Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ankaraankara Dergisi: Ülkeyi Haçlılar işgal etmiş 10.10.2006
27.10.2006
Okunma Sayısı : 9850
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 3
Popülarite : 0,9
Verdiğiniz Puan :
 

 



AA: Araştırmacı, ilahiyatçı ve yazarsınız. Son yıllarda titrinize siyaseti de eklediniz. Türk ve dünya üniversitelerinde adınıza tezler hazırlandı. Bir anlamda dış basının da ilgi odağısınız. En kısa ifadeyle siz kendinizi nasıl tanımlarsınız?

YNÖ: İlim, fikir ve siyaset adamı. Hangi birini anlatayım. Sizin de ifade ettiğiniz gibi Yaşar Nuri Öztürk’ü anlatmak için Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerinde 20’ye yakın tezler hazırlandı. Aynı zamanda hukukçuyum. Buna nedense hiç kimse dokunmuyor. Ben, yalnızca bir İslam düşünürü değilim.   

AA: Siyasete CHP ile girdiniz. Neden CHP? Daha sonra yollarınızı ayırmanızın özel nedenleri var mı?

YNÖ: Bir yerden siyasete başlayacaksınız. Benim için de en uygun adres orasıydı ama adamlar verdikleri sözde durmadılar. Hem milletimize, hem bana yalan söylediler; dolayısıyla biz de millete döndük, oradan da Halkın Yükselişi Partisi (HYP) çıktı. CHP, yaşanması gereken bir tecrübeydi ve yaşandı. Benim için hiçbir avantajı da dezavantajı da yok. Siyasette şirket hesapları yapılmaz, aksine siyaset fedakârlık ve millete hizmet mesleğidir. Hesap yaparsanız, amacınız parti değiştirip, para almaktan öteye gitmez, (Bazılarının yaptığı gibi) Transfer pazarları kuruluyor, bir taraftan diğer tarafa… Bir haftada üç parti değiştiren isimler var. Bizim ilkelerimize, şahsiyetimize, ahlak ve siyaset anlayışımıza bunlar uymaz. Siyasete millete hizmet için girdim; adamlar yalan söyledikleri için beraber yürüyemezdik; dolayısıyla yolumuzu ayırdık. Öbür taraftan dinci geçinenlerle bir arada olmamız zaten söz konusu değildi. Millete sorduk; Millet de: ‘Sen müstakil siyaset yap. Bunların hepsi defoludur; Sen, yeni bir şey yap’ yanıtını aldık.

AA: Sanki ilahiyatçı yönünüz daha ağır basıyor… Popülariteniz daha fazla… Neden siyaset? Bu arada siyaset yapmak için geç kaldığınızı düşündüğünüz oldu mu?

YNÖ: Biraz geç kaldığım doğru. Türkiye kaybetti. Ancak, kimse merak etmesin o açığı telafi ederiz. Siyaset yapma düşüncesi bende çok önceden vardı. Her dönem partilerden teklif alıyordum üstelik. Türkiye’nin şartları, benim siyasete girmemi gerekli kılıyordu. Buradan yola çıkarak, siyasette yerimi almam gerektiğini düşündüm.

AA: Parti lideri olduktan sonra sizi ekranlarda daha az görür olduk sanki… 

YNÖ: Böyle bir şey yok. Bir dönem ilahiyatçı kimliğimle sayısız programlara katıldığım doğru. Belki de gereksizdi ancak o dönem artık bitti. Ben, eskiden ‘din’ anlatıyordum. Dolayısıyla o konu herkesi ilgilendiriyordu. Siyasî lider olarak son dönemde ekranda en fazla kalma rekoru kıran isim benim. Ama din anlatmam artık. Din yok ki ortada ne anlatacaksınız? Türkiye işgal edilmiş;  hangi dini anlatacaksınız? Diyanet İşleri, imamları papazlara eğittiriyor. Böyle, bağımsızlığı olmayan bir ülkede dini niye anlatayım? Ben, böyle bir maskaralığa âlet olmam. Benim, dini anlattığım dönemde Türkiye’nin bağımsızlığı vardı. Medya maskaralarına bunu lütfen söyleyin. O zaman din anlatıyordu da; şimdi neden anlatmıyor? diye soranlara işte yanıtı…  Ülkeyi Haçlılar işgal etmiş…

Türkiye’de bağımsızlık savaşı başladı. Önce bağımsızlığımızı kazanacağız, şerefimizi koruyacağız; sonra din anlatacağız. Bağımsızlığı olmayanların dini mi olur? Hiç kimse camileri doldurup yatıp kalkmasın boşuna. Papazların eğittiği imamlarla namaz kılıp kimi kandıracaksınız?   Aksini iddia ederseniz ‘din’ sizi Allah’a şikâyet eder; Allah da belanızı verir. Bağımsızlığı olmayan ülkenin dini olur mu? Bu, 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkan Mustafa Kemal’e ‘Sen, bunu bırak da Hacca git, sevap alırsın’ demeye benzer.  Bana da ‘sen siyaseti bırak, ne güzel din anlatıyordun, devam et’ demeye çalışıyorlar. Biz, siyaset yapacağız; Türkiye’yi Haçlılara emanet eden ‘dinci sahtekârlara’ bırakmayacağız.   

