|
|
|
|
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle
|
|
|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
Giresun Tempo TV: Ya Türkiye'yi Haçlılar tasfiye edecek ya Türkiye AKP'yi tasfiye edecek 13.10.2006
27.10.2006 |
|
|
| Okunma Sayısı : |
8587 |
|
|
| Oy Sayısı : |
1 |
|
|
| Değerlendirme : |
1 |
|
|
| Popülarite : |
0 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
-Karadeniz'de ekibiniz dolaşıyor; hem burada hem Türkiye'de. Biraz bilgi verir misiniz?
Biz, örgütlenme işimizi Partiler kanunu açısından tamamlanmıştır. Şubat 2006'da seçime girme hakkımızı aldık ancak örgütlenmeyi 81 il olarak tamamlamak istiyoruz. Şu anda 74 il ve 520 birimdeyiz. Diğer illerimiz, mesela Giresun henüz kurulmadı, tamamlanacak ama seçim otobüsümüzün dolaşmasının sebebi bu değil. Halka, Halkın Yükselişi Partisi'nin, Çınar'ın partisinin programlarını, siyasetlerini tanıtmak istiyoruz. İki aydır, bu otobüs karış karış, durmadan dolaşıyor ve seçim gününe kadar bu şekilde devam edecek. İkinci otobüsümüz de devreye girmek üzere.
-Şu anda Türkiye'de olağan üstü bir gündem var gibi. Asker kanadı açıklamalar yapıyor. Hükûmet böyle bir şey yok diyor. Temel konuyu irtica teşkil ediyor. Siz, Halkın Yükselişi Partisi olarak ve aynı zamanda dinî ilimlerde bir hoca sıfatıyla meseleyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlahiyat profesörü, 39 yıllık hukukçu ve felsefe profesörü olarak ama hepsinden önemlisi bir Türk aydını olarak bütün kimliklerimle değerlendiriyorum; bana göre de sadece bugün değil, uzun zamandan beri irtica, yani din üzerinden oynanan hıyanet, bunun tanımını Meclis kürsüsünden yaptım, irtica Türkiye'nin bir numaralı tehdit ve problemidir. Komutanların bu söylediklerine aynen katılıyorum. Yani BOP Projesi'nin ve ılımlı İslam'ın dayatıldığı bir ortamda Türkiye'deki tahrip siyasetleri, emperyalist Batı tarafından yürütülen tahrip siyasetleri, İslam ekseninden yapılıyor ve din kullanılarak yürütülüyor. Ve Türkiye'deki dinci iktidar da maalesef ve maalesef, hüzünlenerek söylüyorum, buna âlet olmuş ve Allah rızası diyerek milletten aldığı oyları unutarak şimdi, Brüksel ve Washington rızası üzere emperyalist Batı'ya hizmet üretiyor.
-Papa,biliyorsunuz, 16. Benedikt, Hz. Peygamber'e ve İslam'a yönelik bir takım sözler sarfetti.
-Bir takım sözler değil, tarihin en ağır hakaretlerini yaptı Hz. Peygamber'e. Tarihte eşi emsali görülmemiş hakaretleri yaptı. Bu, bir şeyin Hıristiyan dünyaya duyurulmasıydı; yani artık İslam'a atış serbest dedi Papa.
- Saldırabilirsiniz diyor yani...
-Evet, aynen Papa'nın yaptığı budur, orada sürçi lisan falan yok. Papa, üç şey söyledi; bu meşhum ve şer dolu konuşmasında:
1. Artık İslam'a öyle, Bin Laden, Taliban filan falan bahane ederek değil, en yüksek tepeden; 'Bunların peygamberi de teröristtir, bunlara istediğiniz gibi saldırabilirsiniz', bir, bunu söyledi.
2. Patrikhane'nin Suriçi İstanbul'da yeni bir Ortodoks- Hıristiyan devleti kurmasının sinyalini ve startını verdi.
3. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne asla alınmaması doğrultusu yolunda bir 'deklarasyon' yaptı. Bunun siyasî manaları budur. Kendimizi, hiçbir şeyden anlamaz adamlar yerine koydurmayalım.
