Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TV 8 Söyleşi Yaşar Nuri Öztürk
18.08.2011
Okunma Sayısı : 13528
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 


TV 8 Söyleşi Yaşar Nuri Öztürk

.
.

 izlemek için   
.
.
.
TV 8 Söyleşi Yaşar Nuri Öztürk

Deşifresi

TV8: Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bu akşam ki konuğumuz. Hoş geldiniz Yaşar Bey, Nasılsınız?

YNÖ: Sağ olun, Siz nasılsınız?

TV8: Çok teşekkür ederim. Çok fit görünüyorsunuz, uzun zamandır  televizyonlarsa sizi görmüyorduk. Neler yapıyorsunuz?

YNÖ: İşimi yapıyorum. Okumak, yazmak düşünmek, düşündürmek.

TV8: Son kitabınız Maun Suresi  Bize de gönderdiniz çok teşekkür ediyoruz. Bir yaşam felsefesi niteliğinde oluşturmuşsunuz. Birazdan bunları konuşacağız ama Türkiye gündemi biliyorsunuz hiç durmuyor.

Her hafta başka bir gelişme ve keşke çok olumlu gelişmeler olsa. Önce isterseniz haberimizi izleyelim.Az önce başlarken  demiştik ki 13 şehidimizi kaybettik diye. Meclisten de ortak tepki geldi. İlk önce onu izleyelim. Konuğumuz ile konuşacağız.

Ne düşünüyorsunuz , izde eski bir siyasetçi olarak hem ortak hareket etme kararı hem de bu yaşanan acı gelişme ile ilişkili.

YNÖ: Ben aktif siyasette değilim ama yetişme zeminim hukuk , felsefe ve ilahiyat olduğu için hepsi insanla ilgili. Ülkemin ve dünyanın meseleleri ile branşım itibari ile ilgilenmek zorundayım. O bakımdan siyasetin hiçbir zaman dışında olmadım. Siyasetin içinde olmadığım zamanda beni siyasetin içinde olmak ile itham ederlerdi yazılarım yüzünden.

Ama şimdi siyasetten ayrıldım ben. Siyasi değerlendirmeler yapmak istemiyorum. O kutuyu açmak istemiyorum ben. O kutuyu şifrelerle o kutunun içindekileri söylemek istiyorum. Bu kitaplarda o şifreler, o kodlar vardır. Onu ehli olan oradan çıkarır anlar.

TV8: İnsani olarak değerlendirirseniz

YNÖ: Onun için kutunun içine girmem. Neden girmem biliyor musunuz? Şimdi ben girer de konuşursam Türkiye'nin altı üstüne gelir. Benim fikir hayatımın geriye doğru seyrine bakarsanız 30 yıl gibi bir zaman,  bugünlerde herkes öyle diyordan farklı bir şey olduğu görülür. Kaldı ki kitaplarda yaptığımızda az sarsıntı yaratmıyor.

Gelelim şehitler meselesine, kutunun  dışından birkaç şey söyleyeyim. Şehitler, Allah mekanlarını cennet etsin. Onlara bu ülkenin şükran ve minnet borcu  var. İnsallah bedduaları bu milleti çarpmaz, bu millet belasını bulmaz. Onlar toprağa gidiyor ama bunun bir akıbeti, bir sonucu olacak.

Allah , ocaklarına çoluk çocuklarına, ana babalarına sabır versin. Söylenecek bu. Terör bunları götürüyor. Terörle nasıl mücadele ediliyor, bu şehitlerin bize ilk hatırlattığı bu terör ne olacak? 30 yılı aşkın bir zaman Türkiye'nin canını yakıyor bu. Ufukta ne görünüyor? Nasıl olacak bu iş? Bizim bunlar siyasette enine boyuna çok konuştuğumuz ve bugün bunların icap edenleri söylediğiniz zaman  sarsıntı çıkar. İdareyi kelam ederseniz bir şey olmaz. Ben sadece vatandaş olarak üzüntümü söylüyorum. Ama Türkiye terör ile mücadeleyi bu şekilde bir sonuca götüremez.

