Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Aydın Boysan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Osman Nihat Akın
23.10.2010
Okunma Sayısı : 3604
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,49
Verdiğiniz Puan :
 

 

Osman Nihat Akın
Aydın Boysan


1950'li 60'lı yıllarda bazı akşamlar, Galatasaray'da Çiçek Pasajı  köşesindeki Degustasyon Restoran'a giderdik. Orada bir masada Selahattin Pınar, Osman Nihat , piyanist Feyzi Aslangil, arkadaşlarım Amca Mithat, Jim Burnet Vedat ile de birlikte olurduk.

Hepsi konuşkan insanlardı ama, en az Selahattin Pınar konuşurdu. Oradaki akşamüstü ölçülü demlenmesinden sonra hep birlikte bazı akşamlar Tepebaşı Bahçesi'ne saz dinlemeye giderdik. Zaten Osman Nihat da saz heyetindeki yerini alırdı.

Osman Nihat, kişiliği çok canlı ve neşeli bir arkadaşımızdı. Davranış biçimleri  hangi çevrede ve toplumda olursa olsun değişmezdi.

Ancak bir değişiklik evlendikten sonra akşam sofralarında görünmemeye başlaması ile ortaya çıktı. Sofra arkadaşları olan biz bu ayrılığa katlanamdık. İki arkadaşımız bir akşam paydosunda onun  görevli olduğu binanın kapısında pusu kurdular. İşten çıkar çıkmaz tesadüf imiş gibi, ona sarılarak hasret gidermeye tiyatrosu oynadılar. Birlikte tek bir kadeh içmek için Degustasyon'a gelmeye razı ettiler.

Çok sıcak karşılanan Osman Nihat'ı birinciden sonraki kadehleri içmeye de razı ettik. Bir de akıl verildi: Adalar'daki  eşine, "Son  vapuru kaçırdım" diye telgraf çekmeye razı edildi. O da gitti, telgraf çekti.

Ertesi akşam  adadaki evine neşe ile giden Osman Nihat'ı yeni evli eşi olağanüstü soğuk  karşıladı.

Çünkü telgrafta postaneye veriliş saati yazılıydı. Galatasaray'daki  bu veriliş saati Ada vapurunun köprüden  kalkışından iki saat önceydi.

Sevimli başka bir olayı da, o yıllarda yeni açılmış bulunan Dolmabahçe Stadı'nda yaşamıştık. O zamanlar büyük takımların maçlarından önce, tekaütler takım maçları yapılırdı. Son derece neşeli  geçen bu  maçları  bazen  biz de izlerdik. Günün birinde Galatasaray – Fenerbahçe tekaütler takımları sahaya çıktı. Hepsi sevimli  insanlardı ama bizi şaşırtan asıl parlak  gösteri maç hakeminin dostumuz Osman Nihat olmasıydı.

Tekaütler maçı başladıktan beş dakiak sonra, bizi hayran bırakan bir sahne yaşandı. Hakem Osman Nihat, sahada kendisine itiraz eden  bir futbolcuyu cebinden  bir tabanca çıkararak kovalamaya başladı.

Biz bir stadyum dolusu seyirci de bu unutulmaz sahneyi gülmekten sancılanacak kadar kahkahalar atarak seyrettik.

.
.
.

   OSMAN NİHAD AKIN (1905-1959)

Çok tanınmış bestekârlarımızdandır. Çorlu eşrafından Osman Bey-zâde Nihad Bey'in oğlu, mâruf edip ve yazarlarımızdan Ahmet Rasim'in de torunudur.

1905 senesinde, Bakırköy'ünde dünyaya gelen bu afacan çocuktaki mûsikî kabiliyetini, ortaokula gittiği sıralarda , kendisine mûsikî hocalığı yapmış olan piyanist Sadri Bey sezmiş ve kendisiyle yakından ilgilenerek okuldan mezun oluncaya kadar, ona iyi denecek kadar piyano çalmasını da öğretmiştir.

Ele avuca sığmayacak derecede yaramaz ve haşarı olan Osman'la başa çıkamayacaklarını anlayan ailesi, onu küçük yaşta yatılı okula vermişti. Halbuki Sadri Bey'in gayesi, Osman'ı Viyana'ya göndertmek, ona mûsikî tahsili yaptırtmaktı. Sadri Bey, buna muvaffak olamadı.

