyen bir dünya var.

Sahip olduğumuz bu doğal varlıklara sataşanlar var, senin benim hakkımı hırsız gibi çalanlar var, yüzüme gözüme baka baka bunlar var.Ama bu bir şey anlattırıcaksın sen bana onu anlıyorum.

Meşe son derece  sosyal  varlık.Hisleri duyguları da var bu ağaçların.Mesela gidersin bir çam ormanının altına üç tane  beş tane bitki ya vardır ya yoktur.

Ama bir meşe nin altına gidersin eğer o tek başına yaşıyorsa bile bir daire çevir 1 metre yada 2 metre çoluğu, çocuğu, anası, babası, onlarla beraber yaşıyordur.onlar onun dışına çıkmazlar.

Biraz daha daire genişletir ahbabları vardır, hemşerileri vardır, vatandaşları vardır falan onlar da o daireye girmezler biraz daha uzak da yaşarlar.

Biraz daha genişletirsin daireyi dünya da ne kadar canlı varsa hepsini orada bulursun.

Hiç birbirinin hududunu geçmezler bunlar.İşte bu ne diyor meşe biliyor musun " bir tas çorba değil mi al kaşığını gel sana da yeter bana da yeter." İşte bu buradan bir ahlak çıkarıyorum ben bu doğada da var işte böyle bir ahlak bilmem anlatabildim mi?

BŞ:Evet şimdi Eylem'in çok güzel bir sorusu var.O da sizi geçmişe götürecek bir soru. Eylem sorunu sorar mısın?

EYLEM: Sayın Karaca siz çok değerli bir insansınız.

HK:Nereden biliyorsun?

EYLEM: Gençlere çok önem veriyorsunuz.Anlattığınız  bilgeliğiniz bizimle paylaştığınız her şeye çok fazla ihtiyacımız var aslında ben sizin tecrübeleriniz den bizim kulağımıza küpe olsun diye acaba bizimle paylaşabileceğiniz bir anınız var mı? Keyifle dinlemek isteriz.

HK: Kulağına küpe olsun.

BŞ:Bir anı.Bu bir aşk anısı olabilir.

HK: Bu kulağına küpe olsun ama Temel fıkrası geldi biliyor musun?

Temel'i idama götürüyorlar son sözün ne olsun diye bu da bana bana ders olsun kulağıma küpe olsun diyor.

Tabii bu bize ders olsun bu yaşam tarzı bize ders olsun bu günkü stokutadan menfaat sağlayanlar tüm çabalarımızı engellemeye devam edeceklerdir.

Takii takii sen ben karar verinceye kadar işte ben ona  o eyleme ahlaklan tüketim ahlaki ile ulaşacağımıza kaniyim.İşte ben o eyleme tüketim ahlakı ile ulaşacağımıza kaniyim.Bakın bu 9.sene oldu buda belki 20 yıldan fazla .

Param var ama almaya hakkım yok, tüketmeye hakkım yok.Dünya varlıkları hepimizindir.Bütün yaşayanlarındır.

Hayvanların, bitkilerin yani hepimizin sahip olduğu bir varlıktan benim de payım var onun üzerine ben çıkamam.

O bir yerde durur nerede durur  tüketim ihtiyacım barınmaksa, doymaksa, giyinmekse, eğitimse orada dur.Ama başkalarına da pay ayırmam lazım.

Çünkü benim dışında yaşayan canlıların yaşamıyla ben yaşayacağıma inandım. Hani varya şimdi Bioseli korumaya çalışıyoruz.

O halde onlara da pay ayıracağım.Onları da yaşatacağım.İşte buna ben bir formül bu gün yaşayanlara ve gelecekte yaşayanlara dünya nimetlerinden pay ayırarak yaşayabilen bir insan topluluğunu dünya da yaşamı sürdüreceğine inanıyorum başka hiçbir çareniz yok.

Artık seni beni o reklam kandıramayacak çünkü bir ahlak sahibisin,başka türlü yaşayamayız.Bu gün teknoloji işsizlik üretiyor değil mi?

