Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

HALİT KIVANÇ Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

BİLDİKLERİMİZ, GÖRDÜKLERİMİZ, DUYDUKLARIMIZ
17.10.2006
Okunma Sayısı : 9850
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 3,83
Popülarite : 2,98
Verdiğiniz Puan :
 

 

BİLDİKLERİMİZ, GÖRDÜKLERİMİZ, DUYDUKLARIMIZ
Televizyon Anılarım 

O sırada çalıştığım Tercüman gazetesindeki odamda daktilo başındayım.Bugünün gençlerine anlatmak kolay olmasa gerek…Koca matbanın her odasından takır tukur daktilo sesi geliyor.(O zamanlar öyleydi.Gündüz o gürültü içinde yazı yazar, gece de bir lokale gider, hafif hafif çalan bir piyano eşliğinde arkadaşlarla yemek yerdik.Sonrasında da bir slow parça çalan orkestranın yumuşak müziğiyle dans ederdik. Eee şimdi bunun keyfini gündüzleri çıtı çıkmayan bilgisayar başında çalışan , ama gece de volümü sonuna kadar açık bir müzik eşliğinde oturdukları ya da oturmaları için konmuş sandalyelerin üstünde zıplayan gençlere anlatmaya kalkın!....) Birden çalan telefona uzandım;

“Buyurun…”

“Halit Kıvanç’la mı görüşüyorum?”

“Evet, benim.Buyurun…”

“Efendim, ben Ankara Televizyonu’ndan Mehtap Uyguner…
Sizi Televizyon Başkanımız Mahmut Tali Öngören adına arıyorum.Mahmut Bey’le dostluğunuz var.”

“Tabii…Hem çok sevdiğim, hem de çok  saydığım dostlarımın ilk sırasında gelir.TRT-TV’nin başında…”

“Ben de o amaçla aradım sizi…TRT-TV’nin ilk yarışmasını hazırlıyoruz.Ben yapımcısıyım programın….Yönetmeni de Göker Müftüoğlu arkadaşımız…Bu yarışmayı sizin sunmanızı istiyoruz.Mahmut Tali Bey bu isteğimizi iletmemi istediği için…”

Doğrusu o gün Mehtap Uyguner’e neler söylediğimi tam anımsayamıyorum.Ama böylesi bir önerinin benim için sadece onur değil, aynı zamanda mutluluk kaynağı olduğunu anlatan sözler söylediğime eminin.Çünkü gerçekten çok sevinmiştim.Mahmut Tali’ye yürekten selamlarımı göndermiştim.Bu olay benim için biçilmiş kaftan gibi gelmişti.Sanki yıllardır bu anı bekliyormuşum mutluluğu içinde, neredeyse hemen eve koşacak, valizimi kaptığım gibi Anlara yollarına düşecektim.

“Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız” gibi uzun bir ismi olan bu yarışma, bir bakıma benim TV’de sunduğum ilk yarışma olmayacaktı.Daha önce İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Deneme TV’sinde (İTÜ_TV’de) “Liselerarası Bilgi Yarışması’nın Talih Kuşu’nun ve mini-Gol” spor yarışmasının sunuculuğunu yapmıştım.Tabii olaya resmi gözle bakarsak TRT-TV’nin  “Türkiye’nin ilk televizyon kanalı” olduğu tarihsel gerçeğinden yola çıkarsak, “Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız” da “Türk TV Tarihi’nin ilk yarışması’ydı.Bu yarışma, aynı zamanda “TV tarihimizin en uzun süren ilk programı olma onuruda taşıyacaktı.Önce “50.kez TV’de yayınlanan program” olma rekorunu elde edecek, sonra da tam beş yıl sürme rekoruna ulaşacaktı.

1969’da başlayan “Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız”, 1973 yılında ekrandan ayrılmış, böylece beş yıl aralıksız sürme başarısını TV tarihimize yazdırmıştır.

Yarışmanın ismi uzundu ama süresi normaldi.Genelde 45 dakika sürer, ancak eşitlik durumunda bir de final aşamasında, ödül töreniyle süre 5-10 dakika daha uzardı.İki haftada bir ekrana gelerek seyirci karşısına çıkan  “Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız” yarışmasının adı da garip bir rekorun sahibi olmuştu. “Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız,” “Gördüklerimiz, Duyduklarımız, Bildiklerimiz,”
 “Duyduklarımız, Gördüklerimiz, Bildiklerimiz.” Halkın çoğu ismi kısaltıp “Bildiklerimiz Yarışması” derdi.Bir kısmı ise başka türlü bir kısaltmayı  tercih ederdi: “Bildik, Gördük Yarışması…” Gazetelerde  bu kısaltmalara uyardı. “Bildiklerimiz Yarışması..” “Bildik, Gördük, Duyduk Yarışması…”

O yılların önder magazin dergisi Hey’de 1973’te yayınlanan bir yazıda “TV’nin en uzun ömürlü programı olmasına rağmen seyircilerin çoğunun adını doğru söyleyemediği  Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız yarışmasına bir çok kişi de “Halit Kıvanç’ın Programı  demeyi tercih ediyor.Amam bu deyim, yarışmanın sunucusunu üzüyor.İşte Halit Kıvanç’ın bu konuda dergimize söyledikleri: ‘inanın yürekten söylüyorum.Böyle denmesi, ilk bakışta hoşa gidebilir.Ama biraz derin düşününce, programa emeğe geçen arkadaşlarıma karşı çok mahcup oluyorum.Kaç kişi hazırlıyor yarışmayı.