Türk ordusu adeta telif edildi. Bu ordu ile terör ile mücadelesi verilmez. Telif edilmiş bir ordu görünümü arz ediyor. Kuzey Irak'ta başına çuval geçildiği günden beri, bunlar tesadüfi hadiseler değil. Bugün getirildikleri yere bakın. Türk ordusunun mahruz kaldıklarına bakın.

Amerika'nın eski Dışişleri Bakanı'nın bir sözü vardı: "Türkiye'nin en büyük , en değerli ihraç malı ordusudur." Nato içinde de böyle dünyada da böyle. Bu en değerli varlık ne hale geldi? Bunu bir defa görmek lazım. Bunu batı ile birlikte birileri organize bir biçimde bu hale getirdiler.

TV8: Siz az önce dediniz ki daha insani taraftan ben yaklaşmaya çalışıyorum şöyle ki; "Umarım onların bedduasını almazlar." dediniz.İlminize istinaden şehitlik mertebesi bu durumlarda ne olur dinimizce.

YNÖ: Dinimiz şehitliği peygamberlikten sonra en yüksek mertebelerden biri. Birisi ilim mertebesidir, birisi şehitlik mertebesidir. Çünkü ikisi de varlığını, hayatını insanlık için ortaya koymak demektir.

Bilim adamının da yaptığı budur, şehidin yaptığı da budur. Şehitlerin bizden ilahet beklemeye ihtiyaçları yok. Akif diyor ya: "Seni edebiyetler edemez istiap . Ben sana ne diyeceğim? Güneşi indirip üstüne örtü diye örtsem o bile kafi değil sana ."

Şehidin ödülünü Cenabı-ı Hak verecektir. Bizim ona vereceğimiz bir şey  yok. Bizim ona vereceğimiz sadece gıpta ederiz. Şükranlarımızı ifade ederiz. Dini açısı bu. Ne yapacaksınız dini açısını. Dini açısını Allah'a bırakın. Çocukları ne olacak? Ülkenin bu evlatları habire toprağa düşüyorlar. Liste durmadan kabarıyor. Bunun akıbeti ne olacak? Bunun hesabını yapmak lazım. Şehidin gideceği yer cennet bellidir.

TV8: Siz çözümde barıştan yana mısınız? Çözüm olması için, artık kimseyi kaybetmemek için nasıl bir çözüm olmalı?

YNÖ: Devlet çözüm getirir. Türkiye'de devlet kalmadı. Devlet olursa devlet getirir. Ben devlet adamlığını bilen bir adamım çünkü eğitimin hukuktur, felsefedir. Bir defa teorisini çok iyi bilirim.

Siyasette de deneyimim var. Türkiye'de devlet kalmadı. Devlet adamı zaten yoktu.

Ben 30 senedir "Türkiye'de siyasetçi var ama devlet adamı yoktur" diyorum. İstisnalar var. İstisnalar kaideyi bozmuyor. Dolayısıyla nasıl çözülür? Diye lak lak edeceğim de ne işe yarayacak. Hiçbir terör çözülmez değildir. Devlet iradesi vardır. Zaten devleti de o irade oluşturuyor. Devlet dediğinizde o iradeyi temsil eden canlı şahıslardan ibarettir.

TV8: Dün akşamda açık havada bir konser vardı. Aynur  Doğan'ın ve bir grup halinde verilen bir konserdi. Aynur Doğan'ın kürtçe şarkı söylemesi üzerine de ciddi protestolar başladı. Haberimizi izleyelim, onu soracağım.

Haberimizi izlediniz, ben bunu sormak istiyorum ; hakikaten Aynur Doğan'ın açıklamasında yan yana oturup konser  izleyemeyecek kadar gerilimi yansıtmak , bu noktaya getirmek , bizim günlük hayatımıza da yansıması  sadece devleti suçlamak değil herhalde. Nasıl oluyor bu? Siz bu protestoyu nasıl değerlendiriyor musunuz? Dün de gazetelerde Türkiye 90'lı yıllara çekilmeye çalışılıyor deniliyor. Siz böyle mi görüyorsunuz resmi.

