Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Güler Sabancı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Sakıp Amcam'ın huyu bana geçti
01.11.2007
Okunma Sayısı : 8793
Oy Sayısı : 11
Değerlendirme : 4,09
Popülarite : 4,26
Verdiğiniz Puan :
 

 

Sakıp Amcam'ın huyu bana geçti
Güler Sabancı
.
.
Şelale Jadak hanımın benimle yaptığı ve Sabah gazetesinde yayınlanan söyleşimi sizlerle paylaşıyorum.
.
.

'Sakıp Amcam'ın huyu bana geçti'

Güler Hanım nasıl bir çocuktunuz? Örneğin okulda çalışkan bir öğrenci miydiniz? Disiplin cezası alır mıydınız?

GS: Çok aktif  ve aşırı hareketli bir çocukluğum vardı. Bununla ilgili çok hikayeler vardır ailede anlatılan. Ama ilkokulda hocaların da disipline uymuyor dedikleri tiplerden sayılabilirim. Ben Ankara TED Koleji'nde ortaokul ve lise eğitimimi aldım. O dönemde neredeyse, her yıl şubemi değiştirmek zorunda kalırlardı. Her yılın başında hemen hemen bir iki ay sonra sınıfta liderlik pozisyonuna geçerdi, beni sınıf mümessili gibi görevlere getirmekle özüm bulurlardı. Annem bu duruma çok üzülürdü.

Derslerle nasıldı aranız?

GS: Matematikle aram her zaman iyi oldu. Bir sorunum olmadı. Benim esas sorunum tarih dersiyle oldu. Ezber yapamadığım için tarih dersinden lisenin ikinci ve üçüncü sınıflarında sıkıntılarım oldu. Lise 2'de iki dersten ikmale kaldım. Bunlardan biri tarihti, diğeride tuvalette sigara içerken yakalandığım için Almanca dersiydi. Ama her ikisinden de çok yüksek notlar alarak geçtim.

O dönemde seçmek istediğiniz bir meslek var mıydı?

GS: Lise sonda ailede evleneler vardı ve dekorasyon, iç mimari konularına heveslendim ve iç mimari okumayı düşündüm.

İsteseydiniz olabilirdiniz. Ne oldu da fikriniz değişti?

GS: Yaşantımın sadece birkaç yılında böyle bir hayalim oldu. Rahmetli Hacı Ömer Dedem beni 3 yaşından itibaren fabrikalara götürmüştür. Oradan kalan bir sevgi ve şartlanma denilebilir, hep sanayide çalışmayı arzu ettim.

Hayatınızda Hacı Ömer Bey'in etkisi büyük olmuş anlaşılan…

GS: Babamla annem hayatımda önemliydi tabii. Ama esas rol modelim açıkçası Hacı Ömer Dedem oldu. Babam ilk çocuk olduğu için, annemle babam evlendiklerinde dedemlerle otururlarmış. Ben de öyle doğdum ve büyüdüm. Sonra annemle babam ayrıldı. Çocuktum ayrıldıklarında. Daha sonra da zaten babamı çok genç yaşta kaybettik. Beni dedem büyüttü diyebilirim. 12 yaşında da dedemi kaybettim. Ondan sonraki rol modelim babaannem oldu. Babaanneme de çok yakındım. Babaannem olağanüstü bir kadındı. Canlı, neşeli ve çok yapıcı bir kişilikti. Altı erkek çocuğu, gelinleri ve torunlarıyla benim belki de hayatta ilk 'yöneticilik' dersini aldığım kişi diyebiliriz.

Ya Sakıp Bey' onu nereye koydunuz yaşamınızda?

GS: Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek öğrenim yaptığım dönemde amcamın yanında da
 Part- tıme çalışma şansım oldu. O zamanlardan başlayan ilişkimiz, ki çocukluğumda da önemliydi benim için ama esas o noktadan sonra daha yakın olduk diyebilirirm . Demek ki, 18-19 yaşlarında başladı serüvenimiz. 49 yaşındaydım amcamı kaybettiğimde, yani 30 yıllık bir birlikteliğimiz oldu. Önceleri onun rehberliğinde, yönetiminde birlikte çalıştık. Son dönemlerde ise diyebilirim ki neredeyse proje ortaklığı yaptık. Özellikle vakıf ve üniversite projelerinde birlikte çok büyük coşkuyla çalıştık. Kendisi benim mentorum, patronum ve dostumdu. Ama onu kaybettikten sonra ondan ne kadar çok şey öğrendiğimi daha iyi anladım. Bugün geldiğim yerde Sakıp Amcamın çok büyük rolü var.

İş hayatında başarıyla ilerlemek, zamanı ve çağı yakalamak için ne yapmalı sizce?

