Türk Lider .:| turklider.org |:. Tecrübeleriniz Toprak Olmasın ! Türk Liderlerin Tecrübeleri > Ana Oda

Kayıt Ol | Giriş |

19 Nisan 2024

Hazine Sandığım | Hazine Sandığıma Ekle

Ara

Ziynet Odası

Odam Olsun

Türklider Odaları

Sizin Odalarınız

Sohbet Odası

TV Odası

E-Kitap Odası

BŞenver

Gazete Odası

iPad

Hakkımızda

Şifremi Unuttum

Buradasınız :

Zeynep Bodur Gözüyle

	Zeynep Bodur Gözüyle

Tüm Yazıları ShareThis

ZEYNEP BODUR'un KALDER 21. Kalite Kongresi konuşması
29.11.2012

Okunma Sayısı :

6171

Oy Sayısı :

Değerlendirme :

Popülarite :

1,51

Verdiğiniz Puan :

ZEYNEP BODUR'un KALDER 21. Kalite Kongresi konuşması

.
.

izlemek için

.
.

dinlemek için
.
.

KALDER 21. Kalite Kongresi Zeynep Bodur Konuşması
Deşifresi
Zeynep Bodur (ZB)

ZB: Ben 55 yıllık bir sanayi kuruluşunu şuanda yönetiyorum.

Kurucusu babam İbrahim bey hayatta ve çok şükür onunla birlikte çalışma fırsatını buldum.

Bizim grupta Sayın İbrahim Bey bugün çalışanların dedeleri ile işe başlamış.

Ben oğullarıyla çalıştım, hatta şuanda torunları ile yeni işe giren arkadaşlarımız var, çalışıyoruz.

Belki bundan 15-20 sene sonrada torun çocuklarıyla Allah izin verirse çalışma fırsatını bulacağız.

Bütün bu farklı kuşak çalışmasını ve farklı kuşakların bir arada çalışmasını aslında iş ortamında bir nebzede olsun yaşıyorum.

Bizim kuşağın biraz daha farklı olduğunu düşünüyorum ben.

Biz daha çok büyüklerimizi dinler, kendi arzularımızda olurdu ama tabii durumları çok açık ifade edemezdik.

Bizim için doğru olanın üniversite seçimleri de öyle olmadı mı?

Bir trend vardı işletme, ekonomi, yazarken büyüklerimiz yönlendirmişlerdi.

Tabi ki kendi arzularımızı da yaptık ama bugünkü nesil kadar açıkça ifade edemediğimizi düşünüyorum.

Bundan sonra şirketleri yönetecek 15-20 yıl sonraki kuşakları anlamak kolay değil.

Çünkü eskiden dünyamız daha yavaştı ve kuşaklar arasındaki farklılık bu denli derin olmuyordu.

Ama şimdi son 10 yıla, 20 yıla çok büyük şeyler sığdırdık.

Dolayısıyla teknolojik gelişimleri dolayısıyla aradaki iletişim ve komplikasyonda daha zor olmaya başladı. Birbirimizi anlayabilme de zorlaştı.

Gençler kariyer basamaklarını ben eminim ki bizden daha hızlı çıkacaklar.

Yeniliklere de daha farklı bakıyorlar.

Çok daha hızlı adaptasyon süreçleri olduğunu düşünüyorum.

Benim 5.5 yaşında bir oğlum var, ondaki küçük motor gelişimini görüyorum.

Ondaki yeniliklere adapte olma hızını görüyorum.

Dolayısıyla gözlemlerin bu kuşağın ileride şirketleri yönettikleri zaman ne kadar farklı olacakları konusunda en azından çok basit de olsa bir fikir veriyor.

Şöyle bir şey var, bakıyorum bazen arkadaşlarıma da yeni nesil de herkes herhalde biraz daha tatminsiz ve tüketime yöneliklerden çok ve daha talepkar bir nesil.

Bunun böyle olması da doğal.

Yaşadığımız açık toplumda facebooklar, twitterlar ile insanlar hem kendine dönük yaşıyorlar, hem de bizim gibi kendilerini ifade etmeleri için daha farklı bir topluluklar kurmaları gerekmiyor.

Bunu sosyal ortama attıkları zaman kendi seslerini duyurabiliyorlar.

Bir günde birisi meşhur olabiliyor.

Dolayısıyla çok daha farklı bir hayat yaşadıkları ortada.

Tabi ki yönetimde de kuşaklar arası farklılık ve bundan sonraki yönetim nasıl olacak, bunun üzerinde birçok çalışma söz konusu.

Ama her ülke bunu farklı boyutlarda, farklı hızlarda içselleştiriyor.

Dolayısıyla Türkiye içinde böyle bir çalışmanın ben faydalı olacağını düşünüyorum.

Bunun çok kompleksli bir İ.K programı olduğunu da düşünüyorum.

Artık İ.K. uzun süredir özlük haklarının dışındaki konularla, kariyer planı gibi konularla ilgilenmeye başladı ama bunun ötesinde de bir takım alanlara girmesi gerekiyor.

Çünkü bu yeni kuşak çalıştığı ortamda sadece ücret ve pozisyon beklentisi yok.

