Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Aydın Boysan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

89'uncu Baharda
28.10.2010
Okunma Sayısı : 3082
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

89'uncu Baharda
Aydın Boysan


Ben doğduğumda 1921 yılı yaşanıyordu. Türkiye Cumhuriyeti  de daha doğmamıştı. 89'uncu  yılımı yaşadım bugünlerde bu dönemi iyice kısaltarak  özetlemek isterim.

Acı ya da güzel , her yanını yaşadığım bu çok ilginç  dönemi anlatırken, amacım kendimi anlatmak değil, çevremi  anlatmak….Yaşadıklarımı anlatırken kendimi çekip çıkarıp,  bir yere atamam.

Doğduğum İstanbul'da yaşadığım ilk mahallem  Marmara kıyılarındaki Samatya olur. İlk evimiz Davutpaşa ve Langa bostanlarının yanındaki deniz kıyısındadır.  Sonra da yine Samatya semtindeki Narlıkapı Çıkmazı'na taşınmıştık.

Ömrümüzün ilk 15 yılında oturduğumuz ahşap evlerde elektriğimiz ve akarsuyumuz yoktu. Petrol lambasıyla aydınlanır, eşekli sakaların mahalle çeşmesinden  getirdiği  dört teneke suyu küplere  doldurur kullanırdık. Kışın  evin bir odasındaki mangalla ya da saç odun  sobasıyla ısınırdık.  Tüm pratik yaşama şartlarımız buna göreydi. Tavuklar- horozlar, kediler-köpekler ve fareler de yaşamımızın ortaklarıydı.

Daha sonra, Yeşilköy ve Laleli'deki evlerimizde de yaşama şartlarımız, elektrik ve akarsu  dışında fazla değişmedi.

Ancak,  şimdi çok zor gibi gözüken bu  şartlara da karşın, olağanüstü önemli başka farklılıklar vardı. Bu gün herkese eziyet çekiliyormuş gibi gözüken yaşama şartları yanında, ruhlarımızı arındıran ve yücelten başka olanaklar yaşamaktaydık.

Biz Samatya'da tiyatro yaşatan bir kenar mahalle idik. Bizim Narlıkapı  tiyatromuzda İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından Shakespeare ve Moliére oyunları sahnelenirdi.

Şehzadebaşı'nda Turan Tiyatrosu ve üç sinema vardı. Bu tuluat sanatçımız Naşit Bey'i  seyrettiğimiz gibi,  Norma Shearer ve Leslie Howard'ın oynadığı Romeo  ve Juliette filmini de seyrederdik.

Lise öğrenciliği yıllarımızda İstanbul Şehir Tiyatroları'nın  temsilcilerini kaçırmazdık. Dünya  tiyatrolarındaki oyunları o sahnelerde seyredebilmekten  mutluyduk.

Altıncı yaşımda öğrendiğim okuma yazma zevkinin bunca yıl sonra  bu yaşımda da hala sürmekte oluşu, bana çocukluk yıllarımda başlatılmış olan alışkanlıktan  kaynaklanır.

Bana bu güzel huyu aşılamış olanları şimdi bile minnetle anmak borcumdur. Bu kişilerin başında babam Esat Bey ve ilkokulda bana dört yıl öğretmenlik de yapmış olan annem Nevreste Hanım gelir. Sonra da bu okuma zevkini yerleştirmiş  olan Pertevniyal Lisesi'ndeki öğretmenlerimden  İhsan Kongar, Nurullh Ataç, Reşat Ekrem  Koçu gelir.

1945 yılından itibaren  55 yıl sürmüş olan mimarlık  yaşamımda sayıları 100'e yaklaşan  önemli yapılar planladım. Bu yapıların gerçekleştiğini  görmek mutluluğuna eriştim.

Bu yıllar arasında 15 yıl İTÜ Mühendislik  - Mimarlık Fakültesi'nde  "dışarıdan" öğretim görevlisi olarak bulundum.  1954 yılılnda  kurulmuş olan  TMMOB Mimarlar Odası
 Yönetim kurulunda üye ve genel sekreter olarak ik yıl (1954 – 55), sonra İstanbul şubesinde yönetim kurulu  başkanı olarak yine iki yıl (1061- 62)  görev aldım.

Bu yılların çeşitliliği arasında ik igazetede (Hürriyet ve Akşam) toplamı 13 yıl sürmüş olan sürekli  yazılarım  yayınlandı. Bu yazıların  konuları , alışılmış  gazete yazılarına ek olarak  bu arada yaptığım  20  dünya gezisi izlenimlerini de içerdi.  1984 yılında yayınlanmış  olan birinci kitabımdan  sonra elinizdeki otuz yedinci  kitabımdır.

Mimarlık geçmişimin çok daha sonra başlayan yazarlık yaşamıma önemli destek olduğunu belirtmem gerekiyor.

Mimarlık yaratıcı etkinliklerinde bir konu  önce bütün şartları  ve gerekleriyle zihinde yoğrulur, oluşturulur, sonra proje çizgilerine dökülür.

