Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ayten Gökçer Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Soru Yağmuru AYTEN GÖKÇER
27.08.2008
Okunma Sayısı : 5454
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

Soru Yağmuru AYTEN GÖKÇER

.
.
Bankacı Bülent Şenver soru yağmuru ile beni ıslatmak istediğini söyledi.

Sorularını ve verdiğim yanıtları sizlere sunuyorum...

.
.

 izlemek için 
.
.

Soru Yağmuru AYTEN GÖKÇER
Deşifresi
.
.
Ayten Gökçer (AG)
Bülent Şenver (BŞ)

.
.

BŞ. Bülent Şenver'in odasında Bülent Şenver'in konuğu Devlet Sanatçısı Sayın Ayten Gökçer ile birlikteyiz. Şimdi bir soru yağmuru bölümümüz var. Niye soru yağmuru diyorum kısa kısa sorular olduğu için ve Ayten Hanım'ı damlalarla ufak ufak ıslatmak istediğim için
O sorulara siz çok güzel cevaplar vereceksiniz ama bu cevaplarla ilgili  ilave etmek istediğiniz bir şeylerde olursa, sadece benim sorumun cevabı olmayabilir, lütfen o ilaveleri de çekinmeden yapınız. Birinci damlamız şöyle; Sizce itibar kelimesi ne anlam ifade ediyor. İtibar nedir?

AG: İtibar sizin zaman içerisinde kazandığınız , şahsiyetinizle, davranışlarınızla, duruşunuzla, meslekle veya bir ahlak anlayışınızla ilgilidir. İtibarı kazanmak kolay değildir. Ben çok mutlu bir sanatçıyım.

BŞ: İtibarı kaybetmek kolay mıdır?

AG: Yanlış yaptığınız bir şeyle kaybedebilirsiniz. Yanlış sizden kaynaklanıyorsa kaybedersiniz ama başkalarının söylediği şeylerle itibar kaybedilmez. İtibar temeli çok sağlam atılmış bir bina gibidir kolay çökmez.

BŞ: İyi bir tiyatro sanatçısı olmak istiyorum diyen bir genç , bende tiyatro sanatçısı olmak istiyorum bana bir şeyler söyler misiniz? Hap gibi bir şeyler söylemek mümkün olmayabilir ama yinede sizin tecrübelerinize bakıp , o çünkü sizden bir şeyler duymak istiyor. Ona ne söylersiniz?

AG: Bazen o kadar çok konuşuyorum ki vazgeçiyor. Eğer bu işin karşıdan görünmüş büyüsüne kapılarak bu işe başlıyorsa çok yanlış yapıyor demektir. Dışardan göründüğü gibi kolay bir iş değildir. Hatta askerlikten daha zor bir meslektir. Askerlikte vurulursunuz, yaralanırsınız, revire alırlar. Bizde iğneyi yaparlar size tekrar revire çıkarırlar. Onun için çok zor bir meslektir. Önce bunu anlamak lazım. Önce yeteneği varmı bunu anlaması lazım. Öyle zor bir meslek ki  önce kendiniz karar veriyorsunuz kendinizin güzel olduğuna , yakışıklı olduğunuza, yetenekli olduğunuza. Halbuki en kötü şey bu. İçinizdekileri belki ortaya çıkaramıyorsunuz. Sınavlar yapıyorlar ve çok yetenekli çocuklara not vermiyorlar ve onlar kaybolup gidiyor. Daha sonra başka bir yerden fışkırıyor. Yeteneğinde sizde ne zaman çıkacağı, o cevherin ortaya çıkacağı bazan belli olmuyor. Bakıyorsunuz üniversiteyi bitirmiş kimyager olmuş bir insan sonra çok ciddi bir rejisör oluyor. Ya aile mani olmuş ya kendisi okuyamamış ailesine katkıda bulunması gerekiyor. Ama o içindeki cevher  bir yerde fışkırır. Onun için ben sınavları fazla ciddiye almam. Bazan sınavlarda çok ciddi insanlar gider, çok ahlaklar kalabilir. Onun için ona bunu önce kendi içerisinde hissetmesini, sonra çok zor bir yolun başına geleceğini unutmaması lazım. Hiçbir sonu yok bizim işimizde, oldu, bitti, ben oldum diye bir şey yok. Ömür boyu süren evlilikleriniz bitebilir, arkadaşlıklarınız bitebilir çünkü sahne diyor ki ; sadece benimsin, bunu bil , hayatını ona göre ayarla diyor. Ona o emeği vreceksiniz gelin yolun başına ama bir hevesse o gence yazık olur. Diğer bir mesleği yapamaz bunu çalışırken, bedbah olur gider. Aileninde yönlendirmesi çok önemli. Ailede gerçekten çocuğunda bir yetenek olduğunu biliyor da onu  hangi dala yetenekli oraya yönlendiriyorsa,   Hele şimdi televizyonda gördüklerini sanatçı zannedipte al gel sende ol diyorsa çok yanlış bir yere götürüyor çocuğunu.