Ben bir sanayiciydim 800 işçiyle yaptığım işi 200 işçiyle yapmaya başladım.

Eğer o işçileri çıkarmasaydım o teknolojiye sahip olmasaydım rekabet edemiycektim o doğru ama teknoloji bana iş vermesi lazım yine orada bir paylaşma var.

Bakın dünya da %15 civarında işsizlik var yani günde 8 saat çalışıyorsak onun %20 sini onlara verelim.İşsiz dünyada kimse kalmasın.

Teknoloji ilerledikçe herkese iş verelim.Ben 6 saat çalışıyım sende 2 saat çalış yani bir paylaşma düzeni diyorum buna yani teknoloji beni dünya'ya gelme sebeblerimle bana yardımcı olsun.

Komşularım olsun, dostlarım olsun, okuyacak vaktim olsun,doğada gezicek vaktim olsun bir endişem olmasın,geleceğimden bir şüphem olmasın, güveneyim, herkezde bir ahlak olsun işte ancak öyle yaşayabileceğimize inanıyorum.

BŞ:Peki Türklider Hayrettin Karaca ben size buraya gelmeden önce 34 adet değer listesi gönderdim ve dedimki  bu değerler listesi içerisinden eğer size deselerki bir başka gezegene gidiceksiniz bu değerler içerisinden yanınıza sadece 6 tane değeri alıp götürebilirsiniz, siz bu değerler arasından hangi 6 değeri alıp götürebilirsiniz? Götürmek istersiniz diye.

Tabiki çok zorlandınız, hepsini birden almak istediniz.Ben sizi bir daha aradım ne olur dedim olmaz dedim sadece 6 tanesine yer var dedim sonunda siz bana e-mail ile gönderdiniz.

Seçtiğiniz 6 tane değer bunlardan birincisi  adaleti alırım dediniz, ikincisi sorumluluk alırım dediniz, üçüncüsü sevgi, dördüncüsü çağdaşlık, beşincisi çalışkanlık, ve altıncısı özgürlük.

Adalet, sorumluluk,sevgi,çağdaşlık,çalışkanlık,özgürlük.

Ben sizi biraz daha zorlamak için dedim ki şimdi bir başka gezegene gidiyorsunuz orada da sadece bu 6 taneden yanınıza 3 tanesini alabiliyorsunuz bana herhalde kızdınız ne yapmak istiyorum.

HK: Ötekileri öksüz bırakıyoruz ama olur mu şimdi.

BŞ: Ben sizi yine zorlayınca bu 6 tane içerisinden şu üçü seçtiniz adaleti yanıma alırım dediniz, sorumluluk yanıma alırım birde sevgi sevgiyi yanıma alırım madem ki bu üç tane şimdi Türklider Hayrettin Karaca ben size sorucağım diyicemki adaleti seçtiniz niçin? Bir iki cümle ile izah etmenizi istiyeceğim.

Sorumluluğu seçtiniz niçin bir iki cümle,sevgiyi seçtiniz niçin soruyorum adaleti aldınız yanınıza niçin?

HK:Adaletin yorumunu iki cümle ile yapmak çok zor,ama adil olmak bir huzur verici bir şeydir.Yaşamın bir tadıdır.Adalet ama nasıl bir adalet yasalarla mı hayır kendi vicdanı ile bir adalet .

BŞ:Vicdani adalet.

HK:Ben onu arıyorum.Yasalarla olmaz bu o seni bir huzura götürür, öyle bir adalet ki kendi hakkını bilirsin,başkalarının hakkına sadık olursun,yani öyle bir dünya yaratırsın ki etrafınla barışıksın, etrafınla bir güvence içindesindir , adaletin verdiği bir his ve duygu paylaşmak.O sorumluluk meselesi

BŞ:Evet niçin sorumluluk?

HK: Banane dünyadan banane diyardan kendini inkar bu.Bir dorumluluk almadığın sürece sen kendini inkar edersin.

Niçin yaşıyorsun dünya da efendim bırak birisi yapsın hemen bir taşoron tutarsın efendim işte bunu devlet yapsın, bunu TEMA yapsın yahu kendine bir sorumluluk vermek yok mu?