Papa, özür dilesin filan.... Özür dilemesin Papa. Özür dileyerek bizi uyutamaz çünkü verdiği mesaj ortadadır. Dolayısıyla bizim şimdi, BOP Projesi, ılımlı İslam, AB, dinler arası diyalog hıyaneti- dinler arası diyalogu 1965'te bundan önceki Papa Jean Paul başlatmıştı, hatta ondan önceki Papa. Dinler arası diyalogun mimarı olan ve bizim bir takım dinî cemaat liderlerini önünde arzu ubudiyet ettiren Papalık bugün, İslam'ın muazzez Peygamberi'ne Neron'a bile reva görülmeyen küfürlerle saldırmaktadır. Buna, dinler arası diyalog demek vicdansızlık, irfansızlık ve akılsızlık değil de nedir, söyler misiniz!?
Şimdi çıktı ortaya bu. Biz bunların, biliyorsunuz Ceviz Kabuğu programında, bir aldatmaca olduğunu söylüyorduk, hafif söylemişiz. Bu bir hıyanettir ve bir alçaklıktır. İslam'ın muazzez Peygamberi'ne, 1500 sene, tarih içinde böyle bir saldırı, böyle bir hakaret yapıldı mı? İşte, Papa'nın yaptığı bu.
Gelelim bu tarafa... Ilımlı İslam' ın neyin peşinde olduğu, BOP Projesi'nin neyin peşinde olduğu, dinler arası diyalog aldatmacasının neyin peşinde olduğu ve Türkiye'deki dinci iktidara Batılıların akıl almaz biçimde destek vermelerinin arka planı böylece ortaya çıkmış durumdadır.
Şimdi Türk milletine şunu vermek istiyorum; hepinize, hepimize; çocuklarınızın ve torunlarınızın yarınları ve Allah rızası için: 'Türkiye tasfiye ediliyor'. 1071 Malazgirt Seferi'yle girdiğimiz bu topraklardan bizi, bin yıldır atmak istiyorlar. En son Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda denediler, başaramadılar. Mustafa Kemal'e kin ve öfkeleri de oradan geliyor. Şimdi bunun zamanının geldiği kanaatindeler. Bunu yapacaklar. Türkiye tasfiye edilecek. Bunun için de, Alman eski Dış İşleri Bakanı'nın da söylediği gibi, 'Cumhuriyet tarihi boyunca bizi en mutlu eden iktidar, AKP iktidarıdır, onunla çalışmaktan mutluluk duyuyoruz' diye beyanatı var. Şimdi böyle bir iktidarı da yanlarına aldılar. Milletten de din din diye aldıkları oyları Haçlılara hizmet yoluna harcayan ve değerlendiren bir iktidar... Bu işi bu dönemde bitirmek istiyorlar. Şimdi Türk milletine düşen bir şey var. Biz bunu, Halkın Yükselişi Partisi siyasetlerinin söylemleri olarak da dile getiriyoruz; 60 kitabın altında imzası olan bir Türk aydını ve bilim adamı olarak da zaten yirmi yıldır dile getiriyorum.
Şu: "Ya Türkiye'yi Haçlılar tasfiye edecek, ya Türkiye AKP'yi tasfiye edecek." AKP' yi bu millet bu seçimde tasfiye etmezse, AKP ve Deniz Baykal CHP'sini tasfiye etmezse, bu ikisi yine el ele vererek Türkiye'yi Sevr yoluyla tasfiye ettirecekler Haçlılara. Bunu milletimize ifade etmek istiyorum.
- CHP de aynı şeyi mi yapıyor?
CHP de ana muhalefet adı altında bu siyasetlere gaflet içinde bir muvafakat veriyor. Ana muvafakat partisidir onun adı bugün. Eğer ana muhalefet istiyorsa bu millet, onu, Haçlılara bir biçimde hizmet etmeye hazır bu patilerle değil, onu Çınar'ın partisinde, Halkın Yükselişi Partisi'nde bulacaklar çünkü ötekilerin her biri birbirinin devamıdır. Onların biri ne yapıyorsa öbürü de onu yapacaktır; 60 yıldır yaptıkları da budur. Bir ona devrediyorlar, bir buna devrediyorlar yani milletin kaderi değişmiyor.
