|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
SEVİŞMEK
27.05.2015 |
|
Okunma Sayısı : |
4201 |
|
|
Oy Sayısı : |
3 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
2,39 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
SEVİŞMEK Aydın Boysan
Geçenlerde bir sevgili ağabeyime rastladım.
Bana ters ters baktıktan sonra dedi ki:
"Ama sen beni düş kırıklığına uğratıyorsun! Onlar ne masum yazılar öyle! Aylardır sabırla ne zaman edepsizce bir şeyler yazacaksın diye bekliyorum."
Üstelik kendisi de sıfır numaralar doruğunun en kıdemlilerindendir.
Hatırı da kırılmaz.
Amaaaan!
Zor duruma bakın!
Ne yapacağım ben şimdi?
Bana bir yandan "Kendini tut! Belli etme! diyorlar.
Öbür yandan edepsizlik etmeyişim düş kırıklığı yaratıyor.
İki cami arasında "bi-namaz" kaldım. (Saplantı : bu söz beynamaz değildir.
Namazsız demektir.
Namaz vakti iki cami ortasında dalga geçenin halidir bu.)
Politik edepsizlik yapsam, zaten sırası değil.
Hem ben bu konuda bizim kızaktaki üstatların eline su dökemem.
Bu durumda seksten söz açmalı. Zaten politika da seksin nikahsız yapılan bir biçimi değil mi?
Zamparalar tüydü.
Sonuçlar ortada.
Seksten söz edip belki o sevgili ağabeyime kendimi bağışlatırım.
Edepli olursam da belki yukarıdakiler görmezliğe gelirler.
İdare ederiz.
Bu konuda nasıl edepli olunur?
Örnek:
Nişanlı çift evlenmek üzere. Bilgilerini artırmak için kitabevine gidiyorlar.
Kitapçıdan karı koca arası cinsel ilişki üzerine bilimsel bir kitap istiyorlar.
O da "Doğada Sevişme Yaşantısı" kitabını öneriyor. Kız reddediyor.
"Doğada mı? İstemez! Bizim evimiz var."
Aslında bakarsanız bir fıkra "espri" (nükte de diyebilirdik belki?) taşıyorsa, o mizah sanatı çerçevesinde, hepsi de birden edebiyat sanatı insancıl zenginliğe girer. Sanatta ise "müstehcen" yoktur.
Her açık olan ayıp olmaz. Bizim Narlıkapı'da "Her sakallıyı baban zannetme!"derlerdi. Onun gibi.
Bu açıklamadan sonra edebi örneklere daha rahat devam edebiliriz.
Nişanlılıktan başladığımıza göre, düğün gecesi fıkralarıyla devam edelim.
Yaşı yüzyıla yaklaşan bir "pir-i fani" nedense aşka gelip evleniyor.
Düğün gecesi yalnız kaldıkları zaman on yedi yaşındaki geline soruyor:
"Cinsel konularda seni aydınlattılar mı?"
Gelin hanım yüzü kızararak "Hayır, hiçbir şey öğretmediler," diyor.
Yaşlı damat üzgün:
"Yapma yahu! Ben de sana güveniyordum. Ben zaten hepsini çoktan unuttum gitti…."
Niye anlattım sanki bu morukla ilgili seks fıkrasını? Ben bile bunlardan bıkmıştım.
Örneği genç insanlara kaydıralım.
Mayol lokalinde çok güzel bir dansöz kız çalışırdı.
Günde iki kez çırılçıplak , hayran bakışlı erkeklerin önüne çıkar dans ederdi.
Sonunda hali vakti yerinde, yakışıklı bir genç adamla evlendi.
Daha düğün gecesi , bir tartışma başladı.
Çünkü genç kadın soyunmak istemiyordu.
Genç adam biraz kırgın, biraz şaşkın diyordu ki:
"Cheri! Soyunmak istemeyişini bir türlü anlamıyorum! Yani sen Mayol'de dansöz değil miydin?"
Kız gözyaşlarıyla içini çekerek diyordu ki:
"Anla beni mon ami! Bu mutlu gecemi iş kıyafetiyle geçirmek istemiyorum."
Hadi düğün gecesi böyledir.
YA sonrası, yani evliliğim kendisi nasıldır?
Herkesin bildiğini yineleyelim:
Evlilikte seks legaldir. Ama evlilik dışı her türlü seks de kanun dışı değildir.
Bildiniz mi Faye Dunaway isimli latif zenneyi?
İşte o diyor ki:
"Evlilik için aştan çok daha fazlası gerekir." Aferin. İyi demiş.
Benim gözlemlerime göre de evlilik üzerine kötü sözler eden bir erkek ya istediği kadınla evlenmiştir y ada istediği kadınla evlenememiştir. (Böylece bütün çenesi düşüklere nefes aldırmış oldum.)
Kadın kocasına oyun oynamak istiyor.
