Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Eczacıbaşı Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bülent Eczacıbaşı ile kültür sanat üzerine bir söyleşi CNN Türk
24.09.2011
Okunma Sayısı : 6145
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bülent Eczacıbaşı ile kültür sanat üzerine bir söyleşi CNN Türk

.
.
izlemek için  

.
.

Bülent Eczacıbaşı ile kültür sanat üzerine bir söyleşi
CNN Türk Televizyonu
Deşifresi

Bülent Eczacıbaşı (BE)
Nuri Çolakoğlu (NÇ)

NÇ: Gelecek Günlerde programı için bugün de Aya İrini Müzesi'ndeyiz.

Burası İstanbul'un en eski ibadethanelerinden biri. Milattan önce 4. Yüzyılda İstanbul'un en büyük ibadethanesi olarak yapılmış.

Daha sonra bu unvanı Ayasofya'ya kaptırmış. Ama tarih boyunca hep önemini korumuş.

İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet, rivayete göre Hıristiyan olan annesi için burayı kilise olarak yapmış. Daha sonra burası hazine, eski silah deposu olarak kullanılmış.

Türkiye'de müzeciliğin kurucusu Osman Hamdi Bey,burada  İstanbul'un ilk arkeoloji müzesini açmış. Daha sonra askeri müze olarak kullanılan bu bina 40 yıl kadar önce İstanbul Kültür Sanat Vakfının da katkılarıyla yenilenmiş, 1973'de başlayan İstanbul festivallerinin ana mekanı  olmuş.

Bu vesile ile de dünyanın en ünlü sanatçılarına, en ünlü orkestralarına ev sahipliği yapmış. Şimdi yine festivaller başlıyor. Yüzlerce binlerce insan buralara doluşacak, ünlü sanatçıları dinleyecek.

Peki giderek kendi odalarında, kendi dünyalarında , kendi  bilgisayarlarının başında, kendi telefonlarıyla iletişim kuran bu insanlar niye bu salonlara doluşacak. Bunun nedenlerini İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile konuştuk.

Sayın Eczacıbaşı, günümüz dünyasında tempomuz artıyor, çok yoğun çalışıyoruz ve birbirimiz ile temaslarımız giderek elektronik iletişiminin de yaygınlaşmasıyla birlikte azalıyor.

Öte yandan da bizi bir araya getiren çok büyük olaylar var. Bunların başında spor karşılaşmaları , hayatta  tanımadığın insanla yan yana oturup yanı şeylere seviniyorsun.

Bir diğeri ise büyük kültür sanat olayları.  Büyük konserler. Türkiye de bu geleneği  başlatan ve hala devam eden İstanbul Kültür  Sanat Vakfı , canlı  olarak insanların birbiri ile temas etmesini sağlayan en önemli kuruluşlardan biri.

Sizce böyle olayların toplumun hayatındaki  yeri  ne? Gidişatı nasıl?

BE: Bu Olayların toplum hayatındaki  yeri  giderek daha önemli hale geliyor diye düşünüyorum. Bunların nedenlerinden biri, insanlar biraz daha yalnız yaşama eğilimi içerisind. 

Yalnız yaşamak ve çalışmak.  Teknolojide bu  olanakları  sağlıyor.

Bilgisayarlarla tek başına çalışan insanlar çoğalıyor.

Türkiye de ki rakamlar elimde yok ama başka yabancı ülkeler ile ilgili i rakamlar tek başına yaşayan insan sayısının giderek arttığını gösteriyor.

Yüzde 20'lerden 30'lara çıkan, doğru bazı ülkelerde 3 de 1 oranına yaklaşan yalnız yaşayan kişilerin oluşturduğu birimler artıyor.

Tüm bunların sonucunda insanların sosyal yönünü ortaya çıkarma ihtiyacı aynı şekilde artıyor. İnsanın bireysel kimliğini öne çıkarma ihtiyacı var. Aynı zamanda bir topluluğun parçası olmak, sosyalleşmek ihtiyacı var. Bu ihtiyacı gideren olanaklara daha fazla gereksinim ortaya çıkıyor.

Bu da canlı etkinlikler, canlı deneyimlerin önemini artırıyor. Bu sözünü ettiğimiz, bizim topluluk olarak başlatmış olduğumuz girişimler gerçekten bu amaca hizmet eden olaylar.

Tabi öyle başlamadı, 30 yıl  40  yıl önceye  giden başlangıçları var bu kurumların. Ama belirtmiş olduğunuz gibi İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın düzenlemekte olduğu etkinlikler bu ihtiyaçlara yanıt verecek nitelikte etkinlikler.

