Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri: 19.08.2005
26.08.2005
Okunma Sayısı : 9231
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri: Sempozyum Konuşması-19 Ağustos 2005 

Biz bu canlarla, Türkiye içinde ve dışında yıllarca çok sohbet ettik, çok konuştuk. Zaten benim duygularımın tamamına yakınını Fikret Bey (Fikret OTYAM) ifade etti. Yalnız benim ‘Kur’an Meali’nin diğer bölümleri de çok güzeldir, çok fonetik bir tercümedir. Onların hepsini birlikte okumak lazım. Sadece Nahl Suresi 67’yi söylüyor; ama ötekiler de güzeldir.

Bir de bu resim yasağı meselesini İslam’a mal etmeyelim. İslam resme tapmayı yasaklamıştır ama resim yapmayı yasaklamamıştır. Bu kadarını söyleyeyim. Tıpkı örtünmeyi emredip de kadınların başının burulmasını emretmediği gibi. Bunları da iyi bilmek lazım. Çünkü bir yalandan bir put yaratarak ona sataşmak insana yakışmıyor. Yani birisi onu yaratmışsa yalandan, onu da anlatmak lazım halka. Birisi bir yalan yaratmış biz o yalanı onun keyfine uygun olarak ortaya çıkarıp, doğruyu arayan insanlara, siz de bunu böyle anlayacaksınız demeyelim. Tabiî bu Fikret Ağabey’in işi değil, o bizim işimizdir. Bunu da bu ülkeye yıllardır söylüyoruz.

Lütfen, Emevî dini ile Hz Muhammed’in insanlığa anlattığı İslam’ı birbirinden ayıralım.
Bakın, bu ayrımı yapmadan bu ülkede hiç kimse iflah etmez. Bunu tekrar tekrar söylüyorum, 20 yıl boyunca söyledim, bu ayrım yapılacak, ondan sonra isteyen istediği yere gitsin. Yolun biri böyle, bir şöyle gider, sonucuna katlanırsın, istediğin tarafı tercih edersin. Ama Emevî’nin saltanatı uğruna Kur’an vahyini yozlaştırarak yarattığı, kancı, kinci ve şiddetçi dini İslam diye insanlığın önüne çıkarıp bir de bunun meddahlığını yapmayalım. Biz yapmayalım hiç değilse.
Ben ömrümü Emevî dini ile hakikî İslam’ın farklarını insanlığa anlatmaya verdim. Diyeceksiniz ki, anlattın da ne oldu, daha dün Sivas’ta 38 kişiyi diri diri yaktılar. Anlatmasaydık kaç 38 kişi daha yanardı, onun da hesabını yapmak lazım. Ve şimdi bakın, anlatmadığınız zaman ne oluyor:
Okyanusun öbür tarafından 11.000 km’den birileri sizin dininize yeni bir ad koyuyor ve geliyor sizin insanınıza bunu dayatıyor: “BOP İslam’ı”. 1950 den itibaren “Yeşil Kuşak İslam’ı” ydı, şimdi hesap değişti, demir perde işi bitti; soğuk savaş.
Şimdi diyor ki “Bob İslam’ı” olacak. Sana ne? Siz adam değilsiniz diyor; sizin biriniz bir türlü dedi, diğeriniz öbür türlü dedi, kendi dininizi hem kendi başınıza bela ettiniz, hem insanlığın başına bela ettiniz. Ben şimdi bununla mı uğraşacağım, ben bunu, uyumlu hale getireceğim diyor. “Ilımlı İslam” diyorlar ya, o aslında Batı’ya, Haçlılara uyumlu demek. Emperyalizme uyumlu demek.
Atatürk’ü Müslüman gözüyle niye görmüyor adam? Atatürk’ün anlattığı din, benim Kur’an’dan öğrendiğimin tam göbeği, ama Haçlı emperyalizmininkine uymuyor. Rahatsızlık burada. Şimdi, Bob İslam’ı, Yeşil Kuşak İslam’ı, Arap İslam’ı, Acem İslam’ı diyorlar. Birileri çıkıyor; Türk İslam’ı diyor. Ötekisi çıkıyor, olmuyor, diyor, biraz sentezleyelim bunu, Türk-İslam sentezi falan yapalım.
Hayır! Bunlar yanlış. Bir tane İslam var. Ama yorum derseniz, İslam’ın binlerce yorumu olur. Bir mesaj evrenselse onun insanlık dünyası kadar yorumu olmuştur ve olacaktır. Şimdi bakın, bunlar iki ayrı şey, halk bunları öğrenmeli. İslam bir tanedir ama yorumu on binlercedir, bunu Kur’an’ın kendi istiyor.