AA: Bunlar çok iddialı sözler. Türkiye’de bağımsızlık savaşı verildiği fikrine nasıl kapıldınız? Örneklerle açıklayabilir misiniz?

YNÖ: Türkiye’yi bu hale düşürme kavgası her zaman yapılmıştı. 57. Hükûmet döneminde bu süreç başladı.  Şimdi erken seçim olsun diye can atanlara sesleniyorum: “Siz, iktidardaydınız. O zaman ne yaptın ki, bundan sonra ne yapacaksın”. Bunların bu millete söyleyeceği hiçbir şey yok. Bunlar, fosilleşmiş; bunlar, Türkiye’nin talihsizliği… Türkiye’yi 60 yıl aldattılar. Yüzlerinde kızarma belirtisi dahi yok. Böyle bir rezalet, edepsizlik dünyanın neresinde var söyler misiniz? 57. Hükûmetin Başbakanı'nın partisinin ismini unutarak, demeçler verdiği günleri hatırlayın. Halk da bunlara yeşil ışık yakarsa bunun faturasını nasıl ödeyeceğinin hesabını verecek. Bu ülkenin yetişmiş, adam gibi evlatları var.

11 Eylül’den sonra ben, bunu söylemeye başladım. Belliydi Türkiye’nin bu noktaya geleceği. Ondan öncekilerin hatalarının da payı var elbette. Türkiye düşmanları bu açığı, bu perişanlığı yakaladı; Cumhuriyet'le kavgalı adamları getirip Türkiye’nin başına oturttu. Âdeta talan tezgâhı kurdular. Bir yandan Atatürk mirasını tahrip ediyorlar, diğer yandan dinimizi ılımlı İslam adı altında yok ediyorlar. İslam’ı yozlaştırıyor, Kur'an’ı İncilleştiriyorlar. AKP’nin din adına ortaya çıkarttığı adamlar, papazlarla; kendileri de küresel Haçlı kurmayları ile işbirliği içinde. Bu, bir Kurtuluş Savaşı…

Bugün Türkiye’nin bağımsızlığını kurtaracak bir siyaset izlemekten daha büyük bir ibadet olamaz.  Herkes camileri boşaltsın, bağımsızlık için sokaklara dökülsün. İbadet artık budur. Camilere kimse kendini hapsetmesin, artık oralar da papazların yönetimine girdi.

Ben, bu camilerde Cuma namazı kılma işini durdurdum, kılmıyorum. Haçlıların yönetimine girmiş bir mabette İslam’ın namazı olmaz. Bu camilerde namaz kılınmaz.

Bitmiştir… Din istiyorsanız, işte size din. Aksini iddia eden varsa gelsin konuşalım.  

AA: Türk siyasetine ‘İMECE’ diye bir ilke getirdiniz. Yanılmıyorsam HYP’nin kuruluşu da bu sistem üzerinden oldu.  Bildiğim kadarıyla henüz Hazine yardımı da almıyorsunuz. ‘İMECE’yi biraz açar mısınız?

YNÖ: Hazine yardımı talancı partilere… Kimi IMF ile gidiyor; biz İMECE ile gidiyoruz. Sloganlarımızdan biri de budur: “IMF ile değil; İMECE ile” Halkın desteği ile siyaset yapıyoruz. Yani, harcamaları da halk yapıyor. Kurtuluş Savaşı’nda nasıl yapıldıysa, aynısını yapıyoruz. Sözün özü, siyaseti yalnızca particilik olarak görmüyoruz.  Bir onur savaşı veriyoruz, bunu da siyaset kanalıyla yapıyoruz.

AA: Seçime hazır mısınız?  

YNÖ: 1.5 yıl gibi kısa bir sürede 75 il, 512 birimde teşkilatlandık. Siyaset tarihinin rekoru bizde. İktidar olmuş partilerin teşkilatlarında bile bu sayıyı yakalayamazsınız. Ve bunu halk yaptı. Yapılacak herhangi bir seçime hazırız. Sonuçları da hep birlikte göreceğiz.   

AA: Peki, sizin diğer liderlerden farkınız nedir? İnsanlar size neden oy versinler?