YNÖ: Cenap Şehabettin'in bir sözü var: "Sağanak altında gülen kim, ağlayan kim anlayamazsınız." 

Bir müsibet sağanağı Türkiye'de kol geziyor. Gülen kim? Ağlayan kim belli değil.

Siz zamanında insanlara ana dilleri ile kendilerini ifade etme imkanı vermediniz. Türkiye'de herkesin anadili ile istediği gibi iletişim kurmasını, konuşmasını ve ibadet etmesini ilk defa bu ülkede gündeme getiren ve birçok insanın sataşmasına maruz kalan benim. Ben çok önceden bunları gündeme getirdim. Bunun esası herkesin ana dilinde ibadet etmesidir. Onu getirmediniz mi hiçbirisi yerine oturmaz. Temel nokta, musluğun başı oradır.

Kürt vatandaşlarımız açık arazide kürtçe  ezan okuyup namaz kıldılar diye kıyamet kopardılar. Niye? Kendi dinleri, islamiyet onlara o hakkı veriyor. Biz bunu söyledik en başta diyanet karşı çıktı. Bunları kitaplaştırdım ben. Şimdi dincilerden bir tanesi o açık arazide namaz üzerine gazetesinde hezeyan kustu. Ne diyor biliyor musunuz? "Bu da nereden çıktı? 28 Şubat tekvasına mı uyuyor bunlarda ana dilinde ibadet diyorlar." Bu birde müslüman geçiniyor, haşa müslümanlıkta.

Bu ülkenin dinde baş hanefiliktir. İmamı Azam'ın meshebi. Bundan 1370 kusur sene önce ilk defa müslümanların ana dili ile ibadet edebileceklerini , Kuran'ın herhangi bir dilde tercümesi ile namazlarını kılabileceklerini fetvaya bağlayan İmam'ı Azamdır. Şimdi İmam-ı Azam'dan bahseden yok.

Adam diyor ki "Bu 28 Şubat fetvasıdır, Kürtler buna mı uyuyorlar" diyor. Tam bir namuzsuzluk faciası. İslam tarihini inkar ediyor, fıkıh tarihini inkar ediyor, İmam-ı Azam'ı inkar ediyor. Hepsini tersine çeviriyor ve bugün getiriyor diyor ki "Hiç kimse Arapça dışında bir dil ile Tanrısı'na yakaramaz."  Böyle bir alçaklık olabilir mi? Böyle bir insan ihlali  olabilir mi? Böyle dinsizlik olabilir mi?

Ben size İmam-ı Azam'dan bahsediyorum. Öldüğü tarih 767. Ve islamın en büyük fıkıh meshebinin ve bu ülkenin yüzde 90'nının bağlı olduğu meshebin öncüsü , kurucusu . Bunların hepsini yok sayıyor adam.

Böyle bir aydın geçinenler kadrosunda, böyle bir anlayışıyla, böyle bir siyaset anlayışıyla Türkiye karşı karşıya. Orada kadın şarkı söylemiş. Böyle bir hale getirilmiş bir halk bunu yapar tabii. Çıkacaktı yıllar önce Türkiye'nin diyaneti diyecekti ki  

TV8: 90'lardan öncemi.

YNÖ: Çok önceleri. Cumhuriyetin ilk yıllarında söylenecekti. Atatürk'ü yanlış bilgilendirdiler. Atatürk gitti ezandan işe başladı. Atatürk devlet adamı, siyasetçi, askerdi. Yanındakilerden bir tanesi ona demedi mi? "Paşam, siz bu işte atmayın kendinizi ortaya . Bu işte bu ülkenin baş mezhebinin kurucusu olan İmam-ı Azama bunu çözmüştür. Siz İmam|-ı azam bilgilerini gündem  yapın , halkı bunlarla bir defa bilgilendirin, hazırlayın, ezan parola tercüme etmekle uğraşmayın.  