BŞ: Ayten Gökçer olarak sizin insan davranışlarından hoşunuza gitmeyen çok kızdığınız davranış nedir?  

AG: İki yüzlülük ve yalancılık. Ben Türk Tiyatrosunda kırk senemi tamamladım. Bana kimse çıkıpta şu konuda yalan söyledin , önemli yerlerdeyken bana bunu yaptın demedi, diyemedi. Aksine o zamandan bu zamanda daha fazla sayıldığımı ve sevildiğimi farkettim. Bu benim kendi mesleğime olan saygımdan dolayı ve oraya her adım atan insan benden evvel ve benden sonra benim için çok saygındır. Ben hem büyüklerime saygı ve sevgimle buralara geldim hem bizden sonraki nesile hiçbir havam, hiçbir tavrım, hiçbir küçümsemem olmadı. Hep kendimi hatırladım, ne kadar küçük, ezik bakarken büyüklerimizin neler yaptığını ve asla öyle bir şey yapmayacağımı kendi kendime öğrettim. Onun içinde ben derimki vicdanlı doğmuşsanız kimse sizden korkmasın ama vicdansızsanız ve sizin yaptıklarınız  bir müddet sonra size döner. Bana o kadar güzel şeyler dönüyor ki iyiki bu mesleği yapmışım, iyiki ailem öyle yetiştirmiş, ama Çinlilerin dediği gibi sizin içinizde olmazsa o  nasıl yetiştirilirse yetiştirilsin, bazı nefis ailelerden gayet iyi eğitim almış hasta ruhlu insanlar görüyorsunuz. Sizin içinizde Allah'ın verdiği en büyük hediye hem vicdan hem yetenek vermiş ne kadar güzel bir şey. Allah beni çok ödüllendirmiş, ona şükranım.

BŞ: Hayat bir tiyatrodur dersek, sahnedeki tiyatro ile hayattaki tiyatro arasındaki fark nedir?

AG: Çok azdır. Çünkü başka bir kahramanın başından geçenleri getiriyorsunuz. Tiyatro içinize ayna tutmaktır. Benliğinize, vicdanınıza, aklınıza ayna tutmaktır .Tiyatro size çok şey öğretir. O nedenle tiyatro eskimez, tiyatro bitmez, her zaman vardır ve var olacaktır.

BŞ: Sanatçı olarak siz bir tiyatro eserini sahnelerken bir şekilde orada hakiki hayatı canlandırmak üzere çıkıyorsunuz, , kendiniz hakiki hayatta farklı bir karakter olsanız dahi, orada o kişliği, o karakteri oynamaya

AG: Üstelikte o kadar kötü bir gün geçirmiş olabilirsiniz ki ben babam öldü dört saat sonra sahneye çıktım. Normalde dersinizki bu nasıl bir insan, evde dualar olurken ben sahnede komedi oynuyordum. Bu nedir? Beyninzi çok iyi kullanma hasletlerine sahip oluyorsunuz zaman içerisinde. Dediğim gibi en zor meslek bizim meleğimizdir, ne olursa olsun seyirci geri dönmez, perde kapatılmaz. Siz gözlerinizden yaşlar fışkırırken komedi oynarsınız, en mutlu gününüzde dram oynarsınız. Bunu beyin ayırt ediyor. Ve oradaki işinizi sadakatle yapmanız lazım.

BŞ: Ayten Gökçer olarak siz bunu sahnede çok güzel yapabiliyorsunuz. Aynı farklı olmayı hakiki hayatınızda da yaşarken yapıyormusunuz.

AG: Sanatçılar çok doğal insanlardır. Biz kimin ne yaptığını, nasıl oynadığını çok çabuk hissederiz. Güleriz ve deriz keşke bu kadar hissetmesek. Bir halinden bir bakışından yürüyüşünden bile karşısındakilerin sanatçılar çok çabuk anlar.

BŞ: Hayatta siz oynamıyorsunuz, içinizden geldiği gibi davranıyorsunuz. 