Bu yüzden daha çok kendini ifade etmek, daha fazla yönetime katılmak, daha farklı bir sosyal ortam gibi bir takım beklentileri var. Dolayısıyla daha bireyseller.

Ama iş ortamından da aslında yöneticilerinden de beklentileri daha farklı.

Dolayısıyla bu anlamda belirli şirketler daha inovatif olmak ve bu tür yetkinlikleri, yetenekleri elinde tutma adına birçok yeni yöntemler geliştirmek zorunda kalacaklar.

Biz bunları kavrayabilmek için ben bile zorlanıyorum.

Ben 40'lı yaşlarımdayım .

Dolayısıyla son 20 yılda dediğim gibi facebook, google gibi çok hızlı bir takım gelişmeleri sığdırdık ve bu çerçevede de aslında birçok şey derlenir de oldu.

Devlet eski yönetimi kaybetti, ekonomik öğretiler çok farklılaştı, şimdi daha çok aslında bana göre maddeden fikirlerde alındı. Zaten sosyal ortamda bunun yayılmasına çok müsait. Dolayısıyla daha hızlı ve görünümü olan bir ortamda iş görüyoruz. Bu nedenle kendi adıma da düşünüyorum. Beni de ciddi bir şeyler bekliyor.

Çünkü lider olarak daha hızlı düşünmek, konforist olmak gibi bir takım özelliklerimizin olması gerekiyor.

Buna rağmen iş ortamında yönetim biriminde y kuşağı ve z kuşağı ile nasıl başedebiliriz konusunda çok ciddi egzersiz yapmadığımızı düşünüyorum kendi firmamızda da .

Ben daha yeni anlama konusunda gayret içerisindeyim.

Ama bu anlamda hakikaten bir çok çalışmanın da yapılması ve bir takım datalarında aslında iş dünyasına sunulması gerekiyor ki ona göre iş modelleri geliştirilsin.

Siz söylediğiniz konuşmanızda yeni dünyada liderler nasıl ?

Neler bekliyor zorluk olarak?

Bence aslında önümüzdeki dönemin en önemli üç unsuru inovasyon, girişimcilik ve yetenek.

Bu bir çok ortamda da üst üste tekrar ediliyor.

İnovasyon dediğiniz zaman , girişimcilik dediğin zaman, yetenek dediğin zaman gençleri direk olarak adres alıyorsunuz.

Çünkü daha genç dimalarda gelişiyor, yeni inovasyon kültürü çok farklı.

Girişimcilik derseniz, girişimcilerin sayısının artması lazım ülkemizin refah içerisinde yaşaması için. Gene gençlerin bu anlamda talepkar olması lazım.

Çabalaması lazım.

Açıkçası yetenek de zaten sonuçta gençlerin daha fazla kendilerini donanımlı hale getirmesi ve ihtiyaçlara uygun hale getirmesini gerektiriyor.

Dolayısıyla bu üç konu önemli.

Liderlerin üzerinde durduğu bir çok ortak nokta var.

Aslında çok karmaşıklaşan sosyal, politik, ve çevre alanında da gittikçe daha zorlaşan dünyada yönetmenin zorluğunu ve karmaşıklığını yaşıyoruz.

Kişisel yetkinlikleri hem lider olarak hem de organizasyon olarak yönetmek bana göre zorlaşıyor.

Belirsizlik ortamında karar almak her zamankinden daha çok karşılaştığımız bir şey.

Organizasyona ve buna uyumlu adaptasyonunu sağlamak önemli. İşte burada yine gençler öne çıkıyor.

Çünkü onların yaşlarının genç olması adaptasyon ve fizibilite özelliklerinin farklı olması işletmelere de bir anlamda daha dinamik, daha rekabetçi hale getirecek diye düşünüyorum.

Yeni teknolojiler, yeni endüstrileri gençler bizden daha uyum gösteriyorlar.

Dolayısıyla bütün bunları da yönetici zorluğu ve yöneticinin önündeki aslında zorluklar diye baktığınız zaman bunların hepsi insan, işin özü insan çünkü. İnsan yeteneğini nasıl daha iyi kullanacağımız gündeme geliyor.

Gençlerin aslında politikalarımızın merkezine oturması gerekiyor ama ben bu anlamda çok fazla şey görmüyorum yapılan Türkiye'ye yönelik bir şey.

Amerika'da ki y ve z kuşağı ile yapılan çok fazla araştırma var.

Almanya'da çok fazla araştırma var.

Ama Türkiye'deki ve gelişmekte olan ülkelerdeki y ve z kuşağının beklentileri konusunda çok fazla bir bilgimiz yok.

Belki birçok konuda ortaklar, açık toplum nedeni ile.

Aynı şeylerden hoşlanıyorlar, aynı şeyleri twitt ediyorlar .

Ama sonuçta bir kültür farkı var, ortam farkı var, ülkenin içinde bulunduğu durum nedeni ile farklılıklar var.

Bunlarında gençlerin üzerindeki etkilerini ve hayata bakışlarını, neleri arzu ettiklerini bilmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.

.
.

.

.