Kuran'ı tercüme edin ve Kuran'ın Arapçasını okuyamayanların kendi dillerindeki tercümeleri ile namaz kılmaya imkan verin." Söylemediler, bilgilendirmediler ve Atatürk aklı ile meseleyi kavrıyor ama meseleyi ilim tarafını bilmediği için maalesef başta bir hata yaptı.

Şimdi onu parmağına dolamışlar İmam'- Azam'ı inkar ediyorlar . Şimdi kürt ne yapacak.? Ben kürtlerin dibine kadar hakları olduğunu düşünüyorum yanındayım. Türküsünü de söyleyecek, ibadetini de yapacak.

Bir insanın  , babasının oğlunun kardeşinin cenazesinde içinde geldiği gibi , bildiği dilde ağıt yakmasını, dua etmesini nasıl önlüyorsun. Böyle bir insanlık dramı olabilir mi? Türkiye'nin 2 katrilyon parasını alan diyaneti de buna öncülük yaptırttılar.

O diyanet yediği paraların hesabını bakalım nasıl ödeyecek? Çünkü temsil ettiği şemsiyenin altında temsil ettiği değerler ardına 24 saat yalan söylüyor. "Ana dilde ibadet olmaz, Arapça biliyorsan ibadet yap" külliyen yalandır. İslamın hiçbir mezhebinin böyle anlayışı yoktur.

TV8: Yaz günlüğü devam ediyor, herkese iyi geceler. Televizyonlarını yeni açanlar için konuğumuz Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk. İlk bölümde biraz Türkiye gündemindeki konuştuğumuz konuları değerlendirdik. 

Biraz futbol, şike meselelerinden bahsedelim. Hangi takımı tutuyorsunuz?

YNÖ: Doğal olarak Trabzon spor ama Milli Takım . Ben Trabzon Sporun  kurulmadan oranın lisansı ile judo yaptım. Trabzonluyum.

TV8: Sizin siyah kuşağınızda var değil mi?

YNÖ: Var.

TV8: Yayında tedirgin oturuyorum. Şaka yapıyorum. Gelen mesajlardan eski resimlerinize baktıklarında sizi daha fit buluyorlarmış. Daha bronz. Hayırdır hocamda bir şey mi var diyorlar?

YNÖ: Eski rahatlığı yok hocanın. Boşandıktan sonra işe el koymak zorunda kaldım. Çünkü kendi işimi kendim kotaracağım. Hem gıda disiplini , hem spora daha ağırlık verdim. Bunlar mecburiyetten.

TV8: Kendi işimi kendim görüyorum, koşturuyorum , bundan dolayı mı zayıfladım diyorsunuz?

YNÖ: Zayıfladım derken, böyle öyle çok kilo almadım en fazla 2-3 kilo ama şu sıra daha dikkatliyim herhalde 3 kilo verdim.

TV8: Evlilik mi daha güzeldi? Bekarlık mı daha güzel?

YNÖ: İkiside güzel. Evlilik hayatın parçası, bekarlıkta hayatın bir parçası.

TV8: Ufukta yeni bir evlilik var mı?

YNÖ: Aşık olursam olur.

TV8: Var mı öyle bir ihtimal? Yani şuanda aşık mısınız?

YNÖ: Aşk dediğin bakkaldan alınmıyor ki. Kolay mı?

TV8: 2010 yılında boşandınız değil mi? Biraz da olaylı bir boşanmaydı .

YNÖ: Olay , sizin basının büyütmesi. Bir yanlış anlama, bir dedikodu ve onun üzerinede nasip buymuş.

TV8: Bir konumuz daha var, izleyelim bandımızı. En çarpıcısı herhalde "İmamın bir kısmını dağıtırsan olur" demesi. Olaya legallik  katar gibi. Nasıl böyle bir şey söyleyebilirler. Fetvamı denilir buna?

YNÖ: Bunlarla niye uğraşıyoruz.Önümüzde maun süresi var. Maun kamu hakkı demek. Kanu haklarına musallat olanların dini kitabı olmaz. Bunlar namazlı niyazlı da olsalar melundurlar  .diyor Kuran. 400 sayfa açılımını verdim ben  tarih içinde ve Türkiye'de ve dünyada. Dünyada da maun ihlalleri var. Kuran sadece Türkiye'ye hitap etmiyor.

