Ziynet Odası       Odam Olsun        Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

IMC TV Bülent Şenver ile Etik Sohbet
12.01.2013
Okunma Sayısı : 7063
Oy Sayısı : 39
Değerlendirme : 5
Popülarite : 7,96
Verdiğiniz Puan :
 

 

IMC TV Bülent Şenver ile Etik Sohbet

.
.

 izlemek için   

.
.

 dinlemek için 

.
.

IMC TV Bülent Şenver ile Etik Sohbet 

Deşifresi

Bülent Şenver (BŞ)

IMC TV: Bülent Bey, hoşgeldiniz.

BŞ:
Hoşbulduk.

IMC TV:
Önce dilerseniz  EDMER'den bahsedelim. Etik Değerler Merkezi Derneği EDMER. Ne zaman kuruldu? Siz kurucu başkanısınız. Kimler yer aldı bu oluşum içerisinde? Neyi amaçladınız ? Ve en önemlisi ne gibi faaliyetler yürütür?

BŞ:
Etik Değerler Merkezi Derneği'ni gençler için kurduk.

Türkiye'de etik konusunda çalışmalar yapmak için, sivil toplum hareketi olarak çalışmaya gayret gösteren kurumlar içerisinde şirketler daha ön planda ve şirketler bu konuya daha öncelikle el attılar.

Bu konuda bir takım çalışmalar yaptılar.

Şunu biz gördük ki; sadece şirketlerin bu konuda çalışma yapması yetersiz.

Aslında etik değerlere önem verebilmek için toplumun gençlerinden hareket etmemiz gerekiyor.

Aile yaşantısından başlayarak, onu eğitime taşıyarak, daha sonra eğitilmiş insanların şirketlere yönetici diye girdiklerinde bir bütün olarak bu zincirin tamamlanması gerekiyor.

O nedenle de dedik ki: Türkiye'de  gençlere etik anlayışının verilmesi, etik anlayışı bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için bir çalışma yapılmıyor.

Bu konuda yapılan çalışmalar bir sivil toplum kuruluşu bünyesi içerisinde, çatısı altında birleşsin istedik.

O nedenle de Etik Değerler Merkezi Derneğini kurduk.

Arzu ediyoruz ki gençler üye olsun, bu derneğe gençler üye olsun.

Gençlerde etik anlayışı bilinci yaygınlaşsın.

Gençler üye olsun deyince, belki siz soracaksınız; "Başkanı niye sizsiniz?" diye.

Gençlere birilerinin yol göstermesi gerekiyor.

Gençler kendi başına bazı şeyleri becerebiliyorlar, başarabiliyorlar ama bizim gibi tecrübeli insanların onlara kapı açması gerekiyor.

Onların elinden tutması gerekiyor, onlara yol göstermesi gerekiyor.

O nedenle bizim yönetim kurulumuzda iki adet benim gibi orta yaşlı kişi var, onun dışındakiler hep genç insanlar.

Bazen projeler geliştirmek lazım.

Bunu yapabilmek için de dedik ki; önce biz durum tespit raporu diye bir fotoğraf çekelim.

Etik konusunda gençler ne düşünüyorlar?

IMC TV:
Bu araştırmaya gelmeden önce, tabii ki bir ihtiyaçtan doğuyor çeşitli derneklerin kurulması. Sizin için de Etik Değerler Merkezi içinde bunun en önemli ayağı tabii ki gençlerden oluşuyor ama bunu biraz daha açmakta fayda var.

Bu merkezin kurulmasının amacı hedeflere gençlerle ulaşılacak ama Türkiye'de etik değerlerin bir merkezi çalışma ile belirlenmesi, uygulanması,  denetlenmesi ihtiyacımı çok fazla? Aynı zamanda güresel gelişmelerinde gerektirdiği bir durum söz konusu mu?

BŞ:
Son 20 yıla baktığınızda, öncelikle Türkiye'mize bakalım; son 20 yılda Türkiye'mizde etik değerler kavramı maalesef arzu ettiğimiz şekilde olumlu bir biçimde gelişmedi.

Bazı etik değerler kayboldu.

Eski insanlarımıza sorduğumuzda, yaşlılarımıza sorduğumuzda Türk adetleri ile ilgili, uygulamaları ile ilgili, özellikle iş hayatında çok değerli değerlerin var olduğunu, etik anlayışının var olduğundan hep bahsederler.

Ama zaman içinde toplumda maalesef bir yozlaşma başladı.

Gençler arasında "Kısa dönemde köşeyi döneyim" "Ne pahasına olursa olsun para kazanayım" "Kanunlara uymamazlık, mevzuata uymamazlık" kötü bir şey gibi algılanmamaya başladı.