YNÖ: Ben, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun ve Dünya’nın meselelerini mesleğim icabı çok iyi bilirim. Hukukçu, felsefeci, basın mensubu, araştırmacı, yazar ve siyasetçi olarak… Benim birikimime sahip başka bir siyasetçi daha yok. Diğer farkım ise; ‘Ben, yalan söylemem’ Türk siyasetinde benim dışımda yalan söylemeyen lider yok. Tek kanıtım da, geçmiş 20 yılım. Ben, millete 20 yıl devrim niteliğinde hizmetler verdim.  Ötekilerin hiçbirinin siyasete girmeden önce vermiş olduğu tek bir hizmet yok. En fazla devlet memuruydular. Yalnızca Türkiye’de çıkan 60 kitap ile dünya dillerine çevrilmiş kitaplarım benim birikimimin en basit örneği. Bırakın Türkiye’yi Dünya’ya hizmet etmiş bir insan sıfatıyla siyasete girdim.

AA: Söz açılmışken Ortadoğu’da bundan sonra ne olacak? Öngörüleriniz neler? 

YNÖ: Ortadoğu’da kazan, 11 Eylül’de kaynadı. Şimdi ise patlamak üzere. Ortadoğu’yu Haçlılar işgal etmiş durumda. Orada, İsrail’den büyük başka bir devlet bırakılmak istenmiyor. Türkiye’yi de buna uyduracaklar. Türkiye buna karşı çıkacak mı? Çıkmayacak mı? İşte mücadele bu. AKP, BOP projesinde Türkiye’nin bu plana karşı çıkmayacağının işaretlerini verdi. Bu hıyanettir. Hani eş başkan deniliyor ya… Onun adı eş başkanlık değil, taşeronluk. Türkiye’nin bunlardan süratle kurtulması gerekiyor. Peki, kime gidecek? Deniz Baykal gibi millî tembellere teslim edilemez Türkiye. Bunlar, bir saatini bile Türkiye için feda etmeyen adamlar; çok yakından tanırım… Liberal sağ desen; talancıdır, Türkiye’yi 60 sene soymuş; nimet ambarını tam takır hale getirmiş. Dinciler, zaten ortada… Türkiye’nin bugün tek ümidi vardır. Cumhuriyet değerlerine, ruhsal değerlere sahip çıkacak ve Türkiye’nin ekonomik değerlerini teslim edeceği tek kadro Halkın Yükselişi kadrosu ve bu kadronun garantörü de benim. Benim geçmiş 20 yılım ortada. İşimi nasıl yaptığımı da gördüler. Kimsenin devamı olmadan; halkla…  Dünya, bizi takip ediyor. Ülkemizde ise birtakım ambargolar uygulanıyor.  Millet, bunu anlarsa ne alâ; anlamazsa millet de belasını bulur. Bunu açıkça söylüyorum: ‘Eveleyip gevelerseniz millet yanlış anlar. Aynen böyle; Ya bunun kıymetini bilecek ya da belasını bulacak’ Dolayısıyla artık milletin de mazereti kalmadı. Öncelikle, Türkiye’yi Türkiye’den yönetmek zorundayız. Türkiye’ye ‘Ben, Türküm, Cumhuriyet çocuğuyum; ecdadımın yaşadığı dine mensup olmaktan gurur duyuyorum’ diyecek bir kadro lazım evvela. AB’ye diyorlar ki: ‘Sen merak etme, bugün Türkiye’nin neyi varsa (MGK’dan başlayarak) hepsini senin istediğin kıvama getireceğiz’; Bush’a diyorlar ki: ‘Ben, senin eş başkanınım’ Peki; geriye ne kalıyor? 

AA: Biraz geriye gidecek olursak, gençliğinizde hangi siyasî akımlardan ve hangi yazarlardan etkilendiğinizi öğrenebilir miyiz?

YNÖ: Ben, parti siyaseti ile uğraşmadım ama Türkiye’nin meseleleri ile 30 yıldır uğraşıyorum. Batıdan Shakespeare, Hengri Bergson… Bunlar en önemli düşünce adamları.  Türkiye’den Yunus Emre, Mevlana (benim ihtisas alanım); günümüzden ise Attila İlhan.

AA: Yeni bir kitap çalışmanız var mı bu aralar?

YNÖ: Kitap çalışması durmaz. Siyasete girdiğimden bu yana 4 kitabım çıktı, 3 kitabım da yabancı dillere çevrildi. Yeni sürprizler de olacak. Ancak ilk sürpriz seçimde…  Kamuoyu yoklamalarının hepsi yalan. 1983’te Turgut Özal’ı Meclis’e giremeyecek bir parti olarak gösterdiler. 400 küsur milletvekili ile geldi. Önümüzdeki seçimde de aynen 83’teki sendromu yaşayacağız.

