Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

MELİH AŞIK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

METİN OKTAY
13.03.2021
Okunma Sayısı : 2570
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

METİN OKTAY

.
.



.
.

METİN OKTAY

Çok futbolcu geldi geçti, hiç birisi onun kadar sevilmedi.

İnönü Stadında bir Norveç milli maçı anımsıyorum.

O yıl Palermo'ya transfer olmuş, İtalya'dan milli maç için gelmişti.

Bütün stadyum o sahaya çıkarken "Metin, Metin " diye inledi. Fenerlisi, Beşiktaşlısı çok çekmişti ondan. Bütün kalecilerin kabusuydu.

Ama rakipleri tarafından da sevildi.

Güzel adamdı.

Alabildiğine efendiydi.

Eşsiz bir stili ve mucizevi bir gol atma yeteneği vardı.

Sağ, sol, kafa bütün uzuvlarını neredeyse aynı ustalıkta kullanırdı.

Her hareketi estetikti.

Kafaya herkesten fazla yükselir, topla en uç noktada buluşur, bir an havada durur, kafayı vururdu.

Üstelik sapına kadar ahlaklı bir sporcuydu.

Ne hakemi aldattığını gördük, ne rakibine kasten faul yaptığını, ne bir kötü söz söylediğini. Tekme yemekten tahammülünün tükendiği birkaç vaka hariç...

xxx

Yıllar geçti...

Bir gün Güneş Gazetesi kadrosuna spor yazarı olarak dahil oldu.

Bir biçimde tanıştık. Kaynaştık.

Gazetenin kuruluş yıldönümü için İstanbul'da bir kokteyl verildi.

Kokteyl Ankara'da da tekrarlanacaktı.

Bir gece yataklı trende restoran vagon kiralandı. Bütün yazar ve yazı kadrosu aynı trenle Ankara'ya hareket ettik.

Gece yarısına kadar sohbetler edildi.

Necmi Tanyolaç, Çetin Altan, Metin, ben aynı masaya oturmuştuk. Metin, yazar abilerine karşı her zaman saygılıydı.

Siyasette iddialı konuşmalar yapmazdı.

Ancak gecenin sonuna doğru Çetin Altan'a ağır eleştiriler yöneltti:

- Ağabey bizi sosyalist yaptın sen çektin gittin, dedi...

Çetin Altan üzüldü:

- Sen şimdi beni top gibi görüyorsun, demişti...

O gece herkes yattı, biz vagonda koridora geçtik... Tabii yine futbol sohbeti başladı.

- Baba hani şu Beykoz'a attığın kafa golü vardı...

- Baba hani şu ağları delen golün vardı Özcan'a...

Ben golleri nasıl attığını anlatıyorum, o gülümsüyor:

- Aslında ben attığım golleri pek hatırlamam, derdi, siz dışarıdan beni seyrediyordunuz ama ben o sırada kendimi seyretmiyordum ki...

Tren bir ara Eskişehir'de durdu.

Birer kase yoğurt aldık.

Tren hareket etti.

Biz hem konuşuyor hem rüzgara karşı yoğurtları yiyoruz.

Bir ara baktım, rüzgardan uçan yoğurtlar Metin'in takım elbisesini tepeden tırnağa beyaza boyamış.

Ertesi gün Ankara'da yeni bir takım elbise alıp kokteyle öyle gelmişti.

xxx

Bir gün İzmir'de buldum onu.

Bir meyhanede gece yarısına kadar çene çaldık.

Gece bitti ama bizde enerji bitmedi.

Ne yapalım?

Hadi gazeteleri bir dolaşalım, dedik.

Matbaalara giriyor, ertesi günün taze basılan gazetelerini alıyoruz.

Tabii her matbaaya girmemiz olay oluyor.

İşçiler makineleri bırakıp Metin'in etrafını sarıyor.

Bir sevgi çemberi oluşuyor.

Dört beş matbaayı dolaştık.

Gazeteleri topladık.

Bu da neredeyse iki saat sürdü.

Otele doğru yola çıktık.

Metin direksiyonda, ben onun yanında gazeteleri gözden geçiriyorum.

Sordu:

- Gazetelerde ne var baba?

- Hiçbir şey yok, dedim, hep aynı hikayeler

- At o zaman hepsini dışarı

Elimdeki gazete tomarını camdan dışarı attım.

Karnımız acıkmıştı.

