Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bazı Fotoğrafların Düşündürdükleri: (1) 15.08.2005
26.08.2005
Okunma Sayısı : 7565
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ele alınacak çok fotoğraf var ama ben üç tanesinden söz edeceğim.  Kitaplık çapta anlamlı ve kitaplık çapta ibret dolu fotoğraflar bunlar. Tarih sırasıyla:
1.Oryantal dans yapan başı türbanlı, göbekleri açık kızlar,

2.Suut Kralı müteveffa Fahd’ın ölüm haberiyle ilgili fotoğraf,
3.Suut eski petrol bakanı Zeki Yamanî’nin kızının düğünü ile ilgili, bizim Dışişleri Bakanımız Gül ve eşinin de yer aldığı fotoğraf.

Önce, fotoğrafların bir tahlilini yapalım:
Birinci fotoğraf, 27 Temmuz 2005 tarihli bir gazetede yaklaşık çeyrek sayfa olarak yayınlanmış. Üstünde şu manşet var: ‘Göbeği Açık Türbanlı Kızlardan Oryantal’
Başı türbanlı, göbekleri açık kızların oryantal göbek atışını izliyorsunuz. Haber şöyle devam ediyor: “Konya Mevlâna Kültür Müzesi’nde konsere türbanlı kadınlar ve genç kızlar da ilgi gösterdi. Göbeği açık bazı türbanlı kızlar, bellerine eşarp bağlayarak, Alişan’ın hareketli parçalarıyla göbek attı...” (Hürriyet) “Bir tel saçın bile görülmemeli; görülürse Allah seni cehennemde yakar” diyerek başlarını sarıp sarmalayanlar, vücutlarının en mahrem yerleri ortada, âlemin önünde dans edip göbek atmaktadır.
Emsalini pek çok yerde izleyebildiğimiz bu manzara neyin ifadesidir? Dinin, samimiyetin, Allah rızasının mı yoksa katmerli bir ikiyüzlülüğün, halkla, dinle, Allah ile alay etmenin göstergesi midir?