NÇ: Türk  insanı  bunu ne kadar çabuk benimsedi? Siz toplumsal belleğini temsil ediyorsunuz.

BE: Çok çabuk benimsiyor diye düşünüyorum Türk insanı. Zaten bu bir küresel bir eğilim. 

Bizim ülkemiz  bunun  dışında kaldı. Bizim insanımızda aynı eğilimi gösteriyor.

Küresel  eğilimleri  çok yakından izliyoruz. Bu eğilimlerde Türkiye de giderek güçleniyor. İnsanlar canlı deneyimi paylaşmak, ortak etkileşim alanı içerisinde bulunmak, böyle ihtiyaçlar içerisindeler.

Bu etkinliklerde buna cevap veriyor.

1990'lardan beri bu eğilimlerde güçlenme görüyoruz. Teknolojik olanaklar buna hız veriyor hiç kuşkusuz. Başka bazı gelişmeler bunda etkili oluyor.

Örneğin müzik alanında müziği internetten indirebilmek artık çok yaygınlaşan ve günümüzün yararlandığı bir olanak.  Bu daha çok performansların öne çıkmasına neden oluyor. Çünkü müziği hepimiz rahatça bilgisayarlarımıza indirebiliyoruz ama bir performansı yaşamak, bir performansı paylaşmak çok önemli olmaya başlıyor.

Bu gibi yan faktörlerin de etkisiyle bu kitlesel  olaylar , paylaşım olanağı veren etkinlikler giderek önem kazanıyor.

NÇ: İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın başlattığı festivaller çerçevesinde önce küçük salonlar , daha  büyük salonlara geldi, sonra Haliç Kongre Merkezinde 3 bin 5 bin kişilik konserlere geldik, stadyum konserlerine doğru gidiyoruz.

BE: Başka şeylerde sayabiliriz. Biliyorsunuz İstanbul'un Anadolu yakasına konan ekranlarla artık İstanbul Uluslararası Müzik Festivali İstanbul'un iki yakasından izlenebiliyor.

İstanbul Uluslararası film festivalini unutmamak lazım.  Tam da bu anlamda bir etkinlik sunuyor İstanbullulara .  Çünkü film festivali boyunca belirli bir ilgi alanını paylaşan insanlar , belli  bir süre içerisinde birlikte oluyorlar. İstanbul'un belirli bir bölgesinde birlikte oluyorlar.

Beyoğlu'nda oluyor İstanbul Film Festivali. Böyle bir etkinlik yaşanıyor ve paylaşılıyor.

Bu sene caz festivalinde tünel şenliği yaşadık. Birinci yılında son derece büyük başarı ile bir marka haline gelecek, bir sokak etkinliğinin çok güzel bir örneği oluştu. Bu boyutlar büyürken aynı zamanda çeşitli etkinlik biçimleri ortaya çıkmaya başlıyor. 

NÇ: Bir de siz çok iyi bir örnek oluşturduğunuz ve çok başarılı uygulamalarla ön plana çıktığınız için eskiden İstanbul'da bir tane festival vardı. Şimdi İstanbul'un 12 ayı festivaller var.Bir  kısmını  İKSV'nin  düzenlediği her bir yıla yayılan dört tane sanat olayı , bir de  başka kuruluşlarda yapmaya başladı değil mi?

BE: İKSV'nin düzenlediği festival sayısı daha da artacak. Ama başka kurumlarda son derece başarılı festivaller düzenliyorlar.

Dünyanın her yerinde bunu görüyorsunuz. Bize verilen bilgiler arasında vardı İngiltere'de Temmuz ayında 70'den fazla veya 90'nın üzerinde pop müziği caz, rock alanında festival düzenleniyor bir ülkede bir ay içerisinde.

NÇ:Türkiye  de de sadece İstanbul'a özgü bir şeydi. Şimdi Anadolu'nun dört bir tarafına doğru yayılıyor  ki , özellikle  yaz aylarında düzenlenen film festivallerinin sayısı  10-15'i buldu galiba.

Bu konserlere gitmek sizce insanlara ne kazandırıyor?

BE: Sanıyorum insanlar kendileri ile birlikte bir ilgi alanını paylaşan insanlarla birlikte oluyorlar ve bunun keyfini yaşıyorlar, zevkini yaşıyorlar.