GS: Ben sürekli eğitimden yanayım. Bir kere öğrenmenin sınırı yoktur. Şu anda yapılan istatistikler ve ölçümler var. Bugün, bir MBA diploması, neredeyse yedi sene içerisinde güncelliğini yitiriyor. Bu şunu gerektiriyor: daha çok eğitimden geçmemiz lazım. 5-7 yıl arasında yönetim bilimlerinde, işletme anlayışında, disiplinlerde değişimler oluyor. Dolayısıyla sürekli eğiitm yapmamız lazım. Ben üniversiteden çıkıp çalışma hayatıma başladım. Master yapmadım, ancak çalışma hayatım boyunca içinde bulunduğum organizasyonlarda sürekli kendimi geliştirme, kurslara gitme, üniversitelerde eğitim alma gibi faaliyetlerde bulundum ve devam ediyorum. Her yıl hiç değilse en az bir konferans veya seminere bilgi edinmek için katılmaya çalışıyorum. Bunun dışında yetkinliklerimi geliştirmeye çok önem veriyorum.

Yaklaşık 30 yıldır iş hayatındasınız ve geldiğiniz noktada, Türkiye'nin en büyük gruplarından birinin başkanısınız. Hiç 'benim daha başka bir şey öğrenmeme gerek yok ' hissine kapıldığınız oldu mu?

GS: Hayır, tam tersi. Hala zaman zaman yetişemeyeceğim diye bir hisse kapılıyorum. Dünyada öğrenilecek ne kadar çok şey var. Yaşanan ne kadar olay var. Daha yapacak ne kadar çok şey var.

Hiç aklınızdan başka bir yolda ilerlemek geçtimi? Yani iş hayatında aktif ve ciddi, yoğun ve yorucu bir kariyer Güler Sabancı kendisi mi istedi? Yoksa tesadüflermi getirdi?

GS: Babamı çok genç kaybetmiştim. Babam sanayi hayatında olamamıştı. Ama dedemin çocukluğumdan itibaren beni etkilemesi sonucu, amcalarımın  da destekleriyle iş hayatına, özellikle de sanayi tarafında başladım ve başarılı olmak istedim. Dolayısıyla da isteyerek  ve severek bu tercihi yaptım. Ancak yaşantımda daha ilerlediğim noktalarda bir  durup düşünme durumum da oldu. İlk değerlendirmemi iş hayatına başladıktan sonra 6-7 sene sonra yaptım. İkinci değerlendirmemi kariyerimin 15'inci yılında yaptım. Her seferinde, oturdum ve ciddi bir şekilde düşündüm.; böyle mi devam etmek istiyorum? Yanıtım  'evet' oldu. Yani bilinçli ve isteyerek devam ettim iş hayatıma. Herkese de kariyerlerinde ilerlerken zaman zaman durup, düşünüp, değerlendirme yapmlarını tavsiye ederim.

Sakıp Bey sizi yakından izler miydi?

GS: Beni, iş hayatındaki kariyerimi ve çalışmalarımı, Sakıp Amcama rapor ettiğim için asıl onun, ancak diğer amcalarımın da takip ettiğine inanıyorum. Kendi aralarında performans değerlendirmeleri  yaparlardı zaman zaman. Bu sadece bana özel bir durum değil, bütün üst yönetiminde çalışan, ilerleyen hereksi takip ederlerdi.

Sonuçta siz de bir Sabancı'ydınız. Hiç torpil geçildimi size?

GS: Hiçbir zaman bana torpil yapıldığı hissine kapılmadım. Amcalarımın hepsi  objektif ve başarılı iş insanlarıydı. İşi ve sonuçları doğru geğerlendirdiklerine ve her zaman güven duydum.

Sakıp Sabancı'dan neler öğrendiniz?

GS: Öğrendiklerim öyle sözlerle, kelimelerle kolay anlatılmaz ama zannediyorum en önemlisi, öncelikle hayatın kıymetini bilmeyi öğrendim, insanların kıymetini bilmekle öğrendim.  Yaptığım işi sevmeyi öğrendim. Ve sevilerek yapılan işin başarılı olduğunu öğrendim. Sakıp bey sürekli daha iyiyi aramayı bir yaşam biçimi olarak kabul etmişti. Her yaptığımız işten sonra 'elinize sağlık' derdi. Ama ondan sonra da 'bir dahaki sefere bunun daha iyi nasıl yapabiliriz' derdi. Ben bunu çok kuvvetli almışım. Arkadaşlarım bazen "Güler Hanım bir nefes alalım, başarının tadını çıkaralım" diyorlar, ama ben yine de dayanamıyorum, her iş bittikten sonra bir dahaki sefere daha iyi nasıl yaparız diyorum. Sakıp Bey önyargısız yaklaşırdı olaylara ve insanlara, ben de öyleyimdir. Kendimi açık tutarım ve bardağın hep dolu tarafını görmeye çalışırım.

Çok önemli bir ustanın yanında tecrübeler kazanarak iş hayatınızda yürüdünüz. Kamuoyu merak ediyor olabilir, sonuçta bu görevler bir bayrak yarışıdır, gün geldiğinde bayrağı teslim ettiğinizde nasıl anılmak istersiniz?