Ben yazarlık yaşamımda da tıpatıp  aynı işi, hiç değiştirmeden  yaptım. Kafamda oluşturduğum  düşünceleri bu sefer çizgiye değil de yazıya döktüm. Sonuçlara çok benzer yollardan varılıyordu.

Ancak mimarlıkta şarlatanların yazarlara göre çok daha kolaylıkla aldatıcı  olabildiklerini gördüm.  Bütün  ülkelerde de, ülkemizde de açıklanmayan çıkarları  olan ahlak  fukarası bazı şarlatan mimarların sahtekarca ün kazanmaları, aslında mimarlığı da kirleten pis bir gelişmedir.

"Para karşılığı" yapılan bazı mesleklerde de en ünlü olabilenlerin en düzgün ahlaklılar olmadığı bilinir. Meslek pratiği  olarak mimarlıkta da, bu "öteki mesleklerdeki" uygulamaları yapanların tıpkıları bulunuyor. Ne yazıktır ki bunların foyası ötekiler kadar kolay meydana çıkmıyor.

Bütün yaşamımda en zor ya da en rahat yaşama biçimlerinin hepsinin içinde oldum. 1947 yılı Ocak ayının başında daha taşıt yolu yapılmamışken, Hakkari'den Van'a yaklaşık 250  kilometreyi yedi  günde karlar içinde yürüdüm. Tokyo'dan  Helsinki'ye first  class uçakla 13 saatte uçtum. Başkale'de katırcıların kaşdığı han da yattım. Güney Fransa'da Nice kıyılarındaki bir lüks otelin  süitinde de kaldım.

Hepsinde aynı  hayatı yaşadım. Çünkü ben hep ben idim.

Dünyanın beş kıtasında görmek istediğim tüm yerleri de gördüm, yaşadım.

Ummak istiyorum: Öyle bir zaman gelecektir ki insan topluluklarında insanlığın  kaderi ile ilgili  kararları yalnız en gelişmiş beyinlerin verebileceği bir "ileri demokrasi", bir "gelişmiş demokrasi" dönemi yaşanacaktır.

Böyle bir dönemde günümüz demokrasi şaklabanı tipleri ortadan çekilecek, halk kitlelerinin yalancı ışıklarla demokrasi madrabazları tarafından aldatılmasının yolları tıkanacaktır.

Önemli sorunları içerecek  ana kararları sadece o kararları verebilecek  akıl ve bilgi gücü olan, müstesna kişiler organizasyonu verecektir.

Bir türlü insan tipinin  yaşadığı   ve yaşayacağı  insan topluluklarında çoğunluğu, ortalaması parlak olamayan bilgi ve akıl gücünde insanların oluşturduğu besbellidir.

Politika madrabazları tüm insanları demokrasi şakşakçılığı yaparak aldatıyorlar.

Yalnız gelişmiş  beyinlerin ana kararları belirleyeceği bir dönem, tüm insan toplumlarının yaşayacağı bir gelecek  zaman mutlaka yaşanacaktır.

Ana kararları yalnız karmaşık sorunları çözebilecek  beyinlerin verebileceği bir  dönemin  bütün  dünyada yaşanacağı bir zaman  gelecektir.

Eğer dünya insanları o zamana kadar dünyamızı bir cehenneme çevirmediyseler..

Bugün bilinen ya da tahmin edilen nükleer silah tahrip güçleri, eğer günümüz demokrasi şaklabanlarının eline geçerse ve bu silahlar kullanılırsa, dünyanın  ne hale geleceğini anlamak zor değil. 20. yüzyıl  ilk yarısında ve 1945 yılında atom bombasının  Japonya'da kullanıması konusuna da adı karışanlardan önemli bir bilim adamı da Einstein idi. Kendisine üçüncü dünya savaşının nasıl olacağı sorylduğunda verdiği yanıt ilginçti:

"Üçüncüyü geçelim ama, dördüncü dünya savaşı mutlaka kazma kürekle yapılacak!" demişti

Yaşadığım hiçbir dönemi küçümsemiyorum. İsterse hayal olsun derim ki, bana bir ömür daha hediye edilirse, ben eski yaşadıklarımın hepsini ama hepsini, hiçbir dakikası ve saati değişmeden  bir kez daha yaşamak isterim. Hiçbir yanı ve anı değişmeden  ve tıpkısını.

Yaptığım yanlışların da, hepsine ama hepsine, olduğu gibi sahip çıkıyorum. Onları da bir daha yaparım.

Bir insan ömrünün bütünlüğü vardır. Bir insan ömrü giysi provası  yapar gibi, çekiştirilip, değiştirelemez. O artık yaşanmış  ve geçmiştir….Bitmediyse bile!

Bir tiyatro eserinin yazarı bu eserini de bitirinceye kadar istediği  gibi oynar – değiştirir. Ama aynı yazar kendi ömrünün geçmişini değiştiremez. Artık geçmiştir o değiştirilebilme zamanı.

Bir insan kendi ömrünü de, eski  evini tamir der, yeniler gibi değiştiremez, yenileyemez. Biz insanların aklı ve eli de geçmiş zamana uzanamaz. I Geçmiş zamanda olanlara dokunamaz bile artık…

Geç kaldığım aldanmasına inanarak, hiçbir işten  kaçmadım.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org