AG: Daha durudur sanatçılar, Bazen dışarıdan bir meslek bazenda sanatçıdır karşınıza gelir,  olmayanı oynar. Biz ona olmayanı oynuyor deriz. Doğal değildir. Bir yerde de bakarsınız hiçbir eğitim yoktur, o kadar doğaldır ki. Geçen gün bir televizyon programında Allah aşkına buna bir bak dediler , bir yarışma programı kadın şarkı söylüyor ve   hakikaten  eğitimsiz ve o kadar iyi bir insanki nasıl öyle kalmış o çalıştığı muhitlerde onuda anlamadım. Gözleriniz yaşarıyor. Herşeye çok doğal, dürüst cevap veriyor. O bir insan, nerede olursa olsun bozulmamış bir insan. Sesi güzel kimse elinini uzatmamış, kimse geliştirmemiş ama o bataklıktaki çiçek gibi. O kadar nadide ki o renkleri başka çiçekte bulamazsınız. Orada gördüm ne gözlerim doldu.  Ne kadar doğal bir insan , herkes o kadıncağaza oy vermeye başladı.  En cahil bir insan bile doğal insanı anlar, sahtekarıda anlar.

BŞ: Türkiye Etik Değerler Merkezi  Vakfı kurucu üyesi Bülent Şenver size  gelse Türkiye'de etik anlayışı bilincinin oluşturulması ve geliştirilmesine çalışıyoruz. Bu konuda bir proje yapmamızı önerirseniz , ne yaparsak bunu sağlayabiliriz  diye sizden bir fikir almak istese ona ne önerirsiniz.

AG: Önce bütün projelerinize bugüne kadar ne yaptığınıza bakarım. Önce neler yapmışsınız, nelerde tıkanmışsınız, neleri yanlış yapmışsınız bunları bilemem lazım ki , burada dürüst olmaktan başka hiçbir şey öneremem size. Biraz önce dediğimiz gibi bir politikacı bize şunu yapabilirmisiniz diyebilir mi? Haddine düşmemiş, sizede empozeler olmuyorsa zaten doğru işler yapıyorsunuzdur.

BŞ:  Doğru bildiğinizi yapın  diye öğüt verirsiniz.

AG: Her doğru bildiğimiz doğru olmayabilir. Zaman içerisinde medeniyet içinde yanlışlarımızı doğruya çeviriyorsak o da bir meziyet.

BŞ: Ailenizden size kalan en önemli miras nedir?

AG: Dürüstlük, tok gözlü olmak ve ailemi çok sevmem.

BŞ: Aşkın tanımını yapabilir misiniz?

AG: Aşk bir hastalık. Herkesin geçirmesini önerdiğim bir hastalık. Allah herkese versin ve şifasınıda hiç vermesin.

BŞ:   Mutluluk sizce nedir?

AG: Bütün yaptıklarınıza baktığınız zaman siz mutluyken etrafınızda   mutlu olmayan insanlar varsa, yine mutlu olamazsınız. Mutluluk bütün geriye baktıktan sonra yaptıklarınızdan bir keyif alıyorsanız işte o mutluluktur. Ve mutluluk sadece bir sanatta ölçülmez. Bir arkadaşınızla  yediğiniz yemek, paylaştığınız bir ıstırap  ve onun sizinle paylaştığı  bir problem bütün bunlar mutluluktur. Bu hayatınıza yine sevgi dolu bakmanızla ilgili.   Ben her komik ve acı durumda bile Allaha çok şükür iyiki şöyle değiş bu iş demişimdir. Onun için mutluluk sizin içinizdedir. Bunu söndürmeye kimsenin gücü  yetmez.

BŞ: Yağmur damlalarında son  soru şöyleydi; En son en zaman ağlamıştınız diye? 

AG: Galiba bu programda ağladım Hiç düşünemedim ki oradaki işçileri hatırladığım zaman boğazımda böyle düğümler olacak. En son sizin programınızdı Allah'ta ağlatmasın.

BŞ. Bu insanın duygusunun dışa ifade etmesidir. Bence insan ağlamasını bilmeli. Ağlamayan insan olmamalı.

AG: Tabiki insanız. Ağlayacağızda, güleceğizde. Katılaşmamışsanız, kötüleşmemişseniz, Benim bazen televizyonda seyrettiğim bir şey gözlerimi dolduruyor. Paylaşmaya çalışıyorum. Yaşıyorum ve insansam bir başkasınada bir şey yapılıyorsa bende reaksiyon yoksa ben insan değilim. Ve insallah toplum olarak o kadar bilinçleniriz ki , insallah toplum olarak harekete geçeriz bu konuda.

.
.

Ayten Gökçer, Bülent Şenver

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org