Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bessam Tibi'nin Düşündürdükleri: Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk - 26.03.2006
28.03.2006
Okunma Sayısı : 7340
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bessam Tibi'nin Düşündürdükleri

(Aşağıdaki metin; ATATÜRK'ten Sonraki CHP kitabından alınmıştır)

Suriye asıllı Alman profesör-düşünür Bessam Tibi’nin, ünlü Alman dergisi Die Welt’in 11 Kasım tarihli sayısında yer alan makalesi (Türkçesi için bk. Cumhuriyet, 18 Kasım 2002) 3 Kasım seçimlerini değerlendiriyor. Makalede, siyasal İslam, AKP, Türkiye-Avrupa ilişkileri, laiklik ve tüm bunlar bağlamında Yaşar Nuri Öztürk’ün yeri ve anlamı üzerinde de duruluyor.

Batı dünyasının iyi tanıdığı ve yakından izlediği Müslüman düşünürlerden biri olan Bessam Tibi, özellikle 11 Eylül’den sonra dikkatleri üzerinde toplayan en önemli isimlerden biridir. Doğu’yu ve Batı’yı, İslam tarih ve teolojisini çok iyi bilen Tibi’nin, İslam-Batı ilişkileri, İslam’ın siyasallaşması, geleneksel İslam’ın gerçek İslam’a yabancılaşmış olması, İslam’da bir reformun kaçınılmazlığı gibi konularda ileri sürdüğü fikirler ve getirdiği açılımlar her gün biraz daha haklılık kazanmakta, zaman ve olaylar tarafından doğrulanmaktadır.

Tibi’nin Türkiye ile ilgili bakış açıları da yaşamsal önemde tespitler içermektedir. Anılan makalesinde öne çıkardığı düşünce ve söylemler de son derece dikkat çekici tespitler içermektedir. Birkaçını ele alalım:

Tibi’ye göre, Türkiye’nin Avrupa ile birleşmesi ve bütünleşmesi, Atatürkçü bir Türkiye olması durumunda mümkündür. Siyasal İslam’ın yönettiği bir Türkiye’nin Avrupa ile birleşip bütünleşmesi olanaksızdır. Tibi, bu bağlamda son seçimleri ve özellikle AKP’yi mercek altına alıyor.

Tibi’ye göre, siyasal İslamcılar, Erbakan’dan başlayan bir anlayış ve tavırla, Avrupa’ya yakınlık söylemlerini içtenliklerinden değil, sırf Kemalist güçlere karşı bir sığınma mercii bulmak için sergilediler. Batı Avrupa, Türkiye’deki laik cumhuriyeti ordu ile eşdeğerde tutuyor ve bu da siyasal İslamcıların işine geliyor. Bunun en dikkate değer sonucu şu olacaktır:

"İslamcılar, Kemalizme karşı tepki ve direnişlerini generallere karşı direniş olarak pazarlayabilirler." Tibi, şunun altını çiziyor:

"Erdoğan veya Erbakan, İslamcıları tanıyanlar, onların modern Avrupa değerlerini temsil edeceklerine çok zor inanırlar."

Tibi, tam bu noktada konuyu Yaşar Nuri Öztürk ile ilişkilendiriyor.

Tibi’ye göre, İslamcıların modern Avrupa değerlerini benimsediklerine güvenilir belge olabilecek gelişme Yaşar Nuri’nin yenilikçi İslam anlayışını öne çıkarmak olabilir ama onlar bu ilahiyatçının fikirlerini paylaşmaktan uzak bulunuyorlar. Şöyle yazıyor Tibi:

"Türk islamcıları tanıyanlar onların modern Avrupa’nın kültürel değerlerini temsil edeceklerine çok zor inanırlar. İslam bir dindir ve benim on yıldır yaptığım gibi  'Avrupa İslamı' olarak yorumlanabilir. Ama bu tarz reformları ne Erbakan ne de Erdoğan yaptı."

