Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

TBMM : Türk askerinin Lübnan'da işi ne - 05.09.2006
24.09.2006
Okunma Sayısı : 7315
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

TBMM : Türk askerinin Lübnan'da işi ne - 05.09.2006

Uzun ve ayrıntılı konuşmaya vakit yok. Gerek de yok. Milletimizin ve tarihin önünde bazı uyarılar yapacağız.

Önce bir dramatik garipliğe dikkat çekelim: Sayın Başbakan, 31 Ağustos 2006 günkü Ulusa Sesleniş konuşmasında, Lübnan’a asker gönderilmesine karşı çıkanları vatana ihanetle suçladı. Diyor ki, “Bize neci bir anlayışla sorumluluklarımızdan geri durmak tarihimize, geleceğimize ve milletimizin yüksek menfaatlerine ihanet olacaktır” Buna göre, ilk hain Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı mı? Çünkü ilk karşı çıkış ondan geldi. Bu nasıl iştir? Eğer bu konudaki muhalefetler ‘ihanet’ ise TBMM neyi tartışacak? Bir yanda hükûmet, öte yanda hainler mi var?

Başbakan acilen milletten ve TBMM’den özür dilemelidir. Dünya siyaset tarihinde böyle bir siyaset üslûbunun, böyle bir hakaret ve saçmalığın örneği var mıdır?

Meseleye böyle yaklaşan bir başbakan ve hükûmetine bu millet nasıl güvenecektir?

Sayın Erdoğan’a güvenimiz yok. Çünkü kayıt dışı hale getirdiği Türk dış politikası ile ilgili tüm tespitleri isabetsizdir. AKP’nin kayıt dışı dış politikası Türk hariciyesinin deneyimli diplomatlarını dışlayıp işleri kendisine yakın fındık tüccarı vs. türünden kişilere havale ettiği için isabetli yaklaşımlar sergileyemez.

Türkiye’nin Lübnan’a asker göndermek mecburiyeti yok. Bu BOP’ un bir uygulaması, Lübnan sorunu değil. Hukuken de yok, siyaseten de yok, vicdanen de yok. Burada bir oyun oynanıyor; AKP’nin mecburiyeti Türkiye’nin mecburiyeti gibi gösteriliyor. AKP Türk dış politikasını ‘kayıt dışı’ hale getirdiği için, onun mecburiyetlerinin sebeplerini tam bilemiyoruz. Bildiğimiz şu ki AKP’nin mecburiyetlerini Türkiye’nin mecburiyetleri gibi görme hatasına düşerek ülkenin sıkıntıya sürüklenmesine seyirci kalamayız.

Sayın Başbakan, Orta Doğu’da, ‘risk almak, masada yer almak’ gerekeceğini söylüyor. Bunlar BOP kurmaylarının git dediği yere gitmekle olmaz, gitme dedikleri yere gitmekle olur. Örneğin Kuzey Irak’a gitmekle, Musul’a, Kerkük’e inmekle olur. Buralar söz konusu olduğu zaman Sayın Başbakan ne risk almaktan ne de masaya oturmaktan bahsediyor. Asker göndermekten hiç söz edemiyor. Ama işgalci Batılıların git dedikleri yere gitmek söz konusu olunca coşuyor. Bir masa tutturmuş gidiyor. Sormak lazım, siz hangi masada vardınız veya varsınız? Masadakiler işi bitirip kalktıktan sonra onların vereceği taşeronluk hizmetlerine soyunmak masada olmak değildir.

Temel soru şudur: Türkiye, işgalcilerden yana mıdır, işgale direnenlerden yana mı? Bizi Lübnan’a esas çağıranlar işgalciler. Bu çağırmanın Müslümanlar lehine olacağını söylemek akla ve siyasal basîrete uygun mu?

Türkiye’nin şunu sormasının vakti şimdi değilse ne zamandır: 40 bin insanımızın ölümünden sorumlu terör örgütünün etkisizleştirilmesi konusunda kulağının üstüne yatanlar, işgale direnen Hizbullah’a karşı neden bu kadar celadet göstermektedir? Başbakan, “Risk almadan olmaz” diyor. Doğrudur, ama bu riski Türkiye lehine neden Kuzey Irak’ta almadınız, almıyorsunuz? BM’nin müteaddit kararı var; Kuzey Irak’ta teröre karşı ‘sıcak takip’ hakkımız tescil edilmiştir. Neden bu hakkı kullanma riskini almıyorsunuz?