Türkiye talan ediliyor içeriden dışarıdan . İmamın şike ile iglili fetvası falan bunlar uyuşturucu işlevi yapıyorlar. Esas meseleleri saklamak için bunlarla uğraşıyoruz. Paraların bir tanesi Türkiye'de 500 milyar  dolar borcun altına Türkiye nasıl girdi? Türkiye talan edildi. Yıllardır talan ediliyor. Şimdi buna dışarıdan talanda legal biçimde eklediler. Allah akibetimizi hayır etsin.

TV8: Olay sadece bir imam meselesi değil diyorsunuz. Sizin son kitabınızda "Maun Suresi"  parantez içinde "Din maskeli zulme Tanrı'nın vuruşu" diye çok detay ve sorulardan bahsediyor aynı zamanda.

YŞÖ: Maun suresi 3 satır  ama öyle mesajlar getirmiş ki . Bu kitap herkes okuyabilsin  diye aspirin gibi , Türkiye'nin reçete kitaplarından biri.

TV8: Yaşam felsevesi ve bazı  konularda el kitabı niteliğinde bunu yazmışsınız.  Ne düşünmeli bunu okuyan veya ne bulmalı?

YNÖ: Bunu okursa dinin nasıl bizim aleyhimize kullanıldığını , dindar ile dincinin farkını anlar ki Türkiye 'de en çok muhtaç olduğumuz budur. Bir dindar insan vardır hakikaten yaratıcının iradesine uygun, onun hoşlutluğunu kazanmak için hayatında bütün güzellikleri,  bütün iyilikleri  sıralar.

Yine dinci  vardır, maun süresi bu dinciyi tanıtıyor bize. Bir kitap .düşünün temel ibadetlerinden biri namazdır. O da yalandır. Birinci ibadet okumaktır. Namaz kılmak  ile okumak arasında tercih yapacaksa okumayı tercih etsin. Ama namazda temel ibadetlerden birisidir.

Bu namazı kılmayanlara Kuran ne onları tehdit ediyor, ne lanet ediyor  sadece uyarıyor..  Ama namazı kılıpta bunu çıkarlarına , ik yüzlülüğüne hele hele halka aldadıp haraç .yapanları lanetliyor.  Kuran böyle bir kitap , Maun da öyle bir  suredir

Gayet açık, net bir şekilde söylüyorum ; toplumun haklarına, kamunun haklarına net bir biçimde doğrudan veya dolaylı  el uzatanlar, musallat olanlar dinsizidr. Bunlar isterse akşama kadar namaz kılsınlar.  

Siz bunun Kuranda olduğunu biliyor musunuz? Diyanet bunu anlatıyor mu?  50 metrede bir camii yapacaksınız. Bununla nereye gideceksiniz. Türkiye'de camii sayısı arttıkça hırsızlık , yolsuzluk artıyor. Demek ki iş başka bir iş. Nedir başka bir iş? İş insan olmak ve hakka saygı işidir. O namazlar, niyazlar hepsinin hedefi bu. Kamunun hakkına, insanların hakkına el uzatmışsan senin dinin imanın yok, seni ben dinsiz sayıyorum.

İslam fıkıh başkalarının hakkını yiyenleri domuz gibi görür. Hükmen domuz sizi din ilan ediyor. Siz kendinizi din avukatı, Allah'ın sevgili kulu, cennetlik ilan etmekle nereye varacağınızı düşünüyor musunuz?

Maun Suresi bunları deşifre eden bir suredir. Örtülü dinsizliği deşifre ediyor. Örtülü imansızlığı deşifre ediyor. Allah düşmanlığını deşifre ediyor. Hazreti Peygamber  diyor ki "Bir insan dinini, ibadetini, insanları aldatmak için, riyakarlık için kullanıyorsa bu Allah düşmanıdır."