AA: Siz de kamuoyu araştırması yaptırdınız mı?

YNÖ: 20 yıldır araştırıyorum zaten. Ben, araştırma yapmadan parti falan kurmam. Fasa fiso ile uğraşacak bir adam değilim. Bir işi yapıyorsam, birinci sınıf yaparım. Bu kadar kısa bir sürede rekor düzeyde örgütlenebiliyorsa bir parti, bundan daha sağlam bir kamuoyu yoklaması olur mu? Buradan şöyle bir sonuç çıkıyor: HYP’nin temeli 20 yıl öncesine mi dayanıyor?

AA: Tabi. HYP, 1,5 artı 20 yıllık bir parti. Peki, şu an yetişen nesil sizce siyasete sıcak bakıyor mu?

YNÖ: Gençliğin bir suçu yok. Türkiye’yi Türkiye’den yönetmeye başladığımızda gençlik, dünyada hiçbir ülkede olmayan muhteşem bir güç ve dinamizm olarak Türkiye’yi çağın üzerine taşıyacaktır. Nüfusumuzun yüzde 80’i genç zaten; bugün bunun ancak yüzde 10’u Parlamento'da. Kadınların ve gençlerin siyasette daha etkin olması gerekiyor. Türk siyasetinde kadın yok mesela. En yüksek kadın oranı CHP’deydi; bu oran onların teşkilatlarında yüzde 7–8 civarında. Şimdi ben size bir açıklama yapayım: HYP teşkilatlarında ve yönetimlerinde kadınların oranı yüzde 48. Kurucu üyeler listesinde yüzde 30. İl Başkanlığı düzeyinde yüzde 11. Bu oranlar, Türk siyasetine ilk kez bizim getirdiğimiz değerlerdir.

AA: Sizi ülkemizdeki diğer ilahiyat uzmanlarından ayıran bir farkınız da kadınları siyasî yaşamda destekliyor olmanız olabilir mi?

YNÖ: Ben, her şeyden önce bir insanım. Esas milletvekili listelerini açıkladığımızda göreceksiniz; yüzde 30’larda kadın olacak. Kadın asla numara yemez. Kandırılmış gibi görünür ancak asla kandırılmaz. Onun için kadın, adam gibi adamı bakınca anlar. Kadınlar dürüstlüğüm için yanımda yer aldılar.

AA: Peki, sizin en büyük hizmetiniz ne oldu Türkiye adına?

YNÖ: Türkiye’yi İran olmaktan kurtardım. Şimdi tekrar uğraşıyorlar Türkiye’yi İran veya Afganistan yapmak için. Bunun çok önemli tanıkları var. Onları açıklamayacağım ama benim devrim niteliğindeki mesajım son 20 yılda Türkiye tarafından algılanmasaydı, çoktan İran olmuştuk.

AA: Hangi mesaj?

YNÖ: Mesaj derken, bütün çalışmalarımı kastediyorum. 60 küsur kitap orada duruyor.

AA: Biraz da özele değinecek olursak; ilgi alanlarınızı öğrenebilir miyiz?

YNÖ: Erdemsizlik, ahlaksızlık sayılmayan bütün insanî faaliyetlerin içinde olmaya özen gösteririm. Mesela musikî ile çok yakından ilgiliyim. Bir ara ud çalıyordum. Sporla uğraşırım.  

AA: Yanılmıyorsam ikinci bir evlilik yaptınız? Çocuklarınız var mı?

YNÖ: 3’ü ilk evliliğimden, biri de şimdiki evliliğimden 4 çocuğum var. İlk evliliğimden olanlar, evli barklı oldular. Çocuk şimdi bir tane var: ‘Ali’

AA: Bu arada şu an çok sayıda ödül gözümüze çarpıyor. Bugüne kadar aldığınız ödüller arasında en anlamlısı nedir?

YNÖ: Bunlar bir şey değil. Bunlar gibi yüzlerce var. En anlamlısı ise, Türk annelerinden aldığım ödüldür. O da yalnızca bir sözden ibaret: ‘Senin sayende, bizi Allah’ın kulluğunun dışına atanların yalancı olduğunu öğrendik’

AA: Son söz alabilir miyiz?

YNÖ: 20 küsur yıldır konuşuyorum. Millet, aklını başına alsın; tatlı yalanlara aldanmasın. Artık acı gerçeği göğüslemeye hazır olsun. Benim bu millete bir tane vaadim var: ‘Ben, sana yalan söylemeyeceğim’ Türk siyasetini tertemiz hale getirir, bu ülkeyi yeniden millete teslim ederim. Çok uzun da kalmam; siyasette fosilimin çıkmasını da istemem.  

sevilay@net1tv.com
www.ankaraankara.com.tr

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org