Şimdi, hepsi kurulduğu gün söylüyor zaten: Biz filancanın devamıyız. Ama bakın Halkın Yükselişi Partisi, Çınar'ın partisi kurulduğu günden beri, biz hiç kimsenin devamı değiliz, biz 1940' tan berinin alternatifiyiz. İnönü' nün, Demokrat Parti' nin AP' nin, Özal' ın ve nihayet AKP nin... hepsinin alternatifiyiz çünkü bunların hepsi birbirinden devrala ala- ana dana hikâyesi- Türkiye'yi bu hale getirdiler. Atatürk'ten beri Türkiye'nin belinin doğrulmaması işte budur. Şimdi biz, yeni bir şey getiriyoruz: Ortadoğu'yu, Batı'yı, arkasında 60 kitaplık bir fikir birikimi olan bir liderin, kurucu liderin sıfırdan bir yere getirdiği bir partiyle, yepyeni ve bu coğrafyaları ayağa kaldırıp, İslam'ın vakarını, Atatürk mirasını, Cumhuriyet'in temel değerlerini koruyacak ve dünyanın önüne bunlarla yeniden Türklüğü yükseltme aracı yapacak bir fikir ve siyaset ocağı olarak biz varız. Milletimiz bunu görecek.
Şimdi deniyor ki, efendim yeni partiler gelir oyları böler. Hayır! Biz yeni parti değiliz. Bir defa benim bu ülkede 20 yıllık fikir geçmişim var. İkincisi oyları bölecek olan bunlardır. Türkiye'yi tasfiye edenlere 60 yıldır hizmet verdiler. Şimdi biz diyoruz ki, Çınar' ın etrafında toplansın bu millet ve oyları böldürmesin. Oyları bunlar bölecek.: CHP 'si, AKP'si, Anap'ı...
- Sayın Hocam, siz Cumhuriyet Halk Partisi'nde milletvekilliği yaptınız ama?
- Gayet tabi yaptım çünkü bana milletin önünde verdikleri sözleri var. Benim; baş olmak, lider olmak, öne geçmek, gibi taleplerim yoktu. Ben millete hizmet için çıktım, siyasete girdim. Peki, ne dendi bana? Dendi ki: CHP, Atatürk'ün kurduğu bir parti olarak milletle barışını kaybetti. Bunun kurulması için devletle dinin, İslam'la laikliğin ve BOP Projesi, ılımlı İslam'ın dayatıldığı bir zamanda Türkiye'nin hayrına siyasetler üretmek için senin birikimine bu milletin ihtiyacı var. Bunun en iyi yeri de Cumhuriyet'in 80 yıllık marka partisinin içindedir. Gayet tabi. Buna siz itiraz eder misiniz?
Bu sözler bize verildi. Gittik oraya. Bize yalan söylendi. Ve çıktı, millete dediler ki; "Biz Yaşar Nuri'yi seçim taktiği olarak aldık, seçim bitti bu iş de bitti." Benim % 10 oyumu aldılar, ondan sonra gitti dediler. Ne yaparım dedim ben? Parti değiştirecek yamukluk ve şahsiyetsizlik bana yakışmaz, sineyi millete döndüm, oradan da bu parti çıktı. 9.5 ayda bu partiyi, rekor bir zamanda , siyaset tarihimizin rekorunu kırarak 74 ilde ve 520 birimde teşkilatlandırdık ve seçime hazır hale getirdik milletin parasıyla. Evet, böyle bir iş yaptık tarihin önünde. Biz seçime gireceğiz ve milletten vekâlet isteyeceğiz.
- Sayın Hocam, son olarak bir görüşünüzü istirham edeceğiz sizden; o da şudur: Biliyorsunuz, AP son açıkladığı raporunda, Türkiye'ye kabul ettirmek için - size de Trabzonlusunuz, Karadenizlisiniz- Pontüs meselesini de bir dayatma meselesi haline getirdi ve bir de ardından İtalya'da NATO toplantısında Türkiye' yi bölen bir harita yayınlandı. Türkiyenin bir kısmını Küdistan'a veriyorlar. Bunlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
- NATO zaten Türkiye'ye yıllardır hamallık ettirdi. Ölmeye adam lazım olduğunda Türk Ordusu'na sığınırlar, melanet işlemeye geldiği zaman Türkiye aleyhinde her türlüsünü işliyorlar. NATO'yu bırakın. Bugün AKP iktidarının, günde yirmi defa ballandıra ballandıra stratejik müttefikimiz dediği ABD'nin Millî Savunma Bakanlığı'nın sitesinde Ttürkiye'nin bölünmüşünü gösteren harita yok mu? O haritayı oradan indirtemediler. Siz NATO' daki, Roma'dakini söylüyorsunuz.