"Türkiye’deki tek ünlü 'reformcu teolog' olan Yaşar Nuri Öztürk’ü, ekonominin ıslahatçısı Kemal Derviş’in yanında CHP’de görüyoruz. Bu reform yanlısı Müslüman, islamcı olmadığı ve bu parti reforma uğramış İslam’a siyasal taban oluşturmadığı için AKP’ye etki edemiyor..."

Bu satırların anlatmak istediği şudur:

Eğer Erbakan’la başlayıp Erdoğan’la devam eden siyasal İslam hareketi, bugünkü söylemlerinde ileri sürdüğü gibi Avrupalı değerlerin yanında bir hareket olsaydı, İslam’ın bu değerlerle barışıklığının bir tür göstergesi olan reformcu (benim deyimimle tecditçi) ilahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk şu anda AKP’de olurdu. Oysaki o, Kemal Derviş’le birlikte CHP’de yer almış bulunuyor. Bunun sebebi ise Erbakan-Erdoğan siyasal İslam çizgisinin tecdide uğramış İslam’a taban oluşturmaktan uzak bulunmasıdır.

Tibi’nin, dışardan gözlemleyerek yazdıklarının anlamı bu...Şimdi ben, içerden ve yaşayarak bir değerlendirme yapayım:

Benim temsil ettiğim tecditçi İslam anlayışı iki zorlukla yüz yüzedir:

1. Tecditçi İslam anlayışı, siyasal İslamcı oluşumların, o arada, AKP’nin tabanında kendisine yer bulamıyor. Çünkü siyasal İslamcılar, "Kur’an’ın İslamı"nı değil, siyasal istismara müsait olan "Kur’an dışı örf İslamı"nı öne çıkarıyorlar.

 2. Tecditçi teolog, CHP gibi, tümü laik, büyük çoğunluğu  dine saygılı ama İslam’ı yakından tanıyıp bilmeyen bir tabanda yalnız ve anlaşılmaz bir halde kalıyor.

Bu tablonun ifade ettiği anlamların en esaslılarından biri de şu:

"Tecditçi teolog"un düşünceleri Türk toplumuna gereken ivmeyi kazandıramıyor. Bunun zorunlu sonucu olarak da Türkiye, Avrupa ile barışıklığına zarar vermeyecek bir İslam modeline sahip bulunduğunu dünyaya ispatlama imkanı bulamıyor. Çünkü bu iddiasının  belgesi olabilecek nitelikteki bir değerle kendisi barışabilmiş değil...O değeri ya tamamen dışlıyor yahut da kayıtsız bir biçimde uzaktan seyrediyor...

Tibi, AKP’nin kimliği, hedefleri ve yöntemi hakkında da şöyle düşünüyor:

“Erdoğan, yardımcısı Abdullah Gül ve öncüleri Erbakan gibi siyasıler İslamcı bir düzeni temsil ediyorlar. Ancak, son ikisi, öncüleri olan Erbakan’dan daha kurnaz  ve pragmatik davranıyorlar. Onlar, elde tutulan bir serçenin, dam üstündeki güvercinden daha yararlı olduğu düşüncesinden hareket ediyorlar."

"Erdoğan gibi, laik Türkiye’de mümkün olmadığı için, başı kapalı kızını eğitim görebilsin diye yurtdışına gönderenler, siyasal olarak sadece Batı Avrupa’nın yardımıyla Türkiye’de kadınların tekrar başörtüsü takma izni alabileceği umudunu taşıyabilirler."

"Siyasal İslamın güçlendiği süreç zarfında Türkiye’de çok sayıda kadın başını örttü. Erdoğan ve öteki İslamcılar başörtüsünü kamu düzeninde ‘takdim edilebilir, kabul edilebilir’ hale sokmak istiyorlar."

"Asıl konu, ‘başörtüsü İslamcılığı’nın AB’nin istediği şey olup olmadığı...İslamcıların Atatürkçülükten arındırmaya çalıştıkları Türkiye’nin örtünerek laiklikten ödün vermesi veya tamamen vazgeçmesini kolaylaştırmakta AB’nin çıkarı olur mu?"

