Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Aydın Boysan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

FISILTININ GÜCÜ
18.06.2015
Okunma Sayısı : 3987
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

FISILTININ GÜCÜ
Aydın Boysan

Erkeklerin güzel hanımlara bakışlarını nasıl değerlendirmelidir?

Soru da ciddidir, sorun da…

Önce "kem gözle bakmak"tan başlayalım.

Bu deyimden sözlük anlamıyla "kötü gözle bakmak" anlaşılır.

Kötü bakış  kötü kişinin işidir.

Kişi kötü ise, nereye bakarsa baksın, kötü bakar.

Böyle bir bakışın hanımlılıkla beylikle falan ilişkisi yoktur.

Kötü gözle bakmak yanında "kötü niyetle bakmak" diye bir deyim daha vardır.

Korkmasak çekinmesek de, bunun ne demek olduğunu  biraz açıklığa kavuştursak…

Güzel bir hanıma bakan birisi eğer ona hemen bedenen yaklaşmayı aklına getiriyorsa, bu adam "ham ervah"ın biridir, işte onun  bakışı  kötü niyetlidir.

Güzel bir kadın her şeyden önce bir görsel sanat eseridir.

Bakılmaz, seyredilir; temaşa edilir. Bakmak salt fizyolojik bir iştir.

Sanat eserinin ruh ile köprü kurması fizyolojik olayın  sonrasında ve üstesindedir.

Ruh ile değerlendirilen kadın güzelliğinden  ten zevklerinin tepişmesi doğmaz.

Oysa küçük  yumuşak spor alanı zevklerini aklından bir türlü çıkarmayan erkekler vardır.

Tıka basa dolu otobüste oturacak  yer bulan  iki adamdan  birisi iyice gözlerini yumuyor, öteki nedenini sorunca anlatıyor:"

Ayakta duran kadınları görmeye tahammül edemiyorum."

Hanımların aklına bu derece ve bu biçimde takanlar mantık dizisi sırasına göre düşünme gücünü yitirirler, saldırgan  da olurlar.

Hakim sanığı  uzun uzun sorguya çektikten  sonra sabrı tükeniyor.

Ve azalıyor:

"İtiraf et artık  bu kadına ne yaptığını!...

" Sanık esasa itiraz etmiyor ama, durumunu belirtiyor:

"Evet… ancak hafifletici sebeplerin  dikkate alınmasını isterim."

"Neymiş o hafifletici sebepler?"

"Bu kadın  benim aklımı başımdan  alıyor…"

Hanımlara edep  dahilinde yaklaşmak için fırsatlar yaratılır.

Örneğin  yemeğe davet etmek bir çaredir.

Gidilecek  yerin ve yemeklerin seçimi imkan  ve hesap sorunudur.

Restoranda masaya oturan genç adam yemek  listesini almış,  cebinden kalemini de çıkarmış, listeyi  çizip duruyor. Merakla bakan garsona da açıklıyor:

"Birazdan sevgilim gelecek… Hep en pahalı  yemekleri ısmarlar… Onları bitti diye çiziyorum."

Para durumu elverişli olduğu halde hasisliği  huy edilenler var… bu tiplerin örneğini uzaklardan  verelim de yakınlarımızdan alınan olmasın…

İki İskoçyalı  restoranda oturuyor. Birisi ötekini fısıltıyla uyarıyor:

"Steve! Komşu  masadaki sarışın  kadın sana pek tatlı bakıyor.

Enayilik etme! Steve de arkadaşına fısıldıyor:

"Farkındayım… Hesabını ödesin diye bekliyorum"

Olanakları sınırlı  bile olsa hanımların değerini  kavrayabilen, onlara karşı en cömert olanlar yine denizciler…

Açık deniz kaptanına kazancı ile ne yaptığını soruyorlar, anlatıyor:

"Bir bölümünü kadın ve içkiye ayırırım. Kalanı da har vurup harman savururum."

Bir de çapkınlıkla ilgili masraflarını düşünmek zorunda olmayanlar var.

Onların çapkınlık masrafı  bizim gibi petrol tüketicilerinin cebinden  çıkıyor.

Geçen yıl İspanya'nın  Marbella'sında, yat limanında görmüştüm.

Londra Limanı'nda Schachnaz isimli  bir şilep  kadar büyük bir yat limana bağlıydı…

Yata bir Rolls-Royce yaklaşmıştı,  içinden çıkan 17-18 yaşlarındaki sarışın kız yata götürülmüştü.

Bu kızın gençliği ve güzelliği  hala aklımdan çıkmadı.

Bu unutamayışta güzel kızın  masrafına birkaç sent de olsa, benim de benzin parası  biçiminde iştirak etmiş olduğumu  sanmanın etkisi olsa gerekir.

Playboy denen adamlar oldum olası sinirime dokunmuştur.

Hiçbir sorumluluğu  olmayan bir yaşayıştan olsa olsa cıvıklaşma doğar diye düşünürüm.

Playboy, Rolls, Royce otomobiline kurulmuş , şoförüne emrediyor:

"Soldaki gümüş grisi Jaguar arabayı  kullanan hanımla tanışmak istiyorum.

Lütfen  hemen o otomobile çarpınız…"

Hamburg  plakalı  lüks otomobil Stuttgart'a yaklaşıyor.

Yol kenarında otostopçu bir genç kız, elinde gideceği yerin adı yazılı  bir karton:

München…

Otomobil durup kızı alıyor.

Tekrar yola düzülünce sürücü diyor ki:

"Tuhaf şey! Siz bugün rastladığım ve München'e giden üçüncü hamile hanımsınız…" Kız sertçe reddediyor: "Ben hamile değilim ki…"

Genç adam ise diyor ki:

"Daha München'e gelmedik ki…"

Alman restoranlarında, özellikle gasthauslarında servis yapanlar genellikle erkekler değil hanımlardır.

Bu hanımların güzelliği ise, bürolarda çalışanlardan daha az etkilemez.

Öyle tavşan kızların çalıştığı müstesna lokalleri bir kenara bırakalım.

Ama Avrupa ve Amerika restoran  ve barlarında bazen yine de o kadar güzel servis personeli  hanımlar çalışıyor ki, niye saklamalı, yürek oynatıyorlar.

Eski Alman dostlarımdan Richard özellikle de güzeller konusunda uzmandı.

Bu hanımların çapkınlara karşı  "çifte kavrulmuş" olduğunu bilirdi.

Ama yine de yakınlaşma yollarını bulurdu.

Günün birinde ilginç  bir sahneye tanık olduk.

Yanımızdaki masada oturan çok yaşlı  , içi geçmiş bir Alman hepimize hizmet eden güzel Gisela'ya asılıp duruyordu.

Bu yapışkanlık aylarca sürmüş zaten …

Sonunda Gisela'nın  tepesi atı, ihtiyara gidip dedi ki:

"Herr Müller! Gözünüzü açın! Asıl bir 'evet' dersem , günümüzü görüsünüz…"

Bilmem Picasso'nun resimlerini sever misiniz? Bu  soruyu niçin  yönelttiğimi de açıklayayım:

Kendisinin hanımlarla ilgili bir sözünü aktaracağım.

Resimlerine kızan  varsa bile sözünün olağanüstü güzelliğini küçümsemeye kalkışmasın…

Picasso diyor ki:

"Güzel bir hanımın fısıltısı göreve çağrılmanın  gök  gürültüsüdür."

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org