Süper güç, İran operasyonuna hazırlık yapıyor. Bunun için bölgenin iki etkili gücünün etkisizleştirilmesi lazım. Bunun en iyi yolu da Türkiye ile İran’ı birbiriyle takıştırıp etkisiz kılmaktır. Operasyonun temel hedefi İran’ı Türkiye ile Türkiye’yi de İran’la zayıflatmaktır.

Bunun arkasından daha büyük bir felaket gelebilecektir: İslam dünyasında bir Şiî-Sünnî kutuplaşması, hatta çatışması yaratmak. ABD’nin bölgedeki hizmetçisi çağdışı yönetimlerin korunup desteklenmesinde Türkiye’yi de kullanmak.

Biz; bir süre önce 300 kişilik hizmetçi kadrosuyla Türkiye’ye gelen Suut Kralı’nın o ziyaretini de bu anlamda kayda değer ve irdelenesi buluyoruz.

Türk askerinin Lübnan’a çekilmesinin arka planı bu.  Bu planla Türkiye’ye İran karşıtı bir konum kazandırılıyor. Lübnan’da sizin Hizbullah ile çatışmama iradenizin olmaması hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Oraya sızdırılacak bazı unsurlar, Türk askerine Hizbullah maskesi kullanarak vuracak ve İran-Türkiye karşıtlığı hayata geçirilecektir. Biliyoruz ki,  Hizbullah’ın bir adı da ‘İran Batı Komutanlığı’dır. İsrail-ABD, Hizbullah ile başa çıkamadı, çare arıyorlar. Hizbullah silahsızlaştırılırken doğacak sonuçlarda tüm fatura, Hizbullah aracılığıyla İran’a kesilecek ama çoğu icraat Hizbullah savaşçılarının olmayacak. O halde, bizim oraya göndereceğimiz gücün esas adı, ‘barış gücü’ değil, ‘işgalcilerin itibarını yükseltme görevi üstlenen güç’olacaktır. Başbakan istediği kadar “Biz oraya çarpışmaya gitmiyoruz” desin; BM kararından anlaşılıyor ki, amaç, Lübnan’a dışarıdan bir biçimde girmesi muhtemel silahlara engel olmaktır.

Biz, Molla rejimine elbette ki güvenmeyiz; Molla rejimi bizim için daima tehdit kaynağı olabilir. Onu dikkatle gözlem altında tutarız; ancak hiç kimse bu muhtemel riski bahane ederek bizi muhakkak bir felaketi kabule zorlayamaz.

Bu oylama bir anlamda ‘Türkiye, komşusu İran’la savaşsın mı, savaşmasın mı oylaması olacaktır. Batı, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması halinde düşeceği vahim durumun korkulu rüyaları içinde. Böyle bir durumda biz neden ve hangi gerekçeyle bu korkulu rüyaya ortak olalım? Türkiye’yi parçalayıp Sevr şartlarına götürmek isteyen Batılı güç odaklarının hatırı için mi?

İktidar, bir takım altı boş, tutarsız sloganlarla halkı aldatmaya çalışıyor. Biz bölgede rol sahibi olmalıymışız, Lübnan’a girmezsek bu imkânı yitirirmişiz. Asla inandırıcı değil. Bizzat öznesi olduğun Kuzey Irak’a neden girmedin? Neden sen hep taşeron rolündesin?

Son olarak ana muhalefet başkanı sayın Baykal’ın kaygı verici bir beyanına değinmek istiyorum. Sayın Baykal’ı Lübnan’da olup bitenleri bir ‘din savaşı’ olarak nitelemek suretiyle AKP’ye örtülü destek veriyor. Sayın Baykal’ın her zaman yaptığı gibi Hükûmet'e verdiği bu pas Hükümet tarafından özellikle Anadolu’nun mütedeyyin halkı üzerinde etki yaratmak amacıyla AKP tarafından kullanılmakta, Lübnan’a asker gönderilmesini İslamiyet’in korunması ve savaşa dini nedenlerle katılmamız gerektiğini ifade ederek, halkı ikna etme gerekçesi olarak kullanmaktadır. Sayın Baykal bir yandan Lübnan’a asker göndermeye karşı çıkarken diğer yandan Hükûmet'e bu suretle destek vermekte ve ana muvafakat partisi olduğunu  bir kere daha tescil etmektedir.

Kısacası, HYP olarak biz,  Lübnan’a asker göndermede Türkiye’nin ve Türk ulusunun hiçbir çıkarı olmadığına, aksine böyle bir davranışın ülkemize ciddi zararlar verebileceğine inanmaktayız.

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
HYP Genel Başkanı

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org