Hep başkasından mı geçineceksin sen , hep taşaronla mı geçireceksin, kendine bir sorumluluk vericeksin buradan eğer dünyanın sağlık içinde yaşamasında , yaşamın var olmasında kendine bir sorumluluk vermezsen ne kadar kendine bir hakaret bu.

BŞ:Tabii tabii bakın burada sevgi en sonunda sevgi yazıp bana göndermişsiniz.Sevgi peki niçin sevgi .

HK: Sevgi sevgi tadına doyulmaz.Aşık oldun mu hiç?

BŞ:Tabii

HK: Ne kadar güzel değil mi?

BŞ: Anlatır mısınız ?

HK:Ne sevgiler var her şeyi seversin.

BŞ:İlk aşkınızı bize anlatır mısınız?

HK:Onu sonra cila cila.Şimdi doğayı geziyorum ya bakıyorum bilim adamları arkadaşlarla falan geziyoruz bir çalılar dikenler var onlar da bana o kadar güzel gözüküyorlar ki çalı, diken diken adiymiş gibi

BŞ:Onları seviyor musunuz dikenleri ?

HK: Dur şimdi .Ben şimdi bir gezide Tuna Ekim hoca, Adil hoca, Mehmet Koyuncu hoca geziyoruz .Onlar Türkiye'nin endemik bitkilerin tohumlarını topluyorlar bende o arada kendime ilgi duyduğum  tohumları topluyorum arabaya girdik oturduk bir de  baktım birde baktım paçamda bir sürü  tohum yapışmış ne dediler bana biliyor musun Hayrettin sen bizi ihmal ettin biz seni çok seviyoruz seninle beraber geliceğiz dediler.

Onlarda da var sevgi ama şimdi aşkımı anlatıcağım.13 yaşındaydım ben doğayı geziyorum Bandırmalıyım Manyas'a gidiyorum ovada Egil ovası yürüye yürüye gidiyorum Manyas'a misafir olduğum evin bir şeyi var bir bağı var böyle biraz bayırda o evden sonra da bir çayırlık var ondan sonra bir ev daha var.

Ben işte bağ da ne yapmışsam bir şeyler yapmışımdır, bağ yokuşunu çıkarken baktım bir kız çocuğu öyle yürüyor benden 10 adım 20 adım önde aramızda da böyle 10 metre mesafe ya var ya yok , o bana baktı bende baktım bitti.

BŞ:İşte aşk budur dediniz.

HK: Bakın şimdi orada ben köye gidiyorum da onuda görmek istiyorum daha görmemişim uzaktan  geçti.Gidiyorum pencereyi açıyorum, perdeyi kapıyor, pencereyi açıyorum perdeyi kapıyor,sonra işte evin bir ablası var dedimki şu Türkan'ı görebilirmiyim falan , mısır eriyoruz koçandan mısırları ayırıyoruz , böyle bir meci yapılıyor herkes oturmuş gençler kadınlar, çocuklar falan Türkan'ı da çağırdılar.Gel sende meci var diye o geldi o bana bakamıyor ben ona bakamıyorum o bana bakınca ben indiriyorum kafamı. Evlendikten sonra sesini duydum . Konuşmadan aşık olduk ne biçim şey bu .

BŞ:Aşk böyle bir şey demek ki.

HK:Aşk böyle bir şey.

BŞ: Türklider Hayrettin Karaca her liderin bir projesi vardır üzerinde çalıştığı proje vardır.Ben şimdi size projeniz  diyicem biliyorum projeniz çok geniş ama şöyle bir şey söylesem TEMA ve bu ağaçlandırma projesi dışında  ondan başka şu anda sizin kafanızda olan bir başka proje var mı ki biz bunu proje kutumuza atalım.

HK: Var var ben bir özlem içindeyim.Bağımsız bir Türkiye arıyorum.

BŞ:Bağımsız Türkiye.

HK:Bağımsız bir Türkiye arıyorum.Ben yaşadım çünkü o günleri ben 10. yıl marşını söylediğim de 15 yaşındaydım.