Efes Otel'e girdik.

Resepsiyoncudan başka kimse yoktu.

Birlikte mutfağa girdik.

Buzdolaplarını karıştırdık.

Biraz peynir salam falan bulduk.

Kendimize birer sandviç yapıp afiyetle yedik.

Kimin sözüdür o:

"Uykuda geçen gece ziyan olmuş demektir..."

xxx

Bir gün önceden sözleşmiştik.

O İstanbul'a gelecek, önce Taksim'e Çiçek Bar'a uğrayacağız oradan Ortaköy'e Ziya Bar'a ineceğiz...

Çiçek Bar'da buluştuk.

Birer yolluk aldık.

Tabii her gittiğimiz yerde olduğu gibi etrafımız sarıldı.

Metin'e herkesin soracağı şeyler var.

Bu arada delikanlının biri geldi, Metin ile konuşmaya çalışırken göğsünde yatıp uyudu.

Geç vakit sordum:

- Baba hani Ziya'ya gidecektik...

Göğsünde uyuyan çocuğu gösterdi.

Bu durumda nasıl gidelim, demek istiyordu.

O genç adam gece yarısı uyandı.

Hala ayılmamıştı.

Metin onu aldı, köşedeki taksiye götürdü, cebinden bir miktar para çıkarıp verdi şoföre, yolcu etti.

Sonra biz Taksim Meydanı'na doğru yürüdük.

Daha meydana varmadan döner büfelerinin garsonları ve çırakları yolumuzu kesti. Metin Abi diye çığlıklar atarak sevgi gösterileri yaptılar.

Metin'i sahada görmüş olmalarına imkan yoktu. Aralarından birine sordum:

- Sen hiç Metin'i seyrettin mi?

- Seyretmedim abi...

- Peki neden seviyorsun bu kadar?

- Onu herkes seviyor abi...

Onun birbirinden güzel golleri maalesef filme veya videoya alınmış değildir.

O zaman televizyon da yoktu.

Ama golleri dilden dile öyle anlatılıyordu ki, dinleyenler de görmüş gibi oluyor, olağanüstü bir futbolcudan söz edildiğini hemen anlıyorlardı.

Daha yaşarken efsane olmuştu Metin.

xxx

Çiçek Bar'da Metin'e sarılıp göğsünde uyuyan gencin adını sonradan öğrenmiştik.

Cumhuriyet Gazetesinde sayfa sekreteri olarak çalışıyordu ve adı Edip Sakarya idi.

Metin toprağa verilmeden önce tabutu Cağaloğlu'nda Milliyet binasının önüne getirildi, kısa bir tören yapıldı.

Törende delikanlının biri gelip tabuta sarıldı.

Dakikalarca öyle kaldı.

Tabuttan zorla ayırılan o genci dikkatle bakınca tanıdım; o gece Metin'in göğsünde uyuyan gazeteci Edip idi...

O da rahmetli oldu.

xxx

Kullandığı otomobil Boğaz Köprüsünde yol kenarına yığılmış inşaat artıklarına çarptığı gece yine Ortaköy Ziya'daymış...

Gitarist Tarık Öcal, Şarkıcı Pepe ve Arda Uskan ile futbol ve müzik sohbeti yapmışlar.

O gece 12 Eylül darbesinin yıldönümü...

İçmek için sebep de varmış hani.

Tarık Öcal "içkiliydi ama sarhoş değildi kesinlikle" diyor.

Bir ara Nazım Hikmet'ten bir şiir okumuş:

"Hiçbirimiz ummazdık tabii ama ummamak bizim suçumuz"

Sonra demiş ki:

"İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar, işin özü bu kardeşim..."

xxx

Metin, eskisinden daha mutlu günler görmeyi ummuştu, göremediği için mutsuzdu.

Futbol dünyası onun bilgisinden birikiminden yararlanabilirdi.

Akıl edemediler.

İki metreden gol kaçıran futbolcuları görünce kıs kıs güler:

- Bunlar topa vururken kaleciye bakıyor, oysa ben direklerin içine bakarak vururdum,der,

hiçbir genç futbolcunun gelip kendisine bir şey sormadığından yakınırdı.

Umduğu günleri görememişti.

Ölümüne o yüzden "Kaza değil intihar" diyenler oldu.

Sonsuzluğa seyahati sır olarak kaldı.

.
.


Metin Oktay

.
.



.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org