IMC TV:
Neden bu duruma geldik sizce?

BŞ:
Çok pragmatik bir toplum olmaya başladık.

Çevrenin buna etkisi çok fazla. Hayat giderek zorlaşıyor.

Bir de şöyle bir gelişme oldu maalesef Türkiye'de; etik dışı davrananlar cezalandırılacaklarına sanki ödüllendirildiler.

Sanki toplum önünde onlar rol modeli olarak gençlerin önüne çıkarıldılar.

Basın da onları gördü, televizyon da onları gördü "Ben de onlar gibi olmak istiyorum" dedi.

IMC TV: Gençlerin yaptığı tek şey aslıda bir eksiklik değil de model almak.


BŞ:
Evet. Ben onu tespit ettim. Türkiye'de gençler bana sorduğunda "Bülent Hocam, kimi örnek alalım bu konuda?" dediklerinde çok zorlanıyorum hakikaten.

Çok zorlandım.

Muhakkak her iş adamı kendine göre etiktir, etik davranıyordur ama belki biz bunları bulup çıkartamadık.

IMC TV: Azınlıkta değil de  çoğunlukta olmaları gerekiyor değil mi?


BŞ:
Çoğunlukta olmaları lazım.

Birazcıkta biliyorsunuz dönem iletişim dönemi.

İletişim dönemi olduğu için, bütün iletişim araçlarının da bu konuya özen gösterip bu tür şirketleri bulmaları, etik şirketleri bulmaları, etik olan insanları bulup toplum önüne onu çıkartabiliyor olmaları lazım.

Onu haber yapmaları lazım.

Ben mesela diyorum ki, hep hayalimde şu var;

Bir gün bir bankanın önüne 500 tane öğrencimi götüreyim sabah vakti, genel müdürün haberi olmadan, genel müdür işe gelirken, kapıdan içeri girerken eğer o banka müdürü etikse, hep birlikte genel müdürün üzerine koşalım, genel müdürü alalım öpelim, havaya zıplatalım, etik oldun diye.

Adamcağız şaşırsın. Etik bir davranış yaptı diye, bir banka müşterisine etik davrandı diye ödüllendirilmeli.

IMC TV: Bu pek mümkün değil gibi görünüyor değil mi?


BŞ:
Onun için hayalim var dedim. Ama hayaller olmazsa gerçeklere ulaşılmıyor. Bazı şeylerde hayal etmek lazım ki gerçekleşebilsin.

IMC TV:
Dünyada durum ne? Dünya da  Etik Değerler Merkezi toplumun, siyasetin, medyanın, yaşamın neresinde? Merkezler çok var mıdır?

BŞ:
Var. Gelişmiş ülkelerde var. Amerika, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde bu tip sivil toplum kuruluşları var.

Orada da maalesef son beş yıl içerisinde Amerika'da biliyorsunuz yaşanan  bir bankacılık krizi söz konusu oldu.

O bütün dünyayı etkiledi. Ve şunları görmeye başladık; yine maalesef diyorum, dünyanın da etik çivisi çıktı .

Dünya ekonomisinde de bir etiksizlik, iş ahlakında bir uzaklaşma  başladı.

Bakıyoruz, dünyadaki bir çok büyük banka çok doğru olmayan işler yapmış.

Hatta devletleri kandırmaya yönelik, yatırımcıyı kandırmaya yönelik, onlarla yanlış bilgiler paylaşmış.

IMC TV:
Bunlar dünyanın en büyük bankaları. Sorguları yargı aşamasında devam ediyor.
BŞ: Büyük bir ülkenin, büyük bir kurumundan bahsediyoruz bunları yapan. Bırakın kurumu

IMC TV:
Milyonlarca insanın etkilendiği bir durumdan söz ediyoruz.

BŞ:
Bir de ülkelerde bunu yapmaya başlamış, Yunanistan dahil olmak üzere rakamlarını çarpıtmış, Avrupa Birliği'nden yardım alabilmek için verilen istatistiki rakamları yanlış göstermiş.

Bu da dünyada etiğin bir biçimde sahiplenilmemesi değil de, etikten uzaklaşma söz konusu olduğunda gençlerimizin önüne koyabileceğimiz argüman şu oluyor;

"Bakın gençler, etik dışı davranırsanız kısa sürede belki menfaat elde edersiniz, kısa sürede amaçlarınıza ulaşırsınız, ama bunun sürdürülebilirliği yoktur.

Bugün dünya ekonomisinde ve şirket yönetimlerinde sürdürülebilirlik diye bir kavram var.

Devam etmesi önemli.

Etik dışı davrananın başına muhakkak bir dert bu nedenden dolayı eninde sonunda gelecektir. Siz yavaş yavaş kazanın.