Kur’an yorumlanmadığı zaman, adresine ulaşmamış bir mektup gibi hiçbir işe yaramaz. Yorumlayıp da yanlış yapmak, yorumlamadan doğru yapmaktan bin kat daha iyidir. Bu da Kur’an’ın emri.Yorumlayacak. Biz de yorumlamışız. Benim çıkmak üzere olan bir kitabım var, bir adı da “İslam’ın Türkmen Yorumu”dur.
Alevî-Bektaşî kendine İslam’da yer bulabiliyor mu, bulamıyor mu? Sıkışıyor. Çünkü okumuyor, öğrenmiyor. Sonra Batı’da birileri diyor ki, “Siz İslam’ın dışındasınız” Bu da, “Öyleyse dışındayız” diyor. Öbürü de dışında değiliz diyor, hadi bakalım kavga. Kardeşim niye böyle yapıyorsun?  “İslam’ın Türkmen Yorumu”,  işte o. Yunus orada, Hacı Bektaş orada, hatta Mevlâna orada. Daha önce İbni Arabî orada.
Dört tane adam Anadolu’da 13. yüzyılda, ben bunlara “Erkânı Erbaa” diyorum, dört ana direk. Haçlı’nın ve Haçlılarla işbirliği yapan Siyasal İslam’ın kurduğu teslis (üçlü) ittifaklarıyla, bunlar Türkiye’yi mahvediyor. Nedir o teslis? ABD-AB-Siyasal İslam üçlüsü. Bunlar,Türkiye’yi Türkiye’den yönetmeye izin  vermiyorlar.
Bunlar yönetecek. Biz diyoruz ki, yok canım, dört büyüğün yorumu  üzerine aktarılmış Türkmen yorumu. Bize bu lazım, hatta insanlığa bu lazım. Kur’an bu yorumu istiyor ve tarih gösteriyor ki, bu Anadolu’da vücut bulan, yoğrulan ve bugün insanlık dünyasının henüz eşiğine gelmediği bir Hümanizm var orada.
Mesele sadece Nahl 67 ile bitmiyor Fikret Ağabey, orada başka muhteşem güzellikler var, onları çıkarmak lazım. Onların üstüne, önce halifeliğin Türkiye’ye sokulmasıyla Arap katranı döküldü. Atatürk o katranı kazıdı, ama tekrar getirdiler, şimdi emperyalist Haçlı eliyle tekrar o katranı Türkmen yorumunun üstüne örttüler. Şimdi o katranın üzerini açacağız. Nasıl açacağız? Bir defa işi bileceksin bu bir. İki, öyle Edebali’nin nasihatlarını duvara asmak sahtekârlığı ile olmaz bu iş. 
Bu Anadolu hümanizminin, 13 yüzyılda vücut bulan Anadolu Hümanizminin, inanmış er oğlu er adamlarını bularak siyasî projeye dönüştürüp, milletin önüne koyacaksın. Aksini yaparsan biri çıkar der ki, sosyal demokrasi komünist işidir. Amerika oradan bastırıyor. Marshall Planı’nına göre bize ‘yardım’ verirken Köy Enstitüleri’ni kapatmayı şart koşmadı mı? Biri çıkıp demedi ki, sen, vereceğin küflü buğday karşılığında Köy Enstitüleri’ni kapatmayı niye istiyorsun? Demedi.

İki ayaklı şeytanî bir zehiri akıttılar içimize: Birisi dinci ayağı. Ne demek bu? Şu demek: Haçlı emperyalizm, sarıklı ve takkeli hıyaneti bu topraklarda yanına almadan hiçbir başarı elde edemez. Onun için bakın kimleri suyun başlarına getiriyorlar. Bunun yıkılması lazım.  Yoksa burada gak-guk etmekle bir yere gidilmez.
İcabı yapılmalı. Nedir icabı? İcabı, Anadolu’da 13. yüzyılda dört temel rüknün getirdiği yorumu hayata geçirmek. İcabı bu.
İbn Arabî’den başlayalım. İbn Arabi deyip geçmeyin. Endülüs’ten estetiği, mistisizmle kaynaşmış akılcılığı Anadolu’ya taşımış; Konevî’nin dul annesiyle evlenmiş ve  orada yaşamış. Bakın, ilginç bir oluşum bu. Öbür taraftan Orta Asya ayağı. Hacı Bektaş, oradan atılımcı derûnîlik dediğim ruhu taşımış, teşkilatçılık dehasını getirmiş. O bakımdan, Hacı Bektaş Atatürk’e çok benziyor. Teşkilatçı bir deha.