O tadı bütün gençlerin tatmasını istiyorum.Bağımsızlık  demek kendini düşmen etmek değil,  cihanda sulh demiş ulu önder bağımsızlığın temelinde dünyayla sulh var.

Bağımsız demek başkalarına düşman olmak demek değil ama kendine güvenmek, kendine inanmak, başkasının yardımı ile değil kendi hür irademle yaşama azmi bu esir olarak değil, Avrupa topluluğuna girersem demokrasi girecek diye kendi kendime küfür etmek değil Bağımsızlığın temelinde bu var, inanç var, güven var bunu özlüyorum bunu arıyorum ama ekonomik bağımsızlık olmadan hiçbir bağımsızlık da olmayacak onu da biliyorum.

BŞ:Projenizde bu bağımsızlığı sağlamak.

HK: O halde ben şimdi projem Türk ekonomisi kalkındırmak için elimden ne gelirse onu yapmam lazım.İthal malı ben ihracat benim de malımı başkaları alıcak.  Başkalarının da ben alıcağım .Eğer  ben onu yerli olarak üretebiliyorsam bundan başka bir şey almamak benim kararım .

BŞ:Peki Türklider Hayrettin Karaca biz size dedikki bize sürpriz bir kaset hazırlarmısınız o kasetle dedik gençlerimize 3 tane mesaj verelim diye.Sizde bize sürpriz kaset hazırladınız görüyorum önünüzde duruyor,o sürpriz kasedi bize verirmisiniz yayına hazırlayalım. Bakalım ne tür süprizler vize bu kasetin içinde hazırlamışsınız. Biz Hayrettin Karacanın hazırladığı bu sürpriz kasedi  yayına hazırlarken birlikte kaseti izleyelim.

BŞ:Evet çok güzel bir kaset bu çok güzel üç tane değişik görüntü var.Çok ilginç görüntüler bu üç görüntü ile gençlerimize üç değişik mesaj.Ne mesajlar vermek istediniz?

HK:Çocuklar kendinize inanın kendinize güvenin.Hayatın en temel şartı kendine güvenmektir.Başkasının yardımı ile başkasının desteği ile yaşamak bir esarettir.Kendine güvenin hiçbir tadı yoktur yani o kadar tatlıdır ki bu .Kendine inanmak bunu ben sizden istiyorum.

Bu sizin geleceğiniz için, Türkiye'nin geleceği için hatta dünya'nın geleceği için bu şart bu.

Kendine güvenmeyen, kendine inanmayan, kendi gücünü bilmeyen, bahtsız kişidir o.

Buna erişmek içinde güvene erişmek içinde hiç zor değil çocuklar.

Yapamadığınız ve yaptığınız bir çok şey vardır ama karar verdiğiniz gün karar ve azim ettiğiniz gün ne güzel şeyler yapmışsınız onu hatırlayın.

Her şeyi yapacaksınız bir çok büyüktür çocuklar her şey bir ile başlar kendinize bu şekilde inanın.

Bakın  Atatürk bir kişi bir adam tabii mukayese edemem Atatürk ile ama Gandi de bir kişiydi inancı vardı, güveni vardı kendine işte bir imparatorluğu bir silah çekmeden kovdu.Eğer 1919 ile 1922 arası Türkiye'yi okursanız kendine inanan ve güvenenin neler yapabileceğini görürüsünüz.Bunu okuyun çocuklar.

Hatta Kitabın adını bile verebilirim.Mashar Bilgi Kansunun hatıraları var Türk tarih kurumunun yayını iki cilt ucuz  altımilyonliraya  alabilirsiniz .Bakın onu okuyun kendine güvenin kendine inananın neler yapabileceğini görüceksiniz orada , nelere rağmen.

