|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
DON BOĞA AMİGO
18.07.2014 |
|
Okunma Sayısı : |
4626 |
|
|
Oy Sayısı : |
0 |
|
|
Değerlendirme : |
0 |
|
|
Popülarite : |
|
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
DON BOĞA AMİGO Halit Kıvanç
Madrid'de sıcak mı sıcak, sımsıcak bir günde.
Bu büyük kentin bir köşesindeki önemli bir binada, heybetli bir dostun karşısındayım.
Önce bana yer gösterdi.
Sonra da gayet nazik, "Buyurun oturun" dedi.
Ve elindeki kartvizitime bakarak devam etti:
- Buyurun Senyör Periodista Lokutor Don Halitos Kıvanços!
- Teşekkür ederim, sağolun Senyör Don Boğa Amigo.
- Beni görmek istemişsiniz.
Mutlu oldum.
Teşekkür ederim.
Ama ben böyle iddialı bir hayvan değilim.
Kendileri "insan" olarak kabul edilen ama gerçekte bizim en hayvan hayvanımızın bile yapamadığı hataları, kabalıkları tekrar eden sizin bazı insanoğullarının yanında.
Valla hayvan olduğumuza üzülmek şöyle dursun, utanmıyoruz bile.
Hatta hatta insan olmadığımıza şükrediyoruz.
- Haklısınız, sayın Boğa. Hakkınız var.
Ben sizlerle ilgili merakımı şöyle anlatabilirim:
Efendim ben bugüne kadar TV'de çok boğa güreşi izledim.
Bir kere de canlı olarak seyrettim.
Ancak merak ettiğim şu: boğa güreşçilerine , matadorlara ait bunca şey okuduğum halde, siz boğalara ait hiçbir şeyin yazılmayışı dikkatimi çekti.
Bu amaçla sizi rahatsız ettim.
Bu konuyu bizzat saygın bir boğadan dinlemek ve öğrenmek istedim.
Hemen söyleyeyim ki, sizi maçlarınızda çok azgın gördüğümüz halde, şu andaki sakin davranışınıza şaşırdığımı itiraf etmek isterim.
- Eeee, Sayın Halitos Kıvanços, o kadar da cilve yapalım artık.
Bizi maçta kızgın görmek insanoğlunun hoşuna gidiyor.
Bizi o hiddetli anımızda seyretmeyi seviyor sizinkiler.
Eeee biz de ne de olsa PROFESYONEL SPORCU değimliyiz?
Heyecanlanmış, kızmış gibi yaparak seyircimizi memnun ediyoruz.
- Neee? Yani siz sahiden kızmıyor musunuz? O hiddetiniz, şiddetiniz gerçek değil mi?
- Yok be Kıvanços Ağabeyim… Ekmek parası derdi.
- Yalnız o güreşlerde kılıç darbelerinden kurtulurken ekmek yerine şansınız da tehlikeye girmiyor mu?
- Ayyy siz bizim sahiden yaralandığımızı, hatta öldüğümüzü mü sanıyorsunuz?
- Tabii, elbette!
- Yok be Amigos Kıvanços.
Maç öncesi giydiğimiz kıyafetlerin ceplerine içi kırmızı mürekkep dolu minik torbalar iliştiriyorlar.
Güreş sırasında o torbalar patlayıp her taraf kırmızı olunca, siz insanoğlu seyirciler bizim sahiden yaralandığımızı sanıyorsunuz.
Yok canım , yapmayın!
Evde karısına, dairede müdürüne, işte patronuna, çarşıda satıcıya, takside şoföre, aybaşında ev sahibine, parlamentoda rakip partili politikacıya, futbol maçında hakeme kızan siz insanoğulları boğa güreşlerine bizi, evet biz boğaları alkışlamak için geliyor….
- Vay canına…
Hiç düşünmemiştim bunu.
Tahmin bile edemezdim.
Pekiii, şu ezeli ve ebedi kırmızı düşmanlığınız nereden geliyor?
- Aaa duymadınız mı hiç işin doğrusunu?
Bizim kırmızı renkle bir alışverişimiz, bir kavgamız yoktur ki…
Kırmızıya sinirlenen yaratık , inek'tir inek…
Hah işte boğalar da kırmızıya sinirlenmiş gibi gösterip bize "inek" diyorlar diye kızıyoruz.
Biz inek yerine konduğumuz için sinirlenip saldırıyoruz.
Bundan da boğa güreşi doğuyor.
Bizler de siz insanoğlunun organizasyonu sayesinde para pul kazanmış oluyoruz.
- Şahsen politik eğiliminizi sorabilir miyim?