Öte yandan, Belh civarından, Arap, Acem ve Yunan sentezini Mevlâna taşıyor. Bunlar benim dünyaya 30 yıldan beri hoca sıfatı ile okuttuğum şeyler, müsaade edin de söyleyeyim size. Öbür tarafta henüz dünyanın eşiğine gelmediği, tevazuunun, hoşgörünün, sevginin ve şefkatin âdeta ilahlaşmış bir anıtı olan Yunus. Türkmen Hümanizmi’nin aşılmaz babası. Bu dört cevher bir Hümanizm vücuda getirmişler ki, Batı onun eşiğine dünya yeniden kurulmadan gelemez. Gelemedi demiyorum, gelemez. Batı’nın böyle bir nasibi yok. O nasip Anadolu’ya verilmiş. Anadolu’da da bir daha o ‘Erkânı Erbaa’yı bir araya getiremezsin. Getirebilmen için dünyanın yeniden kurulması lazım.
Şimdi bu eşsiz birleşimi, bu eşsiz reçeteyi, bu âdeta Lokman Hekim reçetesini biz, bırakın dünyaya anlatmayı, maalesef kendi hayatımıza sokamadık.
Anadolu Hümanizmi diyorum ben. Bir ucunda İbn Arabî, öteki ucunda Atatürk. İbn Arabî’den, Atatürk’e Anadolu Hümanizmi. Bütün safahatiyla. O da benim bir kitap çalışmam, o da çıkacak. Fakat bunu bir siyasî projeye yani, yaşayan insana bir şeyler veren projeye dönüştürmek lazım. Öyle levha asmakla olmaz bu. Bunu evvela bileceksin, sonra lüzumuna inanacaksın, sonra da icabını yapacaksın.
Adam olacaksın. Edebali levhasını asıyorsun, sonra da ‘Yaşar Nuri’yi biz partiye taktik icabı aldık’ diyorsun.Taktik icabı yaptık dersen sana adam demezler, ikiyüzlü derler.
Batı’nın da uzun vadeli çıkarı bundadır.
Aziz canlarım, değerli kardeşlerim. Batı, ikiyüzlülüğü bırakacak, bir de Türkmen yorumunu, İslam’ı keşfedecek. Bunu keşfetmek istemiyor, çünkü bunu keşfettiği zaman, şu gök gözlü adama  (M. Kemal Atatürk’e) paye vermek zorunda kalacak. Çünkü Anadolu hümanizminin doruk noktasında o var. Ne var ki, Atatürk onu Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda mahvettiği için, ona duyduğu kinini aşamıyor, onu asla affedemiyor.
Atatürk’ü siyasal İslamcılar da affedemiyor; çünkü ikiyüzlülük irinlerini döktü ortaya, yoksa onun hepsinden daha dindar olduğunu da biliyorlar.
Batı da affetmiyor Atatürk’ü, siyasal İslamcılar da. Atatürk gitmeli diyorlar. Kuyruğuna takılıp içine girmek için uşak mertebesinde, esir mertebesinde yalvarıp yakardığımız AB denen sokak yosmasına dönmüş ne idüğü belirsiz, bize diyor ki; “Atatürk’ten vazgeçin ki, sizi içimize alalım.” Avrupa Birliği raporlarında, iki raporda da, biri şahıs olarak Atatürk, öteki ilke olarak laiklik dışlanmalı deniyor. Laiklik dedin mi Atatürk demektir, Atatürk dedin mi laiklik demektir. Biri kişi, biri ilke. AB  bastırıyor; sizi biz BOP meyanında model yapacağız. Vallahi ve billahi söylemek istediği o değil. Sizi İslam dünyasında model olmaktan çıkaracağız demektir o.
Biz İslam dünyasında neden model olmuşuz? Petrolümüz mü çok fazla? Hayır! Peki, niye model olduk biz? Atatürk’ün mirasıyla, arkasında Atatürk var. Peki, kardeşim, sen bir yandan beni model yapacağını söylüyorsun, öbür yandan beni model yapan değeri yıkmaya çalışıyorsun, böyle perhiz böyle lahana turşusu olur mu? Bunu bana yutturamazsın; bunu Türkiye’de siyasal İslamcılara, bu ülkeyi, orta çağa yelken açtırmak üzere yönetenlere yutturursun. Aslında, onlar da yutmuyor bunu, ama niyetleri bozuk, yutmuş gibi görünüyorlar.
Değerli arkadaşlar, bitiriyorum, ben buraya bir anonsla çıktım, sadece canlarla bir olalım diye geldik, Fikret Bey’den çok güzel de bir konuşma dinledik. Değdi vallahi, beş defa gelsek değer. Şimdi bakın, Türkiye sadede gelmelidir.
Türkiye’nin gak-gukla harcayacak zamanı yok. Türkiye’nin altından toprak gidiyor. Üstünde kara bulutlar dolaşıyor. Eğer bir demokratik imkânla Türkiye’nin önünü bu millet açıp büyük kitleyi ayağa kaldırmazsa bir daha ayağa kalkamaz. Yukarıda Cenabı Hak; (Fikret Ağabey gök tanrı dedi, fark etmez, aynı gerçektir) aşağıda da tarih ve biz, söylüyoruz.