Namaz kılmayan günahkar, boynunu büker, ben yapamadım acizim , yapmam gerekirdi yapamadım der .  Peki bu hükmü domuzlar, Allah'a düşman olarak kabul edilenler ne olacak?"

TV8: Kitapta çok ilginç bir başlıkta var. Namaz Kapitalizmi meşrulaştırır mı? Diye

YNÖ: Meşrulaştırır mı? Namaz  hükmü domuzluğu ortadan kaldırmıyor ki. Kapitalizmi meşrulaştırsın. Kuran-ı Kerim diyor ki "İhtiyacınızın dışında kalanı eğer muhtaç olan başkaları varsa verin." Peki siz ne yapıyorsunuz? Siz alın terine ve emeğe saygıyı dinleştirdiniz mi? Onun temel amaçlarından birisi budur. Emeğe, alın terine saygının kurallaşması, hayat standardı haline gelmesi , güdücü ve  belirleyici olması. Var mı?

Deniz Feneri talanlarının  olduğu bir ülkede Kuran'ın bu ideallerinden söz edebilir siniz? Bunları yapacaksınız sonrada bol salatu selam getirerek halkı ekranlarda aldatıp soymaya devam edeceksiniz. Bir hesap yaptım son 30 yılda camiden hareket edilerek, namaz kullanılarak Türk milletinin yurtiçinde ve yurtdışında sırtından soyulan, çalılan para Türkiye bütçesinin iki katına yakındır.

Böyle bir ülkede 100 metreye değil, 10 metreye bir cami yapsanız Allah'ı kandıramazsınız. İşte Türkiye'nin hali. Türkiye, Türk milleti Allah'ın bu güzel dinine bu ihaneti yaptığı için belasını bulacaktır. Türk milletinin faturası kesilmiş. Bunu kimse geri çeviremez. Kapayı duvara vuracak, belasını bulacak, ondan sonra sıfırdan başlayacak yeniden.

TV8: Türk milleti demeyelim isterseniz.

YNÖ: Aynen öyle. Kusura bakmayın Allah'ın kanunu budur. Kaynağınıda vereyim gitsin merak edenler Nas Suresi 11 ayet 'i açsın okusunlar. Aynen onun tercümesini veriyorum burada ben. Bunları saklarsam kendime saygım olmaz benim. Bunları saklayarak benim kimseden bekleyeceğim hiçbir şey yok. Kimsenin de bunları saklamaktan bir şey beklememeleri lazım. Bunları söyleyen insanlara değer verin. Yoksa belanın paydası büyür başka bir şey olmaz.

Demin bana sordunuz ben cevap vermedim, Türkiye'nin hangi sistemlerle haritasının kaç parçaya bölüneceği konuşuluyor. Daha bir ülke için belanın bundan büyüğü olabilir mi? Bunları konuşuyorsunuz, şehitleri konuşuyorsunuz.

Parlamento'nun haline bakar mısınız? Ben o parlamento da beş yıl görev yaptım.

TV8: Yaz günlüğü devam ediyor, ekranlarını yeni açanlar için konuğumuz Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk . Meclisteki durumda kalmıştık. Siz CHP'yi bıraktıktan sonra CHP'de çok değişiklikler oldu. Bir kere lideri  değişti, artık Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin lideri. En son yemin etme krizi yaşandı. Nasıl buluyorsunuz şuanda CHP'nin tablosunu. CHP ile tekrar seçimlere girmek ister misiniz?

YNÖ: Hiçbir şey bulmuyorum. Ben bu konulara girmek istemiyorum. Tabirimi mazur görün, bir hanımefendinin karşısında söylemek istemem ama beni maruz görün , "Ben kokmuş ağılara sakız olmak istemiyorum" Ben kendi işimi yapayım Türkiye ve dünyaya.

Ben sadece Türkçe yazmıyorum, benim kitaplarım 6-7 dile tercüme ediliyor. Ben işimi yapayım ama ülkem için vereceğim mesajları Hallaçta yazsam, Cebrailde  yazsam, anneannemi de yazsam onların içinde mutlaka veririm. Kaldı ki gayet açık yazıyorum ve gayet açık mesajlarımı veriyorum.