- Ben ne insan, ne boğa, ne hayvan, hiçbir canlı yaratığın politika uğruna eğilmesine razı değilim.
Politika için eğilmek kim olursanız olun, hangi hayvan olursanız olun ayıptır bence.
Saygınlığa ihanettir. Ben saygıyı büyük ilkemiz kabul eden bir boğa olarak böyle düşünüyorum efendim.
- Yani politikadan hoşlanmıyorsunuz pek.
- Valla kızarmış patatesle bonfileyi politikaya tercih ederim.
- İzninizle merak ettiğim için sorabilir miyim: Evli misiniz?
- Hiç olur mu? Özgürlüğü kolay kolay feda edecek göz var mı bende? Bir boğayım ben… İzninizle…
- Hayır, şey… Boğaların boynuzu var da….
İnsanoğlu bu boynuzlar yüzünden, "Bana boynuzlu dedi" kavgaları yüzünden birbirini öldürüyor da…
- Yoooo, biz boğalar tedbirli yaratıklarız.
Sonradan boynuzlandığımızı söyleyip dedikodu kaynağı olmaktansa, çocukluktan taşırız boynuzları "vücudumuzun bir parçası" olarak.
Yaşarken dedikodu kaynağı olmaz masum boynuzlarımız.
- Çok affedersiniz ama sormak zorundayım.
Artık hemen her yerde her sporda "şike" suçlamaları aldı yürüdü.
Saygın bir boğa olarak siz spordaki bu dedikodulara nasıl bakıyorsunuz?
Şeyyy yani, ayıp olmazsa sorabilir miyim?
Sizin boğa güreşlerinde de ŞİKE falan sözleri geçer mi?
Kibar zarif ve güleryüzlü Boğa birden gülmeye başladı, sonra aynı güleryüzle konuştu:
- Bizim, dereceye girmek, kümeden düşmek, şampiyon olmak gibi dertlerimiz, sıkıntılarımız yok ki şikeden bahsedelim.
Sadece bir defa, bir matador benimle maç yaparken
- yani siz insanoğlunun deyimiyle maç yaparken
- kulağıma eğilmiş ve hafif bir sesle şöyle demiş,
"Tribünde çok değer verdiğim, yakında evleneceğim sevgilim var, onun için bana sert girme ne olur!" diye adeta yalvarmıştı.
Ben de sporcu dostluğu uğruna mahsustan yanlış hamleler yapıp dayak yer gibi görünmüştüm.
Sonra o maçta ona mahsus yenildiğim için telefonla bana teşekkür etmişti.
- Pekiii, maç dışında bir matadorla dövüştüğünüz oldu mu?
- Asla! Biz insan değiliz ki olur olmaz her şeyi mesele yapıp kavga edelim.
Biz şerefli hayvanlarız, bizler birer boğayız.
- Ya doping? Yaptınız mı ara sıra?
- Ne münasebet ! bize kuvvetlenmemiz için ilave ilaç verilmez ki, kuvvetten düşelim diye verilir.
Zayıflama ilacı verirler.
Hemen rakibimizi yenmeyelim, maçlar çabuk bitmesin diye.
- Türkiye'de sizi misafir etmek istesem?
- İnsanlarınızı çok severiz ama…
Bizi affedin! Sizin memlekete gelmeyi pek düşünmeyiz.
- Neden? Niçin?
- Valla sizdeki trafik bizdeki boğa güreşlerinden çok daha tehlikeliymiş diye duyuyoruz hep.
Korkarız gelmekten, karşıdan karşıya geçilmiyormuş sizin memlekette.
- Peki sigarayla içkiyle aranız nasıl?
- Boğayız, hayvanız dediysek sigaradan kafası işleyen bir insanın uzak durması gerektiğini biz bile biliyoruz.
Hayvan mayvanız ama sigaranın en büyük katil olduğunu, hem de çok iyi biliyoruz.
- Sinema ile aranız…
- Üst üste üç büyük matadoru devirdiğim maçlardan sonra teklif almıştım film çevirmek için, fakat parada anlaşamamıştık.
Şimdi de başka bir firma ile görüşüyorum. Bu sefer olacak gibi.
- Nasıl bir film?
- Film önemli değil. Birlikte oynayacağım bayan artistlere göre seçeceğim oynayacağım filmi.
- Çok çok teşekkürler…
- İstanbul'da trafik düzelince beni arayın da geleyim…
- Hangi tiplerden hoşlandığınızı söyleyin de daha şimdiden bizde de dedikodunuz çıksın. Konuğu olduğum ünlü güreşçi boğa dostum omzumu sıvazladı?
- Bizim tipimiz belli: KIRMIZI bir şey giymiş olan her güzel kız…
-
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|