Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Aydın Boysan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

AŞK KAÇAKÇILARI
29.05.2015
Okunma Sayısı : 3883
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

AŞK KAÇAKÇILARI
Aydın Boysan

Tüm ülkelerin en eski masallarından biri, en eğlenceli olay evlilikte aldatmaktır. En çok gülünen kişi de aldatılmış koca…

Olay günümüz dünya mizahının hala en geçerli  konularından  biri olmasını da sürdüregelmekte…

Ancak uygarlığın gelişmesi ile beraber evlilik aldatması edebiyat  kaftanını  giymiş  ve sahneleri iyice zenginleştirmiş bulunuyor.

Kadınlar da hak  eşitliği istediler ya!

Artık yalnız aldatılmış kocalara değil, aldatılmış kadınlara da gülünüyor.

Ne yapalım? Kendileri istedi.

Aldatılan kişi yaptığı  veya mahkum edildiği fedakarlık dolayısıyla bir ödül alıyor.

Bu ödül  öyle bildiğimiz cinsten kupa veya madalya olmuyor da boynuz biçimde şekilleniyor.

Ne uygarlaşmanın ciddi bir tarifi  var, ne de Batılılaşmanın.

İşte bunun için de diyeceğim ki biz sevgili ülkemizde uygarlaşma yolunda olan Doğulularız. (Batılı nedir? Uygar nedir? Aman bunları  başka gün  mıncıklayalım. Şimdi değil)

Biz Doğulularda aldatılan  kocanın  namusu lekelenmiş demektir.

Bu leke öyle ilaçla falan çıkmaz.

Bu lekeyi olsa olsa kan temizler. Bu temizlikte ya bıçakla yapılır ya da tabanca ile…

Geleneğimize göre bıçak ise otuz kere saplanır.

Tabanca ise şarjörü boşaltılır.  Sonra karakola ağlayarak teslim olunur.

"Namusumu temizledim" diye ifade verilir. Başka lafa gerek yoktur.

Olanları zaten  komşular anlatır.

Eski  çağların evliliğe ihanet  masallarındaki güldürücü unsur durum tuhaflığına dayanır.

Samanlıkta basılmak gibisinden.

Çağdaş ihanet mizahı,ise, kısa ve vurucu  replikle son bulur.

Genel müdür evinde yeni sekreterini övüp ovuyordu:

"Çok iyi okumuş. Zamanını  çok iyi  kullandırıyor.

Becerikli, güvenilir.

Hem de bebek gibi güzel maşallah, bebek gibi."

Karısı sordu:

"Bu senin bebek yatırınca da gözlerini yumuyor mu?"

Bazı makam  sahiplerinin işlerini kötüye kullanmaları yalnız yazılı kanunlara aykırı davranışlardan  doğmaz. Şöyle de olur:

Genç kız boş olan sekreterlik görevi için genel müdürle uzun uzun konuştu. Anlaştılar.

En sonunda ücret isteği sorulan kız söyledi: "Net elli bin." Genel müdür: "İsteğiniz normal. Bu parayı size zevkle vereceğim." Kız:

"Haaa. Bakın, zevkle olursa iki yüz binden  aşağı olmaz."

Meyhanelerimiz ve kahvelerimizde bazı söylentiler dolaşadurur. Denir ki: "İleri ülkelerde kocaların  mezhebi daha geniş olur." Demek istenir ki, bizim mezhebimiz dardır.

Mezhebin darı nasıl olur? Genişi ne biçim ki? Öklit geometresine uyar mı?Bilmem!

Ama şunu  beğeniyorum.

Erkekliğin  bir çeşit mezhep  olduğunu söylemekle kul olmayı  kabul etmiş oluyoruz.

Biz hangi tanrıçaların  kuluyuz? Karılarımızın elbet.

İşte biz Doğulu erkekler bıçağı- kurşunu  basarız ama, bu kadar da inceyizdir. Taparız karılarımıza.

Yaşadığım, gördüğüm-işittiğim, okuduğum  ne varsa aklama getiriyor ve diyorum ki:

Batılı erkeğin de duygulanması  bizden  hiç mi farklı değil. Aynını  duyuyor ve düşünüyor.

Öyleyse fark nerede? O tabancaya, bıçağa ender asılıyor. Boynuza daha çok dayanıyor.

Biz dar  kafalıyız. O geniş mezhepli.

Çok uygar bir ülkede çoook başarılı bir işadamı  yaşıyordu. O kadar da çok çalışıyordu ki… Öyle bir gün geldi ki, dostlarından birisi kulağına eğilip söyleyiverdi: "Senin  işinden  başka şeyi gözün görmüyor. Oysa karının  tam dört sevgilisi var!" Koca ise hiç kızmadan  dedi ki:

"Biliyorum. Ne olacak yani? Kötü  bir işin  yüzde yüzüne sahip olacağıma, çok iyi bir işte yüzde yirmi  hisseye razı olurum."