Bir sanatçıya duyulan ilgiyi, hayranlığı paylaşan insanlar var orada. Bunlar unutmayalım ki çağımızda uluslararası alanda da örgütleniyorlar. Kulüpler kuruyorlar. Dolayısıyla onların birbirlerini tanımaları, bir diyalog içerisine girmeleri , deneyimlerini  paylaşmaları keyifli bir olay oluyor onlar için.

Ayrıca teknolojinin sunduğu anahtar ile bunu paylaşıyorlar, iletişim araçlarıyla, medya aracılığıyla. Böylece sadece orada hazır bulunan insanlar değil, aynı ilgiyi paylaşan ama bulunamayan kişilerinde oluşturduğu genişleyen bir halka içerisindeki insanlar bu deneyimi yaşamış oluyorlar.

Bu başka olanakları da beraberinde getiriyor. Farklı kültürlere mensup insanların, farklı kimliklere , farklı  inançlara bağlı insanların bir araya gelmeleri , onları birleştiren ilgi noktası nedeni ile diyalog kurmaları, birbirlerini tanımaları , kültürlerin birbirine yakınlaşması , yerel kültürlerin küresel düzeye, yansıtılması.

Yerel zenginliklere   çağdaş  yorumlar getirilmesi daha zengin daha farklı içerikler sunulması gibi olanaklar ortaya çıkıyor.

NÇ: O zaman önümüzdeki dönemde bunun daha da yaygınlaşmasını beklemek çok yanlış olmayacak.

BE: Ben öyle olacağını düşünüyorum. Biraz diyalog kopukluğundan,  kutuplaşmadan zarar gören bir toplum olarak bize yararlarının daha da büyük olduğuna inanıyorum

NÇ: Önümüzdeki 10 yılda baktığınız zaman kültür sanat alanında nasıl bir çeşitlenme ve zenginleşme görüyorsunuz?

BE: Bu olayların, bu etkinliklerin adedi mutlaka artacak. Bence kalite düzeyi yükselecek.

Geçmiş 10 yıla baktığımız zaman belirgin bir kalite yükselmesi gördük bu etkinliklerde. Dünya
standartlarına yaklaşan etkinlikler artık Türkiye'de yapılıyor.

Tabi bazı sorunlar var, bunlara da değinmek lazım. Bu etkinliklerin giderek önem kazanması ve etkili olması için, bazı eksikliklerimizde var. Bunların başında mekan  küçüklükleri geliyor

Türkiye de. Teknoloji ve sosyal paylaşım açısından dünya standartlarını yakaladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama bu etkinliklere olanak verecek mekanlar  açısından çok gerideyiz. İstanbul gibi kültürel anlamda çok zengin bir kentimiz  olmasına  rağmen bu açıdan ihtiyaç içerisinde.

Yerel yönetimlerinde bu canlı etkinliklerin  önemini  kavramaları gerekiyor. Onlarla birlikte ancak olaylar düzenlenebiliyor, yaygınlık kazanıyor ve gereken etkinliğe kavuşuyor.

NÇ: Mekan  sorunu çok önemli çünkü sizinde işaret ettiğiniz gibi, 15 yıl önce İstanbul'a bir sanatçı getirmek için epeyce dil dökmek, ikna edici olmak gerekiyordu. Şimdi herkes kendiliğinden İstanbul'a gelmeye başladı. Çünkü İstanbul çok ciddi bir kesim noktası haline geldi.

Bu trendin güçlenmesini bekliyor musunuz?

BE: Gayet tabi.  Yine teknolojinin getirdiği imkanlar , küresel  eğilimler ile ilgili bir nokta . Bunu da izliyoruz Türkiye'de.

Artık öyle bir kuşak yetişiyor ki, onlar belirli müzik türlerini, sanat olaylarını an ve an izliyorlar. Onların içindeler.Hayranlık  duydukları sanatçıları çok yakından izliyorlar. Birlikte olmaktan zevk duyuyorlar.

Hiçbir sorun olmaksızın bir arada olabiliyorlar bu genç insanlar. Ve bunların bir talebi oluyor, bir ihtiyaçları oluyor.

Sevdikleri , bildikleri  kişileri görmek, onlarla tanışmak , onlarla birlikte olabilmek istiyorlar. Bu ihtiyaçlarda arttıkça sanıyorum canlı etkinlik ve deneyim sağlayan olayların önemi giderek artacak.

NÇ: Çok teşekkür ederiz.  Çok aydınlatıcıydı. Ağzınıza Sağlık.

.
.


Bülent Eczacıbaşı

.
.
.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org