Titiz bir şekilde hata yapmadan soruları hazırlayanlar, çekimde saatlerce ayakta görev yapıp yorulanlar, kameramanlar, ışıkçılar, sesçiler, yapımcılar, yönetmenler, resim seçiciler, stüdyo yönetmenleri, büyük emekle program dekorunu hazırlayanlar, sunucuyu ve konukları güzel görüntüye hazırlayan makyajcılar, kuaförler…Farkındasınız, ne kadar çok meslek, ne kadar çok kişi sayıyorum.Programı  bu kalabalık kadro hazırlıyor.Sunucu ise.Yani ben ise programın vitriniyim.Başka bir benzetme ile, futbol takımıyız, diyelim.Arkadaşlarım takımın on elemanı…kimi kaleci, kimi libero, kimi açık oyuncusu ben ise santforum…

İlerde bekliyorum.Herkes topu bana atıyor.Ben de golleri atıyorum.Bu takımın ismi benim ismim olur mu? Halit Kıvanç böyle diyor.Ama ne var ki, seyircinin bir kısmı yine de Bildiklerimiz, Gördüklerimiz, Duyduklarımız yarışmasına ‘Halit Kıvanç’ın Programı.’ Demeye devam edecekler.Çünkü Dünyanın TV’cilikte ileri ülkelerinde, örneğin  Amerika’da bazı programların özel adı olduğu halde, sunucunun adıyla anıldığı görülüyor.”

(Not: Sonraki yıllarda gerçekten programların pek çoğu sunucusunun adıyla anılacaktı).

TV’mizin bu ilk yarışmasına mektupla başvurulurdu.Bilgisayar çağının ancak ufukta göründüğü yıllarda başka çare de yoktu. Telefonla şehirlerarası konuşmalar için bile  bazen saatlerce beklenildiği zamanlardı onlar… Yarışmacı adayı, bir form doldurur  bir fotoğrafını başvurusuna eklerdi.TV seçicilerinin  elerlindeki  başvuru formlarına bakarak iyi yarışmacıları seçmeleri bu yolla nispeten kolay olurdu.Telefonu çevirenin, “Hastam var, kocam işsiz, noolur Mehmet Ali Bey,” diye yalvarma dönemi, o zamanlar da daha meydanda değil, görünürlerde bile yoktu.Sonraki yıllarda bir yarışmada büyük ödül kazanan genç bir kız yarışmacının, programda görevli bir TV’cinin akrabası olduğu öğrenilince  ödülü verilmeyecek, iş mahkemeye kadar gidecekti.

TV tarihimizin bu ilk yarışmasında başlangıçta ödüller, daha ziyade sembolikti.Plaket, kupa, gümüş tabak gibi…Sonraları kocaman bir televizyon alıcısı çıktı ortaya…”Ooooo yarışmayı kazanan TV alıyor,” haberi gündemin doruğuna oturdu.Bu arada yarışmada sorduğum sorular da, halktan değişik tepkiler alıyordu .Kimine göre çok “zor” du sorular.Kimi için ise aynı sorular çok “kolay”dı . Bir gazetede o günlerde benimle yaptığı röportajda ilginç bir soru yöneltmişti: “Yarışmada sorduğunuz soruları, siz olsaydınız bilir miydiniz?”

İtiraf edeyim o yarışmada beş yıl boyunca sorduğum sorular içinde bilemeyeceğim sorular vardı.Böylece o yarışma sayesinde televizyonculuğum gelişti, gazeteciliğimin önüne geçen bu ikinci mesleğim  ağır bastı.Soruları sorup yarışmacıların bilmesini isterken kendim de öğreniyordum bilmediklerimi… Bu yarışma aynı zamanda benim ansiklopedilere, bilgi veren kitaplara olan ilgimi  inanılmayacak kadar arttırdığı için, daima teşekkürle andığım bir olaydır.O günlerde bana  “yarışmacı olsaydım, kaçıncı tura gidebileceğimi,” soran bir  dergiye verdiğim yanıtı hiç unutmam.Aynen şöyle demiştim: “Ben mi? Ancak yarı finale, o da belki çıkardım.”

TV’nin ilk yarışmasından söz ederken, unutamadığım sahnelerden biride, yarışmanın  başlamasından önce yarışmacıların ellerinde koca koca kitaplarla, sayfa sayfa notlarla, okulda sınav kapısında bekleyen öğrencileri anımsatan  görüntüleriydi.Ya da yarışmadan sonra “Ah, o kadar iyi çalışmıştım ki, coğrafyadan Afrika’nın çıkacağını hiç beklemiyordum,” diye yakınmaları…

“Bildiklerimiz , Gördüklerimiz, Duyduklarımız” yarışmasının yapımcısı Mehtap Uyguner ve yönetmeni Göker Müftüoğlu ile yıllar süren çok güzel işbirliğimizi de daima mutlulukla hatırlarım.Göker, TV’nin o ilk yılaraında çok şeyi çabuk öğrenmiş  değerli bir yönetmendi .Gayet sakin, telaşsız, sunucuyu da rahatlatan bir TV’ci …Mehtap ise kültürlü, anlayışlı, iyi eğitim görmüş, her yönden sunucunun işini mükemmel başarmasını sağlayan bir yapımcı…Yarışmaların bana kazandırdığı dostlardı bu programda birlikte çalıştığım arkadaşlar…

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org