BŞ:Peki Hayrettin bey ikinci mesaj ne.Birincisi özgüven onu gençlerimiz çok iyi kavradı özgüven.İkinci mesaj

HK: Şimdi bir hastalık içindeyiz.Medya beni dünyanın sorunlarının dışına çıkmak için her türlü imkanı kullanıyor.Okumuyorum ben okumayan bir gençlik var.Okumayan bir toplum var.Bilgi en büyük hazinemdir.Bilmeden ilgilenemeyiz biz.Beni ilgiye götürür o.Bilgi, ilgi tepki  üç kademe hedef koydum kendime ve herkezdende bunu istiyorum.Bilen konuyla ilgilenmeye başlar o ilgi bir tepkiye götürür bilinçli bir tepkiye .O bilinçli bir tepki toplumunun çözemiyeceği hiçbir şey yoktur, hele Türkiye için.

BŞ:Evet bilgi , ilgi, tepki.

HK: Bu ülkenin imkanlarını kullandım onlarla buraya kadar geldim .Burada onun için oturuyorum.onun için buna borcum var benim.

Küçükken olanın olmayana borcu var diye beni büyüttüler.Komşusu aç yatanın yediği helal değildir dediler.

Olanın olmayana borcu var.Ama bugün ben borç ödemek istersem olanı verdim biterse ne vericeğim başka .

Başka bilgi var bilgi o vakit bilgi borcumu ödemek için benim için bir büyük nasiptir.

Onun için okuyorum.Bende saklı kalırsa o onun bir kıymeti yok.

O vakit diyorum ki olanın olmayana bilenin bilmeyene de borcu vardır.

O borcunu ödemek için bilgi sahibi olman lazım.O vakit borcumuzu öderiz ülkemize.

BŞ:Üçüncü mesajınızda ne ile ilgili gençlere bu görüntüde onları koşturmak mı istiyorsunuz?

HK: Şimdi üretmeden başkalarının üretimine başkalarının çalışmalarına muhtaç olarak yaşamak yani çalışmamak, bir fosil gibi yaşamak ne biliyim bir garip yaşamak ne büyük bir zulh dur değil mi? Çalışmanın ve üretmenin verdiği bir şey var. Fikir üretebilirisin, bir şeyi icat etmişsindir, hepinize nasip olsun.Çalışmak yani böyle hargür hargür değil, her şeyiyle çalışmak her an üretmek .Şimdi bizde burada bir şey üretiyoruz ne üretiyoruz? Bilinçli bir toplum üretiyoruz. Bu da bir üretimdir.Bu da bir çalışmadır.İlla böyle makine başında böyle çevirmek değil çalışmak.Fikri çalışmak da ameli çalışmak da hepsine ihtiyacımız var.Bunu da bir ibadet olarak kabul edin çalışmayı.

BŞ: Peki öyle bir bölümümüz şu an var ki birazcık sizi eğlendirelim istedik.Böyle ben size bir şey göstericeğim onun bu bölümün adı bir göster bin işit bölümü bir obje göstereceğim size ve o objeye siz beş saniye bakıcaksınız, ve o objeyle ilgili gençlerimize bir mesaj vericeksiniz.Hazırmısınız?Objenizi gösteriyorum.Objeniz  bir testere buna bakın beş saniye

HK:Baktım beş saniye ne oldu şimdi.

BŞ: Şimdi bir mesaj gençlerimize.

HK: Gelin buraya bakalım.Gelin gelin korkmayın gelin.Niye gelmiyorsunuz? Ne işe yarar bu?Korktunuz mu bundan?Bunda bir adalet var .Nedir bak şimdi.Olmayın diyorum keser gibi hep bana hep bana olun testere gibi bir sana bir bana, bir sana bir bana..Oldu mu? Niye korktunuz o vakit. Niye korkuyorsunuz? Bak bu bana ne gösterdi bu.Bana bir hedef verdi işte hemen yorumladım bak.Şartlanmışım çünkü.

BŞ:Yani bir sana bir bana.

HK:Bir sana bir bana.Keser gibi hep bana hep bana yok.

BŞ: Bu güzel ve hakkatten kulağımıza küpe olacak yorumunuzdan sonra ben diyorum ki her lider hayatta bir şeyleri değiştirmek ister.Muhakkak  sizde bu günün şartlarında dünyada değiştirmek istediğiniz değişmesini istediğiniz bir şeyler vardır.Bu değişim kutumuza koymak üzere siz dünyada şu anda ne değişsin istersiniz? Neyi değiştirmek istersiniz? Elinizde olsa değiştirmek.