Türkiye artık ayağa kalkma imkânını da kaybedecek bir noktaya taşınıyor. Şimdi kalksın ayağa Türkiye. Dip dalgaları şimdi kaldırsın halkı ayağa. Ben elli küsur yaşında bir insanım, yıllardan beri bakıyorum, halkımızın üzerinde bir milim ölü toprağı vardı; bir santim oldu, yirmi santim oldu, otuz santim oldu; bu toprak arttıkça bizim insanımızın ruhundaki büyük diriliş devini uyandırma zorlaşıyor. Onu uyandırmazsanız hiçbir şey yapamazsınız. Bu gün artık insansımızın üstüne iki metre ölü toprağı örttüler. Ama hâlâ aşağıdaki dev uyandırılabilir, biraz sonra hiç uyandıramazsınız. Bunu yapalım. Emevî İslamı’ndan Kur’an’ın İslamı’na ve onun namı diğer Türkmen yorumuna geçelim, bunda dünyanın da menfaati var.
Bağırıp duruyoruz; şiddet-kan canımızı yakıyor. Nasıl temizleyeceksin bunu? Nasıl temizleyeceksin? Ilımlı İslam’la mı?
Ne demek Ilımlı İslam? İslam’ın kendisinde cevher varsa, kendisi şiddete ve kana karşıysa bu iş olur. “Yok karşı değildir, ben buna ılımlı demekle o hale getireceğim” diyorsan acırım sana, hiçbir şey yapamazsın.
İslam’ın gerçeğinde ne var, onu ortaya çıkartmak lazım, onun için bin küsur yıllık Emevî tasallutunu İslam’ın sırtından atmak icap ediyor. İşte, Türkmen yorumu bize burada yarar sağlar. Bizler bu işi, (kendini övenleri sevmem dedi Fikret Ağabey ama, müsaade edin ben burada 56 kitapla, ki bunların bir kısmı da yabancı dillere tercüme edilmiş) dünyaya  anlatıyorum. 20 senedir kelle koltukta savaşıyorum. Müsaade edin de bir hakkımı kullanayım. Bu işi dünyada en iyi bilen üç tane adam varsa, onlardan birisi de burada, karşınızdadır. Şimdi, Türkiye bundan yararlanır mı, yararlanmaz mı? Yararlansın diyoruz. Bu ülkeyi çok seviyoruz; bu Türkmen yorumunu çok seviyoruz. Anadolu Hümanizmini çok seviyoruz.
Anadolu Hümanizmini duygunun, özlemin, mistik ve romantik edebiyatın üstüne çıkarıp güç ve devlete kavuşturan büyük ruhu, Atatürk’ü çok seviyoruz.
Şunu bileceksiniz: Birtakım Haçlılar çıkıp “Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtkabrini yok ederiz ama Kâbe’yi de yok ederiz” deseler, “Anıt Kabir’i yok et de, Kâbe’yi de yok et!” diyecek alçakların sayısı az değildir. Kinleri imanlarının ve dinlerinin üstündedir. Bizim Müslüman dindar halkımıza yazık oluyor. Sünnîsi ve Alevîsiyle, bunlar bu işin farkında değil. Bunları bu işi farkında kılmak lazım. Ben 20 yılımı buna harcadım.
Şimdi girerken sordu birisi: “Allah İle Aldatmak” kitabın ne zaman çıkacak. Kitap hazır. Ama çıkarmıyorum. Ne zaman çıkaracağım? Bu kitleden şimdi bir cevap bekliyorum. Kitle diyecek ki,
“Ben Allah ile aldatılmaya artık tahammül edemem, buna isyan ediyorum, bunu yıkacağım!”
O sesi, o nefesi duyacağım, o zaman çıkaracağım kitabı. Bunu bekliyoruz. Enerji, bilgi, dirayet, yürek, yarı deli yürek hepsini topla bir hamur yap, o hamur bizde var. Ancak bu ülke niyetini ortaya koyacak.
Ben ümitliyim, ben niyaz içindeyim, aşk ve niyaz içindeyim.
Bu duygularla ve düşüncelerle niyazlarımı, ümitlerimi, hasretimi tekrarlıyorum ve hepinizi yine bu duygu ve düşüncelerle kucaklıyorum.
Bana hiç yoktan bu imkânı verdiğiniz için, ama özellikle Fikret Ağabey’i dinleme imkânı verdiğiniz için de teşekkür ediyorum. Sayın Belediye Başkanı’na, hepinize hayırlar ola diyorum ve Türkiye’nin başından o demin bahsettiğim uğursuz teslis (üçlü) def ola.
Teşekkür ederim!

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org