Böyle mantık sahibi bir kişinin  mezhebi o kadar geniş, boynuzu o kadar ulu olur ki,

Gülhane Parkı'nın  kapısından geçemez.

Hep öyle olur ya ! Adamın biri yine halt ediyor, iş  seyahatinden  birkaç gün evvel dönüyor. Sürpriz yapma da meraklı aslanım… Anahtarla kapıyı yavaşça açıyor gece vakti… Yatak odasının  kapısını da açınca bir de bakıyor ki, karısı  tanımadığı bir adamla içeride. Ama kadın oralı değil. Kocasına talimat  bile veriyor:

"Öyle pis pis bakacağına gözünü aç da bir şeyler öğren bari!"

İki arkadaş birinin salonunda konuşuyorlar:

"Azizim! Bir doktor dostum  salık verdi. Gebelik  haplarından  çok daha iyi. Yan etkileri yok. Bir basit sünger sadece. Karım artık onu kullanıyor.

"Göstersene şunu bana da!"

Adam: "Elbet göstereyim!" diyor. Hizmetçiyi de çağırıp  hanımın başucundaki çekmecede bulunan süngeri  getirmesini  söylüyor. Kız biraz sonra gelip diyor ki:

"Hanım  dışarı  çıkarken  süngeri de götürmüş!"

Eski zamanda tanınmış  cici hanımlarsa Lais, uzun süre sofist Aristip'in  metresi olmuştu. Bir dostu  Aristip'i şöyle uyarmıştı: "Bu kadın seni hiç ama hiç sevmiyor."

Filozof gülümseyerek dedi ki:

"Beni balıklarla şaraplar da sevmez. Ama yine den ben onların tadına barım."

Doğumevinin  kapısında şöyle bir tabela asılıydı:

Ziyaret saatleri:

15-17 arası

(Yalnız kocalar ve vekilleri girebilir)

Şüphe çekmemek için gösterilecek  çabanın  mesleklere göre çok farklı  olabileceği  unutulmamalıdır.

Ressamlar çıplak model  kullanırlar ya… Kapı çalındı, ressam açtı. Gelen güzel model kızı  öpücüklerle karşıladı.

Derken ayak sesleri  duyulmasın mı? Ressam fısıltı ile rica etti: "Karım geliyor galiba.

Çabuk soyun! Kuşkulanmasın."

Ünlü  manken  Tina ruh doktoruna gidip derdini  anlattı:

"Ne zaman bir adamla yemeğe çıksam, gece onun  yatağında son buluyor. Ben de
günlerce pişmanlık ve utanç  duyuyorum. Yardım ediniz bana!"

Doktor: "Anlıyorum. Sizin iradenizi teklifleri reddedecek kadar güçlendireceğiz."

Tina: "Yok, yoook! İstediğim  o değil! Sonradan pişmanlık  ve utanç  duymamalıyım.
Onu sağlayınız!"

İşteeee. Can alacak  yönü işin, kendini  halt yemediğine inandırmak.

Seyahate çıkmış bir kocanın inceliğine dair ne anlatılabiliyorsa, işte bu  da odur:

Adam yolculukta ve evinden uzaktaydı. Akşam  da otelin  barında içip duruyordu. 

Kendisine bir telgraf getirdiler. Ne yazık ki karısı ölmüştü. Barmene dönerek dedi ki:

"Şu andan  itibaren siyah bira vereceksiniz!"

Bir Alman atasözü:

"Evlilik bir romanstır. Ancak erkek kahraman birinci bölümde ölür." Diyor. Ölür de kurtulur mu? Yooo… Adamın  ölüsünü bile çalıştırırlar.

Bir Fransız atasözüne göre ise:

"Evlilik kumardır. Bu oyunda erkek hürriyetini, kadın  mutluluğunu tehlikeye atar."
İyi, hoş… Güzel  sözler bunlar. Ama çoğu zaman  güzel söz neye çözüm  getiriyor ki?

Şurası kesin: Risksiz evlenilmez. Ama evlendikten  sonra da huzuru kaçıracak, hayatı  zehir edecek  kaşıntılardan kaçınılmalı!

Evliliğin  ve huzurlu  yaşamanın  öldürücü zehirlerinin başında şüphe ve kıskançlık  geliyor. İhanetten emin olmayan hiç şüphelenmesin! Her şüphe çeken  durumun arkasında da ihanet olmayacağı bilinsin!

Affedin! Şimdi bir ayrım yapacağım. Dilerim ki  feministler gözümüzü oymaz.

Ruhu ihanete bulaşmış bir erkek hep masum kalır. Kadın değil.

Bitti.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org