|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
DELİKLİ TAŞLAR
05.06.2015 |
|
Okunma Sayısı : |
4451 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
DELİKLİ TAŞLAR Aydın Boysan
Alkole dayanıklılığın kişiye göre değiştiğini bilmeyen azdır.
Varılan sarhoşluk derecesi yalnız kandaki alkol yoğunluğu ile belli olmaz.
Alkole alışkanlık , vücut yapısı , sağlık durumu, kişisel özellikler, o günün ruhsal durumu gibi etkenler de sarhoşluk derecesinin faktörleridir.
Marifet olmayan tek dayanıklılık içkiyle dayanıklılık içkiye dayanıklı olmaktır.
Gevşeme, rahatlama, sinir atma, dünyayı kalaylamaktan vazgeçme basamağına bir iki kadehle (tek duble, adamına göre neyse öyle) gelinebiliyorsa, demci kafayı bünye fazla hırpalamadan bulur. Bu durum sağlıklı sonuçlar veren bir talihe sahip olmaktır.
Öte yandan "delikli taş " gibi içtiği sanılanlar vardır, içer devrilmezler. Hayranlık uyandırırlar, yıllar yılları kovalar, devrilmezler…
Ama gün gelir ki devrilir ki bir daha ayağa kalkamazlar.
Nice dağ gibi sevgili dostum böyle yitti gitti.
Azgın demsever kendi rekorlarını kırdığı bir gece sabaha karşı gözünü hastanede açıyor.
Şaşkın: "Nerdeyim ben? Ne oldu bana?"
Başında bekleyen hemşire açıklıyor: "Sakin olun! Alkol zehirlenmesi geçiriyorsunuz…"
"Neee? Hangi namussuz bana zehirli alkol verdi?"
Votkacı içki satan mağazanın tezgahtarına rica ediyor:
"Bana bir şişe votka verin ama taze olsun!"
Tezgahtar şaşkın, soruyor: "O da ne demek?"
Votkanın bayatı olur mu?" votkacı ısrarlı:
"Olur ya!... Dün gece verdiğin iki şişeyi içtim, sabaha kadar kustum…"
Bir külüstür gemi içinde fırtınaya yakalanıyorlar.
Fırtına o kadar dehşet ki, gemi battı batacak, içindekiler öldü ölecek…
Uzun saatler ölüm tehlikesi içinde geçiyor.
Sonunda liman görünmüş.
Ölüm tehlikesi geçmiş…
Herkes sevinç gözyaşları döküyor.
Yalnız bir kişi surat asıyor ve sebebini anlatıyor:
"Gemide ölümden kurtuluşumuz şerefine içeceğimiz içki yok.."
İçkiye kendini serin sulara bırakır gibi dalmanın nedenlerinden bin tane mi, yoksa birkaç tane mi?
Sanmam ki bine varsın…
Ama birkaç taneyle de anlatılmaz ki?
İşinden , aşkından başlar da kendinden bıkmaya kadar…
En pis bıkkınlık çeşidi de bu sonuncusu…
Temizlenmek mümkün değil…
Ne kadar kendinden kaçsa kurtulamaz.
Bazen içinde umut doğar, sanır ki çevresinde değişiklikler oluyor. ..
İki dost oturmuş içiyorlar da içiyorlar… durmaksızın… Devrilmelerine beş kalmış.
Şeşi beş görme denen bir hal var ya hani… Tam öyle. Bir an geliyor ki daha çok için ötekini dostça uyarıyor:
"Bana bak Ahmet! Yeter! Kes şu içkiyi! Suratın Çarşamba pazarına döndü…"
Amerikalı bir sanat eleştirmeni resimden iyi anlıyor ama, öte yandan da korkunç bir alkol düşkünü…
Londra'ya geldiğinde British Museum'u ziyarete gidiyor, ilk baktığı çevreden sonra not defterine yazıyor:
"Bir sarhoş kafası… Karakteri var. Kırmızı burnu konuya uygun… Perişan yüz çizgileri de… Çehre yabancı gelmiyor, Amerika'da da benzer bir resim hatırlıyorum…"
Hazret haklı… Çünkü girişteki aynaya bakmış…
Yeşilaycılar toplantısında bir alkol karşıtı içkinin tehlikeleri üzerine ateşli bir konuşma yapıyor.
Dinleyicilerden biri itiraz ediyor:
"Su yüzünden toplu ölüm alkole göre çok daha tehlikelidir."
Yeşilaycı bu düşüncenin saçma olduğunu söyleyip tartışma öneriyor.
İlk sözü demlenme yanlısı alıyor:
"Nuh tufanından başlayalım…"
İçkiye kendini fazlaca kaptıran , kendini suçlamaya başlıyor.
Suçluyor ama, bir yandan da içiyor.
Demci artık iki ruhludur. Sürekli kendisiyle hesaplaşır. Sanılmasın ki ,
Kafdağlarının arkasında yaşayan demciler başka cinstendir. İ
şte Çin Şairi Tao Yuan Ming kendini şöyle anlatıyor.
Bir konuk var içimde, Ayrı şeylerden zevk alıyoruz. Birimiz zil zurna, Ötekimiz içkiye el sürmez. Sarhoşla ayık Güleriz birbirimize: Birimiz bir şey anlamaz Ötekinin aleminden. Yol yordam, nezaket falan, Sarhoşa göre bunlar hep çılgınlık. Git kendi kafanın dikine, Pabuç bırakma başkalarına, Aklın sırrı bundadır. Dinle koca ayyaş, Gün karanlığa gömülünce Sen mum yak.
Rahmetli Cahit Sıtkı Tarancı içkinin ötesine varınca ne olduğunu anlatıyor.
Gün olur ki ne kız ne rakı ne şiir,
Hiçbir şey insanı sarsmaz, kandıramaz
Pekiyi, ya sonra ne aranacak? İşte bunu tek damla içmeden , ayık kafayla düşünmek gerekmez mi?
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|