Biz bunun cevabını yine Kur’an’dan almış bulunuyoruz. Kur’an şöyle diyor:
“Dikkatle bakın! Onlar, Allah’tan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Dikkat edin! Onlar giysileriyle sarılıp sarmalandıkları zaman da Allah, onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü Allah, göğüslerin içini çok iyi bilendir.” (Hûd Suresi, 5)
Bizim için cevap işte bu! Ancak “Türban bizim namusumuzdur” diyerek ülkeyi ayağa kaldıran siyasetçilerin vereceği cevabı merak ediyoruz.
Namus bu kadar kırılgan, bu kadar yoz, bu kadar ucuz ve bu kadar tutarsız mı?
Bu konuda önemli birkaç soru daha takılıyor zihinlere:
1.Siz bu fotoğrafların yüzlercesinin sergilendiği bu ülkede “Başımızı Allah emrettiği için örtüyoruz ve örtündüğümüz için zulme uğruyoruz” edebiyatının, aklı ve dürüstlüğü sulanmamış insanları inandıracağını düşünebiliyor musunuz?
2.Sizin ifadenizle ‘türban sorunu’nun bu anlayışla çözülebileceğine inanıyor musunuz?
3.Böyle bir türban ve tesettür anlayışının, ciddî ve samimi insanlarca, çözülmesi gereken  bir sorun olarak algılanabileceğine inanıyor musunuz?
4. Anılan fotoğraftaki gibi göbeğin, başka bazı fotoğraflardaki gibi, diz kapağın birkaç parmak yukarısının açıklığında sakınca görmeyen, ama başın ve saçların çift kat bezlerle sarıp sarmalanması için kavga eden zihniyetlerin gerçekten din-iman diye bir kaygılarının olabileceğine inanıyor musunuz? İnanıyorsanız bunu dinin hangi umdesi ve buyruğuyla izah ediyorsunuz?
5. Örtünme (tesettür değil) emrinin, başı ve saçları da kapsadığını varsayalım; bu emre uymayan insan, hiçbir mazereti yoksa, günahkâr olur. Bunda tartışma yok. Hiçbir riyakârlığa sapmadan günahını itiraf edenleri Cenabı Hak affeder. Bunda da tartışma yok.Ama şunda da tartışma yok: İşin içine riya karıştırıldığında, iddia ve görüntü ne olursa olsun, insan şirke batar. Çünkü riya, dinin açık beyanıyla, gizli şirktir. Ve şirke batanların kurtuluş ümitleri yoktur.
Dinin bu tartışılmaz verileri ışığında, yukarıda zihniyeti belirlenen türban anlayışının durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
6.Bu fotoğrafların ortaya koyduğu riyakârlık manzarasının, istismar ve çarpıklığın, asırlardan beri samimi inançlarına riayetle başlarını örten (buran, sarmalayan değil) hanımlarımızın saygınlığına verdiği zararın din ve insan hakları bakımından nasıl bir zulüm olduğunu hiç düşündünüz mü? Sizce, bu zulüm mü daha büyüktür, yoksa az önceki türban anlayışının diline doladığı ‘zulüm’ mü?
Kendi söylediklerine inanmayanların vay haline!
İkinci fotoğrafımız, müteveffa Suut Kralı Fahd’ın ölümü üzerine yayınlanan fotoğraflardan. Sadece Türkiye değil, bütün dünya bu fotoğraflardaki kralın hayatı, mirası ve zihniyetiyle ilgili pek çok haber yayınladı, yorum yaptı.
İslam’ın beşik topraklarında kurulan Suut ülkesinin ‘Müslüman kral’ının dünyanın önüne koyduğu manzaraya bir bakalım:
Müteveffanın geride bıraktığı servet:
32 milyar dolar nakit para, Riyad ve Cidde’de 5 milyar dolar değerinde iki saray, Fransız Rivierası’ında bir şato, Boeing 747 tipi bir uçak, Cadillac marka onlarca araba, İspanya’nın Marbella kasabasında 250 dönüm alanda yaptırılmış bir saray.
Verilen bilgiye göre, Peygamber Beldesi Kralı’nın Marbella’daki sarayında 800 kişilik bir hizmet ekibi çalışmakta, şoförlere 5 bin, diğer hizmetçilere 3 bin dolar aylık verilmektedir. Sarayın hizmeti için 4 uçak, 600 Mercedes otomobil, 50 limuzin, seçkin otellerde 300 oda ve ayrıca aylığı 180 bin Euro’luk villalar kiralanmış.
Kral, her yıl, 100 milyon dolar değerindeki el-Diriyah yatıyla Fransız kıyılarını dolaşırdı. 1987’de Monaco kumarhanelerinde 6 milyon dolar kaybederek medyanın gündemine oturmuştu. 3 karısı ve 8 oğlu var. Kızlarının olup olmadığı, varsa sayıları her ne hikmetse bildirilmiyor.
Kral, 83 yaşında öldü. Son yıllarında bol bol cami yaptırdığı söyleniyor. Bu durum akla hemen şu soruyu getiriyor:
İslam dünyasında ve ‘geleneksel Müslüman’ tipin hayat ve icraatında cami neyin maskelenmesinde kullanılıyor ve neyi ifade ediyor?
Kralın dünya ölçeğinde hamisi, garantörü, bilindiği gibi, ABD idi.
İslam dünyasının hali ortada. Acılarla, kanla, göz yaşıyla, açlık, perişanlık ve nihayet zulüm, baskı, şiddet, sömürü ve tutsaklıkla kahır çeken bir dünyanın, hem de şampiyon bir ülkesinin, cami yaptırmasıyla da ünlü kralının dünya önüne koyduğu yukarıki tablo ile Kur’anî ve Muhammedî vicdan ve zihniyeti nasıl bağdaştırabileceğiz?
Ben bir cevap bulamıyorum.Bulan varsa söylesin! Ben sadece şunu düşünüyor, şuna inanıyorum: İslam dünyası denen bir buçuk milyarlık kitle, bu anlayışla, felaket ve hezimetten başka hiçbir şey elde edemez.
İnanıyorum ki, Kur’an’ın, defalarca tekrarladığı şu cümle hakkın ta kendisidir:

“Allah insanlara zulmetmez; insanlar kendi benliklerine zulmederler.” (Devam edecek)

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org