"Kemalist bir Türkiye Avrupa ile bütünleşebilir ama AKP İslamcılığı bütünleşemez. İslamcılar, Avrupa’nın yardımıyla ilerlemek istiyorlar."

"AKP muhafazakâr bir parti değil, Hıristiyan Demokrat Birliği’nin bir Türkiye varyasyonu da değil...AKP İslamcı bir parti. Unutulmaması gereken şudur: İslamcılık da dinci köktenciliğin bir varyasyonudur..."

Batı dünyasında, özellikle 11 Eylül’den sonra çok dikkat ve büyük bir itibarla izlenen Tibi’nin bu son satırlarının Batı entelektüel ve stratejistlerine söylediği şudur:

Hesap hatası yapmayın, oyuna gelmeyin; AKP, siyasal İslam’ın deneyim kazanmış bir uzantısıdır; Türkiye’yi Atatürk çizgisinden koparmak için sizi kullanıyor...

Bessam Tibi böyle söylüyor. (Star, 29 Kasım 2002)

Baykal’ın ‘Türkçe ezan’ oyununa yenik düşmesi yüzünden partiden ayrılmanın eşiğine gelmiş, ama hem Baykal’ın beni yatıştıran açıklamaları, hem de aklı başında sevenlerimin ricaları üzerine kalmaya karar vermiştim.

Tam bu sırada, ayrılmamın değil, kalmamın daha isabetli olacağını içtenlikle savunan ve bu fikrini kamu oyunun önünde açık yürekle dile getiren kalem erbabı da oldu. 3 Kasım seçimlerinde Meclis’e giren ve aynı zamanda bir gazeteci-yazar olan AKP Milletvekili Resul Tosun, "İstifa Etme Yaşar Hoca" diye başlık atarak eleştirel ama çok dostça bir yazı yazdı. İşte bazı cümleler:

"Yaşar Nuri Öztürk’ü tanıyan ilim adamlarından biri 15 yıl önce, ‘Yaşar Nuri zeki ve çalışkan biridir; dindarlar bu adama sahip çıkmalıdır’ demiş, sahip çıkılmaz ise dindarlarla ters düşebileceğine işaret etmişti. Yaşar Nuri Hoca ne zaman yanlış anlaşıldığını söylese  hep o zatın ikazı gelir aklıma..."

"Yaşar Nuri Hoca’yı ben de yakından takip ediyorum. Katılmadığım birçok görüşü var. Fakat yiğidi öldür, hakkını yeme. Yaşar Nuri, birçok düşüncesine katılmasam da, Allah için söylemek gerekirse, bir ilim adamıdır. Dindarların ulaşamadığı çok sayıda insana İslam’ı ve Kur’an’ı anlatan ve ciddi boyutta tebliğ yapan bir ilim adamıdır. Söylediği doğruların dahi dindar (dinci demek daha gerçekçi. YNÖ) camia tarafından reddedilmesi, yanlış söylediği için değil, doğruları yanlış yöntemlerle ve yanlış mekânlarda söylediği içindir..."

"Ezanın güzel sesli müezzinler tarafından okunmasını ve rahatsız edeci hoparlör sesinin ıslahını istemesi son derece doğal ve haklı bir taleptir. Ama Hoca bunları dindarları aşağılayan yayın organlarında seslendirince tepki alıyor. Yaşar Hoca bu fikirlerini, mesela Yeni Şafak’ta, Zaman’da, Milli Gazete’de , mesela Kanal-7’de seslendirseydi benzeri tepkilerle karşılaşmazdı..."

"CHP’den adaylığı da Yaşar Hoca’ya duyulan tepkiyi artırmıştır. Ancak bu saatten sonra istifa etmesi bence yanlış olacaktır. Ben, CHP gibi bir partide Yaşar Nuri Hoca gibi bir ilim adamının faydalı olacağı kanaatindeyim..." (Yeni Şafak, 2 Ekim 2002)

Atatürk'ten Sonraki CHP; s. 105 - 2004


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org