|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
SON İSTANBUL EFENDİLERİ
31.07.2016 |
|
Okunma Sayısı : |
6761 |
|
|
Oy Sayısı : |
1 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
0 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
SON İSTANBUL EFENDİLERİ Aydın Boysan
Samatya İstasyonu köprüsünün altından geçince, sağa da sapınca iki yol ağzına gelinir.
Biri eski Bizans surlarının altından gider.
Üstünden gidenin adı ise: N
arlıkapı Caddesi'dir.
Adı caddedir bu zavallı yolun.
Sağında yer yer harabe haline gelmiş ahşap evler ve bahçeler vardır.
Ama solundaki zenginlik hangi anlı şanlı caddede bulunur?
Marmara Denizi ayaklar altındadır,
Arada bir yükselen sur kuleleri üstünde eskiden renk denizi gibi on binlerce yazma, yüz binlerce halis uskumrudan çiroz kurutulurdu.
Biz de ökse ile kuş tutardık.
Narlıkapı Caddesi'nden yüz adım yürüyüp sağa sapılsa, yine otuz adım gidilse tren yoluna toslanır.
Solu demiryolu boyunca Narlıkapı Çıkmazı'dır.
Adı çıkmazdır ama, iki başından da çıkılır. Genişliği 2-3, 5 metredir.
Soldan ikinci ev 34 numaradır.
Bizim evdir.
1929-34, beş yıl burada kiracı oturduk.
Komşularımızı unutmam:
Marangoz Tahsin Bey (kızı Melek arkadaşımdı) piyano akortçusu Fasulyacıyan (kızı Ani arkadaşımdı), müezzin Osman Efendi amcam (onun çocuğu yoktu ama, keçileriyle oynardım).
Müezzin Osman Efendi amcam sokakta hangi çocuğu kötü bir iş yaparken görürse döverdi…
Hem de ağır döverdi. Kimse de çocuğu dövüldü diye kızmadı.
Narlıkapı'da "sosyal eğitim" bir ortak sorun sayılmaktaydı.
Çarşının üstündeki köşe Samatya tramvay durağıydı.
Yanındaki merdivenden minyatür meydana inilirdi.
Canlı Samatya çarşısıydı bu. Balıkçı ve manavların düzinelerce çıplak ampulü bir yolla istasyon köprüsüne varılırdı.
Şimdi asma kalmamış , yine de adi sarmaşık eksik değil.
Köprüden 10 adım sonra denize basılırdı.
O yok artık. Sahil yolu bu köşeyi tamponlamış…
Sahil yolu romantik Samatya sahillerinin gözüne odun gibi girmiş.
Cihat Burak dostum anlatırdı:
"Samatya kıyılarında Bizans'tan kalma meyhaneler vardı.
Zeminleri topraktı.
Dayım beni elimden tutar, bu meyhanelere götürürdü.
Önlükçü meyaneci dayımı el pençe divan karşılar , ne yiyip içeceğini sormazdı.
Çünkü bilirdi.
İyi yerlerdi.
Radyo yok, televizyon yok, kimse kimseyi rahatsız etmezdi. Yüksek sesle konuşulmazdı.
Bizim eski İstanbul'umuzdaki yaşama birimlerinde insanlar birbirini tanımasa bile hiç olmazsa "göz aşinası" olurdu.
Yani birbirlerini adı sanı ile değilse bile gözleriyle tanırlardı.
Bu hiç olmazsa bir yakınlaşma başlangıcıydı.
Adına "mahalle" dediğimiz yaşama birimlerinde insanlar bir sıcak ortak mekan verdiği huzur duygusu içindeydiler.
Bir iki katlı, bitişik ya da bahçe içindeki evlerde komşuculuk eden insanlar birbirini tanırdı.
Tanışmak yakınlaşmanın kaynağı olabilirdi.
Zıtlaşmaları için fazla neden doğmazdı.
Olsa olsa birisinin bahçesindeki ağacın dalı komşu bahçeye sarkardı.
Komşu da o daldaki meyveyi kopramayı hak sayarsa, buna da ötekisi darılmazdı.
Bir müstesna İstanbullunun adı Haltun Taner idi.
Vefatından bir yıl kadar önce Mimarlar Oda'sının düzenlediği "İstanbul" konulu bir toplantıda birlikte olmuştuk. Şunları dediğini banttan çıkardım:
"İstanbul'un çeşitli yerlerinde oturmak bir mikrokozmosu yaşamak…
Bir başka tecrübe getiriyor.
Çünkü Gedikpaşa'daki, Akbıyık 'ta ki insanla Osmanbey'de ki, Moda'da ki insanlar önümüze ayrı bir ambiyans sererlerdi.
Neden sererlerdi?
Çünkü birikim durgun su gibi hep aynı kuşaklar üzerine oluyordu.
Çocuklar, torunlar devam ettirirlerdi havayı… Semtlere bir akın, bir yenilik gelmiyordu."
Burhan Felek merhum da şehri iyi tanıyan İstanbul çelebilerinin son temsilcilerindendi.
Bir yazısında anlatıyordu. "Üsküdar'da otururduk.
Çocukluğumuzda İstanbul'a geçmek için pek fırsat düşmezdi. "karşı" dediğimiz İstanbul kıyısında oturan bir yakınımız ve akrabamız da yoktu.
O zamanlarda ahbaplık hududu semti, hatta mahalleyi pek geçmezdi.
O devirlerde İstanbul tarafından Galata'ya geçmemiş binlerce İstanbullu olduğu hakikatini de unutmamak lazımdır."
Narlıkapı'da evde bizim elektriğimiz, suyumuz, hava gazımız, tüp gazımız, buzdolabımız, çamaşır makinemiz, telefonumuz yoktu.
Ama semtimizde tiyatromuz vardı. Narlıkapı Tiyatro'su dünyalara değişmezdik.
Biz İstanbul'un tiyatro yaşatan tek semti olmanın gurunu taşıyorduk.
Bir gün sahnedeki bir oyuncu bıçağı kalbine soktu, intihar etti.
Tam o sırada lüks lambası sönmesin mi?
Meğersem lüks lambası tamirini intihar eden aktör bilirmiş.
Merdiven getirdiler.
Ölen adam kalktı, lüks lambasını tamir etti. Sonra yine yere yatı, rolüne devam etti.
Günümüz çocuklarının öğrenim ve konfor olanakları benim gibi 50-60 yıl öncesinin çocuklarına göre göz kamaştıracak kadar renkli ve zengin… kim isterse alay etsin.
Diyorum ki kent içindeki yaşayışları tüm bu sınırsız olanaklara karşın daha tekdüze….
Hiçbirisinin yüreğinde bir Narlıkapı sevgisi göremiyorum.
Ben geçmiş günlerin, çevrelerin hasretiyle tutuşmuyorum.
O zamanı bir daha yaşamak da istemiyorum.
Ancak bugün bir apartmanda yıllarca oturup da birbirinin yüzünü tanımayanların, kalabalık çevrede yalnızlığa mahkum insanlar olması beni tarifsiz kederlere gömmektedir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları |
ShareThis
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|