Ağır ağır kazanın ama doğru yolla kazanın. Düzgün yolla kazanın ve devamlı kazanın.

Kazancınız hep devamlı olsun."

Bu örnekleri hep veriyoruz.

IMC TV: Gençlerin üzerinde yaptığınız araştırmaya gelelim. Ayrıntılara bakalım ama nasıl bir yöntem kullandınız? Kaç gence ulaştınız? Nasıl bir anket çalışması yaptınız?


BŞ:
"Gençlerin Gözü ile Etik" diye bir araştırma yapalım dedik. 

Bu bir durum fotoğrafı.

Fotoğraf çekmek için en pratik yöntem anket yöntemi idi.

Profesyonel bir anket şirketi ile görüştük.

Onlarla birlikte Türkiye'nin gençlik  yapısına uygun, yaş yapısı, eğitim yapısı, bölgesel dağılım yapısına uygun.

IMC TV:
Kaç yaş aralığı baz aldınız?

BŞ:
18 ile 24 yaş arası yapıldı. 18 ile 24 yaş arasındaki ortaokul mezunu, lise mezunu, üniversite mezunu gibi Türkiye'nin yapısına uygun bir çalışma gerçekleştirildi. Bu araştırma şirketinin söylediğine göre yüzde 95- 96 güvenilirlik oranı var bu araştırmanın diyorlar. Yani bizim içinde yeterli bir güvenilirlik oranıdır bu. Oradan çok enteresan sonuçlar ortaya çıktı.

IMC TV: Onlara bakalım şimdi. Etik deyince gençlerin aklına ilk olarak ahlak kavramı geliyor. Ve aslında ankette asıl ilginç olansa yüksek öğrenim mezunu olan gençlerin lise mezunu olanlara göre bu konuda daha az.

BŞ: Bilinçleniyorlar gibi görüyorum ben. O sorunun cevapları arasında biz onlara kolaylık olsun diye "Etik sizce nedir?" sorusunda "Etikten ne anlıyorsunuz?" sorusuna seçenekler koymuştuk. Söylediğiniz ahlak o seçeneklerden birisiydi. Fakat bir de o seçeneklerin sonuna "Fikrim yok" diye bir seçenek koyduk. Her üç genç'in birisi fikrim yok'u işaretlemiş. Bu çok  büyük bir yüzde. Üç gencin birisi fikrim yok diyor. Güzel tarafı şu, dürüstçe fikrim yok demiş.

IMC TV: İlk söylediğiniz de önemli. Yükseköğretim mezunu olan gençler etik deyince liselilere göre daha fazla ahlak akıllarına geliyor. Neden böyle bir fark var ortada?


BŞ:
Şöyle ben düşünüyorum, oradan şöyle bir sonuç da çıkartmak mümkün olabilir; eğitim seviyeleri gençlerin daha yukarıya doğru çıktıkça biraz daha bilinçlenme, biraz daha sahiplenme oluyor.

O zaman şunu diyorum; demek ki biz aile seviyesinde etiği anne, baba olarak o kadar fazla çocuklarımıza veremiyoruz ki, onlar eğitim sırasında daha yukarılara çıkıp üniversite çağına geldiklerinde daha iyi anlayabiliyorlar etik nedir?

Halbuki ailede daha ufak yaşta gençlerimize verilebiliyor olması lazım.


IMC TV:
Ama beklide etik deyince anlaşılması gereken tek şey ahlak değil. Öyle değil mi?

BŞ:
Doğru. Aslında etik ile ahlak birbiri ile çok ilişkili iki kelime. Etik deyince bazıları direk olarak ahlak anlıyorlar. Ama  bize yurtdışından gelmiş bir kelime bu etik.

Çok basit anlamda doğru ve iyi davranışları belirleyen bir anlayıştır etik.

Ahlak daha çok bireylere yönelik, bireysel doğru davranışlar, bireysel iyi davranışlara yönelik ahlak kelimesi Türkçemizde kullanılıyor.

Ahlakı kurumlarla birleştirmeye çalıştığımızda bunun için tek bir kelime bulamıyoruz, önüne ahlak kelimesinin başka kelime koyuyoruz.

"İş ahlakı" demek zorunda kalıyoruz.

Etik kelimesi işte bu iş ahlakını birleştirerek  tek bir kelime halinde yabancıların kullandığı bir kelime,  Türkçede iş ahlakını tek kelimede kullanabileceğimiz bir kelime olmadığı için, çok kullanılır bir kelime olmaya başladı Türkiye'de etik.

IMC TV: Ama yine de biraz önce söylediğiniz gibi bu konuda fikri olmayan gençlerin durumu hiç azımsanmayacak oranda. Ankete katılanların sanıyorum üçte biri gibi bir oranda etik deyince aklına hiç bir şey gelmiyor


BŞ:
Evet.