73 milyonun birkaç milyonunun bazı şeyleri okuması lazım. Yoksa bu ülkenin selamet kulvarını geçmesi mümkün değil ve dibe doğru gidiyor.

TV8: Hallacı Mansur özellikle birçok açıdan yanlışını doğrusunu birçok açıdan değerlendirirseniz.  Çok değerli bir eser olduğunu düşünüyorum.

YNÖ: Ama Türkiye için o reçete bir kitap değil. İsteyen alır, okur. Bir başladınız mı bırakamıyorsunuz. Çünkü insanlığın böyle bir dramı yaşamış ikinci bir evladı yok. 40 yılımı verdim ben iki cilt kitaba. Kaç sefer basıldı tek cilt olarak şimdi son şeklini buldu. Şuanda dünyada Hallac konusunun bir numaralı kitabı kabul ediliyor. Ama Maun Suresi ve bundan sonra gelecek birkaç kitap Türkiye için çok önemli.

Ben kitabımı övüyor değilim. Gayet açık bir şey söylüyorum. Türkiye'nin selamet kodları, bunalımdan çıkış kodları bu kitaplarda verilmiştir. Türkiye'nin bu kitapları okuması lazım. Okumazsa bu iş çözülmez. Niçin çözülmez? Çünkü ben din bağlamında bu meseleleri ele alıyorum.

O bağlamda bu meseleler çözülmeden Türkiye'nin hiçbir işi çözülmez. Bakın bugün hangi musibet ile Türkiye yüz yüze ise A'dan Z'ye kadar hepsinin bir din bağlamı var. Bu meseleyi Cumhuriyet'i kuran irade maalesef ve zamanında çözüme ulaştıramadı.

Seyid Bey, büyük Atatürk'ün ilk Adliye Vekili islam fıkıh profesörü , bir nevi benim meslektaşım dahi bir adam, kıyafet kaldırılacağı zaman büyük millet meclisinde uzun bir konuşma yapmıştır. O konuşmayı yapıp indiği zaman mecliste şöyle diyenler olmuştur . "Seyid Bey , son görevini de yaptı." İşte bu bir facia söylemdir.

Seyid bey son görevini yapmamıştı, Seyid Bey, ve onun gibilerin son görevini yapmaları mümkün değildir. Seyid Bey son görevini yaptıysa işte sizde Türkiye'yi bu badirenin içine atarsınız. Seyid :Bey'in esas görevi ondan sonra başlıyordu.

Şunu demek istiyorum; din meselesi ile irtibatlı olan bütün konular icap ettiği şekilde çözüme ulaştırılmadan ve iki yüzlülük ile değil, milletin içinde gayet açık soruları sorup cevaplarını arayarak Türkiye'nin ıslah etmesi mümkün değil. Terör biter belki, en büyük ihtimal ile Türkiye'yi parçalarlar, herkes köşesine çekilir. Ama dinciliğin vereceği ıstırap ebediyen bitmez. Allah var oldukça dincilik belası bitmez.

Dolayısıyla bu iş halledilmelidir. Onun için diyorum ki benim kitaplarımın hele Allah ile  Aldatmak, Dincilik ve Maun bundan sonra gelecek 8-10 kitap peş peşe bunlar Türkiye'nin selametidir.

TV8: Size en çok gelen sorular arasında şöyle bir şey soruyorlar "Eskiye nazaran biraz daha geri planda kaldığınızı, bunu özellikle mi yaptığınızı soruyorlar.  Daha çok ön plandaydınız, daha çok siyasetteydiniz.

YNÖ:  Ne geri planı, ben susturuldum.

Beni ilk önce CHP susturdu, Deniz Baykal peşinden de bu iktidar susturdu.

Ama hangisinin ki daha büyük, daha ağır haksızlık ? Onu bilemem. Onu tarih söyleyecek.

El birliği ile susturdular.

Ben susturulmuş durumdayım ama kalemime kimse ambargo koyamaz.