HK: Elimizde olsa ben bir ahlakı değiştiririm.Değişmez ahlakta be biliyim bir yaşam tarzı değişsin.

BŞ:Yaşam tarzını değiştirmek isterdiniz.

HK: Değişsin ben bununla bir yere gidemem.Ben bununla kendi kuyumu kazıyorum.Beni yaşatacak olan doğal  ekostimi bitiriyorum tüketiyorum.Doğal hazinemi bitiriyorum.

Bunun ürettiği ile değil ben sermayemi tüketiyorum.Bu değişsin bunu istiyorum.

BŞ:Peki o zaman ben size gelmek istiyorum ve bir etik vaka sorusu size sormak istiyorum.

Ve sonunda sorucam siz olsaydınız ne yapardınız diye.Kemal bey başarılı bir bürokrattır,görevi boyunca hep iyi şeyler yapmış, sevilen ve sayılan bir kişidir.

Mesleğinde hep kısa sürede yükselmiş terfi ede ede mesleğinin en tepesine çıkmıştır.Kemal bey'in emekliliğine 6 ay kalmıştır.

Emekli olunca oturduğu lojmandan taşınması gerekir.

Maaşı ancak geçinmeye yettiği için o güne kadar bir ev alamamıştır.

Kemal bey emekli maaşı ile biriktirdikleri ile anne babadan kalan üç beş kuruşuda koyunca kendine bir ev almayı çok arzu eder.

Eşi ile etrafı dolaşırlar evlere bakarlar, onların  beğendiği eve paraları yetmez, paralarının yettiği evleri de onlar beğenmezler.

Beğendikleri bir ev çıkar yaklaşık 50.000 $ lık bir eksikleri vardır. Bir gün bir iş adamı Kemal bey'i ziyarete gelir.Ev ile ilgili durumu öğrenince Kemal bey'e bir teklif yapar. Kemal bey ben sana 50.000 $ borç veriyim der.

Kemal bey şaşırır.Ben sana emekli maaşımla bu parayı nasıl geri öderim ki der.İş adamı aman düşündüğün şeye bak.

Ödeyemezsen canın sağolsun ben 50.000 $ la ne zengin olurum ne fakir der.Kemal bey akşam eve gider iş adamının teklifini düşünür ödemek için zorlanacağı belki de hiç ödeyemeyeceği bu parayı alıp emekliliğini güzel bir evde mi geçirsin, yoksa kendi parasının yetiştiği daha ufak ev daha uzak bir evdemi yaşasın.

Gece yatak da bir sağa döner bir sola döner gözüne uyku girmez ne yapsın diye düşünür durur.Türklider Hayrettin Karaca Kemal bey'in yerinde siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?

HK: Şimdi Kemal bey'in yerinde olsaydım ben rahat uyuyorum bir kere.Hadi Kemal bey oluyum bir an için .

Şarkı söylerdim.Üşüdüm, üşüdüm kürkünü giy, kürkünü giy, kürküm yok kürküm yok, al sana, al sana, param yok, param yok, çalsana, çalsana, diye bir şarkı var ya onu mu söylerdim acaba?

Hayır.Bakın insanın kendini sevmesi diye kendine inanması diye bir olay var.

Bunun verdiği huzur hiçbir şeyde yok.Her türlü kaşihanede yaşayabiliriz.

Ama birine bağımlı olursun o vakit.Arkanda bıraktığın şeyden utanmaya başlarsın.

Veya onu saklamaya gayret edersin, o senin içinde hep yaşarsa düşüne biliyormusun. Hayat her an tatlıdır.

Varlıkta yoklukta insana bir ders verir.Bir hedef gösterir o bakımdan ben varacak bir yer bulmuşum.

Ne büyük bir nimettir bu. Hür bağlıyorum, kimseye muhtaç olmuyorum, bize hesap edecek kimseden korkmuyorum, korkmuyorum aman bunu bilirlerse  ne olur demiyorum.Kemal bey'in böyle olmasını isterim ben.