Ben de diyorum ki; "Demek ki Etik Değerler Merkezi Derneği'nin çalışmalarına ihtiyaç var.

Biz bir ihtiyaç ortadayken kurulmuşuz. Bize çok görev düşüyor.

IMC TV:
Neler yapacaksınız peki bu algının oluşması için?

BŞ:
Bu konuda şimdi dedik ki; öncelikle birkaç proje seçelim, gücümüzü, enerjimizi o projelere harcayalım.

Birinci seçtiğimiz proje "Etik Sohbetleri" diye bir proje başlattık.

Üniversitelerdeki öğrenci birlikleri ile birlikte, öğrenci kulüpleri ile birlikte iş birliği yapıyoruz.

Bir üniversiteyi ziyaret ediyoruz.

Bir iş adamımız ve ben o üniversiteye gidiyoruz, sahneye biz oturuyoruz, bir televizyon programı yapar gibi, gençlerde salonda oturuyor, etik sohbet yapıyoruz.

Konumuz etik.

Onlarla bir saat etik nedir?

Burada konuştuğumuz gibi, Ahlak nedir?

Niye etik olalım?

Etiğin faydası ne var? Kime ne faydası var? Etmezsek ne olur? 

Hayattan örnekler vererek.

IMC TV:
Gençlerle birebir iletişim kurmak önemli ama onları yetiştiren ailelere de çok iş düşüyor. Onları da o konferansa davet etmek mi lazım?


BŞ:
Çok haklısınız.

Öyle şeyler de yapmamız gerekiyor.

Biz kaynaklarımız, imkanlarımızı ilk etapta üniversiteye odaklandıralım dedik.

Tabii ki liselere de benzer şeyler yapmak lazım.

Hatta ilkokula da yapmak gerekiyor.

Dediğiniz gibi ebeveynlere de  nasıl bir karaktere sahip bir çocuk yetiştirmek istiyorsunuz?

Tabii her şeyden  önce Türkiye ne tür gençler istiyor?

Bunu belirlemek lazım.

Ben bugün kime sorsam Türkiye'nin önünde çok standartları daha önceden belirlenmiş, nasıl bir genç nesil istiyoruz?

Bir tek başbakanımız bir kelime ile ifade etti onu.

Onun dışında hiç kimse nasıl bir gençlik istiyoruz? Belirlemedi.

Adil mi olmasını istiyoruz?

Şeffaf mı olmasını istiyoruz?

Haksız kazançtan uzak duran bir gençlik mi istiyoruz?

O gençlerin etik değerler diye tabir ettiğimiz değerleri belirlememiz lazım.

O 10 tane değer ne olmalı en önem verdiğimiz?

O değerleri müşterek bir şekilde belirleyip, hep birlikte hem fikir olduktan sonra gençlerimizi işte bu değerler ile yetiştiriyor olmamızda  fayda var.


IMC TV:
Sadece gençlerin etik algısı değil, kurallarının uygulandığı gruplar açısından verdikleri yanıtlar da oldukça çarpıcı.

Bununla birlikte biraz da iğneyi kendimize batırmış olacağız.

Gençlerin verdiği notlarda ortalamanın altında kalan dört gruptan üçü politika ve kamu yönetimine ilişkin, diğeri de medya.


BŞ:
Doğru.


IMC TV:
Medya bunların arasında neden var diyelim o zaman?

BŞ:
Gençlere kolaylık olsun diye kurumların isimlerini sıraladık.

Her birine bir not  verirmi siniz? Dedik.

10 üzerinden not versinler istedik.

Hakikaten 3 küsur oldu medyanın notu. Bir şekilde medya bir üniversitede okuyor olsa, o dersten kalırdı.

Orada ilginç bir konu daha var; en fazla not verdikleri üniversitelerdi ya, 10 üzerinden 4.7 yani onun notu bile büyük, fazla bir not değil.

Şunu gösteriyor; Türk gençliğinin gözünde, Türk gençliğinin algılamasında, Türkiye'de ki hiçbir kurum 10 üzerinden doğru ve bizi sevindirecek bir not alamıyor.

IMC TV:
Gerçekten kötü. Medyanın da bunların arasında yer alması.
Bülent Bey, çok teşekkürler, size çok iş düşüyor bu amaçları gerçekleştirmeniz, hayata odaklayabilmeniz, uygulayabilmeniz için. Kolaylıklar diliyoruz size, ayaklarınıza sağlık.

BŞ:
Ben de sizi etik gönüllüsü olmaya davet ediyorum.

IMC TV:
Çok çok teşekkürler. Büyük bir zevkle.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org