Ben tarihe bırakacaklarımı bırakıyorum ona kimse engel olamaz. Ancak Allah engel olur, emanetini geri alır, biter.

TV8: Tehdit alıyor musunuz?

YNÖ: Niye tehdit alayım, zaten susturulmuş bir adamım ben.

Ben size açık söyleyeyim, ben hayatımın hiçbir zamanında tehdit almadım .

Kimseye düşmanlığım yok ki. Ama benim fikirlerim birileri için tehdittir.

Hakka saygısı olmayanlar için en büyük bir tehdidim.

TV8: Olurda yeni bir oluşum olursa ben yer alırım diye bir şey var mı?

YNÖ: Olsunda ondan sonra konuşalım. Maun Suresi çıktı, arkadan ne gelecek anons edeyim. "Türk Bağımsızlık ve Aydınlanma Savaşının Kurani boyutları" gelecek.

TV8: Hangi dönemi ele alıyorsunuz?

YNÖ: Türk Kurtuluş Savaşı, Türk Cumhuriyet devrimleri. Bunlar ile Kuran'ın mesajının münasebetleri. Bu ikisi bir birine zıt mıdır? Değil midir?

Bu soru 80 yıldır sorulmadı. Hep idare edildi.

Kimi dedi ki "Kim böyle bir soru sorabilir? Otursunlar oturdukları yerde."  Kimse oturduğu yerde oturmadı. Birisi dedi ki "İdare edelim. Hem resmi makamları idare edelim, hem Allah'ı kandıralım, hem şeytana yaranalım, hem Allah'a yaranalım." İdare idare idare bitti. Şimdi gerçek vaka  geldi gırtlağımıza çöktü.

Şimdi çözüm. Bu Kurtuluş ve bağımsızlık ve aydınlanma savaşının ruhu ile, bunun yarattığı miras ile Kurani miras birbiri ile çelişir mi ? Birbirine zıt mıdır? Bu soruyu haysiyet ile soracaksınız ve bunun cevabını vereceksiniz.

Kimisi bu haysiyeti taşımadığı için bu soruyu sormadı. Kimisi cevabı verecek gücü olmadığı için sormadı. Ben bunun hem haysiyetini taşıyorum, hem bu cevabı verecek gücü taşıyorum. İşte o kitap ile onu yapacağım.

TV8: Şöyle bir soru daha var; "Silinme olayı ile kendi hatası hiç mi yok. Yanlışları hiç mi yok?" diye sormuşlar.

YNÖ: Silinme diye bir şey yok. Benim 4 tane kitabım 3 ayrı dilde tercüme ediliyor. Almanca bilmeyen bir insanım, Fransızca ve İngilizce biliyorum.

Silme tabirlerini hiç kullanmadım. Susturma doğru .

Susturulmuşuzdur. Benim ondan da şikayetim yok. Enerji depoluyorum ve bu kitapları çıkarıyorum. Bu da Allah'ın bir takdiridir. Böyle bir döneme ihtiyacım vardı.

Susturulmamla boşanmam aşağı yukarı eş zamandadır.

Ben şimdi millet meclisinde hala koşuşturuyor olsaydım bunları yapabilir miydim? Demek ki Kuran'ın dediğini tırnak içinde verelim. "Bazen bir şeyi siz kötü görürsünüz, ama o sizin hayrınızadır."

Demek ki Deniz Baykal, bize kötülük ederken iyilik etmiş.

TV8: Enerji depoluyorum demeniz önemli bir mesajda içeriyor. Geldiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

YNÖ: Ben şunu demek istiyorum; ülkemin şartları gerektirirse çizmemi giyeceğim, çarık mı giyeceğim, yalınayak mı gideceğim, buradan kalkar Tiflis'e  yürürüm.

Yarın gerekirse başka kulvarlarda da koşarım ben.

TV8: Çok teşekkür ediyorum geldiğiniz için.

YNÖ: Ben teşekkür ediyorum.

.
.

 Yaşar Nuri Öztürk

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org