Bir güzellik salonuna gidip saç biçim ve renginden yüz görüntüsüne kadar her şeyi değiştiriyor, kocasının bilmediği kıyafetlere bürünüyor.
Paydos zamanı kocasının işyeri kapısında bekleyip adam kapıdan çıkınca yanaşıyor:
"Beyefendi! Yalnızım. Benimle önce bir kahve içer misiniz?"
Adam bir an sırıtarak bakıyor, ama hemen de reaksiyon gösteriyor:
"Hayır! Kesinlikle söz konusu değil. Karımı andırıyorsunuz!"
Daha dünyaya gelirken geyik yaratılmışların dışındaki erkekler, kendileri kaçamak yağsalar bile karılarının ihanetine dayanamazlar.
Genç bir koca çılgınlar gibi evin kapısını açıp koşarak karısının yanına geldi ve haykırdı:
"Beni aldatıyorsun! Bildirdiler bana!
Kadın inledi:
"Yalaaaan!"
"Uzun boylu esmer bir adamla!"
"Hele büsbütün yalan!"
Yetsin evlilik içi fıkralar! Şimdi biraz serbest ilişkilere geçelim.
Oscar Wilde diyordu ki: "Kadınlar anlaşılmak için değil, sevişmek için dünyaya gelmişlerdir."
Birisi kalkıp diyebilir ki: "Oscar Wilde keskin oğlancı idi, kadınlardan ne anlar?"
Ama efendim , insan her sözü de ille başından geçen olaylara göre söylemez ya!
Puşkin çok genç yaşlarında idi.
Petersburg'un saray balolarından birinde gözleri olağanüstü güzellikte bir kadına takıldı ve çakıldı kaldı.
Yaradana sığınıp gitti ve güzel kadını dansa davet etti.
Kadın Puşkin'i küçümseyerek süzdü ve dedi ki:
"Üzgünüm. Bir çocukla dans edemem."
Puşkin çabuk cevapladı:
"Yürekten özür dilerim. Bir çocuk beklediğinizi anlayamadım."
İleri mertebelere varmış çapkın söylemez, söyletir:
İlk kez yemeğe çıktığı erkek, genç ve güzel kadını gece yarısı evinin kapısına getirdi.
Erkeğin ısrarı üzerine de razı oldu:
"Pekiyi! Bir kahve içmek için sadece on beş dakika yukarı gelebilir misiniz!"
Arkadan ekledi:
"Ama yatakta sigara içmek yasak ha!"
Sevişmenin bir ücreti vardır. Bu ücret nasıl olursa olsun, bir biçimde ödenir.
Mr. Grant , Hollywood yakınında bir yerde bulunan bungalovlarından birini kiraya verdi.
Kiralayan güzel ve alımlı bomba gibi bir yıldız adayıydı.
Evciğin kapısına gittiler.
Adam iki anahtar uzatarak dedi ki:
"İşte iki anahtarınız ve eviniz!"
Kız anahtarlardan birini geri vererek dedi ki:
"İşte birinci aylık kira alacağınız!"
Sevdiğim bir mizah türü din ve cins farklılıkları üzerine olanlar…
Ağır trafik kazası geçiren bir adamı hastaneye getirdiler.
Hemşire kaydını yapıyordu.
Adam zor ağzını açıp fısıltı ile üçüncü sınıfa yatırmalarını istedi.
Hemşire: "Kimsesiz misiniz?" dedi.
Adam: "Hayır, ama bir kız kardeşim var. Oda yoksul. Zaten rahibedir."
Hemşire kızdı:
"Saçma konuşmayın! Rahibe yoksul olmaz. Her rahibe Tanrı'nın nişanlısıdır."
"Öyleyse birinci sınıfa alın" Hesabı da enişteme gönderin!"
Hristiyanlığın sevimli çehrelerinden biri, insanlar öldükten sonra onları öbür dünyaya, cennete-cehenneme kabul sorumlu ve yetkili olan Azizi Piyer olsa gerek….
Sofu Hristiyan kadın öldü. Öbür dünyaya gitti. Azi Piyer'e açıkladı.
"Gençliğimde bir erkek arkadaşıma çok zaaf duyduğumu itiraf ederim."
Aziz Piyer bıkkın ve soğuk:
"Kaç kere?"
Yahu! Demin yazacaktım da unuttum:
Karı koca iyice yaşlanmışlardı ve ayrı yataklarda yatmaya başladıklarından beri de yıllar geçmişti.
Bir gece mucize bir şey oldu.
Adam erkeklik gücünün yıllar öncesi gibi işaret verdiğini hissetti.
Karısına durumu bildirdi.
Kadın: "Çabuk yanıma gel!" dedi.
Erkek ise: "Olmaz sen gel " bu yolculuğa dayanamaz" dedi.
Eveeet…
İşte böyle…
Ben edepli edepli yazdım!
Ya siz nasıl anladınız?
Söyler misiniz?
İçinizden fena şeyler geçti ise kabahat bende değil…
Anlamadığınız yer varsa da çocuklara sorun!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|