Osman Nihad'ın , Türk Mûsikîsi repertuarına sunduğu eserlerdeki  orijinaliteye dikkat edecek olursanız, onlarda , gelmiş geçmiş bestekârlarımızda az rastlanan bambaşka bir edâ, ayrı bir çeşni bulursunuz. Mistik ve romantik okulun tamamen dışında kalan Osman Nihad, kendi ruhundan başka, hiçbir tesirin altına girmeyecek kadar saf ve temiz kalmış nağmelerinde, tabiilikten asla ayrılmamıştır.

Cenab-ı Hakkı'n, ona ihsan ettiği müstesna mûsikî kâbiliyetinden başka, her biri birer berceste mısra halinde dillerde dolaşan şiirleri de Osman Nihad'ın, ayrı bir kıymet tarafıdır.

Osman Nihad, dedesinin emirlerini yerine getirerek, evvelâ iktisat eğitimini tamamladı ve ancak ondan sonra, mûsikî ile fiilen uğraşmağa başladı. Dar bir imkân çerçevesi içinde , tek başına çalışmağa mecbur kalan genç sanatkâr, bütün vakitlerini piyanosunun başında geçiriyor, yaptığı eserleri kendisine çok yakın bulduğu bir arkadaşına, Kadıköylü Dr. Talha Bey'e çalıp söylüyordu. O derecede de mahçup ve çekingen bir hâli vardı.

Osman Nihad'a, bir ara Leon Hancıyan da ders vermeye başladı. Fakat , o aldığı her dersten sonra;öğrendiği usûl  ve makamda bir eser besteleyerek hocasına götürüyor; Leon Hancıyan Bey'i, hayretten hayrete düşürüyordu. Basit güfteler üzerinde yaptığı bu beste denemeleri çok ümit verdiği için Leon Hancıyan, Ahmed Rasim nezdinde yeni bir teşebbüse girişti. Osman Nihad'ın dinleyici sıfatıyla dahi olsa, İtalyan konservatuarlarında birine devam etmesinin çok yerinde bir hareket olacağını söyledi. Bu teşebbüsten bir netice çıkmayınca, sanatkâr, hayatını kazanmak için memuriyete intisab etmeğe mecbur oldu.

İlk bestesi "Ne müşkilmiş seni sevmek, sana yâr olmak"güfteli Suznâk makamındaki şarkısıdır. Kendisinin söylediğine göre dedesi bir gün yanına çağırarak bir şeyler okumasını söylemiş.

Osman Nihat Akın bu eserini okuyunca, çok beğenen Ahmed Rasim Bey, kimin olduğunu sormuş. Kendi eseri olduğunu söylemeye cesaret edemeyerek Hacı Ârif Bey'in olduğunu söylemiş. Duygulanarak gözleri dolan Ahmed Rasim Bey "-böyle bir eseri ancak o yapabilir" diye söylenmiş. şarkısının beğenildiğinden cesaret alınca dedesine gerçeği anlatmış, buna çok kızan dedesi "-düzenbaz, yalancı"diyerek bastonla kovalamış.

Osman Nihad'ı ,  memuriyet safında, çeşitli vazifelerde, müdürlük, müfettişlik ve yazarlık hayatından da tanıyoruz. Dürüstlüğü, açık söz ve açık kalpliliği ile, etrafında geniş bir muhit ve sempati yaratan sanatkârın rind meşrep bir hâli vardı.

Geniş ansiklopedik bilgisi sayesinde, her konuda yazılar, fıkralar, makaleler yazdığı gibi, kendine has olan zârif nükte ve buluşlarıyla Osman Nihad, basın âleminde de, kendine şöhret yapmağa muvaffak olmuş artist kalemlerimizden biriydi. İnandığı davaların müthiş bir savunucusu ve takipçisiydi.

Zor problemleri basite indirgemek hususundaki kâbiliyeti sayesinde, ekonomi ve işletme ekonomisi konusundaki dersleri, talebe camiasındaki büyük bir alâka ve sempati ile karşılandığı gibi klâsik eğitim yerine, yaşanılan hayattan bulup çıkardığı örneklerle ders verişi, hocalık hayatındaki başarının sırlarından birini teşkil ettiği için talebeleri ona "Naylon Profesör" ismini takmışlardı.

Osman Nihat Akın'ın çoğu popüler olmuş, tanınmış ses sanatkârları tarafından plâklara okunmuş, otuz sekiz kadar şarkısı bilinmektedir. Bunlardan  "Yine bu yıl ada sensiz içime hiç sinmedi"adlı Nihavend şarkıyı, tarihçi Ahmed Refik Altınay'ın ölümü üzerine bestelemiştir. 

.
.

 

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org