BŞ:Çok teşekkür ediyorum.Çok sağolun.Son olarak da bizlerle nerde ne yenir, ne yemek iyidir, gibi sosyal bir iki tavsiye veya okunacak bir kitap, görünecek bir film, yenecek bir yemek böyle şeyleri gençlerimiz ile bir iki konu dahi olsa paylaşır mısınız?

HK: Şimdi ben Metin Aydoğan'ın Bitmeyen Oyunu'nu tavsiye ederim size.Metin Aydoğan 26. baskısını yaptı.İşte Türkiye'yi tanıyacaksınız orada, Türkiye'nin sorunlarını biliceksiniz, ve kendinize oradan görev çıkaracaksınız.Ben o kitabı tavsiye ediyorum size.

BŞ:Evet şimdi önünüzde bir torba var. Bunun içinden bakın ne çıkıcak.

HK: Kuş çıkıcak kuş.

BŞ: Evet bunun içinden bir harf çıkıcak.İçinde harfler var.  Hemen ben size yardımcı oluyum açmak konusunda içinden bir harf çekin .bu harfi çektikten sonra o harfle başlayan bir iyi davranış bize söyleyin.

HK:Bunu benim adıma siz çekermisiniz?

BŞ:Tabii. Sizin adınıza.

HK:Aman iyi bir harf çıkar.

BŞ: İyi harf insallah bir şey çekiyorum.S harfi ile başlayan bir iyi davranış bir doğru davranış söyleyebilirmiyiz.

HK: Sevgi geliyor ama.

BŞ:Evet sizin değerleriniz içinde var olsun yani söyleyebilirsiniz.

HK:Benim ikinci hanımın adı da Sevimdi.

BŞ:Sevim.

HK:Sevim geldi aklıma böyle.Ve sevime nasıl ilanı aşk ettiğim geldi.

BŞ:Ne demiştiniz.

HK: Benim kardeşlerim liseyi daha bitirmemişler .Kız arkadaşları var erkek olur ya herkes gibi onunda kız arkadaşları var.

Ben de birinci ailemi kaybettim aradan altı sene geçti.Evlenmeyi falan hiç düşünmüyorum.

Burgaz adasına gidiyoruz abi dediler sende gel.Piknik yapıcağız Kalpazan Kaya'ya gittik.piknik yapıyoruz şimdi herkes bana abi diyor abi abi büyüğüm onlar dan Sevim de oda bana abi diyor.

Dedimki herkes bana der ama sen diyemezsin bana abi dedim.

İşte böyle ilanı aşk etmiştim.Güzel mi? Size kopya verdim çocuklar.Seni seviyorum, sana aşığım falan filan değil.

Herkes bana abi diyebilir ama sen diyemezsin.

BŞ: Onu tekrar atıyorum bir tane de kötü davranış H ile başlayan kötü bir davranış.

HK: Benim adımı koyarken Hayrettin yani hayır işleyen kişi diye söylemişler.Bende acaba hayır işleyebildim mi diye kendimi sorguluyorum bu güne kadar ama haram kelimeside var biliyormusun haram da var.

BŞ:Haram kötüdür değil mi?

HK:Kötüdür değil mi?

BŞ: Haram kısa bir tanım kısa bir cümle çok zor ama.Nedir haram hak etmediğimiz şey mi?

HK: Hak etmediğin ve hak etmediğin ve başkalarının hakkına tecavüz ettiği zaman.Haram yemek bu.

BŞ:Ben size çok teşekkür ediyorum.Türklider olarak  tecrübeleriniz ve zenginlikleriniz paylaştınız.

Gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz.

Gençlerimize sahip çıkalım.Türklider'in  gazetesinin birinci sayfası hazır.

Hep birlikte birinci sayfayı izleyelim ve bir başka programda yine birlikte olalım.,

Hoşçakalın.

.

.
.
.

.

.

.
.

.


.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Türklider Şeref Defteri

.
.

.
.

HAYRETTİN KARACA Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları HAYRETTİN KARACA Odası Lider Arama

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org