GS: Sakıp Bey, kurucuydu, patrondu, 38 sene başkanlık yaptı. Kendisi ve kardeşleri, Sabancı Grubu'nu buralara kadar getirdi. Bizim jenerasyonumuza, bana ve arkadaşlarıma düşen görev, Sabancı Grubu'nu gelecek 10-2-30 yıllara hazırlamaktır. Bu da Sabancı Holding'in her konuda ve her kesim için; müşteriler, çalışanlar, yatırımcılar, tedarikçiler açısından ve takdir edilen  ve dünya liginde beğenilen ve takdir edilen bir şirket olmasıdır. Dolayısıyla benim ve arkadaşlarımın hedefi bunu gerçekleştirmektir.

Yani bunu yaratan insan olarak mı anılmak istiyorsunuz?

GS: Bakın, iş hayatında hiçbirimiz mucit değiliz. Burada hep beraber bir ekip çalışması yapıyoruz. Ama roller var, sorumluluklar var. Herkesin bir rolü var oynaması gereken. Benim rolüm de başkanlık.

Toplumdaki kadınların örnek olacağı, cesaretle iş hayatına atılacağı bir rol model olduğunuzu düşünüyor musunuz?

GS: Bir rol model olarak, kendimi öyle görerek başlamadım iş hayatına. 'Çalışacağım ve kadınların gücünü göstereceğim' gibi bir iddiam olmadı. İş hayatına isteyerek, severek  başladım ve başarılı projeler gerçekleştiren bir sanayici olmak istedim. Üretimi, yaratmayı sevdim. Ama sonraki çalışmalarımda gördüm ki insanlar  beni rol model olarak kabul ediyor.

Siz aynı zamanda 'ilkleri' gerçekleştiren bir kadınsınız. TÜSİAD üyesi olan ve yönetime giren, bir üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olan ilk kadınsınız. Aynı zamanda Sabancı Ailesi'nin iş hayatına giren ilk kadın bireyisiniz. Bu size bir sorumluluk yüklüyor mu?

GS: Evet, doğrudur. Bu durum başarılı olmak için  ilave bir sorumluluk yaratıyor. Biz kadınlar, ister iş hayatında ister akademik hayatta, girişimcilikte veya sivil toplum örgütlerinde, ne yapıyorsak başarılı olmaya çalışmalıyız. İlk olmak gibi bir sorumluluğu olanların daha çok çalışması ve başarıyı araması lazım. Çünkü bizlerin başarısı arkadan gelenleri  de ilgilendiriyor. Bizden sonra başlayanlara karşı  ortamda  "pozitif önyargı" oluşmasının ve kapıların daha kolay açılmasını sağlamak için ilave bir sorumluluk söz konusu.

Yani şunu söylemek mümkün mü; ilk olanlar sadece bireysel başarıdan ziyade aynı zamanda bir misyon üstleniyor. Bir yolu aça aça gitmek zorundalar. Öyle mi?

GS: Bunu böyle düşünüyorsun yaşarken ve çalışırken, başlarken. Ama ister istemez bir misyonda beraberinde geliyor.  Örneğin, bizim isyaset hayatımızda biraz böyle oldu. Kadın başbakanımız çok başarılı olmayınca kadınlar biraz siyasetten uzaklaştı  gibi geliyor bana.

Dünyanın önemli ekonomi gazete ve dergilerinde listelere giren kadınlardan biri oldunuz. Bu durumu nasıl karşıladınız?

GS: Listelere girmenin hem kendi adıma, hem de Türk kadını adına önemli olduğuna inanıyorum. Ancak ben  "güçlü kadın" yerine "başarılı kadın" denmesini tercih ederim. Ben başarının gücüne inanıyorum.

Sinemaya gitmek, spor yapmak, dostlarla birlikte olmak, felekten bir gece çalmak ya da tatillere gitmek gibi istediğiniz ve dilediğiniz şeyleri yapabiliyor musunuz?

GS: Spor, hayatımda her zaman oldu. Gençliğimde tenis oynardım. Daha sonra uzun süre dans ettim ve jimnastik yaptım. Şimdi hem spor hem yoga yapıyorum. Dostlarımla birlikte olmak en büyük zenginliğim. Hayatımda kendimi şanslı gördüğüm konulardan birincisi ailem, ikincisi de dostlarımdır. Eğlenmeyi severim. Gerektiği yerde gerektiği şekilde eğlenmekten hoşlanırım. Ama şimdiki yaşantımda daha düzenli yaşamak durumundayım. Dolayısıyla, felekten bir gece çalmak, geç yatmak tabii ki zaman zaman oluyor, ancak daha sınırlı. Son beş yıldır muntazam tatil yapıyorum. Yaz ve kış başlarında birer hafta sağlık çiftliklerine, spalara gitmeyi severim. Son senelerde ise hobim olan şarap işiyle uğraşırken şarapla ilgili seyahatler de yapıyorum.

.
.
 

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org