Bakın bugün bunlar, "ABD stratejik müttefikimiz" filan diye ahmakça gevelemeler içinde oyalanırken, adamlar Kandil Dağı'nda PKK'yı oturttu ve esas stratejik müttefik olarak 11 Eylül'den sonra PKK'yı ve Kürtleri besliyor ABD. Şimdi İran'ı, Suriye'yi, Türkiye'yi hizaya getirmek üzere PKK'yı kullanacak. Bunu dile getirin, budur siyaset. Lübnan'a asker gönderip orada yenik düşen İsrail'in prestijini kurtarmak için Mehmetçiği ölüme sürmek adamlık değildir. Adamlık, kırk bin insanımızın ölümüne sebep olan sıcak Kuzey Irak sınırına, 17 BM kararı var, sıcak takip hakkımızın olduğu yere, Mehmetçiği oraya gönderip Musul ve Kerkük'e inmektir. Adamlık budur. Ama bu dirayeti gösterecek devlet adamı, Türkiye Millet Meclisi'nde devleti idare edenler içinde yok. Biz bu açığı kapatacağız. Halkın Yükselişi Partisi'nin sebebi vücudu budur; zeytin yumurta hesabı değil.
_Pontüs Rum meselesi...
- Gayet tabi, demin söyledik. Eğer Patrikhane'ye ekümeniklik verirlerse ki onu dayatıyor AB ve ABD ikisi birden, Suriçi İstanbul'da Papa'nın melanetlerinin işaret ettiği şekilde bir Rum-Ortodoks din devleti kurarlarsa, bunun ikinci adımı Karadeniz sahillerinde Pontüs'ü hortlatmaktır. Bunu Karadenizli hemşehrilerimin özellikle bilmeleri lazım. Şu mübarek saatte, bakın iftar sofrasını bıraktım, kalktım buraya geldim, bir kenara çekildim, buradan konşuyorum. Şu mübarek saatlerde o Müslüman mütedeyyin sevgili kardeşlerime bütün vicdanımla şunu söylüyorum: Kıldıkları namazlar, Türkiye'ye yapılan kötülük karşısındaki suskunluklarını karşılamaz. Onun için herkes secdenin ve Kelimei Şehadet'in haysiyetini düşünerek hareket etsin. Ve Türkiye'yi, bin yıllık Haçlı düşmanlarının tasfiyesine izin vermeden, Türkiye'yi bu hale getirenleri tasfiye etsin ve bizim etrafımızda çevrelensin. Şu Fiskobirlik'te, ben de bir Karadeniz çocuğuyum, ben de bir fındık müstahsiliyim, İtalya'nın, İspanya'nın fındığı öne çıksın diye Türkiye'ye oynanan kazıkları fark etmeden, bizim insanımıza, şu kadar fındık milyon müstahsilimize yapılan kötülükte oynanan oyun neyse AKP'nin, Türkiye'ye oynanan oyun da bunun aynısıdır. Bunları değerlendirmelerini rica ediyorum yoksa tarih hiçbirini affetmez.
- Çok teşekkür ediyoruz, sayın Hocam.
- % 54 oy aldı oradan AKP. Bunun hesabını vicdanlarında, Karadenizlilerin yapması lazım. Yazık olur yoksa.
- Çok teşekkür ediyoruz.
- Ben teşekkür ediyorum. Oradan sizin aracılığınızla, bizim seçim otobüsümüz sanıyorum oralardadır, onlara da selam gönderiyorum. Onları da size emanet ediyorum, misafirdir onlar. Giresunlu hemşehrilerime de selamlar ediyorum ve bir de sitem ediyorum. Karadeniz sahilinde partinin teşkilatının kurulmadığı tek yer oradır. Bunu da vicdanlarına buradan bildiriyorum.- Evet bu mesajınız ulaşacaktır. Teşkkür ediyoruz. 03.10.2006 Ana Haber Bülteni |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| Tüm yazıları |
|
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|